Öncelikle şunları net olarak birbirinden ayıralım ki kavram kargaşasına bir son verilsin:
Komünizm bir siyasi, ekonomik ve toplumsal (sosyolojik) formasyondur.
Ateizm (tanrı tanımazcılık) din felsefesinin konusudur ve siyasadan uzaktır.
Karl Marks'ın komünizmin siyasal kuramcısı olduğu düşünülür. Bu doğrudur. Karl Marks'tan önce de komünizm vardı. Fakat Karl Marks ortaya çok bilimsel bir yapıt koyarak, genel olarak ifade edilecek olursak; kapitalizmin doğuşunu, yanlış ve eksiklerini belirleyerek komünizmi bir sistematiğe veya bir kurama dönüştürmüştür.
Neden Karl Marks'tan bahsediyorum; çünkü Karl Marks'ın dayandığı felsefe temelde Hegelci Diyalektiktir. Marks'ın Kapital'i, sıradan bir propaganda aracı değil bir felsefi başyapıttır ve doğal olarak da bir felsefi kurama dayanır. Bu açıdan Marks'ın felsefesi ateist düşünce yönünde unsurlar içerir; fakat Karl Marks da dahil olmak üzere hiçbir kuramcı komünist sistemin dini reddetmesi gerektiğini bunun olmazsa olmaz bir eylem biçimi olduğunu söylememiştir.
Az önce yapmış olduğumuz kesin ayrımı unutmayalım. Komünizm bir siyasal, ekonomik ve toplumsal formasyon iken, ateizm din felsefesinin bir tartışma konusudur ve tanrının varlığı ya da yokluğunu kendine konu edinir. İkisi de birbirinden çok ayrı şeyler.
Bugüne dek uygulamada Komünist ekonomilerde din geri planda bırakıldı. Bu Sovyetler Birliği döneminde böyle olmuştur örneğin. Komünistlere soracak olursak onlar da komünizmin bu güne dek hiçbir yerde tam ve doğru olarak uygulanmadığını söylerler. yani aslında komünizmin tam olarak nasıl bir uygulama alanı bulacağını ya da bulması gerektiğini komünistlerde tam olarak bilmez ve aralarında çeşitli fraksiyonlara ayrılırlar.
Yine tekrar edecek olursak komünizm dinsizlik anlamına gelmez ve komünist sistemlerde din varlığını sürdürebilir.
Deniz gezmiş ve arkadaşları kendilerini komünist olarak görüyorlardı evet. yapmak istedikleri de "en yüksek toplumsal seviye" olan komünizme ulaşmaktı. En azından idealleri buydu.
Komünizm de doğal olarak sol kesimin ideolojisidir.