Taylan Abi

Cumhurbaşkanı, başbakan ve tayfası bizler için farklı bir örnek değil. Zaten başından beri onları konuşuyoruz. Tekrar etmenize anlam veremedim. Bu bir. İkincisi; Doğu Perinçek'in şahsi ilişkilerinden kaynaklanan ve tamamen şahsına münhasır işlerinden mesnet almaya çalışıp ulusalcılığa toz kondurmayı denemeyin bile. Üçüncüsü; kürt sevdanızdaki karalamalara örnek olarak bu tavrınız da gösterilebilir. *****, kusuru olmayan kimseyi zan altında bırakmayın.

Sözlerimden "ancak bunu" anladı iseniz imzamda kullandığım ilk alıntıya inanılması için bir örnek daha çıktı demektir. Bana klişe sözler söyleyip, Polar Alemdar replikleri de sarfetmeyin. Ucuz ve sığ oluyor böylesi. Sizi size bırakmak en temizi. Ha bir de bu boyalı yazıların anlamı nedir? Dikkat çekmek için replikleri ezberleyip, renkli renkli büyük puntolarla yazınca amacınıza ulaştığınızı mı sanıyorsunuz?

Kemal Kılıçdaroğlu ile giriştiği düellodan sonra bir süre ortalıkta görünmeyeceği sanılan Dengir Mir Mehmet Fırat, dün yine gazetecilerin önüne çıktı, birtakım karşı hücum ve savunmalara girişti... Kılıçdaroğlu da peşinden konuştu. Dengir Bey yeniden golleri yedi... Aslında yalnız o değil.. Bütün Türkiye gol yeme antrenmanında... Ülkenin cumhurbaşkanı New York’ta Fethullah Gülen cemaatinin verdiği iftara katılıyor... Zimbabve’nin kanlı diktatörü ile aynı masaya oturuyor. Aynı Cumhurbaşkanı, bütün dünyanın soykırımcı diye nitelediği Sudan Cumhurbaşkanı El Beşir’i de Ankara’da ağırlamış olup dünyanın en gerici liderlerinden Suudi Arabistan Kralı Abdullah’a devlet şeref madalyası vermiş, karşılığında değeri açıklanmayan şahsi hediye almıştır... İftihara geçmiştir... Dünya ekonomik sarsıntılar geçirirken Türkiye “Bayrama Şeker mi desek Ramazan mı?” tartışması yapıyor. Maliye Bakanı’nın çocukları alınteriyle kazanıldığına kimsenin kuşku duymadığı sermayeleriyle 600 milyon dolara elektrik santralı kuruyor... Radyo televizyonların ahlaklı yayın yapmasından sorumlu kurumun başındaki Zahid Bey ramazan ayının en çok ve en usta yalan söyleyen kişisi unvanını alıyor... “Laik Türkiye” sloganıyla yollarda yürüyenler hapiste... Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmaktan hüküm giyen parti iktidarda... Herkes her şeyi biliyor bu ülkede. Anayasal düzen, demokrasi, hukuk, ahlak nasıl geri gelecek? Kim geri getirecek? İşte bunu kimse bilmiyor... (M.Aşık)

****** Sağcıyı solcuya, dinciyi laike tutuştur, uzaktan afiyetle izle. Sizin yarınlarınızın ne derece güzel olduğunu biz biliriz. Çok mutluymuşsunuz ya, hatırlatmadan edemeyeceğim; Mutlu aşk yoktur. Biz daha ölmedik.

Otomatikleşmiş üyelerimiz yok değil tabii ki. Ne kadar çırpınsanız az. Sizin anlatmaya çalıştıklarınız, karşınızdakinin anlayabildiği kadardır. Asker kelimesi görünce "yapıştırıp", PKK harflerini görünce "bulaştırıp", insan hakkı denince "bulandırıp" yolumuzu buluyoruz. İzah edemezsiniz. Vazgeçiniz. Kişileri oldukları gibi kabul ediniz.

Şeker veya Ramazan Bayramınızı içten dileklerimle kutlar, sevdiklerinizle birlikte huzurlu ve mutlu nice Ramazan ayları dilerim. Klişesinden sonra fikrimin halkasına eklemek isterim; BAYRAM Bayram geldi, İşimiz iştir bu aralık. Horoz kanı gibi şarap bollaşır artık. Gel gelelim eşekler de boş gezer şimdi; Oruç gemi ağızlarından çıkar, yazık! Ömer Hayyam

Arkadaşım O bahsettiğinize gerek var. Siyasilerimizin durumu ortada, lafım yok. Ancak dün ÖYLE iken bugün BÖYLE derseniz, çatışırız. Evet dün öyleydiler, bugün böyleler. Ama kim bunlar? Yuvarlak laflara benim karnım tok. Millet yıllar boyu vekilini tanımamış, bundan sonra da tanıyamayacak olabilir, mümkündür. Ama bizler (siz ve biz ve tartışanlar) aydınız daha fazlasıyla. Tartışıp, sorguluyoruz. Yeri gelince bastırıp, yeri gelince susup, yeri gelince öğreniyoruz, yeri gelince vazgeçiyoruz. İnsanları sınıflamaktan da vazgeçin. Dünün komünisti, bugünün ılımlısı, şeriatçısı-laiki diye kimseyi gıyabında etiketleyemezsiniz. Mesele, memleketin medeniyet meselesi. Dünya ve yetmişiki (sözün gelimi) millet önündeyiz. Kürt sevdanızdaki karalamalara benzemez bu hal. Sağı solu kaldırmaz, O'nu Bu'nu tanımaz meseledir. Düz cümleler kurunuz. Şu adam 'bunu' yaptı, bu adam 'bunu' dedi; Ama 'şöyle-böyle oldu' diyerek gençleri aydınlatınız.Yuvarlamayınız. Siz suyu bulandırdıkça bizim gözümüz açılır. Bilesiniz. Örneklerinizi bekliyoruz.

Sonunda çıkıp birinin, "ne demeye çalıştığımı" anlayacağını biliyordum.

Aynı mantık ile BİZ EMEKÇİ İNSANIZ EMEGE SAYGI! EN AZ BİR TEŞEKKÜR demek, EMEK ticareti yapmanın daniskasıdır. Emekçi dediğiniz insan "emek" ve "kavgası" hakkında kendisi karar vermez ve değer biçmez, bu liyakat toplumun bireye hak olarak gördüğü bir tanımdır. Mesela siz EMEKÇİYİM diye büyük harflerle yazdıkça, CHE GUEVARA t-shirtü giyenlerin sayısını değiştiremezsiniz, haliyle dünya düzeni de bildiği gibi işlemeye devam eder. Ne emeğin peşinde ne de emperyalizmin karşısında hizmetiniz olur, başıboş dolaşırsınız.

Ben de başlıklar konusunda bir rahatsızlığımı anlatayım. İletilerde kimi zaman imla hataları yapabiliyoruz, yolladıktan sonra "düzelt" linki ile geri dönüp kontrol edebiliyoruz ancak gözümüzden kaçanlar da oluyor. Buraya kadar problem yok, hepimiz insanız hata yapabiliriz. Ama başlık oluşturan arkadaşlarımızın buna daha dikkat etmesi gerekir. Zaten başlığın kendisini yazarken (iletiden bahsetmiyorum) kaç satır yer yazıyorsunuz ki? Altı üstü 1 cümle bilemedin 2 cümle yazacaksınız. Buna bari özen gösterin diyorum. Özel isimlerde hatalar var, de-da ayrımı yapılmamış, virgül uçmuş gitmiş, nokta-ünlem-soru işareti hak getire, yüklem başta, özne en gizlisinden biryerlerde. Yapmayın arkadaşlar, ilgi çekmek için başlık açmayın. Açtığınız konunun da başlığın da size yakışmasını sağlayın. Edebiyatta da estetik vardır.

Sizin de A.GÜL örneğindeki gibi gösterebileceğiniz biri vardır mutlaka. Siyasilerimizin şu kirli çamaşırlarını dökelim isterseniz ortaya. Kim ne demiş, sonra ne yapmış bilmeyen,hatırlamayanlara yardımcı olalım.

Youtube'a girebilenler için ibret verici bir konuşmayı alıntılamak istiyorum. Konuşmacı: Abdullah GÜL Tarih: 08/03/1995 Yer: TBMM Televizyonu. 7:24dk'lık bu kayıttaki sözleri arasında "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne giremeyeceği kesindir" diye de üzerine basa basa söylüyor. Bu adam şimdi cumhurbaşkanı. Yazık bu ülkeye. Yazık bu memleketin sevdalısına. Buyrun buyrun, kendiniz görün. -http://www.youtube.com/watch?v=Yw1tBWuvuP4- Not:Linki açamaz iseniz, Google'da YOUTUBE GİRİŞ yazdığınızda bir çok çözüm bulabileceksiniz.

Ne desin ki şimdi? Sen üzerine fener devrilmiş bir başbakan 'ne söyler ne yapar' görmedin herhalde. Adam yakında Fenerbahçe'nin maçlarına bile gitmeyecek görürsün. Biz işimize bakalım. Cevap vermeye değmez kendisine.

Fanatizmin ve dil cambazlığının kimseye faydası olacağını sanmıyorum. Üstelik böyle hayırlı bir gecede, gecenin hayırlarına nail olabilmek için hoşgörümüzden hiçbirşekilde tasarruf etmemeliyiz diye düşünüyorum. Size konu hakkında açıklama olacağını düşündüğüm bir yazıyı da gönderiyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı'mızın resmi sitesinde Prof. Dr. Mehmet Soysaldı'nın anlatımı ile. Açılan sayfada "Ramazanın Bağrında Bir Kutlu Gece: Kadir Gecesi" linkini takip ediniz. Bu vesile ile tüm arkadaşlarımın, tüm sevenlerimin/sevmeyenlerimin, kısacası hepinizin Kadir Gecesi'ni tebrik eder, sevdiklerinizle birlikte sağlıkla ve huzurla nice Ramazan aylarına ulaşmanızı temenni ederim. Taylan

Özetlersek... Kılıçdaroğlu iddia etti: "Sizi hayali ihracattan soruşturan müfettişi şikáyet ettiniz mi?" Fırat izah etti... Etmiş. * Kılıçdaroğlu iddia etti: "Sizin firmanın hayali ihracat yaptığını belgeleyen rapor, sizin iktidar döneminde buhar edildi mi?" Fırat izah etti... Edilmiş. * Kılıçdaroğlu iddia etti: "Sizin eski firmanın malını taşıyan TIR’da eroin yakalandı mı?" Fırat izah etti... Yakalanmış. * Kılıçdaroğlu iddia etti: "Sizin eski firma, gümrükte mutlaka didik didik aranması gereken mimli firmalar sınıfında mı?" Fırat izah etti... Sınıfında. * Kılıçdaroğlu iddia etti: "Sizin eski firmanın malını taşıyan TIR’ları gümrüklerde aramasınlar diye resmi yazı yazdınız mı?" Fırat izah etti... Yazmış. * Kılıçdaroğlu iddia etti: "Sizin eski firma, ihracat yaparken çift fatura falan kullandı mı?" Fırat izah etti... Kullanmış. * Kılıçdaroğlu hakkında iddia var mı? Fırat izah etti... Yok. Y.ÖZDİL Bu kapışmanın evveliyatında Vakit'in CHP ile ilgili bir iddiası vardı hatırlarsanız. CHP'nin Almanya'daki bir vakıftan 85bin Euro aldığını söylemişlerdi. Geçen gün miktarı artırmışlar, 22 milyon Euro olmuş o rakam. Alman Dışışleri Bakanlığı sözcüsü çıktı ne dedi? "Yok öyle birşey, kimseye para verilmedi" dedi. Devletin adamı, alnına kaşe, damga mühür vursan yeridir. Bu tiplerin iddiaları yok değil aslında, var. Var ama böyle işte. Uyduruk.

Selametle.

Takiyyenin dini ve cibiliyeti yok. Bahsettiğiniz tavrı kim gösterdi? Hükümet. Biz ne dedik o anda? Onlar bizim çocuklarımız, etmeyin eylemeyin, yanlış yaparsınız dedik. Sen dincinin lafını al, ulusalcıya (forumdaki etiketimiz) yama yap. Uydu mu? Uymadı. Tepkinin adresi ben değilim, git başka iletiyi alıntı yap. Ya da hakkında tepki göstereceğin kişileri daha fazla araştır.

Sana bunları söyleyenler, iktidar-muhalefet çarpışmasından rant sağlayanlardır. Sağ'dan bulamadığını, sol'da arayanlardır. Sol'da bulamadığında çemkirenlerdir. Fikrinin temelinde bambaşka biryerdedir esasen, ancak gündemi de kaçırmayandır. Kullanır, işine gelir. O'nu sana kötüler, seni O'na karşı dürter. Kim cevap verirse yani. Ha baktın ekonomi, yapıştır sağ cenaba. Ha baktın hak-hukuk, yapıştır sol cenaba. Böyledir işler. Ooooy bir de yön tarif ederler, şunu yap bunu yap diye. Kişilik meselesidir. Nokta.

2 yıl olmuş kimse cevap yazmamış. Ama işte kuzum bilememiş, bu forum alttakine göre değil üsttekine göre çalışıyor. Burada böyle yani

Gerçekler acıdır, her daim acıtır.

Hırsını yenemedin herhalde, 5 dk sonra yine yazmışsın. Allah ıslah etsin.

Sizinki lafın gelişi. Benim sözüm yerini bulur. Alınganlık göstermeyiniz. Sözünüze önem veren arkadaşlarımıza da saygısızlık etmek istemem.

Ben bu eski başlıkları cımbızlayıp seçmiyorum, yanlış anlaşılmasın. Forum gündeminde "ne varsa" - "kim varsa" , geçmişte ne olmuş acaba? diye düşünüyorum, bakıyorum öylesine. Ama nedense zamanında bu tür beylik lafları edenlerin hiçbiri ortada yok. Ha diyeceksiniz ki, "cevap veremeyecek olanları seçiyorsun". E buyrun, başlık sahibini İzmir Marşı ile uğurlayalım, sizi Mehter Marşı ile karşılayalım. Elinize de kelepçe olmadık ya? Haydi.

Bu konuyu farklı bir başlık altında sürdürmenizi rica etsem? Televole'ye dönecek bu başlık, az kaldı. Takip ettiğimizi anlatmak için illa ki ileti yazmamız gerekiyor herhalde.

Hayat ve zaman birlikte ilerler. Zamanla kişilikler de yerini bulur. Sufle almaya devam.