Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

tülvent

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

tülvent tarafından postalanan herşey

  1. tülvent şurada bir blog başlığı gönderdi: Bağ Bozumu
    Çocukluğumun en güzel anılarından: Mendil Artık bir nostalji olarak belleklerimizde yer eden, çeşitli desen ve renkte... İpekli, pamuklu ama mutlaka kumaştan! Öğretmenlerimiz ‘’mendiller’’ der demez minik ellerimizi tertemiz, ütülü ve özenle katlanmış mendillerimizin üzerine nasıl da koyuverirdik, tırnaklarımızı da görsün diye… Teneffüslerde körebe, mendil kapmaca ve yağ satarım bal satarım oyununda da oyun arkadaşlığı ettiler bize. Bayram mendillerinin de büyük anlamı vardı. Bayram yaklaşırken mendiller hazırlardı büyüklerimiz. El öpmeye gittiğimizde, şekerle birlikte mendil de alırdık; içinden küçük bir harçlık, ufak bayram hediyeleri de çıkan… Ne çok mendilimiz olurdu; renk renk, desen desen, bazen de kenarları dantelli ve işlemeli küçük mendiller. Nasıl güzel uçuşurdu düğünlerde halay başının elinde, uzağa gidenlere sallanırken de! Yeni neslin belki de hiç bilmediği mendil, bir kültürdü ama zaman içinde ''Selpak'' lara kaptırdı yerini; asla anlamlı ve değerli olamayacak olan! Sonra da anlamlı pek çok değer gibi geçmişteki hüzünlü yerini aldı. Bazen oyun arkadaşımız, bazen terimizi, göz yaşlarımızı ve kanayan dizlerimizi sildiğimiz, bazen bir bahar akşamı bir hanım efendinin elinden düşüveren bazen de ‘’söz’’ amacıyla verilen bu küçük ama çok şey simgeleyen mendiller bir gün hiç hissettirmeden uçuverdiler. Nasıl, ne zaman ve nereye?… Hiç anlayamadım. Bugün çekmecemde hala mendillerim var çocukluğumdan kalma. Elime aldığımda hüzünlendiğim, gündelik hayatın önemli bir parçası olduğu zamanları ve mendil geleneği olan bayramları özlediğim...
  2. Kapalı kapılar var hayatımızda... Nicedir açmadığımız, bilerek kapattığımız, üstüne kör bir kilit vurduğumuz kapılar.. Bazen açmaya korktuğumuz, bazen ardındakilerle yüzleşmekten çekindiğimiz kapılar.. Eski bir dostluk bazen, eskiden yapıp ettiklerimiz bazen.. Eski “biz”, eskimeyen izlerimiz.. Kapıların ardında kalan.. Hayatımızdan uzak durmasını istediklerimiz. Cesaretimizdir bu bazen, bazen yenilgimiz..Bazen hayretimiz, bazen isteklerimiz. Ne çok kapıyı kapattık dostlar, ne çok kapı kapandı yüzümüze. Nasıl kapılar açıldı, kapattıklarımızın yerine?... Masumiyeti, insafı kapatan insanlar gördüm, üzerlerine kör bir kilit taktıklarını..Anahtarlarını da dipsiz kuyuya attıklarını.. Nice erdemin üzerine kapatılan kapıların yerine, ardına kadar zevk-ü sefanın ışıltılı kapılarının açıldığına şahit oldu bu yeryüzü.. Kendisini sevenlerin üzerine kapılar çarptı yeryüzünde kimileri.. Kimileri kendini gelip geçici “dünya”ya kapattı.. Dünya, sadece kendisi için yaşayanlara en büyük kapalı kapı oldu. ... Kapattık bazı kapıları dostlar… Kör bir kilit vurduk üzerlerine.. Şimdi açılırlar mı yeniden, en tılsımlı sözleri söylesek?.. Yahut yeni kapılar açsak, kaybettiklerimizin peşine düşsek.. Kör kilitli kapıları açmak gerek dostlar... Biraz cesaret gerek belki.. Gerçeklerle yüzleşmeye cesaret, gerçekleri kabullenmeye cesaret.. Ve gayret, ve gayret… Sevgiyle çaldığınız tüm kapıların ardına dek açılması dileğiyle…
  3. PopulerTwitler ‏ Aşk namaz kılmaya benzer; niyet ettikten sonra etrafa bakılmaz... PopulerTwitler ‏ Bir kadın atasözü der ki; anlamsız trip yoktur, onun sebebini anlayamayacak kadar gerizekalı erkek vardır fayntenks ‏ sabah sabah hiç güleceğim yoktu, hala da gülmüş değilim. Bora Mesut PALAS ‏ cam silmek için kullanılan bir ürüne "camsil" adını veren yüzeysel bir firmanın tuvalet kağıdına vereceği ismi düşünmek bile istemiyorum. Kuş Beyinli ‏ Madem adı "ölüm döşeği" yatma, git yatağında yat, sonra yok efem öldüm, ölürsün tabi. kutup zencisi ‏ +hocam sizi sevmeyenler varmış, ne diyorsunuz? / fethullah gülen: -olsun, "ZAMAN"la severler... Adonis Soyadonis ‏ bazı insanların kalbi gece klübü gibi , bi arkadaşa bak çık o kadar kalabalık Hz.Pîr ‏ Kalbinizle yaptığınız her şey size geri dönecektir.. #MevleviSözü Tekerleklibavul OooO ‏ Yatsı ile sabah namazı arasında çok boşluk var. Sen bak da araya bi tane sıkıştırıvermesinler. PopulerTwitler ‏ "Baktıkça güzelleşiyorsa, gittikçe seviyorsun.." Samet AKAR ‏ İnsanlar eğlenebildikleriyle arkadaş olurlar, anlatabildikleriyle dost, ağlayabildikleriyle kardeş.. Syelkenci (Suskun!) ‏ Sen, susuyordun... Ben, susarken bile seni konuşuyordum... Engin Çelik ‏ Televizyon izlerken "Haydi çocuklar uykuya" yazısını görüp uyumaya giden çocuğum olursa onu çöpe atarım. Tunc Cavcav ‏ Arapca bir ata sozu der ki;“Dostunuz bal bile olsa, hepsini yalamayin” Doctor Kaan +Genelde ne dinlersin? -Kafamı dinlerim.+Peki hangi spor dalı ile ilgilenirsin? -Beyin Jimnastiği +Tamam bye agırtwıt ‏ "daglar istedigi kadar kar dolsun sen yuregini sicak tuttugun surece erimeye mahkumdur" Ozan Türkoğlu ‏ Asik oldugun sehirde, asik oldugun insan yok ise; Zamanla farketmeden birinden uzaklasiyorsun. Özlem ‏ ıssız adaya düşsem yanıma imdat çekici alırdım valla kesin bir işe yarar inanıyom Edebi Alıntılar ‏ ''Hayata karşı ilk küskünlüğümüz; yanımızda sandığımız kişileri, karşımızda görmemizle başlar..!'' (Anton Çehov) Edebi Alıntılar ‏ ''Para her kapıyı açar lakin kilitleyemez..!'' (Friedrich Engels) Mizah&Kitapcümleleri ‏ Ne kadar acıdır başkasının gözüyle bakmak mutluluğa.. ' Shakespeare ' PopulerTwitler ‏ "Alışmaktan korktuğun için; dokunmaktan vazgeçtiğin insanlar vardır..." (La fille sur Le pont) Çok Özel Sözler ‏ ''Tebessüm bedavadır; vereni üzmez alanı mutlu eder." - Şems-i Tebrizi Düşünen Adam™ ‏ Hayat bazen kırmadan önce ne kadar bükebileceğini görmek istiyor. Tolga Akpınar ‏ @GeErgen Bazı öldürmeler hayat verir.Bahçıvan ağaçları budamasa dallar gelişir mi?Terzi kumaşı parça parça etmese elbise çıkar mı?demiş Pir. Çok Özel Sözler ‏ ''Aslında bazen, hayatına girenleri düşünmeyi bir kenara bırakıp, kimlerin çıkması gerektiğini düşünmek gerek." - Gore Vidal Cebimdeki Kelimeler ‏ "Öyle güzel gülmelisin ki, insanlar seni ağlatmaya utanmalı." Gabriel Garcia Marquez PopulerTwitler ‏ Baş parmağıyla işaret parmağını birleştirip, ağzına sokarak ıslık çalanlara saygım sonsuz. Ely Art ‏@eLywart Sıkı giyin, ben yokum.. söz gebesi ‏ Sen benim tellerime hangi notayi isteyerek vuruyorsan, ben o makamdan inliyorum SEVGiLi... Mizah&Kitapcümleleri İnsan sevdiği kadar affeder. ' Rochefoucauld ' agırtwit ‏ "zaman senin omrunden caliniyorsa bilki en iyi ilac o degildir" Emre ARISOY ‏ Keşke ilişki başlamadan önce,karşı tarafın kafasının üstünde 'bunu mu sevmek istediniz?' diye bir uyari görünse. A. ‏@ornekadam Bazen içten bir sarılma yüz seni seviyorum'a bedeldir. EnİyiTwitler ‏ "Sessizlik, en büyük haykırıştır." (La Vita è Bella) çok tatlıyım ‏ uyurken arkanızdan sıkı sıkı sarılan bir sevgili bulursanız, hemen evlenin onunla. az kaldı onlardan.
  4. Türk Gençliği 3 ağaç kesilmesin diye evini taşıtan Mustafa Kemal ATATÜRK gibi bir liderden, yeni köşkü uğruna 3 bin ağaç kestiren Erdoğan gibi bir lidere! MüjdatGznHayranları ‏ İzmir gavur İzmir olarak nitelendiriliyor çünkü... Henüz medeniyete alışamadık. Türkiye'de medeniyet İzmir'dedir. Okan BAYÜLGEN Hayat Felsefesi ‏ Basit olan güzeldir ancak kimse değerini bilmez. Türk Gençliği Mustafa Kemal ATATÜRK. Aç bak tarihe, bulamazsın başka tek cümlelik destan! Black ‏ Mezuniyet Töreninde DİPLOMA'larımızı neden YUVARLAYIP verdiklerini şimdi daha iyi anladım ! ♌ Hanzadeee ‏ Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana "tecrübeli" denir. Black ‏ Bazen kulaklarımı tıkayıp ''Seni Seviyorum'' diye haykırmak istiyorum... Söylemeye cesaretim var da cevabını duymaya cesaretim yok... Black '' Parkta salıncak sırası bekleyen çocuk gibi bekledim seni. Biraz heycan, biraz da salıncağı 'başkası kapacak' korkusu işte... '' Black ‏ '' Çok günah işledim, korkuyorum.. 'Ayaklarının altına al beni anne' ! Cennete gitmek istiyorum... ''
  5. EFSANEVİ ‏ Sevmedigim biri karsima cikinca, gormezden geleyim derken telefon yerine sigara paketini koymusum kulagima. Aniden karsima cikmayin Acayip Gerçekler ‏@AcayipGercekler Parmak izleri gibi dil izleri de, her insan için benzersizdir. KitapCümleleri ‏@Kitapcumlelerii Geride bıraktıkların mı var? Boşver..Sana iyi gelen insanların geride ne işi var. ' Elif şafak ' En iyi Tweet ‏@enniyi Hayatta öğrendiğim her şeyi 3 kelime ile özetleyebilirim: Hayat devam ediyor. |Robert Frost| Çok Özel Sözler ‏@CokOzelSozler "Şimdi beni uçurumdan atsan, düşene kadar aklımdaki tek şey; sırtıma değen ellerin olurdu." - Ahmet Telli En iyi Tweet ‏@enniyi Biz kaybetmeye ilkokul'da silgimizle başladık. Laf Kırıntıları ‏@Laf_Kirintilari Güle Sormuşlar: Neden dikenlisin? - Beni yalandan değil gerçekten seven tutabilsin diye.. (Can Yücel) yazanadam® ‏@yasaral Seni öyle bi görmezden gelirim ki; hergün aynanın karşısına geçip, var olup olmadığını kontrol edersin.. ilker YILDIRIM ‏@Director1973 " Seni Seviyorum " hava ile temas edince bozuluyor, dudaktan dudağa fısıldanmalı. gaf ebesi ‏@gafebesi "Eğer birileri seni geleceğinde görmüyorsa, onları geçmişte bırakmanın vakti gelmiş demektir." (Elif Şafak) canerkarauc ‏@canerkarauc @Seytanitweet Kadını güzel yapan Allah, sevimli yapan şeytandır. hüs ‏@erebosss büyüyünce işsiz olacaktım, babam bırakmadı.
  6. İnci Aral'ın menopozu anlatan kitabı İçimden Kuşlar Göçüyor... Ben de böyle hissediyorum evet. Benim de içimden kuşlar göçüyor. Uzaklaşıyorlar bir bir. Eskiden kuşlar yuva yapardı, yavruları bu yuvalardan ilk kanat çırpma denemeleriyle içimi titretirlerdi. Başka başka kuşlar gelir, başka başka köşelerime yerleşirler, en mutlu şarkılarını şakırlardı. Gçö zamanını bilenler selam ile uzaklaşır, göçe göz kestiremeyenler ısınmak için pusardı yüreğimde. Şimdi içimden kuşlar göçüyor yerli yersiz. Bütün yanlışlarım, bütün gözden ve elden kaçırdıklarım, tutabildiklerim ve benim kıldıklarımla bir hayat yaşadım ve ben olmaktan, iyi kötü, ama böyle olmaktan en sonunda hoşnutluk duymaktayım. Garip bir bilgelik, güçlülük, yılmazlık duygusu var içimde. En sonunda ele geçirmeyi başardığım bir özgüven. ‘’İçimden Kuşlar Göçüyor’’ un bir yerinde böyle diyor İnci Aral; Acıları, kederleri ve mutluluklarıyla dolu dolu yaşanan bir hayatın, bir dönüm noktasında. Kadının tek başına yaşaması, yalnız taşıması gereken güç bir dönem bu; bedensel-ruhsal değişimler, eksiklikler ve farklı deneyimlerle olgunluğa, orta yaşa geçilen eşik. Duyguların uç noktalarda yaşandığı bu geçiş sürecinde, kendisiyle de geçmişiyle de hesaplaşma fırsatı buluyor yazar. Pek az kadının cesaret ettiği biçimde, yaşadıklarını açıkça, hiçbir şeyin arkasına sığınmadan irdeliyor; kendini içtenlikle, dürüstlükle, hatta acımasızlıkla sunuyor. "Bu gene geçmişin baştan çıkarıcılığı olsa gerek. Şu anın geçmiş zaman olmasını bekle. Ne denli mutluyduk anlayacaksın.(Susan Sontag)" (s.9) "Bir zamanlar olduğumdan daha yaşlı olmayı isterdim. daha dingin, deneyimli, bütün olumsuzluklardan kurtulmuş, dünyaya yukardan bakabilen biri. Belli yaşa gelmiş, tutkulardan arınmış, durulmuş oturmuş kadınlara hayranlık duyar, imrenirdim. onları hayatlarının hesap sağlamasını yapıp kadınlık sınırını aştıklarını, gözyaşlarını arkada bıraktıklarını, sevilmeye fazla gereksinme duymadıkları için artık acı çekmediklerini düşünürdüm. Şimdi gençliğimde özlediğim yaşlardayım, ama hâlâ olmayı umduğum kadın değilim. Bu modelin bana pek uyduğunu da sanmıyorum ayrıca. Olgunluğu niteleyen bütün iyiniyetli sözcüklerin arasunda başıboş dolaşıyor, yan yollara sapıyorum bu yüzden." (s. 9) "Yaşanmış yılların insanın üstünde birikmesi dokunaklı. Bazen umutsuzluğa, bir çok şey için geç kalmış oldğum kaygısına kapılıyor, hayatımı kendi kendimden çaldığımı düşünüyorum. Birçok şey geri gelmeyecek biçimde benden uzaklaşmış sanki. Ataklığım, heyecanlarım nasıl olduğunu anlayamadan elimden alınıvermiş. Aşktan kesilmişim. Evet yaşıyorum ama tekdüze, oldukça derli toplu, dikkatli. Olabilirlikler karşısında fazla hoşgörülü. Korkuyorum biraz. İçimin boşalmasından, ufkumun daralmasından, düşüncelerimi diri tutacak eylemlerden uzak kalmaktan korkuyorum." (s. 10) "Penceremin önündeyim. Kendi imgemi görüyorum, mermerin üstüne yayılmış uyuklayan tekir bir kedini başucunda. Küçük ve büyük anların yaşanmışlık görüntüleriyle, sözcüklerle, yabancı ama aynı zamanda bildik kaygılar ve sevinçlerle dolu bir organizma olarak görüyorum. Olduğunca kabul ediyorum onu. Ne gurur ne de hoşnutsuzluk duyuyorum. Acıyan bir yerlerim olup olmadığını anlamak ister gibi yokluyorum içimi. Hiçbir sızı yok. Geçmişin ağırlığı yok üstümde. Yolunca yordamınca unutmuşum unutulması gerekenleri. Sarılıp sarmalanmış sağaltılmışım."(s. 11) "Bütün kavgalardan zaferle değilse de sonuna kadar vuruşarak çıkmak, bütün son görüşmelerden alttan almadan, suçluluk duymadan ayrılmak istiyorum." (s. 11) "Bir insanı sevmeye değer bulabilmem için, onun ulaşılması güç olanı simgelemesi gerekiyordu. Aşk benim için olanaksızlık, umutsuzluk ilişkisi olduğu sürece anlam taşıyordu. Bunun dışında, nesnel olarak, kendi başına ve uzun süreli bir derinliği yoktu. O ele geçmezi elde etme çabasını inatla sürdürdüğümde var olabiliyordu ancak. Yakınımda duran, kolayca ulaşabileceğim hiç kimse ateşleyemiyordu ruhumu. Ardından kesinlikle düş kırıklıkları geliyordu. Sis dağıldığında tükenerek yanına ulaşmayı başardığım insanın hiç de sandığım kadar ulaşılmaz olmadığınıgörüyor, şaşırıyordujm. gene de anlaşılmaz bir sadakat gçsteriyordum seçtiğim "aşk nesnesi"ne.Cezamı sonuna kadar çekmek istiyordum sanki. Var gücümle koruduğum bütün öznel sınırlar zorlanıncaya kadar direniyordum. Yalnızlığın büyük bir özgürlük olarak yeniden yeğleneceği yere kadar..." (s.14) "Henüz her şey yolundayken, bedenim bana yabancılaşmaya başlamamışken daha, bütün tanışmalardan, başlangıç ve bitişlerden, sevecenlik, aşağılama, ayrılık ya da gidiş dönüşlerden, büyük bunalımlar ve şaşkın, yaralı dolaşmalardan sonra bir gün acı çekmekten bıkmış olduğumu düşünüp düz bir çizgiyi özledim. Düz. Dümdüz. Yatağında uslu bir su gibi akmaya özendim. Yorgunluk belki. Güvenli bir limanda bir solukluk dinlenme. Çiçek yetiştirme, kedi besleme dönemi. Amaçlarımı gelecek olarak tasarladığım bir çok şeyi belirsiz bir zamana erteleyip güdükleşmeye bıraktım. Duyularımı köreltip herkes gibi olmanın hoşnutluğuyla avunmaya koyulduğum bir boşluğun içine yuvarlandım. Sessizlik. Acıdan geriye kalan boşluk. Olağanın, sıradanın kolaylığı. Böyle bir gün herkes için, her zaman olacaktır." (s. 16) "Yalnızca deli dolu zor sevgiler değil, içinde uyumun, dinginliğin, dayanışmanın olduğu sevgiler de vardır. Görmüş geçirmişlik dersiniz buna ya da doygunluk. Saflığa varan iyimserlikten, küçük oyunların tuzağına düşmekten ve düşmanlıklardan kaçmayı öğrenmiş, söylemek istediklerinizin çoğunu söylemiş ve henüz söyleyemediklerinizi söylemenin ise zaten gereksiz bir zahmet olduğunun farkına varmışsınızdır. Masumiyetin sonudur bu. Bütün yatırımını her seferinde sakınmadan ortaya atma, ya hep ya hiç mantığı gütme ve onarılmaz kayıpları göze alma yürekliliğinin sonu. Somut ve açık örnekler: Kararlı ve bütün serüvenlere kapalı bir duruş. Hevessiz, takma bir gülümseyiş. Gündelik dile keskin bir dönüş. İlk kez bir banka hesabı." (s. 16-17) "Parçalarınızı toplayıp -ek yerleri görünür biçimde de olsa- bir araya getirmek, hiç de özgün biri olmadığınıza inanıp düşlerinizden umudu kesmek zamanı. Yön değiştirme. Rahat bir soluk, en sonunda. Bir zamanlar sizin tekdüzelik, başkalarınınsa mutluluk olarak adlandırdıkları herşey..." (s.17) "Doğru, ölüm hiçbir şeyi silemez. Siz öldüğünüz zaman, daha bir gerçek, daha bir güzel olacak. (Marguerite Duras)" (s.19) "Belleğin dili yok. Bellek birbirine açılan sonsuz resimlerden oluşuyor. ama hiçbir şeyi unutmuyor. Hiçbir siyahı, maviyi, beyazı ve bakışı, hiçbir duruşun kabalığını ya da anlatılmaz inceliğini. Bellek kimi zaman unutmuş gibi yapıyorsa bu, acıyı yeryüzünden kaldırmak istediğindendir." (s.19) "Her insan yükünü kendi taşır ister istemez ve düşmeden önce, düştüğünde başına gelecekleri bilemez" (s.24) "Kurulan her yeni denge çabucak bozulabilir. geçmiş, geçm,ştir ve geleceğin önü bir anda kesilebilir." (s. 25) "Geçmişte bıraktığım bu adam değil. Bu bir başkası. ben onu boşu boşuna sevmiş ve yoktan var etmişim. Çoğaltmış, yüceltmiş, sevgime değer bulmak için olduğundan daha büyük ve önemli kılmışım. Bu yanılgıda uzun zaman direnişim yalnızca benim sorunum. Acı çekme ustasıyım çünkü ben. Ama şimdi ne bağışlama ne bağışlamazlık var artık burada. ne pişmanlı ne şöyle ya da böyle bir duygudaşlık var. kala kala gittikçe silikleşen ve çok seyrek anımsanan bazu anılar kalmış geriye. Unutulmayacak sandıklarımdan kalan küçük kırıntılar. Ama onlar bile ona benzeye ve gerçekt hiçbir zaman o olmamış biriyle ilgili." (s. 26) "Yanlış sevilmeler, özellikle yanlış sevmeler. Ama yaşamlarımız bunlar üzerine kurulu değil mi? Hep kıskandım "doğru" sevmiş ender kişileri ya da öyle görünmeyi başarabilenleri. Belki de gerekenden daha uzun süre öyle olduğuna inanmayı yeğlemiş olanları, en azından... Yoksa nasıl olsa her aşk, kazaya, yanlışa dönüşür zamanla..." (s.26) “Kısa da sürse, başlı başına bir yanılsamada olsa aşk insanın kendini yeniden yaratması değil mi? Kendi yüreğine ulaşmada kışkırtıcı bir keşif yolculuğu değil mi? Ama çoktan bitmiş ve artlarında yangın yerleri bırakmış bütün sevdaların sesi var içimde. Gördüğüm kentlerin, geçtiğim yolların, yalnızca birkaç saati ya da olağanüstü akşamları bölüştüğüm ve sonra unuttuğum bütün insaların yüzleri. Sornadan anımsananlar dokunaklı, iyi ve değerli görünür insana. Ama şimdi bir yenilgi kokusu var insanda” (s.32) “ Bütün beraberlikler egemenlik mücadelesi sürecinden geçer. Kimi zaman bir taraf yenilir teslim olur. İki tarafta teslim olmuyorsa, karşılıklı olarak mevziler kazanılır ya da kaybedilir ve kişilerin yaşama alanlarının sınırları belirlenir. Bu, yazılı olmayan bir barış antlaşmasıdır. Sorunların tümünü çözmez belki ama temelde işe yarar. İki ayrı insan, iki bağımsız birey olarak ortak hayatı sürmeyi kolaylaştırır.” (S.32-33) “Erkekler konu olduğunda aşk da hiçbir kesinlik taşımıyordu. Birçok erkek kendi cinselliğinde de alışılmış erkeklik rolünün dışına çıkamıyordu. Yetenek ve bilgisini geliştirme fırsatını gerektiği kadar bulamadığı hallerde bile üstünlüğüne inanmayı elden bırakmıyor, Tanrı vergisi doğal donanımını yeterli ve kusursuz buluyor; aramak, denemek ve daha iyisine ulaşmak için çaba gösterme gereği duymuyordu. Gerçekte erkek dünyası, kadına duyulan korkularla gizli aşağılık duygularıyla tıka basa doluydu. ... Büyüyü yalnızca aşktan beklemek bir tür bencillik ve fazla hayalciliktir. Cesaret, ataklık ve sakınımsızlık gerekiyordu cinsellik için. Keşfetme tutkusu, sevecenlik ve açıklık.” (s.58) “Evliliğimizi kurcalıyorum. Evet, iyi, güvenli biçimde sürüyor. Birbirimizi ezbere biliyoruz. Sevencenlik, anlayış, hoşgörü var aramızda. Ama hiçbir sürpriz yok. Hiçbir vefasızlık, uygunsuz davranış ve şaşkınlık yok. Arada hafif bir ağız dalaşı. Hemen sönüveren bir öfke kıvılcımı. Ama kıskançlık ve yitirme korkusuyla, birbirimizi hırpaladığımız tutku yok artık aramızda” (s.61) "Artık şundan eminim, insanın geçmişi ya da geleceği görebilmesi için biraz deli, yaşamı anlayabilmesi için yaşamın biraz dışında olması gerek. -Djuna Barnes-" (s.93) “Hayat yavan ve düzdür, diye düşünüyorum. Yazı hayata renk, biçim ve önem kazandırıyor. Eldeki malzemeyi parlatıp yeniliyor.” (s.93) “Yazmak bir hastalık mı diye düşünüyorum bazen. Bir tür delilik mi? Ama öyle ise bile bunun büyüleyici bir yanı var. Gerçeğin keskinleşmiş görüntüsü, belli belirsiz bir bağışlayıcılık, karmaşık, çekingen bir kendini beğenmişlik ve bir o kadar acı var yazma çılgınlının içinde. Sınırsız bir kendinden vazgeçme var.” (s.107) “Bir yazarın görevi eğlendirmek olmamalı. Bir okurun eğilimi de yalnızca eğlenmeye yönelik olmamalı. Bir insan, bir yazar yaşadığı hayattan gereğinden fazla hoşnut olmamalı. Yaşadığı yerden, dünyadan, hiçbir şeyden hoşnut olmamalı. Görünenin ve kendi yüzünün arkasındakini yakalayabilmek için sık sık durup çevresine ve aynalara bakmalı. Ayağını bastığı yerin, kendi varlığının, ruhunun ve düşlerinin yansısını görebilmek için hiçbir şeyin tekrarlanmadığı bir yere tutunmalı. Kendini bu biçimde ortaya koymanın, insana özgü, hiçbir zevkin yerini tutamacağı bir çokusu, sevinci var.” (s.108) "Kitaplarım bana sadece ıstırap verdi diyor Charlotte Bronte. Bugün ben de aynı fikirdeyim.-Virgina Woolf-" (s.109) “Zaman ağır aksak geçiyor. Bomboş ve anlamsız. Gene o yabanıllık duygusu yapışıyor yakama, o başedilmez umutsuzluk ve kaçış isteği. İçimden kuşlar göçüyor.” (s.111) “Bana söylenen ve söylenecek olan hiçbir söz, yazılmış ve yazılacak olan benimkiler de dahil herşey, adları şu ya da bu nedenle tekrarlanıp duran herkes artık ilgimi çekmiyor. Hızlı akan bir nehir sürükleyip götürüyor hayatımı. Bana ait olmayan görüntüler, benimle uyuşmayan oluşumlar, büyük, önemli şaşırtıcı sayılan ama beni hiç etkilemeyen bir çok durumla birlikte o nehirde akmam gerekiyor. Kurtulmak için tek bir seçeneğim var. Suyun kıyısındaki bir ağaç ya da çalıya tutunmak ve beklemek. Böyle ne beklediğini bilmeden beklemek yorucu ve umutsuz bir bekleyiştir biliyorum. Ama bir akışa kapılıp gitmekten, sürü ile sürüklenip gitmekten daha akıllıcai daha anlamlıdır.” (s.118-119) “Anlıyorum ki yazmak her zaman benim hayatımın yarısı olmuş. Hayatımın darmadağın öteki yarısını düzene sokmak için yazmışım ben hep. Hâlâ da böyle .... (s.121) “Bir vurgun olmayacak artık yüreğimdeki ve yatağını değiştiren bir nehir gibi sanki geri gelmemek üzere giden bir şeyin kanat sesleri kalacak yalnız kulaklarında” ... Safra kesemin alınması gerekiyor.' ne zaman yatabilirsiniz?' diye soruyor genc cerrah. 'Körfez savaşı bitince' diyorum. 'Sizin ne ilginiz var bu savaşla?' diyor şaşkınlıkla. 'Üzülüyorum diyorum. 'Sinirlerim bozuk ve tansiyonum düşmüyor. Biterse daha iyi olacağım' İÇİMDEN KUŞLAR GÖÇÜYOR - İnci Aral
  7. Hayvanseverler Hayvan Hakları İçin Yürüdü Hayvan hakları ile ilgili yasa tasarısını protesto eden çok sayıda hayvansever Galatasaray'dan Taksim Meydanı"na yürüdü. Aralarında ünlü isimlerin de olduğu hayvanseverler, yasa tasarısının geri çekilmesini istedi. Hayvan hakları ile ilgili yasa tasarısını protesto eden çok sayıda hayvansever Galatasaray'dan Taksim Meydanı'na yürüdü. Aralarında ünlü isimlerin de olduğu hayvanseverler, yasa tasarısının geri çekilmesini istedi. Yüzlerce hayvansever, hayvan hakları için Galatasaray'da biraraya geldi. Hayvan hakları iel ilgili 5199 sayılı yasa tasarısını protesto eden hayvanseverler, Taksim'e yürüdü. Yürüyüşe CHP İstanbul Eski Milletvekili Çetin Soysal, manken Sevda Demirel gibi ünlülerin yanısıra yüzlerce hayvansever katıldı. Ellerinde "5199 Geri Çekilsin" yazılı pankart taşıyan gruba Beşiktaş taraftar grubu "Çarşı" da destek verdi. Hayvanseverlerin arasında bulunan bir grup da Kurban Bayramı'nda hayvanların kesilmesini protesto etti. Grup, "Kurban paralarını ihtiyaç sahiplerini bağışlayın", "Bayramınıza kan bulaşmasın" yazılı pankartlarla yürüdü. Yürüyüşe destek veren manken Sevda Demirel "Her gün sokaklardayız. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız bu yasayı engellesinler. İkisi de imanlı insanlar. İmanlı insanlar böyle bir şey kabul etmez" dedi. CHP İstanbul Eski Milletvekili Çetin Soysal ise, "Böyle bir kalabalığı burada görmek çok güzel. Hayvanları katletmek günahtır. Onların hakları buraya geldik" diye konuştu. Yürüyüşün ardından grup olaysız bir şekilde dağıldı.
  8. tülvent şurada yorum gönderdi Radya'nın galeri fotoğrafı içinde Üye Fotoğraf Galerileri
  9. tülvent şurada yorum gönderdi Radya'nın galeri fotoğrafı içinde Üye Fotoğraf Galerileri
  10. tülvent şurada yorum gönderdi Radya'nın galeri fotoğrafı içinde Üye Fotoğraf Galerileri
  11. tülvent şurada yorum gönderdi Radya'nın galeri fotoğrafı içinde Üye Fotoğraf Galerileri
  12. tülvent şurada yorum gönderdi Radya'nın galeri fotoğrafı içinde Üye Fotoğraf Galerileri
  13. AŞK Aşk değişmeyince ölür. (Ahmet Haşim) Aşk, boş adamın işi; meşgul adamın işsizliğidir. (George Lyttelton) Bir katilin suçu bile; kendini saklanmak isteyen aşk kadar çabuk göstermez. (Shakespeare) Aşk, aynı yöne birlikte bakabilmek ... (Saint Exupery) Aşk bize sevgilinin verdiği değil; ruhumuzun yarattığı bir ihtiyaçtır. (Abdülhak Şinasi Hisar) Aşk hiç bir zaman pişmanım dememektir. (Orhan Pamuk) Karşılıklı aşk gibi mutluluk yoktur. (George Granville) Aşkın gözlükleri öyle pembedir ki; bakırı altın, yokluğu varlık, gözdeki çapağı inci gibi gösterir. (Cervantes) HAYAL Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar... İnsan alemda hayal ettiği müddetçe yaşar. (Yahya Kemal Beyatlı) Hayal, ruhun gözüdür. (Joubert) Zekatı yok, zarar etmez, tükenmez, eksilmez Olur mu ademe hülya gibi nısab-ı ferah (Şeyh Galip) Hülyası kalmayınca hayatın ne zevki var? Bitsin, hayırlısiyle bu beyhude sonbahar. (Yahya Kemal Beyatlı) Ne çare insan hayalsiz yaşayamaz. (Abdulhak Hamid Tarhan) ÖKSÜRÜK Öksürük ile su, hatibin iki baş yardımcısıdır. (Rıfat Necdet Evrimer) Aşk ve öksürük saklanamaz. (Ovidius Naso) Öksürükte üç kavait vardürür Biri ahha, biri ihhi, birisi öhhödürür. (Molla Ragıp Bey) Sevgilim dinle, işte bad-ı hazan Müteverrim misali öksürüyor Hem de bir öksürük ki çok sürüyor. (Cenap Şehabettin) SEVMEK Sevmek, bir başkasının hayatını yaşamaktır. (H. de Balzac) İki kez sağızdır Biri Bizi Severken (Fazıl Hüsnü Dağlarca) Seni, geceyi ve bulutları seviyorum. (Cahit Külebi) Sevdi ve kendini buldu... Oysa bazı kişiler kendilerini kaybetmek için severler (Hermann Hesse) Gönlümün aşk u vefadur şeref ü ünvanı Sevenin ben kuluyum sevmeyenin sultanı (İbrahim Şinasi) İnsanın başka işi yoksa sevmekte de bıkar. (Kemal Tahir) GÜN Bugünümüz saadetle geçmedikçe yarın diye bir şey yoktur. (Sophokles) İyi günler de gelir geçer, kötü günler de. (Firdevsi) İki günü bir olan ziyandadır. (Hz. Muhammed) Kişi bugünü görmek gerek geçeni komak gerek. (Sinan Paşa) KADIN Adı kadın var, kendi kadın var. (Atasözü) Sevilen kadın bütün kadınların daima en güzeli değil midir? (H.de Balzac) Öfkeli kadının neler yapabileceği iyi bilinir. (Vergilius) Erkekleşen kadın, kadınlaşan erkek kadar zevki selimi tırmalar. (Mektupçu Agah) Sevilen kadın daima haklı çıkar. (Alfred de Musset) Kadının kötüsü kadar kötü, iyisi kadar da iyi yaratık yoktur. (Euripides) Her iyi kadın, erkek için mukaddes bir kalkandır. (Halide Edip Adıvar) Bütün kadınlar sönmektense, yana yana tükenmeyi yeğlerler. (Montherlant) Kadın kendi başına ne gül goncasıdır, ne de diken. Koklamasını bilirsen gül olur, tutmasını bilmezsen diken. (Refik Halit Karay) Erkekler, bilgiç kadınlardan nefret ederler. (Tennyson) Havayı geldiği gibi, rüzgarı estiği gibi, kadını da olduğu gibi kabul edin. (Alfred de Musset) Fil zinciriyle, at gemiyle, kadın da gönül rızasiyle tutulur. (Şudraka) Görgüsüz kadın burun tarafı yırtık bir çorap gibi insanı rahatsız edici bir şeydir. (Refik Halid Karay) Kadın olsun, kitap olsun; cildine aldanma münderacatına bak. (Cenap Şehabettin) Kadın melektir. Onu şeytan eden erkeklerdir. (İsmail Hakkı Bıçakçızade) Kadın, erkekten arslan yüreği içinde kuzu itaatı ister. (Cenap Şehabettin) DOST Denendikten sonra dost edindiklerini bağrına bas, ama her ilk tanıştığınla, hemen el sıkışıp dost olma. (Shakespeare) Her zaman en çok eski dostlara güvenilir, tıpkı eski kılıçlara olduğu gibi. (John Webster) Dost, rahatlık veren bir merhemdir. (Genceli Nizami) Dost olanlar hep yüzine gülmeye Her yüze güler kişi dost olmaya. (Zarifi - Ahmed Baba) Dostunu hemen ölüverecekmiş gibi sev; düşmanını hiç ölmeyecekmiş gibi telakki et. (Cenap Şehabettin) Gerçek dost, onu unutanı unutmayandır. (Assurbanipal Kütüphanesi Tableti'nden) Kuşun yuvası, örümceğin ağı, insanın dostları vardır. (William Blake) Lokman Hekim sarabilmez yaramı Dost eli değmezse çare mi olur (Aşık Veli) SIR İki kişiyi aşan, bir başkasına da söylenen her sır yayılır. (Mevlana) Dime kimseye sırrı ir ü giç Ki sen saklamadun o saklar mı hiç. (Za'ifi) Sırrı olmayan bir şeyin çekiciliği de yoktur. (Anatole France) Sırrını saklarsan o sana esir olur, Yayarsan sen ona esir olursun (İbni Sina) Bana güvenilen bir sırrı kutsal bir emanet gibi saklarım; Ama sırları elimden geldiği kadar bilmemeğe çalışırım (Montaigne) Sırlarınızı kendi yüreğinizde saklamak, kalbinizi açtığınız kimselere dillerini tutmaları için yalvar yakar olmaktan yeğdir. (Geoffrey Chaucer) Birisi bir söz söyledi de sonra önüne ardına, sağına soluna baktı mı söz sırdır. (Hz. Muhammed) Üç kişi bir sırrı saklayabilir, eğer ikisi ölmüşse (Benjamin Franklin) En ummadığın keşfeder esrar-ı derunun, Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın (Ziya Paşa) Damıtılmış Sözler - M. Ertuğrul Saraçbaşı
  14. tülvent şurada yorum gönderdi GeceKuşu'nın blog başlığı içinde GeceKuşu
    Çok etkiledi beni bu mektup sevgili GeceKuşu, sevgilerimle...
  15. Tek kart ile o günkü tarot falınızın ne olduğuna bakabilirsiniz. Bunun için aşağıdaki linke tıklamanız yeterli. Hadi bakalım... http://www.falkolik.com/online-tarot-fali/
  16. Satın aldığınız diş macunu, şampuan, krem vs gibi tüp içinde sunulan ürünlerin arka yüzlerinde yer alan koyu renkli küçük karecikler mutlaka hepinizin dikkatinizi çekmiştir. - Bu karecikleriden koyu renkli olanlar, özellikle siyah karecikler tüp içeriğinin tamamen kimyasallardan oluştuğunu gösterir. - Kırmızı renkli olanlar ürünün %70'in üzerinde kimyasal içerdiğini gösterir. - Yeşil renkli karecikler ise ürünün %100 doğal etken maddeler içerdiğini gösterir. Yeni bir kozmetik ürün alırken sadece bu kareciklere bakarak ürünün ne oranda kimyasal içerdiğini anlayabilirsiniz.
  17. Eveeet, şu an ne güzel olurdu...
  18. tülvent şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    İlginç bir şiir, ama doğru söze ne denir ki; ''... Her yeni gün yeni bir başlangıç, Her yeni gün yeni bir adım, yeni bir umut. Bileceksin bunu ve sadece yaşayacaksın.... '' Radya...
  19. Erol Günaydın için Tören Düzenlendi! Tedavi gördüğü hastanede pazartesi günü vefat eden tiyatro ve sinema sanatçısı Erol Günaydın için Ses Tiyatrosu'nda tören düzenlendi. Törende, Günaydın'ın kızları Ayşe, Fatoş, Günfer Günaydın ile torunu Sofia Moro taziyeleri kabul etti. Kızı Günfer, Günaydın'ın şapkasını, Derya Baykal da Günaydın'ın kendisine hediye ettiği "meddah kavukiyesi"ni tabutun üzerine koydu. Galatasaray bayrağının da konulduğu tabutun önünde Günaydın'ın bir fotoğrafı yer aldı. Günaydın'ın röportajlarından, filmlerinden ve oyunlarından kesitlerin yer aldığı kısa bir filmin sunulduğu törende konuşan Tuncel Kurtiz, "Sevgili Erol için ne söyleyebiliriz ki... İzlediğimiz film, onun hayatının küçük parçasıdır" dedi. Kurtiz, anlatılacak pek çok hikaye olduğunu dile getirerek, Ferhan Şensoy'un Ses Tiyatrosu'ndaki işlerini kayıt altına aldığını, onlar sayesinde Erol Günaydın'dan bir şeyler öğreneceklerini söyledi. Oyuncu Derya Baykal da gözyaşlarını tutamadığı konuşmasında, şunları söyledi: "Çok büyük bir ustaydı, çok iyi bir babaydı. Beni her zaman bu tiyatrodan oyun bittiği zaman Güneş'e ve kızlarına gidişi çok etkilemiştir. Her zaman çok dingin, kendisinden çok dersler alabileceğimiz bir ustaydı. Aldık da. Kavukiyesini bana getirmişti. 'Zenne olarak bunu sana ödül olarak veriyorum' dedi. Onu yıllardır saklıyorum. Bundan sonra o da nesilden nesile Erol Günaydın'ı temsil etsin isterim. Ben emaneti bugün çıkardım buraya getirdim." Rasim Öztekin ise "Babamı, ağabeyimi, arkadaşımı, en önemlisi konservatuvarımı kaybettim" dedi. Demet Akbağ da Erol Günaydın'ı "yaşı olmayan müthiş bir usta" şeklinde tanımlarken, "Onu tanıdığım, onunla aynı sahneyi paylaştığım için teşekkür ediyorum" diye konuştu. Ferhan Şensoy ise Erol Günaydın ile 1976 yılında tanıştığını ve Fransa'dan döndükten sonra ona nasıl bir tiyatro yapmak istediğini anlattığını aktarırken, şunları söyledi: "(Bu anlattığın deli işi, 25 tane deli lazım. Türk tiyatrosunda 25 deli yok ki) dedi. Anladım ki, öyle deliler yetiştirmem gerekiyor. Oyuncular yetiştirmeye başladık. Ortaoyuncular'da kadro çok kalabalıklaştı telefon ettim; 'Deliler hazır' dedim. Oyunu izledikten sonra 'Bu deliler harika' dedi. 17 yıl birlikte çalıştık. Çok büyük ustalık yaptı. O oyuncular şimdi ünlü. Onunla tiyatro oynadığım için çok mutluyum. Hepimiz ondan çok şey öğrendik." Törene, Haldun Dormen, Tuncel Kurtiz, Erdal Özyağcılar, Salih Kalyon, Demet Akbağ, Ali Poyrazoğlu, Derya Baykal, Erkan Can, Nedim Saban, Mehmet Ali Alabora'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda sanatçı ve oyuncu katıldı. Törene katılanlar, sahnede Günaydın'ın tabutunun önünden geçerek, saygı geçişinde bulundu. Günaydın'ın cenazesi daha sonra Ses Tiyatrosu'ndan alkışlar eşliğinde çıkarılarak, Teşvikiye Camisi'ne götürüldü. Günaydın'ın cenazesi, Teşvikiye Camii'nde ikindi vakti kılınacak cenaze namazı sonrası Feriköy Mezarlığı'nda eşinin yanına defnedilecek.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.