Zıplanacak içerik

tülvent

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

tülvent tarafından postalanan herşey

  1. 29 Ekim kutlamaları sırasında yaşanan gerilimli günlerin ardından 10 kasım Anma törenlerinde farklı uygulamalar ve anma törenlerindeki farklılıklarla Atatürk'ün ölümünün 74. Yılı anma törenleri için 10 Kasım 2012 ilklerin yılı oldu. Ankara'da Anitkabir çevresindeki yollar trafiğe kapatıldı, 10.00'a kadar halkın Anıtkabir'e girişine izin verilmedi. İstanbul'da "Ata'ya Saygı Zincir"i, İzmir'de ise "Canlı Atatürk Portresi", oluşturuldu. Ceylanpınar'da tören Suriye 'den gelen savaş sesleri eşliğinde yapıldı. Anıtkabir Yolları Kapalıydı Törende Atatürk'ün mozolesine çelenk konuldu ve saygı duruşunda bulundu. Aynı anda tüm yurtta sirenler çaldı, bayraklar yarıya indirildi. Bazı sivil toplum örgütlerinin Ankara'nın çeşitli yerlerde toplanma kararı alması neden gösterilerek Anıtkabir'e giden yollar trafiğe güvenlik gerekçesiyle kapatıldı. Bu nedenle Ankara'da sabah erken saatlerde mesai günü olamamasına karşın trafik sıkışıklığı yaşandı. Ankara'da trafikte sıkışan araçlardan saat 09.05'te yüksek volümlü korna sesi yükseldi. Anıtkabir'e girişlere saat 10.00 itibariyle izin verildi. Kadıköy'de "Ata'ya Saygı Zinciri" İstanbul'da Kadıköy sahilinde bir araya gelen vatandaşlar 09.05'te el ele tutuşarak yaklaşık 6 kilometre uzunluğunda "Ata'ya saygı zinciri" oluşturdu. Dolmabahçe Sarayın Harem Bölümü 71 numaralı odasında Atatürk'ün hayata gözlerini yumduğu odaa düzenlenen anma töreninde 74 yıldır askerler nöbet tutuyordu. Bu yıl bir ilk yaşandı ve Dolmabahçe'de saygı nöbetini asker yerine iki polis memuru tuttu. İzmir'de Atatürk Portresi Oluşturuldu İzmir'de de 10 Kasım anma törenleri için bir ilk yaşandı. 2 bin 400 kişi ile oluşturulan canlı Atatürk portresi, 200 metre yükseklikten görüntülendi. Konak Belediyesi'nin katkıları, fotoğrafçı Cumhur Aygün'ün organizasyonunda gerçekleştirilen etkinlik yoğun ilgiyle karşılandı. Bir Yanda Silah Sesleri Diğer Yanda Anma Töreni Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesindeki 10 Kasım törenleri ise sınıra sıfır noktadaki Suriye'nin Rasulayn bölgesinden gelen çatışma sesleri eşliğinde yapıldı. Tören Ceylanpınar Kaymakamlığı'nın önündeki Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirildi. Ceylanpınar'da 8-9 Kasım günleri çatışmaların artması nedeniyle okullar tatil edilmişti. Tören sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ceylanpınar Kaymakamı İbrahim Cenet, çatışma yoğunluğunun azaldığını Pazar günü gelişmelere göre okulların açılıp açılmayacağına karar verileceğini açıkladı. (HK) Not: Paylaştığım hiç bir resmi kabul ettiremedim başka resimler denedim, ama yine yeni ekleri istemedi ve o nedenle konuyla ilgili o harika resimleri paylaşamadım, üzgünüm.
  2. Anıtkabir'de Başbakansız Tören! Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 74. yıldönümünde Anıtkabir’de düzenlenen törenle anıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yurtdışında olduğu gerekçesiyle katılmadığı törende Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anıtkabir Özel Defteri’ne “Türkiye, idealleriniz ve fikirlerinizden güç alarak yükselişini sürdürmektedir” ifadelerini yazdı. Anıtkabir’deki törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Bekir Bozdağ, Bakanlar Kurulu üyeleri, kuvvet komutanları, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, siyasi partilerin temsilcileri, bürokratlar ve diğer devlet erkanı yer aldı. Tören Cumhurbaşkanı Gül’ün başkanlığındaki heyetin Aslanlı Yol’dan yürümesiyle başladı. Sağnak yağmur altında gerçekleştirilen törende Cumhurbaşkanı Gül, Atatürk’ün mozalesine kırmızı-beyaz karanfillerden oluşan çelenk koydu. Atatürk'ün 74 yıl önce ebediyete intikal ettiği saat olan 09.05'de “ti” sesi ve sirenler eşliğinde 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı söylendi. Bu sırada gönderdeki Türk bayrağı da yarıya indirildi. -TÜRKİYE’Yİ MUASIR MEDENİYET SEVİYESİNİN ÜSTÜNE TAŞIMAK, MİLLETİMİZİN EN ÖNEMLİ İDEALİ- Misak-ı Milli Kulesi’ne geçen Cumhurbaşkanı Gül, Anıtkabir Özel Defteri’ne şöyle yazdı: “Türkiye, idealleriniz, fikirleriniz ve Cumhuriyetimizin kazanımlarından güç alarak dinamizm içerisinde yükselişini sürdürmektedir. Nitelikleri, her alandaki performansı, gelişme potansiyeli ve sahip olduğu güç unsurlarıyla Türkiye, parlak bir geleceğe kararlı adımlarla yürümektedir. Milletimiz bu özgüvenle ileriye bakmakta, ortak hedeflerde kenetlenerek, modern, demokratik, müreffeh Türkiye’yi hep birlikte inşa etmektedir. Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesinin üstüne taşımak, aziz milletimizin daima en önemli ideali olacaktır. Ebediyete intikalinizin 74. yıl dönümünde sizi saygı ve rahmetle anıyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhunuz şad olsun.” -BAYRAKLAR YARIYA İNDİ- Devlet töreninin hemen ardındanAnıtkabir'in avlusunda Atatürk'ün 10. Yıl Nutku kendi sesinden yayınlandı. Askeri ve sivil erkanla öğrenciler Atatürk'ün mozolesinin önünden saygı geçişi yaparak, çiçekler bıraktı. Kalabalık nedeniyle Anıtkabir'e girmek isteyen vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu. Bayraklar, Büyük Önder Atatürk'ün 74 yıl önce ebediyete intikal ettiği saat 09.05'den itibaren güneşin batışına kadar yarıya indirildi. (ANKA)
  3. tülvent şurada yorum gönderdi tülvent'nın blog başlığı içinde Bağ Bozumu
    Hani bazen bir yazı yazarsınız ve yazarken de biri gelir aklınıza... Okuduğunda çok duygulanacağını, her satırını hissedeceğini bildiğiniz, yüreğinizde ve aklınızın hep bir ucunda olan biri! Bloğunuza koyarsınız, sonra keşke dersiniz bu kez de O'nun için. O'nu üzmeyi hiç mi hiç istemediğiniz için... Keşke yazmasa mıydım?
  4. Başbuğ’dan 10 Kasım Mesajı ’’Ergenekon’’ davasının tutuklu sanıklarından eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 10 Kasım nedeniyle Atatürk’e hitaben yazdığı mesajında haksızlığa uğradıklarını belirtti. Avukatı İlker Sezer aracılığıyla açıkladığı 10 Kasım mesajında Atatürk’e hitap eden Başbuğ, ’’Aziz Atam, Ebedi Başkomutanım, seni sevmek ’milli ibadettir’. Bu ibadet sadece milli bayramlar ve 10 Kasım günleriyle de sınırlandırılamaz. Çünkü, seni doğru ve tam olarak anlayabilme ihtiyacını duymaktayız. Duyuyoruz’’ dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ ın; ’’Atatürk, seni sevmek milli ibadettir, demiştim. Şimdi, seni anlatmak milli ibadettir, diyorum. Ve gücümün erdiğince onu gençlere anlatmaya çalışıyorum’’ sözlerini anımsatan Başbuğ, bu konuda karınca kararınca bir şeyler yapmaya çalışarak teselli bulduğunu kaydetti. İlker Başbuğ, ’’Ebedi Başkomutanım’’ diye hitap ettiği Atatürk’ün 82 yıl önce Afyonkarahisar’da subaylara, ’’Subaylar fedakar sınıfının en önünde bulunmak mecburiyetindedirler. Çünkü düşmanlarımız herkesten evvel onları öldürürler. Onları aşağılar ve hor görürler. Subayların yaşamak için bir çaresi vardır. Şerefini korumak’’ dediğini belirterek, şöyle devam etti: ’’Bugün görüyoruz ki, dünün eli kanlı teröristleri ’eski terörist’, senin ordularına onur ve şerefiyle hizmet eden komutanlar ise ’yeni terörist’ diye anılmaktadır. Ancak, müsterih ol. Bizlere yapılan bu haksızlıklar Yüce Türk Milleti’nin vicdanını kanatmakta. Eminiz ki, milletimizin sevgisi ile üzerimizde yeni bir güneş doğacaktır. Rahat uyu, ruhun şad olsun.’’
  5. tülvent şurada bir blog başlığı gönderdi: Bağ Bozumu
    Keşke… Hepimizin hayatından öylesine geçip gidiveren, sonradan hatırladığında yeniden içinde oluvermek isteyeceği, özlediği anlar vardır. Bazen mutluluk, bazen hüzün veren, bazen iç burkan bazense gülümseten, ama geçen uzun yıllara rağmen tazeliğini koruyan... Bazen bir şarkıyla, bir kokuyla, bazen bir sesle kendini yeniden hatırlatan, geçmişten tatları aklımıza getiren keşkeli anlar! Bazen de bir fotoğrafla gerçeğinizden kopup hiç farkında olmadan ‘’keşke’’ diye geçirirsiniz içinizden. Tıpkı benim gibi! Keşke zamanı geri alma yetim olsa, bir süreliğine Bergama’ da olsam, altı yedi yaşlarımda… Keşke, Yumak yine saçlarımı karıştırarak, patilerini yüzüme sürerek uyandırsa! Neşeyle açsam gözlerimi; tasasız, hayat denilen hengameden uzak! Mutfaktan çörek kokularıyla birlikte tıkırtıları gelse annemin. Her zamanki gibi erkenden uyanıp yakmış olsa kuzineyi, ısınsa mutfak. Biraz da kıvrılıp kuzinenin ısıttığı minderde yatsak Yumak’la. Annemi seyretsem mutlu mutlu... Az sonra kuzineye koyacağı hamurdan bir parçacık da bana verse. Tulumundan çıkarıp zeytinyağında beklettiği peynirlerin en güzeli, Bergama tulumunun o canım kokusu karanfilli sakızlı ekmek kokusuna karışsa… Canım okula gitmek istemese, ama bunu anneme söyleyemesem. Misafirliğe gitsek keşke! O hazırlanırken gözünü, dudağını boyayışını, güzelliğini izlesem hayran hayran... ‘’Sinemacılar’’ ın ılık çay getiren gelinine çok bozulsam ve içmesem. Eve dönerken yine kumrular ötüşse. Arada bir geri kalıp annemin toprak yolda bıraktığı topuk izlerini seyretsem özenerek… Koşup annemin elini yeniden tutarken yüreğim büyük gelse yerine. Ve o an dünyanın geri kalanı siliniverse! Okul çıkışında ya annem karşılasa beni ya da arap sabunun temizlik kokusu… Bir sürpriz yapıp anneannem gelmiş olsa ve ben deli gibi sevinsem. Bir kase dolusu sakızlı, karanfilli leblebiyle sokak kapısının merdiveninde oturuyor olsam keşke! Uzaklardan bir simitçinin ya da eskicinin bağırışı duyulsa. Hava bozsa aniden, yağmur başlasa, üşüsem, gidip anneme sarılsam sıcacık… Sonra yağmuru seyretsem pencereden, kaygısız, huzurlu ve tüm sorumluluklardan uzak… Kucağımda Yumak, pencere önündeki begonyalar ve minik cam biblolarla birlikte. Her şey o leblebiler kadar taze olsa keşke! Annemin elleri, yüzü… Eski olan, yaşlı olan hiç bir şey; kaybettiğim, eksik olan hiç kimse olmasa hayatımda. Günün en sevdiğim zamanı gelse, perdeler kapansa. Akşam yemeğini hazırlarken bir yandan da şarkı söylese annem, bazı sözlerini yanlış hatırladığı… Kuzinede ısınan yemek kokularına salata için ovduğu soğanın kokusu karışıp doldursa evi. Az sonra babam gelse okuldan. Koşup sarılsam. O burnumdan hiç gitmeyecek atölye kokusunu duyumsayarak... Kapkara olmuş ellerine, her daim kuzinenin üzerinde duran çaydanlıktan su döksem keşke! Bir zamanlar torna bıçağına kaptırdığı başparmağının ucuna ilişse bir ara gözüm. Ve o sırada top koşturmaktan kıpkırmızı olmuş güzel suratıyla ağabeyim gelse ve tamamlansak. Babam ajansı dinlese, o sıra hepimiz sussak. Yemek masasından tabağımız bitmeden kalkamasak. Keşke anılara karışmış o güzel zamanlar bu kadar çabuk geçip gitmiş olmasa! Yaşam endişesi olmayan, sonsuz güvenli, yıllar geçtikçe de yeni anlamlar yükleyeceğim zamanlar! Gürül gürül yanan sobadan yanaklarımız, ellerimiz, beraber olmaktan kalbimiz sıcacık... Sobanın üzerinde bir de çay yapsa annem, kokusu çıkmasın diye yine demliğin ağzını kıvırdığı kağıtla tıkayarak. Günlük telaş ve koşuşturmaların ardından dünyayı kapının arkasında bırakmanın, birlikte olmanın huzuruyla çay kaşıklarının sesleri, sıcacık odamızda radyonun sesine karışsa karışşa…
  6. tülvent şurada yorum gönderdi crazy mom'nın blog başlığı içinde Baby C's blog
    Mutluluğunuz daim olsun sevgili Crazy!
  7. 10 Yıl Sonra Yeniden! Galatasaray bunu 10 yıl sonra başardı! Cluj'u 3-1 yenen Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde deplasmanda 10 yıl sonra kazanmış oldu. Cimbom, Devler Ligi'nde dış sahadaki son galibiyetini 18 Eylül 2002'de Lokomotiv Moskova karşısında 2-0'lık sonuçla almıştı. O maçta teknik direktör yine Fatih Terim'di. Galatasaray, o karşılaşmadan sonra Şampiyonlar Ligi'nde deplasmanda oynadığı 9 maçta 8 yenilgi ve 1 beraberlik almıştı. EFA Şampiyonlar Ligi H Grubu dördüncü maçında temsilcimiz Galatasaray, Stadionul Dr. Constantin Radulescu Stadında Romanya temsilcisi CFR Cluj ile karşı karşıya geldi. Karşılaşmayı İskoçya Futbol Federasyonundan William Collum yönetti. Yardımcılıklarını ise Martin Cryans ve William Conquer yaptı. 4. hakem ise Alan Mulvanny... Galatasaray kalede Muslera, savunmada; Eboue, Dany, Cris, Riera orta sahada; Hamit Altıntop, Selçuk İnan, Yekta, Emre Çolak forvette ise Umut Bulut ve Burak Yılmaz 11'i ile sahaya çıktı. Galatasaray'da Felipe Melo, sarı kart cezası nedeniyle bugün forma giyemedi. CFR Cluj ise karşılaşmaya kalede Felgueiras, savunmada; Sepsi, Cadu, Piccolo, Pinto orta alanda; Alberto, Mureşan, Camora, Godemeche forvette ise Sougou ve Kapetanos 11'i ile sahaya çıktı. MAÇIN ÖNEMLİ ANLARI -Galatasaray 18. dakikada Burak Yılmaz'ın attığı gol ile 1-0 öne geçti. Hamit sağ kanattan ceza sahası içine ortasını yaptı, Burak Yılmaz yükseldi kafayı vurdu ve top köşeden ağlarla buluştu. -CFR Cluj Sougou'nun 52. dakikada attığı gol ile durumu 1-1 yaptı. Bastos çalımlarla rakiplerini geçti, ceza sahası içine arapasını verdi, Sougou topla buluştu kaleci ile karşı karşıya kaldı, plase vuruşunu yaptı ve top direğe çarparak ağlarla buluştu. -Galatasaray 61. dakikada Burak Yılmaz'ın attığı gol ile 2-1 öne geçti. Hamit sağ kanattan ceza sahası içine yerden oynadı, savunmadan seken topa arka direkte Burak Yılmaz dokundu ve top ağlarla buluştu. -Galatasaray 73. dakikada Burak Yılmaz'ın attığı gol ile durumu 3-1 yaptı. Burak Yılmaz orta alanda topla buluştu, hızla ceza sahası içine girdi rakibini geçti yerden kaleye sert vurdu ve top ağlarla buluştu.
  8. tülvent şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Hem çok harika hem çok duygu yüklü...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.