
Taylan Abi
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
1.727 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
2
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
Taylan Abi tarafından postalanan herşey
-
Alışırsınız alışırsınız. Buzdağının su üzerindeki kısmına tabelayı Alman mahkemesi çakmıştır, şamandıraları da etrafına bağlamıştır. Artık neyin ne olduğu, kimin ne ettiği kısmen bellidir. Bizim adalet sistemimize düşen görev ise su altındaki kısmı incelemektir. Umudumuz savcılarımızın ve hakimlerimizin biryerlere konması. Heryere mi konarlar, bir yere mi konarlar biz şu an bilemeyiz. Ergenekon sürecinde haksız yere verilmiş hükümlere de bu denli cevval bir tavır içerisinde olmanızı zaten beklemiyorum ancak sadece O dava da başlayıp sonuçlanınca burada olmanızı diliyorum. Son gülen, iyi güler.
-
Bir ölüm ilanının düşündürdükleri!.. İlanı Yeni Asır'da gördüm.. "Beyhan Hür (1956-2006) Sevgili Karıcığım, İlk tanıştığım günden, SENİ kaybedinceye kadar; İşe giderken aceleden, işten eve geldiğimde yorgunluktan SENİNLE yeterince ilgilenmediğime, Sözleştiğimiz saatlere uymayarak SENİ beklettiğim zamana, SEN konuşurken konuyu sonuna kadar dinlemeden sözünü kestiğime, Doğum ve evlenme yıldönümü kutlamalarının çoğunu 'daha sonra' diyerek, SENİN hazırlıklarını dikkate almadan ertelediğime, SANA zaman zaman ters ters baktığıma, Kaşlarımı çatarak hiddetlenip SENİ ürperttiğime, Özel ilgi beklediğin an ve zamanları fark etmediğime, umursamadığıma, Hamilelik ve rahatsız olduğun dönemlerde yeterli ilgi ve şefkati SENDEN esirgediğime, Bayramlarda ve özel günlerde SENİN arkadaş ve akrabalarına benden yapmamı beklediğin kadarını yapmadığıma, Benim iyiliğim, mutluluğum, sağlığım için dikkatin, itinan ve fedakârlıklarına yeterince teşekkür etmediğime, Aslında SANA içimdeki SEVGİMİ yeterince haykırırcasına hissettirmediğime, Seni doya doya sevmeyi ertelediğime PİŞMANIM. Allah'tan rahmet diliyorum, nur içinde ol!. Kocan M. Cihangir Hür (Benim pişmanlıklarımı bu yazıyı okuyanların duymaması için, eşlerin birbirine yeterince ilgi göstermelerini ve benim eşime rahmet dileyip Fatiha okumalarını dilerim.) İlanı okurken babamı hatırladım.. Annemin öldüğü geceki babamı.. Öylesi derin bir ızdırap içindeydi ki, annemi unutup onun peşine düşmüş, eve doktorlar yığmıştık, babamın en yakın dostlarının yanında.. Ama teselli kabul etmiyordu. Kalbi vardı, her an onu da kaybedebilirdik. Doktorlar aralarında fısıldaşıp uyumasına karar verdiler. Bir iğne yaptılar.. Babam hissetti. Baş parmağının tırnağını ortasından kırdı ki, o müthiş sancı uyumasını engellesin.. Üstelik annemin son günlerini yaşadığını aylardan beri biliyordu, hazırlıklıydı.. "Bu nasıl bir sevgidir" diye düşündüm önce.. Sonra inanır mısınız, içimde bir öfke de kıpırdadı.. Yanına gidip "Baba, annemi bu kadar seviyordun da, yaşarken kendisine niye göstermedin" demek geldi içimden.. "Erkek adam duygularını saklar!.." Anadolu erkeğinin geleneğidir bu.. Babam, hele de Çerkes delikanlısı Fuat öyle büyümüştü.. Biz de öyle büyüdük.. Ölesiye sev.. Ama ölesiye renk verme.. Bırak anlayan anlasın!.. Oysa sevgiyi söylemek, sevgiyi göstermek, sevdiğini sevgi denizinde boğmak, sevginin kendisi kadar güzel, sevginin kendisi kadar kutsal!.. "Seni seviyorum" demenin, diyeni, denilenden daha çok mutlu ettiğini öğrendiğimde yaşım kırkı geçmişti, ne yazık ki!.. Hepimiz öğrenmeliyiz.. Ölüm ilanlarını beklemeden!.. Kaynak: H.U.
-
Size öyle gelmiş haklısınız. Batılı modernlerden kimi kastettiğinizi bilemiyorum ancak AB'ye üyelik sürecinde kafalarında soru işaretleri oluşan insanlar var tabii ki. Sebebi ise bu müzakere sürecinde ülkenin teslimiyetçi bir hale dönüştürülmesi. AB'nin her kelimesini ezber tutan, milli meseleleri muhalefetle paylaşmadan önce onlara taşıyan bir hükümet var. Ve bu hükümet neyi ne için yaptığını bilmeden çalakalem yapıyor. İ.Melih Gökçek Kızılay'da AB'ye giriyoruz diye binlerce havai fişek patlatalı kaç yıl oldu dersiniz? Verilen onca aragazı, sözler vaatler? Bunu kim yaptı, batılı modernler mi? Ekonomiyi düzeltme hevesi ile, öldü parasına devlet mallarını satıp savıp Arabına Ermenisine peşkeş çekenler kim? Batılı modernler mi? Bu şekilde girilecek AB'nin bize hayrından fazla zararı olacaktır. Siz AB'ye girip, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmayı böyle bir şey anladıysanız eğer, bırakın çabalamayı. Girmeyelim aládır.
-
LAİKLİK DÜŞMANLARININ YÜRÜTTÜĞÜ EN YIKICI PROPAGANDA:
Taylan Abi şunu cevapladı bir başlık içinde Güncel Konular
Şu videoyu izleyiniz. AKP'li Zeki Ergezen'in sözleri -
Uyuşturucu açılımı, soranın elinde patladı gibi bir his var içimde İkincisi, aba altından sopa göstererek tehditvari üsluplarla TSK'nın operasyonları bitirmesi gerektiğini söylemek, terör örgütü ile devleti masaya oturtmak çabasından başka birşey değildir. Devletler bunun muhasebesini yapmaz. Hesap kitap yapmak umutsuzların işidir.
-
Yani memlekete yeni gelen birisini bulsak, şu yazdıklarınızı okutsak, PKK'ya madalya takar herhalde. PKK'ya "sonuç" diyerek neyi kurtarıyorsunuz? PKK'nın oluşum süreci, sebepleri, devletin eksiklikleri veya yönetimsel zaafiyetleri tartışılır. Bunlar konunun temelidir. Ancak PKK öyle ya da böyle bir terör örgütüdür. Oluşum sürecinde lehinize yönlendirebileceğiniz hiçbir sebep, can alan bu örgüte haysiyet kazandırmayacaktır. Baybaşin konusunda da iki kelam; PKK'nın kurulmasından önce bu işi yapması, kurulduktan sonra yapmadığı veya beraber işler çevirmedikleri veya parasal ilişkileri olmadığı anlamına gelmez. Bu ilişkileri sağır sultan duydu, tekrarını gereksiz görüyorum. Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış. Yol kesip, adam öldür, çoluk çocuk delik deşik olsun, sonra çıkıp bu işler "sonuçtur" de. Vicdanınız var mı? Varsa taştan daha yumuşak mı?
-
Tam ben böyle şeyler söylerken, Ali Bulaç bugün sözlerine devam etti. Okuyalım. “Bana göre Türkiye’nin çok temel sorunları vardı ve bu sorunların çözümünde AK Parti iktidarı çok da başarılı sayılmazdı. Yani üretim artmıyor, gelir bölüşümünde adalet sağlanamıyor, fakat buna mukabil belli bir zümre hızla zenginleşiyor. Türkiye’de belli bir oranda sermaye ve statüler hiç hak edilmediği halde el değiştiriyorlar. GÜNDEMİN 2 ÖNEMLİ KONUSU Tabii bunun getirdiği bir takım sorunlar var. Bugün bu sorunlar çok daha açık bir biçimde gündeme gelmiş oldu. Yani 2004 senesinde biraz risk alarak dile getirdiğim konular maalesef bugün çok daha açık bir biçimde medyaya taşınmış. Şahsen ben çok üzülüyorum ama bu konuların üzerine gitmekte fayda var. Şu anda Türkiye’de iki önemli konu var gündemde. Bunlardan bir tanesi Ergenekon davası diğeri Deniz Feneri davası. Bence her ikisinin de gündemde yer almış olması hayırlı bir faaliyet olarak görüyorum. Yani birini diğerine alternatif olarak kullanmamak lazım. Birini çok öne çıkarırken diğerini göz ardı etmemek lazım. Çünkü Türkiye’nin iki önemli meselesidir bunlar. Bir şekilde bunların tartışılması, kamuoyunun bunlardan haberdar olması, daha temiz daha dürüst bir siyaset ve yönetim için çok önemli…” MEDYA, ERGENEKON VE DENİZ FENERİ Ali Bulaç “İçinde bulunduğunuz camia Ergenekon’a gösterdiği hassasiyeti Deniz Feneri konusuna gösteriyor mu?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Hayır göstermiyor çok net açık bir şekilde. Nasıl uzun bir süre örneğin Doğan Grubu uzun zaman bu Ergenekon davasını görmezlikten geldiyse bugün de işte ‘yandaş’ adı verilen medya, bu Deniz Feneri davasını görmemeye çalışıyor. Fakat sonuç itibariyle her iki taraf da yani Doğan Grubu Ergenekon davasını görmeye başladı. Bu yandaş medya da Deniz Feneri davasını görmeye başladı. Hele özellikle yarın Alman Mahkemesi eğer bir karar verirse bunu görmezlikten gelmek herhalde mümkün olmayacak. HÜKÜMET CİDDİ ADIMLAR ATAMIYOR Türkiye’de siyaset medya ve bürokrasi arasında çok sıkı ilişkiler var. Yani tam bağımsız medyadan bahsetmek güç. Son zamanlarda başbakan niçin bu Deniz Feneri olayının üstüne gitti. Belki bu sorunun cevabını bulursak, medya ve hükümet ilişkisini de bir ölçüde aydınlatmış olacağız. Benim kanaatime göre burada 3 önemli unsur var. Bunlardan bir tanesi aslında bu hükümet yapması gereken, seçmene vaat ettiği icraatların büyük bir bölümünü yerine getiremiyor. Yani taban fiyatlarını ilan ediyor. Rutin ve teknik hizmetleri yapabiliyor fakat çok temel konularda, siyaset, hukuk alanında yapılması gereken reformlar konusunda çok ciddi adımları atamıyor. ANAYASA MAHKEMESİ AKP’Yİ SUÇLU BULDU 14 Mart’ta AKP hakkında kapatma davası açıldı. Tabiri caizse merkezi bürokrasiden, idari bürokrasiden bu hükümet dayak yiyor. İkincisi de Ekim ayının ilk haftasında gerekçeli karar açıklanacak. Anayasa Mahkemesi kapatma davasıyla ilgili kararın gerekçesini açıklayacak. Şimdi Anayasa Mahkemesi 1’e karşı 10 gibi ezici bir çoğunlukla AK Parti’nin laiklik aleyhtarı faaliyetlerin odağı olduğuna ilişkin karar vermiş. Yani AK Parti’yi suçlu ve kusurlu bulmuştur. DENİZ FENERİ ARAÇSALLAŞTIRILIYOR Şimdi laiklik suçu işlemiş bir partinin iktidarda olması ve bu partinin başındaki şahsın başbakanlık yapması bir tartışmaya sebep olacaktır ve bu tartışmayı da CHP başlatacak hızlandıracak. Mesela Aanayasa değişikliğinin önündeki en büyük engel Cumhuriyet Halk Partisi diyor ki; Mecliste çoğunluğu olan bu parti laiklik suçu işlemiştir, bu anayasayı değiştiremez. Cumhuriyet Halk Partisi de bunu Doğan Grubu medyası üzerinden yapacaktır. Sanki bana öyle geliyor ki sayın Başbakan bir ön alıyor. Yani bu tartışmayı başlatmadan önce kendisi adeta bir kriz meydana getiriyor. Üçüncüsü de başbakanın isminin bir şekilde bu Deniz Feneri davasıyla karıştırılmış olması. Çok doğal olarak başbakanı kızdırmış durumda. Yani burada sayın başbakan sol gösterip sağ vuruyor. Gündem oluşturuyor inisiyatifi ele alıyor. Dolayısıyla burada sanki Deniz Feneri araçsallaştırılıyor gibime geliyor. Ama deniz feneri olayında çok ciddi konuların davaların olmadığı anlamına da gelmiyor.” MUHAFAZAR KESİMDE TRAVMA YARATTI Zaman Gazetesi Yazarı Ali Bulaç’a göre “Deniz Feneri davası ve ortaya çıkan iddialar muhafazakar kesim içinde bir travmaya neden oldu”. Bulaç şöyle konuştu: “Ramazan ayı, iftarlar, sahurlar dolayısıyla yaptığım gözlemlere dayanarak söyleyebileceğim şu: Yüzde 50- yüzde 50 bir kuşku meydana geldi. Hatta bir travmaya yol açmak üzere. Şu anda bu muhafazakar kesimin yarısı, ‘Bir siyaset işidir, hükümeti sıkıştırmak üzere ortaya atılmış iddiadır’ diye düşünüyor. Hatta Yeni Şafak’tan bazı yazarlar bunu Alman hükümetinin Türkiye’nin iç siyasetinin mecrasını değiştirmek üzere bir manipülasyon olarak ortaya attığını iddia ettiler. Yüzde 50’lik bir kesim ise ‘Hayır ciddi yolsuzluklar var. Biz bu konunun üzerinde yeniden düşünelim’ diyorlar. İNSANLARIN YAŞAMLARI DEĞİŞTİ Şimdi ortada çok açık bir durum var. Bazı insanlar bir anda zengin oluyorlar, bir anda servetlerinde olağanüstü bir artış meydana geliyor ve bu insanların yaptıkları işler belli. Yani yaptıkları işlere karşılık kazandıklarını varsaydığımız paraları bir araya getirsek; Bunların 60-70 senede bu parayı meydana getirmeleri imkansız. Ve bunların yaşama tarzları, oturma biçimleri, evleri değişiyor her şeyleri değişiyor. Ve bu tabiki muhafazakar kesim kitlenin yani toplumun önemli bir kısmının hayatında çok önemli değişiklikler meydana gelmiştir ve bunlara müsaade ediyorlar. KURUMLAR ARACILIĞIYLA HAYIR YAPMAK YANLIŞ Bu Deniz Feneri olayında da Ergenekon davasında olduğu gibi mahkemenin mutlaka sonucunu beklemek gerekir: Kimseyi suçlamayalım. İddianamelerden tabiki alıntılar yapılsın. Basın tabiiki bunu gündeme getirsin ama infaz yapmasın, karar vermesin. Mahkemelerin sonuçlarını bekleyelim. Ancak çokta hayırlı bir dava bu. Şu açıdan: Bence bundan sonra Müslümanların, hayırsever insanların kurumlar aracılığıyla yardım yapmaları konusunu bir kere daha düşünmeleri gerekir. Benim İslamiyet’te anladığım doğru olanı; hayırsever insanın kendi fakirini kendisinin gidip bulması, birebir yardımların yapılması. CAMİLERDE TOPLANAN PARALARIN KONTROLÜ Çünkü maalesef bu kurumlar ve bu kuruluşlar aracılığıyla yapılan yardımlar çok sağlıklı olmuyor. Deniz Feneri olayı bize bunu gösteriyor. Hatta hatta yani Avrupa Birliği üyelik sürecinde olan Türkiye’nin dış ülkelerdeki konumunda faaliyetlerinde çok şeffaflaşması gerekir. Avrupa Birliği bunu yakından takip ediyor. Belki de geçmişte devletin bazı birimlerin rutin dışı yaptığı bir takım faaliyetler, belki de artık bu kuruluşlar üzerinden de yürütülüyor olabilir. Türkiye’nin 80 bin camiinde her hafta para toplanıyor. Makbuz yok. Hesap kitap nasıl tutuluyor. Bu paralar nerede toplanıyor, nasıl harcanıyor? Bence biraz daha bunların şeffaflaşması, kontrolden geçirilmesi gerekiyor. Benim kanaatim herkesin kendi hayrını yardımını bizzat gidip en yakınındaki fakiri bulup ona yapması en doğrusudur.” Kaynak: NTV
-
Youtube Programsız Girme
Taylan Abi şurada cevap verdi: LaRsiE_ başlık Bilgisayar - İnternet - Web - Donanım
www.girisyoutube.com 'u tıkladığımızda da oluyor. -
Bak bu sözlerini yandaş medya diye tabir ettiğimiz kesim çok sık tekrarlıyor. Ama hangi konuda? Deniz Feneri davasında. Peki Ergenekon Soruşturması'nda bu arkadaşların bu sözü söylememelerinin sebebi var mıdır? Vardır değil mi? Üstelik Ergenekon daha dava aşamasına geçememiş, tamamlanamayan bir soruşturma. Deniz Feneri davasında ise yarın 11'de karar açıklanıyor. Olaya bakar mısınız? Yani sen aslında diyorsun ki, "yarın 11'den sonra konuşun". Oluuuur, bana uyar. Alışman lazım bekir. Gerçekler saat 11'den önce de acıtır, sonra da acıtır.
-
Baybaşin'in PKK ile ilişkisi yok derseniz, ben de size gülerim. Komedi programına döner sonra burası. Tartışılması gereken konuları hedef saptırarak, dikkat dağıtarak, gülerek alay ederek vb taktiklerle bulandırın de dağıtın. Ben bu işe gereksiz yere alet oluyorum. Siz, size yakıştığı gibi devam edin.
-
Her kürt PKK'lıdır diyen oldu mu? Yakalananlar PKK üyesi uyuşturucu kaçakçısı. Kürt lafını kullanan var mı? Duyamadım? İyi misiniz siz? Güleceğinize verilmiş cevapları iyi okuyun, okuduğunuzu anlamlandırın. Yaldır yaldır okuyup gülmeyin.
-
Yahu isim dedin isim yazdık. Benim yazdığım PKK'lı terörist uzaylı mı? Bildiğin etten kemikten insan. Terörist dediğin ülke dışına çıktığında hollywood yıldızı mı oluyor sanıyorsun? Almanya'daki PKK'lıları yakalasalar, biz teröristten saymayacak mıyız? İran'da uyuşturucudan yakalanan terörist, teröristten sayılmıyor mu? Benim yazdıklarımın isimlerini sevmedin, işine gelmedi diyelim, Baybaşin ve Çetinkaya'ya ne kulp takmalı? Sen cevap mı istiyorsun, suyu mu bulandırmaya çalışıyorsun? Onu bilelim.
-
Adnan Hasanpur, Abdulvahid Hiva Botimar, Ferzad Kemanger, Enver Hüseyinpenahi, Ferhad Vekili, Eli Heyderiyan, Erselan Evliyayi, Hebibulla Letifi isimlerini google'a yazdığınızda ne çıkacak acaba? "İran'da uyuşturucu kaçakçılığından yakalanan PKK'lılar idam cezasına çarptırıldı" gibi birşey okudum ben. Ha bu arada, siz tek 1 isim istemiştiniz. Ben 8 tane yazdım, 7 tane borcunuz var. 2 de sana borcu var suheda. Sen dükkanı kötü yere açmışsın EVDEYOKUZ. Böyle gidersen iflas edersin.
-
Yahu neden lafı uzatıyorsunuz ki? Ben size kısa ve basite indirgenmiş hali ile tekrar izah edeyim. Milletvekili milleti-devleti düdüklemesin diyoruz hepsi bu. Adamın milletvekili seçilmeden önce ve seçildikten sonraki mal varlıklarında veya nüfuzuna ait mallarda açıklanamayası artışlar varsa, bunu dokunulmazlıklarla korumayalım diyoruz. Milletvekili olmuş, haliyle çıksın kürsüde-sokakta konuşsun, muhalefete de saysın, hükümete de ******. Düşüncelerini açıklaması konusunda meclis çatısı onu korusun. Orada dokunmayalım. Bu başka bir mevzu. Kriter kriter diye kendinizi yediniz, alın size kriter. 1 milletvekili maaşı ile yapılamayası işler varsa ortalıkta, daha neyin kriterini zorlarsınız anlamam.
-
Dininize söven ve hakaret edenler mi var? Örnekleyiniz. Atıp tutmak, ne size ne bize fayda verir. Elinizi korkak alıştırmadan mümkünse. Dip not: Takiyyeyi size yakıştıramadığım için ihtiyaç duydum.
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
Taylan Abi şurada cevap verdi: İNTERLOCK başlık Havadan Sudan Konular
Yalnız değilsin emin ol. Ben hayran değilsem, senden benden başka biri vardır mutlaka. -
Esasen demek istediğim şey şudur; KÜRT kelimesi geçen konu başlıkları altında hassasiyeti olan herkes fikrini açıklıyor. Ancak ne zaman ki kendisini "kürt" olarak "tanımlamayan" birisi çıkıp, oportimist laflar ediyor ve demokrasiden-eşitlikten-insan haklarından bahsediyor, o zaman ortalık karışıyor. Ortalığın karışmasından da kastım şu: Kendi deyimleri ile T.C. sevdalısı X kişisi çıkıp, "devlet de şunu-bunu yapmasaymış iyiymiş" dediği anda bu bir argüman haline dönüyor. Hani demokrasiydi? Hani insandık? Hani eşitlikten bahsediyorduk? Söylediler, hata mı ettiler? Bunu kullanmayınız. Objektif olunuz. Akıl, insaf ve iz'an. Lütfen.
-
Sayın ali0_1, bu sorunuzun cevabını sayın CYRANO'nun iletisinde bulabiliriz. Ben de bu fikre katılıyorum.
-
Konu başlıklarında KÜRT kelimesini gördükten sonra freni boşalmış kamyon gibi cevap yazan üyeler bu iletiyi de okumuşlar mıdır acaba?
-
Ali Bulaç hala haklı. Hatta sözlerine eklemek istedikleri de olacaktır eminim. AKP nereye koşuyor demiştik?
-
Üstteki üyeyi görünce aklınıza ne gelio ?
Taylan Abi şurada cevap verdi: *NATALIA* başlık Forum Oyunları
figgaro, hayırsız insan. -
Şimdilerde bu sayı kaç oldu , net rakam bilen var mı?
-
PKK'lı teröristlerden gerilla olarak bahseden, vatan savunan askerleri ırkçı-faşist ve vahşi olarak gösteren üyeler var. Bunların biraz mürekkep yalamışları mecliste konuşurken teröriste güvercin, askere şahin yakıştırması da yaptı. Kendini Diyarbakır'ın muhtarı addetmiş bazı forum üyeleri ise, kulak kesip kafa koparmakla suçladıkları TSK'yı mesnetsiz nice iddialarla yıpratmak istemektedir. Bu konuda tarafsız olacağız diye abuk subuk her fikre prim verenleri de garipsiyorum.
-
Bilen biliyor. Bilmeyen de öğrenir zamanla. Tabi öğrenene kadar ortada bir memleket kalırsa.