Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

AKP KAPATILACAK... Evet evet iddialıyım, bu partı kapatılacak...


DİPNOT

Önerilen İletiler

AKP KAPATILACAK...

  • Kapatılacak, çünkü... Yasalara göre bir partinin "laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı" olması durumunda kapatılması mümkündür... Anayasa Mahkemesi üyelerinin, "AKP'nin laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı" haline geldiği yönünde bir hüküm vermeleri, geçmiş kararlardan edindiğimiz tecrübeye göre, hiç de imkânsız gözükmemektedir.
  • Kapatılacak, çünkü... Eğer "laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı" olmak, parti yöneticilerinin ya da üyelerinin bazı sözlerine ve fiillerine dayandırılacaksa, bu konuda mahkeme üyelerinin elinde hayli malzeme vardır...
  • Kapatılacak, çünkü... Başbakan Erdoğan 'ın, "birden fazla kadınla evlenmenin koşulları" ya da "katili affetme hakkının maktul yakınlarına ait olması " gibi çok tehlikeli konularda, laik bir devletin Başbakanından ziyade, çalışkan bir imam hatip mektebi talebesi gibi konuşması, "kapatmacı yaklaşımlar" için bulunmaz dayanak olmuştur... ***
  • Kapatılacak, çünkü... "Kapatılırsa yüzde 60'la geliriz" sözünün bir anlamı olmadığı bilinmektedir... Düşünün: AKP içinde "Cennetle müjdelenen" 71 önemli adamın önemli bir kısmı yasaklı olacak... Bundan daha önemlisi Erdoğan yasaklı hale gelecektir... AKP'nin her şeyi durumunda olan Erdoğan'ın yasaklı olması halinde, her şeyini kaybetmiş yeni bir siyasi hareketin, en azından yakın vadede şansı ne olur? ***
  • Kapatılacak, çünkü... "Türban" konusunda atılan hesapsız kitapsız adımlar da bu konuda malzeme sunmuştur... Fazilet Partisi'ni anımsayın: Bu parti de yönünü AB'ye çevirmişti... Bu parti de üslupsuzluklardan uzak durmaya gayret ediyordu... Bu parti de vitrinini yenilemişti... Ama sonra ne oldu? Merve Kavakçı olayı, partinin kapatılması için yeterli neden sayıldı... Kavakçı olayını Fazilet'in kapatılması için yeterli bulan "Yüce Mahkeme", AKP'yi kapatmaz mı? ***
  • Kapatılacak, çünkü... Erdoğan'ın "Değişmedik" vurgulu açıklamaları, iddianameye Erdoğan'ın o eski ve çok tehlikeli sözlerinin girmesine yol açmıştır. Bu durumda "Yüce Mahkeme" nin önünde eğerlendirilmeyi bekleyen epey tehlikeli söz bulunmaktadır.

Dikkat!

"Kapatılacak" demek, "Kapatılsın" demek değildir...

Bu yüzden "Tayyip sen bizim her şeyimizsin" diyenler, bana kızmasınlar...

İlle de kızacaklarsa...

Ellerinde çoğunluk olduğu halde...

"Parti kapatma" meselesini Avrupa standartlarına kavuşturmayan AKP yöneticilerine kızsınlar...

"Rejimi ürkütmeme" adına bu konuda AB standartlarını hayata geçirmeyenler, şimdi "ürkütücü gerçek" ile karşı karşıyadır.

Ve meselenin özü de budur.

__________________

___________

________

_____

_

 

 

 

 

Bu yazıyı Ahmet Hakan 17 Mart 2008 tarihli Hürriyet 'te yazdı

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 252
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

AKP içinde "Cennetle müjdelenen" 71 önemli adam

:lol: Çok güzel ya! Koptum bu esprili benzetmeye! :clover:

 

Katılıyorum dipnot, kapatılmaması diye bir olasılığı düşünmek bile güç. Böyle bir durum tetiklenmiş kaosu nereye gideceği belirsiz bir duruma getirir. Ne korkunçlukta sonuçlar ortaya çıkacağı kestirilemez. Bu parti cumhuriyeti tarihinin en derin kaosuna sürükleyecek bir fitili ateşlemiştir. Yaptıkları aymazlık tanımsız derecede inanılmazdır. Anayasa taslağını ortaya attıkları andan itibaren bu iktidarın parmağını kıpırdatmasına karşıyım. Bu parti gitmeden muhalefete son vermek söz konusu değil. Bir an önce bu ayrık otunun ayıklanması gerek...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP kapanmayacak, çünkü...

 

 

´Haçlı seferleri başlatıyoruz´* diyen Bush´un, bir dediğini iki

etmedik.*´Afganistan´a gidin´ dedi gittik.

 

 

 

 

Bugünlerde Ankara toz duman.

Senaryolar, komplolar havada uçuşuyor.

Herkes bir hesap içinde.

 

Yeni gelişmeleri tahmin etmek ve pozisyon almak için uğraşanlar giderek artıyor.

Pek çoğu, AKP´nin kapatılacağı konusunda hemfikir. Ama netleşmeyen parametrelerin çokluğu onların da aklını karıştırıyor.

 

Aklı karışık olanlara ışık tutacak satırlar kaleme aldım bugün.

Merak etmeyin, AKP kapanmayacak (!)

 

Eminim şu saatlerde AKP´nin kurmayları, derin bir çalışma içinde ve davayı düşürecek savunmayı hazırlamakla meşgul.

Onların yerine olsam şöyle bir savunma hazırlardım...

 

● Biz, AKP kurulduktan sonra ilk olarak ABD´ni ziyaret ettik.

Kendilerine Büyük Orta Doğu Projesi için sözler verdik. İktidara gelince de

o projenin eş başkanı olduk. Dışişleri Bakanlığımız da bu projeyi resmi

politika haline getirdi. Bugün ABD´nin işgal ettiği Irak´ta bir milyondan

fazla Müslüman hayatını kaybetti. Beş milyon çocuk annesiz, babasız kaldı.

İşgalci Amerikan askerleri Irak camilerini bombaladı, Kur´an-ı Kerimleri

yaktı, Müslüman kadınlara tecavüz etti. Hiç sesimizi çıkartmadık. Hatta

onlara yardımcı olmak için elimizden geleni yaptık. İncirlik Üssü´nden

uçaklarının kalkmasına izin verdik, (4990 dalış yapıldı) Habur Sınır

Kapısı´ndan akaryakıtlarını, yiyeceklerini gönderdik. Ve ABD´ye

gönderdiğimiz mektupta, askerlerinin sağ salim evlerine dönmeleri için dua

ettiğimizi ifade ettik.

 

● ´Haçlı seferleri başlatıyoruz´ diyen Bush´un, bir dediğini

iki etmedik. ´Afganistan´a gidin´ dedi gittik. İsrail´in güvenliği için

´Hizbullah´ı kontrol edin´ talimatına baş üstüne dedik, gittik. Sınır

komşumuz Suriye´yi bombalayan İsrail uçakları yakıt tanklarını

topraklarımıza atıp gittiler, sesimizi çıkartmadık. Müslüman ülkelerdeki kan

ve gözyaşına hiç aldırış etmedik, ABD´nin yanında saf tuttuk.

 

● İslamiyet´te faizin haram olmasına hiç aldırış etmedik.

Ekonomik modelimizi sömürü-getirim ve faiz üzerine bina ettik. Borcumuzu

ikiye katladık, dış ticaret açığımızda rekorlar kırdık, cari açığı

patlattık. Hatta yabancıların ülkemizden aldıkları faizlerden vergiyi bile

kaldırdık ki sitem devam etsin. Bu sayede, dünyanın en yüksek faiz veren

ülkesi olduk.

 

● İslamcı olsak, yüzümüz Müslüman ülkelere dönük olurdu. Oysa

biz her şeyimizi Avrupa´ya endeksledik. Gittik, papazın önünde AB

anayasasını imzaladık. Onların, bir dediğini iki etmedik. Misyonerlere her

türlü imtiyazı tanıdık. Bizim dönemimizde apartman kiliseler mantar gibi

çoğaldı. Yabancılara sattığımız toprağın haddi hesabı yok. Vakıflar

Yasası´nı çıkartmak için gece gündüz çalıştık. Artık yabancı vakıflar her

türlü hakka sahip. Hatta ellerini kollarını sallayarak Türkiye´de

misyonerlik faaliyetleri yapacaklar. Eski defterleri açıp hak arayacaklar.

Ama Batı Trakya´daki Müslüman Türk azınlık için sessiz kaldık. Onların

vakıflarının içinde Türk kelimesi geçtiği için kapatılmasına ses

çıkartmadık. Vatikan´ın, ´Dinler arası diyalog´ tezlerini hemen sahiplendik.

Ecdadın kanla suladığı Çanakkale toprakları, borç batağındaki

çiftçilerimizin gözyaşları arasında el değiştirmekte. Üstelik el koyan da

Yunan bankaları. Bunlara bile mani olmadık.

 

● AB emretti diye domuzu kasaplık hayvan statüsüne aldık. Ziraat

Bankası´ndan domuz çiftliği kuranlara kredi vermeye başladık. Cuma

hutbelerinde okunan ´Allah katında din İslam´dır.´ ayetinin çıkartılması

için tüm müftülüklere yazı gönderdik. Bu konuda ABD ve AB´yi kırmamak için

özen gösterdik. Ezan sesini, komşuları rahatsız etmeyecek şekilde ayarladık.

İlköğretim kitaplarına ´Paskalya Yortusu´nu dini bayram olarak yazdık.

İbraniceyi resmi dil olarak kabul ettik. İçkili yerlerin eğitim kurumlarına

daha yakın olabilmesi için genelge hazırladık ve mesafeyi yüz metreye

indirdik.

 

AKP, savunmasına bunları yazma cesareti gösterirse, herhalde

kapanmaz (!)

 

 

 

 

Öyle ya…

Tüm bunları yapan bir siyasal iktidar ´laiklik karşıtı eylemlerin odağı´ olamaz…(!)

Siyasi partilerin cezalarının da, ödüllerinin de halk tarafından

sandıkta verilmesi gereğine inanırım. Ve AKP´nin kapanmasını arzu etmem.

 

" .....

Keşke, kapanmasa da, Sayın Başbakan, tüm bunları seçim meydanlarında anlatabilse,

Millet de kendisinin, kiminle beraber hangi yolda yürüdüğünü ve neyle ıslandığını bir anlasa…

... "

 

Op. Dr. Turhan ÇÖMEZ

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP KAPATILMALIDIR... ÇÜNKÜ!...

  • Şu AKP denilen parti, kendine demokratlık yapıyor...
  • Toplumda ikilik yaratıyor...
  • Güven vermiyor...
  • İlkesizlik yapıyor...
  • Çaktırmadan ya da çaktırarak yaptığı "dincilik" ile adı konulmamış sokak baskılarına yol açıyor...
    Gettosunu terk edemiyor...
  • Kadrolaşıyor...
  • Tehlikeli oyunlar oynuyor...
  • İhtirasına gem vuramıyor...
  • Sizlerin hassasiyetlerini dikkate almıyor...
  • Öfkenizi biliyor...

Böyle bir partinin yakın ve sonuçlarını uzun süreçte göreceğimiz olumsuzluklar karşısında topluma ve ülkeye vereceği büyük zararlar karşısında AKP kapatılacaktır, kapatılmalıdır.

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP KAPATILMALIDIR... ÇÜNKÜ!...
  • Şu AKP denilen parti, kendine demokratlık yapıyor...
  • Toplumda ikilik yaratıyor...
  • Güven vermiyor...
  • İlkesizlik yapıyor...
  • Çaktırmadan ya da çaktırarak yaptığı "dincilik" ile adı konulmamış sokak baskılarına yol açıyor...
    Gettosunu terk edemiyor...
  • Kadrolaşıyor...
  • Tehlikeli oyunlar oynuyor...
  • İhtirasına gem vuramıyor...
  • Sizlerin hassasiyetlerini dikkate almıyor...
  • Öfkenizi biliyor...

Böyle bir partinin yakın ve sonuçlarını uzun süreçte göreceğimiz olumsuzluklar karşısında topluma ve ülkeye vereceği büyük zararlar karşısında AKP kapatılacaktır, kapatılmalıdır.

 

 

AKP kapatılmamalı, çünkü;

Kendinden başkasına demokrat olan partiler denilince;aklıma demokrasi diye birşey var mı sorusu geliyor...

Toplumda ikilik dün de vardı;bugünde var, galiba yarında olacak..

Güven mi;söylenecek herşey anlamını yitirir diye cesaret edemiyorum...

İlke anlayışınız;toplumu bütünleştirme yerine ayrıştıran siyasi partilerimizle yerle bir...

Sokak baskınlarda mıyız hala?

Kadrolaşmayan tek bir parti ismi verin bana...

Oyunlar,oyunlar,oyunlar...

İhtiraslar alimallah;bakınız CHP demokratlığına..

Hassasiyetlerim çoktan yitirlmiş ama...

Öfke küpüne zarar!

%47 oy oranıyla iktidar olan AKP kapatılmamalı;verilecek hesap varsa eğer sandıkta halk vermeli...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mahir Kaynak asıl hedefi açıkladı

 

Eski istihbatçı Mahir Kaynak'tan yaşadığımız olayları ters yüz edecek açıklamalar...

Eski istihbatçı Mahir Kaynak'tan yaşadığımız olayları ters yüz edecek açıklamalar...

 

Ya biz de kullanılıyorsak…

 

İnsan duygu, düşünce ve eylemlerinden sorumludur. Aklının çapı ve idrakinin boyutları oranında elbette yapıp ettiği şeylerin sonuçlarından da sorumludur. Her durumda sorumlu bir varlıktır insan.

 

Bu gün Türkiye'de bazıları daha büyük bir sorumluluk altındadır. Bulundukları konum, birikim, makam ve mevkileri onlara göstermeleri gereken bir “üstün sorumluluk” yüklüyor.

 

Mahir Kaynak; Türkiye'nin akıllıca planlanmış bir operasyonla karşı karşıya olduğunu, içeriden bazılarımızın da bu operasyona alet olduğunu, farkında olmadan kullanıldığını söylüyor; operasyonun hedefine işaret ediyor, laiklik hassasiyeti kullanılıyor, yakın hedef Erdoğan'ın tasfiyesi, asıl ve büyük hedef Türkiye'nin geleceği diyor.

 

Ne dersiniz, Türkiye'yi koruduğuna inandığımız hassasiyetlerimiz, ideolojimiz, duygu, düşünce ve eylemlerimiz Türkiye'nin geleceğini karartacak bir operasyonun çarkını çeviriyor olmasın... Biraz sonuçlara bakalım...

 

 

AK Parti'ye kapatma davasının kabul edilmesinin ardından “Operasyon” diye bir yazı yazdınız…

 

Bunun iyi hazırlanmış bir operasyon olduğu ortada. Bu gerçeği anlamak için partinin kapatılmasının hangi sonuçları doğuracağını irdelemek gerekir.

 

Nasıl bir operasyon?

 

Operasyonun iki amacı var; birincisi Türkiye'nin dünya üzerindeki konumunu değiştirmek. İkincisi, AK Parti'nin Güneydoğu'da güçlü oyu var, bu da demek oluyor ki, Erdoğan Kürt sorununu çözebilir. Bunun engellenmesi için AK Parti'nin kapatılması gerekiyor.

 

ERDOĞAN 'KÜRT NE DİYOR' DİYE SORDU

 

AK Parti'nin bölgede 22 Temmuz'da aldığı oy parçalanma senaryoların karşı cevap olarak değerlendirilmişti.

 

Bugüne kadar Kürtlere karşı yürütülen politika; onları yabancı ve sürekli ayrılmayı düşünen bir tehlike gören bir zihniyet vardı. Problemler görmezlikten gelindi ve sürekli itham edildi. Hiç kimse Kürt ne diyor diye sormadı. Erdoğan Kürt ne diyor, diye soruyor.

 

Yani “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” bahane?

 

Evet, ama davayı açanların bu operasyonun içinde olduğu iddiasında değiliz.

 

Kim bu operasyonun sahipleri?

 

Operasyonu telkin edenler var. Bir kademeye kadar davayı telkin eden ve açanlar esas itibariyle Türkiye'nin gidişatından ve laikliğin zaafa uğramasından şikayetçi olabilir ama daha üst kademede bu uluslararası bir olaydır. Kürt meselesinin çözülmesi büyük güçler tarafından hoş karşılanmaz.

Erdoğan AB'nin ikircikli tavrıyla sık karşılaşıyor…

 

Tayyip Bey'in pozisyonu zor. Türkiye AB hedefinden vazgeçtiğinde farklı bir hedefi oluşacak. Beliren durum Türkiye'nin kendi başına odak olmasıdır.

 

'ODAK ÜLKE' İHTİMALİ VAR

 

Bu mümkün mü?

 

Bence en mümkün olan durum bu. Türkiye'nin çevresine karşı hasmane tavır sergilememesi, onları yabancı telakki etmemesi ve bütün projelerini bölgesel olarak yapmasıyla mümkündür. Buna şartlar çok müsait. Bu bölgede ABD geldi ve iki trilyon dolar harcadı ama başarılı olamadı. Çünkü bölgeye yabancıydı. Türkiye ABD'nin yapmak istediği fonksiyonun daha iyisini yapar, hem de bu ağırlıkta bir bedel ödemezdi.

 

Dış dünya Türkiye'yi kendi haline bırakır mı?

 

Bir müttefik arayacaksınız. ABD bölgede Türkiye'yi müttefik olarak görmeye razı. Onlar dünyada, biz bölgemizde büyüğüz.

 

Kapatma AK Parti iktidarına son vermez diyorsunuz...

 

Aynı kadroların kuracağı yeni parti, muhtemelen yeni katılmalarla, eskisinden daha güçlü biçimde iktidarını sürdürür.

 

Erdoğan'sız bir AK Parti…

 

Erdoğan'ın yasaklanması partinin yönünde ve Türkiye'nin dünyadaki yerinde önemli farklılıklar yaratır.

 

Ne gibi?

 

Tayyip Bey'in siyaseti Türkiye'de devlet-millet zıtlaşmasının önüne geçiyor. Türkiye'nin 70 senelik yönetimi devlet-millet zıtlaşmasına dayanır, buna tahterevalli siyaseti diyorum, biri devleti kurtarır kazanır, diğeri millet iradesi der kazanır. Bu tür bir yönetim de belli istikametlere yönlendirilir. Tayyip Bey bunu gördü ve bu ayrılık yanlıştır dedi, karşılıklı yakınlaşmaktan söz etti. Devletin ordusuna saygım büyük, laiklik ilkesine tavır almayacağım, siz de halkın taleplerine sırtınızı dönmeyin, halka rağmen bir yönetimin kurulamayacağını görün dedi. Dolmabahçe mutabakatı sanki bunun bir simgesiydi.

 

İki taraf da eleştirdi bunu...

 

Laikler “Genelkurmay Başkanı siyasete teslim oldu” dediler, öbür taraf ise “askere teslim oldun” dediler.

 

LAİKLİK HASSASİYETİ KULLANILIYOR

 

Operasyonu dışarıdan kurgulayanlarla içeriden katılanların hedefleri farklı ama bir noktada ittifak ediyorlar…

 

Türkiye'de çatışmalar bugüne kadar hep ideolojik temelde yürütülmüştür ama sonuçları siyasi olmuştur. 1980 darbesi solcularla sağcıların çatışması şeklinde görüldü, halbuki proje Türkiye'nin ekonomik olarak batı ile bütünleşmesiydi ve Batı bu hedefine ulaştı. Bizde insanlar bu projenin aleti olduğun farkına bile varmadılar. Bu gün AK Parti'yi kapatmak isteyenleri itham etmiyorum, ülke için daha iyi olur diye inandıkları davanın savunuculuğunu yapıyorlar. Ama operasyonun sonuçları onların beklediği şeyleri getirmeyecektir.

 

9 Mart 1971'deki solcu cuntanın bu süreçte de izlerini görüyor musunuz?

 

O fikrin uzantısını görüyorum. Esas itibarıyla sol görünmekle beraber o dönemde sol bir hareket söz konusu değildi, yukarıdan aşağıya başlatılmış bir hareket vardı. Asıl amacı siyasiydi. Bugün de öyle. İnsanlar solcu, İslamcı oluyor bir de bakıyorsunuz aynı şeye hizmet ediyorlar. Analizleri ideolojik değil siyasi yapmak gerekir.

 

ABD bir operasyonla Türkiye'nin kendinden kopmasına seyirci kalır mı?

 

Kalmaz… 12 Mart'ta da böyle oldu, ABD karşı güçle uzlaştı. Herkes kendi payını aldı ve uzlaştılar. Şimdi de ABD geri çekilir ve belli bir pozisyonda pazarlıkla uzlaşabilirler. 9 Mart'ta sol cuntacılar egemendi. 12 Mart'tan sonra egemen olan iktidarlar sol cuntanın yarı yarıya ortak olduğu iktidarlardır. Sol cunta taraftarları hiçbir zaman tasfiye edilmedi.

 

İNÖNÜCÜLER ATATÜRK'E KARŞI DARBE YAPTI

 

Bizde darbe ve muhtıralar birbirinin devamı niteliğinde mi?

 

Öyle görünüyor. İki güç var, bu 1960'ta da böyleydi. Herkes sanıyordu ki Atatürkçüler muhafazakârlara karşı darbe yaptı. Bu doğru değil, İngiltere ABD'nin Türkiye üzerindeki etkisini kırmak için 1950 darbesini tezgâhladı. Darbe Celal Bayar'ın liderlik ettiği partiye karşı yapıldı. Celal Bayar, Atatürk'ün son Başbakanı'ydı. Ya Atatürk davasına ihanet edecek adamı Başbakan yapacak kadar öngörüsüzdü ya da İnönücüler Atatürk'e karşı darbe yaptı. Bence ikincisi doğru.

 

Bu süreçte CHP ve MHP'yi nereye koyuyorsunuz?

 

Geçmişten bakalım, Gül Başbakan oldu hükümeti kurdu, CHP Erdoğan'ın yasaklarını kaldırmaya onay verdi, Siirt seçimleri iptal edildi. Tayyip Bey adeta zorla Meclis'e sokuldu. Bunda CHP'nin büyük payı var. İdeolojik olarak saçma geliyor ama siyasi açıdan bakıyorum, CHP Gül'ün temsil ettiği siyaseti istemiyordu. MHP milliyetçi ama Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesinde başrol oynadı. Sonra parti kapatmayı zorlaştıralım ama odak olmayı sağlayan kişilere siyaseti yasaklayalım dedi. Bu yaklaşımın hedefinde sadece Erdoğan var.

 

Operasyon ne zaman başladı?

 

MHP'nin türban konusunu gündeme getirdiği tarihte.

 

Devlet içinde nasıl bir çatlak var; bizim adamlarımız, onların adamları gibi mi gözüküyor…

 

Her oyuncu kendi ideolojisini ön plana çıkarmak üzere kendi yandaşlarını topluyor. Bur operasyonda ilgi çekici olan ideolojik olarak birbirinin tam zıddı olan unsurlar siyasi olarak aynı istikamette olabiliyorlar.

 

Operasyona AK Parti içinden katılan var mı?

 

İçeriden de destek bulur ama bunlar operasyonu desteklemek için değil, çıkarları örtüşenler, yeni ümitler besleyen o tarafta yer alabilirler.

 

AK Parti kapatılırsa kamuoyu duruma nasıl bakar?

 

Siyasete müdahale olarak algılar. Son tahlilde halk mağdurların yanında yer alır.

 

HEDEF LİDERLİĞİ ELE GEÇİRMEK

 

Operasyonun mantığı nedir?

 

 

Örgütün ideolojisiyle uğraşma, yönetimini ele geçir ve aynı ideolojiyi hedeflerine uygun yorumlayarak kendi siyasi hedeflerine ulaş.

 

Herkes bir adım geri atsın, uzlaşalım çağrıları buna mı işaret ediyor…

 

Çağrıyı yapanların bir kısmı operasyonun farkında bir kısmı değil.

 

Medya nereye yakın?

 

Önemli bir bölümü küresel sermayeye yakın. Başlangıçtan itibaren kendilerine yakın olmadığı halde AK Parti'yi desteklediler.

 

Son altı ayda ne oldu da uzaklaştılar?

 

Türkiye AB'den uzaklaştı ortaklık sona erdi.

 

Fakat medya AB'yi hükümetin daha çok gündemde tutması yönünde çaba harcamadan hızla bir çatışmaya girdi…

 

Ya düzeltmeye çalışırsın ya da bunu en iyi yapacak kadroları başa getirelim dersin…

 

Kapatma davasına kadar kimsenin aklından geçmezdi bu süreçte AK Parti'nin alternatifinin olabileceği...

 

Turgut Özal'ı götürürsün, Mesut Yılmaz'ı getirirsin tam ters istikamete gider parti. Türkiye'nin hastalığı, siyaseti ideoloji zannetmesi, hangi taraftansın dediğinde size ideolojisini söylüyor. Farklı ideolojiler aynı siyasi hedefe yönelebilirler.

 

Sağ-sol zaten göreceli…

 

Siyasal birliktelik önemli, siyasi hedefi görmek lazım. Hayatım ülkeme yönelik tüm operasyonların gerçekleştiğini görmekle geçti. Darbeler Türkiye'nin dünya üzerindeki konumuyla ilgiliydi. Bütün darbeleri bu çerçevede düşünmek lazım.

 

 

Analizleri ideolojik değil siyasi yapın herşey netleşir

 

Siz ne zaman operas-yonları böyle okumaya başladınız?

 

1971'de muhtıra verildiğinde istihbarat görevi yaparken bunun Avrupa'nın operasyonu olduğunu gördüm. Solcuların sözleri bana komik geliyordu, tam bağımsızlık istiyorlar ama Türkiye o tarihte tam bağımsızdı, çünkü dış ticareti sınırlıydı. Sovyetler'den yardım alan bir ülke ve solun bağımsızlık için mücadele ettiğini Türkiye yedi. Hiç kimse olayı siyasi açıdan analiz etmiyor, hep ideolojik bakıyor. Operasyon başarılı olursa Türkiye'de marjinal bir kesim hariç kimse doğacak siyasi sonuçtan memnun olmayacak.

 

Şimdiki durum ne?

 

Kafalar karışık. Türkiye'nin yönü konusunda da belirsizlik var. Birileri sabahtan akşama milli egemenlik diyor, halk seçerse en iyisini seçer diyor. Halk seçer de halka kim seçtirir bunu soran yok?

 

Halka kim seçtiriyor?

 

Medya. Ayrıca operasyonlar yapılır. 2001'de kriz yarattılar iktidar gitti. Şimdi de yaparlar iktidarın tozu bile kalmaz.

 

Darbe dönemlerinde 'nöbet cetveli' hazırlayan komutanları biliyoruz. Bugün durum nasıl?

 

Türkiye'ye yönelik operasyonları kapatma davası etrafında yürütüyorlar. Darbeci eğilimler kontrol altına alındı, bir şekilde siz kenarda durun dendi.

 

Laiklik tehlike altında iddiasına rağmen asker bu sessizliği kabullendi mi?

 

Öyle…

 

O da sonuca mı bakıyor?

 

Hayır, darbe yapmanın maliyeti yüksek bunu dışarının desteği olmadan yürütmek mümkün değil. Destek almazlarsa darbe yapma ihtimali sıfır.

 

Operasyonu Avrupa yapıyor dediniz. Kastınız?

 

Avrupa'nın içinde en çok operasyon yapan ülken İngiltere'dir. Çünkü küresel sermayenin yönetim merkezi Londra'ya taşındı. Bu operasyonlar Londra üzerinden yapılıyor.

 

 

Operasyonlar başarısız olacak

 

Bu operasyon siyasi olarak okunabilirse engellenebilir mi?

 

Evet, Türkiye'ye operasyonun mahiyetini anlatmak lazım. Laikliği koruduklarını zannedebilirler ama sonuç onları da memnun etmeyecek.

 

Yani kullanıldıklarını görmeliler…

 

50 yıllık tarih bunu gösteriyor. Bir sürü adam “bizi kullandılar” diyor. Yaratacağınız sonuçları görün, Türkiye'nin geleceği neredeyse hep beraber orada uzlaşın diyorum.

 

Kanaatiniz nedir?

 

Erdoğan ve Gül operasyonun farkına varıyorlar, nasıl bir Türkiye'nin hedeflendiğini yargı ve egemen güçler de fark edecekler, parti kapanmayacak ve operasyon başarısızlığa uğrayacak.

 

Kim egemen güçler?

 

Türk Silahlı Kuvvetleri…

 

Medya ve patronlar farkeder mi?

 

Fark ettirilir. Kendi başlarına hareket etmezler. TSK'nın farkında olması o cepheyi güçlendirir, operasyon yapanlar da TSK'yı karşısına almak istemezler. Büyük medyayla asker arasında hiçbir sürtüşme olmamıştır.

 

Erdoğan kalır, Kürt sorunu çözülür, devlet-millet çatışması sona ererse.

 

Bu ülke üzerinde operasyon yapmak güç hale gelir, Türkiye'nin dünya üzerinde ne kadar büyük potansiyeli olduğunun farkına varırız.

 

Tayyip Bey ne yapmalı?

 

Sert reaksiyon göstermesin, kendisini kurtarıyor izlenimi veren düzenlemelere girmesin, Türkiye'ye durumu anlatsın, bunun irtica-laiklik kavgası olmadığını, Türkiye'nin kaderinin değişeceğini söylesin ve yapacağınız hata geleceğinizi tehlikeye düşürür desin. Eğer problem anlaşılırsa mesele Tayip bey meselesi olmaktan çıkar, Türkiye meselesi olarak görülür. Anayasa Mahkemesi'ndeki 11 üye de bu gerçeği görür.

 

Mehmet Gündem / Yeni Şafak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

7 tane insan "kapatıyoruz" deyince, milyonlarca irade bir çırpıda çöpe atılır, ve sorun çözülmüş olur

 

Ondan sonra bütün halk rahat eder, "oh be dünya varmış der'

 

kapatmak sorun değil, bunu yapmak çok basit 7 kişi evet diyecek ve kapatılacak !

 

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

7 tane insan "kapatıyoruz" deyince, milyonlarca irade bir çırpıda çöpe atılır, ve sorun çözülmüş olur

 

Ondan sonra bütün halk rahat eder, "oh be dünya varmış der'

 

kapatmak sorun değil, bunu yapmak çok basit 7 kişi evet diyecek ve kapatılacak !

 

 

saygılar

 

Durmak yok..yola devam..lambalarda durarak..kurallara uyarak.. :D

 

Yedinci yıldır iktidar olanlar,kurallara uymadan lambalarda durmadan gidilemiyeceğini hala anlayamadılar.. :D

 

%47 gibi son model araba..sen git vur arabayı duvara.. :D sonrada Kasımpaşalı ağızlarıyla yap yaygara :D

 

Yemezler :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Durmak yok..yola devam..lambalarda durarak..kurallara uyarak.. :D

Yedinci yıldır iktidar olanlar,kurallara uymadan lambalarda durmadan gidilemiyeceğini hala anlayamadılar.. :D

%47 gibi son model araba..sen git vur arabayı duvara.. :D sonrada Kasımpaşalı ağızlarıyla yap yaygara :D

Yemzler :D

 

 

:clover::clover::clover:

 

Saygılar sevgiler dayı...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yedinci yıldır iktidar olanlar,kurallara uymadan lambalarda durmadan gidilemiyeceğini hala anlayamadılar..

 

muhaliflerde, halkın iradesinin herşeyin üstünde olduğunu anlayamadılar

 

göreceğiz bakalım, bu parti kapatma bize ne olarak geri dönecek !

 

halk herzaman gereken cevabı vermiştir !

 

7 kişiyle parti kapatırsan, 20 milyon kişi sana tekrar bir parti açar !

 

aç - kapa aç-kapa oluruz ve bundan ekmek yiyenler zenginleştikçe zenginleşirler

 

 

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

7 tane insan "kapatıyoruz" deyince, milyonlarca irade bir çırpıda çöpe atılır, ve sorun çözülmüş olur

 

Ondan sonra bütün halk rahat eder, "oh be dünya varmış der'

 

kapatmak sorun değil, bunu yapmak çok basit 7 kişi evet diyecek ve kapatılacak !

 

 

saygılar

 

Gözden kaçan konu şu...

Çok oy almak, seçimde üstün çıkmak ayrı konu,

Anayasaya ters düşen girişimlere kalkışmak ayrı?..

Cumhuriyet Savcılarının görevi nedir? Atatürk Cumhuriyeti'ni korumak; ona buna, sana bana karşı ayrım yapmadan.. Cumhuriyet bakanı, milletvekili, yargıcı vb. diyebiliyor muyuz.. hayır; Cumhuriyet sözcüğünü ancak savcılar için kullanıyoruz...

 

Nasıl Cumhuriyetin savcıları varsa, Cumhuriyetin ordusu da vardır; Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu, bekçisi, askerleri... "Ayrıca ülkemizdeki etnik ve dini yapı ve bu konudaki kültürel zenginliğimiz de son dönemde bazı dış destekli çevreler tarafından istismar edilmeye çalışılmaktadır."

Öncelikle bunu bileceğiz ve bu konuda duyarlı olacağız sayın tarafsız...

 

Bu memlekette hiç kimse istediği gibi at koşturmaya çalışmasın...

Yoksa o at onu sırtından atmasını geyet iyi bilecektir... (ADALET BU YA... İŞİN İÇİNDE NAL YEMEKTE VAR...) ;)

 

erdoanma8.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu memlekette hiç kimse istediği gibi at koşturmaya çalışmasın...

Yoksa o at onu sırtından atmasını geyet iyi bilecektir... (ADALET BU YA... İŞİN İÇİNDE NAL YEMEKTE VAR...)

 

Halk attan düşeni tekrar ata bindirir

 

7 kişinin halkın karşısındaki gücü devamlı değildir, sistem yanlışlığı var bu sistemi değişmesi gerekiyor !

 

AKP kapatılsın ama bunun zararını sürekli halk ödüyor, biz bu istikrarsızlıkla hiçbiryere varamayız

 

Şimdi AKP anayasayı değiştirirse bu yargı müdahelesi sıfıra iner !

 

dediğim gibi sistem yanlış !

 

birbiriyle çatışma ve engelleme yetisi halinde olan bir sistem sağlıklı değil

 

bir düzene girmesi gerekiyor !

 

Ya halka seçtirmeyeceksiniz ya da ülkeyi halktan bağımsız yani sadece kuralları ve görevleri uygulayan yargı yönetecek !

 

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Halk attan düşeni tekrar ata bindirir

 

7 kişinin halkın karşısındaki gücü devamlı değildir, sistem yanlışlığı var bu sistemi değişmesi gerekiyor !

 

T.C'nin hukuk devleti olduğunu bilmeniz gerekiyor önce...

Halk hukuku bilmez demek ne yaparsak ve hedeflere uğlaşmak için herşey mübahtır demek safsatacılığın, laf ebeliğinden başka birşey olamaz...

Hukuk devletinin savcı ve yargıçları halk çoğunluğuna bakacak gibi bir lüksü üniter devlet yapısında asla olamaz...

Hukukun gereklerini yerine getirebilmek için isterse tayyıp %90 oy alsın..

Bu hiçbirşeyi değiştirmez, değiştiremez...

Anayasal sistemi kendi emel ve amaçları doğrultusunda değiştirmeye kimsenin gücü yetmez..

Yoksa bu durum karşısında akıl, hukuk, mantık süsgecinden geçmeyen düşüncelerden yola çıkmak sabun köpüğü patlatmaktan öte bir işe yaramaz ve toplumsal çözümlerde duygusallık dürtüsüyle, demogoji ile olmayacağı herkes tarafından bilinen bir gerçektir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anayasal sistemi kendi emel ve amaçları doğrultusunda değiştirmeye kimsenin gücü yetmez..

 

İşte sorun burada

 

 

AKP anayasayı kendi temel amaçları doğrultusunda değiştirmiyor, halkın isteğini yerine getiriyor (eylem bu yani)

 

Ve bu haklarını hukuk kurallarına göre değiştiriyor

 

Örneğin

 

TBMM yargıyı etkisiz hale getirebilir mi ?

 

tabiki getirebilir anayasal çoğunlukla

 

peki buna yasa olarak hakkı var mı ?

 

evet var !

 

peki bunu kullanabilir mi ?

 

evet kullanabilir

 

neden kullanabilir ?

 

çünkü böyle hak tanınmış hukuk devleti tarafından, yani hukuk çerçevesinde hareket ederek eyleme dönüştürmesi yasaldır !

 

 

diyorum ya bu sistemde bir yanlışlık var düzeltilmeli diye !

 

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

diyorum ya bu sistemde bir yanlışlık var düzeltilmeli diye !

Düzeltin o zaman...

Ne diyebilirim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Düzeltin o zaman...

Ne diyebilirim...

 

 

düzeltiliyor ya işte, parti kapatma olayı zorlaşacak AKP bunun için çalışıyor

 

sürekli çözüm üreten bir parti, bu çözüm diğer partilerede yarayacak sadece kendi çıkarı gibi görünsede !

 

anayasal suç işleyen partilere mutlaka yaptırım uygulanmalı, ama böyle değil, istikrarı bozacak ve krizi tetikleyecek bir eylem yapılmamalı

 

bir ülkedeki belirsizlik en büyük gerileme faktörüdür, önünü göremeyen insanlar hiçbir yatırım yapmazlar, diğer ülkeler yarıtım yapmazlar, kaostan yararlananlar olur ! ve ekonomi alt üst olur ! bugün memnun kalmadığınız tüm ekonomik değerleri bile mumla ararsınız !

 

yani bence bu bir ülkenin en büyük sıkıntısıdır, kontrol edilmesi güçtür

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Halk attan düseni yine ata bindirir ve at onu yine yere atar,ata binmesini bilmeyenler attan düsmeyide lgrenmek zorundadirlar,halk ise her ata bindirdigi kisinin süvari olamiyacagini anlayana kadar gider bu inis cikislar.

 

Mahir Kaynak eski cunta üyesi,daha dogrusu ispiyoncu,yazdigi yazi ile sözüm ona bilimsel bir calisma yaptigini sanmis ama aslinda Erdogan'i terkisine almis yangindan kacirmaya calisir gibi bir hali var.Devletle millet zitlasmasi demis yazisinda,aslinda dünyanin tüm ülkelerinde devlet millet zidlasmasi az veya cok vardir.Yani bu Türkiyeye özel degildir ama Mahir Kaynak'in mantiginda öyledir.Erdogan bunu gördü ve yanlis oldugunu anladi diyor Kaynak.Bende Kaynak'a soruyorum simdi,Erdogan Devlet Millet zidlasmasinin yanlis oldugunu anlayipta ne yapti?Sorumun cevabini Kaynak vermemiyecegi icin yine ben veriyorum;Erdogan Devlet Millet zitlasmasinin yanlis oldugunu görünce iktidara gelir gelmez önce devleti ortadan kaldirmayi amacladi ve topraklarinida satisa cikardi.yani en kestirme yolun devletin satilmasi oldugunda karar kildi.Nede olsa kendi devleti degildi,kuranlarda kendi atalari degildi bu nedenle ortadan kalkmasi pekte önemli sayilmaz Erdogan icin.Erdogan'in basi dara düstügünde Gürcistan veya Afganistan uzakta degil ki.Hem Amerika var ya.

Mahir Kaynak cok sinsi ve tehlikeli bir dille yazmis yazdiklarini,hem yargiyi hem askeri hemde baska cevreleri töhmet altina sokarak belirli bir merkeze hizmet verir gibi yazmis.Yani Mahir Kaynak'in yazisi bilimsel olmaktan cok hedef göstericidir.Kurban AKP kurbani yok etmeye calisanlar ise Laikler yani Atatürkcüler,demokrasi karsitlari yani yargi ve asker.

 

BENCE MAHIR KAYNAK IYI BIRSEY YAZMAMISTIR.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

düzeltiliyor ya işte, parti kapatma olayı zorlaşacak AKP bunun için çalışıyor

 

sürekli çözüm üreten bir parti, bu çözüm diğer partilerede yarayacak sadece kendi çıkarı gibi görünsede !

 

anayasal suç işleyen partilere mutlaka yaptırım uygulanmalı, ama böyle değil, istikrarı bozacak ve krizi tetikleyecek bir eylem yapılmamalı

 

bir ülkedeki belirsizlik en büyük gerileme faktörüdür, önünü göremeyen insanlar hiçbir yatırım yapmazlar, diğer ülkeler yarıtım yapmazlar, kaostan yararlananlar olur ! ve ekonomi alt üst olur ! bugün memnun kalmadığınız tüm ekonomik değerleri bile mumla ararsınız !

 

yani bence bu bir ülkenin en büyük sıkıntısıdır, kontrol edilmesi güçtür

 

saygılar

Yani sömürgelesmemiz devam edebilir demek istiyorsunuz cünkü bugünkü ekonomi modeli tamamen sömürge siyasetidir.Bilmem ekonomiden anliyormusunuz ama bi bir gercektir.AKP nin liberal denilen ekonomi siyaseti mandacilik ekonomisidir.Ha belki diyeceksiniz ki fakir olmaktansa sömürge olalim onada sizin zevkiniz diyebilirim.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Oylar istanbuldan değil sadece

 

demekki İstanbula imam olmak teziniz yanlış

 

devlet adamı olmak ise seçimle oluyor !

 

seçmezsek (halk) kimse devlet adamı olamaz !

 

 

saygılar

 

''..İstanbulun İmamıyım..''..RTE..ifade RTE,nin..dayının tezi değil TARAFLI kardeşim :D

 

 

''..hem müslüman hem laik olamaz kimse..''bu ifadede RTE.. :D ..yemin ediyor sonrada Mecliste''..laiklik ilkelerine bağlı kalacağım..'' diye..yakışmıyor DEVLET adamının ciddiyetine.. :D

 

Ayetle,hadisle DEVLET yönetilmez..Yasalar var..ANAYASA var..burada şaşırıyorlar..dinDAR,lar.. :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP’ye kapatma dersleri...

Tamam, bu ülkede hukuka pek aldırmayan bir ordu-yargı işbirliği var.

Biz bunu, 12 Eylül’de Anayasayı ortadan kaldıran darbecileri kutlamaya giden Anayasa Mahkemesi üyelerinde gördük, 28 Şubat’ta Genelkurmay salonlarını dolduran yüksek yargıçlarda gördük, 27 Nisan’da gördük, Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararında gördük, Danıştay Başsavcısı’nın “darbeleri öven” konuşmasında gördük.

Gördük bunları.

Bu iki gücün ülkeye gerçek bir demokrasinin gelmesine direndiklerini de biliyoruz.

Bu da kimse için bir sır değil.

Ama sistemin temellerini oluşturan bu iki güç bile daha sekiz ay önce halkın yarısının oylarını almış bir partiyi kapatmaya öyle kolay kolay karar veremez.

Peki, nasıl oldu da Yargıtay Başsavcısı böyle bir kapatma isteğiyle ortaya çıktı?

Bunu anlamak için biraz da AKP’ye bakmak lazım bence.

Halkın yarısının oyunu almış bir parti neden böyle itilip kakılıyor?

Çünkü AKP’nin bu güçleri cesaretlendiren “titrek” bir yanı var.

Bastığı yere sağlam basmıyor.

Yaptığı her şey “yarım” neredeyse.

Avrupa Birliği’ne üye olmak istiyor ama bunun gereklerini bütünüyle yerine getirmek konusunda isteksiz.

Fırsat bulduğunda hemen savsaklıyor.

“Hukuk” diyor ama Şemdinli’nin üstünü örtüyor... Hrant’ın katillerini araştırmıyor.

“Özgürlük” diyor ama “türbanı” özgürleştirirken üniversiteyi bütünüyle özgürleştirmek fikrinden uzak duruyor.

“Eşitlik” diyor ama DTP’nin kapatılmasına karşı ciddi bir mücadeleye girmiyor, sadece kendini kurtarmaya çabalıyor.

“Demokrasi” diyor ama 301. maddeyi kaldırma işini erteledikçe erteliyor.

“Halkı kucaklıyorum” diyor ama kadrolara hep kendine benzer insanları yerleştiriyor.

Net, açık, aydınlık bir görüntüsü yok AKP’nin, bu belirsizlik yüzünden kendini toplumda “saygıdeğer” bir konuma yerleştiremiyor, güvensizlik uyandıran bir kuşku bulutuyla dolaşıyor hep.

Ne zaman Avrupa Birliği yolunda attığı adımlar gibi demokratça davranacak, ne zaman Şemdinli’de olduğu gibi hukuku da bir kenara iterek “sistem”le bir ittifak arayacak, kimse bilemiyor.

Çok akıllıca bulduğu bu “belirsizlik” yöntemi sanırım AKP’nin en güçsüz yanı.

Zaten darbeyi de hep aynı yerden alıyor.

“Avrupa Birliği’ne gireceğim” diyerek “Kemalist baskıyı” sürdürmek isteyenleri tedirgin ederken, o baskıcı güçleri zaptı rapta alacak gerçek bir demokrasi ve hukuk sistemini oluşturmayınca, hukuksuz bir ortamda kendisini devirmek isteyen güçlerle yüz yüze geliyor.

Avrupa Birliği üyeliği, demokrasi, evrensel hukuk... Bütün bunlar, buranın gizli egemenlerini çıldırtıyor.

Siz hem bunları hedef diye söyler hem de gereğini yerine getirmezseniz, elinizde sizi koruyacak hiçbir alet olmadan vahşi ve öfkeli aslanlarla dolu bir arenanın ortasında çırılçıplak kalırsınız.

Arkasındaki bütün oy desteğine rağmen AKP’nin yaşadığı da bu zaten.

Sağlam bir demokrasi ve evrensel hukuk kuralları olmazsa, AKP kendini hukuksuzluktan beslenen bir büyük güce karşı nasıl savunacak?

Ne kadar denerse denesin, onlarla anlaşamaz.

Hukuksuz bir ortamda, ne kadar oy alırsa alsın onlar kadar güçlü olamaz.

Dünya standartlarında bir demokrasiyle hukuk dışında, AKP’yi saldırılardan koruyacak hiçbir zırh yok.

AKP ise kendi zırhını kendi deliyor bu kararsız, belirsiz, titrek duruşuyla.

Bütün bu muhtıralar, “darbe övgüleri”, iddianameler, zırhın o yırtık yerinden mızraklıyor bu partiyi.

Üstelik güven yaratmayan bu kaygan duruş, AKP’li olmadığı halde bu partiyi korumaya koşacak milyonlarca demokrat insanı da bu kavgadan uzak tutuyor.

AKP’nin yanında yer almayan insanların hepsinin “Kemalist” olduğunu, “darbe istediğini” sanmak ciddi bir yanılgı olur bence.

Onlar AKP’ye güvenmedikleri için bu kavgaya karışmıyorlar.

Demokrasi isteseler de “AKP’yi demokrasinin temsilcisi” olarak görmedikleri için seslerini gerektiği kadar yükseltmiyorlar.

AKP’ye bu titrekliği nedeniyle saygı duymuyorlar.

Sanırım, AKP yöneticileri demokrasiyi ve evrensel hukuku kendileri açısından bir “tercih” olarak değerlendiriyor.

Bu, ne onlar için ne de bu ülke için bir “tercih”, bu bir “mecburiyet”.

Avrupa Birliği üyeliğine atılan adımla birlikte bu ülke aslanlarla dolu bir arenaya girdi.

Ne oradan geri dönebilir ne de çıplak elleriyle aslanlarla başa çıkabilir.

O aslanları kafeslerine sokabilmek için eldeki tek silah, demokrasi ve hukuk.

Onları sağlam bir şekilde tutmazsanız...

Ne kadar oy alırsanız alın kendinizi darbelerin, pençelerin, dişlerin açacağı yaralardan kurtaramazsanız.

Sonunda birileri o aslanları kafeslerine sokar ama...

O arada herkes de bitap düşer.

 

20.03.2008

AHMET ALTAN-TARAF

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

“Eşitlik” diyor ama DTP’nin kapatılmasına karşı ciddi bir mücadeleye girmiyor, sadece kendini kurtarmaya çabalıyor.

 

Tabi yaa... Bir de bu var...

AKP kapatılmasın sıra DTP ye gelir.

AKP işlerini yürütsün, ama DTP de yürütsün.

Bu ülke parçalansın da ne olursa olsun...

 

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yani sömürgelesmemiz devam edebilir demek istiyorsunuz cünkü bugünkü ekonomi modeli tamamen sömürge siyasetidir

 

daha iyi bir planınınz varsa anlatmalısınız, acil olarak sonuç alacak ve hiçbir kaynağa ihtiyaç duymadan ekonomimizi rayına oturtacak bir eylem planı !

 

saygılar

 

''..İstanbulun İmamıyım..''..RTE..ifade RTE,nin..dayının tezi değil TARAFLI kardeşim

 

buna istibaden söylememiştim ama neyse konuyla ilgisi yok !

 

saygılar

 

Bu ülke parçalansın da ne olursa olsun...

 

Bunu kimse yapamaz !

 

En düşmanımız bile !

 

bugüne kadar bunu başaran olmadı, olacak gibi bir gidişatta yok, sadece sorunlar var ve onlarda ya düzelir yada bu şekilde devam eder !

 

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet yeni degil ama unutulan bir model var ekonomide yeterki uygulansin,Türkiye bu bakimdan yeteri kadar zengindir.

Bu modelin adi;

 

M I L L I E K O N O M I, ama siz simdi eminim ki Ergenekon der cikarsiniz... Cünkü Milli sözcügü birilerinde hep allerji olusturur.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.