Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

VİCDANİ RET BİR İNSAN HAKKIDIR


GeceKuşu

Önerilen İletiler

Dünyada vicdani ret uygulamaları

 

LiveImages%5CYeniFotoAnaliz%5C868%5CD%C3%BCnyadan%20vicdani%20ret%20%C3%B6rnekleri%5C00a.jpg

 

VİCDANİ RET BİR İNSAN HAKKIDIR

 

LiveImages%5CYeniFotoAnaliz%5C868%5CD%C3%BCnyadan%20vicdani%20ret%20%C3%B6rnekleri%5C00d.jpg

 

Vicdani reddin tanımı bugün uluslararası hukukta Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’nun 8 Mart 1995’te aldığı karar doğrultusunda şekillendi. Kararda yer alan “Orduda görev yapanlar, orduda görev yapmaya vicdanen itiraz etmek hakkından mahrum bırakılmamalıdır” ifadesi, vicdani ret tanımını genişletti. Daha sonra bu tanım, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin 1998 tarihli kararında teyit edildi. Karar metninde, “Orduda görev yapmakta olan bireyler vicdani itirazlar getirebilir” denildi.

 

Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi ise 2004’ten beri vicdani reddi bir “insan hakkı” olarak görüyor.

 

Avrupa Konseyi’nin üyesi olan ancak vicdani reddi kabul etmeyen üç ülke var:

Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye.

 

 

BAŞTA DİNİ GEREKÇELER

 

Dini sebeplerle orduda hizmet vermek istememenin kökenleri aslında Ortaçağ’a kadar gidiyor. Vikinglerin ünlü bir destanında dini inançlarından dolayı sefere gitmeyi reddeden bir lorddan bahsediliyor. Quakerlar, Amishler, Menonitler, Kardeşler Kilisesi üyeleri, Yedinci Gün Adventistleri ve Yehova Şahitleri dini gerekçelerle orduda görev yapmayı reddeden gruplar arasında.

 

SEÇİCİ VİCDANİ RET

 

Modern dönemdeyse “seçici vicdani ret” diye bir kavram ortaya çıktı. 1960’larda ortaya çıkan bu kavram doğrultusunda, kişiler orduda görev yapıyor ancak herhangi bir şekilde bir savaşta rol oynamayı ya da belli operasyonlara katılmayı reddediyor. Örneğin İsrail’de 2003’te bir grup yedek hava kuvvetleri subayı “sivil nüfus merkezlerine” ve “işgal altındaki topraklara” düzenlenen operasyonlara katılmayı reddederken “İsrail devletini korumak için gereken her türlü misyonda İsrail Savunma Kuvvetleri’nde ve Hava Kuvvetleri’nde hizmet etmeyi sürdüreceklerini” açıkladı.

 

CEZALAR ÇOK AĞIR

 

Vicdani retçilerin orduda masa başı ve benzeri silah kullanımını gerektirmeyen işlerde görevlendirilmesi de sık uygulanan orta yollardan biri. Bunun dışında, doktor raporuyla askerliğe uygun olmadığını kanıtlamak, mümkün olduğunca uzun süre askerliği tecil ettirmek ya da bakaya vatandaşları ülkelerine iade etmeyen ülkelere sığınmak da yaygın uygulamalar arasında. Ancak birçok ülkede vicdani retçiler asker kaçağı olarak görülüyor ve başta hapis olmak üzere çeşitli cezalara çarptırılıyor. Bununla birlikte zorunlu askerlik uygulamasının hala geçerli olduğu ülkelerden sadece 30’unda vicdani ret ile ilgili yasal dayanak bulunuyor. Bu ülkelerden 25 tanesi Avrupa’da ve bu dayanaklar çoğunlukla uluslararası standartlara uygun. Avrupa dışında özellikle de İsrail ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti gibi silahlı çatışma bölgelerinde vicdani ret çok ağır cezalandırılıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ABD

 

LiveImages%5CYeniFotoAnaliz%5C868%5CDünyadan%20vicdani%20ret%20örnekleri%5C01.jpg

 

ABD’de vicdani ret konusunda hukuki dayanağın temelinde, 1971 yılında Yüksek Mahkeme’de görülen “Gillette ABD devletine karşı” davası yer alıyor. Bu davada alınan karar doğrultusunda ABD’de vicdani ret dini inançların ötesinde, ancak belli savaşlarda yer almayı reddetmek bu kapsamda görülmüyor.

 

İlgili yasada, “Kayıtlı bir kişinin vicdani retçi olmasına neden olan inançları dini olabilir, ama olmak zorunda da değildir” deniyor. Bu ifade ahlaki ya da etik değerlerin de vicdani ret için temel teşkil edebileceği anlamına geliyor. Söz konusu kişinin asker olmadan önceki hayat tarzı temel alınıyor, ama itiraz sadece askere alınma sırasında dile getirilebiliyor.

 

KANADA

 

LiveImages%5CYeniFotoAnaliz%5C868%5CDünyadan%20vicdani%20ret%20örnekleri%5C02.jpg

 

Kanada’da Menonit Hristiyanlar, Birinci Dünya Savaşı döneminde ordu görevlerinden tamamen muaf tutulmuştu. Daha sonra Kanada hükümeti Menonitlik ve Huteritlik mezheplerine mensup göçmenlerin ülkeye girişine sınırlama getirerek bu yasanın kötüye kullanımını önlemeye çalıştı.

 

İkinci Dünya Savaşı sırasında Kanadalı vicdani retçilere askeri kontrol altında revirde çalışma ya da sivil kontrol altında yol ve parklarda çalışma seçenekleri sunuldu. Bu kişilerden yol inşaatı, ormancılık, itfaiye gibi işlerde yararlanıldı. 1943’te Kanada’da işçi açığı oluşunca bu kişilerin çoğu tarım, eğitim ve sanayi sektörlerine kaydırıldı. Bugün ülkedeki 10 binden fazla retçinin yüzde 63’ünü Menonitler, yüzde 20’sini ise Dukhoborlar oluşturuyor.

 

RUSYA

 

LiveImages%5CYeniFotoAnaliz%5C868%5CDünyadan%20vicdani%20ret%20örnekleri%5C03.jpg

 

Rusya İmparatorluğu’nda Menonitler askerlik dönemlerinde ülkenin güneyindeki ormanlarda, hastane inşaatlarında ve taşımacılık işlerinde çalıştırılıyordu. 1917 Devrimi’nden sonra Troçki bir kararname yayımlayarak incelemeler doğrultusunda samimiyetinden emin olunan vicdani retçilerin alternatif hizmetlere kaydırılmasına izin verdi. Ancak yasanın eşitlikli uygulanmaması dolayısıyla yüzlerce retçi tutuklandı, 200’den fazla vicdani retçi idam edildi.

 

Yeni Ekonomi Politikası kapsamında 1936’ya kadar alternatif hizmet uygulaması geçerli oldu. Ancak geç dönem inkârcıları “halk düşmanı” olarak görüldü ve direnişlerini kırmak ve askere gitmelerini teşvik etmek amacıyla gulagların çalıştığı kamplara benzer görevlere gönderildi.

 

ALMANYA

 

LiveImages%5CYeniFotoAnaliz%5C868%5CDünyadan%20vicdani%20ret%20örnekleri%5C04.jpg

 

Almanya’da Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyetler Birliği’ndeki gibi Alman Demokratik Cumhuriyeti’nde (Doğu Almanya) de vicdani retçiler askerlik görevi karşısında tamamen sivil bir alternatif bulunmadığı için inşaatlarda görevlendirildi.

 

Bugün Alman anayasasının dördüncü maddesinde, “Hiç kimse vicdanına karşı silah kullanmayı gerektirecek bir askeri hizmette bulunmaya zorlanamaz. Detaylar federal yasalar tarafından belirlenir” deniyor. 12’nci maddede ise her yetişkin erkeğin “Wehrdienst” denilen askeri hizmeti yapmak zorunda olduğu ancak vicdani gerekçelerle bunu reddedenlerin “Zivildienst” (sivil hizmet) yapabileceği ifade ediliyor.

 

Bugünkü uygulamada sivil hizmet askeri hizmetten uzun süremiyor. Bu kuralın uygulanmaya başladığı 1 Ekim 2004 tarihinden önce sivil hizmet daha uzundu, çünkü askerler sonradan tatbikatlara (Wehrübungen) çağırılabiliyordu. 2001 yılında ise Almanya zorunlu askerliği kaldırdı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ÇEKOSLOVAKYA

 

LiveImages%5CYeniFotoAnaliz%5C868%5CDünyadan%20vicdani%20ret%20örnekleri%5C05.jpg

 

Çek Cumhuriyeti ve Slovakya ayrılmadan önce zorunlu askeri hizmet yapmak istemeyenler bir anlaşma imzalayarak, madencilik gibi pek de hoş olmayan işlerde çalışmaya gönderiliyor, anlaşmaya imza atmayı kabul etmeyenler ise hapis cezasına çarptırılıyordu. 1989’da Komünist Parti’nin iktidarı kaybetmesinin ardından alternatif sivil hizmet uygulamaya kondu.

 

Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’da ise 2006 yılından itibaren zorunlu askerlik kaldırıldı.

 

BELÇİKA

 

LiveImages%5CYeniFotoAnaliz%5C868%5CDünyadan%20vicdani%20ret%20örnekleri%5C06.jpg

 

Belçika’da 1994 yılına kadar sağlıklı erkekler için askerlik zorunluydu. 1963 yılında ise sivil hizmet kabul edildi. O dönemde askerlik yapmayı reddedenler, vicdani retçi statüsü için başvuru yapabiliyordu. Bu statüyü almaya hak kazananlar sivil hizmette ya da bir sosyo-kültürel kurumda görevlendiriliyordu. Bu hizmeti tamamlayanlar, silah taşımalarını gerektirecek polislik gibi işlerde çalışamıyordu.

 

İNGİLTERE

 

LiveImages%5CYeniFotoAnaliz%5C868%5CDünyadan%20vicdani%20ret%20örnekleri%5C07.jpg

 

İngiltere’de savaşmama hakkı ilk olarak 18’inci yüzyılda pasifist Quakerların savaşmayı reddetmesiyle kabul edildi. Ancak Birinci Dünya Savaşı’na kadar daha genel bir askerlik yapmayı reddetme hakkı kabul edilmedi. 1916’da kabul edilen yasayla retçiler alternatif sivil hizmet ya da savaşta muharip olmayan görevler arasında seçim yapma şansı elde etti. O dönemde 16 bin retçiden 6 bini zorla askere alındı. Emirlere karşı geldikleri için hapis cezasına çarptırılanlar oldu. O dönemde İrlanda, Birleşik Krallık’ın bir parçası olmasına rağmen bu kurallar orada geçerli değildi.

 

İkinci Dünya Savaşı sırasında vicdani retçilik şartlarının gevşetilmesiyle, ülkede toplam 60 bin kişi kayıtlı vicdani retçi oldu. Quakerlara ya da herhangi bir pasifist dine mensup olmayanlar “savaşın uluslararası sorunları çözmek için bir araç olduğu” fikrine itiraz ettiklerini söyleyerek bu hakkı elde edebiliyordu.

 

İngiltere’de 1960 yılında zorunlu askerlik kaldırıldı. Böylece vicdani redde ihtiyaç kalmaması umut ediliyordu. Ancak ordudaki görevlerine başladıktan sonra vicdani retçi olanların varlığı dolayısıyla bu hak uygulanmaya devam ediyor.

 

FİNLANDİYA

 

LiveImages%5CYeniFotoAnaliz%5C868%5CDünyadan%20vicdani%20ret%20örnekleri%5C08.jpg

 

Finlandiya’da 1903 yılında kaldırılan zorunlu askerlik, 1918’de iç savaş dolayısıyla erkekler için yeniden gündeme geldi. 1922’de muharip olmayan askeri hizmet seçeneği görüşüldü ancak askeri hizmet yapmayanlara hapis cezası getirildi. Pasifit Arndt Pekurinen’in yoğun mücadelesinin ardından sadece barış zamanlarında uygulanan sivil hizmet yasası yürürlüğe kondu. Ancak Kış Savaşı sırasında Pekurinen ve diğer vicdani retçiler tutuklandı, 1941’deyse idam edildi.

 

Bu tarihten sonra askerliğin en az sekiz ay, sivil hizmetin ise 16 ay olduğu bir uygulama getirildi. Sivil hizmet ordu yetkilileri ve din adamlarından oluşan bir soruşturma komisyonunun kararına bırakıldı. 1987’de sivil hizmet süresi 13 aya indirilirken soruşturma komisyonu da kaldırıldı. 2008 yılında alınan kararla sivil hizmet en uzun askerlik süresi olan 12 ayla sınırlandırıldı.

 

Bugün askerlik yükümlülüğü olan herkes, askere gitmeden önce ya da askerlik sırasında sivil hizmete başvurabiliyor. Gönüllü askerlik yapan kadınlar ise ilk 45 günde koşulsuz olarak sonrasında ise sivil hizmet zorunluluğuyla ordudan ayrılabiliyor.

 

Barış zamanı sivil hizmetlerini tamamlayanlar ise bir kriz döneminde askeri olmayan görevlerde çalışma hakkına sahip. Ancak kriz dönemlerinde vicdani retçi olduklarını öne sürenlerin bunu bir kurul önünde kanıtlaması gerekiyor.

 

İTALYA

 

LiveImages%5CYeniFotoAnaliz%5C868%5CDünyadan%20vicdani%20ret%20örnekleri%5C09.jpg

 

İtalya’da 2004 yılına kadar bütün sağlıklı erkekler için askerlik zorunluydu. 1972 yılına kadar vicdani retçiler vatan haini olarak görülüyor ve askeri mahkemeye çıkarılıyordu. O tarihten itibaren sivil hizmet seçeneği getirildi. Bu hizmet standart askeri servisten sekiz ay daha uzundu. Bu uygulamanın eşitsizlik yarattığı gerekçesiyle daha sonra çıkarılan bir yasayla sivil hizmet ve askeri hizmetin süresi eşitlendi.

 

İSPANYA

 

LiveImages%5CYeniFotoAnaliz%5C868%5CDünyadan%20vicdani%20ret%20örnekleri%5C10.jpg

 

Vicdani ret İspanya anayasasına 1978 yılında girdi. O dönemde İspanya parlamentosu askeri hizmetten daha uzun bir sivil hizmet süresi belirlemişti. Ancak her iki hizmeti de reddeden güçlü bir halk hareketi ortaya çıktı.

 

Vicdani retçiler o yıllarda sadece Kızıl Haç’ta çalışabiliyordu. Bu yüzden özellikle pasifistlerin, Bask milliyetçiliğinin ve düşük işsizlik oranlarının geçerli olduğu bölgelerde sivil hizmette çok fazla bekleme oluyordu. Sivil hizmeti reddedenler hapis cezasına çarptırılıyordu. Ancak kamuoyu tepkisinden endişe eden İspanya hükümeti sivil hizmet süresini kısaltıp, hapis cezasını kaldırdı. Bunun yerine bu kişilere kamuda çalışma yasağı getirildi.

 

İspanya’da bugün profesyonel askerlik uygulaması geçerli.

 

GÜNEY KORE

 

LiveImages%5CYeniFotoAnaliz%5C868%5CDünyadan%20vicdani%20ret%20örnekleri%5C11.jpg

 

Başta Yehova Şahitleri olmak üzere her yıl askere gitmeyi reddeden yüzlerce erkeğin hapis cezasına çarptırıldığı Güney Kore’de 2007 yılında vicdani retçilere sivil hizmetlere katılım seçeneğinin sunulmasına yönelik bir program gündeme geldi. Herhangi bir şekilde orduyla alakası olmayan üç yıllık sivil hizmet öngören programla ilgili yasa değişikliği gerekiyor. Ancak henüz bu konuda atılmış ciddi bir adım yok.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İyiki de erkek değilim, erkek olsaydım kesinlikle vicdani redçi olurdum, eğer vicdani redçi olsaydım asker kaçağı sayılır sonra hapse atılabilir ve bonus olarak vatan haini vb. tarzdaki çeşitli hakaretlere maruz kalabilirdim.

 

Benim kesin param da olmazdı hani param olsa bedelli olarak askerliği reddedebilirdim falan ama o da mümkün olamazdı...

 

Neyse banane zaten, hem ben erkek değilim... Siz kendi aranızda tartışın bu konuyu, ben arada ne konuşmuşsunuz falan bi göz atarım :D

 

Haydi iyi tartışmalar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İyiki de erkek değilim, erkek olsaydım kesinlikle vicdani redçi olurdum, eğer vicdani redçi olsaydım asker kaçağı sayılır sonra hapse atılabilir ve bonus olarak vatan haini vb. tarzdaki çeşitli hakaretlere maruz kalabilirdim.

 

Benim kesin param da olmazdı hani param olsa bedelli olarak askerliği reddedebilirdim falan ama o da mümkün olamazdı...

 

Neyse banane zaten, hem ben erkek değilim... Siz kendi aranızda tartışın bu konuyu, ben arada ne konuşmuşsunuz falan bi göz atarım biggrin.png

 

Haydi iyi tartışmalar...

 

Bu konu herkesi ilgilendirir sanırım, erkek olmaya gerek yok. Her insanın bir oğlu, erkek kardeşi veya asker olabilecek bir yakını mutlaka vardır. Yani erkek veya bayan hiç fark etmiyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Verdigimiz binlerce sehitimizin de vicdani ret hakki olabilirmiy di acaba veya bundan sonra kimler icin vicdani ret gecerli olacak?

 

Türkiye Cumhuriyeti Ordusu üzerinde cevrilen bu dolaplarin zamanlamasi cok önemli.Bir yandan Atatürk ve arkadaslari yargilaniyor,bir yandanSuriye ile ates dansi oynamaya basladik,144 subay hukuksuz yere tutuklanmis ve özel toplamam kampina gönderilmis,ve tam da bu sirada hem bedelli askerlik konusu ve hemde vicdani ret konusu gündeme tasiniyor.

 

Vatandas Ahmet'in oglu Mehmet bu bedelliden yararlanamiyor cünkü parasi yok,gemicik satin alanlar veya sarki türkü cigiranlar veya Sabancilar, veya Koclar veya onlar gibiler faydalanacak cünkü babalari para babasi.Öylede bir fiyat bictilerki herkes ödeyemesin diye.

 

Herhalde ileri demokrasi denilen meret bu olsa gerek.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vicdani ret bir insan hakki olabilir,günümüz sartlarinda Türkiye'de bir vicdani ret kampanyasi baslatmak Türkiye'ye degil Türk hükümeti'nin komsularla baslatmis oldugu sicak ve gergin siyasetle sifir sorundan savas ortamina gelmis oldugumuz ülkelere yarar saglar.Vicdani ret diye ortaya atilanlarin kime hizmet icin bunu yaptiklarinida aciklamalari gerekir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eğer bir savaş çıkarsa askerlik yapanların da vicdani retçileri korumayı vicdanen reddetmelerini öneriyorum. Bu öneri deprem, sel, yangın gibi doğal afetler için de geçerlidir.

 

Her ülkenin vicdani retçileri, savaşa karşı olanlardır. Savaş taraftarları, vicdani retçi olmayanlardır.

 

Savaş taraftarları olmasa, vicdani retçiler kendi aralarında gül gibi geçinirler merak etmeyin.

 

Vicdani retçi olmayanları, boş bir alana gönderip orada birbirleri ile tükeninceye kadar savaştırmak gerekir. smile.png

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Her ülkenin vicdani retçileri, savaşa karşı olanlardır. Savaş taraftarları, vicdani retçi olmayanlardır.

 

Savaş taraftarları olmasa, vicdani retçiler kendi aralarında gül gibi geçinirler merak etmeyin.

 

Vicdani retçi olmayanları, boş bir alana gönderip orada birbirleri ile tükeninceye kadar savaştırmak gerekir. smile.png

 

Harika olurdu, sizinle aynı fikirdeyim...:))

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vicdani retcilik teslimiyet degildir..

 

Eger birileri vicdani retcilikten bahsediyorsa kalkar örgütlenir aynen Atom silahlarina karsi verilen mücadele seklinde savasini sürdürür!!!

 

Savas bitesiye kadar?

 

Teslimiyet bugün emperyallerin istedigi sürectir bu sürece kayitsiz sartsiz uymak artik bunun adi retcilik degil bir nevi..!

 

Bugün Türkiye´yi yönetenler yanilir AB üyeliginden vazgecip,, Ayrildigi günün ertesi ´´AB ordusu kurulur O zaman gösterirler vicdani retciligi..

 

Bugün cagdas ülkelerde vicdani retcilik diye bir kavram yoktur..

 

Icinde bulundugu sartlara göre asker sayisini düzenlenmekten haric.

 

Nerede bu vicdani retciler ülkesi?

 

Kendileri nerede bu retcilerin..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ülke öyle bir kritik dönemdeki tam da bu dönemde,bedelli askerlik,vicdani ret ortaya atiliyor.Zaten kimlerin bedelli asker olacagi,kimlerinde vicdani retci olacagini hemen hemen herkes bilmektedir.

 

Savasa karsi olmak sonucta yanlis bir ideoloji degildir,ama savas ortaminin oldugu dönemlerde ülkede kaos ortaminin yaratilmasida dogru degildir.

Atatürk,"Yurtta baris dünyada baris"demistir.Bu söz Türk ulusunun savas yanlisi olmamasi gerektigini ve savasa karsi olmasi gerektigini anlatir.Fakat Atatürk ayni zamanda "Ic ve dis düsmanlardan bahsetmis,ülkenin bagimsizligini vurgulamis , bu bagimsizligi ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine karsi yapilmasi muhtemel her saldiriya karsi konulmasi icin uyanik olunmasi gerektigini"de vurgulamistir.Devletin saldirilardan korunmasi Türk Ordusu'nun en önemli görevidir,bundan daha önemli bir görev yoktur,hal böyle iken Orduyu eli kolu bagli bir hale getirmek,hergün ordu aleyhinde propagandalar yaparak milleti ordudan sogutmak muhakkak ki Türkiye ve Türk Ulusuna hizmet degildir.

 

Bir taraftan Suriye ile ates dansi yapip bir taraftanda bedelli askerlik adi altinda zengin cocuklarini askerlikten muaf tutacak ve garibanin cocugunu askere alacaksiniz, sonrada vicdani ret olayini gündeme tasiyip ülkenin en krtik döneminde insanlari askerlikten sogutacaksiniz.Bu bence dogru olmayan ve ülkenin bugünkü cikarlarina aykiri bir siyasettir.

 

Vicdani ret insan hakki olabilir buna kimsenin itirazi olamaz ama ülkenin cikarlari daha önemli bir haktir bence.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bugün cagdas ülkelerde vicdani retcilik diye bir kavram yoktur..

 

 

"Çağdaş ülkeler", isimlerindeki çağdaşlığı yansıtabilselerdi, kendilerinin de katılımlarıyla oluşturdukları çağdaş hukuka uyum sağlarlardı. Uyum sağlayan ülkeler müstesna tabiki.

 

Vicdani ret hakkı, günümüzde Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu tarafından temel insani hak olarak kabul edilmiştir.

Vicdanî reddin geçmişi ilk devletlerin kuruluşuna kadar eskiye uzansa da, resmileşmesi göre yirminci yüzyılın başlarına denk gelmektedir. Örneğin, İngiltere 18. yüzyılda Quaker inancına sahip olanları zorunlu askere alınmadan muaf tutmuş ve 1916'da da vicdanî reddi anayasasına dahil etmiştir. İngiltere'yi 1917'de Danimarka, 1920'de de İsveç izlemiştir. Ayrıca pek çok ülke 17 ve 18. yüzyıllardan itibaren askerliği zorunluluk değil, gönüllülük esasına dayalı uyguladığı için etkin olarak vicdani ret diye bir tanımlamaya gerek duymamıştır.

-Wikipedi-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Epeyce güldüm buna...

Izmirli bayanlar bundan sonra vicdani red´i kullanarak polis karakoluna gitmezler.

 

Bu konuyu daha ileri noktaya da tasiyabiliriz...

 

Birlesmis milletlerin kurulmadigi tarihlerden önce 17.yüzyilda vicdani red (gönüllülük )üzerinden bu konu acilmisti deriz ..

 

 

polis karakollarini kaldirinda diyebiliriz...

 

Sivill sivil sadece sivillerin kalmasini saglayabiliriz.

 

Travma biter.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Çağdaş ülkeler", isimlerindeki çağdaşlığı yansıtabilselerdi, kendilerinin de katılımlarıyla oluşturdukları çağdaş hukuka uyum sağlarlardı. Uyum sağlayan ülkeler müstesna tabiki.

 

Vicdani ret hakkı, günümüzde Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu tarafından temel insani hak olarak kabul edilmiştir.

Vicdanî reddin geçmişi ilk devletlerin kuruluşuna kadar eskiye uzansa da, resmileşmesi göre yirminci yüzyılın başlarına denk gelmektedir. Örneğin, İngiltere 18. yüzyılda Quaker inancına sahip olanları zorunlu askere alınmadan muaf tutmuş ve 1916'da da vicdanî reddi anayasasına dahil etmiştir. İngiltere'yi 1917'de Danimarka, 1920'de de İsveç izlemiştir. Ayrıca pek çok ülke 17 ve 18. yüzyıllardan itibaren askerliği zorunluluk değil, gönüllülük esasına dayalı uyguladığı için etkin olarak vicdani ret diye bir tanımlamaya gerek duymamıştır.

-Wikipedi-

Hangi cagdas ülkelerden bahsediyorsunuz anlamis degilim AB ülkeleri diyorsaniz onlarin AB ordusunu kurmak icin nasil arzulu olduklari ve bunu hayata gecirebilmek icin nasil cabaladiklarini bilmeyen yok..

 

Uyum saglayan diyorsunuzda neyin uyumu birlesmis milletlerin ortada olmadigi dönemde bile dini vecibelere dayanarak bir takim dincilerin sözüm ona askerden muafaf tutulmalarinimi..

 

Vicdani red diye diye bugünlere tasviye edip, tasiyip birlesmis milletler üzerinden kafalari karistirmak neyin nesi...

 

Birlesmis milletlerde hak görülmeyle bu isler bitmiyor nerede yasa.. Önemli olan yasalar bunlarin uygulanip uygulanmadigir hak olarak ele alinip alinmadigir..

 

Hangi yasa hangi tasa...

 

Birlesmilletlere bakmayin onun hangi anlamli bir is yaptigini gördük ki sonra vicdani reti onlarin ele aldigida yok. Mecazi anlamda dini sebeblerden dolayi zamanin birinde cikarlari dogrultusunda red edebilir misali örnekleri var gibi gösterilsede onlarin masalindan hak olmakdan öteye gitmez..Uygulanan birlesmis milletlerde kabul edilen bir yasa herhangi bu yolda yola cikmis olan kanuni bir yasa yoktur ki dünya derin bir nefes alsin..

 

 

Hangi insan oglu ister vize hangi insanoglu ister sinirlarin olmasini, Ama her daim insanoglu korunmak ister vede korumak gerekir öyle degilmidir?...

 

Avrupa´da bes milyon Türk var vicdani red i kullanarak sikiysa askere gitmesinde görelim oralarda biz neden bahsediyoruz hangi vicdani retden.. Bahsettiginiz vicdani red cilige uyum saglayan ülkelere bir türlü yurt disinda yasayan Türkler bir türlü rastliyamadi!!!

 

En iyisi yanimizda ki egeye dogru bir bakin uzaklara bakmaya gerek yok.. Iki kulactada görebiliriz...

 

Yanimizda ki on iki adalarin silahsiz askersiz olmasi gerekirken ABD AB silahlari nasilda oralarda cirit attigini bilmiyenmi var. Birlesmis milletlerin mali desteginide zaten bu ülkeler saglayan degil mi!

 

Yasa yerine hak diye ortaya bir yem atanlara onlara destek olanlara sormak gerekir?

 

Yoksa en basta bu silah tüccari cagdas ülkelerimiz zan altinda kalmaz mi bu konuda..

 

Bu ülkeler...kendi ihtiyaclari dogrultusunda..güclü olduklarindan..

 

Pasif anlamda birseyler gelistirilmis olabilir onun ötesine gecmez

 

Belki pasif insanlar icin mutfakda silah yerine eline patetes alabilir..

 

Veyahut sivil dients yaparak askerlik süresi kadar yasli insanlarin bakimini üstlenir sikiysa üstlenmesin..

 

Bu neyi hatirlatir bilirmisin bir bankadan kredi alipda geri ödeyemedigi zaman sürünmeden beter olur öldürmezler ama sürünür süründürürler!

 

Buralarda..

 

Ekonomik gücleri elverdiginden bu cagdas ülkelerin askere gidenlerin ilk is hayatina basliyanlardan daha güclü aylik baglanir..

 

Bu askerlik süresini ekonomik olarak kendini gelecege daha iyi hazirlamak isteyenler bu askerliginide uzattigida görülür bizde sadece cavuslara mahsusdur? veyahutda olmak isteyenlere oralarda sadece erat olmak yeterli..

 

Bu cikar dogrultusunda bugünün cagdas ülkeleri islerini daha siki vede sakin yürütür.. Onlar cikar dogrultusunda yürürken..

 

Bizde askerlik şeref ve onur.. savasa yakin bir ülke olarak buda ne yazik ki korunmalidir öylemi...

 

Askerligin formati degisir belki gün gelir o dönemin sartlarina göre adida degisir ama askerlik kalkmaz.

 

Pasif adami ne is hayatinda degistirebilirsin ne askerlikte ne aile icinde ne okul hayatinda nede cevrede muhakak gereksiz zamanlamasiz muhakak birseylere köstek olur bunun adida redciliktir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Efendi Türkler,

 

"Bugün cagdas ülkelerde vicdani retcilik diye bir kavram yoktur.."

 

Bu yukarıdaki satır sana ait. Ben de, çağdaş olarak nitelediğin ülkelerin hukukunda "vicdani ret"in bir hak olduğunu gösteren yazı alıntıladım. Kaldı ki bu çağdaş ve uygar karara ben de katılıyorum.

 

Bu ve paralelindeki hükümler o kadar çağdaş ki; tüm ülkelerin hukukunun yanlışlığını gideren son durak. Tüm ülkelerin hukukçuları bunu hem fikirle kabullenmişler. Sen ben kabul etmesek ne yazar?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Efendi Türkler,

 

"Bugün cagdas ülkelerde vicdani retcilik diye bir kavram yoktur.."

 

Bu yukarıdaki satır sana ait. Ben de, çağdaş olarak nitelediğin ülkelerin hukukunda "vicdani ret"in bir hak olduğunu gösteren yazı alıntıladım. Kaldı ki bu çağdaş ve uygar karara ben de katılıyorum.

 

Bu ve paralelindeki hükümler o kadar çağdaş ki; tüm ülkelerin hukukunun yanlışlığını gideren son durak. Tüm ülkelerin hukukçuları bunu hem fikirle kabullenmişler. Sen ben kabul etmesek ne yazar?

 

Sayin bilimselci,

 

Güzel dünya´da bir cocuk gibi dogup bir cocuk gibi ölmek herkesin hakki ama o hakki veren yok,, Belki bir yerlere kadar gidebiliyorsun bir yerde durduran cikiyor. Duranda durduranda bayrak yarisi icinde..

 

Kader degil ama..

 

Bir döngü savasi..

 

O kirilmaz döngüde su karanin üzerinde durmuyor bir yerde cekiliyorsun!

 

Tüm ülkelerin hukuku bir araya gelse insanlari bir sefkatin elleri haline getiremez,,

 

Hukukdan o bilgilerin icinden disariya cikamayan binlerce hukukcunun kafasini bir kafa haline getiremezsin..

 

Ögretmen vardir cocuklarin arasinda kala kala cocuk gibi ögrencinin kafasini patlatir burda demek istedigim bütününü ele almadikdan sonra sadece biri hak demis öbürü hayir demis..

 

Bakiyorum,

 

Cagdas toplumlarda da öyle bir yerlerde soluklanma ayari yapiliyor ki degerleri yükselsede degersizliklerini de yanlarinda tasiyorlar,,

 

Sadece hukuk insanlara ayar veremiyor veremez,, Verseydi cagdas ülkelerin hukukcularin ülkesinin cocuklari bizim ülkemizin cocuklarindan fazla disarda kayip vermezdi?

 

Herseyi pesinen kabullenmek olmuyor!!!

 

Cagdas ülkeler diyorum cizimleri yasamlari cok farkli.. Birde farki yakalayabilirsek deneyerek evet cok farkli..

 

Bu kader mi..

 

Egitim mi sadece? bunu bilmiyorum sürec mi onuda bilmiyorum...

 

Cogunlugun egitim, egitim düzeyi hukukun üzerine cikmadigi müddetce bu egitim dünyayi ele gecirmedigi müddetce..

 

Ama diyorum ki egitim savasin icinde buluruz kendimizi. Kendi dönemi savasi devam eder insanoglu oldugu yerde durmaz.

 

Her mimarin cizimi ayri oldugu gibi..

 

Her yas kendi cizimini sahip cikar!

 

Güneş Işığı yollari ayirdigi gibi her yaş kendi ciziminde israrci olacaktir.

 

Tüm ülkelerin hukukunun yanlışlığını gideren son durak.

 

Varmi bilemem..

.........................

 

Her dönem bir yaman olacak öyle degil mi Sayin bilimselci.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bizim en büyük yanlisimiz bir kavrami tartisirken,gördügümüz resme göre fikir belirtmemizdir. Resmin tümünü meydana getiren ögelerin gözden kacirilmasi sadece görünüse göre karar vermeye itiyor bizi.

 

Bu yanlisa hep düsüyoruz,Arap Bahari denilen kalkismalarda olsun,demokratik haklar konusunda olsun,bu baslikta ki vicdani ret tartismasinda olsun ve digerlerinde hemen hep ayni hataya düsüyoruz.Tabi ben bu degerlendirmeyi kendi bakis acimla yapiyorum,herkesin bakis acisi farklidir.

 

Vicdani ret tabii ki bir haktir,cagdas ülkelerde bu haklar az veya cok kullanilmaktadir.Burada yapilan tartisma vicdani ret'in hak olup olmadigi degildir,Türkiye'nin bugünkü sartlarinda bu hakkin ne kadar gerekli olup olmadigidir.Eger diyorsaniz:Efendim farketmez,Türkiye savasa da girse bu hak kullanilmalidir o zaman durum degisir.

 

AKP iktidarinin savas tam tamlari caldigi bu günlerde,vicdani ret olayi Türkiye icin ne kadar yararlidir?Ben söyle bir teori üretebilirim ki bunu bir dönemler Alman Yesiller Partisi sloganlastirmisti;söyleydi :Düsünün ki savas var ve kimse savasa gitmiyor-Almancasida sanirim :Es gibt krieg und keine geht hin.seklinde olmaliydi sanirim.Simdi buradaki savas karsitligi bir geneli ima etmektedir,yani savas var ama kimse savasa gitmiyor.Bu genelleme aslinda savas icin karsi karsiya gelecek olan iki tarafida kapsamaktadir.Böyle bir sloganin gerceklesmesi muhakkak ki herkesi mutlu eder fakat bunun aksini düsünürsek ne anlama geldigini sanirim herkes anlayabilir.Savasmasaydik,Türkiye olurmuydu?Bazi seyler hak olabilir ama bu hak zaman ve sartlara göre olmalidir.Dört bir tarafin ates cemberiyle cevrilmis ve bu atesi her firsatta körükleyen bir iktidar tarafindan yönetilen Türkiye bu sartlarda vicdani reddi tartismamalidir fakat bu körükcü iktidari görevden almalidir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Güzel yazmışsın sn. Efendi Türkler. Bir şiir gibi. Zevkle okudum. Ama sanki bir karamsarlık sezinledim yazında. Çözümsüzlüğe vurgu yapıyorsun. Çözümsüzlük her zaman olacak, çözüm ise hep önde gidecektir. Evrende her şey ideale, olgunlaşmaya, ileriye doğru gider. Her şeyi sihirli değnekle bir anda değiştiremeyiz. Siyaset bilimi bunun için vardır. Toplumları eskiden yeniye, gelşmeye taşımak için vardır.

 

Eğitim hukuku aşsın diyorsun. Tabiki, buna kim katılmaz. Ama daha sonra da bir eğitim savaşı başlayacağını. Aynı uygar eğitimde bile birleşilemeyeceğini vurguluyorsun.

 

Tarih bu güne kadar zıtların mücadelesiyle gelmiş. Eğitim bile sömürü politikasının ögelerini taşırsa, elbette ki uygar eğitimle gerici eğitimin mücadelesi olacak, savaş eğitim alanında da kendisini gösterecek.

 

Hukukun ilk görevi elbette şefkat içindir. İnsan yararına, demokratik haklarının sağlanması içindir. İkinci görevi de, bu haklara engel çıkaranlara, tecavüz edenlere yaptırım uygulamadır. Çağdaş hukuk budur. Hukuk, haksızlığın çözümü içindir. Davranış ilkelerinin dayanağıdır, onu ayakta tutandır.

 

"Tüm ülkelerin hukukunun yanlışlığını gideren son durak. Varmi bilemem.."

Görüşüne verilecek cevap, "elbette var" dır. Zira son durak bilimdir. Bilimin göstereceği yol en doğru olanı ve son duraktır.

 

Hukuk, eğitim, ahlak kurumları, ögelerini bilimden almadığı sürece eksik ve yanlış olacak, bilim ise tekrar balans ayarı yapacaktır. Savaş böylece süre gidecektir. Evrilmenin sonu yoktur. Bugünün yapısı dünden mutlaka iyi olacaktır. Geçici tökezlemeler olsa da..

 

Yukardaki görüşleri vicdani retle birleştirmeye çalışırsak. Vicdani ret, savaşma sanatını öğrenMEme adına itiraz için demokratik bir hak olmalıdır. Aydın insanlar bu bayrağı her zaman ön planda taşımalı. Tüm dünya insanlarının kardeş olduğunu, savaşmak için hiç bir sebep olmadığını durmaksızın, kesintisiz vurgulamalı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Savaşın meşru, savaşanın onurlu olduğu argümanlarını kullanıp, vicdani ret hakkını bile bu argümanlarla yanıtlayanlar kandırıldıklarının farkında değil. Farkındanlık yaratmak için yüksek sesle "aslolan insandır" demenin faydası olur mu, bilmiyorum ama gerçek olan şu ki; ülkemizde vicdani retçi olmak gözaltını,aşağılanmayı,sindirilmeyi kabul etmek demektir.

 

Savaşı ret edenleri sevgiyle, şükranla selamlıyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Mavi savas icin can atanlara karsi savas verilir birakip kacilmaz.Sonucta bu ülke bizlere zembille gökten indirilmedi.Gerektiginde savunmak bir namus borcudur.Namus töre cinayetleriyle korunmaz ülkeni savunmak en büyük namus borcudur.

 

Ulu Önder Atatürk,"yurtta sulh cihanda sulh"derken Isa'nin sana bir tokat vurana öbür yanagini cevir tarzinda baris icin gerekirse birak kac demedi.

 

Birtakim art niyetler,savasin ne kadar kötü oldugu anlaminda bizlere vicdani ret ile savasa karsi olmayi empoze ediyorlar.Savasa karsi olmak bir insanlik görevidir ama gerektiginde vatanini korumak yukarida dedigim gibi bir namus borcudur.En azindan bu ülkeyi bizlere kanlari ve canlariyla savasarak emanet edenlere olan bir borctur onlar bosuna ölmediler.Onlar bu ülkeyi satabilirdiler ama satmadilar.

 

Vicdani ret,Türkiye'nin bugünkü kosullarinda Türkiye'nin cikarina degildir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vicdani ret bugünün koşullarında tüm ülkelerin çıkarınadır.

 

Vicdani retçilik yanlış anlaşılıyor. Vicdani retçilik, her hangi bir millete ait bir gurubun tek taraflı görüşü değildir. Vicdani retçilik, tüm uluslardaki vicdani retçi gurupların birleşerek, savaş çığırtkanlarını "sap" gibi ortada bırakmaktır. Savaş çığırtkanları kendileri savaşsınlar.

 

Vicdani retçiler için tüm insanlar kardeş, tüm ülkeler vatandır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.