
Taylan Abi
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
1.727 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
2
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
Taylan Abi tarafından postalanan herşey
-
Şimdiii, size iki alıntı ile dönüyorum. Üzerinden zaman geçmiş ancak fikirler taze. ilk alıntı; 'Gavur İzmir' tartışması' Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İzmir gezisinde "Zaman zaman İzmir'e yakıştırılan ifadeler var" sözleri tepki çekti. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı İzmir ile ilgili sözleri nedeniyle kınadığını belirterek, ''Başbakan'ın üslubu bozuk. Ama bu açıklama gösteriyor ki, sadece üslubu değil zihniyeti de bozuk'' dedi. Baykal, Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz ve belediye meclisi üyelerini parti genel merkezinde kabul etti. Görüşme öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baykal, Başbakan Erdoğan'ın İzmir ile ilgili sözlerinin anımsatılması üzerine,çok üzüntü verici bir tabloyla karşı karşıya bulunulduğunu kaydetti. ''Başbakan, 'İzmir ile ilgili yakıştırılan bazı ifadeler var. İlk seçimde inşallah bu yakıştırmaları İzmir silip atacaktır' diyor. Başbakan düzeyinde bu söz, bizim tarihimizde ilk kez dile getiriliyor.Başbakan, bunun temelsiz, köksüz, geçersiz bir yakıştırma olduğunu söylemiyor. 'Bu yakıştırmalar var. Bu yakıştırmaları önümüzdeki ilk seçimde silip atacağız' diyor. Bu yakıştırmaların ortadan kalkmasını, Sayın Başbakan seçim sonucuna bağlıyor. 20 Aralık 2005 ikinci alıntı; AK Parti olarak yerel seçimlerde iddialı mısınız?' şeklindeki soruya Bakan Unakıtan, 'Tabii. İzmir'i artık teslim almamız lazım. İzmir'i istenilen konuma getirmek için AK Parti'nin teslim alması lazım' yanıtını verdi. 25 Eylül 2008 Hey maaşallah. 3 yıl sonra aynı yerdeyiz, Mart ayına da az kalmış. Ne dersiniz? Seçimlerde ne olmasını bekliyorsunuz?
-
Bu ne yahu? Yalandır değil mi arkadaşlar? O "arkadaşlar" kendilerini iyi bilirler. İki kelam ediversinler, ricamız üzerine. Bilgilenelim. (1) (2)
-
Aralık 2006-Eylül 2008 Allah'ın bir sevgili kulu çıkıp bana "ithalat" rakamları hakkında bilgi verebilir mi? Rica ediyorum. Cari açık filan dediğimde kafanız karışıyor, bu sefer sadece ithalat diyorum. Üstelik 2002 de demiyorum. İletinin yazıldığı günden bu yana olsa yeter. 2002'ye gidip dehşete düşürmeyelim sizi. Ufak ufak, Buyrun.
-
Yaman adam Zahid. Bu alıntının dışında, aynı canlı yayında (NTV'deki) Armada Alışveriş Merkezi'ndeki hissesini 41bin YTL'ye aldığını da söylemişti değil mi? Avukatı Ali Yıldız programdan hemen sonra rakamı düzeltti, 905.597YTL olarak Küçük fark tabi. Pekiiiiii, yine aynı programda Doğan Yayın Grubu için 11 tane tekzip kararı çıkarttığını, ancak bunların hiçbirinin yayınlanmadığını da söylemedi mi? Dikkatli dinlemişsiniz, söyledi. Grubun hukuki işlerini yapan Bayraktar Hukuk Bürosu'nun açıklaması nedir peki? "Kendilerine ulaşan hiçbir tekzip yok" Tıklayınız Yaman adam Zahid. İzlemeye devam edelim.
-
İşi bilmiyorsun. Şimdiye kadar eline, diline, beline sahip çıkmış, doğruluktan dürüstlükten ödün vermemiş, eğitim görmüş, çalmamış çırpmamış, harama el sürmemiş kim çıktı da biryerlere gelebildi? Kimse gelemedi. Birileri tribünlere oynamaya devam ettikçe, gelemez de. Neden gelemez peki? Sen -tövbe haşa- peygamber gibi, evliya gibi insan olsan onlar nemalanacak yeri iyi bulurlar. Adres belli, millet. Topu taca atacaksın, "devlet baba tu kaka" edebiyatında yolunu bulacaksın. Kim çıkmış da devletten "öyle dedin, böyle yaptın" diye hesap sormuş sana şimdiye kadar? Ama olur da çıkıp "millet kötü düşündü, vatandaş hırsıza hayduta prim verdi, doğruyu seçemedi" dersen, hemen tribüne şikayet ederler seni.Artık ondan sonra kafana yağacak pet şişelerin, bozuk paraların hesabını da bilemezsin. Galeyana gelmeye pek meraklıdır benim milletim. Ne diyoruz? Devlet suçsuz mu diyoruz? Yooo, hiç de bile. Söyleyenler kısmen haklı ama temelden eksik fikirleri. Sen dürüst oldun da, devlet tek başına mı kötüledi bu memleketi? Devlet kim? Sen, ben, biz insanlar değil miyiz? Sorarlar adama.
-
Ergenekon dosyasında bir garip iddia
Taylan Abi şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
Zaman buldukça, hatta haftada bir kaç gün yandaş medyanın gazetelerini internetten okurum. Maksadım hayata ve olaylara tek pencereden bakmamak, farklı olan fikirleri de anlamak, doğru sandığım yanlışlarım varsa farkedebilmek gibi düşüncelerdi. Vakit'in sayfa düzeninde abonelik gereksimleri olduğu için manşet ve sürmanşetlerine de bakardım arada öylesine. Ama bu yazıyı bugün bir başka gazetede okuyunca kan beynime sıçradı. İnsanlığımdan tiksindim evet. O yazıyı yazabilenlerle aynı türden olmayı bile kabul edemiyorum. Sormak lazım, **** vicdanınız yok, onu anladık **** merhamet diye bir duygunuz yok, onu da anladık **** Allahınız da mı yok be? İnsan mısınız siz? Ben bu akşam yazmasam daha iyi. -
Ergenekon dosyasında bir garip iddia
Taylan Abi şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
Yandaş medya artık ipin ucunu iyice kaçırdı. Akıl, fikir, merhamet, edep, namus, insaniyet, Allah korkusu hiçbirşey kalmadı bunlarda. Soruşturma sürecinde insanlar ölüyor gidiyor, bakın şunların yorumlarına. Vakit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, inanılmaz bir komplo teorisi yazdı. Dilipak’a göre, Ergenekon sanığı emekli paşa Şener Eruygur, Ergenekoncular tarafından hastanelik edildi! Yine Dilipak’ın iddiasına göre, Eruygur, çok şey bildiği için ortadan kaldırılmak istendi. Böylelikle Eruygur’un ölümünün ardından pek çok suç onun üzerine yıkılacak ve dosya kapatılacak. Dilipak'a göre Eruygur belki de öldü. Eruygur'u öldürenler cenaze törenini de düzenleyecek. Katiller laik oldukları için arkasından Fatiha bile okumayacaklar!.. İşte Dilipak’ın inanılmaz iddiaları: Şener Eruygur’un beyninde kanama ve boynunun 3 yerinde kırık varmış. Eruygur'un sağ yanağında da çarpma sırasında yırtık meydana gelmiş. Adam komada. -Yok canım oraya bir başkasını getirmişlerdir, bu arada Eruygur pırrr.. Sen sağ ben selamet.. Yarın öldü diye öteki adamı gömerler, bu iş biter. Geçmişte de oldu bu işler. Bir eroin kaçakçısı Gümüşsuyu’nda bir otelden atlayıp intihar ediyor. Savcı geliyor tesbit yapıyor, intihar ettiğine karar veriliyor. Ailesi gelip morgda tesbit yapıyor. Cenaze ailesine mühürlü, çinko bir tabutla teslim ediliyor.. Ailesi cenazeyi alıp memleketine götürüp gömüyor. Bir süre sonra savcıya bir ihbar. İntihar etti denen adam İspanya’da. Araştırıyorlar, adam başka bir kimlikle yaşıyor.. Savcı gidip cesedin gömüldüğü mezarlıktaki mezarı açtırıyor. Tabut boş! Peki o adam yaşıyorsa ölen kim? Ceset nerede? O kişiyi kim öldürdü? Eruygur’un ayağı kayıp düşünce nasıl kafatası hasar görüyor, yetmedi boynunu 3 yerinden kırıyor ve sağ yanağını parçalıyor. Birileri içeri girip, bu çok şey bilen önemli sanığı, tanıklık etmesinden korktukları için ortadan kaldırmış olamaz mı? Böylece birçok işin emrini veren kişi olarak suçlanabilir ve öldüğü için de dosya kapatılabilir.. Yani Ergenekon sanığı, Ergenekon’un kurbanı olabilir mi? Herhalde olay raporu yayınlanacaktır. Ne zaman, nereden, nasıl düşmüş.. Bizim tarihimiz bir sürü cinayetle doludur. 1.70’lik adamı, 1,5 metrelik yerde asılarak intihar ettirirler. Sultan Abdülaziz biliyorsunuz iki bileğini birden keserek “intihar” etti!? Zaten daha şimdiden bir yandan öldü haberleri geliyor, bir yandan da “Yok, hâlâ komada” deniyor.. Bu adamlar için cinayet işlemek çok sıradan bir şey.. Şimdi içeridekilerin can güvenliğini sağlamak gerek. Düne kadar devrim yapmak için kolları sıvayan şehir şehir dolaşan bir adam, nasıl oluyor da merdivenden düşüp kafasını, boynunu kırıyor? Bir arkadaş, her şeyde bir komplo arayan basının Eruygur konusunda sessiz kalmasının da bir komplo olduğu düşüncesinde.. Hani sokak kapkaççılarını bile MOBESE ile yakalıyoruz, şu kadar tutuklu, gardiyan ve muhtemelen güvenlik kamerası ile izlenen daracık bir yerde bu işin nasıl olduğunun herhalde mantıklı bir izahı olacaktır. Kuşkusuz bunların hiçbiri doğru olmayabilir.. Ama açıklanan gerçek inandırıcı gelmeyince halk bu komploları üretiyor.. Bu senaryolar artık sokakta konuşuluyor.. Göreceksiniz, biraz zaman geçsin daha ne senaryolar üretilecek.. Yani, Eruygur ölmüş de olabilir, yaşıyor da olabilir.. En azından artık tutuklu bulunduğu yerde değil. Sonunda sağlık sebebi ile tahliyesine de karar verildi. Yani en azından artık tutuklu değil.. Eğer gerçekten infaz edildi ise, büyük ihtimalle en çok ağlayan ve görkemli bir cenaze töreni için en çok koşturanlar arasında bu işi tezgahlayanlar da olacaktır. Belki de ailesi sessiz bir defin yapacaktır. Herhalde bu aşamadan sonra top arabası ile taşınacak hali yok. Sonunda “Nasıl bilirsiniz” diye önümüze getirip koyacaklar.. Laikler için ayrı bir mezar, ayrı bir cami yok ki! ADD’lilerin birçoğunun, Eruygur’un arkasından Fatiha okuyacaklarını da sanmıyorum, olsa olsa alkışlarla uğurlarlar! Okkır’dan sonra Eruygur, bu arada İP Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever’den sonra şimdi de Hurşit Tolon’un tahliyesi gündemde.. İlsever “hasta” çıktı, şimdi sapasağlam, “dava” uğruna koşuyor.. Biliyorsunuz, YARSAV Başkanı da hasta! Bu hastalıklar dikkat çekici. Tolon’un rahatsızlığı belli: Kalp! Hapishaneye girerken kalbi turp gibiydi, ama şimdi hasta raporu ile serbest bırakılması gündemde.. Oysa daha düne kadar durum şöyleydi: “Mevcut Koroner Anjiyografik ve Ventrikülografik bulgular değerlendirildiğinde sonucun birkaç önemsiz plak dışında normal olduğu izlenmiştir. Mevcut haliyle koroner arter hastalığı bulguları için asprin dışında herhangi bir ilaç kullanılmasına gerek yoktur. Sonuçlar tamamen normale yakın olup, günlük ağır efor dahil her türlü faaliyeti yapabilir.” İnsaf be insaf, hocanızı yazlığında rahat etsin diye cumhurbaşkanınız affederken neredesiniz? Çok ağır şeyler yazmak geliyor içimden, insanlığımdan tiksindirdiler. Yuh! -
Bu anlatılanları "devletin yetersiz kaldığı alanlar ile sınırlamamak" gerekir diye düşünüyorum. Bahsedilen fikirler doğrudur ancak bunun adı "fırsat avcılığıdır". Devletin vatandaşı ile, devletin devlet ile, bireyin birey ile arasında mevcuttur bu, hayatın da kendisidir zaten. Ancak biz bu fırsatlardan kendine çıkar sağlamayan insanları dürüst,merhametli,yardımsever ve dost olarak tanımlarız. İran bugün doğalgazını bize gazlarken çok mu dostane sizce? Hiç de bile, Rusya Gürcistan konusunda bizi bir tehdit etti, İran zıpladı geldi hemen Cumhurbaşkanı seviyesinde bir temsil ile. Amerika'dan korkan hükümetiniz anlaşmaya imza atmaya korktu o ayrı. Pekiii biz Doğu Bloku ülkelerinden buraya para kazanmaya muhtaç şekilde gelen kadınların/kızların bedenlerini alarak-satarak-pazarlayarak bu düşkünlüklerinden kendimize maddi veya manevi faydalar sağlamıyor muyuz millet olarak? Fırsatçı değil miyiz yani? (Terbiye mevhumu ayrı şimdilik) Veya "kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez" diyerek tarihe damga vurmuş fikirleri/sözleri besleyip büyütmemiş miyiz? İnsana düşen görev yoksula, düşküne, aman dileyene yardım etmektir. Ötesi olmadan.
-
Allah şaşırtmasın. Dün, NTV canlı yayınında 'Başbakan arkamda' diyen RTÜK Başkan'ı Zahit Akman'a Dengir Mir Mehmet Fırat'tan şok edici yanıt : Balçiçek Pamir- Başından beri Zahit Akman'a destek vermeyen, sahip çıkmayan bir kaç kişiden birisiniz. Dengir Fırat- Evet. ben hiç bir zaman suçlunun ve suçun yanında olmam. Balçiçek Pamir- Zahit Akman'ın suçlu olduğunu mu düşünüyorsunuz? Dengir Fırat- Onu bilemem. Balçiçek Pamir- Zahit Akman istifa etmemesine gerekçe olarak Başbakan'ın arkasında olduğunu söylüyor. Dengir Fırat- Sayın Başbakan'ın öyle bir söylemi olduğunu zannetmiyorum... Gemiyi en önce kaptan terk etmiş. İlk kaçması gereken fareler güvertede oraya buraya saldırıyor. Yolculardan biri de çıkmış kurtarma ekiplerine karşı "bir kaç hırsızın işini ne kadar da büyüttünüz" diye huysuzlanıyor. Komedi! Resmen komedi.
-
AYKIRI SORU 1: Sıradan bir dolandırıcı ile “dindar gözüken” dolandırıcı arasındaki fark nedir? AYKIRI CEVAP: Sıradan dolandırıcı “Allah’ı suç ortağı olarak göstermeyecek” kadar iman sahibidir... (Akif Kökçe) AYKIRI SORU 2: Küçük bireysel hırsızlar ile büyük ve organize hırsızlar arasındaki farkı görüyorsunuz değil mi? AYKIRI CEVAP: Küçük hırsızlar soygunu el feneriyle yapıyor, büyük hırsızlar ise kocaman deniz feneriyle... (Yahya Karayel) Alıntı Milliyet.
-
Eveeet, başbakanınızın sözüne biat edip Doğan Grubu yayınlarını boykot edeceksiniz fakat başka türlü nasıl vakit geçireceksiniz? Yandaş medya bile kabak tadı vermeye başladı. Onlar bile çıkmış "Başbakan çıldırmış olmalı" gibi sinirinizi bozan yorumlar yapıyor. Efendim basın ve haber alma özgürlüğünün boykotu işi antidemokratikmiş filan, ne kadar saçma değil mi? Valla öyle, Vakit bile kıvırtmaya başladı. Ne okusak ki diye düşünmeyin, başbakanınıza bakıp bakıp üzülmeyin. Dertlerinize çözüm bulundu. Yani bulunalı çok olmuş aslında ama ben hatırlatayım istedim. Kitabınız budur. Çevirin çevirin okuyun, okutun.
-
Halk arasında meşhur bir söz vardır; "Allah şaşırtmasın" derler. Neden sizce? Şaşıran insan ne yapar, nelere sebep olur? Farkındayız hepsinin, bir kez yoldan çıkmaya görsün insan. Artık o durumda yalanın, iftiranın, hırsızlığın, namussuzluğun, dolandırıcılığın, terbiyesizliğin, vahşetin, riyakarlığın sınırını çizebilene aşk olsun. Tahmin edebilecekleriniz, hayal gücünüz ile sınırlı. Bakınız ; Adalet Bakanı Şahin şöyle buyurmuş: “Buna sevinilmez!” Nedir sevinilmeyecek olan? : “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının suç işlemesi ve hüküm giymeleri.” Hangi suçu işlemişler ve hüküm giymişler? İnsanların en kutsal duygusu olan, yardımlaşma duygusunu istismar ederek, kötüye kullanarak, dolandırarak... Yavuz hırsız ve evsahibi adeta. Selefi, şimdiki Devlet Bakanı ve hükümet sözcüsü Cemil Çiçek hiç de öyle dememiş ama; “İşlenen her suç Türkiye için lekedir, ayıptır!” Bu söze ne buyuracaksınız? Haklıyım değil mi? Allah şaşırtmasın demekle. Böyle acayip tezat yorumlar çıkar sonra ortaya.
-
Çocuktan al haberi.
-
Haaa şöyle işte, birisi çıkıp söyleyebilmeli bunları. Efendim "e-muhtıraydı" bilmem neydi diye ortalığı yıkanlar yine kayıpsınız. Hep böyle zamanlarda yoksunuz. Bunun mertliğe ve dürüstlüğe sığacak yanı nerededir? Peki siz neredesiniz? Benim başbakanım öyle demek istemedi, böyle demek istedi. Şöyle ince adamdır, böyle ballı adamdır diyecek yok mudur aranızda? Darbenin ağababası budur. Darbeci başbakan. Üstelik Ergenekoncu. Dosyada Ağar'a rüşvet verdiği söylenen kişiden bahsediyoruz evet. Vah yazık. Susanlara daha da yazık.
-
Dilerim öyle olur, inşallah. En güzel günümüzü henüz yaşamadık ki
-
6 yıl oldu bunu yazalı. 60 yıl da geçse yine aynı şeyleri yazabilirim herhalde. Fakat şimdi çok mutluyum, Allah yazdırmasın
-
Çabuk öğreniyorsun replikleri. Aferin.
-
Sanırsın ki herkes Kurtlar Vadisi senaristi. Nedir bu yahu? Kendinize gelin. Dönün arkanıza bakın. Baklava çaldı diye 10 Ağustos 1997 'de 9 yıl yiyen, yaşları itibariyle 6 yıldan sonra tahliye olan bebeler bile sizin kardeşiniz yaşında. Ayıptır. Daha dün, abartısız dün Antep'te 150 paket bulgur için birbirini tepeleyen kadınlar sizin annenizin yaşında. Bunun Endonezya'da Ramazan için erzak dağıtımında ölen 21 insanı var. Haftası dolmadı daha. Ben ne diyeyim ki size. Madem hayat sizin derdiniz, İzmit depreminden de nemalanınız. Yok mu konuya uyan replikleriniz? Ajitasyonun sınırı mı var? Bize çıkmış adamcağızlardan behsediyorsunuz. Çöplüklerden yiyecek arayan, eskitilecek kot'ların atölyelerinde kimyasala göğüs geren, sigortasız emniyetsiz tersanelerde kaybettiğimiz, namus ve kan davasına sokak aralarında yitip giden , Maraş'ta Antep'te Urfa'da Diyarbakır'da 10'ar kardeşine ekmek bulmaya çalışan eğitimsiz-vasıfsız kardeşimin metropollerde yiten hayatı değil mi sizin hayattan anladığınız? Hayat nedir? Nedir acaba? Hayat sizin gazetelerinizin 3. sayfasıdır. Bu anlattıklarımı kendiniz açın okuyun. Sayfayı çevirin, ekonomiye bakın, çevirin iç siyasete ve dış politikaya bakın. Bu söylediklerim, bu iletiye bakmaya benzemez. Akıl ve fikir gerektirir. Biri çıkmış, çok güncelmiş gibi GÜNCEL KONULAR'da başlığı açmış; Sevdalısı pek bir çok. Herkes duygusal, herkes romantik. Gerçeklere yabancı iseniz, irrite oluyorsanız eğer; Başlığın yeri burası değildir. Gider "pembegülüm-dizi repliklerim-arım balım peteğim" başlığında açarsınız ve yazışırsınız. Akıl, iz'an.
-
Neden Kuranda Allah Hep biz diyor?
Taylan Abi şurada cevap verdi: ece başlık Dini Konular - Din - Dinler
Okudunuz mu kitabı? Cıkkkkk! İlk emir nedir? Bildiniz tabii ki. Ebeveynlerinize şükür. Oku. Ama ötesine geçebildiniz mi? Cıkkkkk! Üşenirseniz, adresinden indiriniz, mp3 formatında. Şakır şakır. IPOD'unuza takar dinlersiniz, hede hödö etmeden önce fikriniz olur. -
Detay: Burak Erdoğan'dan baldız olmaz.mış. İş bu hal, bendenizin böylesi tabirlere uzak olmasından kaynaklı. Kayınço, baldız, görümce, elti, bacanak vs bi uzak durunuz. Sözüm başka.
-
Peki. Biz birer yerfıstığıyız sevdiceğimlen, şeklen bööle. Sizi de kırmızı orkide şeyettik, Barışmışızdır herhal.
-
Erkek adam duygularını saklar
Taylan Abi şurada cevap verdi: Taylan Abi başlık Kadın Erkek İlişkileri
Çok sert girdin suheda. Kırdın geçirdin. Ben daha aşıktım ve pişman olandım bu başlığı açarken. -
Diyorlar ki; Bizim savcılarımız kimseden emir-icazet almaz. İnanmak boynumuzun borcudur, vatandaş olarak. Ama düşünün, ülkenin başbakanı davada adı geçen Zekeriya Karaman'ın oğluna düğünde nikah şahidi olsun , Burak Erdoğan da gelinin baldızı olsun. (kafalar karışmasın sadede gelelim) Zekeriya Karaman başbakanın akrabası işte; düğünde dernekte aralarından su sızmaz, bakın görün. Ama "savcılar özgürdür" diyelim. Mümkün mü? Savcının maaşı kaç para? Hangi bakanlığa bağlı? Çok mu Amerikan dizisi seyrettin, uçan kaçan FBI-CIA ajanı mı sandın bizimkileri? Dedektif dizileri de vardı bir ara haklısın, Blue Moon filan. Haklısın ama bitmedi. Sana soruyorum sevgili okur, diyelim ki savcı sensin. Başbakan da malum muhatabının akrabası. Yer mi bünyen? Yoksa bir siyasi/fiziki bir Türkiye haritası mı istersin? Sonra da iktidardan çıkıp diyorlar ki, "savcıların kimseden izin almasına gerek yok". Valla mı? Sen bu sözü söylerken kendin inandın mı? Sorarlar adam olana.
-
Ben sizi buna çevirdim. Hem pokemon, hem patates. Referans: YeniŞafak. oy oy oyyyyy
-
İlla ki beyaz olacak ama.