-
İçerik Sayısı
1.105 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
95
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
''biji tirkiye'' tarafından postalanan herşey
-
DHA: Şevval Sam 'Kürtçe' söyledi, protokol geceyi terketti
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Politika Bilimi
Bu ilk defa yaşanan bir olay değil sayın phantom_lord daha evvelde hatırlarsanız bir komutan Erzurumda kendisinden Türkçe bilmediği için Kürtçe konuşarak yardım isteyen bir kadına ''Git önce Türkçe öğren sonra gel yardım iste'' diyerek kadını kovmuştu...- 28 cevap
-
- 2
-
-
Şu kırmızıyla işaretlediğim kısımı herhalde yanlışlıkla yazdınız,enazından bu kadar milliyetçi değilsinizdir umarım...Ayrıca sadece Türk'ler değildir savaşan bu ülke için....
-
Şırnak'ta bir gezinti yapalım Sayın Baykal!
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: mavi olmayan gökyüzü başlık Politika Bilimi
Baykal Chp'yi öyle bir hale getirdiki Halk nezlindede Chp bir hiç olma yolunda sayın phantom_lord...- 24 cevap
-
- 2
-
-
YİNE BÖLÜCÜLERE İMTİYAZ
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Zaza yada Kürt veya Türk bu ülke hepimizin yanlış yapan kim olursa olsun açık yüreklilikle üzerine gitmediğimiz sürece sorunlarımızı çöemeyiz bu gerçek... -
MHP-CHP elele Türkiye'yi bölüyorlar mı?
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Politika Bilimi
Akp ile Dtp arasındaki hiçbir söylemde urgandan bahsedildiğini,insanların asılması,kesilmesiyle sorun çözme yönteminin konuşulduğunu hiç hatırlamıyorum...- 67 cevap
-
- 2
-
-
CHP'nin Doğu ve Güneydoğu teşkilatlarında görevli yöneticilerinin bir süredir üzerinde çalıştığı 'Kürt sorununun çözümü' başlıklı taslak rapor tamamlandı. Genel Merkez'e gönderilen raporda, Anayasa'nın değiştirilmesi, okullarda seçmeli Kürtçe derslerinin olması, genel affın gündeme gelmesi, değiştirilen köy isimlerinin iadesi ve güvenlik harcamalarının toplumsal kalkınmaya aktarılması gibi talepler dile getirildi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Değer, bölge yöneticileri tarafından kaleme alınan taslağın varlığını doğruladı, ancak henüz parti yönetimi tarafından değerlendirmeye alınmadığını söyledi. Kürt sorununa yönelik önemli tespitlere yer verilen 34 sayfalık raporda, 1989'daki Kürt raporu ile 1992'de hazırlanan SHP-CHP Birleşme Kurultayı ve Parti Meclisi kararlarına da atıfta bulunuluyor. CHP'nin, sorunun çözümü için tarihsel rolünü oynaması gerektiği vurgulanıyor. Çözüm için öncelikle operasyonların durdurulması tavsiye ediliyor. PKK'nın silahlı güçlerini sınır dışına çıkarmasına imkân verilmesinin ardından da genel bir affın gündeme getirilmesi isteniyor. Meselenin sadece ekonomik kalkınma sorunu olmadığına işaret edilen taslak raporda, sorunun toplumsal, kültürel, etnik kimlik, tarihsel ve duygusal yönlerine dikkat çekiliyor. "Irkçı-şoven yaklaşımlardan ve geri milliyetçilikten arınarak, ülkenin en önemli bu sorununun çözümüne yapıcı katkıda bulunmak, herkesin olduğu kadar CHP'nin de görevidir." deniliyor. Türk toplumunda var olan 'bölünme endişesinin' de giderilmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Demokratik açılım sürecine mesafeli yaklaşan CHP'de, oluşan fırsatın değerlendirilmesi yönündeki parti içi baskılar devam ediyor. Son olarak CHP'nin yerel yöneticileri tarafından bir taslak rapor hazırlandı. Kürt sorununa yönelik önemli tespitlere yer verilen 34 sayfalık raporda, çözüm için ortaya konulması istenen projelere de yer verildi. Taslak raporun giriş bölümünde, sorunun sadece ekonomik kalkınma sorunu olmadığına işaret edilirken, toplumsal, kültürel, etnik kimlik, tarihsel ve duygusal yönlere dikkat çekildi. CHP'nin bu konuda 'yol gösterici vasfına' ihtiyaç olduğu kaydedildi. CHP'li bölge yöneticilerinin hazırladığı metinde, Türk toplumunda var olan 'bölünme endişesinin' de giderilmesi gerektiği kaydedildi ve şu görüşlere yer verildi: "Bölünme sendromu zayıflatılmadan, atılacak adımlar konusunda Türk toplumunun kuşkuları giderilmeden, duyarlılıkları ve tepkileri ve korkuları dikkate alınmadan, Kürt sorununun çözümünde mesafe almak mümkün değildir. Bu noktada CHP, temsil ettiği geniş kitleler nezdinde üstüne düşen tarihî sorumluluğu akılcı bir yolla yerine getirmelidir." kürt meselesinin Çözümü için 'yeni anayasa' talebi Taslak raporda, Kürt sorununun çözümü için ortaya konulması istenen projelerden bazıları şu şekilde sıralandı: 'Özgür birey, çoğulcu ve örgütlü toplum, demokratik devlet' ilke sini temel alan yeni bir anayasa hazırlanmalıdır. SiyasÎ Partiler Yasası değiştirilerek parti faaliyetlerinde Kürtçenin de kullanılabilmesine olanak sağlanmalıdır. Devletin üniter yapısına bağlı kalınarak yerel yönetimlerin yetkileri artırılmalıdır. Köy koruculuğu sistemine ve çeteleşmeye yol açan güvenlik önlemlerine son verilmelidir. Yargı bağımsızlığı ilkesine özel bir önem verilmeli ve suça bulaşan kamu görevlisi de olsa adil bir biçimde yargılanması sağlanarak halkın devletin adaletine güvenmesi sağlanmalıdır. Yurttaşların anadili üzerinde bulunan yasaklar bütünüyle ortadan kaldırılarak her yurttaşın kendi anadilinde iletişimde bulunması, yayın yapması ve bunun yanı sıra anadilini öğrenmesi ve öğretebilmesi anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır. Yurttaşların anadilini öğrenmesi için seçmeli Kürtçe dersi konulması, ayrıştırmayı artırıcı bir uygulama olarak görülmemelidir. Değiştirilen köy ve kasaba isimleri kurulacak bir bilimsel kurul tarafından incelenerek köylerin ve kasabaların özgün isimleri o köylerin aynı zamanda resmî isimleri haline getirilmelidir. Türkiye sınırları içinde yer alan tüm silahlı güçlerin tasfiyesi ya da geri çekilmesi sağlanmalı ve bununla eşzamanlı olarak barışı güçlendirmeye yönelik çatışmasız bir ortam sağlanması için bölgedeki olağanüstü önlemler ve operasyonlara ara verilmelidir. Bunun ardından silahsızlanmanın sağlanması için bir genel af çıkarılması önemli sonuçlar verecektir. Bölgeler arası otobanlar (Diyarbakır-Erbil gibi) yapılmalı ve serbest bölgeler aracılığıyla hem ticari hem de sosyal ilişkiler canlandırılmalıdır. Ve yine Kuzey Irak'taki Kürt Yönetimi (KDP ve KYP partileri) ile ilişkilerin geliştirilmesi Türkiye'ye kalıcı yararlar sağlayacaktır. 30 yıllık baskı, şiddet ve terör ortamından etkilenmiş olan bölgede beş yıllık özel bir planlama içinde işsizlere 500 TL kadar bir maaş ödenmesi restorasyon sürecini ve yaraların sarılarak tahribatın bir nebze olsun giderilmesinde önemli katkı sağlayacaktır.
- 12 cevap
-
- 3
-
-
LAZLARI KAPSAMAYAN AÇILIM
''biji tirkiye'' şunu cevapladı bir başlık içinde Gazete Haberleri Paylaşımı
Çok haklı bir talep ancak mardin Ünv.sinde değil KTÜ'nden böyle bir başvuru yapılsa ve kabul edilse çok daha güzel olacağından eminim.- 29 cevap
-
- 2
-
-
İnsan hayatı bu kadarmı ucuz?
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Bu ölüm olayı olduğu gün ve devamında hergün gazeteler,tv'ler arandı ama hepsi can güvenliğimiz yok diyerek olay yerine gitmekten kaçındı,bir ülkede medya hataları göstermeyecekse neye yararki o medya? İki kocaman zeytin tanesi... Ceylan’dan geriye kalan yegâne vesikalık fotoğraftan bize bakan kapkara iki üzüm. Okulda çekilmiş olmalı bu fotoğraf. Herhalde, makinenin flaşı patlayınca kamaşmıştı gözleri... Kapatıvermişti. Fotoğrafçı uyarmıştır, sanırım. O da bu kez gözlerini kocaman açmış, ıssız bir orman yolunda ansızın beliren bir arabanın farlarına yakalanmış ceylan misali bakmıştır. Ya da belki her zaman, her şeye böyle bakıyordu Ceylan... Merak, hayret ve korkunun tuhaf bir karışımıyla gözlüyordu hayatı. Bilmiyorum; hiç bir zaman bilemeyeceğim. Ceylan artık yok. 14 yaşında ansızın sona eren hikâyesini, üç gündür Taraf’ın manşetinde okuyorsunuz. 28 eylül günü, Diyarbakır Lice’ye bağlı Şenlik Köyü Hambaz Mezrası’ndaki evinden koyun otlatmaya çıkmış Ceylan. Çıkarken, “N’olur makarna yap” demiş annesine... Beş dakika sonra, gökten üzerine ölüm yağmış. Ya havan mermisiyle ya da roketle vurulmuş gencecik bedeni; paramparça olmuş. Annesi Saliha, evden çıkıp Ceylan’ına koşmuş ama kızının olması gereken yerde, onun dizlerini ve ellerini bulmuş sadece. Ceylan’ı artık yokmuş. Havada dağılan vücudundan geriye, otlara bulaşmış, ağaç dallarına takılmış parçalar kalmış. O parçaları elleriyle toplamış kadın; eteğine koyup taşımış... Saliha Önkol, böyle anlatıyor kızını kendisinden alan vahşeti. Taraf Diyarbakır Temsilcisi Faruk Balıkçı’ya ve kendisine taziye ziyareti yapan DTP milletvekillerine, Ceylan’ın korkunç sonunu tarif ettikten sonra soruyor: “Ben buna nasıl dayanacağım? Kızımın hesabını kim kimden soracak?” Evet, kimden sorulacak bu hesap? Hambaz Mezrası’nın görüş mesafesindeki Tapantepe Jandarma Taburu’ndan yapılan tek atışla vurulan Ceylan’ın canının hesabını kim verecek? Öyle bir devletimiz var mı ki bizim? Koyun otlatan bir Kürt kızını vurduktan sonra tam anlamıyla firar eden; bir askerî taburla iki karakolun çevrelediği olay mahalline “güvenli değil” diye yetkili göndermeyen; Ceylan’ı vuran silahın niteliğini ve kime ait olduğunu ortaya çıkartacak incelemeyi yapmayan; karakolun nizamiyesinde küçük kızın cesedinin parçalarına bakıp alelacele bir adlî rapor tutturarak “otopsi gereksiz” diyen, sonra da “olay unutulsun” diye bekleyen bir devlet, bu cinayeti aydınlatmak isteyen bir devlet midir sizce?.. Bugüne dek, kendi eliyle ya da kendi ihmaliyle sonlanan nice hayatın hesabını vermeyen bir devlet... Bir Kürt kızının gökten üzerine yağan ölümle yok olmasını “haber” bile saymayan bir medya... Ve biraz da bu devletle bu medyanın vicdansız ittifakı sayesinde yıllardır akan kan... Şimdi, bu kanı durdurmaya niyet eden hükümete sormak istiyorum... Demokratik açılımlarla Kürt meselesine çözüm bulmaktan, 25 yıllık savaşı bitirmekten söz eden ve samimiyetlerine inandığım İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sormak istiyorum: Niye Ceylan’a sahip çıkmıyorsunuz? Ölümünü engelleyemediniz, niye ölüsüne saygı göstermiyorsunuz? Niye Hambaz’a yetkili göndermediniz? Niye Ceylan’ın annesi Saliha’yı ve Önkol ailesinin diğer fertlerini arayıp acılarını paylaşmadınız? Niye onlara, “kızınızın ölümüne kimin sebep olduğunu bulacağız, adaleti işleteceğiz, sorumlusunu cezalandıracağız” demediniz? Lice Kaymakamı’nı, Diyarbakır Valisi’ni neden hemen devreye sokmadınız? Ve niye, Saliha Önkol’un feryadına DTP milletvekilleri dışında kimse kulak vermedi? Bakan Atalay’a, Başbakan Erdoğan’a, Cumhurbaşkanı Gül’e sormak istiyorum... Şimdi, Saliha Önkol sizin demokratik açılımınıza nasıl inansın? Kızının kara gözlerine bir daha hiç bakamayacak olan bu acılı anne, kızının ölümü üzerine bir tek kelime bile sarf etmeyen sizlerin samimiyetinize, iyi niyetinize, kararlılığınıza ve cesaretinize nasıl ve neden güvensin? Sayın Atalay, Sayın Erdoğan, Sayın Gül... Ceylan’dan kalan bu yegâne vesikalık fotoğrafa bakınca sizin de içiniz parçalanmıyor mu? Yoksa sizler de mi, devletiyle medyasıyla Ceylan’ın ölümünü umursamayan bu sisteme uyum sağladınız? Ceylanların sessizliğine siz de mi alıştınız? -
İnsan hayatı bu kadarmı ucuz?
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
-
Şırnak'ta bir gezinti yapalım Sayın Baykal!
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: mavi olmayan gökyüzü başlık Politika Bilimi
Chp'nin araştırmalarını biliyoruz ve önemsiyoruz ancak sayın baykal'ın bu ülkenin bir bölgesine gidememesi utanç verici bir durumdur...- 24 cevap
-
- 2
-
-
Şırnak'ta bir gezinti yapalım Sayın Baykal!
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: mavi olmayan gökyüzü başlık Politika Bilimi
Hiç yapabilirmi sayın mavi olmayan gökyüzü bırakın şırnakı Türkiyenin hiçbir ilinde yapamaz,çünkü hiçbir ilimizle ilgili yaptığı yada yapmayı planladığı bir projesi yok....- 24 cevap
-
- 1
-
-
İnsan hayatı bu kadarmı ucuz?
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Halen Siz Biz yaratma çabasındasınız kötülük kimden gelirse gelsin ben lanetlemeye haırım sizde hazırmısınız? Pkk bu dediğiniz katliamları yaptıysa ben Pkk'yi kınarım zaten pkk'nin derhal ülke sınırları dışına çıkması taraftarıyım. Ayrıca şu yazdığınız köy isimlerini bölge halkından kime sorsanız bilmez artık yer isimleride iade edilse iyi olacak....- 15 cevap
-
- 1
-
-
“OPERASYONLAR DURSUN, ASKER DAĞDAN ÇEKİLSİN!” SÖYLEMİ GERÇEKÇİ Mİ?..
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: nail_amudi başlık Politika Bilimi
Sanırım ismi Güneş operasyonuydu... Çok değil 1 sene evvel oratlık toz dumandı herkes Pkk'ye son darbe vurulacak diyordu kahramanlarımız K.ırak'a giriyordu medya öyle bir hava yaratmıştıki artık herkes Tsk Kandili almadan dönmez diyordu amam biz bunları daha öncede görmüştük daha evvel yazmıştım 40.000 Pkk'lının öldürüldüğünü açıkladı Tsk buda Pkk'nin öngörülen şu anki sayısının 8 katı demek,yani 8 kere Pkk bitirilmiş ama halen dağlarda binlerce insan var demekki yanlış yapılan bişeyler var...- 27 cevap
-
- 1
-
-
DTP'li vekiller zorla mahkemeye goturulecek
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Sedat Bucak'lar Mehmet Ağar'lar ne milletvekili değillermiydi eğer hukuk üstünlüğüyse neden herkes için eşit değil? -
Dediğiniz gibi gazeticilik Onuru..... Kürsü kürsü dolaşıp bağıran Erdoğanlara, Baykallara, Bahçelilere ne oldu? Zor değil mi bir çocuğu askerler vurunca konuşmak? “Dağa çıkarım” diye bağırıyordu Bahçeli, o kadar yüreği varsa dağa çıkmasına gerek yok, siyasetçiliğini yaptığı ülkede vurulan çocuğun hesabını sorabilsin yeter. Bağırmak ne kolay Devlet Bey, bağırmak ne kolay. Bak senin memleketinin bir köşesinde bir çocuğu vurdular. Sesini çıkarmak bir yana yüzünü bile gösteremiyorsun. Bir çocuğa bile sahip çıkamıyorsun, dağa çıkıp ne yapacaksın? Susuyorlar. Ceylanın vurulması bize Türkiye’deki siyaseti, siyasetçileri gösteriyor işte. Susan sadece onlar mı? Neredeyse bütün Türkiye susuyor. Şu medyaya bakın. Bu nasıl bir bıçak kesmez sessizlik Allahım. Bir gazete neye yarar vurulan bir çocuğun hesabını soramazsa? Onca kâğıda, mürekkebe, emeğe yazık. Bir kız çocuğunun bir roketle vurulup parçalandığı, devletin ortadan yok olduğu, savcının köye gitmediği, doktorun karakol bahçesinde otopsi yaptığı bir ülkede yaşıyorsunuz. Bunlardan hiç mi biri size tuhaf gelmiyor? Hiç mi birinde haber değeri bulmuyorsunuz? Bu medya iki grupmuş da, birisi muhalifmiş de, öbürü başbakanı tutarmış da, muhalif olan demokrasi mücahidiymiş de... Bunlar iki grup falan değil. Bunlar tek grup. Öyle ortak bir sessizlikleri var ki... Hele o muhalif geçinenler... Ne oldu muhalefetinize? Bu hükümetin iktidarında bir çocuk vuruldu, niye hükümete hesap sormuyorsunuz, niye muhalefet yapmıyorsunuz? Hükümet “iyi bir şey” yaptığında muhalefet etmek için yerlerde yuvarlanıyorsunuz, muhalefet edecekseniz hükümetin bu “sessizliğine” muhalefet etsenize. Olmuyor değil mi? Roketi atan asker olunca sizin o muhalif dilleriniz tutuluveriyor. Ceylan’ın annesi, “kızımın parçalarını etekliğimde taşıdım” diyor. Hiç mi içiniz acımıyor sizin? Hiç mi vicdanınız yok? Bu sessizlikten hiç mi utanmazsınız? Yarın bir gün çocuğunuz çıkıp gelse de, “bir küçük çocuğu vurmuşlar, sen neden yazmadın” dese, ne diyeceksiniz? Çocuğunuzdan da mı utanmıyorsunuz? Hadi vicdanınızdan, utanmanızdan vazgeçtik, gazetecilik merakınız da mı yok? Üç askerî karakolun ortasındaki bir köyde bir küçük kız nasıl bir mermiyle parçalandı, merak etmiyor musunuz? Her konuda birbirinizden farklıyken bir küçük kız vurulduğunda ortaklaşa sesiz kalmayı size kim öğretti? “Anne bana makarna pişirsene” dedikten sonra bir kız paramparça oldu. İstediğiniz kadar susun. O ölü kızın çığlığı sizin sessizliğinizden büyük. Siz sustukça o bağıracak. Siz sustukça o bağıracak. Ta ki siz de bağırana kadar.
-
İnsan hayatı bu kadarmı ucuz?
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
İşte bakın burdada yalnız bırakılıyor nedeni çok açık devletin yaptığı yanlışları konuşmama güdüsü var insanlarımızda bu yanlışların üzeri kapatılmalı birilerine göre sebebide devletin otoritesi sarsılır düşüncesi ama şunu herkes bilmelidirki hiçbirşey insan hayatından daha değerli değildir... -
Koruculuk sistemi kaldırılıyor
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: ilker01 başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Halkın bir kesimine silah verilerek orada büyük bir rant yaratılmıştır,Korucu olanlar istediklerine vatansever,istediklerini vatan haini ilan ederek büyük bir rant sahibi olmuş ve bu şekilde istedikleri kişileri köylerinden asker zoruyla gönderip onların mallarına el koymuşlardır... -
İnsan hayatı bu kadarmı ucuz?
''biji tirkiye'' şurada bir başlık gönderdi: Gazete Haberleri Paylaşımı
Alsana Açılım Al sana sorun çözme Mekanizması... Kürtlerin gündeminde son bir kaç gündür bu konu var. Diyarbakır’da havan mermisinin minik bedenini parçaladığı Ceylan için köye bir savcı bile gitmedi. Olay yerini ise imam kameraya çekti. Lice’de koyun otlatırken havan mermisiyle vurulan 14 yaşındaki Ceylan Önkol’un ölüsüne de devlet sahip çıkmadı. Abalı karakolundan, bir imam ve köylüye fotoğraf makinesi ile kamera verilip olay yeri kayda aldırıldı. Karakolun kapısında şipşak otopsi yapıldı. Devletin Ceylan suskunluğu vatandaşı da isyan ettirdi. Saliha Önkol, “Kızım paramparça oldu. Ben kime hesap soracağım” diye feryat etti. Ağabeyi Rıfat Önkol ise savcı ve doktorun “can güvenliğimiz yok” gerekçesiyle köye gelmediğini belirterek yetkililere seslendi: Bizim değerimiz yok mu? ANNENİN FERYADI “Ceylan’ım paramparça oldu. Neden çocuğum durduk yere öldürülüyor? Ben kime hesap soracağım?” Bu feryatlar Diyarbakır’ın Lice ilçesinde önceki gün 14 yaşındaki kızını kaybeden anne Saliha Önkol’a ait. Küçük Ceylan, Lice’ye bağlı Şenlik köyü Hambaz mezrasında hayvanları otlatırken, karnına isabet eden patlayıcı nedeniyle hayatını kaybetti. Ceylan’ın ailesi, çevreden bir yerden mezraya doğru ağır silahla atış yapıldığını, kızlarını bu ateş sırasında meydana gelen patlamada kaybettiğini düşünüyor. KİME ZARARI VARDI Ceylan’ın cesedi, olay yerinde saatlerce bekledikten sonra yetkililerin gelmemesi üzerine yakınları tarafından karakola götürüldü. Karakol kapısında bekleyen ve güçlükle ayakta duran anne Saliha Önkol’un ağıtları yürek yaktı: “Ceylan’ımın kime zararı vardı? Neden öldürüldü? Ben şimdi kızımın ölümüne neden olanı nasıl bulacağım? Kime hesap soracağım. Sadece hayvanları otlatıyordu. Başka bir suçu yoktu. Daha 14 yaşında ve onu paramparça olmuş bir şekilde gördüm. Ben buna nasıl dayanacağım? Kızımızın hesabını kim kimden soracak? Neden çocuğum durduk yere öldürüldü?” PARÇALARI AĞACIN TEPESİNDEYDİ Ağabey Rıfat Önkol ise atılanın fosfor mermisi olduğunu ve bunun bilinçli bir şekilde yapıldığını ileri sürerek şunları söyledi: “Karın bölgesine isabet etmiş. Kız kardeşimin parçalarını ağaçların tepesinden topladık. Vücudundaki bazı parçaları kendi elimizle çıkardık. Ceset başında bekleyerek ağıt yaktık. Altı saat boyunca savcı ve doktorun gelmesini bekledik. Bazı milletvekillerini aradık. Sonunda savcı, can güvenlikleri olmadığı gerekçesiyle cesedin Abalı Karakolu’na getirilmesini istedi. Biz de başka köyden tabut bularak, ceset parçalarını battaniyeye sararak kendi imkânlarımızla Bingöl’e bağlı Abalı Karakolu’na götürdük. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? Neden sahiplenen olmuyor?” GERİ DÖNDÜKLERİNE PİŞMANLAR Patlamanın meydana geldiği Şenlik köyü ve bazı mezralar, 1993 yılında boşaltılmış, köylüler de çevre iller başta olmak üzere büyük şehirlere göç etmişlerdi. Olayda hayatını kaybeden Ceylan Önkol’un ailesi de göç eden ailelerden. ALTINCI SINIFA GEÇECEKTİ Patlamada hayatını kaybeden 14 yaşındaki Ceylan Önkol bu yıl altıncı sınıfa geçecekti. Okulda gösterdiği başarıyla bilinen Ceylan, hayvancılıkla geçimini sürdüren ailesine de yardım ediyordu. YETKİLİLER GELMEDİ İMAM KAYDETTİ 14 yaşındaki Ceylan Önkol’un hayatını kaybettiği patlama yerine hiçbir yetkili gelmemiş. Savcının can güvenliği nedeniyle olay yerine gelmediği öğrenilirken, otopsinin ise devlet hastanesinde çalışan bir temizlikçi ile Lice Adliyesi’nde görevli bir memur tarafından gerçekleştirildiği kaydedildi. İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi yetkilisi Serdar Çelebi, yaptıkları incelemelerde olay yerinde herhangi bir çukur görmediklerini, dolayısıyla patlamanın mayından kaynaklanmadığını söyledi. Tanıkların önce havadan süzülen bir uğultu sesinin geldiğini ardından ise patlamayı duyduklarını anlattığını aktaran Çelebi şöyle dedi: “Dolayısıyla havan topu veya başka bir silah olabilir. Olay olduktan sonra köylüler, adlî mercilere haber veriyor. Ancak kimse gitmiyor. Abalı Karakolu’ndan bir imama ve bir köylüye fotoğraf makinesi ve kamera verilerek olay yeri kayda aldırıldı. Daha sonra hastane ve adliyeden bir yetkili karakola gelerek adlî rapor hazırladı. Raporda, patlayıcı madde sonucu ölümün gerçekleştiği ve parçalanmış cesetten patlayıcı maddeler bulunması nedeniyle otopsiye gerek duyulmadığına karar verildi.” Çelebi şöyle devam etti: “Bingöl-Diyarbakır sınırındaki Tapantepe Karakolu’ndan atıldığı ileri sürülüyor. Bu karakol hâkim bir noktada ve olay yerini görebiliyor. Gerek güvenlik görevlilerinin olay yerine gitmemesi, gerekse otopsinin yapılış şekli dolayısıyla faillerin bulunması konusunda etkin bir soruşturma yapılmadığı kaygısındayız.” Ceylan Önkul’un ölümü ile ilgili olarak Diyarbakır Özel Yetkili Savcısı “terör” kapsamında soruşturma yürütecek. Bölgeye yakın Yayla köyü Eskiköy mezrasında 19 Temmuz 2008’de meydana gelen baskında dört kişi yaşamını yitirmişti. Olay hâlâ aydınlatılamadı. (Taraf) Siirt’te 2005 yılında iki jandarma eri ve G.Y isimli uzman çavuşu taşıyan Jandarma aracının, basın açıklaması yapan grupla polis arasındaki çatışmanın ortasında kalması üzerine G.Y.’nin camdan bir kez ateş açması sonucu, Abdullah Aydan hayatını kaybetmişti. G.Y hakkında açılan davada Siirt Ağır Ceza Mahkemesi, beraat kararı verdi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da kararı yerinde buldu. Yargıtay kararında uzman çavuşun havaya ya da ayaklara değil de doğrudan insanların üzerine ateş açmasının meşru savunma sınırlarının aşılması olduğu kabul edildi ancak bunun “Bir heyecan ya da telaştan kaynaklandığı” ve bunun bölge gerçeklerinin bir sonucu olduğu belirtildi. Siirt Barosu Başkanı Mehmet Ali Özel, “Karar hukuki değil; son derece yanlı. Bu içtihadın uygulanabileceğini sanmıyorum” derken, Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar ise kararın keyfi olduğunu savundu. Siirt'te 2005'te yaşanan ve Abdullah Aydan'ın yaşamını yitirdiği olayda, Uzman Çavuş G.Y, iki askerin bulunduğu aracıyla 200 kişilik taş atan gösterici grup ile polis arasında kalmış, olayda araçtaki iki askerin yaralanması üzerine G.Y.'nin seri konuma aldığı MP5 tipi otomatik silahıyla bir anda 7 el ateş açması sonucu Abdullah Aydan hayatını kaybetmişti. Diyarbakır Barosu Başkanı Emin Aktar şunları söyledi: “Güvenlik güçlerinin kendisine taş ile saldıranlara, tazyikli su ya da cop ile dağıtma imkanı varken silah kullanılması hukuka aykırı. Yargıtay, Uğur Kaymaz olayında olduğu gibi burada da güvenlik güçlerinin moralinin bozulabileceği gerekçesiyle, korunma kalkanı oluşturacak şekilde karar aldı. Oysa demokratik hukuk devletinde güvenlik güçleri, idari görev ve yetkilerini kullanırken kendilerini hukuka bağlı hissetmeli. Bu son içtihat, görevlilerin, görev ve yetkililerini kullanırken hukuka bağlılık hissetmemelerine neden olacak. Bu keyfiliği getirecektir. Karar aynı zamanda bazı olaylara da zemin hazırlar.” Ölen Abdullah Aydan adına müdahil olarak davaya katılan avukat Abdulhakim Gider, kararı şu şekilde değerlendirdi: “Bundan sonra en ufak olayda silahsız olan kişilere karşı silah kullanılması meşru müdafa olarak algılanmasına neden olacak. Umarım, hem polis hem askerde psikolojik etki yaratmaz. Tartışılması gereken bir karar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğiz. Umarım bu durum düzeltilir.”- 15 cevap
-
- 1
-
-
MHP-CHP elele Türkiye'yi bölüyorlar mı?
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Politika Bilimi
Devlet Bahçeli'nin Türkiye'nin bölünmesine karşı ilan ettiği direnişi ciddiye alabilir miyiz? Burada AKP ile MHP arasındaki sakil idam polemiklerini hatırlatmaya niyetim yok. Adam öldürme konulu tartışma faşistlerin dünyasında sürsün gitsin. Ancak 1999 seçimlerini hatırlatmadan da geçmeyelim. MHP'yi o dönem hükümete taşıyan seçimlerin Öcalan'ın yakalanışı ve onu önceleyen uzun şoven kampanyanın ürünü olduğunu unutmayalım. MHP kuşkusuz Öcalan'ın yalnızca ve yalnızca bir Amerikan operasyonu ile Türkiye'ye teslim edilebileceğini, sürecin başından itibaren kestirebilecek bir akla sahipti. Sokak MHP'si herhangi bir akıl resmi vermeyebilir; ama sözünü ettiğimiz bir devlet partisidir. 1999 baharında faşist partiye, DSP'yle birlikte güç katan oylamanın arkasındaki Sam Amca gölgesi, 2002'de AKP zaferi sırasında hissedilenden az değildi. Özetle MHP Öcalan'ın yakalanmasının rantını afiyetle yemiş bir partidir. Bunun üstünden topu topu on yıl geçmiştir. Amerikalıların ne babalarının ne de Türk ırkçılarının hayrına değil, sadece kendi hayırlarına zahmete girdiklerini bilecek kadar deneyim sahibi olan bizim rantiye partiler, on yıl sonra ABD emperyalizminin topraklarımızda kurduğu bölücü denklemin suç ortaklarıdır. Birinci nokta budur. Bu noktada AKP ile MHP arasında tamamen düz bir ilişki vardır. Aynı yolun yolcuları manasında. İkinci nokta, daha önce bu köşede yazmıştım, bölünme dinamiklerini dil merkezli tanımlamak kadar akıl, bilim dışı yaklaşım az bulunur. Bu zırvalığa görüldüğü her yerde şiddetle itiraz edilmeli. Dil neden bölecekmiş? Bu yönde bir iddia ırkçılığa kapıyı açmadan savunulamaz. Yalnız, zırvalıklar kitleler içindir ve siyasal partiler açısından zırvalığın arkasında başka ve gerçek bir rasyonalite gizlenir. Dolayısıyla bölünme dinamiklerine karşı mücadele dil üstünden bir mevzi açıyorsa, burada bir sahtekarlık aranmalıdır. Söylenenlerden daha önemlidir söylenmeyen. Bu sahte bir cephedir. Zaten bir an düşünelim; bu cephede faşistler galebe çalarlarsa Türkler ve Kürtler birleşmiş mi olacaktır? Kürtlerin dillerini giderek genişleyen bir ölçekte, sanatta, edebiyatta, eğitimde, bilimde, günlük iletişimde daha yaygın olarak kullanmaktan caymaları pratik olarak mümkün müdür? Böyle bir sonucun olsa olsa zora dayalı asimilasyon anlamına geleceği belli. Lakin sadece Türkiye gibi kaderi çoktandır sınırlarının ötesinde kararlaştırılan biçare rejimler değil, dünyanın bütün burjuvazileri zorla asimilasyon defterini mutlak bir başarısızlıkla kapatmış görünüyorlar. Sonuç olarak “diller böler” tezi ne kadar güçlenirse, Türkiye birleşmez, bölünmeye o kadar yakınlaşır. MHP'nin direnişi hangi zeminde temellenmektedir peki? Açık ve iddialı konuşalım: MHP'nin, asıl karşısında konumlandığı taraf, Türklerin ve Kürtlerin kardeşliğinin biricik çerçevesini temsil eden sol ve sosyalist alternatiftir. Yaşanan sürecin Türk halkında -Kürt düşmanlığınca temsil edilemeyecek- rasyonel bir “ülkemiz” kaygısına, Kürt halkında da -eski tip ayrılıkçılığa dönemeyecek- bir “devrimci değerlerimiz” kaygısına yol açmaması mümkün değildir. MHP ilk bölmeyi kaba, sakil bir ırkçılıkla doldurmayı, ikinciyi ise karşı kutba itmeyi hedefliyor. Müdahalesinde başarılı olduğunda, AKP ve ABD projelerinin altı oyulmayacak. Ama solun olası gelişme kanalı bloke edilecek. Yani anti-faşizm sol açısından bu bağlamda güncelliğini ve yakıcılığını korumaktadır. Erdoğan'ın süreci mükemmel denebilecek bir başarıyla yönettiğini saptamakla birlikte, sözünü ettiğim kaygıların AKP'yi yer yer tırpanlama olasılığını hafife almamak durumundayız. MHP bu potansiyel kamuoyu hareketinin ana adresi konumuna yerleşmekte ve bu anlamda AKP'nin resmi muhalefeti, hükümetin yarattığı tozun süpürücüsü olarak işlev kazanmaktadır. Daha doğrusu açılım bir çöp yığını üretmekte, MHP de bu yığını yasak alanlara taşıyıp dökmektedir. Özetle ve başlıktaki soruya dönersem, Bahçeli'nin köpürmesine takılmayın derim. Bunların kızdığı bir şey yok. MHP Amerikan operasyonunun en az AKP kadar organik ve işlevsel bir parçası.- 67 cevap
-
- 4
-
-
YİNE BÖLÜCÜLERE İMTİYAZ
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Hukuk herkes için eşit işlemelidir sadece bir partiye uygulanırsa bunun adı hukuk olmaz.... Demirtaş haklarında açılan davada, ifade vermemelerine ilişkin, şunları söyledi: “Meclis bizim durumumuzu ele alacak hiçbir tartışma ve hiçbir kararlaşma yaşamadı. Bu nedenle biz kendimize yönelik bu haksız ve ayrımcı uygulamaların doğru olmadığını düşünerek, bu duruşmaya da gitmeme kararı aldık. Bu Anayasa'ya aykırı bir durum. Politik bir karardır bugüne kadar hiçbir milletvekiline uygulanmamış bir karardır. Yolsuzluktan hatta cinayetten sanık olanlar bile bu Meclis'te dokunulmazlığa sahip olmuştur. Ama biz konuşmalarımızdan dolayı bu mahkemeye zorla götürülmek isteniyoruz. Dokunulmazlığımız tanınmıyor.”- 10 cevap
-
- 1
-
-
MHP-CHP elele Türkiye'yi bölüyorlar mı?
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Politika Bilimi
Bana MHP'nin birtane bile sorunumuzu çözecek çalışmasını gösteremezsiniz. Kürtçülük Türkçülüğe tepki oılarak doğan bir akımdır (her ikiside yanlıştır) Elbette Türkiyede Türkiye Cumhuriyetinin yasaları geçerli olacaktır bizde muz cumhuriyetininki geçerli olacak demiyoruz zaten Anayasalar ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda yapılırlar hiçbir ülkenin halkını seçme hakkı yoktur ancak her halkın kendi anayasasını seçme hakkı vardır bugün Türkiyede mevcut anayasa Türkiye gerçeğinden maalesef uzaktır ve değiştirilmemesi halinde halkın acıları devam etmektedir.- 67 cevap
-
- 5
-
-
MHP-CHP elele Türkiye'yi bölüyorlar mı?
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Politika Bilimi
Şu devlet tarafından ellerine silah verilen ağalardanmı bahsediyorsunuz acaba? O ağalar neden bölgenin kalkınmasını istesinlerki ve pkk'ninde asla bitmesini istemezler çünkü pkk sayesinde ellerinde silah vardır ve arkalarında devlet desteği vardır istediklerini vatan haini,istediklerini vatansever ilan ederler ve bu şekilde bölgede büyük bir güce sahip olurlar... MHP şoven bir milliyetçilik yolu izlemiştir yıllarca bütün politikaları inkar üzerine kuruludur herşeyi inkar ederler onlara göre tek doğru vardır buda Bütün dünyada sadece türklerin dediğinin doğru olduğudur...- 67 cevap
-
- 5
-
-
MHP-CHP elele Türkiye'yi bölüyorlar mı?
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Politika Bilimi
Türk halkına yakın neleri var Kürt sorununu bir kenera bırakıyorum ekonomik ilerlememiz için bir çözüm önerileri varmı? Kıbrıs sorunu için çözüm önerileri varmı? işsizlik konusunda çözüm önerileri varmı? Türkiye halkının daha demaokratik bir ortamda yaşayabilmesi için bir çözüm önerileri varmı? Gelelim kürt sorununa : Bu sorunla ilgili MHP'nin bir araştırması sorunun nereden kaynaklandığı ile ilgili ve nasıl çözüleceği konusunda mantıklı bir çalışması varmı? Bunlar varsa eğer buyrun açıklayın?- 67 cevap
-
- 6
-
-
DHA: Şevval Sam 'Kürtçe' söyledi, protokol geceyi terketti
''biji tirkiye'' şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Politika Bilimi
İşte böyle konularda kimse konuşmaz,oysa Türkçe şarkı okunan bir yerden çocuğu ölmüş olsa ve bunun için bir kürt aydını yada siyasetçisi ayrılsa hemen saıdırmaya başlarlardı böyle şeyleri görmeyip daha sonra ne eksiğiniz var yaklaşımında bulunanlar bu ülkenin bu çıkmazdan çıkmasını istemeyenlerdir....- 28 cevap
-
- 2
-