Misafir redblack Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2007 Uğraşma koymayacam resmi mi Hem daha önce yazdığın iletiyi silmişin ama ben gördüm Demek güneyden gelen adam kuzeye gidecek ha Doğrudur bizim evde çalışan insanın pusulası epey bi şaşıyo Merak etme bu sefer işimi sağlama aldım. Bunun ayağına zincir bağladım.Uzunca bi zincir evin içinde dolaşmaya yetecek kadar aman görrr yazdım ama sonradan herkesteki anlayış başka açıdan oluyor diye düşündüm şimdi olmadık bi açısından yakalanır sonra yok yere katsayısı zaten tavana vuran her sinir zerrem daha bi hızlı çoğalma aşamasına girer dedim yaa ben diyorum... bana verin küçük imparatorumu siz gönlünüzün istediği gibi yaşayın. yeterki benim tek işim o olsun. valla bilen bilmeyende yanlış tanıyacak oğluşumuuu yaa off abla kapatalım lütfen bu konuyu.konuştukça daha çok özlüyom yaaaa keşke herkesin böyle yeğenleri olsa. canım yeğenlerim benimmmm,birtanelerimmmm :hug: Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2007 günayydıın..biz şimdi ofiste hep berabercek oynuyozz..bak sanada gönderiyom..bu gıyamı unutmaa..akşamdan hızımızı alamadık halaa..allam allamm.. http://www.videoindirizle.info/youtube/fat...ideo-klibi.html Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2007 günayydıın..biz şimdi ofiste hep berabercek oynuyozz..bak sanada gönderiyom..bu gıyamı unutmaa..akşamdan hızımızı alamadık halaa..allam allamm.. http://www.videoindirizle.info/youtube/fat...ideo-klibi.html Allahım yaa..Tamam unutmam gıyanı bende şimdi oynuyom burda Aslında biliyon mu figgaro hüznü kovalamak için hüzünlü şarkılar yerine bunları dinlemek lazım Hadi hadi hadiiiiiii Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Veda eder ağaçlar yapraklarına bu mevsim. Sevdalar inadına daha koyulur. Ve doğanın hırkası sarıdır artık. Renklerin armonisi yaşanır ardı sıra. Yeşil kırmızıya, kırmızı sarıya bırakır yerini gün be gün. Hazin bir yitişin ilk çağrısı mıdır sonbahar yoksa, yeniden oluşum kozası mı? Ölü toprağı serpilmiş şehirlerin yalnızlığında uyanılır gecelerin sabahına. Kelebek bakışlarında hayal edilir okyanuslar... Bir bir yüzüne kapanmıştır kapılar kalabalığın. Kordon Boyundaki bank dost arar dertleşecek. Deniz üstü sohbetler özlenir olmuştur. Çilingir sofrasının kahkahaları yankılanır balıkçı iskelesinde. Ağaçlar yavaşça bırakır yaprağını yere, asi çiçekler bekleşir toprağın eşiğinde. Sayfa arasındaki gül yaprağıncadır hülyalar. Maviye, yeşile mersiyeler yazılır çatlamış dudaklarca. Ellerinde topaçları yaz çocukları, kaçışır her biri bir köşeye. Camdaki buğuya çizilince sıkıntıların resmi, son sıcağı da çekilince bedenden yazın, eylül kuşlarına yüklendiyse menevişler artık hazana akmaktadır zaman. Güneş, Kaf Dağının ardındadır umarsız. Ve bir seyyahın zulasında bir dahaki dönüşe götürülür umutlar. Beklemekse eğer yazgımız, hazanın sonunda elbet bahar olacak. Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Canım benim çok seviyorum seni teşekkürler Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Veda eder ağaçlar yapraklarına bu mevsim. Sevdalar inadına daha koyulur.Ve doğanın hırkası sarıdır artık. Renklerin armonisi yaşanır ardı sıra. Yeşil kırmızıya, kırmızı sarıya bırakır yerini gün be gün. Hazin bir yitişin ilk çağrısı mıdır sonbahar yoksa, yeniden oluşum kozası mı? Ölü toprağı serpilmiş şehirlerin yalnızlığında uyanılır gecelerin sabahına. Kelebek bakışlarında hayal edilir okyanuslar... Bir bir yüzüne kapanmıştır kapılar kalabalığın. Kordon Boyundaki bank dost arar dertleşecek. Deniz üstü sohbetler özlenir olmuştur. Çilingir sofrasının kahkahaları yankılanır balıkçı iskelesinde. Ağaçlar yavaşça bırakır yaprağını yere, asi çiçekler bekleşir toprağın eşiğinde. Sayfa arasındaki gül yaprağıncadır hülyalar. Maviye, yeşile mersiyeler yazılır çatlamış dudaklarca. Ellerinde topaçları yaz çocukları, kaçışır her biri bir köşeye. Camdaki buğuya çizilince sıkıntıların resmi, son sıcağı da çekilince bedenden yazın, eylül kuşlarına yüklendiyse menevişler artık hazana akmaktadır zaman. Güneş, Kaf Dağının ardındadır umarsız. Ve bir seyyahın zulasında bir dahaki dönüşe götürülür umutlar. Beklemekse eğer yazgımız, hazanın sonunda elbet bahar olacak. Egzocum yine şiir çok güzel ablacım teşekkür ederim Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Merhaba gece arkadaşım,nasılsın? Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Leyla'cım hoşgelmişen canım Birkaç gecedir gelemez oldum dimi. Artık erken yatmaya çalışıyorum çünkü sabahları erken kalkıp kızımla sahile koşmaya gidiyoruz. ben iyiyim de seni sormalı sanki canın sıkkın gibi bir hisse kapıldım dilerim yanılmışımdır Şiir için teşekkür ederim çok güzel Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Hoşbuldum Radyacım..Doğrusu bir kaç gecedir ben de gelemedim,aslında uyumuyorum ama gelemedim de.. Demek sahilde koşuyorsunuz,ne güzel,özendim size Hislerinde yanılmamışsın,canım biraz sıkkın ama,geçici durumlar,hepimizin hayatı öyle değil mi işte,inişli çıkışlı.. Beğenmene sevindim Öpüyorum Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Hay Allah üzüldüm bak şimdi özendirdim diye Özenme hiç kıs zaten bugün geç kaldık sabah 7yi geçirdikmi güneşe yakalanıyosun. Güneşi yiye yiye dilimiz dışarda koştuk bide deniz leş gibi kokuyodu yine Yanlız bi ara beni kızım yerlerden zor topladı. Birsürü güvercin yerde yemleniyo aradalarında birkaç tane de martı var. Kzım martıları göstererek"Anne ben hiç bu kadar büyük güvercin görmemiştim"demezmi Orda koptum işte bende seni öpüyorum Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Ben de koptum,Allah iyiliğinizi versin Neyse sıcaksa vazgeçtim özenmekten,zaten kılımı kıpırdatasım gelmiyor bu havalarda.. desem de siz yine benim yerime de koşun,deniz havasını da içinize çekin,tabi kokmadığında.. tekrar öptüm Alıntı
Φ uchmus Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 Saygılar..... Sürüklüyorum çaresiz yalnızlığımı Aldırmazlığında, acımasızlığında İstanbul'un Yitik umutlarımla yaralı, vuruk Yürüyorum kalabalık caddelerde Yürüyorum bilmeden nereye gittiğimi Amaçsız bitkin donuk Gözlerim boş bakışlarla takılıyor bir yerlere Yüreğim kanıyor ılgıt ılgıt, sıcak sıcak Şahlanıyor içimde özlemin Kahrediyorum, karanlıklar içindeyim Oysa İstanbul ışıl ışıl, parlak Mutsuzluğum siniyor sokaklara Seni solukluyorum derin derin Büyüyor giderek içimde yokluğun Anılar mil çekiyor gözlerime Sürüklüyorum çaresiz yalnızlığımı Vurdumduymaz acımasız yollarında İstanbul'un Gözlerim boş bakışlarla takılıyor bir yerlere Yüreğim kanıyor ılgıt ılgıt, sıcak sıcak Şahlanıyor içimde özlemin Kahrediyorum, karanlıklar içindeyim Oysa İstanbul ışıl ışıl, parlak Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2007 Saygılar..... Sürüklüyorum çaresiz yalnızlığımı Aldırmazlığında, acımasızlığında İstanbul'un Yitik umutlarımla yaralı, vuruk Yürüyorum kalabalık caddelerde Yürüyorum bilmeden nereye gittiğimi Amaçsız bitkin donuk Gözlerim boş bakışlarla takılıyor bir yerlere Yüreğim kanıyor ılgıt ılgıt, sıcak sıcak Şahlanıyor içimde özlemin Kahrediyorum, karanlıklar içindeyim Oysa İstanbul ışıl ışıl, parlak Mutsuzluğum siniyor sokaklara Seni solukluyorum derin derin Büyüyor giderek içimde yokluğun Anılar mil çekiyor gözlerime Sürüklüyorum çaresiz yalnızlığımı Vurdumduymaz acımasız yollarında İstanbul'un Gözlerim boş bakışlarla takılıyor bir yerlere Yüreğim kanıyor ılgıt ılgıt, sıcak sıcak Şahlanıyor içimde özlemin Kahrediyorum, karanlıklar içindeyim Oysa İstanbul ışıl ışıl, parlak Teşekkür ederim Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2007 Canımm Sende benim canımsın teşekkür ederim Alıntı
Φ uchmus Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2007 BİR Bir anı bir şarkı kıvılcımlandırabilir. Bir hayali bir çiçek uyandırabilir. Bir ağaç ormanı başlatabilir. Bir kuş ilkbaharı müjdeleyebilir. Bir gülümseme bir arkadaşlığı başlatabilir. Bir tokalaşma bir ruhu canlandırabilir. Bir kelime sevgiyi anlatabilir. Bir gülüş sıkıntıyı alt edebilir. Bir adım her yolculuğu başlatabilir. Bir umut ruhlarımızı aydınlatabilir. Bir dokunuş şefkati anlatabilir. Bir kalp neyin doğru olduğunu bilebilir. Bir tek insan farkı yaratabilir... Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2007 Bu Gece En Hüzünlü Şiirleri Yazabilirim Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim Şöyle diyebilirim: "Gece yıldızlardaydı Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler" Gökte gece yelinin söylediği türküler Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim Hem sevdim, hem sevildim, ya da o böyle söyler Bu gece gibi miydi kucağıma aldığım Öptüm onu öptüm de üstümde sonsuz gökler Hem sevdim, hem sevildim, ya da ben böyle derim Sevmeden durulmayan iri, durgun bakışlı gözler Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim Duymak yitirdiğimi, ah daha neler neler Geceyi duymak, onsuz daha ulu geceyi Çimenlere düşen çiy yazdığım bu dizeler Sevgim onu alakoymaya yetmediyse ne çıkar Ve o benimle değil, yıldızlıdır geceler Yürek zor katlanıyor onu yitirmelere Bakışlar sanki onu bana getirecekler Böyle gecelerdeydi ağaçlar beyaz olur Artık ne ben öyleyim ne de eski geceler Sesim ara rüzgarı ona ulaşmak için Şimdi sevmiyorum ya, eskidendi sevmeler Şimdi kimbilir kimin benim olduğu gibi Sesi, aydınlık teni, sonsuz uzayan gözler Sevmiyorum doğrudur, yürek bu hala sever Sevmek kısa sürdüyse unutmak uzun sürer Bu gece gibi miydi kollarıma almıştım Yüreğimde bir burgu ah onu yitirmeler Budur bana verdiği acıların en sonu Sondur bu onun için yazacağım dizeler Şair : Pablo Neruda Alıntı
Φ zeyynepp Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2007 ablam ben geldim ayyy ne çok özlemişim forumu,arkadaşları ve tabikide seni... bana her zaman elini uzattın canım sıkkınken yanımda oldun öğüt verdin bu şiirde benden sana Eğer bir gün ağlamaklı olursan, Beni ara... Seni güldüreceğime söz veremem, Fakat seninle birlikte ağlayabilirim... Eğer bir gün uzaklara kaçmak istersen, Beni aramaktan korkma... Seni durduramayacağıma söz veremem, Fakat seninle birlikte kaçabilirim... Eğer birgün kimseyle konuşmak istemezsen, Beni ara... Sessiz olacığıma söz veririm, Fakat bir gün ararsan ve cevap bulamazsan Hemen beni görmeye gel, Belki sana ihtiyacım vardır... biliyorumki ablacım yanımda olcaksın ve bende senin yanında olcam Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ağustos , 2007 Zeynepcim gelmene çok sevindim Şiir için teşekkür ederim çok güzel. Herzaman yanındayım ve yanımda olduğunu bilmek güzel ablacım Alıntı
Φ uchmus Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2007 Bir zamanlar; Girdiğin çıkmazlara takılırken Ve hala yerinde sandığın mekânları ararken Uykuların; Kendini bilmezliğinde zamanın Hiç bir anın unutulmadığı yaşam derinliklerinden Çıkarıp getirirler gözünün önüne ne varsa Bazen mutluyum dediğinde Yâda günüm iyi geçti demenin uykularında Düşlerinde açarlar bakılarını ve bütün yaşadıklarını. Zaman ardiyelerinin tozlu sandıkları içinde, Saklıdır virgülleri dahi bütün anıların. Mutluluktan uçtuğun, Girdaplarına kapıldığın, Zehir zıkkım günlerin, Bütün savaşlarındaki cesaretlerin, Yüreğinde büyüttüğün memleket imlerin… Türkülerin, Duyarsız kaldığın ölümler Göz damarlarında yuvalanan resimler Çığlıklara tıkadığın kulaklarındadır Özel gün kutlamaların masallarındır artık, Eski sevdalar anlatmak En can attığın hikâyelerin olur Oksitlenmelerin başlamıştır, Nemlenip bir kuytuda Uyanman gerekir, Duyman gerekir, Seni eksiltiyor hep saatler... Alıntı
Φ uchmus Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2007 Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan. Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız; Hatırası bile yabancı gelir. Hayata beraber başladığımız Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir; Gittikçe artıyor yalnızlığımız. Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış. Ayva sarı nar kırmızı sonbahar! Her yıl biraz daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar? N’eylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak. Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak. Taht misali o musalla taşında. CAHİT SITKI TARANCI Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2007 AYNI LAMBALAR Kibritle oynarken yangın çıkaran sarsak yıllar Bir daha hiç geçit vermeyen veda sözleri Yılların sıradağlarında uzaklaştı bizden Yüreğimizden kopup giden ayrılık trenleri Biliyorum aynı lambaların aydınlattığı yalnızlıkta geçti Aldatılmış duygulardan ayrı ayrı geçerek vardığımız korunaklı siperler Senin içini ürperten geceleri ben duymadım mı içimde? Hayat herşeyi alır sanırken Oyunlarımızı ıslatan yağmurlarda kaldı Bir bizim icat ettiğimiz saatler İlk öğrenilen yalnızlık aslında geç keşfedilir Dalgın resimlerin derinleştirdiği mazi Gün gelip bütün zamanları ele geçirdiğinde Anlarsın başkalarına giden bizden çalınmış günler Ne zamandır buradayım Gel öp beni Neredeysen ve nasılsan önemi yok gel öp beni Suyunu,uykunu,azığını uzun tut gel öp beni Birbirimizi bağışlayacak,birbirimize yeni sözcükler bulacak, Ölmeden önce yeniden görüşüp konuşacak yaşa gelmedik mi? İkinci ufkun saatindeyiz şimdi Gözlerim trenlerde,gel öp beni. Murathan Mungan günün güzel geçsin bidenem Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2007 Seni eksiltiyor hep saatler... Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan. Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız; Hatırası bile yabancı gelir. Hayata beraber başladığımız Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir; Gittikçe artıyor yalnızlığımız. Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış. Ayva sarı nar kırmızı sonbahar! Her yıl biraz daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar? N’eylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak. Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak. Taht misali o musalla taşında. CAHİT SITKI TARANCI Şiirler çok güzel kardeşim ama sende bana yaşlı demek istiyon gibi geldi Yüreğine sağlık teşekkür ederim Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2007 AYNI LAMBALAR Kibritle oynarken yangın çıkaran sarsak yıllar Bir daha hiç geçit vermeyen veda sözleri Yılların sıradağlarında uzaklaştı bizden Yüreğimizden kopup giden ayrılık trenleri Biliyorum aynı lambaların aydınlattığı yalnızlıkta geçti Aldatılmış duygulardan ayrı ayrı geçerek vardığımız korunaklı siperler Senin içini ürperten geceleri ben duymadım mı içimde? Hayat herşeyi alır sanırken Oyunlarımızı ıslatan yağmurlarda kaldı Bir bizim icat ettiğimiz saatler İlk öğrenilen yalnızlık aslında geç keşfedilir Dalgın resimlerin derinleştirdiği mazi Gün gelip bütün zamanları ele geçirdiğinde Anlarsın başkalarına giden bizden çalınmış günler Ne zamandır buradayım Gel öp beni Neredeysen ve nasılsan önemi yok gel öp beni Suyunu,uykunu,azığını uzun tut gel öp beni Birbirimizi bağışlayacak,birbirimize yeni sözcükler bulacak, Ölmeden önce yeniden görüşüp konuşacak yaşa gelmedik mi? İkinci ufkun saatindeyiz şimdi Gözlerim trenlerde,gel öp beni. Murathan Mungan günün güzel geçsin bidenem Naptın gıs sen gene böleee Bir ahhhh çeksem karşıki dağlar yıkılecek şimdi frozenim Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.