Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Her zaman derim 1 insan mantıklı düşünecekse önce üzerindeki o din gömleğini çıkartacak mantıklı olacak her din malesef kendi çıkarları üzerine hareket edip sadece ve sadece koşulsuz kabulü ister 

seni mantıklı değil'de dini düşenceye sevk eder bu durum'da sen akıl ile düşünemez tanrının emri buymuş o biz'den iyi bilir der durursun 

madem ki cennet cehennem var neden o zaman kafirlerin ölüm emri veriliyor madem ki diğer tarafta hesap var neden savaşın diyor nerede bu mantık nerede bu akıl allasen 

din insanları uyuşturmak için en iyi yol 

fakat şunu'da söylerim herkesin dinine saygımız sonsuz kim neye inanırsa inansın umrumda bile değil... bizim burada yazdıklarımızda inananların umurunda olmasın

ve bir şey daha bir tanrı var ise neden 1 tane olmak zorunda eğer bir yüceliğe inanıyorsan neden çoğul olmuyor buna inanmamak yani çoğula 

ben bir renk seviyorum ama bu renkten başka renk olamaz anlamı ile aynı derece'de mantıksız ister inan ister inanma fakat aklında düşün mantıkla düşün

Gönderi tarihi:

'' “suçluların” kurşun harcanarak öldürülmesi yerine Loire nehrinde boğularak öldürülmesine karar verilmiştir. Hatta öldürülenlerin ekserisinin din adamlarından oluştuğu bir süreçte bu uygulamaya “Mariage républicain” (cumhuriyet evliliği) adı verilir: Rahip ve rahibeler halkın önünde çırılçıplak soyundurulduktan sonra sırt sırta birbirlerine bağlanırlar ve Loire nehrine batırılırlar. 
 
Din adamlarının evlenmeme yeminine atıfla da dönemin bölge yöneticisi Jean-Baptiste Carrier sıra dışı yöntemine bu ismi uygun görmüştür. Zaman zaman “la déportation verticale” (dikey sürgün) dediği de olmuştur. Resmi rakamlar yaklaşık 5000 kişinin Loire nehrinin derinliklerinde son bulan bu “sürgünde” can verdiğini bildirir. Nantes’lılara göre bu rakam elbette gerçeğin sadece bir kısmıdır.''

 

-http://emrahce.com/2009/11/19/fransiz-ihtilali-ya-da-devrim-devirenindir/-

 

 

İşte, Fransız devrimi nasıl bir devrimse, insanlık tarihinde nasıl ileri bir adımsa, İslam'ın ortaya çıkışı da böyle bir devrimdir, ileri bir adımdır. Ve devrim sürecinde böyle şeyler " olur ".
 
Mekke'nin ele geçirilmesi sırasında ve sonrasında yapılması gerekenlerin anlatıldığı, çeşitli tehditlerin bulunduğu bu ayetin, Arabistan'da köleci toplumdan feodalizme geçiş devrimsürecinin bir parçası olduğunu görebilmek gerekir.
 
Nasıl ki, Fransız Devrimi artık din bağlılığının ( ümmet ) değil, kader ortaklığı bağlılığının ( ulus ) geçerli olacağı bir sosyal yapıya geçişi sağlamış ise,

 

İslam Devrimi de, ırk ve kan bağlılığının ( kabile ) değil, din bağlılığı anlayışının ( ümmet ) geçerli olacağı bir sosyal yapıya geçişi sağlamıştır.
 
Aristokrasi tekelleşmiş, Doğu Tipi Feodal sisteme geçiş başlamıştır
 
Yani, İslam'ın çıkışı toplumsal evrilme açısından ileri doğru bir adımdır.

Gönderi tarihi:

Linklerin savaşı! laughing.gif 

 

Demagojilerde cevap tükenmez. Tadında bırakmak gerekiyor. Bir taraf işi demagojiye sürüyorsa argümanı tükenmiş ve tartışma bitmiş demektir. Teşekkür ediyorum.

Gönderi tarihi:

Bir insanın " Devrimler kanla, işkenceyle, zulümle yapılır, devrimde adalet, insan hakları olmaz " cümlesinin utancına halen katlanabiliyor olması çok şaşırtıcı. Bu duruma son derece hayret ediyorum.

Gönderi tarihi:

herkesin dinine saygımız sonsuz 

 

Elbette herkesin de böyle düşünmesi gerekir. İnanç özgürlüğü insan haklarının en temel olanlarından birisidir. Yaşam hakkından hemen sonra gelir. Bu temel insan hakkına dokunmak zulümdür. İnsanlığa ihanettir. Kimse inancını değiştirmeye asla zorlanamaz. İnancından dolayı kınanamaz, yerilemez, inancı sorgulanamaz. İnancını ifade etmeye zorlanamaz. İfade ederse bu kez de engellenemez. Tüm bunlar insan hakkı ihlalleridir ve çok vahim ihlallerdir.

 

Kimliklerden din hanesi, zorunlu din dersi ve diyanet kurumu ivedilikle, hemen yarın kaldırılmalıdır. Bunlar insan haklarına aykırıdır. Ama ikiyüzlü, dini kullanan ve çıkarlarına alet eden takiyyeciler bu işlere asla el atmaz. Dini sömürünün tadından asla vaz geçemezler. 

 

Eleştiri, inanmamak, reddetmek ve tersine inanmak dine saygısızlık değildir. Kimse kimsenin inancını onaylamak zorunda değil. Bir kişi diğerinin inandığının tam tersine inanıyorsa, ona bunu açıkça ifade etme hakkı vardır. İnanç ve ifade özgürlüğü ayrılamaz bir bütündür.  Kimse içten içe ifade etmeden gizli inanmaya zorlanamaz. Bu çok ağır bir insanlık suçudur. 

 

Sesi sonuna kadar açarak hoparlörle ezan okunması insan haklarına aykırıdır. Ben allaha inanmıyorum. Bu sesi duymak zorunda olamam. O zaman ben de megafonu alıp "allah yoktur allah yoktur" diye bağırayım? Batıda kilise çanlarına haftada bir olduğu halde ciddi kısıtlamalar getirilmiştir. Öyle her yerde çan çan çan kulak sağlığı riske atılmaz. Bu ezan terörüne acilen bir çözüm gerekiyor. Ben ezan vaktiyse ve yolum cami önünden geçiyorsa yolumu değiştiriyorum. Ya da kulaklık takıyorum. 

 

Maalesef inanç özgürlüğünde son derece geriyiz. İnsanlar dışlanırım, iş bulamam, atamam yapılmaz, bana olmasa çocuğuma bunları yaparlar korkusuyla allaha inanmıyorum diyemiyor. Korkunç bir din baskısı var. Böyle baskıcı toplumlar asla ilerleyemez.  

Gönderi tarihi:

@@democrossian evet dostum yakında bunu yapalım mikrofonu elimize alıp allah yoktur allah yoktur diyelim harika fikir birisi 

ezan ile allaha davet ediyorsa bizler'de allah yoktur deyip bunu duyurmaya son derece hakkımız olduğunu düşünüyorum 

tabiki kimin neye inandığı hiiiç umrumda değil ama neye inanıyorsa ona saygı duyarız 

ezan sabahları çok ses yapıyor benim hrıstyan dostlarım var onlar'da ezan sesinden rahatsızlar 

ama yanlış anlaşılmamak için bir şey demiyorlar yada diyemiyorlar 

eskiden teknoloji yoktu ve insanlar duyması için ezan okunuyor'du şimdi ne için peki sorarım size

herkesin elinde takvim saat hatta internet var neyin ezan sesi bu neyin nesi HER ZAMAN DERİM DİNLERİN HEPSİNE SON DERECE REFORM ŞART 

Gönderi tarihi:

@@democrossian evet dostum yakında bunu yapalım mikrofonu elimize alıp allah yoktur allah yoktur diyelim harika fikir birisi 

ezan ile allaha davet ediyorsa bizler'de allah yoktur deyip bunu duyurmaya son derece hakkımız olduğunu düşünüyorum 

 

Yani, gerçekten gına getirtelim de bir gün biri çıkıp bunu yapsın dercesine en güçlü anfiyi parayı basıp alıyor ve düğmeyi en sona çeviriyorlar. Bu kadar da inanç terörü uygulanmaz artık, bu bir terör! İnanç özgürlüğünde bu kadar küme düşmemiz kabul edilir değil. Bu kadarla kalsa, bir de ramazanda davul terörü baş gösteriyor. Neyse bunu atlattık derken hayvan boğazlama terörü kapıya dayanacak! Bu kadar olamayacak bir şeyin nasıl olabildiği bir muamma! Gece vakti nasıl olur da gümbür gümbür davul çalınabilir, bir kaç gün içinde büyük çaplı bir toplu hayvan katliamına girişilebilir, bu bir utanç, bir yüz karası! Böyle bir şeyin olabilirliği yok! Ama gel gör oluyor!

 

Camiye bakıyorsun, minareye müezzin bir kez bile çıkmamış! Tepesinde baz istasyonu, çirkin kocaman hoparlörler! Dibinde ticarethaneler! Yani bu iş bir abeslik halini aldı, bu yer ibadethane mi, ticarethane mi, baskı yaratan bir heyula mı, nedir bu? Hiç bir iş yapmayan, bir şey üretmeyen, hoparlörlerle kulak zarımızı patlatmaya çalışan ve dogmatik arap mitolojisi masallarını anlatan adamlara verilen bakanlık bütçelerini katlayan maaşlar!

 

Evet, diyanet bütçesi çok önemli bir çok bakanlığın bütçesini defalarca katlıyor! Niye? Milletin kulak zarları zorlansın, arap mitolojisi dinlesinler bol bol diye!

 

Bu iş böyle gidemez, böyle bir iş olamaz. Bu akıl mantık dışı uygulamalara bir an önce son verilmesi çok acil bir zorunluluktur. Böyle gidemeyiz toplum olarak. Acil demokrasi, acil özgürlük...  

Gönderi tarihi:

@@democrossian düşünebiliyor musun tanrının bir insandan ibadet için kan istediğini ne bu insan egosumu bu 

kan ile ikana olan bir allah ilginç hem'de mantıksız 

kesin biçin yok edin parçalayın sonrada bir birinize bunu şanlı şöhretli etleri dağıtın ve yiyin ben'de iszleri affedim:) bu şaka mı yoksa arap etki'sindemiyiz toplum olarak şimdi soruyorum hrıstiyanlık batı dayatması islam arap dayatması musevilik yahudi dayatması geriye ne kalıyor çok tanrılı inanç pagan dayatması ....bu durumda yaşasın agnostik deist ve ateizm en azından hiç bir toplumun ve ırkın dayatması değil açık ve net

Gönderi tarihi:

Bir insanın " Devrimler kanla, işkenceyle, zulümle yapılır, devrimde adalet, insan hakları olmaz " cümlesinin utancına halen katlanabiliyor olması çok şaşırtıcı. Bu duruma son derece hayret ediyorum.

 

Bu da; " Çöp Adam Safsatası "

 

Çöp adam / straw man: Tepkisel indirgemecilik.

 

Örnek:

- Kürt sorununun bu hâle gelmesinin sosyal, ekonomik, politik bir sürü sebebi var.

- Terör örgütünü mü savunuyorsun bana?!..."  laughing.gif  

 

( tr.wikipedia.org )

 

 

Ayrıca,

 

"  Tarihsel gerçekleri ortaya koymayı onaylama olarak algılamanız çok korkunç bir fecaat ! Bu düşünce ile nasıl devam ediyorsunuz ? Bu korkunç yanlıştan bir an önce dönmenizi şiddetle öneririm. Bu sizin kişiliğiniz açısından korkunç vahim bir durum. "

 

( Alıntı - Sizden ve kendimden original.gif )

Gönderi tarihi:

Her ideoloji kendi çağına göre, kendi bulunduğu anlayışa göre, getirdiği devrime göre değerlendirilir. Çünkü, devrim dediğimiz şey ileri doğru olur. Mesela, milliyetçilik ideolojisinin burjuvazinin çıkarları gereği şekillenmiş olması, aristokrasi tarafından ezilen serflerin özgürlüklerine kavuşmalarını görmememize engel değildir. Yoksa, bu mantıkla bakarsak, Türk Devriminin de, burjuvazinin sömürüsü amaçlı yapıldığını iddia edebiliriz. Onun için eleştirirken geriye dönük bakışla değerlendirmek gerekir.

 

Elbette, topluma yönelik kurallar açısından, tek Tanrılı dinler, aynı zamanda feodal çağın ideolojileridir. Onların peygamber denilen bilge düşünürler tarafından üretildiğini de düşünebilirsiniz. Fakat, dinlerin özü için insanlığa getirdikleri temel ahlaki değerlerin bugün eriştiğimiz çağdaş anlayışlarla uyuşum içinde olduğu da söylenebilir. 

 

Yani, evrensel olan, topluma yönelik kurallar değil, iyi bir insan olmak, dürüst olmak, sevgi, adalet gibi insan vicdanına getirdiği temel doğrular olabilir.

 

Kendisi de dini tercih olarak ateist olan, ideoloji olarak sosyalist ve ahlaki açıdan hümanist olan psikanalist ve sosyolog Erich Fromm'un bahsettiği konu da budur. Ateist olan Freud'u dindar olarak tanımlaması da bu nedenledir. 

Bir başkası ise, bunların peygamberler tarafından, Tanrı'dan alınan ilhamla söylendiğini düşünebilir. İşte, olayın inanç boyutu da budur. Belki de, bu tip dinlerin ortaya çıkışından sonraki çağlarda, Pozitif Bilim geliştiğinden, insanlar sonraki düşünürleri peygamber olarak algılamamış ve zaten onlar da doğal olarak kendilerini peygamber olarak sunma gereği duymamışlardır. Fakat, bilimin bugünkü geldiği noktada, Pozitivizmin aşıldığını da biliyoruz. Dolayısıyla, olayın inanç boyutunun gerekliliği de bugün hepten ortadan kalkmış değildir. 

Gönderi tarihi:

tanrının bir insandan ibadet için kan istediği

 

Son derece itici bir dogmatik saplantı. 21. yüzyılda hâla kurban bayramı diye bir şeyin olması utanç verici. Kurban, bir de bayramı! Olacak bir iş değil bu! Yıl içinde en hoşlanmadığım günler bu kan ve vahşet günleri. Böyle bir şeyin olabilirliği yok. Tam bir yüz karası...

Gönderi tarihi:

Eğer bir yaratıcı var ise nasıl oluyor'da ve'de ne fikir ile şeytan ile pazarlığa oturabiliyor 

işte bütün mesele bu 

belki konu ile alakası yok ama insan bunu düşünmeden asla edemiyor nokta...

Gönderi tarihi:

Allah'a inanmasam'da artık allah aşkına:) şunu yapmayın şekilcilikten bir vazgeçin sizin inandığınız tanrılar veya tanrınız sizin 

şekilciliğinize bakmaz nasıl iyi bir insan olduğunuza bakar 

Gönderi tarihi:

Bozar, o yüzden hiç uyumayın ve yellenmeyin, ve hatta uyuma ve yellenme ihtimalinize karşı sürekli abdest alın...

Gönderi tarihi:

sürekli abdest alın...

 

Aptessiz yere basmayın diyorsun... Ben aptessiz yere basmam. Yerler hep apteslidir. Çünkü su bulunmayınca teyemmüm aptes yerine geçiyor ya. O yüzden deniz, göl, dere aptesli zaten ama, su olmayan toprak, kaya da hep teyemmümlüdür. O da aptes yerine geçtiği için hiç aptessiz yer yok. Dolayısıyla aptessiz yere hiç ayağımı basmam! Haaa, su kirlidir, yer kirlidir, basmaaam. Hiç aptessiz yere basılr mı?

Gönderi tarihi:

Aptessiz yere basmayın diyorsun... Ben aptessiz yere basmam. Yerler hep apteslidir. Çünkü su bulunmayınca teyemmüm aptes yerine geçiyor ya. O yüzden deniz, göl, dere aptesli zaten ama, su olmayan toprak, kaya da hep teyemmümlüdür. O da aptes yerine geçtiği için hiç aptessiz yer yok. Dolayısıyla aptessiz yere hiç ayağımı basmam! Haaa, su kirlidir, yer kirlidir, basmaaam. Hiç aptessiz yere basılr mı?

 

öyle diyorum abdestsiz yere asla basmayın, eğer yer abdest almasını bilmiyorsa öğretin diyorum... öyle su kirliymiş, yer kirliymiş bilmem neymiş basmam diye de olmaz, temiz olun deyin, temizlik imandan gelir deyin, temizlesinler canım kendilerini aaaaaa...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.