Bugün Kıbrıs-Maraş'ı veren de, IMF davulu çalan da, kaçak Kur'an kurslarına cezai indirim yapan da, zina yasası ile yatak odalarınıza giren de, İmam Hatip Liselerinde imam ve hatip dışında insanlar yetiştirmek isteyen de, Koç'lar gibi uyuyan da, kubbeleri miğfer yapan da, Tübitak'a Rtük'e parmak atan da, Telekom'u peşkeş çeken de, Uğur Mumcu'yu aramızdan alan da, Madımak Oteli'ni yakan da bu örümcek kafalılar ve yandaşları. Ve yoluna kurban olduğum o güzel insan bundan 78 yıl evvel olacakları bilir gibi bizlere seslenmiş. Kim hangi mevkiye gelirse gelsin, bir gün görev bizi çağırırsa, gereğini yapmak için hiçbirşeyi düşünmeyeceğiz.
Taylan Özgür
Bir gün, bağımsızlığını ve cumhuriyetini savunmak zorunda kalırsan; ödeve atilmak için, içinde bulunacağın durumun olanaklarını ve koşullarını düşünmeyeceksin!
Bu olanaklar ve koşullar çok elverişsiz olabilir. Bağımsızlığına ve cumhuriyetine kıymak isteyecek düşmanlar , bütün dünyada benzeri görülmedik bir utku kazanmış olabilirler.
Bütün bu koşullardan daha acıklı ve daha korkunç olmak üzere, yurdunda, iş başında bulunanlar, aymazlık ve sapkınlık içinde olabilirler. Üstelik, hayınlık da yapabilirler.
Daha kötüsü, iş başında bulunan kişiler, kendi çıkarlarını, yurduna girmiş olan düşmanların siyasal erekleriyle birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde ezgin ve bitkin düşmüş olabilir.
Ey Türk geleceğinin gençliği! İşte, bu ortam ve koşullar içinde bile ödevin, Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır ! Bunun için gereken güç, damarlarındaki soylu kanda vardır!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927