Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

AKP KAPATILACAK... Evet evet iddialıyım, bu partı kapatılacak...


DİPNOT

Önerilen İletiler

Batiya garanti verilerek Cumhuriyet ilan edildi demek tarihi tamamen tersine cevirmekle esanlamlidir,hicbir ciddi belgeye dayanmadan böyle bir seyi iddia etmek verilen yüzbinlerce sehidin ruhuna hakarettir,Türkiye katiyen kimseye garanti vermemis verme geregide duymamistir,barisi biz degil onlar istediler ve dikte edende biz olduk.Hala seriatci yazarlarin Lozan'indan Cumhuriyete dil uzatmaktasiniz,birakin seriatcilarin Atatürk düsmanlarinin tarihlerini gercek tarihe bakin ve birsey iddia ederken belgelerinide gösterin,Ermenilerde bircok seyi iddia ediyorlar ama tarihi tersine cevirerek.

Türkiye hicbir devlete garanti vermemistir,Türkiye dis iliskilerinde medeni bir devlet gibi yasalarini yapmis ve kendisinide ilan etmistir,bunlari Batiya garanti diye adlandirmak gercekleri inkar etmekten vede hazimsizliktan öte birsey degildir,birakin artik tarikat tarihciligini.

Inönü demiski 100 yil daha kazandik,ne kadar komik,o Inönü Atatürk'ün silah arkadasi,ülkenin düsmana karsi savunmasinda önemli roller oynamis bir kumandandir,onunla ilgili kuyruk acisi olanlarin ona izafen söyledikleri sözlerin hicbirinin asli astari yoktur.Agzi olan konusur misali herkafadan birses cikmakta sesi en gür olanlarda din tüccarlari olmaktadir.,cünkü Inönü ile büyük sorunlari vardi bu tüccarlarin.

Birsey iddia edilirken tarihe ve belgelere sadik kalinarak söylenir, yalanla olmaz.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 252
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

bir tarafdan şehit edebiyatı yapacaklar, diger tarafdan şeriate atıp tutacaklar..

 

çelişkiler ülkesiyiz her alanda, sebebi ise gerçek tarih degil resmi tarih olarak dayatılanlardır ve bilgisizligimizdir.

 

İstiklal harbi ve İstiklal marşı ile Batıcılıları ve Batıcılıgı birbirine karıştırmayın derim

 

bize istiklal marşını hediye eden şairin bu ülkede yaşama alanının ne kadar oldugunu gördük.

 

bu ülke bir İslam cumhuriyeti olarak kurulmuşdur...

 

şehitler bu İslam için ölmüşdür, istiklal İslamın istiklalidir.

 

önce vatan diyerek yola çıktılar aziz şehitler, önce vatan yani İslamın son siyasi ve askeri vatanı....

 

resmi tarih orta asyada bir iç deniz var diyormuş, sonra bu deniz kurumuş da, ondan sonra da herkes geçinmek için ortalıga dagılmış.

oklarla gösterirlerdi eski ilkokul kitaplarında dünyaya dagılışımızı!!!!

 

böyle bir şey yoktu tabi ama türk tarih kurumu böyle kabul etmişdi. bizim yüksek bilginlerimize göre vardı, tartışmak ne kelime

zeki velidi togan gibi kitaplarını sırtına alıp ''bu şartlarda, bu ülkede bilgi üretemem'' diye düşünüp gitmiş olanlar da vardır herhalde....

 

ne söyledigimiz bazen çokta önemli olmayabiliyor.....

 

selametler

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sehitler Türkiye icin sehit olmuslardir ve tesadüfende müslümandilar ama müslüman olmayanlarida vardi birakin seriat edebiyatciligini.Sevre karsi direnenlere olan hincinizi anlamakta zorlanmiyorum cünkü bugün sevre karsi olanlarin atalarida dün sevre karsiydilar ve Yunanlilarin muzaffer olmasi icin dua ediyordular.Tarihi seriat cilarin penceresinden degil tarihin penceresinden bakarak yazinki yazdiklarinizin bir degeri olsun.Yatip kalkip Atatürke onun en yakin silah arkadaslarina, Istiklal savasi verenlere karsi kininizi ifade etme özgürlügüne sahip olabilirsiniz ama yüzbinlerce sehidi müslümanlik icin sehit oldular diyerek onlarin sehit olmalarinin gercek nedenini inkara kalkismayin.

Kurtulus savasina karsi olanlar Kurtulus savasi verip bu ülkeye ihanet edenleride tarihe gömdüler,Kurtulus savasina karsi olanlarin tümü ya seriatci yada Ingiliz hayraniydilar ve müstahaklarinida buldular iste siz onlarin tarihiyle teselli bulmaktasiniz yani gercekleri inkar ederek saptirarak bu ülke icin topraga düsmüs olanlari onlarin kumandanlarini sözümona karalamaktasiniz ama bunlari artik kimse yemiyor cünkü günes balcikla sivanmaz,tarih iki yobazin sözüyle tarih olmaktan cikarilamaz.

Bu arada tarihi bilginize katki olur amaciyla yaziyorum;Istiklal marsi yazarida cok ileri derecede bir Alman hayraniydi yani ülkemizin savasa girmesindeki asil neden olan Almanlarin hayraniydi.,biliyormusunuz siz Istiklal savasi verenlerle ilgili yalan yanlis iddialar ortaya atarken bizlerede o günlerde kimin ne oldugunu arastirma firsati veriyorsunuz.Ve her arastirmada bir cevher cikiyor ortaya ki buda o günlerde kimin bu ülke icin can attigini kimlerin ise kimlere yaltaklik yaptigini ve neden bastaki büyük adama düsman olundugunuda anlama imkani buluyoruz.Atatürkle ugrastikca onun büyüklügünü birkez daha kanitlatmis oluyorsunuz.Agir tasi kaldirmaya calisanlar o tasin agirligi altinda ezilirler.

Bizim okudugumuz resmi tarih degildir evrensel tarihtir ki onu sizler okuyamazsiniz cünkü agir gelir size.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

istiklal harbi verdik, kurtuluş savaşı degil

tercihler önemlidir

 

istiklal marşına ruhunu veren istiklal harbi

 

insan nereye kadar çarpıta bilirki , neredeyse yunanlar bizim için şehit oldu edebiyatına gelecek konu..

 

kimimiz nutuk çektirk, kimimiz can verdik bu vatan için, ama son yıllarda nutuk çekenlerin sesi fazla çıkıyor

 

beyaz türklerin ailelerinde şehit yok mesela, esnaf, işçi, fakir, fukara çiftçi...

 

bir şehit ailesi dernek başkanının demesi gibi, '' kurşun, şehitlik hep fakirin, belli bir kesimi buluyor''...

 

Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:

Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!

Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-

Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

 

 

biz susalım İstiklal marşı konuşsun, herşeyi çok güzel açıklıyor.

 

not;

osmanlı savaşa almanların safında girmeye mahkumdu, mahkumdu çünkü savaş osmanlı yani şarkın paylaşım savaşıdır.

lozan ne demek, ''yakın dogu işlerinin halledilmesi''...tarihi iyi bilmek lazım..

 

osmanlı ingilizlerle aynı safda bulunmak için ugraşdı ama nafile, mesele kendisiydi zaten..

bizim savaşa katılmama gibi bir durumumuz yoktu..

bir şartla, kurbanlık koyun gibi beklemek şartı....

 

selametler

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Lozan ne demek;Birdefa daha anlatayim,cünkü gördügüm kadariyla yine kendi pencerenizden bakarak yazmaktasiniz,Yani dincilerin,tarikatlarin dolayisiyla Istiklal(Kurtulus)savasi verenlere karsi olanlarin penceresinden degerlendirme yapmaktasiniz.Lozan satilmis bir ülkenin tekrar geri alinmasinin bir belgesidir.Lozan Osmanlinin sattigi bu ülkeyi kaniyla caniyla hayatiyla savunarak geri alanlarin TÜRK ULUSUNA bir hediyesidir.Lozan Türk milletinin namusudur serefidir haysiyetidir.Bu özelliklere sahip olanlar icin Lozan cok degerlidir,olmayanlar icin Lozan baska seyler ifade edebilir buda onlarin sorunudur.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Lozan ne demek;Birdefa daha anlatayim,cünkü gördügüm kadariyla yine kendi pencerenizden bakarak yazmaktasiniz,Yani dincilerin,tarikatlarin dolayisiyla Istiklal(Kurtulus)savasi verenlere karsi olanlarin penceresinden degerlendirme yapmaktasiniz.Lozan satilmis bir ülkenin tekrar geri alinmasinin bir belgesidir.Lozan Osmanlinin sattigi bu ülkeyi

saygilarla

 

sevgili politika açık bir çarpıtma olmasaydı direk cevap yazmak istemezdim, istemiyorumda.

İstiklal savaşı verildigini ben söylüyorum, siz ve sizin gibilerin kurtuluş savaşı demesine karşıyım, önce bunda anlaşalım.

söylenmemiş bir şeyi söylenmiş gibi yazmak olmaz..

 

ben İstiklal savaşı diyorum ve bu istiklal ise İslamın istiklali için verilmiştir diyorum.

önce vatan dememiz İslamın askeri ve siyasi olarak yok olmaması içindir.

kuru toprak parçası hiçbir şey ifade etmez, kimseye etmez.

biz İslam sayesinde bu anadolu topraklarını İslamlaştırdık ve kendimize vatan kıldık,

bu toprakların meşrulugu İslam sayesindedir ve sadece İslam...

 

Osmanlının sattıgı bu ülke demek ilimden ve insafda habersiz olmak demekdir, buna karşı cevap yazmak çok gereksiz ve absürt bişi olur...

 

lozana gelince, lozan bir yer adıdır, bu lozanda görüşülen konular neyle ifade edilmişdir.

şark meselesinin halledilmesidir lozanda konuşulan...bu açık bir gerçektir,

 

İstiklal harbinin verilmesi sevri geri plana itmişdir...

lozanda bir başarı falan degildir, bir soluklanma olmalıydı ama resmi ideolojimiz batı çıkarlarına göre şekilendigi için orada kaldık malesef...

5 milyon da 780 bine düşmek yani yüzde 85 bir kayıp başarı falan olamaz.

 

İslam ve osmanlı söz konusu oldugunda, özellikle İslam, batılılar ve batıcılar aynı agızı kullanıyor, buna dikkat etmek lazımdır...

 

osmanlı ne yapmışsa dogru yapmış demekle, osmanlıyı yok saymak arasında hiç bir fark yoktur, ikiside duygusal ve ilmi olmakdan uzak görüşlerdir...

 

modernleşen biz ve bizim gibi toplumlar oldu, batılılar ise gayet geleneksel kaldılar...

 

selametler

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili politika açık bir çarpıtma olmasaydı direk cevap yazmak istemezdim, istemiyorumda.

.

.

.

selametler

Iddialarinizin sadece bir tanesine yanit verecegim;5 milyondan 780 bine düsmek demissiniz,yaptiginiz hatanin ya farkinda degilsiniz yada belki yutariz diye düsündünüz.780 bin Lozanla olmadi.780 bin bile degildi ve Lozanla 780 oldu ki bu bile o günkü sartlarda bir büyük basaridir,bu basariyi o kadar basitce yok sayamazsiniz.Siz Lozani degil Sevri imzalayanlara sorun 5 milyon ne oldu diye.

Diger iddialarimiza cevap vermiyorum cünkü asilsiz iddialar onlar.Siz hala Istiklal savasini Islam icin verilmis olarak sayin bu sizi baglar.Vatan kuru toprakta olsa vatandir savunulmasi gerekir.Türk milleti hristiyanda olsaydi yine savas verecekti,savasi din alanina cekmeye calismaniz ise tamamen bir

carpitma.

Istiklal harbi veya Kurtulus savasi ikiside aynidir,Istiklaline kavusmamis toplumlar kurtulusa erisemezler.Dolayisiyla biz Istiklal savasi vererek hem küflenmis bir zihniyetten kendimizi kurtarmaya calistik hemde vatan bildigimiz bu topraklarin yabanci cizmeler altinda cignenmesine karsi ciktik.Küflenmis zihniyetten maalesef kurtulamadik ama cizmelerden kurtulduk.Modernlesemedik cünkü küflenmis zihniyet yasadigi sürece modernlesmek bizim icin sadece bir ütopya olarak kalacaktir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Iddialarinizin sadece bir tanesine yanit verecegim;5 milyondan 780 bine düsmek demissiniz,yaptiginiz hatanin ya farkinda degilsiniz yada belki yutariz diye düsündünüz.780 bin Lozanla olmadi.780 bin bile degildi

saygilarla

 

***********

 

neyse

dedigim gibi istiklal İslam istiklalidir ve başka hiç bir istiklal degildir.

700 sene hüküm süren (aslında İslamın ilk yıllarına dayanır) zihniyet küflenmişde olsa ben ona razıyım

küflenmiş bir zihinle kontrol etmek benim açımdan kontrol edilen aydınlık!! beyinden daha iyidir.

 

lozanın ne anlama geldigini bile yazamıyorsunuz, lozan sadece bir yerdir...

 

yani sonuçta izin verilen bir süreç başladı 1923 de

mesela İstikal Marşı bu tarihden önce kabul edilmişti, 1921 de bunlar birşeyleri anlatır umarım....

 

kayıp yüzde 85 olunca başarı olmaz, bunu çocuklara başarı diye yutturmamak lazım. ancak bir nefes alma, toparlanma olarak sunmak lazımdır.

avrupa bizi davet ettigi mekanlarda inebahtının zaferini hatırlatan sahneleri gözümüze sokuyordu...

 

batı oldugundan daha geleneksel ve tarihine baglı

modernleşen biz ve bizim gibi ülkeler malesef....

 

dünyanın hiç bir aklı başında toplumu 650 sene hüküm sürmüş tarihini yok saymaz...

ah birde o İslama olan nefret olmasa, herşey bu inkardan kaynaklanıyor.

şimdi geçmişden hiç farklı degil, binlerce yıldır her gün aynı şeyleri yaşıyoruz...

 

yoksa siz tarihin ileri dogru hareket ettigi felsefeye mi inanıyorsunuz..

 

selamlar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

evet arkadaşlar konu biraz yörüngesinden kaçmış.

 

konumuza dönersek, evet akp kapatılacak

bu bir paşanın mahkemeye rica etmesi yeter

:)

 

bizim yapmamız gereken ise bu hukuk adı altında icra edilen komedilere gülmemeizdir

367 kararı alabilen bir mahkeme her türlü kararı almaya muktedirdir

Sami Selçuk hocanın söyledigi gibi, ''mahkemeler yüce türk milleti adına'' karar verir efsanesini sorgulamamız lazım

bizim hukuk anlayışımızı bir paşa degiştirmeye muktedirdir...

biz yıllardır böyle bir düzende yaşıyoruz ve yediden yetmişe bu sistemi kutsuyoruz

acı olan bu....

bir sistem kendi üzerinde yaşayan halklarının menfaatine kendi ideolojisini bile degiştirir, eger bunu halklarına ve onların yararına ragmen yapamıyorsa büyük bir dışa bagımlılıkdan bahsetmemiz gerekir......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Bir bakan ülkesini şikayet etmez...

Muhalefet partileri ve ilahiyatçılar Türkiyede sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşıyordiyerek Türkiye’yi AB’ye şikâyet eden Dışişleri Bakanı Ali Babacan'a sorular...

 

Hükümetlerimizin baskısıyla bizlerin yaşayamadığı dini vecibelerimiz nelerdir?

Ülkemizde böyle bir sorun yokken varmış gibi dış ülkelerde anlatmakla ne yapmak istiyorsunuz?

Bugüne kadar kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinden hangisi yüce dinimizin emirlerinden olan ‘İslamın şartları’nın yerine getirilmesinde müminlere yasak uygulamıştır?

Hacca mı gidemiyoruz?

Oruç mu tutamıyoruz?

Namaz mı kılamıyoruz?

Sizden başka şikâyeti olan var mıdır?

Üstelik bu ülkenin dış işleri bakanı olarak tüm bunları açıklayabilirmisiniz?...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

5682754.jpghurriyet-hd-subject-left.gifhurriyet-hd-subject-right.gifhurriyet-hd-news-icon.gif

Kılıç: Mütaalayı AKP'ye gönderdik AKP'ye kapatma davasında yeni perde. Yargıtay Başsavcılığı, AKP'nin kapatma davası hakkındaki mütalaasını Anayasa Mahkemesi'ne verdi.

 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla ilgili esas hakkındaki görüşünü Anayasa Mahkemesi'ne gönderdi.

 

BAŞSAVCI YALÇINKAYA 'AKP KAPATILSIN' DEDİ

 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya, Anayasa Mahkemesi’ne sunduğu esas hakkındaki mütalaasında, AKP’nin kapatılması yönündeki talebini yineledi. Başsavcının mütalaası Anayasa Mahkemesi tarafından AKP’ye gönderilecek.

Başsavcısı Yalçınkaya’nın mütalaasında AKP’nin kapatılması talebini yinelediği öğrenildi.

Alınan bilgiye göre, AK Parti'nin sunduğu ön savunmanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesinin ardından 1 ay içinde esas hakkındaki görüşünü sunması gereken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, yasal sürenin son gününde esas hakkındaki görüşünü yüksek mahkemeye bildirdi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının esas hakkındaki görüşü AK Parti'ye gönderilecek, AK Parti de 1 ay içinde esas hakkındaki savunmasını yapacak.

Daha sonra belirlenecek bir tarihte Yalçınkaya sözlü açıklama, AK Parti yetkilileri de sözlü savunma yapacak. Bütün bu aşamalarda istenebilecek ek süre taleplerini Anayasa Mahkemesi değerlendirecek.

Bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak Anayasa Mahkemesi raportörü, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı gerekse davalı AK Parti ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek.

 

EN AZ 7 ÜYENİN OYU GEREKLİ

 

Raporun, Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç toplantı günü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak.AK Parti hakkındaki kapatma davasını 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi Heyeti karara bağlayacak. Asıl üyelerden herhangi birinin bulunmaması veya emekliye ayrılması durumunda 4 yedek üyeden en kıdemlileri heyete katılacak.Anayasa'ya göre bir siyasi partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyu aranacak. Buna göre, kapatma kararı için Anayasa Mahkemesi'nin 11 asıl üyesinin en az 7'sinin oyu gerekecek.

 

________________

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9058130....29&sz=79002

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP kapatilmalidir,AKP nin kapatilmasi icin yüzlerce neden vardir ve iste bunlardan birisi;MTA(Maden Teknik arama)Konya havsasinda mevcut yeralti suyunun dahada altinda ikinci bir su rezervi oldugunu acikladi.

Cukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan yardimcisi ve Tarimsal yapilar ve sulama bölümü ögretim üyesi Prof.Dr.Taner Alagöz "Türkiye'nin 115 milyar metreküp olan yeralti ve yerüstü su kaynaklarinin sadece 50 milyar metreküpünü kullanabildigini acikladi."

Prof.Dr.Alagöz,son günlerde yasanan su sikintisinin" sadece küresel isinmadan degil hükümetin AB bagimli siyasetinden kaynaklanmaktadir."dedi.

Tarimda yasanan problemlerin asil kaynagi sürekli empoze edilen KURAKLIK degil AB ve IMF güdümlü iktidarin ******** siyasetidir.Türkiyede tarim yok edilmek istenmektedir.******

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

akp ye oy vermedim, vermemde

açıkça İslam demeyenin ardına da düşmem..

lakin;

bakalım hangi derin dünya düzeni kazanacak

tabi her zaman oldugu gibi bizler kaybedecegiz

yaklaşık 100 yıldır aynı masallar

ölümü göster sıtmaya razı et

:)

küresel derin çeteler.......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"AKP şeriat devleti amaçlıyor"

310520080239023652217_2.jpg

Başsavcı "AKP’nin gizli programı" olduğunu savundu. İşte mütalaanın tam metni...

 

Kapatmada ve 71 isme siyasi yasakta ısrar eden Başsavcı Yalçınkaya mütalaasında AKP’nin savunmasına, bazı aydınlara ve AB’ye tek tek yanıt verdi, ABD’ye ise sert çıktı. Mütalaada kapatmanın uluslararası anlaşmalara uygun olduğu da ileri sürüldü.

 

300520082214227588316_3.jpg

 

Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AKP’ye açılan kapatma davasında, esas hakkındaki görüşünü Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi. Mütaalada, AKP’nin kapatılması ve aralarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da olduğu 71 isme yönelik “siyaset yasağı” talebi tekrarlandı. AKP’nin savunmalarına yanıt verilen mütaalada, Venedik Komisyonu ilkeleri ile Avrupa ülkelerindeki laiklik uygulamalarına yönelik tartışmalar yer aldı. Yargı çevrelerinde oldukça sert bulunan iddianamedeki iddiaların aynı sertlikle tekrarlandığı mütaalada sadece AKP’nin savunmalarına yanıt verilmekle kalınmayarak aydınlara, AB’ye ve ABD’ye yönelik sert eleştirilerin de olması dikkat çekti.

 

45 sayfalık mütaalada yer alan önemli konular şöyle:

 

AKP’YE “TOTOLOJİ” YANITI: (AKP’nin savunmasında iddianamenin ’totoloji’ olduğuna iliştin görüşe karşılık olarak) Cumhuriyetin temel karakteristiği laikliktir. Çünkü ulusal egemenliğin kaynağı ilahi kudret değil, bizzat ulusun kendisidir. ’Totoloji’ kaygısı, varlığını Cumhuriyete ve onun devrimlerine borçlu olanları bu gerçeği defalarca ve ısrarla vurgulamaktan alıkoyamayacaktır.

 

SÖZDE AYDINLAR: Emperyalizm, günümüzde de sürdürdüğü yayılmacı politikasında temel güç olarak yerelden devşirdiği işbirlikçileri kullanmıştır. Yakın tarihimizde ’mandacılık’ olarak anımsadığımız bu işbirliği şebekesinin kaynaklarını, yüzyıllardır halkın din duygularını sömüren din tacirleri ile ekonomik ve siyasi çıkarlarını ’müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit’eden işbirlikçi sözde aydın bir kesim oluşturmuştur.

 

Kurtuluş Savaşı yıllarında işgalcilerin en büyük destekçisi ’sivil toplum kuruluşu’ İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin kurucusu, Sait Molla isimli bir mürtecidir. Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliyeci’lerin idamına fetva veren bir mürteci de Dürrizade Abdullah Efendi isimli şeyhlülislamdır. Her ikisi de Osmanlı’nın ulema (!) sınıfındadır.

 

MARAŞ VE SİVAS KATLİAMLARI: Yakın tarihimizde de din ve mezhep kışkırtmalarıyla gerçekleştirilen Malatya, Kahramanmaraş, Çorum ve Sivas katliamları hatırlandığında; irtica tehlikesinin mevcudiyeti ve yakınlığı ile laiklik ilkesinin Türkiye için önemini daha iyi anlaşılacaktır.

 

1946’DAN SONRA İRTİCA: Kurtuluş Savaşı sadece işgalcilere karşı değil, işbirlikçi irticaya, din istismarcılarına karşı da verilmiştir. Cumhuriyet’in temel karakteristiği laikliktir. İrtica, 1946’da çok partili rejime geçilmesiyle bazı partilere sızarak faaliyetlerini sürdürmüştür. 1960’a kadar farklı partilerde yuvalanan irtica, ilk defa 1970’te MNP adıyla siyaset sahnesine çıkmıştır. MNP ve devamı niteliğindeki RP ve FP kapatılmışlardır.

 

AKP’NİN ÖRTÜLÜ PROGRAMI VAR: AKP’yi FP’de liderlik mücadelesini kaybedince ayrılan bir ekip kurmuştur. Bu ekip laiklik karşıtı partilerin geçmiş siyasi deneyimlerinden ders çıkarmış, örtülü bir programla hedeflerine birkaç aşamada ulaşmayı planlamışlardır. Bunu yaparken olası tepkileri bertaraf etmek için demokrasi, insan hakları, din ve vicdan özgürlüğü gibi evrensel değerleri kullanmaya başlamışlardır.

 

AKP ÇOĞUNLUK DİKTASI PEŞİNDE: Şeriatın tüm toplumu İslami bir düzene kavuşturmayı esas alan ’cihat’ boyutu gözetildiğinde, laik rejimi dönüştürmek için güç kullanılması ve bu tehlikenin uzak olmadığı gerçektir. AKP’nin ’Milli irade’ kavramından anladığı sınırsız siyasi iktidar algısı, olası çoğunluk diktasının açık işaretidir.

 

AKP’YE AYRICALIK İSTENİYOR: İktidar partisine kapatma davası açılamayacağı görüşü, AKP’ye ayrımcılık yapılması istemidir. RP davasında, RP’nin koalisyonun büyük ortağı olması AİHM tarafından amaçladığı projeyi yürürlüğe koyma olanağına sahip olması nedeniyle ’demokrasiye yönelin tehdidi artırdığı’na vurgu yapılmıştır.

 

AVRUPA İLE FARK: Batıda parti kapatmalara sık rastlanmadığı doğrudur. Çünkü bu ülkelerde rejimin niteliği ve değişmezliği konusunda bir uzlaşı vardır. Bazı Avrupa ülkelerinin anayasalarında laiklik ilkesi bile yoktur. Çünkü bu ülkelerde laiklik siyasi bir tartışma konusu olamayacak kadar içselleştirilmiştir. Ülkemizde ise laiklik sürekli din istismarcılarının saldırılarına maruz kalmıştır.

 

 

 

310520080253244891003_3.jpg310520080248254572914_3.jpg310520080247214580392_3.jpg

 

310520080251214769525_3.jpg310520080250084675713_3.jpg310520080252284830130_3.jpg

310520080249224637542_3.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Akp kapanirsa peki ne olcak ? beyefendiler yeni parti acarlar ve denisen birsey olcak mi? Bence de kapatilsin Akp, ama denisen ne olcak ki ? Cogu insanlar göremiyor ise duymaz olanlardan sa ne yapa biliriz ki???

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Akp kapanirsa peki ne olcak ? beyefendiler yeni parti acarlar ve denisen birsey olcak mi? Bence de kapatilsin Akp, ama denisen ne olcak ki ? Cogu insanlar göremiyor ise duymaz olanlardan sa ne yapa biliriz ki???

 

Bilinçliler en az bilinçsizler kadar,sürü psikolojisindekiler kadar cesur olmalıdır öncelikle.Çocuklarını iyi yetiştirmelidir.Herkesin buzdağının görünen kısmında birbirine yapmacık bir şekilde güldüğünü ama altta derin bir nefret sakladığını bilmeli,uyanık olmalıdır.Birbirleriyle sınırsız bir dayanışma içinde olabilmelidir.Özüne dönmeyi kendisine dava edinmelidir.Bu özü saltanatlarda,haremlerde,para düşkünlüğünde değil,bozkırlardan doğan birlik ruhunda aramalıdır.

 

İsrail resmen ve fiilen yoktan varedilen bir devlettir.Bunu aklıyla,çalışmasıyla ve gizli planlarıyla yapmışlardır.Bir Yahudi ne pahasına olursa olsun Büyük İsrail emelini hayatının merkezine yerleştirmiştir ve kimse onu oradan söküp atamaz.

 

Peki ya biz?Biz başkalarının değil yalnızca kendi aklımızın peşinden gitmeliyiz.Kendi ortak aklımızın.Etrafımıza,çocuklarımıza,kimi bulursak onlara bu vatanın üzerinde bu vatanla ilgisi olmayan,paraya ve silaha tapan,çocuk masallarını buradaki bazılarına da yutturmuş olan katakullicilerin bu topraklar üzerindeki emellerinin hiçbir zaman son bulmayacağını anlatabilmeliyiz,onurun paradan önce geldiğini.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP tartismali secim yasasina göre iktidar olabilmis bir partidir.Bu yasanin gecmis iktidarlar tarafindan cikar amacli kullanildigi nasil bir gercekse AKP de ayni cikar amacli olarak bu yasayi degistirme zahmetine girmemistir,neden girsinki 70 milyonluk Türkiye'de 16,5 milyon oyla meclisi gaspetmek zevki dururken.

AKP herzaman yazdigimiz gibi,seriata adim adim ama gayet ustaca ve sinsi sinsi yürüyen bir iktidardir,bunun aksini iddia edenleri ben maksatli buluyorum ve aksini iddia edenlerin ya AKP li veya Laiklik ve Atatürk karsiti olduklari konusunda cok iddialiyim.PKK nin oylarini Kürt sorunu vardir diyerek kazanan AKP ayni zamanda PKK temsilcilerinide hapisten cikarip hem meclise sokmus hemde Türkiye'nin üniter yapisini tartismaya acmistir.Bakin Ahmet Türk PKK yi formaliteicabida olsa elestirdigi icin yerine baskasi getirildi.Ve bu adamlar AKP sayesinde mecliste Türkiye'nin bölünmesi üzerinde görüslerini belirtiyorlar ve bunun adinada Tayyip Erdogan Demokrasi denmektedir,Erdogan'in demokrasisi tramvay olduguna göre demekki DTP ve AKP ayni durakta ineceklerdir tramvaydan.

Lozan'in ici bosaltiliyor,Laiklik kavrami sulandiriliyor,demokrasi ve özgürlük sloganlari altinda adim adim seriata dogru yürünmektedir,etrafiniza bakiniz,nasilki yagmur yagarda bir gecede mantarlar ürer,ayni sekilde son 5 yildir türban ve tesettür shovlari yasiyor ülkemiz.Istanbul deniz otobüsleri bilet giselerinde (IDO)türbanli calisanlar,yine belediyeye ait yerlerde türbanlilarin yogun olusu bir tesadüf degildir,Istanbul belediyesi ve daha bircok belediye AKP nindir,AKP belediyelere cok önem vermektedir cünkü Belediyeler AKP nin arka bahceleridir.

AKP kapatilmalidir ve adi gecen 70 kisiye ömürboyu siyaset yasagi konulmali ve ayni tarz ama baska ad altinda hicbir yeni partiye müsaade edilmemelidir,belki birileri "ya dikta rejimi yok demokrasi var"diyecektir.Diktaya özenen AKP dir.Türkiyede AKP karsiti hangi kurum varsa onunla kavgalidir Erdogan.NEDEN ACABA??

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

akp neysede bu arada

Yargı, ****** maskesini iyice sıyırıyor!

 

 

 

 

?Suç işlenmese de parti kapatılabilir!? AK Parti'ye kapatma davası açan Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, esasa ilişkin görüşlerini dün Anayasa Mahkemesi'ne sundu.

Talebinde ısrar eden Başsavcı, parti kapatmak için Ceza Kanunu'nda suç olan fiilleri işleme zorunluluğu bulunmadığını savundu. 1946 yılında çok partili hayata geçilmesiyle birlikte irticanın partilere sızdığını ileri süren Yalçınkaya, şu değerlendirmelerde bulundu:

 

"Partileri kapatmak demokratik sistemi korumaktır"

 

"Partilerin kapatılması çoğulcu demokratik sistemin kendini koruma araçlarındandır. Suç niteliği taşımayan eylemler ile suç olmaktan çıkarılan fiiller, partiler için yasak olma niteliğini sürdürebilir. Kapatma bir ceza değildir. Delillerin gazete kupürlerinden temin edilmesi kanuna uygundur. Türban, bir siyasî simgedir. Din ve vicdan özgürlüğü kapsamında koruma göremez, insan hakkı olarak savunulamaz."

 

Hükümet, Türkiye'nin istikrarına darbe vuran kapatma davasının bir an önce sonuçlanmasını istiyor. Bu düşüncesinden dolayı da savunma için ek süre istemedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya ise esasa ilişkin mütalaasını vermek için son güne kadar bekledi. Yalçınkaya'nın savunmadan bir ay sonra Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiği esasa ilişkin görüşleri 45 sayfa ile 16 sayfalık ek ve 2 CD'den oluşuyor. Başsavcı'nın görüşünde, "Ulusalcı" kesimlerin jargonunu sıkça kullanması dikkat çekiyor. Emperyalizmin günümüzde de yayılmacı politika sürdürdüğünü savunan Başsavcı, 'yerli işbirlikçilerini din tacirleri ve sözde aydınlardan devşirdiğini' iddia etti. İrticanın, 1946 yılında çok partili hayata geçişle birlikte siyasi partilere sızdığını savundu. AK Parti'nin hazırladığı ve "Cevap" adını verdiği ön savunmayı eleştiren Başsavcı, "Davalı partinin iddianame hakkında düşünceleri ifade özgürlüğü, savunma masuniyetini de aşan, hukukun üstünlüğü ilkesini tahribe yönelik beyanlardır. Hukuki savunma yapılması yerine, yargıya saldırıyı esas alan bir yöntem izlenmiş, Yargıtay ve anayasal sisteme ağır eleştirilerde bulunulmuştur." dedi.

 

'AB müzakereleri durur' görüşüne karşı çıktı

 

Başsavcı, AK Parti'nin kapatılması durumunda AB ile müzakerelerin duracağı eleştirilerine şu şekilde cevap verdi: "Türkiye'nin AB ile birleşme müzakereleri davalı parti zamanında başlamadı. Kaldı ki, uluslararası ilişkiler parti temelinde değil, devletler ya da onların oluşturduğu kurumlar temelinde yürür. Davalı parti, AB ile müzakere sürecini laikliğe aykırı faaliyetlerde bulunma için uygun ortam olarak değerlendirmiş, ülkemizde kendi siyasal gelişimi ve hedeflerine engel olarak gördüğü bazı kurumları tasfiye etmek, etkisizleştirmek için kullanmıştır."

 

Şeriatçı AKP "takiyye" yapıyormuş!!!

 

Abdurrahman Yalçınkaya, parti kapatmada demokratik ülkelerde evrensel norm olan Venedik Kriterleri'ne ilginç bir yorum getirdi. Avrupa ülkelerinde rejim değişmezliği konusunda uzlaşma olduğu için parti kapatmanın az olduğunu savunan Yalçınkaya, "Davalı partinin eylemlerinin bir şeriat devletine giden yolu açmaya yönelik olduğu ve bu yolda takiye yapıldığı açıktır. Şeriatın içerdiği şiddet (cihat) unsuru da dikkate alındığında davalı partinin eylemlerinin İHAS ve Venedik İlkeleri'ne aykırılığı açıkça ortaya çıkmaktadır." ifadelerini kullandı.

 

Başörtüsü insan hakkı değil

 

BOP için "Türkiye'ye ve bölgeye dayatılan, ideolojik altyapısı ılımlı İslam olan bir proje" nitelendirmesinde bulunan Yalçınkaya, 'bir başka siyasi hegemonya projesi' olarak gördüğü Medeniyetler İttifakı ile BOP'u karıştırmadığını öne sürdü. Davalı parti liderinin iddianameye konu olan beyanlarının başka siyasiler tarafından söylenmiş olmasının kapatma davasında savunulamayacağını iddia eden Yalçınkaya, türbanın siyasi simge olduğunu, din ve vicdan özgürlüğü kapsamında koruma göremeyeceğini, temel insan hakkı olarak savunulamayacağını belirtti. Başsavcı'nın AK Parti'nin iç işleriyle ilgili yaptığı şu değerlendirme de dikkat çekti: "Hüsnü Tuna hakkında partiden kesin ihraç cezası verilmesi gerekirken, bu şahıs adeta korunup ödüllendirilmiştir. Buna karşılık, partinin bazı uygulamalarını eleştiren Turhan Çömez partiden kesin ihraç edilmiştir."

 

 

alıntı

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

'AKP dün kapatıldı!'

Anayasa mahkemesi'nin başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliğini iptal etmesi kapatma davasını nasıl etkileyecek? İşte yazarlarının yorumları

 

060620080246311009302_3.jpg

 

060620080247381087285_3.jpg

 

060620080249380578099_3.jpghttp://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=AKP_dun_kapatildi__182563_1&tarih=06.06.2008&Newsid=182563&Categoryid=1

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bugün Batı;

Bugünkü kökten dinciliği İslam'ın bir iç meselesi olarak görmekte, sorunun gene İslam'ın kendi içinde çözülmesi için 'radikal İslam'ın karşısında 'ılımlı İslam'ın güçlenmesini savunmaktadır.

Ancak yine bugün gelinen noktada, ılımlılar ve radikaller olarak gruplamanın beklenen sonucu sağlamadığı, tam tersine radikallerin bu yaklaşımdan cesaret ve yürek kazanarak ılımlılardan bazılarını saflarına katarak daha da güçlenmesine yol açtığı görülmektedir...

***, al anayasayı eline, istediğin gibi ör!

Oldumu şimdi...

AKP bütün bu olumsuz gidişe çanak tutmuştur ve bundan vazgeçmeyecek görünmektedir...

İşte bu nedenle AKP kapatılacaktır ve kapanmalıdır da...

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP, kaosa oynuyor!

 

Sözcülerinin açıklamalarından anlaşılan o ki, AKP, Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımama ve yeni Anayasa değişiklikleri ile bu engeli aşma kararı aldı ve bu yönde kamuoyu oluşturulması için düğmeye bastı.

Anayasa Mahkemesi kararından sonra AKP yöneticilerinin aldığı kararlar ile yandaş medyanın tutumu birebir örtüşüyor.

Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa değişikliklerini sadece şekil yönünden inceleyebileceği, esasa giremeyeceği itirazını seslendirerek, kesin olan kararı yok saymaya ve hakimlere hakaret etmeye başladılar.

Bektaş Aydınlı adlı okurumuzun hatırlattığı gibi bir taraftan da yandaş medyada, sivil itaatsizlik çağrıları yapıyorlar. Turuncu dövizler kullanan Soros yetiştirmesi bir grup da kanunsuz gösteriler yapıyor.

Halk arasında ve yandaş İnternet sitelerinde, okur mektupları yolu ile aslında “Milli Mücadele”nin hiç yapılmadığı, 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin Yahudi devleti olduğuna dair propagandalar yapıyor, Atatürk’e hakaret ediyorlar.

 

* * *

 

Basındaki en önemli kalemleri ise üniversitede türban yasağının bir mason dayatması olduğunu yazıyor. Fehmi Koru, Taha Kıvanç köşesinde aynen şöyle diyor:

“Anayasa Mahkemesi’nin ’türban’kararının verilebilecek en aşırı, en sert ve en içinden çıkılmaz türden olacağını biliyordum. Uyarılmıştım çünkü. ’Türkiye’de uygulanan başörtüsü yasağı yerli bir iş değildir, uluslararasıdır ve yasağın ardında biraderler var’tezinin sahibi olan dostum tarafından...”

Yasağın ardında biraderler varsa, Anayasa Mahkemesi’nin kararının ardında da biraderler mi var?

Aynı yazar, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı’nı da “367 çıkmazsa darbe yaparız” diye Anayasa Mahkemesi’ne baskı yapmakla suçluyor!

İşi Menderes ve arkadaşları aleyhinde idam kararı veren mahkeme üyelerine kadar götürüyor.

Yoksa onlar da mı biraderdi?

 

* * *

 

AKP’nin yandaş medyasının şu anda yaptığı iş, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” tir.

Türkiye’yi büyük bir iç kargaşaya doğru sürüklemek, devlet otoritesini yok ettikten sonra akıllarındaki rejimi kurmak istiyorlar. Fakat temellerini havaya uçurdukları binanın enkazı altında kalacaklar, haberleri yok!

Hukuk onların da yakasına yapışacaktır. “Kimse bizi uyarmadı” demesinler.

AKP hakkında kapatılma davası açılacak diye de Tayyip Erdoğan’ı defalarca uyarmıştık.

Partisini kapatılma aşamasına getirdi, şimdi de siyasi kaostan medet umuyor.

 

* * *

 

 

TBMM Başkanı Köksal Toptan ise türban düzenlemesini iptal eden Anayasa Mahkemesi’nin yetkisini aştığını iddia ederek “Bu demokrasi için kaygı vericidir” dedi. Toptan, yeni anayasanın yanında senato sisteminin de tartışılmaya açılmasını önerdi.

Böyle bir ortamda Anayasa değişikliği yapmak, durumu daha da kötüleştirebilir.

Toptan’ın “Kurumlarımıza ve birbirimize olan güven duygularını kaybetmemeliyiz, birbirimizi incitecek ve etkisizleştirme amacı taşıyan davranışlardan kaçınmalıyız. Bütün bunları karşılıklı konuşmak ve değerlendirmeler yapmak üzere önümüzdeki süreçte Parlamentomuzda temsil edilen siyasi partilerin liderlerini ortak bir toplantıya çağırmayı da düşünmekteyim” sözleri ise belki bir umut ışığı olabilir.

Bence Cemil Çiçek’i dinleseler iyi ederler!

Akşam muhabirleri, Cemil Çiçek’in AKP toplantısında, “Hiçbir şey yapmayalım, aksi halde gelişmeler daha da aleyhimize dönebilir. Sadece savunmamızı verip sonucu bekleyelim” dediğini, ancak MYK üyelerinin bu görüşe sıcak bakmadığını yazıyor.

O halde, yaktıkları ateşte ısınacaklar, apaçık görünüyor!

 

arslan bulut (yeniçağ)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bütün amaçları, okları, hedefleri, son bir haftadır kopardıkları yaygaraya bakılacak olursa, Anayasa Mahkemesi’ydi! Hukuktu, yargıydı! AKP, devleti bütünüyle kendisileştirdi!

Sivil toplum örgütlerini hemen hemen kendisileştirdi!

Medya’yı büyük ölçüde kendisileştirdi!

Cumhurbaşkanlığı’nı kendisileştirdi!

Kendisileştiremidiği en büyük sivil, anayasal güç olarak, yargı, hukuk, Anayasa Mahkemesi vb. kalmıştı!

Verdiği karar değil tartışılan, Anayasa Mahkemesi’nin henüz yeterince AKP’leştirilememiş, kendisileştirilmişler kervanına katılamamış olması!

Anlıyorsunuz, değil mi! Büyük, yıkıcı, yok edici kampanyanın amacını!

Ondan sonrasi Allah kerim! Çevrilmiş ve tecrit edilmiş bir ordunun da artık Arınç’a, Fetullah Gülenya, maltanlara ve dışarıdaki alçaklara teslim olmaktan başka çaresi mi kalır?!

Ama kalmayacak...

Çünkü AKP kapatılacaktır...

Kaldı ki...

ANAYASA MAHKEMESİNİN TÜRBANLA İLGİLİ HUKUKİ KARARI AKP'Yİ SİYASETEN KAPATMIŞTIR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bütün amaçları, okları, hedefleri, son bir haftadır kopardıkları yaygaraya bakılacak olursa, Anayasa Mahkemesi’ydi! Hukuktu, yargıydı! AKP, devleti bütünüyle kendisileştirdi!

Sivil toplum örgütlerini hemen hemen kendisileştirdi!

Medya’yı büyük ölçüde kendisileştirdi!

Cumhurbaşkanlığı’nı kendisileştirdi!

Kendisileştiremidiği en büyük sivil, anayasal güç olarak, yargı, hukuk, Anayasa Mahkemesi vb. kalmıştı!

Verdiği karar değil tartışılan, Anayasa Mahkemesi’nin henüz yeterince AKP’leştirilememiş, kendisileştirilmişler kervanına katılamamış olması!

Anlıyorsunuz, değil mi! Büyük, yıkıcı, yok edici kampanyanın amacını!

Ondan sonrasi Allah kerim! Çevrilmiş ve tecrit edilmiş bir ordunun da artık Arınç’a, Fetullah Gülenya, maltanlara ve dışarıdaki alçaklara teslim olmaktan başka çaresi mi kalır?!

Ama kalmayacak...

Çünkü AKP kapatılacaktır...

Kaldı ki...

ANAYASA MAHKEMESİNİN TÜRBANLA İLGİLİ HUKUKİ KARARI AKP'Yİ SİYASETEN KAPATMIŞTIR.

Sayin DİPNOT' öyle degilmi Demokrasiyi arac olarak kullanan bir parti kapatılıyor.. kapatilmasa hayal kirikligi olur, böyle birseyde ancak ücüncü dünya ülkelerinde olur bir düsünelim Ülkeyi yarim asir girmedigi gerilim ortamına, bile bile sokan bir parti kapatılıyor.. bu sag sol olayida degil bir parti tarafindan militanca yöneten ve yönetilen ülkemizin degerlerini sokaga dökerek siyaset yapan Halkini azarlayan Memleketi babalar gibi satan bir parti kapatılıyor..

 

Kapatılma gerekceleri arasında, medya bilinçli olarak tek gerekce Laikliğe Aykırı' gibi göstermeye calıssa da? kisacasi "Vatana İhanet" gibi çok agır iddiaların oldugu bir parti kapatılıyor.. ve kapatilmalidir

 

saygilarimla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.