Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

AKP KAPATILACAK... Evet evet iddialıyım, bu partı kapatılacak...


DİPNOT

Önerilen İletiler

  • Cevaplar 252
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

AB bizim dostumuz degildir aslada olmamistir ama sizlerin dostu olabilir bunada itirazim olamaz,demekki sizin ve AB nin kriterleri birbirine uyum saglamaktadir,onlarda insan haklari demokrasi sampiyonluguna oynuyorlar ama degiller sizlerde ayni seyleri terennüm ediyorsunuz.

AB nin ve Avrupada Türkiye ve Atatürk karsiti bircok ismin Türkiye karsiti söylemleri ve yazdiklari kitaplardan sanirim bihabersiniz veya sizce bunlar pekte önemli degildir.Yasar Nuri tespitlerinde yanilmamistir cünkü Yasar Nuri mideden konusmaz belgelerle konusur.

 

 

saygilarla

 

AB bizim dostumuz ya da değil;acayip bir anlayış.Değerli arkadaşım zaten uluslararası ilişkilerde dostluk aranmaz;sadece denge ve çıkar vardır.AB sizi sevdiği için almıyor zaten!

AB kriterlerine gelince;AB kriterlerini kendime yakın bulduğumdan değil yada bunları AB kriteri olduğundan değil;öyle olmasını düşündüğümden dolayı yakın buluyorum kendime.İnsan hakları sizi niye rahatsız ediyor ki!İnsan hakkı kadar kutsal ne olabilir ki?Benim için insandan özel olan hiçbirşeydir.Mesela ben bir insanın renginden,dininden dolayı yok sayılmasını kabul etmem!Sokak ortasında linç edilmesini vahşice bulurum vs.Demokrasi hakkında tüm söyleyeceklerimi yazdım.Kendimi tekrar etmeye niyetim yok!

Yaşar Nuri Öztürk'ün kim olduğunu çok iyi biliyorum.AB,ABD vs onların da ne olduğunu çok iyi biliyorum.ABD'nin savaş uçaklarıyla IRAKTA NASIL KATLİAM yaptığını da biliyorum.Söz konusu Filistin olduğunda sözüm ona DEMOKRATİK devletlerin nasıl SUSTUĞUNUDA biliyorum.Emperyalistin de Faşistin de kim olduğunu çok iyi biliyorum.Bildiklerime devam edeyim mi?kusura bakmayın ama bu bildiklerimden dolayı şu bildiğimi es geçmeyeceğim;AB bizim için çok büyük bir alternatif!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

KAPATILMA KAÇINILMAZ OLDU...

 

AKP hakkında kapatılma davası açıldığında, ilk tepkim, 'Beklenen gelişme!' demek olmuştu.

İsterdim ki bu dava açılmasın...

İsterdim ki AKP; Türkiye Cumhuriyeti ile kavga edeceğine, onun partisi olsun.

Bu partinin yöneticileri; 'Cumhuriyet rejimi bizleri sıfırdan bu noktalara taşıyacak yolları yapmış. Biz de o rejime uygun yönetim gösterelim!' desinler.

 

Partileri de kapatılmasın.

Lakin; geldiğimiz noktada AKP'nin kapatılması kaçınılmaz olmuştur.

Çünkü, bu dava; bir iç sorun olmaktan çıkartılmış; uluslar arası dava haline getirilmiştir.

Kim ne derse desin; Yargıtay Başsavcılığı'nın açtığı kapatma davası; hukuk kurallarına uygun biçimde yürütülmüştür.

Lakin; Avrupa Birliği; bu davayı kullanarak 'Türkiye'yi kontrol eden güç benim!' mesajı vermeye çalışmıştır.

Bunu da nasıl yürüttüğü bellidir: TC'nin bağımsız yüksek yargı organına dışarıdan emir vererek...

AB yetkilileri sırasıyla ve devamlı surette; 'AKP'yi kapatamazsınız. Kapatırsanız, Türkiye için kötü olur!' tehdidi savuruyorlar. En son tehdit de Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nden (AKPM) geldi. Bu tehdit, Türkiye'yi AKP'nin Anayasa Mahkemesi'ne verdiği savunmadan yola çıkarak hazırlanan AKPM raporunda yer alıyor.

Öyle ki; raporun üslubu bile AKP'lilerin üslubu... Raporda, AKP'nin resmi adı olan Adalet ve Kalkınma Partisi bile AK Parti olarak kullanılmış.

AKPM adına Türkiye hakkında rapor hazırlayan Belçikalı parlamenter Van den Brande, bu Meclis'te bulunan CHP'li ve MHP'li üyelerle hiçbir görüş alışverişinde bulunmamış. Yani; AB raporu; tamamen AKP'lilerin yönlendirdiği ve AKP'yi savunan bir rapor olarak ortaya çıkmış bulunuyor.

Bellidir ki AKPM; Türkiye'yi değil de AKP'yi daha fazla önemsemektedir.

Avrupa Birliği'nin AKP sevgisinin sebepleri üzerinde duracak değilim. Bankalarımızın; ulusal kuruluşlarımızın, en kıymetli toprak parçalarımızın sömürgecilere satılmasını; Kıbrıs'ta çırak çıkarılmamızı; Ege kıta sahanlığı konusunda Yunanistan karşısında sessiz kalmamızı; Güneydoğu'da ve Kuzey Irak'ta AKP hükümetinin verdiği tavizleri hatırlatarak bu konuyu, şimdilik sağduyu sahibi okurlarımın yargısına bırakıyorum.

Bu tehditin öncesindeki tehditleri de hatırladığımızda geldiğimiz nokta çok kritiktir:

Eğer Anayasa Mahkemesi; AKP hakkında kapatma kararı vermez ise; Avrupa'dan ve ABD'den gelen bu yönlendirmelere göre karar vermiş sayılacaktır. Bu yüzden de AKP'nin kapatılmasını içermeyen bir sonuç; hukuki değil de siyasi karar olarak kabul edilecektir.

***

İşte Avrupa Birliği; Türk yargısından hukuka göre değil de kendilerinin işine gelecek biçimde siyasi bir karar vermelerini istiyor. Böyle bir istek Avrupa Birliği ülkelerinde ortaya çıksa, yer yerinden oynardı. AB içinde; yargıya en küçük biçimde müdahale olsa; o müdahaleyi yapan hükümet kısa sürede yıkılır giderdi.

Bu dayatma gösteriyor ki; AB tarafı; Türkiye'yi bağımsız bir devlet olarak değil de bir sömürge parçası gibi görmektedir. Onlara göre Türk yargısı; Avrupa ne isterse ona göre karar veren oyuncak bir kurum haline gelmelidir. Türkiye'de kimin haklı kimin haksız olduğuna AB karar vermeli; hatta suçlu-suçsuzu da AB yönetimi belirlemelidir.

Avrupa tarafı açıkça kendisini efendi; bizleri ise köle gibi görmektedir.

Böyle bir uygulama; cumhuriyet tarihinde şimdiye değin görülmüş değildir. En antidemokratik dönemlerde bile Avrupa tarafı Türkiye'ye böyle açıkça, küstahça emir veremiştir.

Böyle bir küstahlık karşısında Anayasa Mahkemesi'ne düşen görev bellidir: Türkiye'de yüksek yargının bağımsız olduğunu Batılı sömürgecilere göstermek. Bundan AKP zarar görecekmiş.

Varsın görsün...

Türkiye'nin bağımsızlığını ortaya koymak için bir değil birkaç AKP'nin bile kapatılmasına razıyız.

Kendisini; Türk milletinin efendisi sanan küstah Avrupalıya başka türlü bir cevap da verilemez.

 

YARGITAY'A SAYGI DUYUN

Yargıtay Genel Kurulu; Fethullah Gülen hakkında, 'düzeni yıkacak biçimde örgüt oluşturmak' iddiasıyla açılan davada, Gülen lehinde beraat kararı verdi.

Şimdi ben yeri göğü inleterek Yargıtay üyelerini; tarikatçi birisini akladı diye suçlamaya kalkışırsam haksızlık yapmış olurum.

Bu karara saygı duyuyorum. Yüksek yargı, işi benden daha iyi bilir.

Benim bu tavrımı acaba tarikatçi veya işbirlikçi holding yazarlarında görüyor musunuz?

Ne gezer?

Fethullah Gülen'i aklayan mahkemenin başsavcısı AKP hakkında kapatma davası açtı diye; yüksek mahkemeye nasıl hakaretler yağdırıldığını biliyorsunuz...

Görüyorsunuz ki paracı ve tarikatçi takımında ne insaf vardır ne de aydın namusu...

 

 

 

 

 

 

Rıza Zelyut -Güneş

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye laikliği dinsizlik olarak anlamış, yanlış tatbikatlar yapmıştır (...) Allah'ı bilen, Kuran'ı bilen, Peygamber'i bilen insanlardan bir kötülük gelmez."

- "Halbuki Müslümanlık, Cumhuriyetin temelinde var (...) Türkiye Cumhuriyetinde başbakanlık arabasıyla cuma namazına giden ilk adam benim (...) Bugün Türkiye'yi bir arada tutan en büyük bağ, millet bağı olarak söylüyorum, Müslümanlıktır."

- "TC kanunlarında irtica diye bir suç yoktur. İslam'ın içinde irtica aramak yanlıştır. Din ve dindarlardan korkmak yanlıştır."

- "Bence Anayasa Mahkemesi'yle başörtüsü olayını ayrı mütalaa etmek lazım (...) Aslında üniversite yönetimleri de hiçbir mesele yapmadan bunu halledebilirdi (...) Benim söylediğim şu oldu: Serbest bırakalım. İsteyen bağlasın, isteyen açsın (...) Bağlamayana karışılmadığı gibi, bağlayana da karışılmasın."

 

Dün dündür, bugün bugündür...

Bu sözleri kim söyledi dersiniz...

 

Korkuyorlar. "Söktüremeyeceklerini" görüyorlar, fakat en iyi savunma saldırıdır düşüncesiyle, edepsizleniyorlar.

Örneğin Ergenekon çetesinin bazı üyeleri, "uzun süre içeriden çıkamayacaklarını" anladılar...

Bazı yöneticileri de "ya bana kadar ulaşırlarsa" korkusu içinde...

Bazı medya grupları, umdukları ihalelerin verilmeyeceğini gördüler. Hükümeti devirip güçsüz bir koalisyon kurdurabilirlerse belki bir umut... Türkiye'nin yerinde sayması, hatta geri gitmesi hiç önemli değil...

Batakta olan bazı gazeteler ve gazeteciler de, bir yandan yalan yazmaya hız verip bir yandan "yavuz hırsızı" oynuyorlar...

Zeytinyağı politikası... "Haklı olan değil sesi daha çok çıkan kazanır" umudu...

Bazı yayın grupları da "ya bize de el koyarlarsa" paniği içinde hükümete "yaklaşmaya" çalışıyorlar: Vallahi billahi biz muhalif değil tarafsız takılıyoruz, aslında ne çok icraatınızı övdük ama siz görmediniz, ne olur bize dokunmayın!

Bir darbe onlar için kurtarıcı olabilirdi, fakat o darbe de yapılamayınca, "sonuç alamayan muhtıralarla" yetinmek zorunda kalıyorlar, pantolon uyduramayınca gömlek...

Bu kavga çıkar kavgasıdır, ayrıcalık kavgasıdır, sınıf ve zümre kavgasıdır, laiklik maiklik işin kılıfıdır.

Örneğin, "kapatılan parti daha da güçleniyor" gerçeğini hem görüyorlar, hem de "yok canım, bu sefer öyle olmayabilir" diye içlerini serinletmeye çalışıyorlar...

İşlerine gelen kamuoyu araştırmalarına inanıyorlar, işlerine gelmeyene inanmıyorlar. Huylarıdır.

İktidar partisinin oy oranını yüzde 54'e çıkmış gösteren araştırmaya aldırmıyorlar, "artık ortada bir yüzde 47 falan yok" diyorlar... Haklılar, yüzde 54 varsa yüzde 47 yoktur.

Bakalım yeni bir seçimde gene madara olup "ay ben ne özür dileyecekmişim ayol, hiç de bile dilemem kardeş" aşamasına gene gelecekler mi? Yoksa "gene morardım" itirafının ardından bir süre ortalıktan kaybolmayı mı tercih ederler?

Fakat korkuyorlar, hem de çok.

Kurtarıcı olarak "ekonomik kriz" bekliyorlar ama bir türlü patlamıyor namert!

"Türkiye'yi daha özgürlükçü, daha adil, daha dünyalı bir politikayla yönetecek" bir alternatif istiyorlar.

Elbette bunda da haklılar. Yerden göğe kadar haklılar. Fakat öyle bir alternatifin olmadığını ve görünür bir gelecekte oluşmayacağını da biliyorlar.

Ve baklayı ağızlarından çıkarmak zorunda kalıyorlar: "Bu çıkmazsa, evet, AKP'nin devamı olan hareket tekrar güçlenerek gelir!"

Öyle olacak ama zaman alacak.

"Ara dönemde" mutlu olabilecekler mi? Patronları olur da, meslektaşlar olabilecekler mi?

Her ara dönem 196061 saadetini getirmeyebilir, 198083 cehennemi de var hesapta.

Altı ay ya da bir sene "kazanmanın" ne yararı var?

Maaş nasıl olsa işliyor, muhalif de olsan muvafık da olsan... Bu hırçınlık, bu saldırganlık neden? Patron ihale alırsa sana zam mı yapacak sanıyorsun?

Ya da, bir yandan "aman ne iyi oldu da kapatma davası açıldı" deyip bir yandan da "yönetim yok efendim, kapatma davasına odaklandılar" demek mertlik mi?

Engin Ardıç.

 

İki tane alıntı olayın ne olduğunu gözler önüne serdi...

Olay bu...

Şeçkinci,burokratik,oligarşi'mi (korporatif)...

Yoksa "DEMOKRASİ" mi...

Ama? halk uyandı, en azından "İNTERNET" var...

Tek kanal tv,yandaş (kartel) medya,jurnalci (vatandaş), çamura at izi kalsın mantığı, vs vs...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İki tane alıntı olayın ne olduğunu gözler önüne serdi...

Olay bu...

Şeçkinci,burokratik,oligarşi'mi (korporatif)...

Yoksa "DEMOKRASİ" mi...

Ama? halk uyandı, en azından "İNTERNET" var...

Tek kanal tv,yandaş (kartel) medya,jurnalci (vatandaş), çamura at izi kalsın mantığı, vs vs...

Yahu...

Hadi seçkinler diyelim...

Hadi burokratik diyelim..

Eh hadi oligarşi diyelim..

(ki en büyük çamur dinsel kesimin ta kendisi...)

Şeriat çok mu iyi...

Şeriat gibi ilkel ve binlerce yıllarda kalmış bir sistemin bu saydıklarından çok daha kötü olduğunu bilemeyecek kadar yeteneğimizi yitirmedik arkadaşım...

Senin seçkin dediğin,

Senin bürokrat dediğin,

Senin oligarşi dediğin...

Bugün Cumhuriyet ve onun demel değerleridir..

Keşke geçmiş ve bugünün gerçekleriyle aynaya bir bakabilmeyi becerebilsek...

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

AB bizim dostumuz ya da değil;acayip bir anlayış.Değerli arkadaşım zaten uluslararası ilişkilerde dostluk aranmaz;sadece denge ve çıkar vardır.AB sizi sevdiği için almıyor zaten!

AB kriterlerine gelince;AB kriterlerini kendime yakın bulduğumdan değil yada bunları AB kriteri olduğundan değil;öyle olmasını düşündüğümden dolayı yakın buluyorum kendime.İnsan hakları sizi niye rahatsız ediyor ki!İnsan hakkı kadar kutsal ne olabilir ki?Benim için insandan özel olan hiçbirşeydir.Mesela ben bir insanın renginden,dininden dolayı yok sayılmasını kabul etmem!Sokak ortasında linç edilmesini vahşice bulurum vs.Demokrasi hakkında tüm söyleyeceklerimi yazdım.Kendimi tekrar etmeye niyetim yok!

Yaşar Nuri Öztürk'ün kim olduğunu çok iyi biliyorum.AB,ABD vs onların da ne olduğunu çok iyi biliyorum.ABD'nin savaş uçaklarıyla IRAKTA NASIL KATLİAM yaptığını da biliyorum.Söz konusu Filistin olduğunda sözüm ona DEMOKRATİK devletlerin nasıl SUSTUĞUNUDA biliyorum.Emperyalistin de Faşistin de kim olduğunu çok iyi biliyorum.Bildiklerime devam edeyim mi?kusura bakmayın ama bu bildiklerimden dolayı şu bildiğimi es geçmeyeceğim;AB bizim için çok büyük bir alternatif!!!

Insan haklarinin beni rahatsiz ettigini benmi yazmisim,yoksa siz öylemi saniyorsunuz.Insan haklari beni asla rahatsiz etmez cünkü bende insanim,ama insan haklarini islerine geldigi yöne cevirenlerin insan haklari sampiyonluguna oynamalarini ve bizede ders vermeye kalkmalarini ikyüzlülük olarak görüyorum.Kendi ülkelerinde yasayan yabancilara insan haklarini cok görenler Iraktaki insanlarin haklarini yok sayanlar,Afrikada siyahlari birbirine kirdiranlar,Kibris icin ayri Kosova icin ayri standart uygulayanlar kusura bakmayin ama ne bana demokrasi ögretmenligi yapabilirler nede insan haklarindan bahsedebilirler.

merak ettim AB neyin alternatifidir bizim icin,ABnin alternatif olmasi icin önce standartlarini degistirmesi gerekir.Bulgaristana ayri Türkiyeye ayri standart uygulamaz.Ekonomik yönden alternatif olarak görüyorsaniz,o zaman bana AB ülkelerindeki 100 milyona yakin issizin geleceginin garantisi nedir onu anlatin,AB kendisi ekonomik kriz icersindeyken nasil Türkiyeye alternatif olusturabilir ki?

AB Türkiye icin alternatif degil Sevr'in geri getirilmesidir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yahu...

 

Ya hu...

Tasavvufi terminolojide,ne anlama geldiğini öğrenmeni salık veririm...

 

Hadi seçkinler diyelim...

Hadi burokratik diyelim..

Eh hadi oligarşi diyelim..

 

Demeyelim, ve demeyeceğiz...

Sürü psikolojisi,bitti...

 

ki en büyük çamur dinsel kesimin ta kendisi...)

 

"DİN" ve onu yaşayan "MÜTEDEYYİN" İnsanlara bu yakıştırma,Ülkemiz,için nasıl bir girdapta olduğumuzun resmidir.

İnsanlar başaklara benzerler. İçleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.

Montaigne.

 

Şeriat çok mu iyi...

Şeriat gibi ilkel ve binlerce yıllarda kalmış bir sistemin bu saydıklarından çok daha kötü olduğunu bilemeyecek kadar yeteneğimizi yitirmedik arkadaşım...

 

Avrupa birliğine,karşımısın veya taraftarmısın...

Sizin yeteneğiniz, ancak böyle (megolaman) tipoloji sergileyip, "KORPORATİF,OLİGARŞİK BİR YAPI" ya meyleder.

Zaten başka türlü davranışda beklenemez arkadaşım...

 

Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir. Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı!

Elie Wisel

 

Senin seçkin dediğin,

Senin bürokrat dediğin,

Senin oligarşi dediğin...

Bugün Cumhuriyet ve onun demel değerleridir..

Keşke geçmiş ve bugünün gerçekleriyle aynaya bir bakabilmeyi becerebilsek...

 

 

:D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Avrupa birliğine,karşımısın veya taraftarmısın...

Sizin yeteneğiniz, ancak böyle (megolaman) tipoloji sergileyip, "KORPORATİF,OLİGARŞİK BİR YAPI" ya meyleder.

Zaten başka türlü davranışda beklenemez arkadaşım...

 

Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir. Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı!

Elie Wisel

 

:D

 

Sevgili sarıgöl..

Evet ben sadece Avrupa birliğine girmek isteyişimize karşıyım...

Zorla kendini kabul ettirmekle bu işler olmaz/olamaz/olmamalı...

Bir devlete yakışmıyan bir tutum...

Neyse..

 

Diğer taraftan benim yeteneğimin 'megolaman tipoloji' sergilediğimi söylüyorsunuz...

Ve "KORPORATİP, OLİGARŞİK BİR YAPIYA MEYLEDİYOR"muşum...

Eeee başka... :)

 

Beni oligarşik düşünceyle suçlayın...

Ardında da dinci oligarşi için vargücünüzle mücadele edin...

Yok artık.. :lol::lol:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

7 tane insan "kapatıyoruz" deyince, milyonlarca irade bir çırpıda çöpe atılır, ve sorun çözülmüş olur

 

Ondan sonra bütün halk rahat eder, "oh be dünya varmış der'

 

kapatmak sorun değil, bunu yapmak çok basit 7 kişi evet diyecek ve kapatılacak !

 

 

saygılar

 

Peki ya sonra ne olacak? ben geleceği iyimser gözlerle süzemiyorum artık. Bir kaç yıl öncesine kadar HALK olduğumuzu, Benzer nitelikli tepkileri sokaklara dökebileceğimizi düşünüyordum. Ama şimdi görüyorum ki, Halk sadece bir kaç poşet kömür, bir kaç iğneli laf ve sövgüyü yeğliyor. bu zihniyete sahip olan bizim halkımız. Ezilenlerin daima yanında yer aldık. Almaya da devam edeceğiz ama Halkın bağımsızlık uğruna savaşabileceğini düşünmüyorum. Bu Parti Kapatılsın. Hatta RTE ve ekibi çok ağır cezalar da alsın. Konuşmama cezası örneğinnn... Peki ya sonra...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Insan haklarinin beni rahatsiz ettigini benmi yazmisim,yoksa siz öylemi saniyorsunuz.Insan haklari beni asla rahatsiz etmez cünkü bende insanim,ama insan haklarini islerine geldigi yöne cevirenlerin insan haklari sampiyonluguna oynamalarini ve bizede ders vermeye kalkmalarini ikyüzlülük olarak görüyorum.Kendi ülkelerinde yasayan yabancilara insan haklarini cok görenler Iraktaki insanlarin haklarini yok sayanlar,Afrikada siyahlari birbirine kirdiranlar,Kibris icin ayri Kosova icin ayri standart uygulayanlar kusura bakmayin ama ne bana demokrasi ögretmenligi yapabilirler nede insan haklarindan bahsedebilirler.

merak ettim AB neyin alternatifidir bizim icin,ABnin alternatif olmasi icin önce standartlarini degistirmesi gerekir.Bulgaristana ayri Türkiyeye ayri standart uygulamaz.Ekonomik yönden alternatif olarak görüyorsaniz,o zaman bana AB ülkelerindeki 100 milyona yakin issizin geleceginin garantisi nedir onu anlatin,AB kendisi ekonomik kriz icersindeyken nasil Türkiyeye alternatif olusturabilir ki?

AB Türkiye icin alternatif degil Sevr'in geri getirilmesidir.

 

 

saygilarla

 

İnsan hakları sizi rahatsız etmiyor mu?Bence de etmemeli.Sayın Politika bazı iletilere,sizin dışınızda,bakıyorum da vayvayvaylar bize demekten kendimi alamıyorum.Kimi o kadar ileri gitmiş ki ''alo AB bizi istemiyorsa,biz de onu istemiyoruz'' gibi gelinlik kız hallerini anımsatmış.Değerli arkadaşım siz neden takmışsınız duygulara,dünya siyasetinde hangi mantık dostaneliği arar!

 

Evet dediğiniz gibi o devlete göre uzatılan haklardan bende haberdarım.Daha geçen gün Irak yine kan gölüydü.Neden?Canım yufka yürekli ABD çooooooook uzak komşusuna Demokrasiiiiiii(') götürdü.Size demokrasi öğretmenliği gerekiyor mu ki öyle yorumladınız?AB uluslarası arenada sözü geçen,kendi kriterleri çerçevesinde,bünyesinde barındırdığı ülkelerle işbirliği içerisinde sorunlara çözüm arayan ülkeler topluluğudur.Bu kadar basit.Ve o kriterlere gelince bunlar AB kriteri değil İNSAN olma kriterleridir.İşkence,yaşama hakkını hiçe sayma,haberleşme ve yayma özgürlüğünü yok sayma,farklılıkları es geçme... biraz daha özele geleyim mi?F tipinde tecriti,sokaklarda çaresizliği,düşüncenin esaretini kutsallaştıran topraklar mı yoksa...Emin olun hayırsa cevabınız bu AB kriterleri içerisinde yer alır;ama bu AB kriterlerin varlığını değil İNSANCA YAŞAMA HAKKINI kutsallaştırır.

 

Ve AKP kapatılamalı diyen arkadaşlarım,bende artık sizin gibi düşünüyorum.Hatta ne yapalım biliyor musunuz?Hazır AKP ve DTP kapanıyor,gelin CHP,MHP birde ÖDP yi de kapatalım.Demokrasi anlayşını bir tarafa bırakalım.Hem ben zaten Mhp yi sevmem,yani ne gereği var demokratlaşmaya...Belki kapanırsa tüm partiler bizde birbirimizi biraz daha az yemeye bakarız.

 

Eğer başkasının şampiyonluk yapıp yapmama derdine düşeceksek,ben önce demokrasiyi kesinlikle haketmeyen,tiranlığa alışık halkımı gösteririm.Ne gereği var uzaklara...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

İyi sizde hoşgeldiniz!Kapatalım değil mi?Hemen emredin!!!!

 

kapatılsın diyorum arkadaşım

fikrimi açıklamak istiyorum sadece

demokrasi bize bol geliyor

askeri vesayet varken ne yapalım demokrasiyi

ne güzel işte koskoca bir çiftlik

yönetmeside kolay

çünkü hesap vermiyoruz

güçde bizde, silahda herşey bizde

yargıda, okullarda vb.vb

vs.vs

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kapatılsın diyorum arkadaşım

fikrimi açıklamak istiyorum sadece

demokrasi bize bol geliyor

askeri vesayet varken ne yapalım demokrasiyi

ne güzel işte koskoca bir çiftlik

yönetmeside kolay

çünkü hesap vermiyoruz

güçde bizde, silahda herşey bizde

yargıda, okullarda vb.vb

vs.vs

 

Değil mi,ne yapacağız demokrasiyi?Varken askerin gölgesi altında şahlanmak!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değil mi,ne yapacağız demokrasiyi?Varken askerin gölgesi altında şahlanmak!

 

tabi kimse benim böyle düşünmedigimi bilir.

:)

 

ulusalcı arkadaşlar 'tam bagımsızlık' derler ama yam demokrasi olmadan tam bagımsız olunamayacagını anlamazlar..

belkide işlerine gelmez..

kurtuluş deyince nasıl kurtuluş olmuyorsa hani..

selamlar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

tabi kimse benim böyle düşünmedigimi bilir.

:)

 

ulusalcı arkadaşlar 'tam bagımsızlık' derler ama yam demokrasi olmadan tam bagımsız olunamayacagını anlamazlar..

belkide işlerine gelmez..

kurtuluş deyince nasıl kurtuluş olmuyorsa hani..

selamlar

 

Böyle düşünmediğini anladım kardeş.Onlar kendilerini anlamadı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kapatılsın diyorum arkadaşım

fikrimi açıklamak istiyorum sadece

demokrasi bize bol geliyor

askeri vesayet varken ne yapalım demokrasiyi

ne güzel işte koskoca bir çiftlik

yönetmeside kolay

çünkü hesap vermiyoruz

güçde bizde, silahda herşey bizde

yargıda, okullarda vb.vb

vs.vs

 

Özür dilerim arkadaşım,anlamamışım ne demek istediğini.Bu cümleler zaten yanlış yazdığımı göstermeye yetti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili sarıgöl..

Evet ben sadece Avrupa birliğine girmek isteyişimize karşıyım...

Zorla kendini kabul ettirmekle bu işler olmaz/olamaz/olmamalı...

Bir devlete yakışmıyan bir tutum...

Neyse..

 

Diğer taraftan benim yeteneğimin 'megolaman tipoloji' sergilediğimi söylüyorsunuz...

Ve "KORPORATİP, OLİGARŞİK BİR YAPIYA MEYLEDİYOR"muşum...

Eeee başka... :)

 

Beni oligarşik düşünceyle suçlayın...

Ardında da dinci oligarşi için vargücünüzle mücadele edin...

Yok artık.. :lol::lol:

 

 

Avrupa birliğine,girmeyelim, hemde zorla olmamalı, mesela avrasya var,Şanghay beşlisi var,ve yahut Fransanın ortaya attığı Akdeniz birliği olabilir, ama zorla olmamalı illa bizi alın, demeyelim,onlar bizi davet etmeli...

Zaten Avrupa birliği;bünyesine katacağı Ülkelerin "ŞERİAT" ile yönetilmesini ve Dini oligarşi olmasını ister, üstelik bizim anlı

şanlı bir,"Korporatif,oligarşik" bir yapımız var zaten ve onlara (AB) fazla lüks geliyor...

Sonra eğer bizi kabul edeceklerse "KENDİ ŞARTLARIMIZLA KABUL ETMELERİ GEREK" dayatacaksak, (zorla girme) bunu dayatmamız lazım...

 

Ha, birde "NAFTA" var ( Kanada, ABD ve Meksika devletlerinin 1989'da kurdukları ticari ve ekonomik birlik) burayada baş vurabiliriz ( A.B.D. ılımlı İslamı,istiyor)...

Zorla olmamalı...

 

B)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.