Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

.....::Radya::.....


Önerilen İletiler

Uçurtma

 

Çocuklarımız neleri sevmiyorlar ki...

Uçurtmayı seviyorlar söz gelişi,

Bir havalandı mı uçurtmaları

Daha da güzelleşiyorlar.

Maviliklerde gözleri

Özgürlüğü yaşıyorlar

Uçurtmalarla birlikte.

 

Koparıp da iplerini hele

Bir kurtuldular mı ellerinden,

öylesine seviniyorlar ki,

Gidiş o gidiş, bile bile...

 

Kızalım mı umursamayışlarına?

Kendi yaşamlarını izliyorlar boşlukta.

Onlar da birer uçurtma değil mi?

 

Bizim de ne süslü uçurtmalarımız vardı,

Alıp başlarını gitmediler mi?

Gözümüzden bile esirgerdik

Hangi birinin ipi kaldı elimizde?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Uçurtma

 

Çocuklarımız neleri sevmiyorlar ki...

Uçurtmayı seviyorlar söz gelişi,

Bir havalandı mı uçurtmaları

Daha da güzelleşiyorlar.

Maviliklerde gözleri

Özgürlüğü yaşıyorlar

Uçurtmalarla birlikte.

 

Koparıp da iplerini hele

Bir kurtuldular mı ellerinden,

öylesine seviniyorlar ki,

Gidiş o gidiş, bile bile...

 

Kızalım mı umursamayışlarına?

Kendi yaşamlarını izliyorlar boşlukta.

Onlar da birer uçurtma değil mi?

 

Bizim de ne süslü uçurtmalarımız vardı,

Alıp başlarını gitmediler mi?

Gözümüzden bile esirgerdik

Hangi birinin ipi kaldı elimizde?

 

Güzel yürekli,nazik bir bey gelmiş defterime :) Beni çok mutlu ettin arkadaşım.Şiir ne kadar güzel çok teşekkür ederim :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Geceyi uyuttum dizlerimde

 

Yalnız bakışların kaldı elimde

 

Hatıra senden geriye

 

Geceyi dedim geceyi uyuttum

 

Öyle ki sarsıldı düşlerim

 

Boşlukta kaldı ellerim

 

Uyuyan sadece gece değil

 

Koca şehir sızdı yanıbaşımda

 

Bir başıma kaldım yapayalnız ayakta

 

Bir de dertlerimin sızısı aynada

 

Geceyi dedim geceyi uyuttum dizlerimde.

 

 

 

Sen gecelerimin katili sevgili

 

Gözlerini çek üzerimden

 

İnlettiğin yeter aşk acısından

 

Güneş sabırsızca bir köşede doğmayı bekliyor

 

Gel bu son gece olsun yok edilen

 

Dizlerim kaldırmıyor artık ağır yükü

 

El koyduğumuz gecelerin hatırına

 

Bu geceyi sokalım koynumuza

 

Geceyi dedim geceyi uyuttum dizlerimde.

 

 

 

Geceyi birlikte uyuturduk bir zamanlar

 

Sabahlara ertelerdik hüzünlerimizi

 

Ama şafakta hatırlardık tüm unuttuklarımızı

 

Bir çift bakış saplanırdı aniden yüreğimize

 

Sızlardık ve yitirdiğimiz aşklar gelirdi aklımıza

 

Ağlardık,gözyaşlarını sakınmadan saçardık geceye

 

Geceyi dedim geceyi uyuttum dizlerimde.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Uzun bir cumartesiyi hatırlıyorum, saat on iki

Dalıp gidiyorum, düsünüyorum da, saat on iki

Bir sigara yakıyorum, bir kağıda bir iki dize yazıyorum

Yerini iyi bilen, onurlu bir iki sözcük daha

Ama hiç kımıldamıyor, akrep de, yelkovan da

Yani tam böyle birşeye benziyor zaman

Yılgın ve çarpıcı renkler içinde pek kımıldamayan

Çıkageliyor sonra, saat on iki.

 

Anlıyorum

Yaşam elbette uzun biz duyabildikçe sevgiyi

Yalnızca bunun için uzun

Yani sevgiyle de sevebilir insan, sevdayla da

Örneğin

Bir sevgiyi yontup onarmak için

Döğüşmek de sevgidir

Ve benim bildiğim kadarıyla

Her şeydir bir insan, her şeydir

Yalandır kısalığı yaşamın

Ve özellikle insan dediğimiz şey

İnançli bir insan soyunun parçasıysa.

 

Sonunda başbasa kalıyoruz gene

Başbaşa kalıyoruz doğayla ben

İşte az önce yağmur da başladı, cumartesi günlerden

On temmuz cumartesi

Bir vapur daha kalkıyor iskeleden

Ve yağmur hızlanıyor biraz

Uzanıp yatsam diyorum otların üstünde çırılçıplak

Tam öyle yapıyorum

Şimdi yağmuru seviyorum, şimdi yağmuru seviyorum, yağmuru seviyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sardunyam hoşgelmişin evime :)

 

Şiirlerin bir harika tıpkı senin gibi.Bişey diyecem,baştan beri sessiz durdum,uzaktan izledim sadece okudum hepinizi.Bunu yaparken napmışım biliyomusun.Yüreğimi sen ve senin gibilerle doldurmuşum.Hiç farketmeden usul usul sevmişim sizleri.İyi ki varsınız arkadaşım :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

merhaba sevgili arkadaşım..bir şiir ve çiçek bırakmak istedim defterine..çiçek küçük ama kusura bakma.. :P:hug:

 

resim2sd2.jpg

 

ŞİİR

 

Gözlerin

yükü ağır iki kırlangıç

Bana doğru kalbime doğru

uçan uçan iki kırlangıç

Kimi zaman değip geçen

kimi zaman çarpıp kalan

 

 

Sureyya Berfe

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Defterimi güzelleştiren arkadaşlarım;hepinize candan teşekkür ediyorum.Yüreğinize, emeğinize sağlık

:clover:

 

Gidelim Buralardan

Söyleyin yarime

Baharlari beklesin

Söğüdün dalları

Bugün eğilmesin

Beni geçirmeye

Kardeşim gelmesin

Annesinin birtanesini

Kimseler üzmesin

Gidelim buralardan

Dayanamıyorum

Gidelim buralardan

Unutamıyorum

Yükleyin ne varsa

Gönlüme demlensin

Ayrılığın üstüne

Hasretim eklensin

Beni geçirmeye

Yalnızlığım gelsin

Ya dönülür ya dönülmez

Kimse üzülmesin

 

 

 

Hoşçakalın :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dağ Gibi Bir Kadındın Sen

 

Dağ gibi bir kadındın sen o zamanlar

Bahar ağlardı yeşil gözlerinde

Her dem taze çiçeklerin vardı bahçende

Dağ gibi bir kadındın sen o zamanlar

Herkes seni severdi

Ben seni severdim

Severdim kadınlığını, imkânsızlığını,

Ulaşılmazlığını, çiçeklerini, bahçelerini

Severdim seni

Ama sevmedim hiç bir zaman

Ümitsizliği sen de

Sevmedim dağ gibi oluşunu

Sevemedim...

Öyle ya

Dağ gibi kadındın sen

Ve seni sevmeye

Dağ gibi bir yürek gerekirdi... :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Köprüler kurdum aramıza..

 

--------------------------------------------------------------------------------

 

Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yaşayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden birgün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık başgösterdi. İki kardeş arasında o zamana değin ilk kez görülen bu anlaşmazlık,giderek büyüdü ve kardeşler arasında ayrılığa neden oldu.

 

İki kardeş, birbirlerine yalnızca küsmekle kalmadılar, yıllardır ortaklaşa kullandıkları tarım makinelerine değin sahip oldukları tüm araç gereçlerini ve mal varlıklarını da ayırdılar.

 

Küçük bir yanlış anlama sonucu başlayan anlaşmazlığı izleyen ayrılık , giderek büyüyen bir uçuruma dönüştü ve en sonunda yerini, karşılıklı

kullanılan hoş olmayan sözlere bıraktı. Bunun arkasından da beklenenler

oldu ve kardeşler arasında önce şiddetli bir kavga, sonra da ürkütücü bir

sessizlik yaşanmaya başladı.

 

Bir sabah, bu iki kardeşten büyüğünün kapısına bir usta geldi. Elinde büyük bir marangoz çantası vardı. Evsahibinden geçici bir iş

istedi: "Yapılacak ufak tefek bir işiniz varsa, size yardımcı olmak isterim" dedi. "Elimden hemen her iş gelir. Birkaç gün çalışırım, işi bitiririm."

 

Büyük kardeşin aklına o an bir "iş" geldi. "Evet, sana göre bir işim var" dedi ve küçük kardeşinin çiftliğini işaret etti: "Şu derenin karşısındaki çiftlik, komşumundur. Daha doğrusu, benim küçük kardeşime aittir o çiftlik. Geçen haftaya dek benim çiftliğimle onun çiftliği arasında bir otlak vardı. Sonra o, buldozeriyle oraya ırmak bendi yaptı ve şimdi aramızda,

otlak yerine, çiftliklerimizi birbirinden ayıran bir dere var." Büyük kardeşin söylediklerini dikkatle dinledikten sonra marangoz

sordu:"Benden ne yapmamı istiyorsunuz?" dedi.

 

Büyük kardeş once kuşkusunu,sonra da kararını açıkladı:"Kardeşim bunu, bana acı vermek için yapmış olabilir" dedi. "Fakat şimdi ben, onun yaptığından daha büyük bir şey yapacağım." Bunları söyledikten sonra adamı aldı, ahırların olduğu yere götürdü ve duvarın dibinde yığılı duran kütükleri gösterdi: "Senden, bu kütükleri kullanarak, iki çiftlik arasında üç metre yükseklikte bir çit yapmanı istiyorum" dedi. "Kaç gün çalışırsan çalış, nasıl yaparsan yap ama bana öyle bir çit yap ki, gözlerim kardeşimin çiftliğini artık görmek zorunda kalmasın." İş arayan usta, başını salladı: "Sanırım durumu anladım, efendim" dedi. "Şimdi bana çivilerin, kazma küreğin yerini gösterin ki hemen işime

başlayayım."

 

Büyük kardeş ustaya kazma, küreğin ve çivilerin olduğu yeri

gösterdikten sonra, alışveriş yapmak için kasabaya gitti. Usta ise,

tüm gün boyunca ölçerek, keserek, çivileyerek sıkı bir biçimde çalışmaya

koyuldu. Akşam güneş batarken o işini bitirmiş, çiftlik sahibi büyük

kardeş ise alışverişini tamamlamış, kasabadan dönüyordu.

 

Çiftliğe gelir gelmez ustanın yaptıklarına baktı ve şaşkınlıktan gözleri,

yuvalarından fırlayacakmış gibi açıldı. Karşısında, yapılmasını

istediği, çit yoktu ama, derenin bir yakasından öteki yakasına uzanan

görkemli bir köprü vardı. Biri kendi çiftliğinin toprağına, öteki küçük

kardesinin çiftliğinin toprağına oturtulmuş sağlam iki ayak üzerinde,

yanlarındaki korkuluklarına varıncaya dek tüm ayrıntılarıyla yapılmış

ve tam anlamıyla "usta işi" denilecek kusursuzlukta bir köprü

uzanıyordu.

 

Büyük kardeş, hâlâ geçmeyen- şaşkınlığıyla bu köprüyü seyrederken, karşıdan birinin geldiğini gördü. Dikkatle baktığında gelen kişinin, komşusu, yani küçük kardeşi olduğunu anladı. Kardeşi, kollarını iki yana açmış olarak köprünün karşı ucundan kendisine doğru yürüyordu.

"Benim sana karşı yaptığım bunca haksızlığa ve söylediğim bunca kötü sözlere karşın sen, bu köprüyü yaptırarak ne denli iyi ve ne denli büyük bir insan olduğunu gösterdin" dedi ağabeyine. "Şimdi bir büyüklük daha yap ve sen de kollarını açarak bana gel..."

 

Köprünün iki ucundan ortaya doğru yürüyen kardeşler, köprünün ortasında bir araya geldiler ve özlemle kucaklaştılar. Büyük kardeş bir ara arkasına baktığında, çantasını toplayıp, oradan ayrılmakta olan ustayı gördü. "Gitme, dur, bekle" diye seslendi ona. "Sana yaptıracağım

birkaç iş daha var, çiftliğimde..."

 

Usta gülümsedi: "Ben buradaki işimi tamamladım, gitmem gerek" dedi ve ekledi: "Yapmam gereken daha birçok köprü var."

 

 

aramıza çitler çekiyoruz ,duvarlar örüyoruz..bazen dışarıdan bir el uzanmadan köprüler kurmak pek bir zorumuza gidiyor..oysa köprü kurmaktan öte zor olan duvar örmek değil midir?kucak açsak birbirimize hep,köprüler kursak,çok mu ütopik kaçıyor bunlar günümüz insan ilişkilerine?o bana gelsin diye beklemek mi moda yoksa?

___________________

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ürktü içimdeki kuşlar

bir katar kanat sesi yıkadı

haziran göğünü

yüzün bir buluta giriyordu o an

boynunu vermiştin bir çağlayana

bir tutam kırmızı saç uçuşuyordu

karanlığın parmaklarından.

 

gövdemiz

bir alevin rüzgârında dört nala

sesimizi gezdiren meydanlar

bir güzelliğe açıyor yelkenlerini; heyamola.

şimdi bize biçilmiş ömürleri yaşıyoruz

en güzel günlerimizi bırakarak ardımızda.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İKİ YAKA ARASINDA BİR KÖPRÜ KURDU...

TEK TÜK GEÇENLER OLDU,

GELDİLER,GÖRDÜLER...

ÇOKLARI DA GELDİ,ÜŞENGEÇTİLER....

KARŞIDAN BAKTILAR,

GERİ DÖNDÜLER...

 

ÇÜNKÜ VAROLDUKÇA İKİ,

PEMBE DEFTERLERDE AÇAR AŞK ŞİİRİ...

 

 

Radyam,kimindi bu şiir hatırlamıyorum,uzuuuun yıllardır hatırımda.Senin köprülü hikayene nazire olsun diye...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

COCUK AGLAR YUREGIMDE

 

 

 

Ne zamanki

 

isIklar icinde gelislere inat

 

bir veda ile karsilassam iskelede

 

Kan cicekleri tomurcuga duruyor

 

yalnizliklar destan

 

cocuk huznu yuregimde

 

 

 

Bir sey var anlamadigim

 

ne kadar cabuk bitiyor oyunlar

 

ve sevdalar

 

ne kadar cabuk eskiyor

 

yagmurlar deli dolu

 

cocuksu korkular yuregimde

 

 

 

Dokunulsa kopacak

 

suyu cekilmis yapraklara benzer

 

yasanip bitmis

 

ve unutulmaya mahkum sevdalar

 

Mevsimler hep sonbahar

 

turkuler hep huzunlu

 

cocuksu dusler yuregimde

 

 

 

Sucu yok aksamlarda

 

sisleri aralayip

 

martilar konuyor gozlerime

 

Toprakta tohum

 

tohumda yasam saklanir

 

cocuk umutlar yuregimde

 

 

 

Ne zamanki iskeleye iniyorum

 

gozyaslariyla mendiller sallanir

 

her vapur dudugunde

 

bir veda eklenir takvimlere

 

cocuk aglar yuregimde

 

 

 

Atila ISIK

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.