Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK


DİPNOT

Önerilen İletiler

.

.

.

O nedenle Türk kadınlarının çok dikkatli olması ve son derece masumane bir şekilde, özgürlük adı altında gelen bazı uygulamaların, ileride çok daha baskıcı bir rejimin ayak sesleri olabileceğini asla akıllarından çıkarmamaları gerekmektedir.

En içten saygılarımla..."

:clover: Bu tarz korkular konusunda,sizinle bizim aramızda çokta fark yok aslında.Ama farkımız bu tarz kadınların okuması yönünde devam ediyor.Gerekirse kadını bu derece yok sayan erkek zihniyetler takip edilmeli bütün teşkilatlarımızca,gerekirse bu tarz erkekler okullara alınmayıp üst düzey yerlere gelmeleri engellenmeli.Ama kadınlar okumalı arkadaşlar,kadınlar tabiatı gereği yok sayılmayı kaldıramayacağından,işte bu tarz erkeklere karşı okumalı ve zihniyet ,duruş olarak güçlü olmalılar.Bu zamana kadar laik sistemdeki sözüm ona Atatürkçü (öyle olsaydık,bugün dünyanın en güçlü ülkeleri arasında olurduk) yollarla,sözüm ona sahte halkı hiçe sayan cepçilikle,neyin çözümünü adam akıllı uyguladılarki,bütün bu tehlikeler de tehlike olmaktan uzak kavramlar olsun.Biz milliyetçiliği de,dini de,bütün değerlerimizi de sunulan kadarıyla suni kavradık..Kalben olmayan her ezber duruşta,şu bu elden gidiyor naralarıyla gidişleri engelleneceğine,gidişlerine hız kazandırılan aşamalarda devam ediyor tarihimiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.

.

.

O nedenle Türk kadınlarının çok dikkatli olması ve son derece masumane bir şekilde, özgürlük adı altında gelen bazı uygulamaların, ileride çok daha baskıcı bir rejimin ayak sesleri olabileceğini asla akıllarından çıkarmamaları gerekmektedir.

En içten saygılarımla..."

 

Yok canım olmamıştır öyle şeyler yalan haber bunlar :PB)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

oncelikle Akp agzı yaklasımımın nedeni akpli vekiller basta olmak uzere , yazarlar ve onların dusuncelerini savunanların nerdeyse kalıplar halinde aynı cumleleri kullanıyor olmasıydı. Sizin bazı sozlerinizden de bunu hissettim ama yanılmıs olabilirm o yuzden haddimi astıysam şahsınızdan özur dilerim.

 

Anladıgım kadarıyla turbanı nedeniyle saglık hizmeti alamamıs bir durum sözkonusu değil. O halde bu örnekleme nerden cıktı?

Demekki bugun oyle bir sorunumuz yok. O halde bu konuda yapmıs oldugum saglık-egitim karsılastırma tamamen havada kalmıs oluyor.. O halde neden boyle bir karsılastırmaya gerek duydum diye düşünmedim değil...

 

Sorunların öncelikli cözumlerinden bahsediyoruz. Benim özellikle anlayamadıgım konua buydu zaten..

 

Mesela Türk elektrik kurumunun özellestirilmesi sorunu var, mesela yapılan son zamlarla birlikte katlanan faturalar var... mesela yolsuzluklar var... Mesela bir pkk sorunu var, mesela okulsuz köyler var... bugun universite mezunu olupta iş bulamayan milyonlarca genc var.. Ama hicbiri konusunda elle tutulur bir calısma yapılıyormu?

 

Bu durum suna benziyor. Sizin evinizin duvarları yıkılmıs acıkta oturuyorsunuz kalkmıssınız kapının kilidi bozuk diye ugrasıyorsunuz... Once duvarlarınızı saglamlastırmanız gerekmez mi?

 

40 yıllık bir sorundan bahsediyorlar... 40 yıldır bekleyen bir sorun.. Sournlarla ilgilenmek icin devlet hangi kriterlere gore oncelik belirler?

 

Din ulemalarına goremi yapıyor bunu merak eidyorum... Cunku son bir kac yıldır devletimzin en cok ilgilendigi konular genelde dinle ilgili konulardır...

 

Cok basit bir örnek vermeliyim sanırım. yasadıgım yerde 6 katlı bir Kuran kursu yaptırılıyor... Nerdeyse her sokakta bir cami var. Ama en yakın okul yürüme yoluyla yaklasık 20 dakika... Ben istanbulun göbeginde yasıyorum. Yurume yoluyla 15 dakika ilerde bir Kuran kursu daha vardı... Bu örnegi vermemin nedeni artık bu örnek değil heryerde bu sekilde yapılıyor...

 

Hani karsılastırma yaptım ya saglık-egitim artık bu karsılastırma gecerli değil.. CUnku artık devlet bizzat kendi cıkardıgı yasalar ve yonetmeliklerle bu karsılastırmanın bir tarafına surekli din kavramını koyuyor...

 

diyoruz ki liselerde yada kamu kurumlarında turban serbest olamaz. Cunku mevcut laik duzen buna izin vermez diyoruz...

 

Mevcut laik duzen yuksek ogretim kurumlarında da turbana izin vermiyor du....

 

ama demekki istenince yol alınabiliyor... Benim sorum da buydu zaten.. mademki laik rejimdeki yasaklar kaldırılabilyor dedigniz gibi liselerdeki yasaklarda kaldırıabilir.. yoksa acelemi ediyorum bu duzenleme icin?

 

 

İşte bu durumda yani mademki laik rejimin izin vermedigi bir konuda değişiklik yapabiliyorsak, neden öncelik sadece yuksek ogretime veriliyor diye sormak istiyorum....

Fransa bas ostusu yasagına karsı cıkanlar daha fazlasını isteyemeyeceklerini biliyorlar.. Peki biz?

 

Daha ne istersek alabilirz sonucta elimizde yuzde 47 lik halk destegi ve anayasayı bile değiştirebilecek meclis aritmetiği var...

 

İşte ben ve benim gibi dusunen arkadasların cekindigi nokta budur... Bugun universiteye turbanı soktugumuz zaman, yarın turbansız kızlarımızı sokmak icinde yasa cıkartmamız gerekecektir... Cunku onların guvenciseini ortadan kaldırıyoruz bu uygulamayla..

 

Bugun hukumetin birden ortaya attıgı bu sorunu bu sekilde yarım yamalak cözmeye calısmak insanları az once dedigim sekilde bölmekten oteye gitmeyecektir...

 

Hukumetin sırf siyasi hesapları dogrultusunda bu sekilde bir adım atması ve yanında mhp nin acıkca dile getirdigi gibi bizde hasılattan pay alacagız gibi agzı sulanarak olaylara yaklasmasının bedellerini en agır sekilde bu toplumun butunu ödeyecektir...

 

Bir yola cıkacaksınız dusunun uzun bir yolculuk olacak bu... hazırlık yapmazmısınız?

Mesela yoluk erzak alırsınız, mesela kendi aracınızla cıkacaksanız deposunu doldurursunuz... Mesela yolda basınıza gelebilecekleri goz onune alıp önlem alırsınız... Boylseine basit bir iş icin bile önlem alınır öyle değil mi?

 

Dun geceki konusmalar sırasaında bir vekil sunu sordu ve tabiki yanıt alamadı:

 

-Yuksek ogretim kurumlarında turbanın yaygınlastırılması amacıyla bazı kurumlar, vakıflar ve dernekler maddi durumu iyi olmayan ogrencilere maddi yardımda bulunarak karsılıgında turban takmı sartını kullanırlarsa hukumetimiz konuyla ilgili ne tur önlem ve tedbirler alacaktır?

 

sayın hukumet yetkilileri toplumu derinden etkileyecek bir yasa değişikliğinin sonrasında ortaya cıkabilecekler konusunda tek bir önlem almıyor... tek bir acıklama yapmıyor.. tek sorun turbanın o kapıdan girmesi gibi bakıyorlar...

Bu bile duruma ne kadar ikiyuzluce ve provakatif yaklastıklarını gostermiyor mu?

 

Fransada turbanlı calısanların kamu kurumlarında calısmasına izin veriliyormu?

Fransa bu durumu nasıl cözmüş? bizim hukumetimizin mezun olan bu ogrenciler icin yapacakları neler? neden tek bir acıklama yapılmaz?

 

Kamu kuruluslarında calısmak icin o kurumun bazı kurallarına uymanız gerekiyor. Bu acıklamanız oldukca dogru. Bıyık seklinizden tutunda etek boyunuza kadr yazılı yonetmelikler var... Bunlara uymayı goze alamıyorsanız calısmassınız gider özel sirketlerde calısırsınız. Buda oldukca uygun bir tesbit....

 

Bir universitede egitim alabilmek icin de bazı uymanız gereken kurallar vardır. mesela lise mezunu olmak gibi. Mesela sınava girip yeterli puana sahip olmak gibi, mesela yonetmeliklerce belirlenen kılık kıyafete riayet etmek gibi. BUnlara uymayı goze almaıyorsanız okumazsınız. gider özel bir okulda okursunuz...

 

Simdi kalkıp bu okul yonetmeliklerini değiştirmek icin Anayasayı değiştiryorsunuz... Ama sıradan kamu kurum ve kuruluslarla ilgili yururlukteki yonetmeliklere gucumuz yetmez diyorsunuz...

 

Anayasayı yeniden yazabilecek meclis cogunluguna sahip, arkasında yuzde 47lik bir halkoyu olan bir hukumet isterse istedigni yapar.. Bu konuda yanılıyormuyum?

 

Ama sorun su neden turban? neden simdi?

Gercekten bir cözümmüdür bu yoksa yeni sorunların ve catısmaların ortaya cıkmasına neden olabilecek bir gelişmemidir?

 

Bunu zaman gosterecek ve kısmetse yine gelip burda tartısabilecegiz...

 

Sahi İran'da bu sekilde forum sitelerinde insanların istediklerini yazmalarına izin veriyorlarmı?

 

Bilgisi olan arkadaslar varsa ve paylasırsa sevinirim...

 

 

Son olarak surc-i lisan ederek kalp kırdıysam tum arkadaslardan özur dilerim.

 

Selamlar...

 

AKP ağzına değinelim. Birini biryerin temsilcisi, savunucusu olarak görüp, kodlamak ve ona göre cevap vermek yanlıştır diye bir savunu yapmıştım. Her ne kadar hepimize ait bir kimliğimiz varsa da dil, söylenen benzeşip ayrılabilir bunu da hatırdan çıkarmamak gerekir.

 

Artık hepimiz biliyoruz ki; ilk türban meselesin çıkartan bir başörtülü değildir ve siyasetle hiç de alakası yoktur. 1967'de türbanı savunan bir parti yoktur ancak bir Üniversitede bir hoca yasak demiştir ve sadece öğrenciler bu yasağı protesto etmiştir. Demek ki, ortada yasak olmadığında dahi bir yasak koyma hevesinde olanlar varmış.

 

Türban, başörtüsü sorunu 28 Şubat'ta çıkmamıştır ancak o zamandan sonra iyice genişletilmiştir ve bu sebeple RP, FP, SP, AKP'nin meydana getirdiği bir sorun değildir. Bunların da etkisi olmuştur o da ayrı mesele.

 

Şimdi gelelim AKP'nin şimdi neden türban meselesini çözmek veya kaşımakta olduğuna;

 

Evvela 22 Temmuz seçimlerinde öne çıkar veya çıkartılan bir mesele vardı. Cumhurbaşkanının eşinin başörtülü olmaması gerektiği. AKP sırf bu savunu ile dahi çok fazla oy aldı. Belki de karşı tarafın böyle bir istekte bulunması nedeniyle bu kadar oy aldı. 22 Temmuz AKP için de başbelası bir seçimdir. Umutlar büyümüş ve başa daha büyük yükümlülükler yüklemiştir.

Siz kendinizi bir siyasi parti yerine koyun. %46 oy almışsınız bu oyun önemli bir kısmı Meslek Liseleri, türban meselelerin çözümü, mağdur psikolojisiyle verilmiş. Ben o siyasi partinin başında olsaydım 22 Temmuz'un hemen ertesinde Anayasayı değiştirmeye çalışırdım hatta bir önceki seçimden hemen sonra ama olmadı. Aslında türban konusunda AKP'yi buraya getiren MHP'dir. Taha AKYOL'un bir açıklaması vardı. Recep Tayyip Erdoğan aslında Avrupa'ya türban konusunda bir yakınmada bulunacaktı ancak MHP, AKP'yi köşeye sıkıştırdı. Madem böyle diyorsunuz hadi çözelim dedi. AKP'nin kaçabileceği bir nokta kalmadı veya AKP'nin istediği mutabakat sağlanmış oldu. Niye CHP ile de mutabakat yapmıyorsunuz diyenler olabilirdi; Bu konuda bu mümkün değildi AKP açısından gerek de değildi.

 

Antalya Milletvekili Nesrin Nas' başörtüsünü çıkarmadan meclise girseydi o zaman da çözülürdü bu problem. Ancak yapmadılar 99'da. Zira kimse MHP'nin laikliği kaldıracağını veya vatan haini olduğunu iddia edemezdi.

 

Şimdi gelelim liseler için de yönetmelik var, üniversiteler için de yönetmelik var o halde niye farklı farklı isteklerde bulunuyorsunuz meselesine.

 

İki şeyi ayırt etmek zorundayız. Birisi üniversite diğeri lise. İki farklı yapı. O kadar farklı ki, lisede sigara içmek yasaktır, içki içmek yasaktır ancak üniversite de böyle bir kısıtlama yoktur. Bu sadece bir örnek. 28 Şubat sürecinin bir getirisi, problemi ise; din eğitimin veya dini tavrın ancak reşitlikten sonra sergilenmesini sonuçlamıştır. Yani ki, bu anlayış dine inanacaksanız da, dini öğrenmek/öğretmek istiyorsanız da reşitlikten sonra yapabilirsiniz demeye getirmiştir. Böyle bir anlayışın hüküm sürdüğü laik bir devlet de ya bu anlayışı değiştirirsiniz veya bu anlayışa bağlı olarak Dini gerekleri 18 yaşından sonraya bırakırsınız.

 

Zamanın ruhu diyordu NTV'de bir hocamız. Kanun, algılayış,insan zamandan münezzeh değil. Hal böyle olunca zamanın size vereceğini isteyebileceğiniz anlar vermeyeceğini isteyemeyeceğiniz anlar vardır. Napolyon'un o meşhur deyişiyle "vaktinde ve zamanında istemesini bilenin elde edemeyeceği birşey yoktur" biraz daha önem kesbediyor.

 

Üniversiteden mezun olan herkes devlet memuru olacak, hepsini devlet istihdam edecek diye bir kaide yoktur. Bu sebeple başörtülü bir öğrenci isterse eğitim fakültesinde okumuş olsun dindar (görünür tarzda) olmayı tarafsız olmamakla eşdeğer yaparsanız tarafsızlığın en fazla olması gereken kamuda başörtüsü de yasak olmak mecburiyetindedir.

 

Özel Üniversite'de dahi başı örtülü derse giremezsiniz. Bu öyle yaygın bir saçmalıktır ki, dershanelerde dahi derse başörtüsü ile girmenin yasak olduğunu biliyorum. Şu an bu tam olarak uygulanmıyor olabilir ancak Işık Dershaneside dahi ve bir ilçede başların açılmak zorunda olduğunu biliyorum. Şu anki durumdan haberdar değilim.

 

Üniversitenin de kuralları vardır meselesine gelirsek. Üniversite şortla okula girmeyi şart koştu diyelim. Siz, öyle gitmek isteyecek misiniz. Hergün bu zulmü yaşayacak ancak yahu iktidarın birinci sorunu bu olmamalı o yüzden çözmese de olur, hem üniversite bunu Yönetmelik olarak koymuş uymak zorundayım diyebilir misiniz. Diyemezsiniz. Pekiyi lise koydu diyelim uymak zorunda mısınız. Birine hayır ikincisine evet diyemeyiz bu örneğin. Ama ikisi arasında da özgürlüklerin farklılaşmasına dikkat etmek şarttır. Zira lise veya ilköğretim ile Üniversite arasında çok büyük fark vardır. Birinde belli tip bir giyim mecburiyetinin konulması baskıyı anlamayan (reşit olmayanın anlayamayacağından bahsediyorsak) açısından önem arzetmez ama baskının fena halde farkında olan, kendi hayatını yaşayabilen, üstelik üniversite okuyabilecek kadar gelişmiş bir zihne sahip insana; sen illaki benim istediğim şekilde giyineceksin derseniz bunun adı tahakküm, baskı, zorlama olur. Üniversite de bu saçmalık olur.

 

Lisedeyken tek tip, o ********* lacivert ceket, kırmızı kıravat, gri pantolon, beyaz gömlek kombinasyonundan nefret ederdim. Hergün saç kontrolü yapılmasından da. Bir arkadaşımıza saçın uzun dediler bir gün. Gitti kestirdi. Ertesi gün saçı hayli kısaltılmış geldi. Yine yakaladılar ve sen saçını kestirmemişsin git kestir dediler. 1.Dersten sonra derse girdiğinizde tüm gün yok sayılıyordunuz ve saçı kestirmek için 2 saate ihtiyacınız vardı. Saç kestirecek paranız varsa. Ertesi gün kafasında tek bir saç olmadan geldi. Kazıtmıştı. Dışarda tekrar durdurdular niye kazıttın lan kafanı. Disipline...Bizim disiplin'de disiplindi o zamanla ha...Adam, öyle adam oluyordu. Ben, bana kalsa renklilik bizim zenginliğimizdir der herkesin liseye de ilköğretime de öyle gelmesini isterdim. Yani herkes istediği kıyafetle gelebilirdi, istediği saç uzunluğuyla. Tek tipleştirmeyi kesip, uzun saçlısı da, mini eteklisi de, başörtülüsü de...Açıkçası aile baskısı denilen şey de umurumda olmazdı zira okulda yaptırtmadığınız aile baskısı evde pekala yapılıyor ve bunu engellemeniz mümkün değil.

 

Medine Bircan'ı ben hatırlatmadım ancak ben bunu duymadım diyen arkadaşlara herkes duydu, herkes duyduğunu sizin duymamanız onun olmadığı anlamına gelmez demek içindi.

 

Kaygıları biliyorum. Ancak sizlerde dışarı çıkın ve başörtülü, türbanlı kızlarla başörtüsüz, türbansız kızların kolkola beraberliklerine bakın. Bu yasa çıkarsa bir anda bu kızların Resident Evil veya I am Legend'teki virüslere benzer bir virüse gark olacağını da aklınızdan çıkartın. Globalizasyon, gelişen demokrasi, 28 Şubat bu ülkede bir şeyleri değiştirdi. Artık birada, birbirimizi kısıtlayıp, yasaklayarak bir yere varamayız. Zira daha önce varamadık.

 

Toplumu ikiye bölmeye çalışan var mı yok mu bilmiyorum. Ama bildiğim birşey var ki, bu türban şakasından fena halde canı yanan insanlar var. Bir iktidar öncelikleri sırayı koymaz. Hepsini aynı anda yapmak zorundadır ki, o yüzden o kadar bakanlık vardır. Yok bugün yolsuzluğa bakacağız, yok yarın PKK'ya, yok ertesi gün AB'ye bakalım diyemez. Birinin üzerine eğilmek diğerini yavaşlatmamalı ama yavaşlatıyor diyelim. O halde üzerine eğildiğimizi bırakıp hemen ötekine bakalım denmesi de ikisi açısından da bir çözüm sağlamaz. O sebeple üzerine eğildiğinizi de çözüme ulaştırmalısınız...

 

 

Lostsoul kardeşim, yazdığın metin o kadar karmaşık ki, neye cevap verdiğini, hangi metnin benim, hangisinin başka olduğunu kavramak da inanılmaz zorlandım. Anladığım kadarıyla cevap verdim.

 

Selam ve saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sadece şu noktada bir iki laf edeceğim ki zaten diğer yakın konularda ortaya atılan sorunlarda da benzer çözümler hukukumuzda mevcuttur...

 

Sözleşme serbestisinin kısıtlandığı durumlardan birisi de kişilik haklarına aykırılık ve bunları tehlikeye sokacak ağırlıkta yükümlülüklere girmektir; burada da anladığım kadarıyla bir aykırılık var...

 

Bu konuda yanlışım varsa düzeltin ama dediğim gibi siz kendi hukukunuza güvenmiyorsanız zaten baştan kaybedersiniz...

 

:zorro:

 

Yuksek ogretim kurumlarında turbanın yaygınlastırılması amacıyla bazı kurumlar, vakıflar ve dernekler maddi durumu iyi olmayan ogrencilere maddi yardımda bulunarak karsılıgında turban takma sartını kullanırlarsa hukumetimiz konuyla ilgili ne tur önlem ve tedbirler alacaktır?

 

ali0 kardeşim.

 

1. Yukardaki soru mantıksızdır. Mantıksızdır çünkü Hükümetin bu konuda yapabileceği birşey yoktur. Haklısın sözleşme serbestsi alanına girer ve yine haklısın sözleşme serbestisini düzenleyen borçlar hukukuna göre; sözleşmenin hükümleri taraflardan birinin kişilik haklarına aykırı, son derece ağırsa sözleşmeyi tek taraflı irade ile o kişi feshedebilir.

 

Soru yanlıştır çünkü anlaşma bu şekilde değildir. Örneğin Işık yurtlarını ele alalım. Bu yurtlar zaten başörtülü kızları alırlar. Dahası torpil dahi bulmanız gerekir o evlere girebilmek için. Türban takmak için burs verilmez ama türbanlılardan bazılarına bu yurtlar burs vermektedirler ki, o da kendilerinde kalan öğrencilere...Burada sorulacak sorulardan bir tanesi; bir kız üniversitenin 1. sınıfında türbanlıyda ancak 2. sınıfta açılmak istedi o halde bu yurt onu barındıracak mıdır? El cevap: HAYIR. O kadar ki, bu yurtlar nişanlı olan kızları dahi yurttan çıkarmaktadır. Sonuçta oraların sadece üniversitede öğrenciyi destekleyen bir yer olduğu düşünülmemelidir. Zaten oraya giren herkese başında bunlar söylenir. Yani yapmış olduğunuz sözleşmenin bir varyasyonudur bu...

 

Hükümet nasıl bir önlem alabilir. Alabilir mi? Evvela bir şeyi bilmemiz gerekir. Devletin yurtları yükseköğretim için yeterli değildir. Geliştirmek için çabalar vardır ancak yeterli değildir. Yeterli olsa da; gündüz eğitim görenlerle, akşam görenler, tıpçılarla, eğitim fakültesi öğrencileri aynı odalarda 8-10 kişi beraber kalmaktadırlar. Bu durum dahi yurtların yetersizliğini tespit için yeterlidir. Bir akrabam, 3 yıl kadar bir cemaat yurdunda kaldı, arkasından anlaşamadı ve Devlet yurduna geçti. 15 gün sonra; aynı odada bulunanların gece saat:2-3' kadar yatmadıklarını, sürekli sigara içtiklerini belirterek yurttan eski anlaşamadığı mekana döndü.

Bu nokta da her ne kadar özellikle dinsel bir amaç gütse de bu yurtlar bir eksikliği gidermektedirler bu unutulmamalıdır. İkincisi gerçekten okuyamayacak durumda olan insanlar vardır ki, onlara sağladıkları yardımlarla bu yurtlar, vakıflar bir ihtiyacı gidermektedir. Devletin vermiş olduğu öğrenim, katkı, burs gibi hizmetleri ve Yurtları vardır ancak yetmemektedir. Devlet'in bu boşluğu kendi imkanları ile doldurması elzemdir ancak bugün için bu mümkün değildir.

 

Bu sebeple bu vakıflara, yurtlara demediğimizi bırakmadan evvel; oralarda yetişen insanlara da mikrofonu uzatıp, bu vakıf, yurt, cemaat olmasaydı nasıl okuyacaktınız, nerede kalacaktınız diye sormakta yarar vardır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hemen kanınıza dokunuyor değilmi..

Hatta senin yazından sonra Sevgili Bekir çoşkun'un yazısına da baktım...

Bölücülerle türbancıları aynı kefeye koymuş...

Ve çok ta haklıdır..

Biz bez parçasına umut bağlayan bir zihniyet inanç değildir...

Bir bez parçasıyla politikaya bulaşan zihniyet binkere inanç sahibi değildir..

Olsa olsa rejim düşmanı, atatürk düşmanı, doğma özlemcileridir...

Ve türban denen illet ULUSUMUS İÇİN ATATÜRK VE REJİME SİNSİCE BAŞKALDIRIDIR...

Ama kafalara türban, sıkmamaş, takke bağlarınız/takarsını ama aydınlanmanın, ilerlemenin, çağdaşlanmanın, ulusalcığlın, kemalizmin başına asla bağlayamayacaksınız...

O laik olduğu yerde bulunuyor şimdilik...

Bilime inanmış aydın insanlarım bü tür simgeleri, kara örtüleri, dinsel şekilleri ve bizleri bütün dünyaya ***** eden zihniyeti mutlaka aşacktır..

 

türkiye'de başka sorun kalmamış türbanla gündem geçiyor

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türban bazı şeyler için dönüm noktası olacak bu bir gerçek!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

 

Türban sorunsalını yaşayanlar nüfusun yüzde 1.5 ğudur :D ..Sayın Abdullah Gül Cumhur Başkanı olmadan az önce böyle diyordu.. :D

 

Devletin başı Türbanlı..Türban sorunu yaşayan İnançlılar var..ve bu günkü idareciler bunu çözüyor :D ..diyorlarki Din ile ilgili sıkıntı yaşamayacak kimse..Huzur için yani..Müslüman Devlet..Müslüman Devlet adamı..peki be abicim..nüfusun en az 25 Milyonunu ilgilendiren ve Türbandan daha çok İnsanları huzursuz ve mutsuz eden FAİZ,Dinen Türbandan dahamı az yasak,dahamı az önemli..bu ne dinDARlık,bu ne cambazlık..millet bankaların faizinden pantolonu kurtarmanın peşinde..al küllah ver takke idare etmenin çarelerini arıyor..tuzu kuru birkaç baron Türban ile Ergenekon ile gündem yaratıp,sunni fırtınalar yaratıyor..ve öyle hale gelinmişki milletçe durmuşuz CAMBAZA bakıyoruz.. :stuart::D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

01b.jpg

Türk öğrenciler iki başbakanı sıkıştırdı...

Erdoğan’la birlikte Almanya’da okuyan Türk kökenli ‘göçmen’ öğrencilerle biraraya gelen Merkel, türbanlı bir öğrencinin de önyargıdan yakınması üzerine “Ben de Doğu Alman’ım. Sizi anlıyorum, kendinize inanın, kendinize güvenin'' tavsiyesinde bulundu.

 

 

03b.jpg

MERKEL: GİYİMİ FARKLI OLUNCA, BİRAZ YABANCI OLUYOR

 

Söz alan türbanlı öğrenci de, “Büyük dedelerimiz, hepimiz burada yıllardır yaşamaktayız. Yine de önyargılar var'' deyince, Merkel “Ne tür bir önyargı? Size garip mi bakıyorlar?'' diye sordu. Öğrencinin “Tabii ki... Başörtüm olduğu için de etkileniyorum. Hemen köylü, basit, eğitimsiz insanlar olarak görülüyor yabancılar'' dedi. Merkel bunun üzerine şunları söyledi:

Türbanlı öğrenciler de sorunlarını anlattı.

“Ben şöyle düşünüyorum. Elbette, biraz farklı giyimi olunca, biraz yabancı olma durumu ortaya çıkıyor. Ama cesur olmak gerekiyor. Neden başörtü takıyorsun, sen mi istedin, senin kararın mı, ablan takmazsa sorun olur mu, annen mi istedi, diye sormak lazım. Sormaya cesaret etmedikleri zaman, güvenemiyorlar. Tanımadığımız için bu sorunlar ortaya çıkıyor. Bu insan nasıl, evi nasıl, ailesi nasıl, ne yerler, bunları öğrenmek gerekiyor. Bu sorulara da, kendine güvenerek, cesaretle cevap vermeniz gerekiyor.''

 

.................................................

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tam yerine yazdın Sevgili godzilla, sadece elektrik zammımı; daha neler oldu neler biz gözlerimizi amaaan pardon başımızı örtüp örtmemekle uğraşırken....

 

daha neler oldu neler i bu örtü oldugu müddetce göremezsin o zaman ilk önce bu örtüye dur bu örtüyü halkin üzerinden kaldirma mücadelesi vermenin önemi ortaya cikiyor .. eger bunu yapamazsak yarinlari dagdaki eli silahli öbürgünde hapisanedeki sevgili dostumuz bile bu ülkeyi yönetmeye talep eder! öyle degilmi sayin botan?

 

 

 

:shuriken:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn.DİPNOT'a Sormak gerek BAYRAK'ta biz bez parçası değilmidir..O Bez Parçasına değer veren ona yüklenen maneviyattır...

 

Sana sormak lazım türban denilen bez parçasının maneviyatı mı yoksa bayrak denilen bezin maneviyatı mı senin karnını doyuruyor, okutuyor, besliyor!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn.DİPNOT'a Sormak gerek BAYRAK'ta biz bez parçası değilmidir..O Bez Parçasına değer veren ona yüklenen maneviyattır...

 

J.W

 

 

Sana sormak lazım türban denilen bez parçasının maneviyatı mı yoksa bayrak denilen bezin maneviyatı mı senin karnını doyuruyor, okutuyor, besliyor!!!

 

Bir bez parçasını bayrak yapanlara güzel cevap...

Gerisimi...

Üstü kalsın... ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

BAYRAK'ta biz bez parçası değilmidir..

Şu klişe cümlelerle savunma yapmaktan bir vazgeçin de bir fikir söyleyin artık. **********

 

Evet, bayrak kutsal bir bez parçasıdır. Ama bayrak bölücü ayrıştırıcı değil birleştirici, bütünleştirici bir semboldür. Kimse bu ülkenin ulusal bayrağı ile kimseyi dışlamaz. Herkes onun gölgesinde toplanır. Kimse de bu sembolü benimsemeyeni cehennemde yanmakla korkutmaya çalışmaz. Beğenmeyen çeker gider, başka bayrak altında yaşayabilir. Beğendiği bayrağına da canının çektiği sembolü koyar. Kılıç, arap harfleri yakışır mesela... Serbest... O bayrak altında cenneti de kazanabilirsin. Kimse karışmaz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP-MHP ittifakıyla yeniden gündeme getirilen türban konusu Türkiye'de tartışılırken İspanya Madrid'te başlayan FİTUR Fuarı'ndaki İstanbul standında uygulamaya kondu. FİTUR Fuarı'ndaki Türkiye bölümünde yer alan İstanbul standını ziyarete gelenler türbanlı bir kadın ile karşılaşıyordu.

 

48b09c9ba34c49b6a455a6e41e996feb.jpg

 

Türkiye'de üniversitede yasallaşması tartışılan türban, İspanya'da devam etmekte olan Fitur Turizm Fuarı'nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin İstanbul standında ortaya çıktı.

 

Bu yıl çeşitli ülkeler ile birlikte İspanya pazarından da önemli bekletisi olan İstanbul'un Madrid FİTUR Fuarı'ndaki standında türbanlı bir görevli bulundurması katılımcıları şaşırttı.

 

Alışılagelmiş uygulamaların dışındaki bu görüntü, fuara gelen ziyaretçiler tarafından yadırgandığı gibi Türkiye standındaki firma yöneticilerinin de tepkisini çekti.

 

İstanbul standındaki türbanlı kadın, gelen ziyaretçilerin şaşkınlığına neden olurken, fuara Türkiye'den katılan firma temsilcilerinin tepkisi üzerine ortadan kayboldu.

 

Sabah saatleriden öğleden sonraya kadar İstanbul standını ziyaret edenlere broşür dağıtan türbanlı kadın ile ilgili olarak orada bulunanlara bu kişinin hangi sıfatla standta bulunduğu sorulunca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına orada bulunan görevliler o kişinin görevli olmadığını, ziyaretçilerden birinin eşi olduğunu ve eşine yardım ettiğini söyledi.

 

Ancak türbanlı kadının aktif bir görevli gibi çalışmaya devam ettiğini gören Türkiye'den giden katılımcıların konuyla ilgili bilgi almak istemeleri üzerine türbanlı kadının ortadan kaybolduğu belirtildi.

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 564 metrekarelik bir standla yer aldığı fuarda, İstanbul için 40 metrekarelik bir alan tahsis edildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı organizasyonuyla katılınan FİTUR fuarındaki İstanbul standını Büyükşehir Belediyesi düzenledi.

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği FİTUR Fuarındaki İstanbul bölümünde gelenlere bilgi vermekle görevli kadının türbanlı olduğunu gören katılımcılar şaşkınlıklarını gizleyemedi.

 

Fuarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni, Meclis 1'inci Başkan Vekili Ahmet Selamet Başkanlığında, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Hüseyin Öztürk, Başkan Danışmanı ve Turizm Atölyesi Başkanı Tülin Ersöz, Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Bayhan ve Turizm Müdürlüğü Yardımcısı Nurgül Yavuz temsil ediyor.

(turizmaktuel.com)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

BAYRAK'ta biz bez parçası değilmidir..O Bez Parçasına değer veren ona yüklenen maneviyattır...

 

Mantığa bakın ya,

Demirefe güzel söylemiş: Bayrak birleştiricidir...

 

Dinlisini dinsizini, hıristiyanını müslümanını, çerkesini lazını, kürtünü muhacırını, alevisini sünnisini birleştirir!

 

Birleştirir birleştirmesine de, önce o bayrağın altında durmayı haketmek gerekiyor!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

 

Türban sorunsalını yaşayanlar nüfusun yüzde 1.5 ğudur :D ..Sayın Abdullah Gül Cumhur Başkanı olmadan az önce böyle diyordu.. :D

 

Devletin başı Türbanlı..Türban sorunu yaşayan İnançlılar var..ve bu günkü idareciler bunu çözüyor :D ..diyorlarki Din ile ilgili sıkıntı yaşamayacak kimse..Huzur için yani..Müslüman Devlet..Müslüman Devlet adamı..peki be abicim..nüfusun en az 25 Milyonunu ilgilendiren ve Türbandan daha çok İnsanları huzursuz ve mutsuz eden FAİZ,Dinen Türbandan dahamı az yasak,dahamı az önemli..bu ne dinDARlık,bu ne cambazlık..millet bankaların faizinden pantolonu kurtarmanın peşinde..al küllah ver takke idare etmenin çarelerini arıyor..tuzu kuru birkaç baron Türban ile Ergenekon ile gündem yaratıp,sunni fırtınalar yaratıyor..ve öyle hale gelinmişki milletçe durmuşuz CAMBAZA bakıyoruz.. :stuart::D

Haklisin dayi,ama simdi soruyorum,hic FAIZ den dert yanan Türbanli ve türbanli savunucusu müslüman gördünmü?Ben görmedim,demekki inanc falan bunlar sadece tiyatrodan ibaret seyler.,ve yine ayni seyi söylüyorum;Türban kavgasi verenlerin sorunu bu devletledir,Atatürkledir Laiklikledir vede türban takanlarin yarisindan fazlasi aile baskisiyla ve geri kalanlarida belirli mihraklarin üyeleri olmalari nedeniyledir.Müslüman bir kadin devletini seven bir kadin gidip sokaklarda türban kavgasi vermez.Bu kadar basit bu is,Her tarafta serbest olan bu kilik kiyafet kurumlarin ic mevzuatlari ile yasaklanmistir,her tarafta defile yapar gibi türban festivalleri sergileyenler eger egitim ugruna(ki kendileri egitimden mahrum edildiklerini iddia ediyorlar)da olsa basini acmaktan kaciyorsa ben o insanlari samimi bulmuyorum.Ya egitimden vazgec yada türbandan hayir ikisindende vazgecmiyorum diyorsa birisi bunun altinda yatan nedende bu devlete karsi olusturulan ser cephesinin calismalari ile ilgilidir.

 

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP-MHP ittifakıyla yeniden gündeme getirilen türban konusu Türkiye'de tartışılırken İspanya Madrid'te başlayan FİTUR Fuarı'ndaki İstanbul standında uygulamaya kondu. FİTUR Fuarı'ndaki Türkiye bölümünde yer alan İstanbul standını ziyarete gelenler türbanlı bir kadın ile karşılaşıyordu.

.

.

.

Nurgül Yavuz temsil ediyor.

(turizmaktuel.com)

Dinci bir belediyeden daha fazlasini beklemek zaten sasirtici olur.Bundan sonra görecegimiz manzaralar hep böyle olacaktir.Bosuna ugrasmiyor AKP Laiklikle.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türk toplumunda hiç görülmemiş bir şey sanki!!!

 

Cidden halk şu elit tabakadan uzaklaştıkça uzaklaşacak bu tavırlar yüzünden; merkez-çevre soğuk bir savaş içine girmiş, hazmedilemiyor hala bazı şeyler...

 

:zorro:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türk toplumunda hiç görülmemiş bir şey sanki!!!

 

Cidden halk şu elit tabakadan uzaklaştıkça uzaklaşacak bu tavırlar yüzünden; merkez-çevre soğuk bir savaş içine girmiş, hazmedilemiyor hala bazı şeyler...

 

:zorro:

nedir hazmedilecek olan sey,resimdeki üc tane kizin kafasinin türbanli olusu sizce tesadüfmüdür yoksa malum bir cizginin uygulamasimi?

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

NUR 31. Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut, kocalarının babalarından yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü'minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!

 

 

(türban, erkeklerin baskısı mı değil mi, kadınlar erkeklere mi uyuyor ayete mi, erkekler ayetin uygulanmasına mı çalışıyor kendi isteklerine mi tartışmalarına ışık tutması dileğiyle)

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

9 Şubat 2008

Hollanda Hükümeti, burka, nikap gibi yüzü kapatan giysili kişilerin, devlet daireleriyle eğitim kurumlarına kesin olarak alınmamasını kararlaştırdı.

 

SoloManset968146.jpg

Bakanlar Kurulu’nun bugünkü toplantısında, burka ve nikap gibi giysilere genel bir yasaklama kararı benimsenmedi, ancak kamu ve eğitim kurumlarına bu giysili kişilerin kabul edilmemesi kararlaştırıldı.

 

Otobüs, tren gibi genel kitle ulaşım araçlarında ise bu giysili kişilerin reddedilmesi ilke olarak benimsendi, fakat kitle ulaşım kurumlarıyla yapılacak görüşmelerden sonra onların gösterecekleri tutum doğrultusunda bir karara varılacağı bildirildi.

 

İçişleri Bakanı Guusje ter Horst, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamada, yüzü kapatan giysili kişilerin tramvay, otobüs ve trenlere kabul edilmemesinin, bu kurumlara sorulacağını ve onların bunu gönüllü yapmasının isteneceğini, uyulmadığı takdirde ise yasaklama kararının yasayla gündeme getirileceğini söyledi. Bakan ter Horst, 'Önce kurumlarla konuşacağız, sonuç alamazsak yasayla yasaklama getireceğiz' dedi.

 

Hollanda parlamentosu 2005 yılında kabul ettiği bir önergeyle, hükümete, burka, nikap gibi yüzü kapatan giysilerin giyilmemesi yönünde toplumda genel bir yasaklama kararı alınmasını tavsiye etmişti. Hükümet bu tavsiye doğrultusunda bugün aldığı kararla, yüzü kapatan giysilere karşı olmasına rağmen, genel bir yasaklama getirmedi.

 

Hükümete göre, böyle bir karar, hukuki açıdan pürüzler doğurabilecek. Üstelik Hollanda’da burka, nikap gibi yüzü kapatan ve kara çarşafla dolaşan kişi sayısı 150 ile 200 arasında tahmin ediliyor ve bu kadar az sayıdaki kişi için, siyasi, toplumsal ve sosyal etkileri olabilecek bir genel yasaklama kararı gereksiz bulunuyor.AA

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aylardır hatta yıllardır dinin turban sayesinde siyasete alet edildigini, insanların dini konudaki hassasiyetleri sömürülerek, kullanılarak oy icin malzeme haline getirildigi soyledim durdum.

 

Bana gore bu yanlıstı. Cunku din gibi, namus gibi insanların hassas oldugu konuları kullanırsanız catısmalara ve bölünmelere yol acarsınız. Bu benim fikrimdir. Bunun sonu yoktur. Bugun cıkıp dini siyasete alet ederseniz, size oy verenleri dindar vermeyenleri dinsiz olarak tanımalama yoluna gidersiniz. Peki bir insanın inanclı yada inancsız olduguna kim karar verebilir? Bunun icin diyeceklerki dini kitaplar var, peygamberler var, kuralları koymuslar yolları cizmişler. Ama tek cizilen yolun bile ayni dine mensup insanlar arasında binlerce farklı yorumlamaları yokmu? Peki bunların icinde aynı tanrıya inanan, aynı peygamberin izinden giden ve aynı kutsal kitabın ısıgında ilerleyenler bile kendi aralarında ihtilaflara duserlerken bu anlasmazlıkları kim giderecek? Bunun icinde din konusunda egitim almıs kendini bu yolda adamıs din bilginleri vardır. En dogru ve mantıklı acıklamalarla bu yolda calısırlar.. Yanılıyorsam duzeltin..

 

Peki bu kadar hassas konuları alıp siyasete alet etmenin amacı nedir? Siz bugun kalkıp ben dini savunuyorum bana oy verin derseniz, sizin karsınızdaki muhalefet partisi neyi savunuyor olacak? Şeytanı ve şeytanın amaclarınamı alet oluyorlar? Oyleyse siz dindar bir parti olarak dini savunan bir parti olarak mantıklı bir sekilde dindar insanlardan oy alacaksınız yanlıs mı? Yani size oy vermeyenler dinsiz olacaklardır... He arada bazı dinsiz ama ısıgı goren dine yakın insanlarda sizin bu dindar tavrınıza bakıp size oy verebilirler. Ama kesin olan sudur ki siz dini savundugunuz icin sizden olmayan herkez dinin karsısındadır....

 

Elbetteki bu kurguladıgım cok sacma ve mantıksızdır... Ama dini siyasete alet eden, siyasi malzeme olarak insanların dini inanclarını kullanan bir partinin politikası bu yonde gelişmeyecekmidir? İşte bu yuzden dinin siyasete alet edilmesine karsı cıktım. Egitim almamıs, sahip oldugu en buyuk bilgi ve birikim ailesinden ve yakınlarından gordugu saf dini duygular üzerine kurulu olan vatandaslarımızın karsısınz cıkıp, durum boyle boyle, bizim dinimizi yasamımıza engel oluyorlar, işte kanıtlarımızda bunlar okumamıza bile izin vermiyorlar derseniz o insanın nasıl hareket edecegini bir dusunun...

 

Yarın cıkıp sözde baska bir dini gerekce gosterip, insanları galeyena getirip hic sucu olmayan baska insanların canlarını almalarına neden olabilrsiniz... Cunku din konusu boylesine hassas bir konudur.

 

Bİr kac sene oncesine kadar turban konusunun bu kadar önemli olmadıgnı dusunuyordum. hatta son yazılarımda turbandan once binlerce sorun varken neden bunla ugrastıgımızı sorguladım durdum. Ama bugun birşeyi farketttim ki evet

Turban bu ulkenin bugun bir numaralı sorunudur. Cunku hukumetimizin bizzat vekillerimzin ve basbakanımızın acıklamalarıyla bu konu kaşınmış ve kangrene dönmeye baslamıstır...

 

Toplum icinde kutuplasmalar baslamıstır. Bazı turban savunucuları işi bir adım öteye göturup gercek fikirlerini acıkca soylemeye baslamıslardır. Mesela turban takmayan kadınların dinsiz olduklarını söylemek gibi.. Turbana karsı cıkanları gunahkar olarak tanımlayacak kadar ileri gitmişlerdir... Peki sonraki adım ne olacak?

 

Bugun turban ulkenin bir numaralı sorunu haline gelmiştir.

 

Turbanı savunan arkadaslara tek bir soru sormak isityorum..:

 

Turban bu ulkede bir ic savas cıkmasına neden olacak kadar önemli bir konumudur? TUrban bir ulkenin bolunmesine neden olacak kadar hayati bir meselemidir?

 

 

Nereye geldigimize bir bakın. Meclis turban konusunda yasa cıkardı. Sİmdi bu yasa uygulanırsa okullarda kutuplasmalar cogalacak. Eger mahkemeler tarafından bu yasa engellenirse bu defa toplum icindeki nifak tohumları yesermeye ve birileri tarafından kıskırtılmaya baslanacaktır...

 

Nereye geldigimize bir bakın.. SOnrasını dusunmeden bir adım atıldı. Simdi bu adımı geride cekemessiniz ileride gidemesziniz...

 

Bir ulkeyi bölmek pahasına, içsavas cıkarmak pahasına değerlimi bu konu?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.