Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Taksim'de LGBT yürüyüşü! Direniyoruz ayol


evrensel-insan

Önerilen İletiler

LGBT "Ekmek Adalet Özgürlük" sloganıyla Taksim'de yürüyüş yaptı

Hürriyet'ten Seyit Erçiçek ve Abdullah Yıldırım'ın haberine göre, İstanbul LGBT (Lezbiyen gay, biseksüel, travesti, transeksüel) Dayanışma Derneği, yaklaşık 2 bin kişiyle İstiklal Caddesi'nde 4. Trans Onur Yürüyüşü'nü "Ekmek Adalet Özgürlük" sloganıyla yaptı.

Saat 17.00'de Tünel'den başlayan, yürüyüş Taksim Meydanı'na ilerlerken, İstiklal Caddesi'ndeki halk alkışlarla destek verdi. Ellerinde gökkuşağı renginde bayraklar taşıyan LGBT Dayanışma Derneği üyeleri, yol boyunca "Dünya yerinden oynar ****ler özgür olsa", "Her yer Taksim her yer direniş", "Transfobik devlet istemiyoruz", "Susma haykır eşcinseller vardır" sloganlar attılar. Sloganlara, bir davulcu, bir de babrukacı eşlik etti. Rengarenk giyisilerle yürüyüşe katılanlar "Direniyoruz ayol", "Yasak da neymiş ayol", "Her yerdeyiz ayol" yazan dövizler taşıdılar.

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Binnaz Toprak ve Yalan Dünya Dizisi’nde oynayan Tiyatro Oyuncusu Füsun Demirel de yürüyenler arasındaydı.


Hürriyet
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tabii isteyen herkes yürüyebilir. Yürümekle yollar aşınmaz. Ama bu tür yürüyüşlerin gezi parkı bilinci ile alakası yok.

 

Çünkü lezbiyenlik, gaylık ve transseksüellik bir siyasi kimlik olamaz, değildir de. Halka yayılmış tümel hareketlerde özelleşmiş haklar değil, insan hakları ve çevre bilinci savunulur. Ha, ama özgürlük ortamını fırsat bilip bu tür talepler de gündeme getirilmiş. Elbette getirilir.  Elbette herkes talebini ortaya koyacak. 

 

Ama bilelim ki bunlar bir siyasi kimlik değildir. Ben örneğin cinsel tercihimle, etnik kimliğimle, inanç kimliğimle ortaya çıkmaya hiç kalkışmam. Siyasi bir kimlikle ortaya çıkarım. Bu siyasi kimlik de bütünleştirici, tüm insanlığı ilgilendiren hayati konularda olmalı. Demokrasi, insan hakları, çevre bilinci, laiklik. 

 

Ben inanç olarak ateistim ama ateizm diye yürümem. Laiklik diye yürürüm. Bu yürüyüşümde de yanı başımda bir müslüman olabilir. Müslüman kimliğini öne çıkarmadığı sürece laiklik talebimiz ortak olur. 

 

Ha, siyasi eylem biter, oturur sohbet edersek o zaman ben ateist olurum, o müslüman olur. O ayrı konu. Ama tüm toplumu, tüm insanlığı, tüm doğayı ilgilendiren konularda inancımız, cinsel tercihimiz, hangi etniğe mensup olduğumuz önemli değildir. 

 

Bizi birleştirecek unsurlar laiklik, demokrasi, Atatürk ilkeleri, çevre, hukuk gibi çağdaş, modern insanlık değerleridir. Bunlar hepimizi ilgilendiriyor. Bunları hepimizin koruması gerek. 

 

Bence toplumsal eylemlere kişisel seçimlerimizi getirmemeliyiz. Evrensel ve ulusal değerleri getirmeliyiz. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Neden bir kisinin kendi vucudunu istedigi gibi kullanmasi onun hak ve ozgurlugu degilmi?

 

Ayrica gezi parki halk direnisi % cogunlugu itibari ile pollitik degil;a politiktir. Zaten farkli nitelikleri nicelik olarak birlestiren de bu belirli bir politik ya da etik temel uzerinde olusmamis olmasidir. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tüm özgürlükler savunulmalı. Fakat örneğin insan haklarını savunduğunuzda, çocuk haklarını, kadın haklarını da savunmuş oluyorsunuz. Başka bir örnek: Evrensel hukuku savunduğunuzda tüm insan hakkı ihlallerini ve adaletsizliği reddetmiş oluyorsunuz.

 

Halk hareketi elbette apolitik. Bu, bir parti organizasyonu olmadığı anlamına geliyor. Bir partiyi iktidar yapma amaçlı olmadığı anlamına geliyor. Ama hareket siyasi. Talepler siyasidir. İnsanların bir genel siyasi görüşleri, bir de kişisel tercihleri olur. Demokrasi genel, herkesi ilgilendiren bir siyasi taleptir. İçinde zaten azınlık haklarını, hatta birey haklarını barındırır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tüm özgürlükler savunulmalı. Fakat örneğin insan haklarını savunduğunuzda, çocuk haklarını, kadın haklarını da savunmuş oluyorsunuz. Başka bir örnek: Evrensel hukuku savunduğunuzda tüm insan hakkı ihlallerini ve adaletsizliği reddetmiş oluyorsunuz.

 

Halk hareketi elbette apolitik. Bu, bir parti organizasyonu olmadığı anlamına geliyor. Bir partiyi iktidar yapma amaçlı olmadığı anlamına geliyor. Ama hareket siyasi. Talepler siyasidir. İnsanların bir genel siyasi görüşleri, bir de kişisel tercihleri olur. Demokrasi genel, herkesi ilgilendiren bir siyasi taleptir. İçinde zaten azınlık haklarını, hatta birey haklarını barındırır.

Ozaman bu yuruyusteki sorun nerde?

 

Hak ve ozgurluk taleplerinin nasil siyasi oldugunu aciklar misin?

 

Mesela "yasamima vucuduma ne diyecegime/yiyecegime nasil yassayacagima neye inanacagima v.s. karisma" isteminin politika neresinde?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eylemler,baskici rejime onun polisine,adaletine ve DIKTA'sina karsidir.Bu eylemleri kimlerin yaptigi degil yapilmasidir önemli olan.Diktaya karsi verilen mücadele özgürlük onur ve namus mücadelesidir,bu nedenle her kesimin bu eyleme kendi kabul ettigi kimligi ile destek vermesi bence cok olumlu bir adimdir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ozaman bu yuruyusteki sorun nerde?

 

Hak ve ozgurluk taleplerinin nasil siyasi oldugunu aciklar misin?

 

Mesela "yasamima vucuduma ne diyecegime/yiyecegime nasil yassayacagima neye inanacagima v.s. karisma" isteminin politika neresinde?

Sorun yok ki... Yürüyecekler elbet, yollar yürümekle aşınmaz dedim ya...

 

Tüm haklar ve özgürlükler siyasi konudur. Çünkü bunları siyasi iktidar sağlar. Veya örneğimizde olduğu gibi sağlamaz, hatta yok eder. 

 

Sanırım politika ile siyaseti karıştırdın. Bir partinin politik bir görüşü vardır. Bölücü, gerici, faşist, diktacı bir politika da olabilir bu. Siyaset politikanın üzerindedir. Siyaset evrensel bir kavramdır, ortak insanlık kültürü ürünüdür. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

her kesimin bu eyleme kendi kabul ettigi kimligi ile destek vermesi bence cok olumlu bir adimdir.

 

Din propagandası yapmak isteyen dinciler yürüyüşü, eşcinselliğe özgürlük isteyen eşcinsel yürüyüşü, sarhoş olma özgürlüğü isteyen sarhoşlar yürüyüşü, bölücülük isteyen bölücüler yürüyüşü yaparsa bu iş karnavala döner. 

 

Zaten bu tür sulandırma girişimleri hep yapıldı. Demokrasi ve temel hak ve özgürlükler bellidir. Herkes dempkratik değerler ve yok edilmek istenen ulusal değerlerimiz etrafında bütünleşmeli. Tek sembol bayrak, tek lider Mustafa Kemal Atatürk.

 

Polis niye bölücülere veya diğerlerine allahallah diye saldırmıyor da Mustafa Kemal'in askerlerine saldırıyor, hiç düşündünüz mü? Bir tek Atatürk'lü Türk bayrağı taşıyan gence tahammülleri yok. Bir kişi için bile kapsül atıyorlar. Bölücübaşılı pankarta düşman gibi saldıran polis gördünüz mü? Ben görmedim. Tersine bölücübaşı talimat verdi, direnişin ulusal kimliğini baltalayın diye emir verdi, gelip konuşlandılar polis himayesinde.

 

Eşcinsel de kardeşimiz, her tür etnik ve din, mezhep mensubu da. Hepimiz tek bayrak ve lider etrafında bütünleşelim. Kişisel kimliklerimizi getirmeyelim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sorun yok ki... Yürüyecekler elbet, yollar yürümekle aşınmaz dedim ya...

 

Tüm haklar ve özgürlükler siyasi konudur. Çünkü bunları siyasi iktidar sağlar. Veya örneğimizde olduğu gibi sağlamaz, hatta yok eder. 

Hangi siyasiiktidar. Etik hak ve ozgurlukler ile siyassi farkini aciklar misin?

 

Sanırım politika ile siyaseti karıştırdın. Bir partinin politik bir görüşü vardır. Bölücü, gerici, faşist, diktacı bir politika da olabilir bu. Siyaset politikanın üzerindedir. Siyaset evrensel bir kavramdır, ortak insanlık kültürü ürünüdür. 

Politika ile siyaset es anlamlidir. Bence sen etik ile siyaseti karistirdin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Parti politikaları çok çeşitli biçimlere bürünebilir. Siyaset politikanın üstündedir. Ayrı ayrı parti politikaları siyaseti bağlamaz. Örneğin siyasal bilgiler fakültelerinde evrensel bilimsel siyasal ilkeler öğretilir. Irkçılık, dincilik, bölücülük öğretilmez. Bunlar incelenir elbet ama doğru, evrensel ilkeler olarak öğretilmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Parti politikaları çok çeşitli biçimlere bürünebilir. Siyaset politikanın üstündedir. Ayrı ayrı parti politikaları siyaseti bağlamaz. Örneğin siyasal bilgiler fakültelerinde evrensel bilimsel siyasal ilkeler öğretilir. Irkçılık, dincilik, bölücülük öğretilmez. Bunlar incelenir elbet ama doğru, evrensel ilkeler olarak öğretilmez.

Sen, politics ile policy farkina mi deginmek istiyorsun?

 

Benim bahsettigim ise etik farklarin insan haklari ve evrensel hukuk temelindeki hak ve ozgurlugu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Daha fazla açıklama gerektiğini sanmıyorum. Toplumsal eylemlere kişisel inanç, duruş, durum gibi kimliklerle gelmeyelim diyorum. Atatürkçü, demokrat, özgürlükçü, laik, insan haklarından ve evrensel değerlerden yana toplu bir duruş gösterelim. 

 

Bayrağımız Ayyıldızlı Türk bayrağı, liderimiz Mustafa Kemal Atatürk. Bu yani söylediğim. Özgürlük, insan hakları ve demokrasi savunulduğunda zaten herkes, her türlü farklılık savunulmuş olacaktır. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Daha fazla açıklama gerektiğini sanmıyorum. Toplumsal eylemlere kişisel inanç, duruş, durum gibi kimliklerle gelmeyelim diyorum. Atatürkçü, demokrat, özgürlükçü, laik, insan haklarından ve evrensel değerlerden yana toplu bir duruş gösterelim. 

 

Bayrağımız Ayyıldızlı Türk bayrağı, liderimiz Mustafa Kemal Atatürk. Bu yani söylediğim. Özgürlük, insan hakları ve demokrasi savunulduğunda zaten herkes, her türlü farklılık savunulmuş olacaktır. 

Toplumsal eylemler sadece nicelik icerir. Burada onemli olan nitelik iceren sosyal eylemlerdir. T.C.Devleti tarihinde simdiye kadar sosyal yapilanis hic bir zaman bir nitelik olarak ne halkta ne hukumette ne de devlette gundeme gelmemistir.

 

Gezi parki halk direnisi Turkiye tarihinde ilk sosyal nitelikli harekettir.

 

Daha onceleri ve bugun zaten Turkiye de ne bir devlet ne de bir hukumet olmamistir. Bugune kadar ve bugun de olan devlet hukumet ve her turlu kurulusun sadece iktidar temelli politik araci olarak gorev yapmistir.

 

Yani sadece ve sadece olan, iktidarin kendi politik cikarinin ideolojik niteligini devleti ve hukumeti eliyle tum topluma dayatmasidir.

 

Bu T.C. Devleti kuruldugundan beri de boyledir. Sosyal algi yoktur veolmamistir. Cunku sosyal algi ve nitelik birey bilinc ve farkindaligi bireysel talep destek ve savunuyu icerir. Iste gezi parki halk direnisinin sosyal niteligi budur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılıyorum. Türk halkı daha önce hiç böyle bir bilinç düzeyi göstermemişti. Bu gençler aydınlık geleceğin müjdesi.

 

Dinci yobaz bir gençlik beklenirken, tüm tuzaklar buna göre kurulmuş, tüm ağlar bunun için gerilmişken, Türk gençliği birden tüm bu ağları yırttı, kendisine kurulan tüm gerici tuzakları parçaladı.

 

Bu daha çok küçük bir başlangıç. Yobazlık, gericilik ve faşizmin bu yeni gelen, çığ gibi gelen gençlik tarafından bu ülkeden süpürüleceğine inancım tamdır.  

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sanırım politika ile siyaseti karıştırdın. Bir partinin politik bir görüşü vardır. Bölücü, gerici, faşist, diktacı bir politika da olabilir bu. Siyaset politikanın üzerindedir. Siyaset evrensel bir kavramdır, ortak insanlık kültürü ürünüdür. 

 

Kavram olarak iki kavramda evrensel ve anlamları ortaktır.

 

Politika:

 

1. Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, siyasa, siyaset.

Bölücü, gerici, faşist, diktacı bir politika da olabilir

 

 

Siyaset te olabilir. Her ikisi de "yöntem" dir.

 
Siyaset ortak insanlık kültürü ürünüdür.

 

İnsana ait her soyut olgu insanlık kültürüdür.
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Siyaset te olabilir. Her ikisi de "yöntem" dir.

 

Elbette dostum, şimdi burada kalkıp da politika ayrı, siyaset ayrı, bambaşka kavramlardır diye bir iddiada bulunursam aptallık yapmış olurum. Böyle bir iddiam elbette yok. 

 

Ama kelimelerin arasına küçük de olsa nüans farkları koymak, bir parça nüansla daha zengin anlamlar yüklemek kültürümüzü zenginleştirir. Şöyle söyleyeyim: Bir vali, bir kaymakam siyasi kişiliklerdir değil mi? Evrensel siyasal değerlere göre davranmaları gerekir. Politik davranmalarını, bölücü, gerici, faşist bir partinin politikalarını uygulamalarını istemeyiz, değil mi? Evet. İşte bunu söylemeye çalışıyorum. 

 

Ha siz evrensel politik değerler, demokrasi, insan hakları diyebilirsiniz. Buna bir itirazım olmaz. Benim yapmaya çalıştığım, sözcüklere küçük de olsa nüans farkları eklemleyerek dili, kültürü, kavramları zenginleştirmeye çalışmak. Nihayetinde bir parti çıkıp bölücü, gerici, faşist politikalar uygulayabiliyor değil mi? Tabii ki evet.

 

Ama siyasal bilgiler fakültesinde bu politik yaklaşımları uygulamak değil, siyasetin evrensel ilkeleri öğretiliyor değil mi? Evet. İşte kavramlara yüklemek istediğim zenginlik ve nüans farkı bu. Yoksa amacım politika kavramını değersizleştirmek, siyaset kavramını yükseltmeye çalışmak değil.  

 

Bu sadece benim yaptığım bir ayrım da değil. Politika genellikle çok yüzlülük olarak da tanımlana gelmiştir ve çıkarla, ikiyüzlülükle ve tarafgirlikle çok özdeşleştirilen bir kavramdır. Ha ama siz derseniz politikaya düzgün bir anlam yükleyelim, bu da olabilir. İtiraz da etmem. Zamanla kavramlar oturur, yerleşir, belli bir anlama bürünürler. 

 

Örneğin zaviye yerine açı, müselles yerine üçgen, ihtimal yerine olasılık sözcükleri mükemmel yerleşmiş, benimsenmiştir. Bu yeni sözcükler eskilerini silip süpürmüştür ve yerleşmiştir. Buna biz bireyler olarak karar da veremeyiz. Pratik bunu şekillendirir. Ama örneğin tünaydın sözcüğü tutmamıştır. Gün devam ettiği sürece günaydın demek daha yerinde bir yaklaşım olmuştur. Gün biter, iyi akşamlar dersin. Vakit geç olur, iyi geceler dersin. Günaydını sabah gözünü açtığın zamana hapsetmek yerinde değil. 

 

Fakat bir valiye politikacı değil, siyasi bir kişilik olarak baktığımız da ortada. Bu kişi siyasal bilgiler fakültesini bitirir ve siyaset biliminin evrensel ilkeleri ile yetişir. Politikacı ise okul okumamış bile olabilir. Bu iki kavram arasında illa bir nüans farkı oluşuyor. Benim söylediğim tamamen ve sadece bu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Politikaci/siyasetci olmak yani bu isi meslek olarak yapmak baskadir. Bir kisinin kendine dogruladigi bir siyaseti/politikasi olmasi baskadir. 

 

T.C. Tarihinde ne yazikki tum devlet ve hukumet yetkilileri sadece iktidarin politikasinin gudumundedir. Istemeseler de iktidarin politikasini uygulamak zorunda kalirler.

 

Ayni bugunun polisinin, emniyetinin, valisinin ve de tum belediye kuruluslarinin AKP'nin bir biatcisi oldugu gibi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet, bunun nedeni Atatürk devrimlerinin daha Atatürk öldüğü anda durması ve geliştirilemeyişi. Sekteye uğramadan hemen sonra da geriye gidiş, devrimlerin yozlaştırılması başladı. Sonunda gerici faşistlerin her yeri ele geçirmesine kadar geriledik. 

 

Aslında ilk kez bir umut ışığı yanıyor. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet, bunun nedeni Atatürk devrimlerinin daha Atatürk öldüğü anda durması ve geliştirilemeyişi. Sekteye uğramadan hemen sonra da geriye gidiş, devrimlerin yozlaştırılması başladı. Sonunda gerici faşistlerin her yeri ele geçirmesine kadar geriledik. 

 

Aslında ilk kez bir umut ışığı yanıyor. 

Iyi de bu isi ilk Ataturk baslatti. Hem cumhurun basina gecti, hem de CHP'yi kurdu. Ilk hata buydu. Yani devleti ve hukumeti tek bir ideolojik inanca baglamak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Atatürk dünyada gelmiş geçmiş en büyük devrimcidir. Elinden gelenden çok çok fazlasını yaptı ve bizi dogma karanlıklarından aydınlığa çıkardı. Onun başardığı çapta büyük bir devrimi başka hiç kimse yapamamıştır. Mirası yene yene bitmedi, bu kadar hazır yemeye dağ olsa dayanmazdı. Gördük ki yenmeye çalışıldıkça daha da kök salmış. Yok edilmesi olanaksız bir miras bırakmış. Yok oldu sanılsa, küllerinden doğan Anka kuşu gibi bir efsane adeta. Dünyada bu kadar güçlü ve büyük bir devrim daha olmadı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cok duygusal bir mesaj yazmissin. Ataturk'un yaptiklari baskadir, Ataturk'un toplumun beyninde aldigi yer baskadir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yo, duygusal değil. Tamamen düşüncelerim bu şekilde. Atatürk'ün kim olduğu açıktır ve aynen söylediğim gibidir. Yaptıklarıyla da, algılanışıyla da. Farklılık yoktur. Duygusal olması için yarın başka türlüsünü söylemem gerekirdi. Ben Atatürk hakkında her zaman bunları söylerim. Düşüncem net biçimde böyledir. Niye duygusal olsun ki, gerçek aynen bu şekilde. Kim var başka dünyanın en dirençli, bu kadar kökleşmiş, toplumu sarmış avucuna almış dogmalarını yerle bir eden devrimci? Bu kadar az cana malolarak bu kadar büyük başarı sağlamış devrimci kim var? Hiç kimse yok.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Atatürk tek tip bir toplum yaratmadi böyle bir istegide olmadi,Atatürk;onurlu,serefli,bagimsiz basi dik bir millet yaratmaya calisti,bu milletin icinde etnik kökenleri farkli olan kesimler vardi,Atatürk bunun bilincindeydi ve "Türkiye Devleti'nin kurulusunda emegi gecen herkes Türktür"dedi.Bu Türktür sözcügünü art niyetli olanlar disinda herkes kabul etmistir.Adi Türkiye olan bir devletin bireyleride TÜRK'tür.Bunu defalarca dile getirdik,anlattik anlayanlar anladi anlamayanlari art niyetli olarak niteleme hakkimiz dogmustur.

 

Bugün yapilan ise,Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin siyasi bicimini degistirmek ve bu devleti etnik alanda ayristirip sözümona ILERI DEMOKRASI'ye gecmek.Bu Ileri Demokrasi modeli dünyanin hicbir ülkesinde yoktur.Olmasi mümkün degildir mantiga aykiridir.Verilen bazi modellerde o ülkelerin yönetim tarzida degisiktir,bu modelleri verenler her nedense bu degisik yönetim tarzindan hic bahsetmezler.

 

Bir Kürt'ün Kürtce ögrenmek istemesi baskadir,O Kürt'e Kürtce egitim hakkinin verilmesi baskadir.Bagimsiz ve üniter bir devlet yapisinda egitim tektir.Farkli egitimler olmaz.Bir devlete sahip olmayan toplumlarin bulunduklari ülkenin yasalarina uyma zorunlulugu vardir.Zaten bu yasalara uymak istemeyenler ayri bir devlet kurma derdindedir.Buna da ne ilginc ki bazilari HAK VE ÖZGÜRLÜK diyip gecmekte yani gerceklere teget düsünmektedirler.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Atatürk tek tip bir toplum yaratmadi böyle bir istegide olmadi,Atatürk;onurlu,serefli,bagimsiz basi dik bir millet yaratmaya calisti,bu milletin icinde etnik kökenleri farkli olan kesimler vardi,Atatürk bunun bilincindeydi ve "Türkiye Devleti'nin kurulusunda emegi gecen herkes Türktür"dedi.Bu Türktür sözcügünü art niyetli olanlar disinda herkes kabul etmistir.Adi Türkiye olan bir devletin bireyleride TÜRK'tür.Bunu defalarca dile getirdik,anlattik anlayanlar anladi anlamayanlari art niyetli olarak niteleme hakkimiz dogmustur.

 

İnsanlara "art niyetli" yaftası yapıştırma yetkisini kimden aldın? Veya buna kim yetkili olabilir?

 

Türk çağrısı bir taşa veya ağaca yapılmıyor ki. Bir etnisiteyi, bir kültürü, bir İNSAN gurubunu çağrıştırıyor. Dediğin gibi madem farklı etnik kökenler vardı da neden adı Türk dışında bir isim olmadı? Bu diğer ulusları/kültürleri açıkça yok saymaktır. Böyle olunca da emperyalizmin bölme parçalama amacına yol açmış oluyorsun. Günümüzde net şekilde gözüküyor. Hadi ayıkla dur taşı. Daha bir çok olumsuzluklar..

 

Sadece tarihsel bir isim olan Türkiye'li yerine, halkı sadece Türk görmenin/dayatmanın mantıklı bir yönü yok. Ondan sonra da "ne mutlu Türk'üm diyene" , "bir Türk dünyaya bedeldir" , "Türk'lüğümle gurur duyarım" çelişkileri ile uğraş dur. Hiç bilimsel değil.

 

Bir insanın art niyeti olması, ne zamandan beri "ad, isim, çağrışım dahi olsa hiç bir şekilde etnisite ayrımı olmasın" görüşüyle örtüşüyor?

 

Vatan, millet, sakarya olguları artık çok eskilerde kaldı. Önemli olan insan ve emperyalizmin amacına yem olmamak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

@@politika haklı bence. Etnisiteyi kaşıyanlar tabii ki art niyetli. Bunların iyi niyetinden asla söz edilemez. Emperyalizmin "böl parçala sömür" anlayışının kuklalarıdırlar.

 

Türkiyeli diye bir şey olmaz. O zaman niye Türkiyeli? Niye Kürdiyeli değil, Laziyeli değil Gürciyeli değil? Bunun sonu var mı? Yok. Türkiye Cumhuriyetini kuran halka Türk denir. Türk adı tarihsel bir atamadır. Tarih böyle yapıldığı için böyle yazılmış. Bu ülke, tarih boyu süregelmiş olan Türklerin batıya hareketlerinin son durağı. Bu yüzden atama bu ada yapılmış. Yani çocuğun adını ya Ahmet koyuyorsun ya Mehmet, ya Ayşe, ya Fatma... Fraksul diye, Tiramo diye, ne bileyim Farasu diye bir sözcük uydurmuyorsun. Bir şeye atama yapıp bir isim vereceksin değil mi?  

 

Atama tarihe yapılır ve tarihte de batıya doğru olan Türk hareketi bu tarihin belkemiğidir. Türklerin bu hareketi dünya tarihini kökünden değiştirmiştir. O yüzden bu harekete atama yapmakta en küçük sakınca yok.

 

Türküm diyene elbette ne mutlu. Ülkesinin vatandaşı olmaktan gurur duymak güzel bir şey. Bunun mutlu bir ailenin çocuğu olmaktan memnun olmaktan bir farkı yok. İyi ve güzel bir şey. Ülkemizi demokratik, çağdaş, özgür yapmak ve bireylerini mutlu kılmak için de güzel bir motivasyon. Atatürk çok güzel söylemiş. 

 

Vatan çok yüksek bir kavramdır. Evini nasıl seviyor, rahat ediyorsan vatanın da öyle olsun istersin. Vatanseverlik vatanını evi gibi görmektir. Millet de öyle yüksek bir kavramdır. Nasıl aileni sever, çocuğunun okul masraflarını sen karşılarsan, milletini büyük bir ailesi olarak görmek istemek, bunun için çaba göstermek de öyledir.

 

Hele Sakarya, Kurtuluş şahlanışının bir destanıdır. Bir milletin emperyalizmi bozguna uğrattığı yerin destanıdır. Bunlar çok yüksek, çok değerli, bizi biz yapan kavramlar. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.