Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

_asi_

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.917
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

_asi_ tarafından postalanan herşey

  1. _asi_

    Togo

    TOGO DEVLETİN ADI: Togo Cumhuriyeti BAŞŞEHRİ: Lomé NÜFUSU: 3.700.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 56.785 km2 RESMİ DİLİ: Fransızca DİNİ: Putperestlik, Hıristiyanlık, İslamiyet PARA BİRİMİ: CFA Frankı Batı Afrika’nın güneyorta kıyısında yer alan bağımsız bir devlet. Togo, batıda Gana, kuzeyde Yukarı Volta, doğuda Benin devletleriyle komşudur. Tarihi Togo toprakları 19. yüzyıla kadar kuvvetli krallıkların bir parçası olarak kaldı. Ülkede sırayla Mossi İmparatorluğu, Ashanti Konfederasyonu ve Dahomey Krallığı hüküm sürdüler. 1884’te bir Alman temsilcisi ve Togo’nun başkanı arasında imzalanan anlaşma sonucunda, Togo için yeni bir dönem açıldı. Almanya’nın ülke üzerindeki resmen kontrolü, 1884-1885 konferansından sonra başladı. 1897 ve 1899 yıllarında İngiltere, Fransa ve Almanya arasında yapılan anlaşmalarla bugünkü Togo’nun sınırları çizildi. Birinci Dünya Harbinin ilk günlerinde, Fransız ve İngiliz birlikleri başşehir Lomé’yi işgal ettiler. Togo, 1919’dan itibaren, ilk önce Milletler Cemiyetinin bir mandası olarak, sonra Birleşmiş Milletler adına Fransa tarafından yönetilen bir ülke haline geldi. 27 Nisan 1960’ta Togo’da Cumhuriyet ilan edilerek bağımsız bir devlet kuruldu. 1961 seçimlerinden sonra Başkanlık sistemine geçildi ve Olympio ülkenin ilk başkanı seçildi. Olympio’nun 1963’te öldürülmesi üzerine Grunitaky seçimleri kazanarak başkan oldu. Aynı sene yürürlüğe giren anayasayla yeni bir meclis kuruldu. 1967’de Genelkurmay Başkanı Albay Gnassingbe Eyadema yaptığı bir darbeyle yönetimi ele geçirdi. 1979’da düzenlenen yeni anayasa ile ülkede tek partili sisteme geçildi ve darbeden sonra ilk genel seçimler yapıldı. Eyadema 1985’teki seçimleri de kazanarak ikinci defa devlet başkanı oldu. Eyadema’ya karşı bu arada birkaç kez başarısız darbe teşebbüsünde bulunuldu. Eyadema bu görevini halen sürdürmektedir (Ocak-1994). Fiziki Yapı Uzun dar bir şerit halinde 600 km boyunca Gine Körfezine uzanan Togo, azami 120 km’lik bir genişliğe sahiptir. Kıyı, alçak ve düz ovalarla kaplıdır. Güneybatıdan kuzeydoğuya doğru, Gana’dan Benin’e giden bir dağ silsilesi yer alır. Bu dağlar güneyde Togo Dağları, kuzeydeyse Atokara Dağları adını alır. Dağların deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 600 m’dir. Bu dağlardan birçok nehir kaynaklanır. Bunların en önemlisi Mono olup, diğer önemli nehirler Ogou ve Oti’dir. İklim Togo iki farklı iklim bölgesine ayrılır. Ortalama aylık sıcaklıkların 21°C ila 31°C arasında değiştiği güneyde sıcak ve nemli bir iklim hüküm sürer. Kıyıdan dağların yakınına kadar yıllık yağış ortalamaları 760 mm ile 1270 mm arasında değişir. En yağışlı aylar mayıs, haziran ve eylüldür. Dağların kuzeyindeyse aylık sıcaklık ortalamaları 19°C ila 22°C arasında değişmekte olup, iklim güneye nazaran daha soğuktur. Yıllık yağış miktarları dağların yakınından kuzeye kadar 1040 mm ila 1300 mm arasında değişir. Tabii Kaynakları Togo ormanları 39.000 km2lik bir sahayı kaplar. Ağaçların büyük çoğunluğu gemi inşaatında kullanılır. Aslan, leopar ve fil, maymun, suaygırı ve timsah ülkenin belli başlı vahşi hayvanlarıdır. Ülkede önemli maden olarak sadece fosfat bulunur. Nüfus ve Sosyal Hayat 3.700.000 nüfuslu Togo halkının % 16’sı şehirlerde, geri kalanı köylerde yaşar. Ülkenin tek önemli büyük şehri 366.476 nüfuslu başşehir Lomé’dir. Togo nüfusunun büyük çoğunluğunu Batı Afrikalı Zenciler meydana getirir. Ülkede yaklaşık on sekiz kadar etnik grup vardır. Bunların en önemlisi ülkenin güney yarısının üçte birinde yaşayan Ewe olup, nüfusun % 20’sini teşkil eder. Diğer önemli etnik gruplar Aloposo, Ana, Mina, Kabye, Masari, Konkomba ve Kabrai’dir. Togo halkının büyük bir çoğunluğu putperest olup, geri kalanı Hıristiyan ve Müslümandır. Togo’nun resmi dili Fransızca olmakla birlikte günlük işlerde çok sayıda değişik kabile dilleri kullanılır. Güneyde umumiyetle Ewe dili konuşulur. Diğer önemli diller Kotokoli, Kabrai, Hausa, Ana ve Bassari’dir. Küçük bir ülke olan Togo’da 40’tan fazla şive vardır. Togo’da, okuma-yazma oranı % 10 civarında olup, nüfusun ancak % 1’i ikinci derecenin üstünde eğitim görmektedir. Siyasi Hayat Togo cumhuriyetle idare edilen bir ülke olup, 1979 anayasasına göre yürütme yetkisi yedi senede bir seçilen devlet başkanının elindedir. Milli Meclis 77 üyeden meydana gelir ve beş senede bir halk tarafından seçilir. Devlet başkanı yeniden aynı göreve seçilebilir. Hükumet üyelerini atayan devlet başkanı, Milli meclisi dağıtma yetkisine de sahiptir. Togo Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği Teşkilatına üyedir. Ekonomi Togo’nun ekonomisi esas itibariyle tarıma dayanmakta olup, halkın % 78’i tarımla uğraşır. Tarım, gayri safi milli hasılanın yaklaşık % 50’sini, ihracatın ise % 70’ini teşkil eder. Ülkenin her yerinde küçük çiftçi aileleri tarafından yiyecek bitkileri yetiştirilir. Ülkenin başlıca ihraç bitkileri kahve, palmiye ürünleri, hurma yağı özü, kakao ve pamuktur. Diğer önemli ticaret bitkileri büyük hindistancevizi ve yerfıstığıdır. Yiyecek bitkileri olarak Togo’da tatlı patates, manyok, akdarı ve pirinç yetiştirilir. imalat sanayii, Togo ekonomisinin küçük bir parçasını meydana getirir. Ülkede tekstil ve ayakkabı sanayii gelişmiştir. Dışardan makinalar, gıda maddeleri, inşaat malzemeleri, kimyasal madde ve kağıt ürünleri satın alır. Togo dış ticaretin büyük bölümünü Fransa ile yapar. Diğer ticaret yaptığı önemli ülkeler Birleşik Almanya, Hollanda ve Belçika’dır. Ülkede yaklaşık 7547 km karayolu vardır. Bunun ancak % 22’si asfalttır. Bazı karayolları genellikle kurak mevsimde geçişe müsaittir. Demiryolu ağının uzunluğu ise 400 km’den fazladır. En işlek limanı olan Lomé’de milletlerarası bir havaalanı bulunur.
  2. En sonunda herşey bilinir olur. ne demek istiyor acaba Birce sen daha aşinasın bu kurabiyelere ne demek istiyor
  3. _asi_

    Tanzanya

    TANZANYA Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti (Svahili: Jamhuri ya Muungano wa Tanzania), Afrika'nın orta-doğu bölgesinde yer alan bağımsız bir ülkedir. Ülkenin kuzeyinde Kenya ve Uganda, batısında Ruanda, Burundi ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti, güneyinde Zambiya, Malavi ve Mozambik yer alır. Tanzanya'nın doğusunda ayrıca Hint Okyanusu kıyıları yer almaktadır. Tanzanya bir üniter cumhuriyet olup, yirmi altı adet mikoa adı verilen bölgeden oluşur. Ülkenin başkanı 2005 yılından beri Jakaya Mrisho Kikwete'dir. 1996 yılından beri ülkenin başkenti Dodoma olduğu gibi, meclis başta olmak üzere resmî yapıları barındırır.Ancak bağımsızlık tarihinden 1996 yılına kadar, doğudaki kıyı metropolü olan Darüsselam, ülkenin başkentiydi. Günümüzde Darüsselam, birçok yönetim binasına ve resmî kuruluşa ev sahipliği yapsa da, sadece bir ticaret kenti olma görevini sürdürmektedir.Kent, ayrıca ülkenin en büyük limanına sahip olup, ülkenin denizyolu ulaşımının merkezidir. Tanzanya ismi, 1964 yılında birleşerek Tanzanya'yı oluşturan Tanganika ve Zengibar ülkelerinin ilk hecelerinden esinlenerek verilmiştir. Yıllar boyunca süren başarısız bir Afrika sosyalizmi dönemi geçiren Tanzanya halkı, bu dönem içinde toplu tarlalarda çalışmaları için başka yerlere yerleşmeye zorlandı. Bu dönemin ardından Tanzanya, dünyanın en az gelişmiş ve dış yardıma en çok gereksinim duyan ülkelerden biri haline geldi. 1980'lerin ortalarından beri Tanzanya, aşamalı olarak yeniliklerle tanışmaktadır. Tarih Tarih öncesi Tanzanya topraklarında yapılan kazılar sonucunda, bilinen en eski insan yerleşmeleri açığa çıkarıldı. Özellikle "İnsanlığın Beşiği" olarak bilinen Olduvai Boğazı'nda yapılan araştırmalarda ilk insan fosillerine erişildi. Buluntular arasında iki milyon yıldan fazla geçmişe sahip olan Zinyantropus fosilleri ve 3,6 milyon yıl ile bilinen en eski insan ayak izleri olan Laetoli ayak izleri yer almaktadır. 10.000 yıl öncesinde Tanzanya'da en geniş avcı-toplayıcı insan topluluklarının bulunduğu bilinmektedir. Bunların genel olarak Khoisanlar olduğuna ve konuştukları dilin de yine Khoisan dili olduğu düşünülmektedir. M.Ö. 1000 ile 4000 yılları arasında kuzeyden gelen ve Kuşitik diller konuşan halklarla karışan bu kavimler, zamanla Kuşitik halkların asimile olmasıyla son hâlini aldı. Ancak Kuşitik halkların en önemli katkısı, bu yerli halklara çeşitli basit tarım, besin üretimi ve sonraları çiftlik tarımı yöntemlerini öğretmesidir. Milat döneminde, Bantu dili konuşan halklar, Batı Afrika'dan bugünkü Tanzanya ve çevresine göç etmeye başladı. Bu halklar metal madenleri işleyebildikleri gibi yeni birtakım toplumsal ve siyasî sistemlere de sahipti. Bantular, son kalan Kuşitik ve Khoisan halkarı da özümsedi ve yöre halklarına son ırksal şeklini vermeye başladı. Daha sonraları ise az ama düzenli olarak Nilotik halklar yöreye göç etmeye başladı. Bu göçler 18. yüzyıla kadar sürdü. Ortaçağ Zaman ilerledikçe Basra Körfezi ve Batı Hindistan'dan gelen gezginler ve tüccarlar Tanzanya da dahil olmak üzere Doğu Afrika kıyılarını ziyaret etmeye başladı. Özellikle ilk milenyumun sonlarına doğru Kenya ve Tanzanya kıyıları uğrak bir nokta olmaya başladı. Ancak geleneksel yorumlara zıt olarak uzmanlar, buradaki kentlerin kurulmasında Arapların veya Perslerin önemli bir rolü olmadığını düşünmektedir. Özellikle kalıntılara bakıldığında, kentlerin kuruluşunda yerli izlerin olması bu görüşleri desteklemektedir. Yine bulgular arasında, Arap etkisinden çok önce kurulan ilk yerleşimlerdeki halkların, günümüzde Tanzanya'nın resmî dili olan Svahili dili konuştuğu tespit edilmiş durumdadır. İkinci milenyumun başlarında Svahili yerleşimleri, Afrika medeniyetlerini ve çevredeki kıyı kentlerini birbirine bağlayarak ticaretin gelişmesinde önemli rol üstlendi. 1200 ile 1500 yılları arasında, Tanzanya'nın güney bölgesinde yer alan Kilwa kenti, bu Svahili kentlerinden en havalı ve ileri olanlarından biriydi. Bu dönem özellikle Svahili medeniyetinin altın çağı olarak nitelendirilmektedir. 1300'lerin başında Kuzey Afrikalı gezgin İbn Battuta, Kilwa'yı ziyaret ettikten sonra burayı dünyadaki en iyi kentlerden biri olarak nitelendirmesiyle bilinmektedir. Bugün çevrede yaygın olan İslam dini ise, Svahili kıyılarında 8. ve 9. yüzyıllarda yayılmaya başladı. 1498 yılında Vasco da Gama, Doğu Afrika kıyılarına erişen ilk Avrupalı oldu. 1525 yılına gelindiğinde bölgede Portekiz, yaygın bir sömürge kurdu. Burada süren Portekiz egemenliği, Ummanlı Arapların buraya ayak bastığı 18. yüzyıla kadar sürdü. Ummanlı Arapların da yardımıyla Portekizliler, Ruvuma Nehri'nin kuzeyinden atıldılar. Kıyıdaki adımlarını sağlamlaştıran Umman Sultanı Seyyid Said, Tanganika Gölü'ne kadar sınırlarını genişletti. Öyle ki 1840 yılında, başkentini Zengibar'a taşıdı. Bu ada üzerine odaklanan sultan, Orta Afrika'dan Umman'a kadarki sınırlarda bir süre egemen oldu. Bu süreçte Zengibar, Arap köle ticaretinin merkezi oldu. Bu dönemdeki Arap ve Pers egemenliği nedeniyle, Avrupalılar Tanzanya'yı köle ticaret merkezi olarak kullanamadığı gibi, bölgenin doğası ve kültürü hakkında çok sınırlı bilgiler edinebildiler. Sömürgelik ve Çağdaş dönem Arap egemenliği bittikten sonra, Tanzanya bir Alman sömürgesi durumuna geldi. 1880'lerden 1919 yılına kadar Almanya'nın boyunduruğu altında kalan Tanzanya, Milletler Cemiyeti'nin kurulmasıyla beraber İngiliz boyunduruğuna geçti. Ancak kuzeybatı bölgesindeki, bugün Ruanda ve Burundi olarak bilinen bazı küçük ülke toprakları Belçika'ya verildi. İngiliz sömürge dönemi 1961 yılına kadar sürdü. 1961 yılında ise, Kenya'da olduğundan farklı olarak bölge daha barışçıl bir şekilde bağımsızlığını elde etti. 1954 yılında Julius Nyerere, Tanganika Afrika Ulusal Birliği'ni (TANU) kurdu. TANU'nun asıl amacı, Tanganika'nın bağımsızlığı için savaşmaktı. Yeni üye alımlarından sonra TANU, bölgedeki en güçlü kurumlardan biri oldu. 1961 yılında elde edilen bağımsızlığın ardından, Nyerere'nin ilk devlet başkanlığı görevi başladı. Ancak Nyerere'nin ilk başkanlık süreci Afrika sosyalizmi dönemine geçişle ve Arusha Bildirgesi ile sona erdi. Komşu Zengibar da 1963 yılında, üzerindeki Arap boyunduruğunu atarak Zengibar Devrimi'ne imza attı. 26 Nisan 1964 yılında ise Zengibar ile Tanganika birleştirilerek, bugünkü Tanzanya adını aldı. Nyerere'nin Tanzanya'da ikinci defa başa gelmesiyle beraber tek partili bir diktatörlük kuruldu. Bu yeni sosyalist rejim, Doğu Bloğu güçleri olan Çin, Doğu Almanya ve SSCB tarafından desteklendi. Ancak bu süreç içinde rüşvet ve siyasi bozukluklar hızla artmaya başladı. Sosyalist rejim süresince kimi köyler yakılarak, sakinleri zorla toplu tarlalarda çalışmaya yollandı. Bu durum tarımsal yeterliliği ve üretimi bozguna uğrattı.Öyle ki, başta geçimlik çiftçilerle dolu olan ülke, bu yanlış siyaset yüzünden kıtlığa sürüklendi. 1970'lerin sonunda bu durum daha da kötüye gitti. Bu süreçten sonra Tanzanya, komünist Çin'den yardım almaya başladı. Bu dönemin ardından Tanzanya, dünyanın en az gelişmiş ve dış yardıma en çok gereksinim duyan ülkelerden biri haline geldi.1980'lerin ortasından itibaren, ülke Uluslararası Para Fonu'ndan yardım alarak bazı yeniliklere imza atmaya başladı. Yine ülkedeki gayri safi yurtiçi hasıla artmaya ve yoksulluk oranı düşmeye başladı. Coğrafya Yüzölçümü 945.087 km² kadar olan Tanzanya, bu bağlamda dünyanın en geniş topraklara sahip otuz birinci ülkesidir. Sıralamada Mısır'dan sonra gelen ülkenin yüzölçümü yaklaşık olarak Nijerya kadardır. Ülkenin kuzeydoğusu genellikle dağlık olup Afrika'nın en yüksek noktası olan Kilimanjaro Dağı'nı içinde barındırır.Kuzeyde ve batıda genellikle Büyük Göller'in birer parçası olan göller zinciri yer alır. Bunlar arasında Afrika'daki en büyük göl olan Victoria Gölü ve yine kıtadaki en derin göl olan Tanganika Gölü yer almaktadır. Özellikle Tanganika Gölü, barındırdığı çeşitli benzersiz balık türleriyle ünlenmiştir. Ülkenin orta kuşağı, tarıma uygun alanlar ve platolardan ibarettir. Doğu kısımlar ise okyanus kıyısında bulunduğundan genelde sıcak ve nemlidir. Doğudaki bu Hint Okyanusu kıyılarının biraz açıklarında Zengibar adası yer alır. Tanzanya birçok büyük ve ekolojik değere sahip doğa parklarına ev sahipliği yapar.Bunların arasında kuzeydeki Ngorongoro Krateri ve Serengeti Ulusal Parkı ile güneydeki Selous ve Mikumi Ulusal Parkı gibi merkezler ünlüdür. Bunun yanında batıdaki Gombe Ulusal Parkı da Dr. Jane Goodall'ın şempanze davranışlarını gözlemlediği merkez oluşuyla da bilinmektedir. Ülkede bunların dışında da önemli turistik merkezler yer alır. Ülkenin güneybatısındaki Rukwa'da yer alan Kalambo çağlayanları, devlet tarafından tanıtılmaktadır.Tanganika Gölü'nün güneyinde yer alan bu çağlayanlar, Afrika'daki en uzun ikinci çağlayanlardır. Kuzey Tanzanya'da Büyük Rift Vadisi'nin içinde yer alan bir bölgeden görünüm. İklim Tanzanya'da tropik iklim görülür. Yüksek rakımlı bölgelerde sıcaklıklar yıl boyunca 10˚C ve 20˚C arasında değişir. Ülkenin geri kalan kısımlarında sıcaklık nadiren 20˚C altına düşer. Ülkede hüküm süren en sıcak aylar Kasım ve Şubat (25˚C - 31˚C) arasında olup, en soğuk aylar da Mayıs ve Ağustos (15˚C - 20˚C) arasındaki dönemdir. Tanzanya üzerinde iki farklı yağış rejimi bulunmaktadır. Bunlardan ilki tektepeli olan Aralık-Nisan dönemindeki yağış, diğeri ise iki tepeli olan Ekim-Aralık ve Mart-Mayıs dönemindeki yağışlardır. Bunlardan ilki sadece ülkenin güney, güneybatı, merkez ve batı kısımlarında gözlemlenirken, ikincisi de sadece kuzey bölgelerde gözlemlenir. İki tepeli yağış rejiminde yer alan Mart-Mayıs dönemi "uzun yağmurlar" veya Masika adıyla anılırken, Ekim-Aralık dönemi de "kısa yağmurlar" veya Vuli olarak adlandırılır. Siyaset Tanzanya'nın başkanı ve milletvekilleri her beş yılda bir düzenlenen genel seçimlerin sonuçlarına göre belirlenir. Devlet başkanı, göreve geldiğinde kendi seçimine göre meclisteki yönetimi idare etmek üzere bir başbakan atar. Yine devlet başkanı, bakanlar kurulu üyelerini meclisteki üyelerden seçer. Anayasa, mecliste daha önce hiç seçilmemiş on üyenin bakan olarak seçilmesine yetki verir. Ülkede son yapılan genel seçimler Aralık 2005'te yapıldı. Bu ve 1962'den sonraki tüm seçimlerin sonucuna göre, Chama Cha Mapinduzi adlı parti ülkede baskın durumdadır. Öyle ki, rakip partilerin güç kazanmasına oldukça zor gözüyle bakılmaktadır. Yine de ülkede herhangi bir siyasi çekişme yaşanmamaktadır. Tek meclisi olan parlamento, 2000 yılında belirlendi ve günümüzde 295 üye barındırmaktadır. Bu üyeler arasında savcı ve beş Zengibar milletvekili yer almaktadır. Meclisteki üyelerin beşte biri kadın olup; 181 üye anakaradan, 50 üye Zengibar'dandır. Ülke meclisindeki milletvekillerinin yüzde 93'ü Chama Cha Mapinduzi partisindendir. Zengibar'ın temsilci meclisinin birlik hakkında olmayan konular dışındaki tüm alanlarda yetkisi bulunmaktadır. Zengibar'daki bu mecliste günümüzde yetmiş sekiz üye yer almaktadır. Bunlardan ellisi halk tarafından, onu Zengibar başkanı tarafından seçilmiş durumda olup; geriye kalan beşi resmî üye ve biri de cumhurbaşkanı tarafından seçilen bir avukattan oluşmaktadır. Mayıs 2009'da bu yönetimdeki kadın sayısını arttırma girişimleri sonucunda on olan kadın üye sayısı on beşe yükseltildi. Bu nedenle bu meclisteki üye sayısının yakın gelecekte seksen bir olması düşünülmektedir. Görünürde Zengibar'ın temsilci meclisi, birliğe ilişkin bir konu olmadıkça, ülkenin genel meclisinin izni olmaksızın yasalar koyabilir. Yine Zengibar'da yer alan bu meclisteki başkan ve milletvekillerinin görev süreleri beş yıl kadardır. Yarı özerk Zengibar ile ortağı Tanzanya arasındaki birlik, dünyada eşine az rastlanan yönetim sistemlerinden biridir. Tanzanya'da beş aşamalı bir yargı sistemi yer alır. Bu sistemin içinde kabile, İslam ve İngiltere yasaları ortak olarak yer almaktadır. Ekonomi Tanzanya'da ekonomi, baskın olarak tarıma dayalıdır. Öyle ki ülkedeki gayri safi yurtiçi hasılanın yarısından fazlası, taşımacılığın yüzde seksen beşi, işgücünün yüzde sekseni tarım temeli üzerine kuruludur. Ancak topoğrafya ve iklim koşulları yüzünden, ülke topraklarının sadece yüzde dördü tarıma elverişlidir. Bunların dışında ülkedeki doğal kaynakların arasında altın ve yeni çıkarılmaya başlanan doğal gaz da yer alır. Çıkartılan doğal gazın önemli bir kısmı başkent Darüsselam'a taşınır ve bir miktarı da buradan denizaşırı olarak ihraç edilir. Ülkede genel olarak gelişmişliğin düşük oluşu, tüm bu madencilik çalışmalarına engel olmaktadır. Her ne kadar bu alanda önemli oranda çalışmalar ve maddi destekler yapılsa da, önemli bir gelişme kaydedilememektedir. Sanayi, dar alanlarda etkili olup genellikle tarımsal ürünlerin ve temel hafif eşyaların işlenip üretilmesine yetecek kadardır. Ülkede altın, elmas, kömür, demir, uranyum, nikel, krom, kalay, platin, koltan ve niyobyum gibi değerli yeraltı kaynakları yer almaktadır. Her ne kadar madencilikte gelişmemiş olsa da Tanzanya, Güney Afrika ve Gana'nın ardından Afrika'nın altın madenciliğinde en gelişmiş üçüncü ülkesidir. Ülke ayrıca Tanzanit adlı değerli taşlarıyla da ünlüdür. Bunların dışında ülke sınırları içinde Serengeti ve Ngorongoro gibi dünya çapında ün yapmış birçok ulusal park yer almaktadır. Öyle ki sadece bu parklar, ülke için önemli bir turizm geliri sağlamaktadır. 1991 yılından 1999 yılına kadarki büyümede altın ve çeşitli sanayi dalları da öne çıktığı görülmektedir. Ayrıca Hint Okyanusu açıklarındaki Songo Songo adasından doğal gaz çıkarımı da 2004 yılında başladı.Başkentteki birçok merkezde kullanılan doğal gazın çıktığı bir başka yer de Mnazi Körfezi'dir. Yine de son zamanlarda gerçekleştirilen bankacılık yatırımları ve yenilikleri sayesinde özel sektörün geliştirilmesi ve bu sayede büyümenin ve yatırımların arttırılması amaçlanmaktadır. Bunun için ayrıca gereksiz harcamalarda da kısma yoluna gidilmektedir.Bunların dışında, 21. yüzyıl başlarından itibaren uzun süredir devam eden kuraklık sorunu da, ülkedeki enerji üretim hacmini azalttı. Tanzanya'nın enerji üretimindeki paylara bakıldığında en önemli orana hacmin yüzde altmışı ile hidroelektrik enerjisi sahiptir. Tanzanya içinde üç büyük havayolu şirketi yer almaktadır. Bunlar; uluslararası ulaşımda Air Tanzania, ülke içi ulaşımda Precision Air ve yöresel uçuşlar sağlayan bir başka şirkettir. Bunların dışında da ülkede havayolu şirketleri yer alır. Tanzanya'da ayrıca iki adet de demiryolu şirketi yer almaktadır. Bunlar ise TAZARA ve Tanzania Railways Corporation'dır. Denizyolu ulaşımının fazla ileri olmadığı ülkede buna karşılık Darüsselam ve Zengibar adası arasında gerçekleşen kızaklı bot seferleri yer almaktadır. Tüm bunların dışında Tanzanya, Doğu Afrika Topluluğu'nun üyesi olup, gerçekleşmesi planlanan bir Doğu Afrika Federasyonu'nun potansiyel bir üyesidir. Sağlık 2006 yılı verilerine göre, ülkedeki beş yaş altı ölüm oranı bin kişide 118, canlı doğumlardaki yaşam süresi ortalama elli yıldır.15 ile 60 yaş arasında gerçekleşen ölüm oranı da erkeklerde binde 518, kadınlarda binde 493 kadardır. Ülkede, yeni doğum sürecini atlatmış bebeklerde görülen en birincil ölüm nedeni sıtmadır.Yetişkinler için de en ölümcül hastalık HIV/AIDS'tir.Öyle ki, 2006 yılı verilerine göre, ülkede HIV teşhisi konulan ve tedavi gören insanların tüm nüfusa oranı yüzde on dörttür.Yine ülkedeki insanların yüzde elli beşi temiz suya, yüzde otuz üçü sağlık hizmetlerine erişebilmektedir. Bölgeler ve Yerleşimler Tanzanya, mkoa adı verilen yirmi altı bölgeye ayrılmış durumdadır. Bunlardan yirmi biri anakarada, beşi de Zengibar'dadır. Zengibar'da olan bölgelerin üçü Unguja'da, ikisi Pemba'dadır. Ülkede wilaya adı verilen doksan sekiz il bulunur. Bu illerin her birinde en az bir il meclisi bulunur. Bu illerin amacı bölgesel otoriteyi güçlendirmektir. İllerde günümüzde toplam 114 il meclisi yer almaktadır. Bu il meclisleri arasında yirmi iki adet kentsel meclis de yer alır. Ülkedeki bölgeler aşağıdaki gibidir: Arusha · Darüsselam · Dodoma · Iringa · Kagera · Kigoma · Kilimanjaro · Lindi · Manyara · Mara · Mbeya · Morogoro · Mtwara · Mwanza · Kuzey Pemba · Güney Pemba · Pwani · Rukwa · Ruvuma · Shinyanga · Singida · Tabora · Tanga · Merkez/Güney Zengibar · Kuzey Zengibar · Kentsel/Batı Zengibar Tanzanya'nın bölgeleri Doğal yaşam Tanzanya, vahşi yaşam alanlarının bolluğuyla bilinen bir ülkedir. Ülkede, içinde ak sakallı Afrika antilobunun (Connochaetes taurinus mearnsi) da bulunduğu Serengeti adlı ovanın büyük bir kısmı yer almaktadır. Yine ülkede her yıl belli dönemlerde devasa boynuzlu hayvan göçleri görülmektedir. Öyle ki kurak mevsimlerde 250.000'e kadar antilop, yaşamlarını sürdürebilmek için beraber ormanlık bölgelere göçmektedir. Tanzanya'ya özgü 130 amfibyum ve 275'in üzerinde sürüngen türü bulunmaktadır. Bu türlerin büyük kısmı IUCN Kırmızı Listesi'nde yer almaktadır. Tanzanya hükümeti, türlerin korunumunu adreslemek için "Biyolojik Çeşitlilik Hareket Planı" adında bir çalışma başlattı. "Gri yüzlü sengi" adı verilen bir fil faresi türü, 2005 yılında keşfedildi. Bu canlının sadece Udzungwa Dağları'ndaki iki ormanlık alanda gözlemlenebildiği belirtildi. Ülkede bu ve bunun gibi birçok daha keşfedilmeyi bekleyen türlerin olduğu düşünülmektedir. Nüfus 2006 yılı itibariyle ülkede yılda yüzde iki hızla büyüyen 38.329.000'lik bir nüfus barınmaktadır. Tanzanya'daki nüfus dağılımı çok belirsizdir. Öyle ki, kuru bölgelerde kilometre kare başına 1, sulak alanlarda kilometre kare başına 51, Zengibar'da kilometre kare başına 134 insan düşmektedir.Halkın yüzde sekseninden fazlası köylerde yaşar. Darüsselam, ülkenin en büyük kenti olup ticari olarak oldukça ileri seviyede bir kenttir. Ülkenin merkez bölgesinde yer alan Dodoma kenti, yeni başkent olup meclise ev sahipliği yapmaktadır. Ülkedeki etnik grupların sayısı 120'den fazladır. Bu etnik gruplar arasında Sukuma, Nyamwezi, Hehe, Bena, Gogo, Haya, Makonde, Chagga ve Nyakyusa'nın bir milyondan fazla üyesi bulunur. Diğer başlıca etnik gruplar arasında Pare, Sambaa veya Shambala ve Ngoni yer alır. Tanzanya halkının çoğunluğu ise Bantu kökenli Sukuma ve Nyamwezi gruplarındandır. Nil yöresine ait olan halklar arasında göçmen Maasai ve Luo gibi Kenya sınırı yakınlarındaki halklar yer almaktadır. Sandaweler ve Hadzalar ise, Afrika'nın güney kısımlarında yaşayan Kalahari halklarına özgü olan Khoisan dillerine mensup dillerle konuşurlar. Ülkede ayrıca Arap, Hint, Pakistanlı, Avrupalı, Çinli topluluklar da yer almaktadır.1994 yılı itibariyle, anakarada 50.000, Zengibar'da 4.000 kadar Asya kökenli insan yaşamaktadır. Bunun yanında ülkede yaklaşık 70.000 Arap ve 10.000 Avrupalının yaşadığı bilinmektedir.12 Ocak 1964 tarihinde gerçekleşen Zengibar Devrimi sonrasında bölgedeki Arap hanedanlığı sona erdi. Ancak binlerce Arap ve Hint, Zengibar'da gerçekleşen ayaklanmalar sırasında katledildi. Din Tanzanya'daki nüfusun üçte biri Müslüman veya Hıristiyan'dır. Geriye kalan nüfus ise yerel dinleri benimsemiş durumdadır. Ancak yine de 1967 yılındaki sayımlardan sonraki hiçbir sayımda insanlara dinin hassas bir konu olduğu düşüncesiyle dinleri sorulmamıştır. Bu nedenle günümüzdeki dini durum hakkında kesin bir tahmin yapılamamaktadır. Ancak geleneksel dinlere inananların azaldığı bilinmektedir. Hıristiyan nüfus, çoğunlukla Katolik, Protestan, Pentekostalist, Yedinci-gün Adventisti, Mormon ve Yehova'nın Şahitleri üyesidir. Protestanlar arasında yer alan Luteranlar ve Moravyalılar, ülkedeki Alman sömürge dönemi sırasında kültüre geçen mezheplerdir. Yine ülkedeki Anglikanlar, İngiliz sömürge döneminde ülkeye geldi. Zengibar adasının yüzde doksan dokuzundan fazlası Müslüman'dır.Anakarada ise Müslüman topluluklar kıyı kesimde ağırlıkta yer alır. Ancak iç kısımlardaki kimi yerlerde de yoğun Müslüman topluluklar yer alır. Müslüman halkın yüzde sekseni ile doksanı arasındaki kesimi Sunni'dir. Geriye kalanlar ise Asya kökenli Şiilerdir. Bunların dışında Tanzanya'da farklı dinlere mensup kimi topluluklar da yer almaktadır. Özellikle anakarada Budistler, Hindular ve Bahailer ile karşılaşmak mümkündür. Moshi'deki bir cami. Dil Tanzanya, 126 farklı etnik grubu bünyesinde barındırır. Her bir topluluğun kendine özgü dili bulunmaktadır. Dolayısıyla ülkenin resmî bir dili yoktur. Ancak Svahili dili, ülkedeki resmî yazışmalarda kullanıldığından resmî olmayan devlet dili olarak öne çıkmaktadır. Ülke bağımsızlığını ilan ettikten sonra, sömürge döneminin resmî dili olan İngilizce, bir süreliğine resmî işlerde kullanılmaya devam edildi. Son yıllarda, İngilizce hemen hemen hiçbir devlet kurumunda kullanılmamaktadır.Bu nedenden dolayı Tanzanya, Afrika'daki sömürge ülkeleri arasında eski sömürge dilini hemen hemen hiç kullanmayan sayılı devletlerden biridir. Ülkenin 1984 yılında açıklanan resmî dil siyasetine göre Svahili dilinin, toplumsal ve siyasî olarak kullanılmasının yanında ilk ve yüksek eğitim dili olarak işlenmesi; öte yandan İngilizcenin de orta eğitim, üniversiteler ve yüksek mercilerde kullanılması kararlaştırıldı.Her ne kadar Britanya hükümeti, ülkede finansal olarak İngilizce kullanımını desteklese de,dilin günlük yaşamda kullanımı tükenmeye yüz tuttu. Öyle ki 1970'lerde ülkedeki üniversitelerde ders dışında İngilizce konuşan öğrencilerin ağrılıkta olduğu bilinmektedir. Günümüzde Tanzanyalı üniversite öğrencileri, okul dışında tamamen Svahili dilinde konuşmaktadır. Yine de İngilizce ile Svahili'yi karıştırarak konuşmak da sık görülen bir durumdur. Diğer konuşma dilleri arasında Gujarati gibi Hint dilleri ve Mozambikli siyahîler ile Goanlar tarafından konuşulan Portekizce yer almaktadır. Daha dar çapta ise Burundi, Ruanda ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti sınırlarında konuşulan Fransızca, ülkede günlük olarak konuşulan yabancı diller arasındadır. Tarihte Almanca da Alman sömürge döneminde sıkça konuşulmaktaydı. Ancak uzun yıllar sonra dilin etkisi ortadan kalkmış durumdadır. Makonde oymaları. Kültür Tanzanya müziği, geleneksel Afrika müziği, yaylı temelli taarab ve ülkeye özgü hip hop türü olan bongo flava arasında değişen bir tınıya sahiptir. Ünlü taarab sanatçıları arasında Abbasi Mzee, Culture Musical Club ve Shakila yer alır. Uluslararası düzeyde bilinen geleneksel müzik sanatçıları arasında Bi Kidude, Hukwe Zawose ve Tatu Nane bulunur. Tanzanya ayrıca kendine özgü bir Afrika rumba müziğine sahip olup bu türde Tabora Jazz, Western Jazz Band, Morogoro Jazz, Volcano Jazz, Simba Wanyika, Remmy Ongala, Ndala Kasheba,Nuta Jazz, Atomic Jazz, DDC Mlimani Park, Afro 70 & Patrick Balisidya,Sunburst, Tatu Nane ve Orchestra Makassygibi isimleri ün yapmıştır. Ülkenin ayrıca birçok yazarı bulunmaktadır. Özellikle Godfrey Mwakikagile, Mohamed Said, Abdulrazak Gurnah, Julius Nyang'oro, Clement Ndulute, Frank Chiteji, Joseph Mbele,Juma Volter Mwapachu, Issa Shivji, Jenerali Twaha Ulimwengu, Penina Mlama,Mwalimu Julius Kambarage Nyerere, Adam Shafi, Dr. Malima M.P Bundala ve Shaaban Robert gibi isimler, Svahili dilinde önemli edebi eserler vermiştir. Ülkenin ayrıca resim alanında dünyaya kazandırdığı önemli sayıda ortak mirası bulunmaktadır. Bu sanat dalında ise iki tarz dünya çapında üne kavuşmuş durumdadır. Bunlar: Tingatinga ve Makonde şeklindedir. Tingatinga, parlatıcı boyalarla kanvas yüzeye yapılan resimlerdir. Bu tarz resimlerde genellikle hayvanlar veya çiçekler, renkli ve süregelen tasarımda işlenir. Bu tarz resimlerin başlatıcısı, Güney Tanzanya'da doğan Mr. Edward Saidi Tingatinga'dır. Tingatinga, bir süre sonra Darüsselam'a taşındı ve 1972'deki ölümünün ardından tüm ülkeye ve dünyaya sanatı yayıldı. Makonde ise hem Tanzanya'daki, hem Mozambik'teki bir kabilenin adı olup, hem de çağdaş bir heykel sanatıdır. Özellikle sahip olduğu sert ve koyu abanozdan yapılan yüksek Ujamaas (Yaşam Ağaçları) sayesinde tanınmaktadır. Tanzanya, ayrıca dünyada en çok tanınan Afrikalı ressamlardan biri olan George Lilanga'nın da doğum yeridir.
  4. _asi_

    Svaziland

    SVAZİLAND DEVLETİN ADI: Svaziland Krallığı BAŞŞEHRİ: Mbabane NÜFUSU: 826.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 17.366 km2 RESMİ DİLİ: İngilizce, Siswati DİNİ: Hristiyanlık, Animist PARA BİRİMİ: Lilangeni Güney Afrika’da 25° 43’ - 27° 19’ güney enlemleri ve 30° 48’ - 32° 08’ doğu boylamları arasında yer alan dört bir yanı Güney Afrika Cumhuriyeti ve kuzeydoğusu Mozambik ile çevrili bulunan bir krallık. Tarihi Svaziler, 16. yüzyılda Orta Afrika’da güneye göç edenBantu kabilesinden meydana gelmişlerdir. Tarih sahnesine devlet olarak ilk defa 18. yüzyılda çıktılar. 1840 yılında Kral Mswati’nin etrafında toplanarak Svazi krallığını kurdular. Fakat aynı tarihlerde Zulular tarafından kuzeye zorlandılar. Kral Mswati, İngiltere’ye sığındı. Otonomluklar İngiltere ve Transval tarafından garanti altına alındı. 1903’ten sonra İngiltere’nin kontrolu altına girdi. Svaziland 1968 yılında bağımsızlığını kazandı. Yeni bir anayasa ilan edildi. 1973 yılında bu anayasa kral tarafından yürürlükten kaldırıldı. Bütün siyasi partiler kapatıldı ve ülkenin bütün idari gücü kralda toplandı. Bu idare altı yıl devam etti. Nihayet 1979’da yeni bir Parlamento açıldı. Yeni bir anayasa hazırlandı, fakat hazırlanan bu anayasaya göre siyasi partilerin kurulması yasaklandı. Aynı zamanda parlamentonun yönetimindeki fonksiyonu, tavsiye verme seviyesine indirildi. Dünyanın en uzun tahtta kalan kralı olan İkinci Sobhuza 1982’de ölünce naiblik görevini ana kraliçe Dzeliwe üstlendi. Ertesi sene Sobhuza’nın oğlunu tahta geçirmek isteyen bir grup, Dzeliwe’yi yönetimden uzaklaştırarak kraliçe Nhombi’yi naibe ilan ettiler. Sobhuza’nın oğlu Makhosetine 1986’da Üçüncü Mswati adıyla taç giydi. Fiziki Yapı Svaziland küçük bir kara ülkesidir. Yüzölçümü yaklaşık olarak 17.366 km2dir. Genişliği 177 km ve uzunluğu ise hemen hemen 136 km’dir. Dörtgen bir şekle sahiptir. Küçük olmasına rağmen coğrafi farklılıklardan dolayı ülke dört bölgeye ayrılır; Highveld, Middleveld, Lowveld ve Lumbombo yaylası. Highveld, Güney Afrika’nın Drakensberg bölgesinin bir devamıdır. Yaklaşık 5200 km2lik bir alana ve ortalama olarak 1100-1400 m arası yüksekliğe sahiptir. En yüksek yeri yaklaşık 1859 m’dir. Bölgede 40.000 hektarlık Afrika’nın en büyük insan yapısı ormanı da yer almaktadır. İkinci bölge Middleveld, 4900 km2 yüzölçüme ve 600-750 m yüksekliğe sahip tepelik bir bölgedir. Biraz daha doğudaki Lawveld yaklaşık 5700 km2 yüzölçüme ve ortalama olarak 150-300 m yüksekliğe sahiptir. En doğudaki sınırdaki bölge ise 1550 km2 civarındaki Lubombo Yaylasıdır. Yüksekliği, Middleveld ile hemen hemen aynıdır. İklim Birinci bölge Highveld nemli ve ılıman bir iklime sahiptir. Yıllık yağış miktarı aşağı yukarı 1000-2300 mm arasında değişir. Middleveld ve Lubomba yaylası ise daha kuru ve astropikal bir iklime sahiptir. Tropikal bir iklimdeki Lowveld ise ortalama yıllık yağış olarak 500 ila 750 mm civarında yağmur alır. Yağışlar umumiyetle ekim ve mart ayları arasında olur. Highveld’de ortalama yıllık sıcaklık 16°C civarıyken, bu rakam Lawveld bölgesinde 22°C dolaylarına kadar çıkar. Tabii Kaynakları Yükseklik farkının hakim olduğu ülkede, bitki örtüsü farklılığı da mevcuttur. Yaklaşık 2600 tür bitki ve ot çeşidi yetişmektedir. Ülkede daha çok su aygırı, antilop, Afrika ceylanı, aslan, maymun ve Habeş maymunu yetişir. Lowveld bölgesinde ise timsah oldukça fazla sayıda mevcuttur. Svaziland, Güney Afrika’nın en iyi sulanan topraklarına sahip ülkelerinden biridir. Ülkedeki nehirler ülkeyi baştan başa sulayarak Highveld bölgesinden doğar ve Hint Okyanusuna dökülürler. Bu nehirlerin en büyükleri şunlardır: Lomati, Komati, Usutu, Umbeluzi ve Nghwavuma. Ülke yeraltı zenginliği bakımından orta seviyededir. Daha çok demir, asbestos ve kömür çıkarılır. Nüfus ve Sosyal Hayat Ülke nüfusu yaklaşık olarak 826.000’dir. Nüfus yoğunluğu 35’tir. Ülkedeki nüfus artışı % 2,8 olup nüfusun % 90’ını Sfaziler, % 2-3’ünü Zulular ve % 2’ni Avrupalılar meydana getirir. Ayrıca bazı Afrikalı veya Asyalı gruplar da vardır. Nüfus yoğunluğu en fazla şehirlerde olup, km2ye 286 kişi ve en az ise kır alanlarda olup, 10 kişidir. En kalabalık şehir 38.290 nüfuslu başşehir Mbabane ikinci büyük şehir Manzini’dir. Nüfusunun çoğunluğu Katolik veya Animisttir. Resmi dili Siswati ve İngilizcedir. Ülkedeki okuma yazma oranı % 65’tir. Hemen hemen bütün genç nüfus okula gitmektedir. Ülkede yüksek öğrenim Botswana, Lesotho ve Svaziland Üniversitelerinde yapılmaktadır. Botswana ve Svaziland’da 1975’te yeni bir üniversite daha açılmıştır. Siyasi Hayat Svaziland’ın yönetim sistemi monarşik bir idaredir. Devlet başkanı Kral Üçüncü Mswati’dir. Ülke idari olarak 4 sancağa (kazaya), 2 belediyeye ve 40 bölgeye ayrılmıştır. Parlamento bir millet meclisi ve bir senatodan meydana gelmiştir. Meclisin 40 üyesi ve senatonun 10 üyesi seçmenler tarafından seçilirken, geri kalan 10 meclis üyesini ve 10 senatörü kral seçer. Ülkenin seçmenleri 40 bölge başkanları tarafından seçilir. Svaziland ekonomik ve coğrafi şartlar sebebiyle Güney Afrika ile yakın siyasi münasebetler içerisindedir. Ekonomi Svaziland ekonomisi son yıllarda tarımdan, endüstriye doğru bir geçiş dönemine girmiştir. Ülke idaresi yaklaşık 1736 hektarlık bir alanı “Svazi milleti toprağı” olarak ayırmıştır. Geri kalan toprakları diğer ırklara duruma göre vermeyi kabul etmiştir. Bu geri kalan bölgenin bugün için 9591 hektarlık bir bölümü de özel mülkiyet olarak Svazilere aittir. Svazi milletine ait kısım ise umumiyetle çayırlık ve otluk bir arazidir. Hayvancılık, özellikle sığır yetiştiriciliği önemlidir. Ülke ekonomisi her ne kadar endüstriye doğru geçiyorsa da, endüstri, tarım, ormancılık ve mineral kaynaklara tabi kalmaktadır. Ülkenin en önemli endüstrisi ormancılık, kereste ve ağaç işleridir. Başlıca yetişen tarım ürünleri; mısır, şekerpancarı, pamuk, pirinç, ananas, turunçgiller ve darıdır. Ülke topraklarının % 19’u ekime müsaittir. Svaziland’ın sahip olduğu yeraltı kaynakları; demir filizi, asbestos ve kömürdür. Ülkenin diğer önemli bir gelir kaynağı da ormancılık ve orman ürünleridir. İthalat ve ihracatını daha çok Güney Afrika ve İngiltere’yle yapar. İhracatının tamamına yakın bir bölümünü tarım ve orman ürünleri meydana getirir. Son zamanlarda yol yapımı ve endüstri gelişimi maksatlarıyla Japonya ve Mozambik’le ticari anlaşmalar yapılmıştır. Ülkenin hem demiryolu hem de karayolu ulaştırma sistemi oldukça iyidir. Karayollarının uzunluğu yaklaşık 2700 km’ye ulaşır. Hava yolu ulaşımı da oldukça iyi ve yeterli seviyededir.
  5. _asi_

    Somali

    SOMALİ DEVLETİN ADI: Somali Demokratik Cumhuriyeti BAŞŞEHRİ: Mogadishu NÜFUSU: 7.872.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 640.000 km2 RESMİ DİLİ: Somalice, İngilizce, İtalyanca, Arapça DİNİ: İslam PARA BİRİMİ: Somali Şilini Kuzeydoğu Afrika’da 11° 59’ kuzey 1° 39’ güney enlemleri ve 41°-51° 24’ doğu boylamları arasında yer alan, kuzeybatıdan Dijibouti, kuzeyden Aden Körfezi, doğudan Hint Okyanusu, güneybatıdan Kenya ve batıdan Etiyopya ile çevrili bağımsız bir devlet. Tarihi Ülke, önceleri “Baharat Ülkesi” olarak biliniyordu. Bölgeye ilk olarak 750 yılında Galyalıların geldiği tahmin edilmektedir. Onuncu yüzyılda, Müslüman Arap orduları İslamiyeti yaymak için bu ülkeye de gittiler. Ülkeye yerleşen Müslümanlar bölgede bir süre Somali Sultanlığını kurdular. On altıncı asırda Somali Sultanlığı, Etiyopya topraklarına girdi. Portekiz’den yardım alan Etiyopya 1542’de Müslüman ordularını ağır yenilgiye uğrattı. Aynı dönemde Somali’nin kuzey kıyılarının bir bölümü resmen Osmanlı egemenliğinde bulunuyordu. On dokuzuncu asırda batılı devletlerin Afrika ülkelerini sömürge haline getirmeleri büyük rekabete sebep oldu. Somali’yi 1839’da işgal eden İngilizler sömürgelerine ekledilerse de Fransa ve İtalya ile yapılan savaşlar neticesinde 1884’te İtalya bölgeyi ele geçirdi ve yapılan anlaşmalar neticesinde 1885’ten 1927 yılına kadar İtalyanlar ülke topraklarını işgal altında tuttular. 1949 yılında Birleşmiş Milletler, Somali’nin bağımsızlığını onayladı ve ertesi yıl İtalyanlar ülkeden geri çekilmek mecburiyetinde kaldılar. 1969 yılında askeri ve polis gücünün Muhammed Siyad Barre başkanlığında müştereken yaptığı darbe sonucu meclis dağıtıldı. 1975 yılında ülkede iç olaylar ve anarşi birçok kimsenin ölümüne sebep oldu. Siyad Barre 1979’da Yeni Anayasayı yürürlüğe koydu ve ertesi sene resmen devlet başkanı seçildi. Diğer taraftan dış politikada ise 1977 yılında Somali ile komşusu Etiyopya’nın arası Ogaden bölgesi yüzünden açılmıştı. Etiyopya’ya yardım etmek üzere Sovyet birlikleri bölgeye geldiler. Bu arada 11.000 Kübalı asker getirildi ve Somali aleyhine olmak üzere bölgede olaylar çıkarıldı. Sovyet yardımı ve desteği de olunca Somali birlikleri ve Etiyopya’daki Somalili gerillalar mağlup edildi. 1.5 milyon Etiyopyalı mülteci, Somali topraklarına göç etti. Bu arada Ogaden’da gerilla hareketleri bir müddet daha sürdü. Devlet Başkanı Muhammed Ziyad Barre, ülkedeki huzursuzlukların artması üzerine çok partili seçimlerin yapılacağını 1989’da açıkladı. 1991 Ocak ayında Ziyad Barre devrildi ve yönetime Ali Mehdi Muhammed geçici olarak el koydu. General Ali Mehdi kuvvetleriyle General Aydid kuvvetleri arasında süren şiddetli çarpışmalar ve açlık yüzünden BM ülkeye silah ambargosu uygulamaya başladı. BM güvenlik konseyinde alınan kararla havadan yiyecek yardımı yapılmaya başlandı. Ayrıca yardım görevlilerini korumak için beş yüz kişilik bir barış gücünün gönderilmesi kararlaştırıldı. Bu karara başta General Aydid olmak üzere çeşitli gruplar karşı çıktı. 3 Aralık 1992’de ABD’nin teklifiyle Birleşmiş milletler “Umut Operasyonu” adıyla Somali’ye asker gönderdi. Birleşmiş Milletler barış gücü askerleri arasında bir seçme Türk birliği bulunmaktadır. Ülkede karışıklık halen devam etmektedir (1994 Şubat). Fiziki Yapı Mevki itibariyle kuzeydoğu Afrika’da yer alır ve Afrika’nın doğu boynuzunu meydana getirir. Kuzeyi Aden Körfezi ve doğusu Hind Okyanusu ile kaplıdır. Yaklaşık olarak 640.000 km2lik bir yüzölçüme sahiptir. Kıyılarının uzunluğu 2680 km’nin üzerinde olup, tabii liman bakımından fakirdir. En önemli limanları şunlardır: Mogadishu, Berbera, Merka ve Kismayu. Somali’nin kuzey bölgesi dağlık olup, ortalama yükseklik 900 ila 2000 m arasında değişir. Ülkenin en yüksek yeri olan Mijirtein Dağı yaklaşık 2515 m yüksekliktedir. Bu dağın batı ve güneyinde yer alan Shebeli Nehrinin meydana getirdiği yayla ortalama 685 m civarındadır. Shebeli ile Juba nehirleri arasında tarıma müsait topraklar bulunur. Kenya sınırına doğru arazi gittikçe alçalır. Ülkenin iki nehri de Etiyopya’dan doğar ve sulama ihtiyacını karşılar. İklim Somali, kurak ve sıcak bir tropikal iklime sahiptir. Yağışlar oldukça azdır ve mevsimlere göre sıcaklık değişiklikleri yüksektir. Alçak ve düz olan güneydoğu bölgesiyle, Kenya sınırına yakın kısımlarda sıcaklık, ortalama 27°C ila 32°C arasında değişiklik gösterir. Daha yüksek bölgeler ve dağlık kuzey kesimlerde bu sıcaklık biraz daha düşer. Ülkedeki yağış ve sıcaklık miktarları büyük ölçüde güneybatı ve kuzeydoğudan esen muson rüzgarlarına göre değişir. Mart-mayıs ayları arası şiddetli ve eylül-kasım ayları arası hafif yağışlar olur. Yıllık yağış ortalaması yaklaşık 280 mm civarındadır. Tabii Kaynaklar Somali, hem bitkiler ve hem de hayvanlar alemi açısından rengarenk, çok çeşitli ve zengin bir manzaraya sahiptir. Ülkede çok sık olarak bulunan akasya ve baobap ağaçları az da olsa serinlik ve gölgelik getirerek halkı ferahlatır. Kuzey bölgelerdeki günlük ağaçları önemli bir buhur ve tütsü kaynağıdır. Bundan başka kokonat, palmiye, çam ve ardıç ağaçları manzaraya ayrı bir güzellik verir. Yarı çöl olan bölgelerdeyse çalılıklara az da olsa rastlanır. Ülkenin iki nehri arasındaki bölge yeşil bitki örtüsüyle örtülüdür. Ormanlık bölge pek yoktur. Yaşayan başlıca hayvanlar; fil, timsah, arslan, leopar, pars ve gazeldir. Ülkedeki kuşlar dünyada en rağbet gören ve kıymetli kabul edilen cinstendir. En yaygın olanları devekuşu, toy kuşu, Afrika tavuğu, balıkçıl, keklik ve yeşil güvercindir. Etrafındaki denizlerse rengarenk tropikal balık cinsleriyle doludur. Bunlardan başka tonbalığı ve köpek balığı oldukça fazla sayıda avlanır. Nüfus ve Sosyal Hayat Ülke nüfusu 7.872.000 civarında olup, nüfus yoğunluğu kilometrekareye yaklaşık 7 kişidir. Yıllık nüfus artışı % 2.5 civarındadır. Somalililerin büyük bir bölümü, Hamitik soyundan gelir. Ayrıca Afrikalılar, Araplar ve az miktarda da Avrupalılar, Hintliler ve Pakistanlılar mevcuttur. Nüfusun dörtte üçü ülkenin güneyinde yaşar. Somalililer; çoğunlukla ince, uzun ve kahverengi-siyah tonlarında deri rengine sahip, daha çok göçebe hayatı sürdüren insanlardır. Hemen hemen nüfusun tamamı Sünni Müslüman olup, umumiyetle amelde Şafii mezhebine uyarlar. Hatta bir bölüm nüfusun asıl soyu Arap olup, Kureyş kabilesine kadar uzanır. Somali hayatında İslam esasları hakimdir. Halk çocuklarına, temel İslam bilgilerini öğretir ve onların birer Sünni Müslüman olarak yetişmelerine gayret gösterir. Somali’nin sosyal hayatı, İslam birlik ve beraberliği esasını hedef alır. Kültür hayatı genellikle homojen bir yapıya sahiptir. Okuma-yazma oranı % 50 civarındadır. Somali, kelime manasıyla “inek ve keçi sütü” manasına gelen Somal kelimesinden gelir. Halkın en meşhur içeceği süt olduğu için bu isim buradan kalmıştır. Bölge, çeşitli zamanlarda değişik isimlerle anılmıştır. Bugün için bölgeye Afrika Boynuzu denmektedir. Eğer Afrika haritası doğu kıyıları kuzeyde olacak şekilde tutulursa, Somali ülkesinin Aden Körfezine doğru olan çıkıntısının şekli olarak gergedan boynuzuna benzediği görülebilir. Ülkenin resmi dilleri Somalice ve Arapçadır. Somali dili eski Mısırlıların Berberi diline çok benzemektedir. Ayrıca İtalyanca ve İngilizce de yaygındır. Halkın % 70’ine yakın bir bölümü çobanlık ve tarımla uğraşır. Daha çok deve, sığır, koyun ve keçi yetiştirilir. İki nehir arasında yapılan tarımda daha çok muz ve şekerpancarı üretimi yapılmaktadır. Ayrıca bir kısım çanak çömlek yapımı, sepet örme ve çeşitli geometrik şekillerde tahta eşyalar yapmak gibi el sanatlarıyla uğraşırlar. Ülkenin en gelişmiş şehri 520.000 nüfuslu başşehir Mogadishu’dur. İkinci büyük şehir Hargeisa’dır. Siyasi Hayat Somali demokratik bir cumhuriyet olup, başkanlık sistemiyle idare olunur. Devlet Başkanı 1969’dan bu yana General Muhammed Ziyad Barre’dir (1990). İdari olarak 15 ile ayrılır. 1979 yılında yeni bir anayasa hazırlandı ve Halk Meclisi çalışmalarına başladı. Daha sonra Somali Milli Hareketi adlı teşkilat, iktidara karşı silahlı mücadelesini hızlandırdı. 1991 ocağında Ziyad Barre devrildi. Yönetime Ali Mehdi Muhammed geçici olarak el koydu. Ülkede iç kırışıklıklar devam etmektedir. Somali’nin, Ogaden yüzünden Etiyopya ile münasebetleri bozuktur. Ülke devlet başkanının liderliğindeki Yüksek İhtilal Konseyi tarafından yönetilir ve 14 üyeli bir kabine mevcuttur. Somali, BM’e ve Afrika Birliği Teşkilatı (ADU) na üyedir. Ekonomi Somali ekonomisinin aşağı yukarı % 80’i hayvancılık ve çiftçiliğe dayanır. Deve, koyun, keçi ve sığır yetiştirilir. Ülke arazisinin % 15’i ekime müsaittir. Ancak % 2’lik bir bölümde ekim yapılır. Nehirler boyunca uzanan topraklar oldukça verimlidir. Başlıca tarım mahsülleri mısır, darı, susam, fasulye, pamuk, şekerpancarı sakız, günlük, süpürgedarısı, kapole ve muzdur. Somali küçük bir endüstriye sahiptir. Daha çok tonbalığı ve paket et endüstrisi, tekstil ve şeker, sabun-yağ sanayii mevcuttur. Ülkede çıkarılabilen başlıca mineraller; deniz tuzu, kireçtaşı, kumtaşı (kefeki taşı), kil, lületaşı, alçıtaşı, demir, kalay boksit, titanyum ve uranyumdur. Ülkenin para birimi, Somali şilinidir. Daha çok İtalya, İngiltere ve Birleşik Almanya’dan makina, kimyevi maddeler ve diğer tüketim maddeleri alır. Dışarıya muz, deri ve boynuz, pamuk, balık, mısır, çekirdek içi ve et satar. İhracatını daha çok Suudi Arabistan ve İtalya’ya yapar. Turizm önemli bir gelir kaynağıdır. Ortadoğuya yaptığı ihracat, ihracatının hemen hemen % 70’ine yaklaşır. Daha çok Aden Körfezi üzerinden ulaşımını sağlar. Somali bugün için dış yardıma dayanan bir ekonomiden kurtulamamıştır. Daha çok, ABD, İtalya, Rusya, Çin gibi devletlerden mali yardımlar elde etmektedir. Ulaşım sistemi pek yeterli değildir. Demiryolu yoktur. Yaklaşık 17.215 km’lik karayolunun ancak % 15’i asfalttır. Mogadishu ve Berbera’da iki liman ve dört havalimanı mevcuttur.
  6. _asi_

    Sierra Leone

    SİERRA LEONE DEVLETİN ADI: Sierra Leone BAŞŞEHRİ: Freetown NÜFUSU: 4.373.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 71.740 km2 RESMİ DİLİ: İngilizce DİNİ: Putperestlik, İslam, Hıristiyanlık PARA BİRİMİ: Leone Kuzeyde ve güneyde Gine, güneyde Liberya ile komşu olan Batı Afrika kıyısında bir cumhuriyet. 1961’de bağımsızlığına kavuşan Sierra Leone, 6° 55’ ve 10° kuzey enlemleriyle 10° 14’ ve 13° 37’ batı boylamları arasında yer alır. Tarihi Sierra Leone topraklarına ilk giren Avrupalılar, Portekizliler oldu. On beşinci yüzyılda ticaret için kıyıdaki dağları aşarak iç kesime kadar gittiler. Fakat yerleşme merkezi kurmadılar. On altıncı yüzyılda Avrupalılar ülkeden köle satın almaya başladılar. Üç asır boyunca ülke insanları esir ticaretiyle mücadele ettiler. 1787 yılında İngilizler Hıristiyanlığı ve kendi kültürlerini yaymak için 2000 azad edilmiş Afrikalıyı Freetown şehrine yerleştirdiler. Yerleşme merkezi 1808’de İngiltere’nin bir sömürgesi haline getirildi. 1896’da İngiltere Sierra Leone’nun iç kesimini himayesine aldı. 1924’te ilk olarak sömürgede yaşayanlara Yasama Konseyinde üç temsilci seçme hakkı tanındı. 1951’de İngiltere sömürge ve himayeye aldığı topraklarda iktidarı çoğunluk partisine veren anayasa düzenledi. Bu anayasa bağımsızlığa doğru adım atılmasına imkan verdi. 27 Nisan 1961’de Sierra Leone bağımsızlığını ilan etti. 19 Nisan 1971’de, girişilen askeri bir darbeden sonra, Sierra Leone Cumhuriyet oldu. 1978’deki referandumla tek partili devlet sistemine geçildi. Tek parti yönetimi altında yaşanan ekonomik bunalım ve muhalefetin çok partili sisteme dönüş yolundaki baskıları neticesinde hazırlanan yeni anayasa 1991 Ağustosunda halk oylamasıyla kabul edildi. Ayrıca 1992’de seçimlere gitmek için geçici bir hükümet kuruldu. Fakat Liberya’daki iç savaştan kaçanların başlattığı kanlı çatışmalar, demokrasiye geçişi uzattı. Nisan 1992’de 30 subayın düzenlediği darbenin ardından Başkan Tümgeneral Joseph Saidu Girne’ye kaçmak mecburiyetinde kaldı. Devlet on sekiz kişilik bir devlet konseyi tarafından idare edilmektedir. İç karışıklıklar hala sürmektedir (1993). Fiziki Yapı 71.140 km2lik bir yüzölçüme sahip olan Sierra Leone’nin, Atlas Okyanusunda 340 km’lik bir kıyıya sahiptir. Ülke topraklarına Sherbro, Banana ve Turtle adaları gibi kıyının yakınındaki adalar da dahildir. Kıyı, genellikle mangrov bataklıklarından meydana gelmiştir. Bunu içeriye doğru 100 km kadar uzanan bir ova takip eder. Kuzeyde ve doğuda yüksekliği ortalama olarak 300 ila 600 m değişen yayla bölgesi bulunur. Yayla üzerinde yüksekliği 1800 m’yi aşan birçok tepeler mevcuttur. Sierra Leone’nun en yüksek noktası olan Bintamini Tepesi (1948 m) Loma Dağları üzerindedir. Sierra Leone’dan on ikiden fazla nehir, Atlas Okyanusuna dökülür. Nehirler denize döküldükleri yerlerde büyük ölçüde bataklıklar meydana getirirler. Ülkenin başlıca nehirleri, kuzeyde Great Scarcies ve Little Scarcies, güneyde Sewa ve Moa nehirleridir. İklim Ülkede tropikal bir iklim hüküm sürer. Yıllık sıcaklık ortalaması 26°C civarındadır. Nemlilik genellikle yüksek olup, kıyıda yağış fazladır. Bilhassa Sierra Leone Yarımadasında yıllık yağış ortalaması 5000 mm’yi aşar Freetown’da yıllık yağış 3000 mm civarındadır. Kuzeydoğuda ise daha azdır. Yağışın üçte ikisinden fazlası haziran ve eylül ayları arasında düşer. Tabii Kaynaklar Sierra Leone’nun büyük kısmı, Batı Afrika cengeli (sık orman) içinde kalır, güneyde çalılık ve palmiye ağaçlı geniş araziler bulunur. Kuzeydeki yüksek ve kurak arazilerde, sığır yetiştirilmesine imkan veren otlaklar bulunur. Ülkede önemli ölçüde elmas ve demir madeni bulunur. Ayrıca bir miktar boksit ve titanyum dioksit de çıkarılmaktadır. Nüfus ve Sosyal Hayat 3.957.000 nüfuslu Sierra Leone’da 18 değişik etnik grup bulunmaktadır. Bunların en önemlileri esas itibariyle, güneyde yaşayan Mende ve kuzeyde yaşayan Temnedir. Bu iki etnik grup nüfusun % 60’ını meydana getirir. Diğer önemli gruplar Limba, Kon, Koranko, Sherbro, Susu, Loko, Mandingo ve Fulanidir. Azad edilmiş Afrikalıların soyundan gelenler şehir ve civarlarında yaşamaya devam etmektedir. Ülke nüfusunun büyük çoğunluğu köylerde yaşamaktadır. En büyük şehir 500.000 nüfuslu başşehir Freetown’dır. Diğer önemli şehirler Bo, Kenema ve Makeni’dir. Sierra Leone halkının büyük çoğunluğu (% 54) putperesttir. Geri kalan % 40’ı Müslüman, % 6’sı Hıristiyandır. İngilizce, ülkenin resmi dilidir. Güneydeki halk büyük ölçüde Mende dilini konuşur. Kuzeyde ise çoğunlukla Temne dili kullanılır. Eğitim düşük seviyede olup, okuma-yazma oranı % 15’tir. Devletin ve özel kuruluşların okulları bulunmaktadır. Bir üniversiteyle iki yüksek okul vardır. Siyasi Hayat Sierra Leone’da tek partili cumhuriyet sistemi bulunmaktadır. Ülke üç eyalet ve Freetown şehrini ihtiva eden bir idari bölgeye ayrılmıştır. Sierra Leone, İngiliz Milletler Topluluğunun (Commenwealth of Nations) bir üyesidir. Afrika Birliği Teşkilatı içerisinde bloksuzluk siyaseti takip etmektedir. Ekonomi Sierra Leone’da çalışan nüfusun % 75’i tarımla uğraşır. Tarım ürünleri brüt milli hasılanın üçte birini sağlar. Ülkede yetiştirilen belli başlı bitkiler kakao, kahve, hurma, pirinç ve zencefildir. Bu bitkiler pirinç hariç, ihraç edilmektedir. Ticari ekonomi büyük ölçüde madeni zenginliklerin işletilmesine bağlıdır. İhracatın yaklaşık % 60’ını elmas madeni teşkil eder. Demir cevheri ikinci önemli ihraç malıdır. Ayrıca bir miktar boksit ve titanyum dioksit madenciliği de gelişmiştir. Sierra Leone; karayollarını uzatmakta ve iyileştirmektedir. Karayollarının uzunluğu 14.500 km’dir. Yetersiz ölçüdeki bir demiryolu başşehir Freetown’ı Makeni ve Pendembu’ya bağlamaktadır. Demir cevheri özel bir demiryolu ile Pepel Limanındaki gemilere yüklenir. Ülkenin milletlerarası havaalanı Lungide’dir. Freetown buraya, geniş Rokel Nehri ağzı üzerinden feribotla bağlanır. Ülkede her ne kadar pekçok nehir varsa da ulaşımda faydalanılamamaktadır. Aksine nehirler yanlara doğru yapılan ulaşımı büyük ölçüde engellemektedir. Batı Afrika kıyısındaki en güzel tabii limanlarından biri Freetown’dadır. Denizyolları şehri, İngiltere, Avrupa, Japonya ve Amerika limanlarına bağlar. Sierra Leone, malların çoğunu İngiltere’ye ihraç eder. Yaklaşık ithalatın % 30’unu da bu ülkeden yapar. Japonya, ABD ve Avrupa ülkeleri ticaret yaptığı diğer önemli ülkelerdir. Afrika ülkeleriyle pek az ticaret yapar.
  7. _asi_

    Senegal

    SENEGAL DEVLETİN ADI: Senegal Cumhuriyeti BAŞŞEHRİ: Dakar NÜFUSU: 7.691.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 197.000 km2 RESMİ DİLİ: Fransızca DİNİ: İslam PARA BİRİMİ: CFA Frankı Batı Afrika’da Atlantik kıyısında 12°19’ -16°42’ kuzey enlemleri ve 11°22’-17°32’ batı boylamları arasında yeralan ve kuzeyinde Moritanya, doğusunda Mali, güneyinde Gine ve Portekiz Ginesi ve batısında Atlantik Okyanusu ile çevrili bağımsız bir devlet. Tarihi Senegal’in ilk tarihi hakkında elde mevcut bilgiler çok az olup, kesin değildir. Bunun için Senegal tarihini, 11. yüzyılda Müslümanlıkla şereflenen, Senegal Nehri orta bölümlerinde kurulmuş, Tekrur Krallığı ile başlatmak uygundur. On beşinci yüzyıl başlarında ilk olarak, Avrupalılardan Portekizliler ülkeye ulaştılar. Daha sonra 17. yüzyılda, Fransızlar bölgeyi kontrolları altına aldılar. Bir müddet Fransız Batı Afrikası olarak kaldı. 1960 yılında bağımsız oldu. Bundan sonra Fransa’nın nüfuzu altında demokratik hayata girdi.Progressiste Sénégalaise Birliği Başkanı olan, Léopold Senghor ülkenin ilk devlet başkanı oldu. 1963’te bir ihtilal teşebbüsü atlatıldı. 1968 yılında işçilerle anlaşmazlıklar çıktı. Başbakan Andou, 1981 yılında Başkan Abdou Senghor’un emekliye ayrılmasından sonra devlet başkanı oldu. 1988’de olağan üstü hal ilan ederek başkanlığa devam etti. 1982 yılında Gambia ile ortak bir federasyon kuruldu. Bu federasyonda ülkeler bağımsızlıklarını koruyor ve yalnız savunma ve mali hususlarda birleşiyorlardı. Bu birlik daha sonra çıkan anlaşmazlıklar yüzünden 1989 Eylülünde bozuldu. Hükumet, ülkeyi istikrarsızlığa sürükleyen iç ve dış karışıklıkların üstesinden gelme yolunda büyük atılımlar gerçekleştirdi. 8 Nisan 1991’de Başkan Abdou başbakanlığa Habib Thiam’ı getirdi. 1993’te yapılan seçimlerde Abdou tekrar başkanlığa seçildi. Fiziki Yapı Senegal yaklaşık olarak 197.000 km2lik bir yüzölçüme sahiptir. Bağımsız Gambia Cumhuriyeti, Gambi Nehri boyunca Senegal topraklarıyla çevrilmiş olup, onun güney parçası olan Casamance bölgesinin çoğunu diğer topraklarından ayırır. Gambia ülke içerisine 320 km kadar girmiştir. Ülkenin çoğu dalgalı arazi olup, ortalama 200 m civarında yüksekliğe sahiptir. Güneydoğuda yer alan Fouta Djallon Dağları eteklerinde ise, yükseklik yaklaşık 500 m kadardır ve ülkenin en yüksek yeri bu dağlardır. Senegambia bölgesi, Atlantiğe dökülen dört nehir tarafından kesilmiştir. Senegal, Saloum, Casamance ve Gambia nehirleri. Senegal Nehri ülkenin kuzey sınırlarını teşkil eder ve ülkenin en uzun nehridir. Ülkenin batı kıyıları rüzgarlarla aşınmış olup, sahil şeridi kısmen bataklık arazidir. Verde Burnu, okyanusa doğru girmiş olup, tepelik ve kayalık bölgedir. Onun geri kalan kısmı ise yarı çöl bir haldedir. İklim Senegal, yağışların miktarları göz önünde tutulursa üç ayrı bitki örtüsüne sahip üç bölgeye ayrılır; Sahelian, Sudanik ve Casamance bölgeleri. Sehelian bölgesi, ortalama 350 mm kadar yağış alır. Bölge kaba otlar, dikenli çalılıklar ve akasya fundalıklarıyla kaplıdır. Bunun güneyindeki Sudanik bölge ise yaklaşık 900 mm yağış alır. Burada bitki örtüsü daha kalın ve daha çoktur. Genellikle ipek-pamuk ve baobab ağaçları sayıca fazladır ve akasya fundalıkları daha iridir. Casamance bölgesinde ise yağışlar, yaklaşık olarak 900 ila 1500 mm arasında değişir. Ülkenin güneybatısı bataklık ve yer yer tropikal ormanlarla kaplıdır. Ormanlık olmayan kısımlar ise yeşillik arazidir ve bol yağış alır. Verde Burnu ise, kısmen yarıçöl ve kısmen kayalık ve tepelik bir bölgedir. Kıyı şeridiyse umumiyetle çamurlu arazi olup, tropikal mangrov ormanlarıyla örtülüdür. Senegal’in iklimi bazı tezatlıklar arz eder. Kıyılar ve özellikle Dakar’ın kuzey kesimleri, deniz meltemlerine açık olup, tatlı bir iklime sahiptir. Bölgede ocak ayı, sıcaklık ortalaması yaklaşık 23°C civarındadır. Kuzeye gidildikçe Büyük Sahra’ya yaklaşılacağından sıcaklık birden artar. Casamance’nin güneyinde, kıyı rüzgarlarından dolayı nem oranı yüksektir. Ülkede belirgin bir kuru ve bir de rutubetli iki dönem mevcuttur. Rutubetli mevsim Sahelian bölgesinde daha çok görülür ve hazirandan ekime kadar sürer. Sudanik bölgesindeyse mayıstan ekime ve Casamance’de mayıstan kasıma kadar rutubetli mevsim hüküm sürer. Tabii Kaynakları Senegal çevresine hayat ve canlılık getiren Senegal, Saloum, Casamance ve Gambia nehirlerinin suladığı dört ayrı bölge, çeşitli bitki örtülerine sahiptir. Kıyılarda tropikalmangrov ormanları, Sudanik bölgesinde ipek ve baobab ağaçları ve akasya fundalıkları mevcuttur. Ülkede pek fazla vahşi hayvan bulunmaz. Evcil hayvanlardan daha çok sığır, koyun ve keçi yetiştirilir. Nüfus ve Sosyal Hayat Yaklaşık 7.400.000 civarında bir nüfusa sahiptir. Nüfus yoğunluğu kilometrekareye 38 kişi kadardır. Yıllık ortalama nüfus artışı % 2,9 dolayındadır. Nüfusun ekserisi şehirlerde yaşar ve yaklaşık % 10’una yakın bir bölümü başşehir Dakar’dadır. Ülkenin diğer büyük şehirleri şunlardır: Kaolack, Thiéc, Rufisque, St. Louis. Senegal karışık bir etnik yapıya sahip olup, büyüklü küçüklü birçok gruplardan teşekkül etmiştir. Nüfusun % 37’sini Volof, % 18’ini Serer, % 17’sini Peul, % 9’unu Diola ve % 9’unu Mandingolar meydana getirir. Geri kalan % 10’luk kısmı ise birçok küçük etnik gruptur. Voloflar nüfusun çoğunluğunu teşkil ederler ve genellikle yerfıstığı üretimiyle uğraşırlar. Tekrur Krallığı soyundan gelen Peulların diğer adı Fulanilerdir ve göçebe hayatı yaşarlar. Casamance çevresinde yaşayan Diolalar, Berberi kökenlidirler. Serer ve Mandingolar ise çiftçilikle uğraşırlar. Nüfusun % 95’ine yakın bir bölümü Müslümandır. Ayrıca bir miktar Hıristiyan da vardır. Serer ve Diola kabileleri haricindeki grupların büyük bir bölümü, 19. yüzyıl sonlarına doğru İslamiyetle şereflenmişlerdir. Ülkenin resmi dili Fransızcadır. Uzun süre Fransız baskısı ve nüfuzu altında kaldığından, Fransızca yaygındır. Ayrıca her kabilenin kendi yerli dili mevcuttur. Bunlardan Volof, Fulani ve Mandingo dilleri biraz daha fazla konuşulur. Okuma-yazma oranı düşük olup, % 10 civarındadır. Genç nüfusun % 65’ine yakın bir bölümü okula gitmektedir. Öğretim dili ve modeli Fransızca ve Fransız modelidir. Yüksek öğrenim vardır. Dakar Üniversitesinde 2000 yerli ve 2000 yabancı uyruklu öğrenci öğrenim görür. Siyasi Hayat Senegal Cumhuriyeti başkanlık sistemine dayanır. 1978 yılından bu yana demokratik çok partili hükümet tipine geçilmiştir. Ülkenin ilk başkanı, ülkenin uzun yıllar liderliğini yapmış olan Léopold Senhor’dur. Hükümeti başbakan ve onun başkanlığındaki bakanlar kurulu teşkil eder. 20 Eylül 1991’de kabul edilen anayasa ile Devlet Başkanı yedi senede bir halk tarafından seçilir. En fazla iki dönem görev yapabilir. Senegal idari olarak 8 bölgeye ayrılmıştır. Yasama organı olan Milli Meclis 120 üyeden meydana gelir ve üyeler beş yılda bir seçilir. Seçmen yaşı on sekizdir. Ekonomi Senegal ekonomisi genellikle tarıma dayanır. En çok yerfıstığı yetiştirilir ve bunun ekonomiye büyük faydası dokunur. Yalnız son zamanlarda bu üretim azalmıştır. İşçi gücünün % 70’ine yakın bir bölümü tarım alanındadır. Diğer önemli tarım ürünleri; darı, pirinç ve süpürge darısıdır. Hayvancılık pek gelişmemiştir. Genellikle sığır, keçi ve koyun yetiştirilir. Ülke topraklarının % 15’ine yakın bir kısmı ekime elverişlidir. Senegal hemen hemen önceki Fransız Batı Afrika topraklarının en çok endüstrileşmiş ülkesidir. Buna rağmen endüstri ve sanayi ekonomide pek büyük bir rol oynamaz. Gıda ve balıkçılık sanayii mevcuttur. Ülkede çıkarılan en önemli tek mineral fosfattır. Senegal’in para birimi CFA “Afrika Para Cemiyeti” (Mali Topluluğu) Franktır. İthalatının büyük bir bölümünü Fransa’dan ve bir miktar da ABD’den yapar. Kendi ürettiği malları ise daha çok Fransa ve İngiltere’ye ihrac eder. Dışarıya genellikle yerfıstığı ve ürünleri ile fosfat satar ve dışardan daha çok motorlu taşıt, pirinç, şeker, makina ve tekstil ürünleri alır. Senegal, çok iyi geliştirilmiş bir ulaştırma sistemine sahiptir. Karayollarının uzunluğu yaklaşık 15.000 km civarındadır. Bu yolların ancak % 30’u asfaltlanmıştır. Şehirler düzgün bir demiryoluyla birbirine irtibatlıdır. Hemen her şehirde havalimanı mevcut olup, düzenli bir iç hat sistemi vardır.
  8. _asi_

    Ruanda

    RUANDA DEVLETİN ADI: Ruanda Cumhuriyeti BAŞŞEHRİ: Kigali NÜFUSU: 7.347.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 26.338 km2 RESMİ DİLİ: Kinyarwarda ve Fransızca DİNİ: Müslüman, Katolik, Protestan,yerli dinler PARA BİRİMİ: Ruanda Frankı Doğu Orta Afrika’da, 1° 03’-2° 49’ güney enlemleri ve 28° 51’-30° 54’ doğu boylamları arasında yeralan, kuzeyinde Uganda, doğusunda Tanzanya, güneyinde Burindi ve batısında Zaire (Kongo) ve Kivu Gölü ile çevrili bir cumhuriyet. Tarihi Ülkenin bilinen ilk yerlileri Two kabileleridir. Daha sonra Ruanda topraklarına Hutu yerlileri hakim oldu. Bundan sonra bölgeyi Hutuları mağlup eden Tutsiler ele geçirdi. Bu kabile, Ruanda Krallığını kurarak topraklarını önce Kral Ruganzu Bwimba zamanında, 15. yüzyılda, genişletti. Kral Mwami Kigeri Rwabugiri döneminde, 19. yüzyılın sonlarında ise Alman Doğu Afrikası’nın bir parçası haline getirildi. Böylece batı sömürgeciliği ülkeyi ezmeye başladı. Bunun üzerine 1956 yılında Hutulu Bahutu Manifesto ilk olarak haklarını talep eden grup olarak ortaya çıktı. 1959’da iç harp patlak verdi ve Tutsi idaresi son buldu. Ruanda sonraları, Belçika tarafından korunmaya alınmış, bir BirleşmişMilletler manda ülkesi oldu. 1962 yılında bağımsızlığını kazandı. 1973 yılında ülkede askeri bir darbe, 1976 yılında yeniden bir Milli Kongre seçimle işbaşına geldi. 1978 yılında hazırlanan yeni anayasa referandumdan geçti ve General Juvènal Habyarimana başkan seçildi. General Juvènal, hala başkanlığa devam etmektedir (1993). Fiziki Yapı Ruanda’nın yüzölçümü yaklaşık 26.338 km2dir. Ülke genel olarak derin vadilerle yer yer kesilmiş dağlık ve yaylalık bir ülkedir. Kivu Gölü kıyılarındaki yükseklikler 1500 m dolayındayken, bu rakam batıya yaklaşıldıkça Virunga Dağlarında hemen hemen 4500 m’ye kadar çıkar. Bu dağlar, Nil havzası ile Kongo havzasını birbirinden ayırır. Ülkenin en yüksek noktası yaklaşık 4505 m yükseklikteki Karisimbi Dağıdır. Ruanda’nın batısını örten ve ülkenin en büyük gölü olan Kivu Gölü, Zaire ile olan sınırının bir parçasını da teşkil eder. Nehirlerin çoğu ülkeyi baştan başa kateder. Bunların önemlileri; Kagera, Akanyaru, Ruzizi ve Nyewarongo nehirleridir. İklim Ruanda ekvatora çok yakın olmasına rağmen, arazisinin yüksekliği sebebiyle ılıman bir iklime sahiptir. İklimi oldukça yumuşaktır. Bazı mevsimlik değişikliklerin haricinde yıllık ortalama sıcaklık genel olarak 18°C civarında olur. Ülkenin en sıcak ve nemli bölgesi Kivu Gölü ve civarıdır. Ülkenin yıllık yağış ortalaması yaklaşık 1000 ila 1300 mm arasında değişir. Şubat ve mayıs ayları arasında şiddetli yağışlar görülür. Tabii Kaynakları Ruanda’nın batı bölgesinin hemen hemen tamamına yakın bir bölümü yeşil bitki örtüsüyle doludur. Aynı zamanda bu bölge hem tarım ve hem de hayvancılık için müsait topraklara sahiptir. Doğu bölgesi ise umumiyetle savanalarla doludur. Bazı bölgeleri ağaçsız çimenlik, bazı bölgeleriyse akasya ağaçları, maki ve bambu ormanları ile örtülüdür. Yüksek dağlık bölgelerde ise daha çok muz ağaçları ve sıtma ağaçları mevcuttur. Kagera Milli Parkı yemyeşil bir bitki örtüsüne sahiptir. Bu parkta ülkede yetişen; zebra, antilop, çeşitli ceylan türleri, Afrika ceylanı(impela), gazal, yaban sığırı, aslan, leopar, su aygırı, timsah ve yüzlerce çeşit kuş gibi hayvanlar bulunur. Nüfus ve Sosyal Hayat Ruanda’nın Nüfusu yaklaşık 7.347.000’dir. Kilometrekareye 265 kişi olmak üzere nüfus yoğunluğu bakımından Afrika’nın en kalabalık ülkelerinden biridir. Yıllık nüfus artış oranı ise % 3 dolaylarındadır. Nüfusun sadece % 5’ine yakın bir bölümü şehirlerde yaşamaktadır. Ruanda’nın etnik yapısının % 89 gibi büyük bir bölümünü Hutular meydana getirir. Geri kalan % 9’unu Tutsiler, % 1’ini Twalar tamamlar. Tutsiler oldukça uzun boyluyken, Twalar pigme türü olup, oldukça kısa boyludurlar. Tutsilere aynı zamanda Batutsi veya Watutsi de denir. Hutuların diğer adı Bahutu ve Twaların ise Batwa’dır. Halkın çoğu tarım ve sığır yetiştiriciliğiyle uğraşır. Nüfusun % 10’unu aşan bir kısmı Müslümandır. Nüfusun çoğunluğu ise Katolik ve Protestandır. Ayrıca çeşitli yerli inanışlar da mevcuttur. Ülkenin resmi dili Bantu dilinden gelen Kinyarwanda yerli dilidir. Hem Hutu ve hem de Tutsi kabileleri bu dili konuşurlar. Bundan başka ayrıca Fransızca da resmi dildir. Diğer dillerden Svahilice oldukça yaygındır. Beynelmilel bir dil olan Svahili, Afrika’nın doğusunda konuşulur. Halkın yalnızca % 25’ine yakın bir bölümü okuma-yazma bilmektedir. Genç nüfusun % 30’una yaklaşan bir kısmı okul hayatındadır. Sağlık ve sosyal şartlar oldukça düşük durumdadır. Ülkenin en gelişmiş şehri başşehir Kigali’dir. Diğer önemli şehirleri şunlardır: İlim ve kültür merkezi olan Butare, Kivu Gölü civarındaki sayfiye şehirleri olan Giseyni, Kibuye ve Cyangugu’dur. Siyasi Hayat Ruanda 1962 yılında demokratik, sosyal ve bağımsız bir cumhuriyet haline geldi. 1978 yılında yapılan yeni anayasa referandumu ile General Habyarimana başkan seçildi. Ruanda idari olarak 10 vilayet bölgesine, ayrıca bunlar da toplam 141 mahalli idare bölgesine ayrılmıştır. Başkan ve meclis dört yılda bir seçilir. Millet Meclisi 47 üyeli tek meclisli bir organdır. Devlet başkanına 14 bakanlar konseyi üyesi, iki devlet sekreteri yardım eder. Daha çok Belçika veFransa ile yakın diplomatik münasebetleri mevcuttur. Ruanda, BM ve kısa adı OCAM olan Afrika Cemiyeti Teşkilatı, Malgache et Mauricienne ve Afrika Birliği teşkilatı (OUAU)na üyedir. Ekonomi Ruanda nüfusunun % 95’i tarımla uğraşır. Dolayısiyle ülke ekonomisi tarıma ve hayvancılığa dayanır. Ruanda, Afrika’nın en fakir ülkelerinden biridir. Bu duruma, mineral kaynaklarının noksanlığı da önemli ölçüde tesir etmektedir. Ülke topraklarının % 40’ına yakın bir bölümü ekime müsaittir. Ülkenin yetiştirdiği temel tarım maddeleri; mısır, süpürgedarısı, manyok, muz, fasulye, kahve, çay, pirekapan, darı ve bezelyedir. Sığır çobanlığı Ruanda’da çok önemli bir gelir kaynağıdır. Üç milyonun üzerinde büyükbaş hayvan mevcuttur. Ülkenin başlıca yeraltı zenginlikleri şunlardır: Kalay, altın, volframit ve kolonbatantalit madenleri. Ülke sanayii mahalli ihtiyaçlara ancak cevap verebilmektedir. Bunlardan gıda sanayii, tekstil sanayii ve kimya sanayii nispeten gelişmiş sayılır. Ruanda’nın para birimifranktır. Her çeşit malzeme, alet, araç ve makina ve diğer eşyalarını daha çok Belçika, Japonya ve Almanya’dan alır. Kahve ve çay en önemli ihraç ürünleri olup, çoğunlukla Tanzanya ve Kenya’ya yapılır. Turizm önemli bir gelir kaynağıdır. Kivu Gölü güzellikleri ve Kagera Milli Parkı ve vahşi hayatı her sene büyük miktarda turisti. Ruanda’ya çeker. Ülkenin kara yolu ulaşım sistemi yetersizdir. 13.173 km karayolunun ancak 1180 km’si asfalttır. Ülkede demiryolu yoktur. Başşehir Kigali’de bir milletlerarası havaalanı vardır.
  9. _asi_

    Nijerya

    NİJERYA DEVLETİN ADI: Nijerya Federal Cumhuriyeti BAŞŞEHRİ: Abuja NÜFUSU: 89.666.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 923.773 km2 RESMİ DİLİ: İngilizce DİNİ: İslam PARA BİRİMİ: Naira (= 100 Kobo) Batı Afrika’da, İngiliz Milletler Topluluğu üyesi federal bir cumhuriyet. Tarihi Bugünkü Nijerya topraklarında ilk yaşayanların, milattan 700 yıl öncesine rastladığı tahmin edilmekte, fakat bunların kimler olduğu hakkında kesin bir hükme varılamamaktadır. Nijerya’nın tarihini, Arapça yazılmış kayıtlara dayalı olarak, kuzey bölgelerde 9. yüzyıl başlarında kurulmuş, Konem-Boru ve batı bölgelerde de yedi Hausa şehir devletleriyle başlatmak mümkündür. On ikinci yüzyıldan itibaren kurulmaya başlanmış Yoruba veIfe krallıkları, 14. yüzyıldan itibaren kıtayı aydınlatmaya başlayan İslam ışıklarıyla eriyip gitmişlerdir. İslamiyetin yayılmasıyla, mevcut şehir devletleri ve birçok kabile Müslümanlıkla şereflenmişlerdir. Buna göre Kuzey Nijerya tamamen İslamlaşmış ve geri kalan bölgeler de İslamiyetin nüfuzu altına girmişti. Nijerya’ya ilk olarak 15. yüzyılda Avrupa sömürgeciliğini ve zulmünü getirenler, Portekiz ve İngiliz esir tüccarı denizciler olmuştur. Bir yanda doğudan parlayan İslam güneşi köleliği önleyici, eritici ışıklarıyla Afrikalılara hayat getirirken, diğer yanda bozulmuş dinlerinin taassubu ve maddi hırslarla dolmuş Avrupalılar, Nijerya’nın zenci insanlarını esir yapıyor ve satıyordu. Böylece, Avrupalıların işgalleriyle Atlantik esir ticareti başlamıştı. 350 yıl kadar süren bu vahşet, 20.000.000 Nijeryalı’nın esir olarak satılmasıyla Avrupa tarihinde kara bir leke olarak kalmıştır. İngiltere, 19. yüzyıl başlarından itibaren, Nijerya içişlerine karışmaya başladı. İlk olarak Lagos, 1861 yılında bir İngiliz kolonisi haline geldi. 1885’te Gine Körfezi civarı, İngiltere’nin himayesine girdi. Bundan sonra İngiltere, Nijerya’yı iki himaye bölgesine ayırdı. İkisini birden bir vali yönetiminde tuttu. Birinci Dünya Harbinden sonra başlayan milliyetçilik hareketleri, Nijeryalılar arasında yabancılara karşı isyan etme ve bağımsızlığı elde etme düşüncesini getirdi. 1950 yılında, idare gücünü, merkezi otoriteyle üç ayrı bölgenin meclisleri arasında paylaştıran yeni bir federal sistem getirildi. 1954 yılında ilan edilen anayasa, kuzey, batı ve doğu bölgeleri güçlü bir merkezi hükümete bağlı olarak, Nijeryalılara sahip oldukları kanuni hakları verdi. İngiltere, iş başına kendi çıkarlarını koruyacak bir hükümeti getirmeyi planlıyordu. Ülkede üç büyük parti kuruldu ve 1959 yılında seçimler yapıldı. Bu seçimlerde kuzey bölgenin Nijerya Halkları Kongresi (NPC) kazandı ve parti lideri Ebubekir Tafawa Balewa başbakan oldu. Müslümanların çoğunlukta olduğu kuzey bölge iktidara gelince, ilk iş olarak 1960 yılında bağımsızlığı elde etti. Nijerya bundan sonra 1963 yılında Cumhuriyeti ilan etti ve akabinde 1965 yılında yeni seçimler yapıldı. Fakat bundan sonra Nijerya’da iç karışıklıklar başladı. 30 Mayıs 1967’de Doğu Bölgesi Biafra Cumhuriyeti adıyla isyan ettiyse de, Nijerya hükümeti dış güçlerin yardımıyla bu isyanı bastırdı. Fakat bu iç harp 30 aydan fazla sürdü ve 20. yüzyılın en kanlı ve korkunç çatışmalarından biri oldu. Biafra bölgesi binlerce ölü ve birçok harap olmuş binayla doldu. 1970 yılından sonra olay yatıştı ve bu arada bulunan petrol yatakları Nijerya’nın hayatını değiştirdi. 29 Haziran 1975’te General Muhammed yeni bir askeri darbeyle iş başına geldi. Çok geçmeden 1976’da yapılan üçüncü ihtilal teşebbüsü başarısızlıkla bitti. Fakat, General Muhammed öldürüldü ve yerine, yardımcısı General Olesegun Obasanjo geçti. General İbrahim Babangida devlet başkanı olup, askeri bir rejim kuruldu. Bundan sonra NijeryaFederal Hükümeti, petrol gelirlerinin getirdiği refah düzeyi ile iç olayları önlemeye başladı ve bugün için Nijerya Afrika’nın en gelişmiş ülkelerinden biri haline geldi. 4 Temmuz 1992’de seçimlerle tekrar demokratik düzene geçilmeye ilk adım atıldı. Sivil yönetime geçiş tarihi olarak çeşitli zamanlar belirlendi ise de en son olarak 27 Ağustos 1993’e ertelendi. Fiziki Yapı Nijerya, güney batı Afrika kıyısında, 3° 57’ ve 13° 54’ kuzey enlemleriyle 2° 39’ ve 14° 38’ doğu boylamları arasında yer alır. Doğusunda Kamerun, kuzeydoğusunda Çad, kuzeyinde Nijer ve batısında Benin devletleri yer alır. Güneyi, Gine Körfeziyle Atlantiğe açılır. Yüzölçümü yaklaşık olarak 923.773 km2dir. Nijerya, esas olarak dört coğrafi bölgeye ayrılır kıyıdaki mangrovlı (Afrika’da bataklıklarda yetişen bir cins ağaç) bataklık bölgesi, tropikal ormanlık bölge, Savana bölgesi ve kuzeydeki yarı çöl bölge. Yaklaşık 100 km kadar iç bölgeye giren kıyı bölgesi, hemen hemen 36.000 km2 lik geniş bir deltaya ve mangrov ağaçlarıyla dolu bataklıklara sahiptir. Bölgede yüzlerce nehir ve kolları mevcuttur. Nijerya toprakları, kıyılardan itibaren tedricen kesilmiş ve dağlık arazilerle kırılmış, hafif ondüleli bir yayla görünümündedir. Lagos’tan Kamerun sınırına kadar olan şerit, ekvatoral ormanlık araziyle örtülüdür. Nijerya’nın ikinci ormanlık bölgesi, Savana bölgesidir. Ülkeyi baştan başa (yaklaşık 320 kilometreyi aşkın bir mesafede) kateden Nijer Nehrinin batı bölgesi, dağlık bir arazidir. Bu yüksek dağlar arasında Adamawa Dağları yaklaşık 80 km uzunluğundadır. Ülkenin en yüksek yeri, yine bu dağlar üzerindeki Dimlang Tepesi olup, yaklaşık 2042 metredir. Ülkenin güneydoğusunu ise Kamerun Dağlarının batı yamaçları örter ve bütün güneydoğu sınırı boyunca uzanırlar. Bu dağlar, ortalama 1500 m yüksekliğinde olup, bazı yerleri 2000 metreye ulaşır. Kuzey Nijerya ise nispeten yarıçöl olup, Büyük Sahra Çölünün güneye doğru bir devamı şeklindedir. İklim Nijerya, tropikal iklimin tesirinde, yüksek sıcaklıkların olduğu bir ülkedir. Yıllık ortalama yağış miktarı, bölgeden bölgeye farklılıklar gösterir. Kıyıdan itibaren iç bölgelere doğru uzanan yeşillik ve ormanlık bölgeler, yılda ortalama olarak 1000 ila 1500 mm civarında yağış alır. Lagos civarında birkaç kilometre genişliğinde olan ekvatoral ormanlık arazi, doğu sınırına doğru 160 kilometreye kadar genişler. Bu bölge ve Nijer Nehri deltası, en güneyi yüzlerce tatlı ve tuzlu sularla beslenmiş, sert ve yumuşak tahtalı, kıymetli ağaç ceşitleriyle doludur. Kıyı bölgesinin nem miktarı yaklaşık % 75 civarında olup, en fazla yağışı mayıs ve haziran aylarında alır. Ortalama sıcaklık ise 29-30°C civarındadır. Savana bölgesiyse yılda ortalama olarak, en fazla ağustos ayında olmak üzere, 1000 mm yağış alır. Jos Yaylasında bu rakam, 1500 milimetreyi geçmektedir. Sıcaklık ise 28-33°C arasında olup, mart-nisan aylarında 37°C’ye kadar yükselebilmektedir. Kuzey bölgelerde çöl iklimi mevcuttur. Kış aylarında Büyük Sahradan güneye doğru şiddetli esen rüzgarlar, beraberlerinde toz ve kum getirirler. Tabii Kaynakları Nijerya toprakları, kıyıdan itibaren kuzey sınırı Nijer’e kadar, ormanlarla kaplıdır. Kıyı bölgesindeki ekvator ormanları, kuzeydeki ormanlara nazaran daha sık ve geniştir. Kamerun sınırına doğru bu genişlik, 160 kilometreyi bulabilmektedir. Uzun otların ve karışık cins ağaçların bulunduğu savana bölgesindeki ormanlar ise 550 km genişliğine ulaşır. Bu ormanlarda genellikle sert ve yumuşak tahtalı ağaç türleri vardır. Doğu Nijerya’da ise, daha çok palmiye ağaçları yer alır. Dünyanın en uzun nehirlerinden biri olan Nijer Nehri boyları ve en güney uçta yer alan delta bölgesindeki ormanlar daha çok boz renkli palmiyeler, baobob, akasya ve salkım ağaçları ile doludur. Nijer’den doğan Nijer Nehri, 4180 km uzunluğunda olup, ülkenin hayat kaynağıdır. Lakoja bölgesindeki ikinci büyük nehir olan Benue ile birleşir ve güneyde delta bölgesine kadar 280 km yol kateder. Delta bölgesinde ise yüzlerce irili ufaklı nehir mevcuttur. Nijer Nehri üzerinde kurulu Kainiji Barajı ile elektrik elde edilmektedir. Nijerya topraklarının büyük bir kısmı yüksek demir ve alüminyum konsantrasyonu ihtiva eder. Yağmurlar sebebiyle de toprak kızıl renk almıştır. Dolayısıyla, sert örtü halindeki bu kızıl killi topraklar verimsizdir. Çad Gölü çevresinde ise toprak siyah renkli olup, ekime müsait değildir. Güney ormanları bölgesindeki topraklar kireç bakımından kifayetsizdir. Buna rağmen güneydeki bitki çeşidi ve yoğunluğu kuzeyden daha fazladır. Nijerya ormanlarında çok çeşitli yırtıcı hayvan yetişir. Aslan, kaplan, leopar bol bulunur. Bundan başka maymun, suaygırı, antilop, kuzeye doğru fil, zürafa ve gergedan da sık rastlanan hayvanlardandır. Nüfus ve Sosyal Hayat Dünyanın nüfus bakımından dokuzuncu ülkesi olan Nijerya, yaklaşık 89.666.000 nüfusuyla Afrika’nın en kalabalık ülkesidir. Nüfus artışının en yüksek olduğu ülkelerden biridir. Halkın büyük bir bölümünü yerli kabileler teşkil eder. Ayrıca Avrupalı beyazlar da mevcuttur. Nüfus, birbirinden birçok bakımlardan farklı, yüzlerce çeşit gruplardan teşekkül eder. Bunların en güçlü ve geniş olanı Housa-Fulani kabileleridir. On dördüncü yüzyılda Müslümanlıkla şereflenen bu insanlar, ülke idaresini ellerinde tutmaktadırlar. Ayrıca güneybatıda Yoruba, güneydoğuda İbo kabileleri de güçlüdür. Bundan başka Tıv, Iraw, İbibio, Efik veIfe kabileleri, sayıca kalabalık diğer kabilelerden birkaçıdır. Kuzeyde bulunan ve ülke yönetiminde başrolü oynayan Hausa-Fulani kabileleri genellikle ticaret ve çiftçilikle uğraşırlar. Ülke idaresinde ve hayat tarzlarında, İslam kaidelerine bağlı kalırlar. Nijerya nüfusunun yarıdan çoğu Müslümandır. Ülkede, genellikle Avrupalı olan bir miktar Hıristiyan vardır. Bazı kabileler ise hala putperesttir. Müslüman Nijeryalıların kültür düzeyleri oldukça yüksektir. Ülke genelinde okuma-yazma oranı % 50’dir. Nijerya’da toplam 13 üniversite mevcuttur. Nijerya’da, yüzlerce çeşit kabile gruplarının, yine yüzlerce çeşit dili vardır. Bugün için Afro-Asyatik ve Nijer-Kongo ailelerinden gelme 300’den fazla yerli dil tespit edilmiştir. Ülke, uzun yıllar İngiltere zulmü ve sömürgesi altında kaldığı için, resmi daireler ve okullarda İngilizce kullanılmış ve ülkenin resmi dili haline gelmiştir. Bundan başka Arapça da konuşulmaktadır. Yerli dillerinin en yaygın ve sosyal hayatta tesirli olanları Hausa,Yoruba ve İbo dilleridir. Kabileler arasında adet, örf, dil, din ve yaşantı bakımından birçok farklılık varsa da, ekonomik hayatta nüfusun çoğunluğu tarım ve ticarette birleşir. Birçok köy ve klanların yönetim unsurunun temelini, büyük ölçüde genişlemiş ve poligami türde aileler meydana getirir. Bu aileler politik, sosyal ve ekonomik sistemler itibariyle, aileye has bir organize ile, gıda üretiminde en güçlü olma amacındadır. Fakat bu aileler hiçbir zaman Avrupa’daki ayrıcalıklı zümreler halinde değildir ve aile reisleri veya klan başkanları bir Avrupa diktatörü şeklinde hareket etmezler. İslamiyetin, Nijerya’ya getirdiği barış, huzur ve seadet, 600 yıldan beri insanlık sıfatlarından habersiz bu insanların hayatlarına yepyeni ufuklar kazandırmıştır. Nitekim Avrupalıların boyunduruğundan kurtulmaları, bu sayede kazanmış oldukları birlik ve beraberlikle gerçekleşmiştir. Bugün için Nijerya, Afrika ülkelerine nazaran refah seviyesi yüksek olan bir ülkedir. Mevcut petrol yataklarından elde edilen gelirler, ülkedeki iç karışıklıkları önlediği gibi ülke insanlarına geniş iş imkanları sağlamıştır. Nijerya’nın başşehri Lagos’tur. Önemli bir ticari limandır. Oldukça modern binalarla doludur. Milletlerarası bir havaalanına sahiptir. Ülkenin en büyük ve gelişmiş şehri Ibadan’dır. Önemli bir endüstri merkezi olup, Afrika’nın açık pazar bölgesidir. Diğer önemli şehirleri ise Sokoto Nehrinin doğusundaki Sokoto şehri, Kaduna Nehri üzerinde Kaduna şehri, Kano, Zaria, Port Harcourt, Jos Benin Nsukka, Oyo Yolo ve Mubi’dir. Siyasi Hayat Nijerya federal bağımsız bir cumhuriyettir. Federal hükümet merkezinden başka 19 eyalet bölgesine ayrılır. Devlet başkanı seçimle başa gelir. Parlamento iki meclisten meydana gelir. Ayrıca her eyaletin bir hükümeti ve eyalet başkanı olur. Eyalet başkanlarının ülke idaresindeki önemi çok büyüktür. Anayasaya göre devlet başkanı, eyaletlerin üçte ikisinin desteğini almak zorundadır. Millet Meclisi 449 sandalyeden meydana gelir. Senato ise 95 üyelidir. Nijerya, bağımsızlığından bu yana askeri darbelerin en çok yapıldığı ülkelerden olup günümüzde askeri rejim tarafından idare edilmektedir. 1992’de seçimler yapıldı. Sivil hükümete geçiş olarak 27 Ağustos 1993 tarihi tesbit edildi. Ekonomi Ekonomi daha çok tarıma dayanır. Yerfıstığı, pamuk, palmiye ağaçları, sebze ve meyve türleri, kakao, kauçuk tahıl ürünleri, hurma ve yerfıstığı yağı, kereste ve kolacevizi bol miktarda üretilir. Kakao ve kauçuk üretiminde dünyanın altıncı ülkesidir. Ülke topraklarının % 25’i ekime müsaittir. 1960’lı yıllarda bulunan petrol, Nijerya ekonomisini geniş ölçüde ferahlattı. Afrika’da hemen hemen en istikrarlı ekonomiye sahip ülkelerden biri haline geldi. Güneyde delta bölgesi, petrol yatakları bakımından oldukça zengindir. Dünyanın yedinci büyük petrol üreticisi durumunda olan Nijerya’nın ihracatının büyük bir bölümünü, petrol ve yan ürünleri teşkil etmektedir. Ayrıca doğal gaz bakımından da oldukça zengindir. 1980 yılında petrokimya ve doğal gaz tesisleri tamamlanmış ve rafineri sayısı arttırılmıştır. Nijerya ham petrolden başka ayrıca kömür, kalay, kireçtaşı, kolimbit ve demir madenleri de üretmektedir. Mevcut nehir sularından, hidroelektrik santralleri kurmak suretiyle, elektrik enerjisi üretilmektedir. Bunlardan en büyüğü Kainiji Barajıdır. İhracatının % 95’ini ham petrol teşkil eder. Çeşitli gıda maddeleri ve otomobil parça takımları, diğer önemli ihraç ürünleridir. Gıda maddeleri ihracatının büyük bir bölümünü kakao meydana getirir. Ayrıca tütün, palmiye ürünleri, yerfıstığı, pamuk ve soya diğer ihraç ürünlerini teşkil eder. Nijerya, kereste, kauçuk ve hayvan derilerinden de büyük gelirler elde etmektedir. İhracatını daha çok İngiltere, Almanya ve Japonya’ya yapar. ABD, Almanya ve Hollanda’dan ise çeşitli makina, ilaç ve elektronik malzemeler, ithal etmektedir. Kişi başına düşen milli gelir 370 dolardır. İş gücünün % 60’ı tarım, % 20’si ticaretle ilgilidir. Doğal gaz ve petrokimya endüstrisi yanında, ormancılık, balıkçılık, tekstil, çimento ve sigara endüstrileri de önemlidir. OPEC üyesi olan Nijerya, büyük bir demir-çelik endüstrisine ve geniş bir inşaat sektörüne sahiptir. Ulaşım: Ulaşımın geliştiği ülkede yollar genelde kuzey-güney istikametini takip eder. Uzunluğu yaklaşık 124.000 kilometreyi bulan karayolunun % 50’si asfalt kaplıdır. Demiryolu ulaşımı gelişmiş olup toplam uzunluğu 3805 kilometredir. Lagos ve Kano havaalanları en işlek uluslararası havalimanlarıdır.
  10. _asi_

    Nijer

    NİJER DEVLETİN ADI: Nijer Cumhuriyeti BAŞŞEHRİ: Niamey NÜFUSU: 8.281.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 1.186.408 km2 RESMİ DİLİ: Fransızca DİNİ: İslam PARA BİRİMİ: CFA Frank (= 100 centimes) Batı Afrika’da en geniş topraklara ve en az nüfusa sahip, cumhuriyetle idare edilen bir ülke. Tarihi Nijer’in tarihini Romalılara kadar götürmek mümkündür. Her ne kadar Akdeniz’den yaklaşık 1600 km kadar güneyde ve denize kıyısı olmayan bir ülke ise de, Roma yayılmacılığı buralara kadar sıçramıştır. Bundan yedi asır evvel Nijer topraklarındaSonghai İmparatorluğunun nüfuzu bulunmaktaydı. 1591 yılında ise, morako kuvvetleri ülkeyi ellerine geçirdi. Onuncu yüzyıldan beri kuzey ve doğudan göçler yapılmaktaydı. Bu göçlerle, Mekke’den doğan İslam güneşi, Afrika’yı aydınlatmaya başladı. On sekizinci yüzyıl sonlarında Müslüman Hausa kabileleri, Müslümanlık sancağı altında şehir devletleri kurdular. Nijerya’daki Sokoto emirliğiyle birlik içerisindeydiler. 1804 yılında bu şehirler Sokoto emirine bağlı bir federasyon haline geldi. Kuzey’den gelen Fulbelerle yerli kabileler karıştı ve Nijer toprakları, Sokoto İslam Devleti nüfuzuna girdi. Fakat 1898 yılında Fransız sömürgecileri, Nijer topraklarını işgal etmeye başladılar. Avrupalıların getirdiği bu karanlık sömürge boyunduruğundan kurtulma çalışmaları neticesi Nijer, 1922 yılında Fransız kolonisi olarak ayrı bir devlet haline geldi. Sömürgeci Fransız hegomonyasından tam manasıyla kurtulması, ancak 3 Ağustos 1960 tarihinde oldu. Bağımsızlığını kazandıktan hemen sonra, 20 Eylül’de BM’ye üye oldu. 1974 yılına kadar başkanlığını Diori yaptı. Ülkede tek partili hayat mevcuttu. 1974 yılında Yarbay Seyri Kountché, askeri bir darbe yaparak meclisi ve anayasayı lağv etti. Ülke idaresi YüksekAskeri Konseye verildi. 1978 yılında BaşkanKountché, bütün siyasi suçluları affetti ve 1980 yılında eski başkan Hamani Diori ve 1975-76’da ihtilale teşebbüs edenler serbest bırakıldı. BaşkanKauntché 1987’de ölünce yerine Albay Ali Seibou geçti. Ali Seibou yeni anayasa hazırlatarak halk oyuna sundu. Yapılan halk oylamasında anayasanın kabul edilmesi üzerine yapılan seçimlerde Ali Seibou Cumhurbaşkanı oldu ve sivil hükumet 20 Aralık 1988’de göreve başladı. Bu tarihten itibaren ülkede ekonomik sebeplerden dolayı zaman zaman ayaklanmalar ve iç huzursuzluk olmaktadır. Fiziki Yapı Nijer, Afrika kıtasının hemen hemen ortasında, 11° 42’ ve 23° 31’ kuzey enlemleriyle, 0° 10’ ve 16° Doğu boylamları arasında yer alır. Yengeç dönencesinin hemen güneyinde ve Grinich boylamının hemen doğusunda bulunur. 1.186.408 km2lik bir yüzölçüme sahiptir. Kuzeyinde Cezayir ve Libya, doğusunda Çad, güneyinde Nijerya veBenin, batıda ise Yukarı Volta ile Mali bulunmaktadır. Eski Fransız Batı Afrikasının bir bölümünü teşkil eden Nijer topraklarının önemli bir kısmını Büyük Sahranın çölleri meydana getirir. Ülke geniş bir yarı-çöl ve kuru (kıraç) bir yayla görünümündedir. Ülke toprakları ortalama 360 m yüksekliğinde olup, orta ve kuzey bölgeler daha yüksektir. Kuzeyden güneye ülke ortasından geçenAir Massif Dağları, ortalama 900 m yüksekliğinde olup bazı yerleri 1800 metreye kadar ulaşır. Gréboun Dağı 2000 m ile ülkenin en yüksek noktasıdır. Kuzeydeki bu dağlık ve çöl bölgeye karşılık, güneyde Nijer Nehrinden doğuda Çad Gölüne kadar uzanan stepler ve savanlar bölgesi yer alır. Bu bölgeler, sık tropikal Afrika ormanlarının bir uzantısıdır. Ülkenin % 5’inden daha az bir bölümü ekime müsaittir. Mali’den gelen Nijer Nehri, ülkeyi 595 kilometrelik bir mesafede kat ederek Nijerya topraklarına girer. Ülkenin güneydoğusunda Çad Gölü yer alır. İklim Kuru ve sıcak bir iklimin sürdüğü Nijer’de, yıllık yağış miktarı 500 milimetreyi pek geçmez. Öyle ki, yağışlar bazan yere ulaşmadan buharlaşmaktadır. Çoğu yerde gündüz sıcaklığı 33°C ile 40°C arasında olup, daha aşağıya pek düşmez. Güney uçta yer alan, tropikal ormanlık bölgenin kuzeye doğru bir uzantısı olan stepler ve savanlar nispeten daha yağışlıdır ve verimli topraklara sahiptir. Haziran ve eylül aylarında görülen yağışların, yerini ekim-kasımda sıcak ve nemli bir dönem alır. Bundan sonra bir kuru soğuk ve en son olarak hazirana kadar da bir kuru sıcak dönem görülür. Bazı zamanlar kuraklıklar olur. Bunlardan 1968-73 dönemindeki kuraklık, ülkeye büyük zararlar getirmiştir. Tabii Kaynakları Ülkenin güneybatı ucundan geçen Nijer Nehri çevresi ve Nijerya sınırına yakın bölgelerde tropikal savanlar ve kısa otlardan teşkil olmuş stepler mevcuttur. Kuzey bölgeler çöldür. Bu bölgelerde daha çok sığır, keçi ve koyun yetiştirilmektedir. Nijer, zengin uranyum yataklarına sahiptir. Kuzeydeki çöl bölgeleri, Nijer ekonomisini değiştiren uranyum madenleriyle doludur. Bundan başka maden kömürü, fosfat ve petrol bakımından da çok önemli bir ülkedir. Nüfus ve Sosyal Hayat Nijer 8.281.000 kişilik nüfusuyla Batı Afrika’nın en seyrek nüfuslu ülkesidir. Geniş yüzölçümüne karşılık nüfusu pek azdır ve nüfus yoğunluğu kilometrekareye 4 kişidir. Bazı bölgeler, özellikle kuzey çölleri bomboş ve bazı yerler ise çok kalabalıktır. Nijer Nehri koridorunun bulunduğu, nispeten verimli bölgeler, nüfusun en kalabalık olduğu yerlerdir. Toplam nüfusun % 56’sını Hausa, % 20’sini Djerma, % 10’unu Fulanı ve % 8’ini Tuareg kabileleri teşkil eder. Halkın çoğunluğu, özellikle Hausalar, çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşır. Nüfusun % 10’undan daha azı, 10.000 kişiden fazla nüfuslu kasabalarda yaşar. Halkın % 20’ye yakın bir bölümü göçebedir. Geri kalan nüfus kır ve köy hayatı sürdürür. Nüfusun en kalabalık olduğu şehirler; başşehir Niamey, Zinder Maradi ve Tahoua’dır. Hemen hemen halkın tamamına yakın bir bölümü Müslümandır. Hausa, Djerma, Songhay, Fulbe ve Tuarenger kabileleri, akın akın İslam dinine katılmıştır ve yaşayışlarında Müslümanlığı tatbik etmektedirler. Ülkede bir İslam üniversitesi mevcuttur. Nitekim İslamiyetin kabulüyle Fransız baskısı ortadan kalkmış, yerine bütün kabilelerin birleştiği bir “iman birliği” gelmiştir. Bugün için her ne kadar Fransızca resmi dil olarak kalmışsa da, birçok şehirde halk Fransızcayı bilmemektedir. Nijer halkı, daha çok kendi dillerini konuşur. En çok Hausa ve Djerma dilleri yaygındır. Bunun yanında özellikle okumuş tabaka Arapça bilmektedir. Nijer’de okuma yazma oranı çok düşüktür. Bu oranın % 5 olmasının en büyük sebebi ekonomiktir. Nitekim uranyumun bulunmasıyla, öğrenci ve okul sayısı artmış ve yüksek öğrenim yapılır hale gelmiştir. Siyasi Hayat Nijer bağımsız bir cumhuriyettir. Yedi ayrı yönetim bölgesine ayrılmıştır. Ayrıca Fransız Birliğinde dokuz senato temsilcisi bulunmaktadır. Ülke, anayasaya göre bir hükümet ve başbakan tarafından yönetilir. Başbakan 5 yılda bir seçilen devlet başkanına karşı sorumludur. Millet Meclisi 60 üyeli olup beş yıllığına seçilir. 1974 askeri darbesiyle işbaşına gelen YarbaySeyri Kountché, ülke idaresini Yüksek Askeri Konsey’e vererek, Nijer devlet başkanı oldu. Dış politikada bağlantısız, ılımlı bir politika takip eder. Daha çok batı ülkelerinden, Japonya ve Arap ülkelerinden yardım sağlar. Başkan Kountché’nin ölümü üzerine yerine geçen Albay Ali Seibou yeni bir anayasa hazırlatarak halk oyuna sundu. İkinci bir seçimle de cumhurbaşkanı seçilen Ali Seibou 20 Aralık 1988’de göreve başladı. Halen bu vazifeyi sürdürmektedir. Ekonomi Halkın % 95’i tarım ve hayvancılıkla uğraşır. Milli gelir 310 dolar civarındadır. Ekonomisini, uranyumun bulunmasından sonra düzeltmiştir. Daha çok darı, pirinç, süpürgedarısı, mısır, yerfıstığı ve pamuk üretilir. Sığır ve deve yetiştiriciliği önemli bir seviyededir. Nijer topraklarının sadece % 3’lük bir bölümü ekime elverişlidir. Nijer, yeraltı kaynakları bakımından oldukça zengindir. Uranyum, petrol, fosfat, maden kömürü ve çinko yataklarına sahiptir. Ülke ekonomisini ferahlatan uranyum madeni oldukça boldur. Fakat, bunun işletilmesi, tekniği ve endüstrisi, Batı ülkeleri, ABD ve Japonya’ya bağlı kalmaktadır. İhracat ve ithalatının çoğunu Fransa ve Almanya ile yapar. İhracatının temelini, daha çok çöl bölgesindeki Arlit, Akouta ve Agadeo civarında çıkarılan uranyum teşkil eder. 1973 kuraklığı ekonomiye ağır külfetler getirdiyse de Nijer, ağır dış borçları olmayan bir ülkedir. Dış yardımı daha çok, Ortak Pazar Ülkeleri veArap devletlerinden sağlamaktadır. Nijer, ayrıca et üretiminden büyük gelir elde etmektedir. Ülkenin kendi ihtiyacını karşılayacak gıda, tekstil ve çimento endüstrisi mevcuttur. Balıkçılık önemli bir gelir kaynağıdır. Kapalı bir araziye sahip olan ülkenin, uygun bir nakliye sistemine malik olmaması, ekonomisi için dezavantajdır. Nijer’de, demiryolu şebekesi yoktur. Sadece güneyde mahdut uzunlukta bir demiryolu vardır. Nijer Nehri, en önemli ulaşım yoludur. Fakat buradan ancak ocak-mart ayları arasında istifade edilmektedir. Nijer Nehrinde ulaşım, Niamey ile Gaya arasında yapılmaktadır. Ülke, yapılan dış yardımların çoğunu özellikle güney bölgelerde yol ve köprü inşasında kullanmaktadır. Hurma ve tuz taşımacılığında deve kervanlarının halen önemli bir yeri vardır. Hava ulaşımı pek önemli değildir.
  11. _asi_

    Namibya

    NAMİBYA DEVLETİN ADI: Namibia (Namibya) BAŞŞEHRİ: Windhoek NÜFUSU: 1.512.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 824.296 km2 RESMİ DİLİ: Afrikan, İngilizce DİNİ: Hıristiyanlık PARA BİRİMİ: Afrika Randı Güneybatı Afrika’da yer alan ve dünyanın en zengin elmas yataklarına sahip, idari yönden Güney Afrika Cumhuriyetine bağlı bir ülke. Tarihi Bushmenler (Güney Afrikalı Zenciler), Namibia adı verilen bu toprak parçasının, bilinen ilk yerlileridirler. Bundan sonra sırasıyla Nama, Dama, Ovambo ve Herero kavimleri yaşamışlardır. On beşinci yüzyılda Portekizliler, bölgeye giren ilk Avrupalılar olmuşlardır. On dokuzuncu yüzyıla kadar bölgeye gelen Avrupalılar, yalnızca ıssız Namib Çölünde yaşamak zorunda kalmışlardır. 1884’te başlayan Alman himayeciliği, 1907’de 60.000 Afrikalının hayatını kaybetmesiyle son buldu. 1915 yılında Güney Afrika Cumhuriyetinin kontrolu altına girdi. Yine bu ülkenin ırkçılığa dayalı ayrılıklar çıkarması ve manda görevini yerine getirmemesi üzerine, 1968 yılında Birleşmiş Milletler (BM), Namibia’nın idaresini 11 milletten teşkil eden bir konseye verdi. Milletlerarası Adalet Divanı, 1971 yılında Güney Afrika’yı, Namibia’yı ilhak etmekle suçladı. Güney Afrika, Namibia üzerinde şiddetli bir baskı uygulamaya başladı. 1977’de yapılan referandumda beyazlar çok ırklı bir hükümet sistemini desteklerken, Marksist Güney Batı Afrika Halk Teşkilatı (SWAPO), bunu reddederek gerilla harbini başlattı. 1978 yılında Güney Afrika ve SWAPO, BM bağımsızlık planını kabul ettiler. Fakat Güney Afrika daha sonra bundan vazgeçti. Birleşmiş Milletler 1982 yılında bir ateşkes çağrısında bulunarak, Namibia’nın, Angola ve Zambia sınırından itibaren 60 km’lik bir kısmının, barışgücünün kontrolünde kalmasını teklif etti. Prensip olarak bunu kabul etmekle beraber Güney Afrika, Namibia’nın bağımsızlığı için Angola’dan Küba birliklerinin çekilmesini istedi. Güney Afrika, 18 Ocak 1983’te Namibia’nın meclisini dağıtarak, bölgeyi direkt kontrolü altına aldı. 1 Nisan 1989’da resmen ve bir yıl sonra da fiilen bağımsızlığa kavuştu. Fiziki Yapı Namibia, Güneybatı Afrika’da, Atlantik Okyanusu kıyılarında yaklaşık 1600 km’lik bir saha boyunca uzanan bir toprak parçasıdır. Yüzölçümü, 1.124 km2lik Walwis Bay de dahil olmak üzere 824.296 km2 dir. Ülke 16° 52’ ve 28° 58’ güney enlemiyle, 11° 43’ ve 25° 16’ doğu boylamları arasındadır. Yengeç Dönencesi ülkenin hemen hemen ortasından geçer. Bu yüzölçüme, bölgenin kuzeydoğu köşesinden Afrika içine doğru yaklaşık 500 km kadar uzanmış olan, Caprivi şeridi de dahildir. Bu şeridin en geniş yeri 97 km’ye kadar ulaşır. Ülkenin kuzeyinde Angola, kuzeydoğusunda Zambia, doğusunda Botswana, güney ve güneydoğusunda Güney Afrika Cumhuriyeti yer alır. Batısı ise Atlas Okyanusu ile çevrilidir. Namibia toprakları, umumiyetle Güney Afrika Yaylasının bir devamı şeklindedir. Oldukça yüksek olup, ortalama 1100 m’ye kadar ulaşır. Bu yayla, başşehir Windhoek’ın kuzeyindeki Kaokoveld Dağları arasında son bulur. Bu bölgede yer alan Brandberg Tepesi 2606 m ile ülkenin en yüksek yeridir. Bütün kıyı bölgesini içine alan ortalama olarak 100 km genişliğindeki Namib Çölü oldukça kuru ve ıssız bir bölgedir. Ayrıca güneydoğu toprakları da Kalahari Çölüyle kaplıdır. Ülkenin güney sınırını Orange Nehri ve kuzey sınırının büyük bir bölümünü ise Cunene, Okavango ve Chope nehirleri meydana getirir. İklim Namibia genel olarak sıcak ve kuru bir iklime sahiptir. Yaz ayları çoğunlukla yağışlı geçer. Kıyı bölgelerde yıllık yağış miktarı yaklaşık 50 mm, güneyde 150 mm’dir. Bu rakam, kuzey bölgelerde yaklaşık 570 mm’ye kadar ulaşır. En çok yağışlar, ekim ve nisan ayları arasında olur. Bu yağışlar çoğu zaman sağnak halde kısa sürelidir. Namibia’nın kuzey bölgeleri ve Kalahari Çölünün doğu ve kuzeyi, uzun otlardan müteşekkil tropikal savanalarla örtülüdür. Tabii Kaynakları Namibia kıyıları çöllerle kaplıdır. Ülkenin doğu ve kuzeyinde ise tropikal savanalar mevcuttur. Ülke içindeki ve sınırlardaki nehirler, elektrik üretimi bakımından büyük önem taşırlar. Bunlardan Cunene Nehri sulama için büyük bir kaynaktır. Namibia Çölleri, özellikle kıyı boyunca uzanan Namib Çölü, önemli elmas yataklarına sahiptir. Elmastan başka ayrıca, kurşun, çinko ve bakır ülkenin en önemli maden kaynaklarıdır. Tropikal ormanlarda nadir rastlanan yırtıcı hayvanlar vardır. Sığır ve koyun, ülkenin önemli bir gelir kaynağı olup, halkın çoğunluğunun yetiştirdiği hayvan türleridir. Nüfus ve Sosyal Hayat Yaklaşık olarak 1.512.000’lik bir nüfusa sahiptir. Nüfus yoğunluğu oldukça düşük olup, kilometrekareye iki kişi düşer. Toplam nüfusun % 85’ini Afrikalı yerliler, % 12’sini Avrupalılar ve % 3’ünü melezler meydana getirir. Ülkenin en büyük şehri, başşehir Windhoek’tir. Afrikalı yerli nüfus, birçok farklı dil ve etnik yapıda kabilelerden meydana gelmiştir. Bunlardan Bantu dilini kullanan kabileler en kalabalıktır. Ovambo, Okavango, Herero, Doğu Kaprivianlar, Kaokovelderler ve Tswana kabileleri Bantu dilini; Berg-Dama, Nama ve Bushmenler ise Khoisan dilini kullanırlar. Yerli halkın çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla uğraşır. Beyaz nüfus ise madencilik, çiftçilik ve endüstri sahalarını kontrol etmektedir. Halkın çoğunluğu putperestir. Az sayıda Hıristiyan da mevcuttur. Resmi dil Afrikaan dilidir. İngilizce de resmi dil olarak kullanılmaktadır. Nüfusun % 70’i Afrikaan, % 22’si Almanca ve % 8’i İngilizce konuşur. Eğitim seviyesi düşüktür. Afrikaan diliyle öğretim yapan yerli okulların yanısıra melezler ve Avrupalılar için de ayrıca iki değişik cins okul sistemi mevcuttur. Başşehir Windhoek’tan başka önemli şehirleri Lüderitz, Keetmanshoop ve Swakopmund’dur. Önceleri Namibia’ya ait bir liman şehri olan Walvis Bay, 1922 yılında Güney Afrika Cumhuriyetinin kontrolu altına girdi. Siyasi Hayat Namibia, Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından yönetilmeye başlamadan evvel bir Alman kolonisiydi. 1920’de Güney Batı Afrika adı altında Güney Afrika’nın kontrolüne girdi. 1963 yılında ise Birleşmiş Milletler Teşkilatı tarafından, Güney Afrika’nın kontrolünden alınarak 11 üyeli bir meclisin yönetimine bırakıldı. 1976 yılından sonra BM koruyuculuğu altında müstakil bir ülke haline geldi. Millet Meclisi kanun yapma görevini üstlendi. 1979 seçimleriyle meclis, 50 üyesiyle ülke idaresini ele aldı. Fakat 18 Ocak 1983’te Angola’daki Küba kuvvetlerini bahane eden Güney Afrika, meclisi dağıtarak ülkeyi kendi kontrolu altına aldı. 1989’da resmen bağımsızlığını kazandı. Ekonomi Faal nüfusun üçte ikisi çobanlık veya hayvancılıkla uğraşır. Fakat ülkenin ekonomisi madencilik, balıkçılık ve çiftçilik gelirlerine dayanır. Ülke gelirlerinin % 60’ını elmas üretimi ve % 25’ini ise balıkçılık meydana getirir. İşçi gücünün çoğunluğu ekonomik üretim ünitelerinde kullanılır. Ülke topraklarının % 30’una yakın bir bölümü ekime müsaittir. Orta bölgeler çiftçiliğin ve koyun yetiştiriciliğinin en çok olduğu alanlardır. Dünyanın en iyi karagül kuzusu, kıvırcık yünü Namibia’da elde edilir. Balıkçılıkta, en çok sardalya balığı tutulur. Namibia, yeraltı kaynakları bakımından oldukça zengin bir ülkedir. Toplam ihracatın % 65’ini madenler meydana getirir. Bu maden ürünleri içerisinde ise elmas, maden ihracatının % 70’ini teşkil eder. Namibia, dünyanın en çok elmas üreten ülkelerinden biridir. Ülkenin diğer önemli yeraltı zenginlikleri uranyum, çinko, bakır, kalay, petrol ve pirinç metalidir. İhracatında madenler haricinde, genellikle hayvan ürünleri de vardır. Ülkenin diğer önemli gelir kaynağı da turizmdir. Ülke dışardan daha çok gıda maddeleri, imal edilmiş çeşitli eşyalar, otomobil ve otomobil parçaları ve petrol ürünleri ithal eder. Ulaşım: Ulaşım ağı daha çok güneyde gelişmiştir. Önemli şehirler ve madencilik merkezleri kara ve demiryolu ile Güney Afrika Cumhuriyetine bağlanır. Karayolunun yapımı çok pahalı olduğu için havayolu ulaşımı ülkede önem kazanmıştır. Windhoek’te milletlerarası bir havaalanı vardır.
  12. _asi_

    Mozambik

    BAŞKENT MAPUTO Maputo, Mozambik'in başkentidir. Hint Okyanusu'nda bir liman kenti olan şehrin ekonomisi bu liman çevresinde gelişmiştir. 1997 yılı tahmini nüfusu 966.837'dir. Ancak gecekonudular ve kaçak yaşayanların çok olduğu şehirde, bu sayının çok üstünde kişinin yaşadığı kabul edilmektedir.
  13. _asi_

    Mozambik

    MOZAMBİK DEVLETİN ADI: Mozambik Halk Cumhuriyeti BAŞŞEHRİ: Maputo NÜFUSU: 14.842.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 799.380 km2 RESMİ DİLİ: Portekizce DİNİ: Putperest, İslamiyet, Hıristiyanlık PARA BİRİMİ: Mozambik Esküdosu Güneydoğu Afrika’da bağımsız bir devlet. Mozambik’in kuzeyinde Tanzanya, kuzeybatısında Malawi, Zambiya, batısında ve güneybatısında Güney Afrika Cumhuriyeti, Swaziland, doğusunda Hind Okyanusu yer alır. Önceden Portekiz’in denizaşırı bir eyaleti olarak bilinen Mozambik, 25 Haziran 1975’te bağımsızlığını kazanmıştır. Tarihi Portekiz, 15. yüzyıl sonlarında Hind Okyanusuna açıldığında, ticaretin kontrolü Arapların elindeydi. Doğu Afrika’da Portekiz’in hedefi, Araplardan kıyı limanlarını elde ederek, altın ve gümüş madenlerini eline geçirmekti. Mozambik 1520’lere doğru Portekiz’in eline geçti. Portekiz her sene buradan tonlarca fildişi satın alıp götürdü. Güney Amerika’daki kolonisi Brezilya’nın işçi ihtiyacını karşılamak için köle ticaretini başlattı. Bununla beraber doğu kesimin çoğu İngiltere ve Hollanda’nın eline geçince, Mozambik’in limanlarındaki ticaret aniden düştü. Böylece Mozambik 200 yıl süren gerileme dönemine girdi. Ülkenin şimdiki sınırları 1884-1885 Berlin Konferansında tesbit edildi. Avrupalı güçler Afrika’yı sömürge olarak paylaştığında, Mozambik, Portekiz tarafından denizaşırı bir eyalet olarak kabul ediliyordu. Ülke Lizbon’dan tayin edilen bir genel Vali tarafından yönetiliyordu. 1961 yılında Tanganyika’nın (sonra bu devlet Zengibar ile birleşerek Tanzanya’nın bir parçasını meydana getirmiştir), bağımsızlığını kazanmasından sonra Mozambik’in bağımsızlığını hedef alan milliyetçi bir hareket başladı. 1962’de dağınık gruplar Frente de Libertacao de Mozambique (Frelimo) veyaMozambik Hürriyet Cephesi adı altında birleştiler. Frelimo büyük ölçüde dış destek sağladı. Bilhassa silahlar ve diğer askeri techizat Doğu Avrupa’dan ve komünist Çin’den, mali yardım ise Afrika Birliği Teşkilatından geldi. Gerillalar 25 Eylül 1964’te Tanzanya sınırından Mozambik’e girip Portekiz askeri tesislerine saldırınca isyan hareketi başlamış oldu. Uzun süre devam eden mücadele sonrasında 1974 başlarında Portekiz’deki yeni ihtilal hükumeti Afrika’daki sömürgelerine bağımsızlık verme niyetini açıkladı. Böylece 25 Haziran 1975’te 470 yıl devam eden sömürge idaresi ve 10 yıllık gerilla savaşı sona erdi. Frelimo’nun siyasi kontrolünde Mozambik Halk Cumhuriyeti kuruldu. Günümüzde hala Marksist-Leninist bir idare ile yönetilmektedir. Fiziki Yapı Kıyı Ovası Mozambik topraklarının beşte ikisini ihtiva eder. Bu bölgenin batısında, deniz seviyesinden yaklaşık 150 ila 200 metre yüksekliğe sahip alçak yaylalardan ve tepelerden meydana gelen bir geçiş bölgesi bulunur. Ülkenin batı kısımları ortalama 1050 metre yüksekliğiyle üçüncü bir bölge teşkil eder. Bu bölge Rodezya dağlık arazilerinin bir uzantısıdır. Tete’nin kuzeybatı eyaletindeki 2000 metre yüksekliğindeki Namuli Dağları, merkezi Mozambik’teki Gorongossa Dağları ve güneybatı sınırı boyunca uzanan Lebombo Dağları bu bölgede yer alır. Mozambik’in bütün nehirleri Hint Okyanusuna dökülmekte olup, ülkede yoğun bir ağ meydana getirir. Kuzeyden güneye büyük nehirler Ruvuma, Ligonha, Lurio, Zambezi ve Limpopo’dur. Yağış miktarı değişiklikleri, nehirlerin akışını düzensiz hale getirir. Dolayısıyla düzenli olarak nehirlerde ulaşım yapılması mümkün olmaz. İklimi Mozambik’te tropikal iklim hüküm sürer. Yılda, bir kurak ve bir yağışlı mevsim olmak üzere iki mevsim vardır. Hemen hemen yıllık yağışın hepsi, ekimden marta kadar devam eden yağışlı mevsimde görülür. Bu dönemde yağmur getiren kuzeydoğu muson rüzgarları ile değişen sıcaklıklar yüksektir. Kıyıda sıcaklık, yağışlı mevsimde % 80 civarında nisbi bir nemlilikle, 27°C ila 29°C arasında değişir.Yağış miktarı Quelimane veBeira arasındaki merkezi kıyıda oldukça fazla olup, yılda ortalama 760 mm’dir. Kıyıdan içeriye uzanan ovanın bu kısmında yağış ve nem azalır. Fakat iç kesimdeki yaylada tekrar yükselir. Mozambik’te en yüksek yıllık yağış miktarı 1650 mm ile kuzey dağlarında ve Rodezya sınırı boyunca vuku bulur. İç kesimin iki büyük kısmı oldukça kuraktır. Bunlar yılda 300 mm yağış alan Gaza’nın güneybatı eyaleti ve Tete etrafındaki Zambezi Vadisidir. Hafif kurak mevsim, nisan ayından eylüle kadar devam eder. Bu dönemde, ekvatordan güneye doğru akan Mozambik sıcak su akıntısı, kıyıya 19°C’lik sıcaklık ortalaması kazandırır. Tabii Kaynakları Kıyıdan itibaren kuzeyde ve güneyde, iç kesimde yabani mahuncevizi ağaçları bulunur. Kıyı hattı boyunca, bilhassa nehir yolları dışında, mangrar (tropik deniz sahillerinde bataklıklarda mevcut olan karakteristik bir bitki) bataklıkları ve hindistancevizi ile hurma ağaçları mevcuttur. Diğer ağaçlar sedir, abanoz, demirağacı ve sandal ağacıdır. Nehir kıyılarında bamba ve mızrakotu, ormanlarda kauçuk asmaları yetişir. Mozambik’te çok çeşitli hayvanlara rastlamak mümkündür. Zebra ve ceylanların çoğu türleri, manda, aslan ve leoparlar ülkenin her tarafında bulunur. Timsah ve suaygırları nehirlerde ve göllerde mevcuttur. Kuzey ve kuzeydoğuda gergedanlar, Güney Afrika sınırında zürafalar bulunur. Ülkenin yeraltı zenginlikleri maden kömürü ve boksitten ibarettir. Nüfus ve Sosyal Hayat Mozambik nüfusunun % 98’den fazlasınıAfrikalılar meydana getirir. Kalanı Avrupalılar, Hintliler, Doğu Asyalılar ve melezlerden (Afrikalı-Avrupalı karışımı) ibarettir. Nüfusun % 90’ı tarım işçisidir. Hintliler ve Doğu Asyalılar önceden beri ticaretle meşgul olurlar. 1974’lerde 120.000 Portekizlinin göçü, ülkeyi, modern ekonominin iyi işlemesi için gerekli eğitimli personelden mahrum bırakmıştır. Mozambik’le Afrikalı toplumlar ve komşu devletlerdeki kabileler arasında büyük bir benzerlik vardır. Hepsi Bantu dillerini konuşur. En çok kullanılan diller güneyde Thonga, Zambezi Vadisinde Nyanja, kuzeyde Maksa ve Yao, kuzeydoğuda ve kıyıda Swahili’dir. Resmi dil Portekizcedir. Zambezi Nehrinin kuzeyinde Moravi, Yao, Makoe ve Lomue kabileleri bulunur. Güney Mozambik’te ise Shona, Thoaga, Chopi ve Ngoni kabileleri vardır. Nüfusun % 58’i putperest olup, kalanını Müslümanlar ve Hıristiyanlar meydana getirir. Bütün eğitim kuruluşları devletin elindedir. Okullarda ülkenin tek partisi olan Frelimo’nun ideolojisi öğretilmektedir. Okuma-yazma oranı % 15 civarındadır. Siyasi Hayat Ülkenin siyasi hayatına marksist bir parti olan Frelimo hakimdir. Anayasa, bütün hükumet kuruluşlarının Frelimo’ya tabi olduğunu belirtir. Bunun başkanı otomatik olarak cumhurbaşkanıdır. Halk Meclisi, Frelimo’nun merkezi ve yürütme komitelerinden ve kabinedeki yardımcı bakanlardan ve eyalet yöneticilerinden meydana gelir. İlave olarak Frelimo her eyaletten iki temsilci ve ordudan üyeler seçer. Merkezi Komite de nüfusun büyük çoğunluğunu temsil etmek üzere 10 vatandaş seçer. Mozambik en çok Tanzanya ile sıkı siyasi bağlar kurmuştur. Ekonomi Mozambik ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanır. İşlemeye elverişli toprakların % 5’i ekilidir. Mahuncevizi, şeker ve pamuk başlıca ihraç ürünleridir. Ayrıca, çay; kurutulmuş hindistancevizi içi ve sisal de (bir çeşit elyaf) önemlidir. Bu altı mahsul Mozambik ihracatının % 60’ını teşkil eder. Büyük hindistancevizi, pirinç, buğday, mısır, yerfıstığı ve muz esas itibariyle iç tüketimde kullanılmak üzere yetiştirilir. Mozambik, dünyanın en çok mahuncevizi üreten ülkelerinden biridir. Bunun en büyük müşterisi Hindistan ve ABD’dir. Sanayi ürünleri her ne kadar milli gelirin % 10’unu meydana getiriyorsa da, 1960’tan beri arttırılmaktadır. Sanayi esas itibariyle şeker, hindistancevizi, buğday ve pamuk gibi temel ürünlerin işlemesine tahsis edilmiştir. Çimento ve sun’i gübre fabrikaları iç ihtiyaçları karşılar. Komşu ülkelere ihraç için; demiryolu, araba ve makinaları imal eder. Başşehir Maputo’daki bir petrol rafinerisi, Güney Afrika Cumhuriyetine ve Swaziland’a petrol ihraç etmektedir. Zembezi Nehri üzerindeki Cabora Bassa Barajı Afrika’nın en büyük hidroelektrik projesidir. 1969’da yapımına başlanan baraj 1974’de tamamlanarak bir milyar dolara mal olmuştur. Üretilen elektriğin çoğu, Güney Afrika’ya satılmaktadır. Ülkenin demiryolu şebekesi, öncelikle kıyı ile iç kesim arasında yük taşımaya tahsis edilmiştir. Ana limanların herbiri (Maputo, Beria ve Nacola) komşu ülkelere uzanan demiryollarının uç noktasıdır. Esas itibarıyla bu yollarda yapılan transit ticaret, Mozambik döviz gelirlerinin % 30’unu sağlar. Ülkeyi kaplayan demiryolu ağı, Mozambik’i iyi karayollarından mahrum bırakmıştır. Yolların yaklaşık % 10’u asfalttır. Bütün ana yollar, iç kesimi limanlara bağlar ve Beira-Maputo karayolu hariç pek az iyi tali yol vardır.
  14. _asi_

    Moritanya

    MORİTANYA DEVLETİN ADI: Moritanya İslam Cumhuriyeti BAŞŞEHRİ: Nouakchott NÜFUSU: 2.108.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 1.030.700 km2 RESMİ DİLİ: Arapça, Fransızca DİNİ: İslam PARA BİRİMİ: Ouguiyya Afrika’nın kuzey batısında, Afrika Sahrasının batısından Atlas Okyanusuna kadar uzanan, çöllerle kaplı bir ülke. Tarihi Moritanya tarihinin, 4. yüzyılda kuzeyden gelen ve bugünkü Moritanya topraklarına yerleşen Berberilerle başladığı kabul edilir. Zenet ve Şanhaca kabilelerinin de bu topraklara gelerek Berberilerle birleşmesi ile Moritanya güçlenmeye başladı. Gana İmparatorluğuna son verildi ve Fas işgal edildi. Bu arada bölgeye gelen Müslüman Araplar, Moritanya idaresini ele geçirdiler. Böylece 11. yüzyıl başlarından itibaren Moritanya halkı İslamiyetle şereflenmiş ve İslamiyetin yayılmasına çalışmışlardır. Daha sonra Portekizliler, İspanyollar, Hollandalılar, İngilizler ve Fransızlar sırasıyla buraya saldırarak talan ettiler. En son olarak 1904 yılında Fransız emperyalizmi Moritanya’yı sömürge ilan etmiş ve Müslüman halkı 1958 yılına kadar ezmiştir. Bu tarihte Müslümanlar Moritanya İslam Cumhuriyetini kurdular. Fransa, iki yıl daha zulmüne devam etti. Moritanya halkı, nihayet 1960 yılında tam bağımsızlığını elde ederek, Fransızları memleketlerinden kovdular. Devlet Başkanlığına getirilen Maktar Ould Daddah, Batı Sahra’nın bağımsızlığı için mücadele eden gerillalara karşı başarılı olamayınca 1978’de Albay Mustafa Ould Salek askeri darbe ile başa geçti. Ertesi sene yerine Yarbay Muhammed Mahmud Ould Louly geçti. Aynı sene Polisario gerillaları ile anlaşma imzalandı. 1980’de Moritanya, Taris el-Gharbia bölgesindeki haklarından vaz geçince bölge Fas’a bağlandı. 1980’de Devlet Başkanlığını üstlenen Yarbay Muhammed Khovna Ould’un yönetimi sırasında, İslamiyete dayalı hukuk sistemi benimsendi ve kölelik kaldırıldı. 1984’te Albay Muaouya Old Sidi Ahmed, kansız bir darbe ile yönetimi ele geçirdi. Sidi Ahmed’e karşı 1987’de darbe girişimi başarısızlıkla neticelendi. 1989’da siyah-beyaz mücadelesi şiddet hareketlerine dönüştü. Bu mücadele Senegal’e sıçrayınca iki ülke arasında sınır savaşı oldu ve diplomatik ilişkiler kesildi. 1991’de Başkan Sidi Ahmed 13 senedir devam eden askeri yönetime son veren bir kanun çıkardı. 1992’de ilk çok partili seçimler yapıldı. Aynı yıl Moritanya ile Senegal arasında yeniden diplomatik ilişki kuruldu. Fiziki Yapı Afrika’nın batısındaki büyük çıkıntıda yer alır. Kuzeyinde Fas, kuzeydoğusunda Cezayir, güneyinde Senegal, doğu ve güneyinde Mali ile komşudur. Batısı Atlas Okyanusu ile örtülüdür. Yüzölçümü 1.030.700 km2dir. Bu toprakların % 70’i çöldür. Kuzeydoğu ve güneybatı istikametinde geniş bir düzlük halinde uzanan Moritanya toprakları, dört büyük yayladan meydana gelir. Bunlar; Adrar, Tagant, Afollé ve Assaba yaylalarıdır. Doğu bölgesi, Affolé Yaylası dahil genellikle düzlüktür. Yer yer kum tepelerine rastlanır. Güneyde Assaba bölgesi yarı çöldür. Batıda Adrar Yaylasında en yüksek yer ancak 5000 metreye ulaşır. Ülkenin tek nehri adını aldığı Senegal Devletiyle olan sınırı çizer. Kıyılar umumiyetle düz ve girintisiz çıkıntısızdır. İklim Ülkenin doğusu Büyük Sahra Çölünün bir bölümü ile kaplı olduğu için çöl ikliminin, batısı ise umumiyetle Atlas Okyanusunun tesiri altındadır. Kıyı bölgeleri ve Assaba Yaylası yumuşak Okyanus iklimine ve verimli topraklara sahiptir. Kuzeyde Adrar Yaylasında yıllık yağış ortalaması ancak 110 mm iken güneyde bu rakam 640 mm’ye ulaşır. Sıcaklık ortalaması yaklaşık olarak bölgelere göre kış aylarında O°C ila 38°C ve yaz aylarında 16°C-50°C arasındadır. Gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı çok yüksektir. Gece O°C olan sıcaklık gündüz 38°C’ye kadar çıkabilmektedir. Senegal Nehri boyunca uzanan nemli bölgede ise sıcaklık ortalaması 24 ila 35°C’dir. Tabii Kaynakları Sıcak ve kurak bir ülke olan Moritanya’nın bitki örtüsü çok zayıftır. Yarı çöl olan güney bölgeler cılız bitki ve çalılıklarla örtülüdür. Tamamen çöl olan kuzey ve doğu bölgelerinde ise ancak seyrek akasya ve dikenlere rastlanır. Yeraltı kaynakları, özellikle demir, bakır iridyum ve titan madenleri bakımından zengindir. Nüfus ve Sosyal Hayat Moritanya nüfusu 2.108.000’dir. Bunun % 42’ye yakın bölümü çok genç olup, 15 yaşın altındadır. Toplam nüfusun % 70’lik büyük bir bölümünü Moors (Berberiler), % 15’ini Halphoolloren ve % 15’ini ise Fulbe, Wolof ve Bombarlar gibi çeşitli yerli kabileler teşkil eder. Nüfus yoğunluğu kilometre kareye 1.6 kişidir. Daha çok başşehir Nouakchatt ile Senegal Nehri arası bölgeler kalabalıktır. Halkın çoğu tarım, hayvancılık ve çiftçilikle uğraşır. Coğrafi açıdan hem kuzey hem de alt Sahra Afrikasına bağlı olurken, kültür bakımından da hem beyaz Ortadoğu’ya hem de siyah Afrika’ya dahildir. Bir yandan Arap Zirvesi üyesi, diğer yandan da Afrika Birliği Teşkilatı üyesidir. Etnik yapısı karışık olduğu gibi dil açısından da zenginliğe sahiptir. Resmi dil Arapçadan başka Fransızca da konuşulur. Arapçanın değişik Hassani lehçesi yaygındır. Ayrıca her kabilenin kendilerine ait yerli dilleri mevcuttur. İnsanları kuvvetli bir hafıza ve iz sürme kabiliyetine sahiptir. Hemen hemen tamamı Müslüman olan halkın büyük bir bölümü Maliki mezhebindendir. İslamiyet, Moritanya sosyal hayatında çok tesirli olup, halkın birlik ve beraberliğini sağlamaktadır. Halkın büyük bir bölümü göçebe olduğundan dolayı okuma yazma oranı düşüktür. Yetişkin nüfus gözönünde tutulursa, okuma yazma oranı % 20’dir. Eğitim ve Öğretim dili Arapça ve Fransızca’dır. Ülkede 3 Yüksek okul vardır. Ayrıca dış üniversitelere öğrenci gönderilmektedir. Siyasi Hayat Moritanya 1960 yılında bağımsızlığını kazandı. İdare şekli İslam Cumhuriyetidir. Moritanya yedi idari bölgeye ayrılır. Devlet Başkanı ve 70 üyeli Millet Meclisi beş yıllığına seçilir. 19 Aralık 1980’de ilan edilen anayasa taslağına göre, çok partili demokratik düzene geçmiştir. Fakat, seçimlere halen tek parti listesiyle, Moritanya Halk Partisi girmektedir. Aynı anayasa Cumhurbaşkanlığı süresini altı yıla çıkarmış milletvekili süresini dört yıla düşürmüştür. Cumhurbaşkanı, meclis çoğunluğu içerisinden bir başbakan seçer ve bunu meclis onaylar. Ekonomi Nüfusun % 87’si tarım, hayvancılık ve balıkçılıkla geçinir. Bununla beraber bu alanlardan elde edilen toplam milli hasıla payı son yıllarda % 33’e düşmüştür. Darı ve sorgrum en önemli ürünlerdir. Tarım, güneyde özellikle Segenal Nehri Vadisinde yapılmaktadır. Hurma, patates, mısır, pirinç ve kauçuk diğer ürünlerdir. Ayrıca hayvancılık ve balıkçılık çok önemlidir. Mineral kaynaklarının gelişmesi ile, kişi başına gelirde Batı Afrika ülkeleri içerisinde önde gelmeye başladı. Bunlardan en önemlisi demirdir. Ayrıca tungusten, petrol, uranyum, fosfat, fypsum ve bakır diğer önemli madenleridir. Son yıllarda çelik endüstrisi, petrol rafinerileri ve elektrik enerji üretimi önemli ölçüde artış göstermiştir. Moritanya’daki mevcut demir-rezervlerinin işletilmesi ile 1960 ve 1976 yılları arasında, Moritanya ihracatı, sekiz kat artış gösteren ithalata mukabil, on bir katlık bir artış göstermiştir. Fakat daha sonraları yıllık ihracatı düşmüş ve ithalatı ise yükselmiştir. Daha çok Fransa, Belçika, İspanya, İtalya, Japonya ve İngiltere ile ticari münasebetleri vardır. En önemli ihraç ürünleri arasında demir, bakır, balık ürünleri, hayvan ürünleri, canlı hayvan, tuz ve hurma yer alır. Kişi başına yıllık milli gelir 490 dolar civarındadır (1993). Ülkede ulaşım çok ilkel karayolu ve 675 km’lik demiryolu ile sağlanır.
  15. _asi_

    Mauritius

    MAURİTİUS DEVLETİN ADI: Mauritius Cumhuriyeti BAŞŞEHRİ: Port-Louis NÜFUSU: 1.081.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 2.045 km2 RESMİ DİLİ: İngilizce DİNİ: Hinduizm, Hıristiyanlık, İslamiyet PARA BİRİMİ: Rupi Hint Okyanusundaki Mauritius Adası ve yakınındaki üç küçük adalar grubu üzerinde yer alan küçük bir devlet. Esas ada Madagaskar’ın 800 km doğusundadır, nüfusun % 97’sini, ülke topraklarının % 93’ünü ihtiva eder. Tarihi Mauritius, başlangıçta üzerinde kimsenin yaşamadığı bir ada idi. Adanın bütün halkı on altıncı yüzyıldan sonra buraya göçenlerin soyundan gelmektedir. Adanın Ortaçağ’da Arap ve Malezyalı denizciler tarafından bilindiği tahmin edilmektedir. Adaya ilk gelen Avrupalılar, on altıncı yüzyılda Portekizliler olmuştur. Hollandalılar 1598 ve 1710 yılları arasında adayı sömürge haline getirmeye çalıştılar. Ada, 1715’te Fransa’nın eline geçti ve 1810’a kadar Fransız sömürgesi olarak kaldı. 1810’da İngilizler adayı ele geçirdi, 1814 Paris Antlaşmasıyla ada resmen İngilizlere kaldı. 1833’te köleliğin kaldırılmasıyla, İngiltere Hindistan’dan köle yerine işçiler getirdi. 1837 ve 1907 yılları arasında adaya yaklaşık olarak 450.000 Hindli yerleşti. İkinci Dünya Savaşından sonra, Hinduları temsil eden İşçi Partisi, tek başına veya koalisyonlar halinde iktidara geldi. 1961’de İngiltere Mauritius’a bağımsızlık vermeyi kabul etti. 1967’deki genel seçim sonunda Hinduların ve Müslümanların partileri koalisyon halinde iktidara geldi ve 12 Mart 1968’de Mauritius’un bağımsızlığı ilan edildi. 1991’e kadar İngiliz Milletler Topluluğunun bir üyesi olarak kaldı. Eylül 1991 seçimleri sonunda ülkede Cumhuriyet ilan edildi. 1992 Martında Maurihus’un İngiliz Milletler Topluluğu içindeki statüsü değişti. Haziran 1992’de Cassam Uteem meclis tarafından Cumhurbaşkanı seçildi. Fiziki Yapı Oval şekilde görünüşü olan Mauritius Adası, volkanik bir yapıya sahiptir. Güney kıyısı hariç bütün kıyıları sığ kayalıklar ve mercanlarla çevrilidir. 61 km uzunluk ve 46 km genişliğe sahip olan Mauritius, yakınındaki adacıklarla birlikte 1865 m’lik bir araziye sahiptir. Ova halindeki kuzey bölgesini, yüksekliği 670 metreye ulaşan orta kesimdeki yayla takip eder. Yayla üzerindeki birçok dağ silsileleri ve tek tek tepeler 900 m’nin altında bir yüksekliğe erişir. Mauritius Adasının 560 km doğusundaki Rodrigues ve bunun yanındaki adacıkların toplam 119 km2lik bir yüzölçümü vardır. İki alçak Agelega Adaları Mauritius’un 930 km kuzeyinde bulunmakta olup, toplam olarak 27 km2lik bir alana sahiptir. İklim Adada yarı tropikal bir iklim hüküm sürer. Sıcaklık ortalaması kıyıda 23°C, yaylada 19°C’dir. Kasım ayından Nisan’a kadar, güneydoğu alizeleri dağlara ve yaylaya bol yağmur getirir. Bazı yamaçlar yılda 5000 mm’lik yağış alırken, dağların rüzgar almayan taraflarındaki kıyı arazileri ancak 900 mm’lik bir yağış alır. Arasıra esen kuvvetli kasırgalar adada büyük ölçüde tahribat yapar. Tabii Kaynaklar Bir zamanlar Mauritius Adasını kaplayan kesif ormanların pek azı kalmıştır. Adanın % 40’ı çorak arazilerden, fundalıklardan, çam ağaçlarından, öd ağaçlı ve akasyalı çayırlardan ibarettir. Ada topraklarının % 50’si ekili olup, geri kalan % 10’u insanların yerleşmesine ve yollara tahsis edilmiştir. Agalega Adaları, hindistancevizi ağaçları ile kaplıdır. On altıncı yüzyıldan itibaren, adanın ilk bitki örtüsünün ve hayvanlarının yerini yeni sokulan türler almıştır. Adanın değerli madeni yoktur. Nüfus ve Sosyal Hayat Yüzölçümüne oranla dünyanın en kalabalık ülkelerden biri olan Mauritius’ta km2ye 444 kişi düşer ve aşırı nüfus artışı devlet için önemli bir mesele teşkil eder. Mauritius Adasında yoğunluk daha da fazla olup, km2ye düşen kişi sayısı 483’ü aşar. Adada beş esas nüfus grubu vardır: Nüfusun yaklaşık % 69’unu Hindistan’dan göç edenlerin neslinden gelenler teşkil eder. Bunlar Hindular (Nüfusun % 53’ü) ve Müslümanlar (Nüfusun % 16’sı) olmak üzere iki gruba ayrılır. Afrikalı-Avrupalı, Afrikalı-Asyalı karışımından meydana gelen melezler % 27 civarındaki Çin asıllılar nüfusun % 3’ünü ve Fransız asıllılar nüfusun ancak % 1’ini temsil eder. İngilizce ülkenin resmi dilidir. Fakat çok küçük azınlığın ana dilidir. Fransızca, Fransız asıllılar ve melezler tarafından konuşulur. Afrika dillerinden bazılarının sokulması ile basitleştirilmiş bir Fransızca olan melezlerin dili, yaygın bir şekilde müşterek anlaşma lisanı olarak kullanılır. Diğer önemli diller Hindlilerin konuştuğu Hindce, Müslümanlarca konuşulan Urdu dili, Çinlilerce konuşulan Çincedir. Mauritius Adasında en yaygın din Hinduizmdir. Bundan sonra Hıristiyanlık ve İslamiyet gelir. Nüfusun yaklaşık % 44’ü şehirlerde yaşar. Kuzeybatı kıyısındaki Port-Louis 150.000’lik nüfusu ile ülkenin başşehri, en büyük şehir ve limanıdır. Başlıca diğer şehir merkezleri yüksek arazilerde yer alır. Ülkede çocukların ilkokul tahsili mecburidir. % 61 olan okur-yazar oranı sürekli artmaktadır. 1967’de Mauritius Üniversitesi açılmıştır. Siyasi Hayat Mauritius, başbakan tarafından yönetilen tek meclisli parlamenter bir hükumet şekline sahiptir. Meclis üyelerinin çoğu genel seçimle seçilir. Fakat az bir kısmı, en azından ülkenin bütün büyük gruplarını temsil edecek şekilde özel bir komite tarafından seçilir. Kanuni sistemde model olarak Fransa’yı almıştır. Mauritius, dış münasebetlerde bloksuzluk siyaseti takip eder. Ülke kısmen ABD, BDT ve Çin ile ilişki kurarken, Avrupa Ekonomik Topluluğu ile sıkı bağları devam ettirmektedir. Mauritius bağımsızlığından kısa bir süre sonra Birleşmiş Milletlere üye olmuştur. Ekonomi Mauritius da değerlendirilebilir maden yoktur ve pek az işlenebilir toprak vardır. Topraklar fosfat bakımından fakirdir. Bununla beraber, bol yağış ve gübre kullanılan arazi, şekerkamışı üretimine imkan verir. Ada topraklarının yarısı ekilidir. Şeker üretimi oldukça yüksek olup, ülkenin temel sanayi ürününü teşkil eder. Üstelik, ülke kararlı fiyatlarla Avrupa Ekonomik Topluluğunda (AET) mukaveleyle garantili pazara sahiptir. İşlenen toprakların % 90’ında şekerkamışı yetiştirilir. Bu bitkinin yetişmesine elverişli olmayan topraklarda, çay ve tütün yetiştirilmektedir. Bahçe arazileri ve çiftlik hayvanları iç tüketim için yiyecek sağlar. Fakat toprakların büyük kısmı ihraç bitkilerine tahsis edildiğinden. Mauritius temel gıda maddesi olan pirinci ithal etmek zorunda kalmaktadır. Hükumet ekonomiyi güçlendirmek ve yeni iş imkanları açmak için yabancıları sanayi tesisleri kurmaya teşvik etmektedir. Ülke yolları dar ve virajlıdır. Fakat şehir merkezleri arasında otobüs hizmeti vardır. Port-Louis de gemi tamir atölyeleri mevcuttur ve liman tesisleri geliştirilmektedir. Havayolları Mauritius’u Avrupa’ya, Afrika’ya, Hindistan’a ve Avustralya’ya bağlar.
  16. _asi_

    Mali

    MALİ DEVLETİN ADI: Mali Cumhuriyeti BAŞŞEHRİ: Bamako NÜFUSU: 8.464.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 1.240.000 km2 RESMİ DİLİ: Fransızca DİNİ: İslam PARA BİRİMİ: Mali Frankı Batı Afrika’da yer alan bir ülke. Kuzeybatıda Moritanya, kuzeydoğuda Cezayir, doğuda Nijerya ve Yukarı Volta, güneyde Fildişi sahili, güneybatıda Gine ve batıda Senegal ile çevrilidir. Kuzeyde üzerinden yengeç dönencesi geçen Mali, 10°09’ güneş, 24°59’ kuzey enlemleri ile 4°17’ doğu ve 12°14’ batı boylamları arasında yer alır. Tarihi Ortaçağda Mali’de kurulan devletler hakkında bilgiler, öncelikle Arap tarihçiler vasıtasıyla gelmiştir. Ortaçağda Mali’nin kuzeybatı kesimlerinde ve Moritanya, Senegal ülkelerinde kurulan Gana Devleti 850-1050 yılları arasında parlak bir dönem yaşadı. Bu devletin günümüzdeki Gana ile ilgisi yoktur. 1200-1400 döneminde Mali İmparatorluğunun kuvvetlenmesi sonucunda kuvvet ekseni Nijer koridoruna kaydı. Bu devlet her istikamette yayılan fetihlerle batıda Senegal içlerine, doğuda bugünkü Nijer içlerine ve güneyde ticaret sayesinde ormanlık bölgelere kadar genişledi. 1460-1590 yılları arasında Songhgi İmparatorluğu bu devleti teslim aldı. Bunların gelişmesi, İslam dininin bir irfan merkezi haline gelen Timbuktu şehrinin büyümesine tesadüf etmektedir. 1591 yılında, birkaç bin Faslı asker, çölü geçerek Songhai İmparatorluğuna son verdi. Bundan sonra Nijer Vadisinde küçük devletlerin hakim olduğu bir dönem başladı. Bu devletlerden en önemlisi 1650- 1850 dönemindeki Bambara Devleti idi. On dokuzuncu asırda, Fulbe topluluğu, askeri ve dini hareketlere yön verdiler. Bu hareketler, Mali’de İslamiyeti en yaygın din haline getirmeye yetti. Fransa bu toprakları on dokuzuncu yüzyılın son 20 yılında sömürge haline getirdi. Ülke, Fransız Sudan’ı ismini aldı. Mali, Nijer Vadisinde yapılan yatırımlar hariç, Fransız Batı Afrika Federasyonunun ekonomi ve politikasında önemli bir rol oynamadı. İkinci Dünya Savaşından sonra başlayan bağımsızlık hareketleri sonucunda, 1958 yılında Fransız Sudan’ı muhtar bir cumhuriyet oldu. Ertesi sene Sudan Cumhuriyeti Senegal ile birleşerek, Mali Federasyonu teşkil edildi. Federasyon Haziran 1960’ta bağımsızlığını ilan etti, fakat Senegal Ağustosta federasyondan ayrıldı. Bunun üzerine devlet başkanı Modibo Keita, 22 Eylül 1960’ta bağımsız Mali Cumhuriyetini ilan etti. 1968’de Teğmen Musa Traore liderliğinde genç subaylar, Keita’yı devirerek Milli Özgürlük Askeri Komitesini kurdular. Bu komite, 1979 yılında sivil yönetime geçişi sağladı. Yapılan seçimleri komite başkanı Musa Traore kazanarak devlet başkanlığına geçti. Başkan Moussa Traoé, 26 Mart 1991’de yapılan bir darbe ile devrildi. Yarbay Amadou Touré başkanlığındaki Ulusal Uzlaşma Konseyi, başbakanlığa bir sivil olan Soumana Sacko’yu getirdi. 1992 başlarında yapılan yerel yönetim ve milletvekili seçimlerine birçok parti katıldı. Başkanlık seçiminin ikinci turunda % 70 oy alan Alpha Konaré 8 Haziranda resmen göreve başladı (1993). Fiziki Yapı Mali’nin büyük bir bölümü düz arazilerden meydana gelmiş olup, güneyden kuzeye üç farklı bölgeye ayrılır. Bu bölgeler Savana, Step bölgesi (Sahel) ve çöldür. Güneyde yer alan Savana, ağaçlı otlaklardan meydana gelmiştir. Ağaçsız bir ova halindeki Step bölgesi, Savananın hemen kuzeyinde başlayıp, batıdan tam Moritanya sınırının altından geçen ve doğudaki tarihi Timbuktu ve Gao şehirlerini ihtiva eden bir şerit meydana getirir. Senegal ve Nijer nehirleri, Savana ve Step bölgeleri içinden akar. Senegal’in kolları, Gine’nin dağlık arazilerinden doğar. Mali’nin batı kısmındaki toprakları suladıktan sonra ana kolu meydana getirmek üzere birleşir. Nijer Nehri de aynı arazilerden kaynaklanır. Güneybatıda Gine’den ülkeye girerek, kuzeydoğu istikametinde meşhur Timbuktu şehrine kadar 960 km boyunca akar. Sonra doğu istikametinde yaklaşık 320 km boyunca Mali topraklarını suladıktan sonra güneydoğuya yönelerek Nijer topraklarına girer. Bu nehir Afrika’nın üçüncü büyük nehri olup, Mali’nin candamarını teşkil eder. Nijer Nehrinin meydana getirdiği delta, bir yılda arka arkaya iki defa mahsul alınmasını mümkün kılan verimli bir ovadır. Sahra Çölü, Step bölgesinin kuzeyinde kalan bütün Mali topraklarını kaplar. İklim Afrika’nın bol yağış alan tropikal ormanlarının kuzeyi boyunca uzanan Mali’de, sıcak ve kurak bir iklim hüküm sürer. Yağmur özellikle haziran ve eylül ayları arasında yağar. İklim ekim ve kasımda sıcak nemli, ocak ayına doğru soğuk ve kurak, hazirana kadar sıcak ve kuraktır. Yıllık yağış miktarları güneyden kuzeye doğru azalır. Sana bölgesi güneyde yılda yaklaşık 1500 mm’lik, kuzeyde ise 500 mm’lik yağış alır. Step bölgesinde yıllık yağış miktarı sadece 175 mm ile 500 mm arasında değişir. Sahra Çölünde yağış miktarı yok denecek kadar azdır. Tabii Kaynakları Mali’nin oldukça büyük bir bölümü bitki örtüsünden mahrumdur. Güneydeki Savana bölgesi iri otlar ve fundalıklarla kaplıdır ve her çeşit yabani hayvanları ihtiva eder. Madeni kaynakları çok az olan Mali’nin en önemli madenleri mermer ve kireç taşıdır. Nüfus ve Sosyal Hayat Seyrek olarak nüfuslanmış Mali’de km2ye 6 kişi düşer. Bununla beraber bu rakam bölgelere göre büyük değişiklikleri ihtiva eder. Mesela çölde nüfus yoğunluğu sıfıra yaklaşır. Step ve Savananın bazı uzak kesimlerinde, yoğunluk genel ortalamanın ancak üçte birine ulaşır. Diğer taraftan Bamako ve Timbuktu arasındaki Nijer koridorunda, km2ye düşen insan sayısı ekseriya 27’nin üstündedir. Nüfusun % 80’den fazlası, nüfusu 2000’den az olan köylerde yaşar. En büyük şehir merkezleri Nijer koridorundadır. Yaklaşık 646.000 nüfuslu Bamako, her biri 50.000 nüfuslu Mopti ve Sego şehirleri en önemli yerleşim merkezleridir. Günümüzdeki yıllık nüfus artış oranı % 2,5 olup, nüfusun 20 yılda iki kat artacağı tahmin edilmektedir. Çoğu çocuklar 2 yaşına varmadan ölürler. Ortalama hayat süresi, 35 ila 40 sene arasında değişmektedir. Mali Devleti içinde en nüfuzlu grup, yaklaşık 2 milyon nüfuslu ve hemen hemen nüfusun % 40’ını meydana getiren Bambara etnik grubudur. Bu topluluk, Nijer- Kongo dillerinden Mande grubuna ait Bambara lisanını konuşur. Diğer önemli etnik grupları: Fulbe, Moorlar, Tuareg, Songhai, Dogon ve Senufodur. Mali halkının yaklaşık % 90’ı Müslümandır. Müslümanlar kendilerine has eğitim sistemlerine sahiptirler. Hıristiyanlar nüfusun ancak % 1’ini meydana getirir, halkın geri kalanı putperesttir. Resmi dil Fransızcayı okuyup yazan pek azdır ve şehir merkezlerinde toplanmıştır. Hükumet 1960’tan beri, ilk ve orta dereceli eğitimi mecburi yaparak okuma-yazma oranını arttırmaya çalışmakta olup, halkın % 10 civarındaki bir kısmı okur-yazardır. Siyasi Hayat 22 Eylül 1960’ta bağımsızlığa kavuşan Mali, 1968’de askeri bir darbe sonucunda, Askeri Milli Hürriyet Komitesi tarafından idare edilmeye başladı. Bu komitenin yönetimi, yönetici bir parti olarak kurulan Mali Halkı Demokratik Birliği zamanına kadar devam etti. Mali’de 137 üyeli milli konsey, buna karşı sorumlu 19 üyeli merkez yürütme bürosu vardır. Cumhurbaşkanı altı yıllık süreyle seçimle görev başına gelir. Büyük çoğunluğu sivil olan bir kabine ve halk tarafından seçilen bir meclis olsa da, ülkeyi etkileyen temel kararları hala askerler vermektedir. Mali, Afrika Birliğine ve Birleşmiş Milletler Topluluğuna üyedir. Ekonomi Mali ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanır. Nüfusun yaklaşık % 75’i çiftçilikle, % 10’u hayvancılıkla ve % 2’si balıkçılıkla uğraşır. Ülkede yetişen tahıllar, süpürge darısı (sorghum), mısır ve pirinçtir. Pamuk ve yerfıstığı önemli bir döviz kaynağı sağlar. Nijer Nehrinden tutularak kurutulan balıklar ve sığır önemli gelir kaynaklarıdır. En önemli tarım bölgesi Segunun kuzeyindeki iç deltanın batı kısımlarında yer alır. Tarıma elverişli arazinin ancak % 5’i ekilidir. Bununla beraber, işlenen toprakların verimliliği ve alanı artırılmaya çalışılmaktadır. Bu bölge, ülkenin pirinç ve şeker ihtiyacının büyük bölümünü karşılamaktadır. Mali ekonomisi, 1968-1973 kuraklığında büyük zarar görmüştür. Bu dönemde çiftlik hayvanlarının % 25’i ölmüş ve tarım ürünleri % 50 düşmüştür. Mali, her yıl büyük dış ticaret açığı vermekte ve giderek dış yardıma bağımlılığı artmaktadır. Hemen hemen bütün mamül maddeler başta Fransa’dan olmak üzere ithal edilir. Mali, Çin, Amerika Birleşik Devletleri, Batı ve Doğu Avrupa ülkelerinden önemli ölçüde ekonomik yardım alır. Ülkenin etrafının yabancı devletlerle çevrili olması ve yetersiz ulaşım şebekesi sebebiyle Mali ekonomisinin gelişmesi ciddi bir şekilde engellenmektedir. Tek demiryolu ve dış ticaretin anayolu, Senegal’in başkenti ve Atlas Okyanusunda bir liman olan Dakar’la Bamako’yu birleştiren 960 km’lik hattır. Senegal’in demiryolarının ve liman tesislerine bağımlılık, Mali’nin ithalat ve ihracatına büyük masraflar ekler. Diğer önemli denize çıkış yolu, Nijer koridorundaki üretici ve tüketicilerden 1280 km’den fazla uzakta olan Abidjan’dır. Nijer koridorunda ve bilhassa buradaki şehir merkezlerinde yaşayanlar yüksek gelirlere sahiptir. Çölde, Nijer dirseğinde ve güneydeki uzak bölgelerde yaşayanlar ürünlerini pazarlamakta ve ithalattan pay elde etmekte büyük zorluk çekmektedir.
  17. _asi_

    Madagaskar

    BAŞKENT ANTANANİROVA
  18. _asi_

    Madagaskar

    MADAGASKAR DEVLETİN ADI: Demokratik Madagaskar Cumhuriyeti BAŞŞEHRİ: Antananirova NÜFUSU: 12.804.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 587.041 km2 RESMİ DİLİ: Hıristiyan, Müslüman, Putperest DİNİ: Madagaskar dili ve Fransızca PARA BİRİMİ: Madagaskar Frankı Hint Okyanusunun batısında, Madagaskar Adası ve yakınındaki küçük adalar üzerinde kurulmuş bir Afrika ülkesi, Afrika kıtasından Mozambik Kanalı ile ayrılan Madagaskar, 11° 57’-25° 36’ güney enlemleri ile 43° 13’-50° 29’ doğu boylamları arasında yer alır. Tarihi Madagaskar hakkında ilk bilgiler Arap kaynaklarından, bilhassa 10. yüzyıl ortasında Doğu Afrika’yı ziyaret eden El-Mesudi’den elde edilmektedir. Ada, çağımız öncesinden itibaren Endonezyalılar ve Afrikalılar tarafından nüfuslandırılmıştır. On ikinci yüzyılda Araplar, kuzeybatı kıyısında küçük bir kasaba kurdular. Zamanla adaya İslamiyet yayıldı. Gaskar Adası bir Portekizli tarafından 1500’de tesadüfen keşfedilinceye kadar Avrupalılarca bilinmiyordu. 1643 yılında Fransızlar o zamanlar küçük krallıklara bölünmüş olan adada, Dauphin Kalesini kurdular. On sekizinci asırda doruk noktasında olan Sakalava Krallıkları, aynı asrın sonunda yerini Merina Krallığına bıraktı. Bu krallık, İngiltere ile dostluk anlaşması imzalayarak, kapısını Avrupalılara açtı. Bu arada Fransızlar 1841’de Nassi Beyi işgal ederek Sakalavaları himayesi altına almak istedi. Fransa, himayesini kabul etmeyen Sakalava kıyısını bombaladı. 1885 yılında yapılan anlaşmayla, dış işlerinde başkan olan bir Fransız yöneticinin otoritesi altında bir çeşit himaye devlet kuruldu. 1896’da Fransız parlamentosu, Madagaskar’ı sömürge haline getirdi. İkinci Dünya Savaşından sonra, Madagaskarlılar bağımsızlık için çetin bir mücadeleye giriştiler. 1947’de ihtilal patlak verdi, kısa bir müdahaleden sonra isyan bastırıldı. 60.000 ile 90.000 arasında insan öldü veya yaralandı. Ada bundan sonra direkt olarak Paris’ten idare edilmeye başlandı. 1958’de Madagaskar, Fransız Cemiyeti içinde muhtar bir cumhuriyet oldu. 26 Haziran 1960’ta da tam bağımsızlığa kavuştu. 10 yıllık şekli bir bağımsızlıktan sonra hala ülkede 50.000 Fransız askeri vardır. Yabancı yatırımların üçte ikisi ihracatın dörtte üçü, ticari değere sahip bitkilerin yarısından fazlası Fransız ithalat-ihracat şirketlerinin elinde idi. Kurak ve fakir olan güneyde 1972 başlarında, 100.000 öğrenci, yabancı ekonomik hakimiyete son verilmesi için boykot yaptı. Boykot sindirildi fakat, Mayıs 1972’de başşehirde yeni kargaşalıklar başgösterince; hükumet, iktidarı ordu komutanına bıraktı. 1972-1975 yılları arasında geçici bir hükumet kuruldu. 30 Aralık 1975’te ikinci bir cumhuriyet ilan edildi. Yeni devletin adı Demokratik Madagaskar Cumhuriyeti oldu. Yeni cumhuriyet geniş bir devletleştirme politikası takib etti. Fransız askerlerini ülkeden çıkardı. 1991 senesi başlarında başlayan iç karışıklıklar yüzünden Temmuz ayında olağanüstü durum ilan edildi ve bir süre sonra sosyalistlerin kurduğu hükumet istifa etti. Bir süre sonra meclis ve Yüksek Devrim Konseyi feshedilerek, Zafy başkanlığında Yüksek Devlet Organı kuruldu. Başkanlık seçimlerinin ilk turu 25 Kasım 1992’de yapıldı. Seçimlere hile karıştırıldığı gerekçesiyle ikinci tur 1993 senesine ertelendi. Fiziki Yapı Yüzölçümü itibariyle dünyanın dördüncü büyük adası olan Madagaskar, kuzeyden güneye 1570 km uzunlukta olup, azami genişliği 575 kilometredir. Yaklaşık 4800 km’den fazla olan kıyı hattı, bütün uzunluğu boyunca uzanan dağ zinciri ile coğrafi yapısının değişikliği dikkate değerdir. Ada üç tabii coğrafi bölgeye ayrılır: Dağlık iç bölge, doğu kıyısı ve batı kıyısı. Yüksek yaylalar ismini alan dağlık iç bölge, deniz seviyesinden 900 ila 1500 m yükseklikte olup, yüksekliği 1830 m’yi aşan üç dağ silsilesini ihtiva eder. En yüksek tepe olan Maromokotro (2876 m), kuzeydeki Tsratanna sıra dağları üzerindedir. Yaylaların yüzeyleri, birbirinden farklı özellikler arz eder. Bütün istikametlerde çaprazvari vadiler ve derin dereler bulunur. Dağlık bölgenin yüksek kesimlerinde, çukur şeklinde büyük alçak basınç alanları ve bataklık ovalar mevcuttur. Genişliği ortalama 50 km olan doğu kıyısı, yüksek yaylalar ve Hint Okyanusu arasında yer alır. Erozyona maruz kalmış tepeleri ve bataklıkları ile özellik kazanır. Tek girinti olarak Antongil Körfezini ihtiva eden kıyı hattı, dağların ana eksenine paraleldir. Bu kıyıdan Hint Okyanusuna dökülen nehirler kısa olup, ancak kısa mesafelerde ulaşıma elverişlidir. Bazı yerlerde genişliği 190 km’ye ulaşan batı kıyısı, ovaları çöküntü alanları ve yaylaları ile doğu kıyısına nazaran daha değişken, daha çok girintili çıkıntılı bir görünüm arz eder. Bu kıyı, Madagaskar’ın en önemli coğrafi özelliğidir. Buradan Mozambik Kanalına dökülen nehirler daha uzun ve büyük bölümleri ulaşıma elverişlidir. İklim Adada iklim değişiklikleri, enlem farklılıklarından ziyade yükseklik farklılıklarına bağlıdır. Kıyılarda iklim genellikle sıcak ve nemlidir. Dağlık iç kesimlerde ise ılımandır. Madagaskar’da iki mevsim vardır: Sıcak (yağışlı) mevsim ve soğuk (kurak) mevsim. Sıcak mevsim, günlük yağmurlar ve fırtınalar dönemidir. Bu mevsim, yüksek yaylalarda, kasım sonundan nisan sonuna kadar devam eder. Doğu kıyısında daha uzun, batı kıyısında daha kısadır. En güneyde sadece iki ay sürer (aralık ve ocak). Soğuk mevsim nisandan kasıma kadar devam eder. Bu mevsimde doğu kıyısı ve kuzey batısı yağışlı, yüksek yaylalar ise nemlidir. Batı kıyısı kurak, güney kıyısı daha da kuraktır. Senelik yağış ortalaması bölgelere göre değişmektedir. Antongil kıyısında 3700 mm olan yağış miktarı, kuzeybatı kıyısında 2100 milimetreye, batıda 940 milimetreye, güneybatıda ise 355 kilometreye düşmektedir. İç platoda bu miktar 1200-1325 mm arasında değişmektedir. Yıllık sıcaklık ortalaması ise kıyılarda 21°C-27°C, iç platoda ise 13°-19°C arasındadır. En soğuk ay temmuz ayıdır. Tabii Kaynaklar Bir zamanlar Madagaskar’ı kaplayan kesif ormanlara, günümüzde ancak kıyı hattında ve merkezi dağ silsilesinin yamaçlarında rastlamak mümkündür. Tabii bitki örtüsü, tarla açmak için yakılarak veya kesilerek yok edilmektedir. En kesif ormanlar, kuzeybatıda Ankaizina yaylalarında, Tsratanna dağ silsilesinde ve Sahamalaza Körfezi yakınlarındadır. Ormanlar koyu kırmızı ve güzel kokulu ağaçlarla demir ağacı gibi kıymetli ağaçları ihtiva eder. Güneyde sık dikenli fundalıklar (kaktüs ve bodur ağaçlara karışan dev otlar) bulunur. Ada hayvanları kendisine has bir özelliğe sahiptir. Önemli ölçüde bulunan timsahlar dışında, fil, maymun veya aslan gibi büyük hayvanlar yoktur. Bununla beraber sadece Madagaskar’da bulunan ve maymuna benzeyen hayvanlar bol miktarda bulunur. Ayrıca bostan kirpisi, yarasa, yaban domuzu gibi memeli hayvanlara da rastlamak mümkündür. Madagaskar, yeraltı zenginlikleri olarak krom, mika, grafit ve ikinci derecede kıymetli taşları ihtiva eder. 1980’de büyük petrol rezervleri bulunmuştur. Halihazırda petrol çıkarılmamaktadır. Nüfus ve Sosyal Hayat 12.804.000 nüfuslu Madagaskar halkının büyük çoğunluğu (% 84) kırsal kesimde yaşar ve çiftçilikle geçinir. Yaklaşık 663.000 nüfusa sahip, başşehir ve aynı zamanda tek büyük şehir olan Antananarivo, yüksek yaylalar bölgesindedir. Nüfus artış oranı, % 2,6 civarındadır. Fransız işgalinden önce ve sonra, ticaret, iç göçler ve idari yapı sebebiyle birbirine sıkıca bağlı olan etnik gruplar dağılmıştır. Madagaskar halkının en kalabalık ve nüfuzlu grubunu meydana getiren Merina kabilesi orta kesimdeki dağlık arazilerde yaşar. Bundan başka, Bertsileo, Sakalava, Mahafaly, Antaimoro, Antaisaka gibi etnik gruplar da vardır. Ayrıca Madagaskar’da Avrupalı, Çinli ve Hintli azınlıklar da mevcuttur. Resmi dil Madagaskar lisanı ve Fransızcadır. Yirminci yüzyıla kadar eğitim, misyonerlerin elinde kalmıştır. Günümüzde halkın yaklaşık % 50’si okur yazardır. Yüksek öğrenim Madagaskar Üniversitesinde ve ilmi araştırma enstitülerinde yapılmaktadır. Madagaskar ahalisinin takriben üçte biri Hıristiyandır. Hıristiyanlık on dokuzuncu asırda misyonerler tarafından ülkede yayılmıştır. Madagaskar’da, bilhassa kuzeybatıda birkaç yüz bin Müslüman bulunmaktadır. Kırsal kesimdeki halkın çoğu eski dinlerini devam ettirmektedir. Siyasi Hayat 30 aralık 1975’te ilan edilen Demokratik Madagaskar Cumhuriyetinde, Cumhurbaşkanı yedi yıl süreyle seçilir. Cumhurbaşkanı 12 üyeli ihtilal konseyine başkanlık eder. Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından tayin edilir. Milli Halk Meclisinin altı yıllık süreyle işbaşına geldiği ülkede, sosyalizm esaslarına bağlı tek bir parti vardır. Madagaskar, Birleşmiş Milletler Teşkilatına ve Afrika Birliği teşkilatına üyedir. Ekonomi Madagaskar ekonomisi son yıllara kadar büyük çoğunlukla Fransız iktisadi kuruluşlarının kontrolü altında idi. Günümüzde hükumet, uyguladığı hızlandırılmış bir devletleştirme politikası ile, yaklaşık sanayinin % 35’ini, ihracatın % 78’ini, ithalatın % 60’ını, bankacılığın ve sigortacılığın tamamını devletleştirmiştir. Ekonomide öncelik, halkın % 80’inden fazlasının meşgul olduğu tarıma verilmiştir. Ülkede yetişen tütün, vanilya, çay, karanfil, biber ve kahve gibi tarım ürünleri ihraç edilmektedir. Halkın temel gıda maddesi olan pirinç yetiştirilmekte ise de şehirli halk için, düzenli olarak yılda 100 bin tonun üstünde pirinç ithal edilmektedir. Madagaskar’da yetiştirilen 10 milyon baş sığır, ülkenin dondurulmuş et ihraç etmesine imkan vermektedir. Tarım ürünleri ihracat gelirlerinin % 30’unu sağlar. Ülkede çıkarılan krom, mika, grafit ve ikinci derecede kıymetli taşlar ihraç edilmektedir. Son yıllarda keşfedilen büyük petrol rezervleri sayesinde Madagaskar’ın petrol ihraç eden bir ülke durumuna gelmesi beklenmektedir. Mamül maddelerinin çoğu ithal edilmekte ise de, sıkı bir ithalat politikası sebebiyle ticaret dengesi ülke lehine kaymaktadır. Enflasyon % 8 civarında tutulmaktadır. Ulaşım sahası, sosyal ve ekonomik gelişme için büyük engel teşkil etmektedir. Yolların uzunluğu ve bakımı yetersizdir. Sömürge devrinden kalma demiryolları geliştirilmemiştir. Bu eksikliklere karşılık olarak hava yolu ulaşımı geliştirilmeye çalışılmaktadır. Başşehir yakınlarındaki İvanto havaalanı ülkenin tek milletlerarası havaalanıdır.
  19. _asi_

    Libya

    LİBYA DEVLETİN ADI: Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi BAŞŞEHRİ: Trablus NÜFUSU: 4.447.000 YÜZÖLÇÜMÜ: 1.759.540 km2 RESMİ DİLİ: Arapça DİNİ: İslam PARA BİRİMİ: Libya Dinarı Afrika kıtasının, kuzeyinde Akdeniz kıyısında yer alan bir ülke. 32°-20° kuzey enlemleri ile 10°-25° doğu boylamları arasında kalır. KuzeydeAkdeniz, doğuda Mısır, güneydoğuda Sudan güneyde Nijer ve Çad, batıda ise Cezayir ve Tunus’la çevrilidir. Fiziki Yapı Yüzölçümü 1.759.540 km2ye ulaşmaktadır. Toprak bakımından Afrika’nın dördüncü büyük ülkesidir. Bu geniş toprakların hemen hemen % 95’i çöl veya kurak arazidir. Kuzeyde Akdeniz ve güneyde Ekvator Afrikası arasında bir kum denizine benzeyen Büyük Sahra Çölünün, yaklaşık 1300 km uzunluğundaki büyük bir bölümü, Libya topraklarının tamamına yakın kısmını meydana getirir. Libya’nın, Tunus ve Mısır arasında bulunan Akdeniz kıyılarının uzunluğu, yaklaşık 1912 km’dir. Kıyıdan itibaren gittikçe yükselen Libya toprakları, umumiyetle yüksek yayla görünümünde olup, başlıca üç büyük bölgeye ayrılır; Bunlar Fizan, Trablus ve Sirenaik bölgeleridir. Akdenize bir kavis şeklinde girmiş olan Sirenaik bölgesi, düz girintisiz çıkıntısız olan kıyılardan itibaren yükselmeye başlar. Kıyıya paralel uzanan Yeşil Dağı (Cebel-ül-Ahdar) buradaki mevcut yaylanın en yüksek yeri olup, yaklaşık 880 m yüksekliğindedir. Kuzeydoğudaki bu yüksek yayla, güneydeLibya Çölüne doğru alçalmaya başlar. Sidra Körfezinin batısında yeralan ve ortalama 650 m yüksekliğinde olan Trablus bölgesi, irili ufaklı vahalara sahip olup, verimli topraklarla kaplıdır. Bu bölgenin en yüksek yeri olan Nefusa Dağı, bölgeyi kuzey rüzgarlarına karşı örter. Libya topraklarının büyük bir bölümünü meydana getiren ve Kuzey Afrika’yı hemen hemen kaplamış olan Büyük Sahra Çölü ıssızdır. Sahra Çölünde iklim de çok farklılık gösterir. Bazı yerlerine on yıl boyunca hiç yağmur yağmaz. İklim Libya iklimi yükseklik ve denize yakınlık bakımından çeşitlilik arz eder. Fakat genel olarak ülke, çöl ikliminin tesiri altındadır. Yazları oldukça sıcak ve kurak, kışları çoğunlukla ılık ve az yağışlı geçer. Bu yağışlar, birkaç haftayı bulmaz. Bahar aylarında güneyden esen Ghibli rüzgarı, Sahranın kavurucu sıcaklığını kuzeye doğru taşır. Kıyı bölgelerde Akdeniz iklimi ve kıyıya yakın ve paralel uzanan yaylalarda yüksek ova iklimi hüküm sürer. Libya’da genel olarak yıllık sıcaklık ortalaması kışın 15°C ve yazın 38°C civarındadır. Bugüne kadar en fazla (rekor seviyede) sıcaklık, 1922 yılında Aziziye bölgesinde 58°C olmuştur. Yıllık yağış ortalaması Trablus’ta 400 mm, Sirenaik’de 500 mm’dir. Kuzey yükseltiler, çoğunlukla üzüm bağları ve meyve bahçeleri ile kaplı iken, güney bölgelerde koruluklar bodur çalılar ve otlara rastlanır. Daha güneyde ise bu bitki örtüsü de bulunmaz ve kavurucu sıcaklığın getirdiği yarı yarıya çatlamış çöl toprakları mevcuttur. Trablus bölgesi, tarım ürünleri bakımından en fazla verimin alındığı vahalara sahiptir. Kıyı ile Nefusa Dağı arasında yer alan Gefera Ovası umumiyetle ağaçlık bölge olup, verimli topraklara sahiptir. Çöllerin bol olduğu Fizan bölgesinde ise yer yer görülen vahalar sadece hurma ağacı yetiştirilmesine imkan verir. Tabii Kaynaklar Libya, yer itibariyle Akdeniz kıyısına yakın olmakla beraber, Afrika kıtasının özelliklerini üzerinde taşıyan bir ülkedir. Kıyı bölgeleri hariç, ülkenin % 95’i çöl veya kurak topraklardan meydana gelir. Büyük SahraÇölünün ülkeye çok tesiri vardır. Çölün % 20’lik bölümü saf kumdur, diğer bölgeleri ve özellikle Libya topraklarında kalan kısımları, çıplak iri kayalıklardan meydana gelmiştir. Trablus ve Sirenaik bölgelerinde yer yer yeşil sahalar mevcutsa da, güneydeFizan bölgesinde vahaların bulunduğu bölgeler hariç, sadece çölün kurak ve yarı çatlak toprakları yer alır. Vahalar civarındaki ağaçlıklar dışında ülkenin önemli bir orman zenginliği yoktur. Kıyı bölgeler nisbeten sulak olup, Akdeniz ikliminin tesirinde kalan muhitlerde zeytinliklere ve ardıç, zakkum gibi nadiren yetişen ağaç topluluklarına rastlanır. Maden bakımından fazla zengin olmayan Libya’nın en önemli gelir kaynağı, petroldür. Mevcut petrol yatakları ülke ihtiyacını karşıladığı gibi önemli ihraç kaynağı durumundadır. Nüfus ve Sosyal Hayat Libya nüfusu 4.447.000 olup, bunun büyük çoğunluğu kuzeybatı bölgesi ve özellikle Trablus civarında yaşamaktadır. Ülke topraklarının çok geniş olması ve ayrıca büyük bir bölümünün hayat şartları için müsait olmaması sebebiyle nüfus yoğunluğu çok düşük olup, ancak kilometrekareye bir veya iki kişi düşmektedir. Bu rakam Trablus bölgesinde biraz artarak beş kişiye ulaşır. Nüfusun büyük bir bölümü Arap veya Araplaşmış Berberilerden meydana gelir. Trablus, Bingazi, Derne, Zuara, Homs, Misurata ve Beyda nüfusun en kalabalık olduğu başlıca büyük şehirlerdir. Şehirlerden başka, ülkenin özellikle batı kesiminde yer alan vahalardaki insanlar, daima çölün getirdiği birtakım zorluklarla karşı karşıyadırlar. Bunlardan iç bölgelerde bulunan Sebha, Murzuh, Cufra, Derg ve Gadames vahaları nisbeten kalabalıktır. Buradaki insanlar çoğunlukla sepet örme, deve yetiştiriciliği ve deri dabağlamacılığı işleriyle uğraşırlar. Nüfusun sadece % 5’i hemen hemen tamamen çöl olan Fizan bölgesinde yaşar. Resmi dil Arapça olup, halkın tamamı tarafından konuşulur. Ayrıca Berberice, Tebuca ve Sudani dillerine de çok az olmak üzere rastlanmaktadır. Libya halkının çoğunluğu Sünnidir. Pek az olmakla birlikte Vehhabilik ve mezhepsizlik de taraftar bulmuştur. Libya’da eğitim ve öğretim seviyesi düşük olup, halkın yaklaşık % 50’si okur-yazardır. 1940-1943 yılları arasında ülkedeki bütün okullar İtalyanlarca kapatılmıştı. Daha sonra yavaş yavaş okullar açılmaya başlandı ve dışardan öğretmenler getirildi. Devlet, ülkenin en önemli gelir kaynağı olan petrol karlarını bu alanda harcamaya hız verdi. 1956 yılında ilk üniversite (Libya Üniversitesi) açıldı. 1960 yılından sonra okulların sayısı artırıldı. 6-12 yaş grubuna öğretim mecburiyeti getirildi. Berda’daki İslam Üniversitesi, ülkenin ikinci büyük üniversitesidir. Ayrıca ülkede tarım endüstrileri, teknik ve meslek okulları mevcuttur. Devlet okullarında ihtilalden sonra eğitim ve öğretim, sosyalist felsefe esaslarına göre yürütülmektedir. Libya’da basın ve yayın, devlet kontrolündedir. Günlük olarak yayın yapan 7 özel gazete devletleştirilmiştir. Sağlık hizmetleri de devlet kontrolündedir. Libya, uzun yıllar Osmanlı idaresi ve Türk-İslam kültürü altında kalmıştır. Bundan başka Birinci Dünya Harbinin cereyan ettiği cephelerden biridir. Dolayısıyla tarihi mirası, Libya’ya turizm açısından önemli bir gelir kaynağı teşkil etmektedir. Siyasi Hayat Önceleri meşruti krallıkla yönetilmiş olan Libya, 1960 ihtilalinden sonra cumhuriyet rejimine dönmüştür. Her ne kadar halihazır idare şekli İslam cumhuriyeti ise de, bütün güç “İhtilal Konseyi”nin ve onun ihtilal lideri Muammer Kaddafi’nin elindedir. Bir yandan sosyalizm prensiplerini uygulayarak, diğer yandan da mevcut Müslüman potansiyeli kullanarak, Arap dünyasının ve İslam camiasının lideri olma arzusunda olduğu için, idari tarzı birtakım tezatlar arz eder. Libya’nın, askeri cunta idaresinde, bir devlet başkanı, bir başbakanı ve bakanlar kurulu mevcuttur. Devlet başkanı Kaddafi, aynı zamanda İhtilal Komuta Konseyi Başkanıdır. Ülkeyi her bakımdan kontrolünde bulunduran İhtilal Komuta Konseyi, başbakan ve bakanlar kurulunu tayin etmektedir. Bu tayinler devlet başkanınca onaylanmaktadır. Libya, 10.9.1980 tarihinde, Suriye ile birleştiğini açıklamıştı. Ortak bir hükumet ve ortak bir devrim kongresinin kurulacağına dair bildiri yayınlandı. Fakat bu birleşme fiilen gerçekleşmedi. Aynı olay Mısır ile de tekrarlanmış ve bir netice alınamadığı gibi aksine ülkeleri birbiriyle çatışma safhasına getirecek derecede, dostluk münasebetleri bozulmuştu. İdari olarak on ayrı bölgeye ayrılmış olan Libya, askeri kontrol altında merkezi bir cumhuriyet olup, 1969’dan bu yana “sosyalizm” ve “üçüncü evrensel teori” fikirleriyle dolu Yeşil Kitap istikametinde yönetilmektedir. Libya’nın yeni adı “Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi” olarak değiştirilmiş ve “hükumet ve devlet”yerine “Büyük Halk Kongresi” kurulmuştur. Buna göre Halk Kongresinin beş kişilik “Sekreterya”sının birinci sekreteri, Devlet Başkanıdır. Kaddafi, tıpkı Castro gibi Moskova taraftarı bir politika takip etmiş, yeni bir fikir sistemi kurma çabasına girmiştir. Uyguladığı bu politika, Libya’yı komşuları, diğer Afrika ülkeleri ve hür dünya ülkeleri ile çeşitli sürtüşmelere getirmiştir. Bir İslam Cumhuriyeti olmak iddiasını taşımasına rağmen, devlet idaresinde İslam dininin temel esaslarını reddederek, İslamla ilgisini sadece isim seviyesinde tutmuştur. Ekonomi Önceleri son derece bozuk olan ekonomik denge, petrol yataklarının bulunması sayesinde normale döndü. Bugünkü durum itibari ile ekonominin yardımcı unsurlarını tarım ve hayvancılık teşkil ediyorsa da, asıl ana gelir, petrol ve petrol ürünlerindendir. Son yıllardaki petrol ihracatının önemli ölçüde artışı, Libya’yı dünyaya tanıtmış ve dünyada petrol ihraç eden ülkelerin altıncısı durumuna getirmiştir. Petrolden başka diğer önemli gelir kaynağı tabii gazdır. Fakat bundan elde edilen gelir, petrol, gelirinin ancak yarısına ulaşabilmektedir. Libya’nın yılda 120.000.000 ton olan petrol üretimi ve yan ürünleri, ona Avrupa’daki iş hayatına katılma fırsatı vermiştir. Mesela Libya Arap Bankası, İtalyan Fiat Şirketinin en büyük hissedarlarından biri durumuna gelmiştir. Fakat bütün bunlara rağmen Libya dış borçlardan kurtulamamıştır. Dış borçların yanısıra Libya’nın politik açıdan yaptığı aşırı masraflar ve ABD ile İngiltere’ye olan gerginliği, ekonomisini tehdit etmektedir. İngiltere’yi bölgeden uzak tutabilmek için Malta’ya yaptığı askeri ve mali yardımlar, siyasi rejimini yerleştirmek maksadıyla Çad ve Sudan’a yaptığı müdahaleler ekonomisini önemli ölçüde sarsmıştır. Libya’nın dış ticaretinin % 98’ini petrol, petrol ürünleri ve tabii gaz meydana getirir. Ayrıca deri ve post, yerfıstığı, zeytinyağı, hurma, tütün, selüloz, badem ve çeşitli cins meyveler ve turunçgiller, diğer ihracat ürünleridir. Balıkçılık diğer bir gelir kaynağı olup, özellikle ton balığı avlanır. Hayvancılık deve, sığır, merkep, at, koyun ve keçi yetiştirmekten ibaret olup et, deri, yün ihracatı açısından önemli bir gelir kaynağıdır. El sanatları ve dokuma endüstrisi yanısıra sigara, deri ve zeytinyağı sanayi kolları ve inşaat sektörü gelişmiştir. Özellikle inşaat yapımı için dış ülkelerden işçi ve mühendis gelmektedir. Bu bakımdan Türkiye ile sıkı bir ekonomik bağ kurulmuştur. Libya, Türkiye’den başka Mısır, ABD, İngiltere ve Fransa ile ticari münasebetler kurmuş durumdadır. Trablus, Bingazi, Sebha’daki modern havaalanları Libya’yı dünyanın mühim merkezlerine bağlar. Yurtiçi ulaşımını küçük jet uçakları (tayyareleri) sağlar. Havayolu ulaşımı, ülkenin büyük şehirlerini ve petrol merkezlerini birbirine bağlar ve en müsait ulaşım vasıtasıdır. 1964’ten itibaren karayolu sistemine ağırlık verilmeye başlandı. Ülkedeki karayolu uzunluğu 19.300 km’ye ulaşmış olup, yarısından fazlası asfalt kaplanmıştır. Ülkede hiç demiryolu yoktur.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.