Canraşit tarafından postalanan herşey
-
Lütfen ''Hayvan'' Deyip Geçmeyelim!
- Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
Efendim, mesele Ezoterik bilgilerin anlaşılması-anlaşılmaması meselesi değil. Sizin bu bilgileri Kuranın bilgileriyle nasıl bağdaştırabildiğinizdir.- GERCEKTE TANRI YOKTUR
Efendim, burada mantıksız bir düşünce vardır. Zira, Evrim Teorisi felsefi bir teori değil, Bilimsel bir teoridir. Biyoloji alanında geçerli bir teoridir. Nasıl ki, Fizik bilgilerini barındıran Atomlar ve Atom altı dünyasının bu bilgilere nasıl sahip olabildiğini Kuantum Teorisi açıklamak zorunda değilse, bu tür sorular Bilim Felsefelerini ilgilendiriyorsa, Hayatın bilgisini barındıran biyolojik oluşumların bu bilgilere nasıl sahip olabileceğini açıklamak da Evrim Teorisinin işi değildir. Bu tür sorular Bilim Felsefelerini ilgilendirir, Bilimsel Teorileri değil.- Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
Efendim, şimdi öncelikle, C.Darwin’in biyoloji alanındaki Evrim Teorisini dayandırdığı ilkelerden biri olan “ Doğal Seçilim “, güçlü olanların hayatta kalacağını değil, değişen koşullara uyum sağlayanların hayatta kalacağını söyler. “ Doğal seçilim, belirli bir türde dış çevreye uyum konusunda daha elverişli özelliklere sahip organizmaların, bu elverişli özelliklere sahip olmayan diğer bireylere göre yaşama ve üreme şanslarının daha yüksek olması ve bunun sonucu olarak genlerini yeni kuşaklara aktarabilmeleri yoluyla işleyen evrimsel mekanizma. “ Ondan sonra, C.Darwin’in biyoloji alanında söyledikleri ile sosyoloji alanındaki söylediklerini karıştırmamak gerekir. Bunu karıştıranlar “ Sosyal Darwinizm “ denen bir akım çıkarmışlardır. “Sosyal Darwinizm, Charles Darwin'in toplumbilim alanındaki fikirleri ve evrim teorisi gibi düşüncelerinin sosyolojik alandaki etkilerinden bahsedilirken kullanılan bir terimdir. Sosyal Darwinizm, Darwin'in kuramının genişletilerek sosyal alanda uygulanmasıdır. Yani, bireysel organizmalar arasındaki rekabetin çevreye en uygun olanın idame etmesi yoluyla biyolojik evrimsel değişikliğe neden olması gibi; bireyler, gruplar veya uluslar arasındaki rekabetin de insan topluluklarında sosyal evrime neden olduğu kuramıdır.[1] Örneğin, faşizm ve nasyonal sosyalizm, insan ilişkilerinde sosyal Darwinist bir bakış açısı ile çalıştırılır.[2] Bu sistemde amaç üstün bireyleri desteklemek ve zayıf bireyleri sistem dışına taşımaktır. “ Günümüz Evrim Teorisi ( Evrimsel Sentez ) in modernliği doğal seçilimin deneylerle gözlemlenebilir oluşu ve gen bilimi konusundaki gelinen düzeyle ilgilidir. Eğer doğal seçilim olmasaydı, her sene değişik bir grip türü ortaya çıkmazdı. Eğer doğal seçilim olmasaydı, hastalandığımızda her defasında daha geniş spektrumlu antibiyotik kullanmak zorunda kalmayacaktık. Ayrıca, bu linkleri incelemekte de fayda var: www.evrimianlamak.org/e/Evrim101:Doğal_seçilim www.evrimteorisi.org/index.php?option=com_content&view=article&id=20:dogal-secilim&catid=14:evrimteorisi&Itemid=108 Şimdi, bu şekilde tesadüf tanımı yanlıştır. Çünkü, eşit olasılıklardan bahsedemeyiz. Eşit olmayan olasılıklardan en olası olanını olası kılan ilkeler gözden kaçırılamaz. Doğal Seçilim, Genetik Sürüklenme, Mutasyon gibi. Burada gözden kaçırdığınız bir şey daha var. O da tecrübenin ömrümüzle sınırlı olmadığı, bilginin de yığınsal olduğudur. Herkesin Amerika’yı yeniden keşfetmesi gerekmediği gibi. Bu yığınsal bilgi bize ömrümüzün sınırları nedeniyle gözlemleyip, tecrübe edemeyeceğimiz konular hakkında fikirler verir. Bu fikirler de Doğal Seçilim, Genetik Sürüklenme, Mutasyon ve Evrimin MİLYONLARCA yıl sürdüğüdür. Başka başlıkta da söylediğim gibi, Evrim düşüncesi Tanrı’yı dışlar şeklinde algılamak bakış açısına, felsefeye bağlıdır. Yararlı mutasyonları belirleyen veya Evrenin başlangıcından itibaren ilk müdahaleden sonra domino taşları gibi ayarlayıp her şeyin ilerlemesini sağlayan bir Tanrı da düşünülebilir. Bir de, Big Bang Teorisini kabul edip, Evrim Teorisini kabul etmemek çelişkili düşünmenin göstergesi olur. Çünkü, ikisi de geçerli Bilimsel Teorileridir- Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
O başlığa da bir link koysaydınız bari. Çünkü, yalnızca o başlığı takip edenler bu cevaplarınıza bir anlam veremeyebilir.- Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
Şimdi tesadüf derken evrimi kastediyorsanız, bu düşünce çok yanlıştır. Zira, evrimi savunmak demek, dine karşı saldırı anlamına gelmez. O nedenle cihad mantığı burada geçersizdir. Evrime karşı olabilirsiniz elbette. Fakat karşıysanız buna karşı bilimsel bilgi ve başka bir bilimsel teori ortaya koymanız gerekir, bilimsel tartışma yapmanız gerekir. Cihat mantığı ile fikri savunma değil.- Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
Şöyle düşünelim. Mahkeme tarafından suçlu bulunmuş bir insana suçlu demek ve aynı Mahkemeye hitaben aman ben de aynı suçları işlemeyeyim ve onun için beni suçlu ilan etme demek suçlulara hakaret etmek değildir. Suçlu kavramı zaten görecelidir. Suçluya göre belki kendisi suçlu değildir mesela. Nereden baktığınıza bağlı. Siz güvendiğiniz bir mahkemenin verdiği kararla hakkında hüküm verilmiş bir sanığa suçlu demez misiniz ? Ona suçlu demeniz ona hakaret ettiğiniz anlamına mı gelir ? Kaldı ki, burada suçlulara suçlu diye hakaret edelim, suçluları yakalım, yıkalım mantığı yoktur. Yalnızca inanca bağlı korku vardır ve bu korku kaynaklı yalvarma vardır.- TAŞİYOMİ = “Ayakta Kitap Okuma”
Türkiye'de TAŞİYOMİ değil ama toplu taşımacılık sayesinde FİZYONOMİ yani; " Yüz Okuma Sanatı " çok gelişmiştir.- "Kediler ve Kadınlar"
Kedi Tüyü Kist oluşumuna Neden Olur mu? Kedilerin tüylerinin yutulması ile vücutta kistlerin oluştuğunun söylendiğini duymuşsunuzdur. Hatta insanlar bunu şuna benzer bir şekilde ifade ederler genelde: “kedinin tüyleri ciğerine yapışmış kist olmuş!” Bahsedilen kiste (kist hidatik) sebep olan kedinin tüyü değil, tüylerin üzerinde bulunabilen bir tür parazittir (Echinococcus granulosus). Bu parazitin ergin şekli köpek, kedi, tilki, kurt ve diğer yabani etçil hayvanların ince bağırsaklarında bulunabilmektedir. Dışkı yoluyla atılan parazitin son halkası parçalanarak yumurtaları çevreye yayılır. Kedilerin yalanarak kendilerini temizlediklerini düşünürsek bu yumurtalar tüylerinin üzerine bulaşır ve bu tüylere insanlar tarafından temas edildiğinde sindirim sistemi yolu ile insanların ince bağırsaklarına yerleşirler. Bu yumurtalar burada enzimlerin etkisiyle parçalanır ve içerisindeki embriyo serbest kalır. Serbest kalan embriyo kan yoluyla karaciğer ve akciğer başta olmak üzere beyin, kalp, böbrek gibi birçok organa giderek yerleşir ve bu organlarda hidatik kist’leri oluşturur. Ancak insanlarda bahsedilen bu kistin oluşmasının tek sebebi evde beslediğimiz küçük dostlar değildir. Hatta ve hatta evde özenle titizlikle bakımını üstlendiğimiz ve parazit iğnelerini ya da haplarını ihmal etmediğimiz küçük dostlarımızdan bu hastalığın bize bulaşması imkansızdır. Kist iğnesi olarak da bilinen bu tedavi, küçük dostlarımızın vücudundaki (varsa) parazitlerin öldürülmesini amaçlar. Düzenli olarak (2/3 ayda bir) uygulanan bu tedavi ile hayvanlardaki parazit varlığı önlenir ve böylece bize bulaşabilecek bir hastalık da kalmamış olur. Peki bu parazit insanlara başka hangi yollarla bulaşabilir: - Enfekte olmuş etlik hayvanların etlerinin özellikle çiğ ve az pişmiş olarak tüketilmesi ile - Bulaşık sular ile ve bulaşık toprakta yetiştirilmiş sebze/meyvenin iyi yıkanmadan tüketilmesi ile - Umumi tuvaletlerden temas ile “Tamam anladık kedi tüyü kiste sebep olmuyormuş ama ya akciğerlerimize yapışırsa ya da yutarsak zararı olmaz mı?” diye soruyorsanız buyurun: Kedi tüyünün akciğere ulaşma ihtimali yoktur; çünkü hava, soluk alma esnâsında burun boşluğundan geçerken, içinde bulunan yabancı cisimlerden de temizlenir. Solunum havasının yabancı cisimlerden temizlenmesi işinde mekanizma o kadar etkilidir ki, beş mikrondan daha iri cisimler akciğerlere doğru geçirilmezler. Şâyet burun boşluğunu geçebilen cisimler olursa, bunlar daha sonraki solunum yollarında tutulurlar. (Soluk borusunun iç yüzeyi nemli ve tüylerle kaplıdır. Bunlar soluk borusuna kaçan toz vb. maddeleri yakalayarak öksürük ve balgamla dışarı atar.) Tüylerin yutulmasına gelirsek; sağlıklı bir kedinin tüyünün yutulması ile diğer tüylerin (kazak, tüylü oyuncaklar vs.), saçların ve tozların yutulmasının hiçbir farkı yoktur. Yutulan tüyler mideden bağırsaklara geçer ve vücuttan atılır. Lütfen bu şehir efsanesi yüzünden hayvanları sevmekten ve onlarla evinizi paylaşmaktan korkmayın. Sağlıklı bir kedi tüyünün hiçbir zararı yoktur. ( kedinizolsun.com )- Türkiye'deki Kebap Çeşitleri
Döner Kebabı Tandır Kebabı Cağ Kebabı Çöp Şiş kebabı Talaş Kebabı Alanya Kebabı Piti Kebabı Yörük Kebabı Tike Kebabı Çömlek Kebabı Püreli Beykoz Kebabı Ciğer Kebabı Cağırtlak Kebabı Şeftali Kebabı Sırık Kebabı- Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
Neden ? Bu fikrinize itiraz mı etmiştim ki şimdi anlamış olayım ve siz de anlamış olduğumdan memnun olasınız ? Neyse, kendi kendinize memnun olmanız beni de memnun etti diyelim. Şimdi anlayış şu: Namaz ve mezar ziyareti ölümü ve ahireti hatırlamak için yapılıyor. ( Tabii bir de İsrailiyat bulaşmış hadislerle ölenin bir ruhu olduğu buna dua okununca ona sevap yazılacağı, Peygamberin şefaat edeceği gibi ölene yardım amacı içeren Kuran dışı inanışlar da var sebepler arasında ama bunlar esas itibariyle konumuz dışı ) Ana amaç bunlar olunca, yani; namazın ve mezar ziyaretinin amacı ölümün her an olabileceğini ve ahiretteki muhtemel cezaları hatırlamak olunca, bu korku ile kafir olanların ( Yahudi ve Hristiyan veya Müşrik ) dolayısıyla cezalandırılacak olanların safına sokmaması için ölmeden önce Allah’a yalvarılıyor. Bunun hoşgörüsüzlükle alakası yok.- Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
Efendim, bu bir şeyi değiştirmiyor ki. Benim buna bir itirazım yoktu zaten. Yani; Yahudi ve Hristiyanlar kastedilmiyor demedim. Sorum şu: Gazaba uğratılacak olanlar (those against whom there is wrath ) da, yoldan sapmış olanlar ( those who are astray ) da inanca göre neticede küfür etmemiş midir, kafir olmamış mıdırlar ? O halde, küfür edenlerin küfür etmiş olduklarını söylemek onlara küfür etmek demek olmaz. Yazdıklarınızda bir mantık hatası var, onu belirtmek istemiştim.- Devrim Arabaları
’Devrim’ namus davamızdı 75’ime geldim öfkem geçmedi http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/arsivimage.aspx?picid=6847699 Ayşegül AKYARLI GÜVEN 22.11.2008 İhtilal döneminin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in talimatıyla Türkiye’nin ilk yerli otomobili Devrim’i 129 günde üreten 23 mühendisin en genci Kemalettin Vardar "Devrim bizim için ’yapamazsınız’ diyenlere karşı bir namus davasıydı. Yaşadığımız birçok şey hiç kolay olmadı. 75 yaşındayım ve hálá çok öfkeliyim" dedi. DÖNEMİN Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in 1961 yılında verdiği talimatla Türkiye’nin ilk yerli otomobili Devrim’i 129 günde üreten 23 mühendisten artık sadece 8’i hayatta. Tamamlandıktan sonra meclisin önünde teklemesi nedeniyle ’Yolda kalan araba’ olarak anılan Devrim otomobilleri projesinin en genç mühendisi Kemalettin Vardar, "Devrim bizim için ’yapamazsınız’ diyenlere karşı bir namus davasıydı. Yaşadığımız birçok şey hiç de kolay olmadı. 75 yaşındayım ve hálá çok öfkeliyim" dedi. Talebe hiç şaşırmadık Kemalettin Vardar yıllar sonra Tolga Örnek’in yönettiği Devrim Arabaları filmi ile yeniden gündeme gelen Devrim’in hayata geçiş hikayesini şöyle anlattı: "Demiryollarında mühendisken Cemal Gürsel’in talimatıyla bizden yapmamız istenen proje aslında bize gelmeden önce birçok aşamadan geçmiş. Ancak bir türlü sahibini bulamamış. Ulaştırma Bakanlığı’nda bir süre sümen altında bekledikten sonra Devlet Demiryolları bu ilk yerli otomobil projesine el atmış. Bizi toplayıp Cemal Aga’nın talimatını okuduklarında inanın hiç şaşırmadık. Tek endişe uyandıran zaman meselesiydi. Saate karşı yarışıyorduk. Zaman kaybetmeden hemen başladık." Nedeni benzin olamaz Devrim’in meclisin önünde ilk kez halkla buluştuğu gün dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel içindeyken yolda kalış nedeninin hiçbir zaman araştırılmadığının altını çizen Vardar, "Otomobil yolda kaldıktan sonra projeyi her zaman savunan Cemal Aga duygusallaştı. O ilgisini kesince de bir daha sorunun neden kaynaklandığına bile bakan olmadı. Paşanın bindiği otomobili kullanan Rıfat Serdaroğlu çok titiz bir adamdı. Araca benzin koymamış olması imkansız. Sorun iki şeyden kaynaklanmış olabilir. Birincisi biz başlangıçta otomobilin 800-850 kilo olacağını düşünmüştük. Ancak 1 tonu geçtik. Bunun üzerine motoru ’ya yetmezse’ düşüncesiyle tadil ettik. Ama motor yetersiz kalmış ve otomobili kullanan Rıfat’ın sürüşüne de yansıyan heyecanı nedeniyle boğulmuş olabilir. Ya da benzin deposu ile gösterge arasındaki bağlantıda da bir sorun yaşanmış olma ihtimali de var." Herkes sırt döndü Devrim projesi kapsamında 129 günde 4 motor, 3 de otomobil yapıldığını ifade eden Vardar şöyle devam etti: "Ne yazık ki üçüncü otomobil tamamlanamadı ve merasime yetişmedi. Törene sadece iki otomobil katılabildi. Aslında paşaya emin olduğumuz birinci otomobili vermek istedik. Ama Paşa siyah otomobili istedi. Bu işin karşısında olanlar hiç ses çıkarmaz, hep pusuda beklerlerdi. ’Devrim yolda kaldı’ deyip çizgiyi çektiler. Paşa da duygusal bir adam. Projeyi olduğu yerde terk etti. Bizim proje öldü. Herkes arkasını dönüp gidince bizim yaptığımız üçüncü motor demiryollarının bazı istasyonlarında elektrojen dizel hale getirilip aydınlatma kaynağı olarak kullanıldı. Bir otomobil de Eskişehir’de çalışır durumda. Ama kimse bunlardan bahsetmez. Hálá devrim yolda kalmıştır." Turgut Özal’ı reddettik lokomotif ithal edilmedi KEMALETTİN Vardar, 2 bin 500 beygir gücünde lokomotif üretimine başladıktan sonra bir gün Ankara’ya çağrıldıklarını aktarırken, burada dönemin Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı ve eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile yaşadığı anıyı şöyle anlattı: "Turgut Özal Ankara’daki toplantıda bize bir yazı okudu. Yazıya göre, İskenderun-Libya arasında maden cevheri taşınacaktı. Bunun için de 5 bin beygirlik lokomotiflere ihtiyaç vardı. Bizden bunu yapamayacağımız yönünde imza almak istediler. Bu yolla ithalatın yolu açılacaktı. Ben çıkıp ’Biz Yaparız’ dedim. Özal benim için ’Kim bu?’ diye sordu. Eskişehir müdürü olduğum da söylenince, ’Ne getiriyorsunuz bunu. Tabii böyle konuşacak’ diye tepki gösterdi. O akşam genel müdürümüz çok acele bir iş dolayısıyla aniden Fransa’ya gitti. Sonunda proje yapılmadı. Zaten durumdan vazife çıkartılan havadan geliştirilmiş bir projeydi." Arabanın yolunu kesip kaputunu öpenler oldu DEVRİM’in meclisin önünde teklemesinin ardından kendileriyle doğrudan ve dolaylı yoldan çok kez alay edildiğini dile getiren Kemalettin Vardar, proje öncesinde gördükleri desteğini ise şöyle anlattı: "Devrim ile Ankara-Sivrihisar ve Polatlı arasında deneme sürüşleri yapardım. Zaman zaman beni yoldan çevirip arabanın kaputuna sarılan ve ağlayanlar çok olurdu. ’Bu arabanın kapısı açılsa açılmaz, kapansa kapanmaz’ diye söylentiler dolaşırdı. Yolda beni durdurup kapıyı defalarca açıp kapatan ve bir yandan da ’Hani kapanmıyordu’ diye isyan edenlere de çok kereler rastladım. Ama sonunda herkes Devrim’e sırt döndü. Eğer 1965’te röportaj için gelseydiniz kimse sizinle konuşmazdı. Herkes ’lanet olsun’ diyecek noktadaydı." Projede hangi mühendisler çalıştı TÜRKİYE’nin ilk yerli otomobil projesi Devrim’de çalışan 23 mühendisin isimleri şöyle: "Kemalettin Vardar, Hamdi Tahıllıoğlu, Samim Özgür, İsmet Özkan, Mustafa Seyrek, Hasan Dinçel, Mustafa Sidal, Yavuz Yücel, Emin Bozoğullu, Orhan Alp, Hakkı Tomsu, Nurettin Erguvanlı, Mustafa Ersoy, Celal Taner, Mehmet Bekar, Özcan Türer, Kemal Elagöz, Gültekin Sabuncuoğlu, Salih Kayasağın, Rıfat Serdaroğlu, Şecaattin Sevgen, Faruk Akyol, Hamit İşeri." Çok alay eden oldu KEMALETTİN Vardar, "129 günde hiç otomobil görmemiş mühendisler olarak ilk yerli otomobili nasıl yaptınız" sorumuza "Biz yaparız arkadaş" yanıtını verirken, şöyle konuştu: "Projenin teklemesinde herşey güvensizlikten kaynaklandı. Türkiye’de kimse ne bize, ne de kendisine güvenmiyordu. Devrim mecliste tekledikten sonra, bizimle dalga geçen de çok oldu. Ama biz hep iyi bir otomobil yaptığımızı biliyorduk" dedi. Bizi İsrail’e göndermediler Anadol 500 kapasiteyle çıktı BU projeden sonra yine bir otomobil projesinde çalıştığını ifade eden Kemalettin Vardar askeri hükümetin son dönemlerinde ortaya çıkan bu projeyi şöyle anlattı: "İsrail’den Sabre marka otomobillerin temsilcileri geldi. Bu otomobillerin tüm mekanik aksamı İngiltere’den getiriliyordu. ’Biz size bütün kalıpları verelim. Size imalatı gösterelim’ dediler. Bu bize de çok enteresan geldi. İsrail’e gitmek için izin istedik. Ama reddedildik. Sonra bizim reddedildiğimiz bu proje sayesinde ’Anadol’lar çıktı. Bize getirilen eleştirilere rağmen Anadol 500 kapasite ile kuruldu ve yaşadı. Ama bizde Fetva 20 bin diye çıkmıştı bir kez." Eline sağlık diyen olmadı DEVRİM projesi gerçekleşirken bahsedildiği gibi bürokratlardan herhangi bir olumsuz tepki görmediklerini dile getiren Kemalettin Vardar, "İşin sonuna kadar bize ’Hadi çocuklar’ diye destek oldular. İş bitince ’Elinize sağlık çocuklar’ diyen olmadı, o ayrı. Ödül olarak beni İtalya’ya yolladılar. Teselli anlamında teknik adam sıfatıyla tren teslim almaya gittim." Tükendiğimi hissettim iki kez istifa ettim ÇALIŞMA hayatı boyunca demiryollarından iki kez istifa ettiğini dile getiren Kemalettin Vardar otomobil projesinin ardından Eskişehir’deki fabrikanın müdürü olup ilk yerli lokomotifin üretilmesi için çalışmalara başladı. Ancak fabrikaların Ankara’ya bağlı olması nedeniyle bir türlü hızlı bir karar mekanizması oluşmamasına kızan Vardar, lokomotif üretimi daha hayata geçmeden istifa etti. Ayrıldıktan sonra 7 ay sonra Eskişehir fabrikasını özerk hale getirip kendisini yeniden müdür yaptıklarını anlatan Vardar şunları söyledi: "Orada 3 sene daha kaldım. İlk lokomotifler çıkıp herşey üretilebilir pozisyona gelince de yeniden ayrıldım. Çünkü tükendiğimi hissettim. O beş yıllık dönemde çok yoruldum. Lokomotif projesinde Devrim’in çok daha ötesinde zorluklar gördüm." İki otomobil dağıttık Chevrolet’yi kopyaladık DEVRİM projesini hayata geçirmek için iki otomobil dağıttıklarını söyleyen Kemalettin Vardar, şöyle konuştu: "Projedeki mühendislerden sadece ikisinin arabası vardı. Arabasını Eskişehir’e getiren de bir tek Salih Kayasağın olmuştu. Hayatımızda hiç otomobil incelemediğimiz için Salih’in teklifiyle ona ait olan Fiat’ı dağıttık. Sonra bir de Varşova satın aldık. Onun da motorunu inceledik. 6 silindirli Chevrolet motor bulduk. Bu motoru keserek 4 silindirli hale getirdik ve kopyaladık. Varşova da zaten Chrysler’i çalmıştı. Aynı Chrysler parçalarını alıp kendi motoruna koymuştu. Kimse Varşova’ya laf söylemezdi. Ama biz yapsak, bizi katlederlerdi. Projede en büyük kazığı Salih yedi. Otomobiller tamamlandıktan sonra bir aya yakın kendi otomobilini toplamak için orada kaldı."- Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
Sapkın / sapmış / sapık küfür etmiş / kafir olmuş demek değil midir ? O halde, küfür edenlerin küfür etmiş olduklarını söylemek onlara küfür etmek demek mi olur ?- Birisi Kahve Yapsa da İçsek Şöyle Hüpppppppppppppp Diye
Belki geç kaldım ama size de milli içkimizden verelim, bu sıkıntılar için birebir çözüm. Böyle köpüklü möpüklü .- Birisi Kahve Yapsa da İçsek Şöyle Hüpppppppppppppp Diye
Aldım kabul ettim, biraz soğumuş ama teşekkürler. Zevkiniz de çok inceymiş, o ne güzel fincanlar öyle. Lokumu, suyu da ihmal etmemişiz bu arada yani.- TÜRK ERKEKLERİ NEDEN RUS KADINLARINI TERCİH EDİYOR
Şimdi meseleye inançlı-inançsız meselesi olarak bakmamak gerekir. Zira, inançlı olup da inançsızdan çok daha çapkın olanlar da vardır. Şöyle değerlendirmek daha doğru olur diye düşünüyorum. Netice itibariyle günah olan fiillerin insanın karakterine yıkıcı etkisi vardır. Bunun bilincine varan, kendisi zarar görmemek için doğal olarak bu fiilleri yapmamaya çalışır.- Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
Efendim, bu yorum biraz sprituel-ezoterik bir yorum olmuyor mu ?- Kadınlar Olmasa Ne Güzel İdare Edilirdi Bu Laiklik
Badem bıyık da yasaklanabilir mesela.- Sabah sabah çok güldüm :)
Neden Başbakana değil de Cumhurbaşkanına çıkılması gerekiyor ? Bunun gerçekten işe yarayacağını düşünüyor musunuz ? Gezi olayları sırasında Parti liderleri çıktı da, Cumhurbaşkanı sağduyulu mesajlar verdi de ne oldu ? Başbakan kale aldı mı ? Şiddet tam gaz devam etti ? İnsanlar seslerini duyurmak için başka kanal bulamadıkları zaman medyanın ilgisini çekmek için şiddet içermeyen bu tür gösteriler yaparlar. 2013 Ocak ayından beri devam eden Gezi parkı protestosu neden 31 Mayıs günü siddet kullanılarak bitirilmeye çalışıldı ? Neden medya bunlarla 5 ay ilgilenmedi ve hatta ilk günlerde polisin şiddetini duyurmamak için penguen belgeselleri vs. yayınladı ? Bunları neden gözardı ederek yorum yapıyorsunuz ? En azından hem nalına hem de mıhına vurun biraz, biz de tarafsız yazdığınızı görelim.- TÜRK ERKEKLERİ NEDEN RUS KADINLARINI TERCİH EDİYOR
Ya sayın cell neden bana hitaben suçlar tarzda yazıyorsunuz ? Yazdıklarımdan benim toplumun bu görüşüne eleştirel yaklaştığımı anlamanız gerekirdi. Yani o cümleden bu manayı nasıl çıkardınız hayret ettim.- AntiKapitalist/Devrimci Müslümanlık
Ee İstiklal marşının yazıldığı dönemde TC’de Padişahlık mı vardı ? Kendi kendini çürütmek diye işte tam buna denir.- AntiKapitalist/Devrimci Müslümanlık
Neden " burası BB değil ! " dedimse ondan. Dinde Reform yapılmış bir BB ile Dinde reform yapılamamış bir TC'nin farkının farkına varılmış olsa bu sözler edilmezdi: Anglikan Mezhebine bağlı İngiliz halkı Kral'a dini bir paye atfetmemiş ki bizle aynı durum olabilsin. Hele, sürekli Osmanlı güzellemeleri yapılan bir dönemde bu lafları etmek, ülkesine yabancı olmakla eş anlamlıdır.- TÜRK ERKEKLERİ NEDEN RUS KADINLARINI TERCİH EDİYOR
İşte " elinin kiri " diye bakıldığı için o konuda sorun yok.- Hodri Meydan Bolumu/Daveti
Soru alınca bazen konu sapıyor, karışıyor, dallanıp budaklanıyor. Zaten burada " hodri meydan ! " diyen ile bu davete icabet eden her iki kişi de bilgisi, yeteneği çerçevesinde tartışacak. Konu tıkandığı noktada farklı bir kişi veya iki kişi savunulan fikirlerden birini savunma görevini devralabilir. Böylece konular daha düzenli ilerleyebilir diye düşünüyorum. - Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.