
Taylan Abi
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
1.727 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
2
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
Taylan Abi tarafından postalanan herşey
-
ANAYASA’nın "değiştirilemez" hükümleri bu arkadaşları niye rahatsız etti, anlamıyorum: "Madde 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyet’tir. Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Madde 3: Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, kanunda belirtilen beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı ’İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır. Madde 4: Anayasa’nın (1’inci, 2’nci ve 3’üncü maddeleri) değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez." (.........) Bu maddeler niye batıyor bunlara?.. Hangisine karşılar; devletin şekli Cumhuriyet’e mi, Atatürk milliyetçiliğine mi, laik ve sosyal devlet oluşuna mı, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne mi, al bayrağına mı?.. Nedir dertleri?.. Niçin?.. * AKP’nin Anayasa tasarısını Türk milletinden önce gidip ABD’ye anlatan Bilkent Üniversitesi’nin Prof. Ergun Özbudun’u... Anayasa Mahkemesi’nin "iktisatçı" Başkanı Haşim Kılıç ve diğerleri... Bilkent Üniversitesi’nde "Anayasa’nın değiştirilemez ilkelerini" bir sempozyumla tartışmaya açtılar... Durup dururken niye?... Tabii ki biz anlıyoruz; amaç AKP’nin yolunu açmak... Karşı devrimin önündeki engelleri kaldırmak... Cumhuriyet’i tepeden tırnağa kuşattılar, ama kimi sorunlar çıkıyor, kimi engeller var... O engelleri temizlemek amaç... Bu kadar... * Ama Cumhuriyet’in sahipleri buna izin vermezler... 29 Ekim’de, 10 Kasım’da, Cumhuriyet ve Atatürk adının geçtiği her Allah’ın gününde; meydanlara, caddelere, Anıtkabir’e, televizyonların ekranlarına, gazetelerin sayfalarına sığmayan milyonlar var, milyonlar... Onlar çağdaşlık-aydınlık umutlarını geri istiyorlar. Hálá laik Cumhuriyet’i tekmelemek isteyenlerin başına dünyayı yıkarlar... Dünyayı... (*)
-
UNUTMA! Yönetimde yoktum. Fahri üye yaptılar. Sonra ben ayrıldım. Alman devletinden destek alıp, işçilerden para toplayarak kurulan o kooperatifle bütün ilişkim, “fahri üyeliktir” demişti. Doğru çıkmadı. RTÜK Başkanı Zahid Akman, bu kooperatifte yönetim kurulu üyeliği de yapmış. Alman adaleti dava açtı. Bu dava da gelip Deniz Feneri soygunu dosyasına vidalanacak. 37 gün oldu. Dosya gelmedi. Unutma! Önemlidir! (*)
-
Dünya, utancımızı İngiliz Düşes’in gizli kamerasından görecek
Taylan Abi şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
Hükümeti ve yandaş medyasını takip edenler iyi bilirler. Her zaman en tezatı ve en olmayacak olanı kabul ederek suçlamalarına başlarlar. Siz bu karşıtlığa akıl erdirmeye çalışırken, kömür-makarna ile zihin tutukluğu yaşayanların önünden arkasından malı götürürler. Nelerden bahsediyorum bir kaç örnek vereyim daha iyi anlaşılsın. Cumhuriyet gazetesi bombalandı. Bunu yapan kim olabilir? Tabii ki İlhan Selçuk dediler. Demediler mi? Atatürkçü Düşünce Derneği'ni nasıl suçladılar peki? Darbe hazırlıklarının yapıldığı örgüt merkezi olarak. Suçlamadılar mı? Hüseyin Üzmez adındaki sapık yatıp kalktığı kadınları "dine bağlamakla görevlendirildiğini" söylediğinde alkış tutmadılar mı? Hala da korumuyorlar mı? PKK şehirlere bomba attı, vatandaşları öldürdü. Bu Ulusalcıların işi, kesin Ergenekoncu bunlar, glu glu dansçıları demediler mi? 22 Temmuz akşamı parti balkonundan "kucaklama" mesajı verip, sonrasında çiftçiyi, gazeteciyi, sanatçıyı, kürt kökenliyi memleketten kovalamadılar mı? Bu fikrin adamı, bu yolun yolcusu olmadılar mı? Şimdi Bakan Hanım çıkmış diyor ki : - Yurttaki çocuğun ellerini Düşes bağlamış olabilir! Bu zihniyetin ürünü, bu ***** ortağı, bu rezaletin üyesi olan birisi için hiç yadırgamadım. Bu kafa ancak buna çalışır, o da "bu kadar" çalışır. -
VAKIT YAZARI KÜCÜK KIZA TECAVÜZDEN GÖZALTINDA!
Taylan Abi şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
- 180 cevap
-
- Hüseyin Üzmez
- Vakit Gazetesi
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Bir Türk devi daha battı ! "Türkiye’nin ilk elyaf üreticisi Sönmez Filament’in kapanmasından sonra bir kötü haber de Denizli'den geldi. Kendi dinamikleri ve girişimciliğiyle yeterli devlet desteğini almayarak büyüyen kentlerden biri olduğu için ‘Anadolu Kaplanı’ ünvanını kazanan Denizli'de, 2 milyar dolara yaklaşan ihracat rakamıyla lokomotif sektör olan tekstil, krizden ağır yara aldı. 2001 krizinden sonra bankaların verdikleri kredileri zamanı gelmeden istemeleri yüzünden sıkıntıya girmeye başlayan tekstil sektörü, düşük kur, yüksek enerji maliyeti, vergi ve SSK primi oranlarının yüksekliği kıskacının yanı sıra 5084 Sayılı Teşvik Yasası'nın getirdiği haksız rekabet ve global kriz de eklenince ayakta duramaz hale geldi. Denizli'de son bir yılda işçi çıkararak küçülmeye giden bir çok firma yavaş yavaş üretimi durdurarak kapıya kilit vurmaya başladı. Sektörde bir yılda 8 bin çalışan işsiz kaldı. 83 tekstil fabrikasının bulunduğu Organize Sanayi Bölgesi'nin ilk tekstil fabrikası olma özelliğini taşıyan ve 450 işçi çalıştıran, yılda 10 milyon doların üzerinde ihracat yapan Denteks Tekstil Fabrikası ile 1972 yılında kurulan 58 bin metrekare alanda faaliyet gösteren, 700 kişinin çalıştığı, yıllık ihracatı 25 milyon dolar olan Dempa Denizli Mensucat Sanayi ve Ticaret A.Ş., üretimi durdurarak kapıya kilit vurdu. Son altı ayda Atakan Tekstil, Atak Tekstil, İrem Tekstil, Bordo Tekstil ve Turkmar firmaları da üretimi durdurdu. Merkeze bağlı Göveçlik Beldesi'nde faaliyet gösteren ve Denizli'nin ilk iplik fabrikası olan Göveçlik İplik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ise 850 kişinin işine son verip fabrikayı kapattı. Bazı fabrikaların ya çok sayıda işçi çıkardığı, ya işçilere ücretsiz izin verdiği ya da 4- 5 ay boyunca işçi ücreti ödeyemediği öğrenildi. Kapısına kilit vurulan fabrikaların Denizli tekstil ihracatındaki payının 100 milyon doların üzerinde olduğu belirtildi. Tanınmış işadamlarından Atay Tekstil’in sahibi, Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Ağcabay’ın dolar kurunun aniden yükselmesiyle aldığı makinelerin borçları ikiye katlanınca evinde falçatayla boğazını keserek intihar etmesi ise yaşanan trajik tablonun son halkası oldu." (*) Hamdolsun'muş. 2008 sonu itibariyle başgösteren ve 2009 yılında devam edeceği aşikar global krizin bizdeki önlemi bu biliyorsunuz. Diğer taraftan hükümetin 2009 bütçesinde vergi gelirlerinin %15 artacağı öngörülüyor. Global resesyondan bizim payımıza düşecek şey bu işte. Krizde firmalar kapanıyor, işsizlik artıyor, ekonomik durgunluk sektörden sektöre sıçrıyor ancak vergi gelirlerinde artış olacakmış. Eli ömrünün bir döneminde kalem tutmuş, matematik bilen (ekonomi bilmesine gerek yok) herkes bunun ne denli ehliyetsiz kişilerin elinden çıktığını tahmin edebilir. Bu ehliyetsizlik hükümetin her biriminde üstelik. Apronda deve kesilen memleket ile yıllık enflasyon tahminini %100 sapma ile sonuçlandıran merkez bankasının olduğu memleket aynı. Cerrahi uzmanı yerine yandaşlar arasından atanan veterinerin memleketi de aynı. Çocuklarının sefaletini dünyaya aktaran zihniyete "kusur bulan" bakanın istifa etmediği ve etmeyeceği memleket neresi sizce? Vatandaşı, gazeteciyi, sanatçıyı kovalayan liderlerin memleketi de aynı ülke değil mi? 76'lık dedelerin 14'lük sabilere tacizde bulunup, yandaşları tarafından korunduğu, din-iman-kitap makyajıyla hala ve hala yüceltildiği memleket de burası. Vergi gelirlerinin artacağı söyleniyor, krizin fırsata dönüşeceği söyleniyor, manşetlerde ise sırayla batan şirketler listesi! Hamdolsun! Allah gemiciğimize zeval vermesin!
-
MART 2009’daki yerel seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte Ankara’da siyaset kıpırdanmaya, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da popülist çıkışları artmaya başladı. Erdoğan son iki haftada yaptığı çıkışlarıyla gündemde yeni polemikler yarattı. Küresel krizin etkisini hissettirmesiyle birlikte Erdoğan’ın bu çıkışlarından iş dünyası da nasibini aldı. İşte Erdoğan’ın son haftalardaki ‘her kesime’ popülist çıkışları: YANGINA KÖRÜK TUTUYORLAR: 13 Ekim’de Dış Ticaret Haftası açılış törenindeki konuşmasında TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın “Kriz Türkiye’yi etkileyecek. Krizden endişeliyiz” sözlerine tepki gösterdi. Erdoğan, “Bir yangın var, bizi işte şöyle tesiri altına alabilir diyenler, bunu sorumluluk mevkinde olanların söylemesinden daha büyük bir tehlike olamaz. Bu dünyadaki yangına ülkemden körük tutanlar var. Ateşe körükle gidilmez” demişti. FIRSATA DÖNÜŞTÜRÜYORLAR: 24 Ekim’de Ankara’da Girişimci Bilgi Sistemi’nin sunumunda soruları yanıtlayan Erdoğan, bankacılara “Sen o reel sektör sayesinde ayakta duruyorsun” diye çıkıştı: “Reel sektöre karşı yaklaşımlarını hoş bulmuyorum. Bakıyorsunuz çağırıyor, davet ediyor ve yüksek faizlerle masaya oturtuyor reel sektörün temsilcilerini. Bu yanlış bir şey veya ’hemen öde’ diyor, bu da yanlış bir şey. Böyle bir tehditle gitmek iş ahlakı açısında da doğru değil. Bu ülkede özellikle bu krizi kendisi için fırsata dönüştürme anlayışı doğru değil.” ÜMÜĞÜMÜZÜ SIKTIRMAYIZ: 26 Ekim’de Erdoğan, “Böyle bir kriz ortamında IMF’nin isteklerine boyun eğerek yarınımızı karanlığa sokamayız. IMF böyle bir fırsatı bulduk, hemen ne yapalım, ümüğünü sıkalım. Kimseye de ümüğümüzü sıktırmayız” diye konuştu 2 YILLIK ZULALARI VAR: Başbakan, 3 Kasım’da da işadamlarının krizden etkilenmeyecek birikimleri bulunduğunu söyledi: “Bu çevrelerde yakın dostlarımız var ve söz konusu kişilerin en az 2 yıl yetecek zulaları olduğunu söylüyorlar.” YE SEV YA TERK ET: Erdoğan, geçen Pazar Hakkari’deki “Tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Karşı çıktılar. Buna karşı çıkanın Türkiye’de yeri yok. Buyursun istediği yere gitsin” açıklaması, çok tartışıldı. VATANDAŞ SAVUNACAK TABİİ: Göstericilere vatandaşlar tarafından pompalı tüfekle ateş açılması konusunda Erdoğan, “Eğer siz vatandaşın hayatına kastederseniz, vatandaş kalkıp da eğer elinde böyle bir tedbiri, böyle bir imkanı varsa o da kendisini savunma yoluna gidecektir” demişti. ENTELEKTÜEL PARA BABALARI: 6 Kasım’daki Aile Şurası’nda da Erdoğan bu kez entelektüellere çıkıştı: “Entelektüel diye gördüğümüz ya da para sahibi diye gördüğümüz insanların anne babalarını tek başına yaşama terk ettiğini görüyoruz.” EN AZ 3 ÇOCUK LAZIM Aile Şurası’nda Erdoğan şöyle konuştu: “Ülkemizde ne yazık ki nüfus kontrolü, nüfus planlaması, aile planlaması adı altında, ’aman doğum yapmayın’ gibi bir anlayış tavsiye ediliyor. 2038 yılı itibariyle ’Yandım Allah’demeye başlayacağız. Ama iş işten geçmiş olacak. Şu andaki mevcut durumumuzu korumak için bizim her ailede en azından üç çocuk olması lazım.” Gülümhan GÜLTEN
-
KENDİNİ YARALAYIP POLİSİ İŞKENCEYLE SUÇLADI!..
Taylan Abi şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Güncel Konular
İşaretlemelerimde eksiklik olmuş, düzeltirim. -
KENDİNİ YARALAYIP POLİSİ İŞKENCEYLE SUÇLADI!..
Taylan Abi şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Güncel Konular
Konu başlığına bakarken, böyle şeylerin de olabileceğini düşündüm. Çok doğal, her gün herkes biryerlerde kendilerine verilmiş hakları birşekilde süistimal etmekle meşgul, malumunuz. Konu başlığı ve 'minimal' örneği dünya üzerinde her coğrafyada yaşanabilecek türdendir. Ancak bu minimal örneğe olan 'minimalist yaklaşımınız' beni cezbetti. Siyah koyu renk ile işaretlediğim cümleler sizin dünyanızın çapını simgelemektedir aslında. (ben öyle düşünüyorum, naçizane) Siz kimsiniz mesela? Hayatınızda kaç kişi ile tanıştınız? Tanıştığınız bu insanların kaçı polisti? Peki biz kaç kişiyiz? 70 milyon diye başlayıp sonuna ekleye ekleye gidiyoruz yine malumunuz. Ben görmedim, Ahmet Abim var O da görmemiş, Ali de bilmiyor, Veli de duymamış gibi yaklaşımlar ciddiyetten ve bilimsel veriden uzak, basit söylemlerdir. Polis dediğin kim? diye sormuşsunuz. Bence konunun, başlığının, sonucunun tüm esrarı bu soruda yatıyor. Polis dediğimiz kim? 3 aylık formasyonla beline silah takan mı? Dayısı amcası mecliste köşebaşı tutmuş olan mı? Hiçbirşey olamamışken, 'sırtımı devlete dayarım' diyenler mi? Akademik eğitim almış, psikoloji bilen, insan haklarını tanıyan veya 'gerekli eğitimleri alabilmiş' polisler mi? Hangisi polis? Hele kırmızı renk ile işaretlediğim bölüme hiç geçmek istemiyorum, orada sorunun bini bir para. Sağlıcakla. -
Özü güzel, sözü güzel, kendi güzel, avatarı güzel insan. Doğum gününü en içten dileklerim kutluyorum, seninle böyle de olsa tanıştığımız için şanslıyım biliyorum. Herşey gönlünce olsun.
-
ERKEKLER KADIN İÇ GİYİMİ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYOR?
Taylan Abi şurada cevap verdi: devrim kucuk başlık Kadın Erkek İlişkileri
Böylesi araştırmalar GSMH'i 50.000$'dan daha fazla, alım gücü olan, mutlu insanların yaşadığı bize epey uzak ülkelerde yapılmıştır eminim. Ve o araştırmalardan apartılmış fikirler ile montajlanmış Alper ve Fatih isimlerinin orjinali Michael-David-John vs gibi isimlerdir, bir o kadar bundan da eminim. Kadın dergisi adı altında copy-paste yayın yapan ülke magazincilerimizin başarısız işleridir diye düşünüyorum. "Yapılan anketlere göre sarışınlar daha çok siyahı, yeşili ve mavinin çeşitli tonlarını tercih ediyor. Kızıllar yeşil, pembe ve diğer pastel renklerdeki iç çamaşırlarından hoşlanıyorlar. Esmerler ise, tenlerinin rengine göre en çok kırmızı, beyaz ve bazen siyah iç çamaşırlardan hoşlanıyor" demişsiniz; Nüfusumuzun kadın kesimini ve özellikle Anadolu kadınını ele alarak, bu seçimleri gözden geçirmeyi hiç denediniz mi? Ya da Lila renkli bir iç çamaşırının vitrin fiyatı hakkında fikriniz var mı? Yazarsanız birşeyler daha öğrenmiş oluruz. -
Engin Ceber - İşkencede Ölüm...
Taylan Abi şurada cevap verdi: mavi olmayan gökyüzü başlık Güncel Konular
Birileri polisin "şu veya bu şekilde" şartsız arkasında olması neticesinde bu olaylar artacaktır, artıyor da nitekim. Bu destek artmaya başladığında İzmir'deki gibi dur ihtarına durmayanı da başından vururlar, Beyoğlu'nda gözaltındaki Fettus Okey'i de öldürürler, Antalya'daki gibi kaçanı da boynundan vururlar, Çeber gibi insanları da duvarlar arkasında kaybederler. (Polis kaçanı vurur diyerek temelsizce cevap yazacak olanlara "polis her kaçanı "başından" vuramaz, silah kullanma yetkisi bu değildir" diyerek bir ES payı bırakayım) Demokrasi, seçimlerin oyunudur. Kimisi insanı seçer, kimisi oy potansiyelini, kimisi kömürü, kimisi faşizmi. RTE kendi demokrasi anlayışı ile kendine uygun olanı/olanları seçmiştir. -
VAKIT YAZARI KÜCÜK KIZA TECAVÜZDEN GÖZALTINDA!
Taylan Abi şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
Detay olacak ancak düzeltme ile daha farklı bir anlam kazanacağını sanıyorum. 10. Yıl Marşı'na Mehter Marşı ile karşılık verilmiştir. İstiklal Marşı'nın çalınması, topluluğun olası tepkisini ölçebilmek için daha sonraki dakikalarda çalınmıştır. Ancak orada bulunanlar bu basit oyunu belki bilerek belki bilmeyerek sakin şekilde cevaplamışlardır. İstiklal Marşı çalınırken gösteriye devam etseler "saygısız" etiketi yiyecekler ve yarınki Vakit'e farklı şekilde manşet olacaklar, etmeseler Vakit'in istediği gibi bir kaç dakikalığına bile olsa gösteri bitecek. Polise ve kendilerine zaman kazandırmış oldular nitekim. Neyse ki daha da büyümeden sona erdi bu olay. Ama dilerim daha akilane şekilde, Üzmez'e ve koruyucularına karşı her yerde sürekli olur.- 180 cevap
-
- Hüseyin Üzmez
- Vakit Gazetesi
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
VAKIT YAZARI KÜCÜK KIZA TECAVÜZDEN GÖZALTINDA!
Taylan Abi şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
Bizim yadırgadığımız "o adamın" kendi inanç sistemi içerisinde kendisini suçlu görmemesi değil; Adalet sistemimizin kendi içerisinde "o adamı" suçlu görmemesi. Farkı farkedebilmeniz dileğiyle.- 180 cevap
-
- Hüseyin Üzmez
- Vakit Gazetesi
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
'Cami yeter, biraz da okul açın'
Taylan Abi şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
Ülkedeki okul ve cami sayılarını öğrenip yazar mısınız buraya? Ben söylersem "bizim uydurmamız" olabilir, siz kendiniz öğrenin. Sonra da O insanların cami yaptırırken okul yaptırmadıklarını bildiğin anam-babam usulü bir orantı ile anlatayım size. ************ Dikkatli kelimeler seçmeniz menfaatiniz icabıdır. -
Ergenekon dosyasında bir garip iddia
Taylan Abi şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
Çok farklı konulardan bahsediyoruz. Ben size "etiketlemeyin" dedikçe lafı evirip çevirip "Ergenekon vardır"a getiriyorsunuz. Vardır veya yoktur bu başka konu. Velev ki var olsun, yine benim sözüm geçerli "kimseyi etiketlemeyin". Ne hukuka, ne davaya, ne sanığa, ne avukata saygınız kalmamış. ***** Ben parti tarafında değilim, insan tarafındayım sözünüzü de hatırlatırım. ***** -
Alyansı neden 4.parmağımıza takmalıyız?
Taylan Abi şurada cevap verdi: sedelina başlık Kadın Erkek İlişkileri
Bence çok saçma. Neden orta parmak bizi ifade etsin ki? Tamamen mekanik ve fiziksel sebeplerden dolayı o parmak seçilmiştir olsa olsa. Aksi halde orta parmak bizi nedensizce temsil edemez. Eder diyenler bir de şu resme baksın. Bu mu sizi temsil ediyor? Saçma. -
Taraf olmamak suçtur. Neden ve nasıl mı? Devlet size en fazla 5 yılda bir sormuyor mu oyunuzun rengini/yönünü? Oy kullanmaya gitmemenin de cezası yok mu? E hala çıkıp nasıl bunları söylersiniz ki? Kimse oy verdiği parti ile %100 uyuşamamıştır, fikren ve bedenen bu böyledir. Kiminin zihni tutulur, kiminin dili tutulur böyle sorular karşısında. Sizin de dilinizin tutulduğu ortada. İnsanın tarafındaymışsınız. Biz neredeyiz? Uzaylıların yanında filan mıyız? Boş laflar bunlar boşşş.
-
VAKIT YAZARI KÜCÜK KIZA TECAVÜZDEN GÖZALTINDA!
Taylan Abi şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
Kaybettiğin şeyin ne olduğunun farkındasın değil mi? Devlete ve adalete güvenimizi sıfırlarsak yaşayamayız. Haksız değilsin ancak biraz daha sakin düşünmeli, serinkanlı yaklaşmalı diye düşünüyorum. Aksi halde suçu ve suçluyu övmenin, korumanın, desteklemenin gerçekliğine inanırsak bir gün biz de suçlu konumuna düşme konusunda tereddüt etmeyiz. Ondan sonra memleket Teksas gibi olur Ben takipteyim. Sen olmayabilirsin. Bundan önceki mevzuları da takip etmemiş olabilirsin. Benim neyi takip etmediğimin çetelesini de tutmamışsın. Velhasıl hakkımdaki yorumunu anlamsız buldum.- 180 cevap
-
- Hüseyin Üzmez
- Vakit Gazetesi
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
VAKIT YAZARI KÜCÜK KIZA TECAVÜZDEN GÖZALTINDA!
Taylan Abi şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
Konu hakkında yazmak istiyorum ancak gündem hızla değişiyor. Neticesinde Üzmez'in en ağır ceza ile cezalandırılacağına inancım sonsuz. Adalet, hak, hukuk tartışmaları sürüyor nitekim. Üzmez canlı yayında öfke kustu. Zat-ı şahane ekranda döktürdü. İşte Hüseyin Üzmez'i tahliye ettiren rapor denildi. Üşenmeyiniz okuyunuz. 'Kız sağlam' diyen heyet çürük! denildi. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu da rapora itiraz etti. ""Olayda mağdur olan çocuktur. Hiç kimse aksini savunamaz. Toplumsal, vicdani ve hukuki açıdan kabul edilemeyecek bir fiildir. Korunması gereken çocuktur. Onun yüksek yararı için ne gerekiyorsa yapacağız. Haklarını korumaya ve çıkarlarını savunmaya sonuna kadar devam edeceğiz" dedi. Demedi mi? Dedi. Zat-ı şahane geçmişi ile örnek verdi; Aynı "ben gazeteci vurmuş adamım" der gibi; Ben olmasam fahişe olurlardı Takipteyim. Herkes duysun, herkes bilsin.- 180 cevap
-
- Hüseyin Üzmez
- Vakit Gazetesi
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Sorularımı tekrar etmeden; Hangi taraftasınız? Partinizin adı var mı? Siz 'hangi hak' ile insanları 'olur olmaz' ithamlar ile cümlelerinize alıyorsunuz? Bu sorularım için ek açıklama isterseniz, önceki 3 soruma dönünüz. Ama en az 3 cevabınız olsun artık. Yeter artık, bu ne bohem forum yahu.
-
Ergenekon dosyasında bir garip iddia
Taylan Abi şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
Etiketlemeyin diyorum. Söyleye söyleye dilimde tüy bitti ama izah edemediğimin, izah almayacağınızın göstergesidir bu söylemler. Başka başlıklar altında tartışırken "hani nerde böyle birşey yapmışız?" sorgusuna girdiğinizde, inanın ciddiyetinize inanasım gelmiyor. Buyrun; Konu başlığı "AB-TÜRKIYE VE FRANSA, hala gercekleri halkimiza anlatmiyorlar." Ve tarafınızdan deniyor ki; " mesela ana muhalefet liderimiz Baykal,dün demokrat iken bugün ırkçı söylemleri ile ****** taş çıkartanlardan." Açıp okuyunuz, aynen böyle yazıyor arkadaşınız. Bir öbürü çıkıp; "Dünün en keskin komunist gecineni ve Atatürk karsiti bugün en keskin Türkiye ve Atatürk sevdalisi olabiliyor. Yani hepsi bana göre takkiye ve sahtekarlik. Sadece günün politik ortamina göre siyaset yapanlar bunlar. " Diyor. Neye göre? Kime göre? Yandaş medyaya göre mi? Ha öyle değilse; Size göre ise hani dava sürecindesiniz? İspat edilemez mi fikrinizin aksi? Edilebilir ise ne bu şiddet bu celal? Söz hakkı tanıdınız mı? Hayır. Daha iddianame okunmadı bile. Dava süreci nerede? Kim nerede kendini savunabildi? Ha sür yapıştır, tak takıştır. Tek bilinen şey bu. Sonrasında "etiketlemeyin" dediğimizde karşı çıkmayın. Etmeyin, yapmayın, akıl iz'an lütfen. -
Cumhuriyet Bayramı hepimize kutlu olsun arkadaşlar. Bu vesileyle, kazanılmış değerlerimizin kıymetini bir kez daha hatırlarız inşallah. Büyük önder Atatürk'ü sevgi saygı ve özlemle anıyorum.
-
1 itiraf 1 davet
Taylan Abi şurada yorum gönderdi Taylan Abi'nın blog başlığı içinde Taylan Abi'nin Yeri
Sonraki hayatımızda tekrar görüşelim o zaman -
Konu başlığı ve tüm yazdıklarımızı bir kenara bırakarak, Sizi susturmak gibi bir endişem, düşüncem, emelim olmadı/olmayacak. Evet tartışalım, ancak işi bu noktaya çekmeyelim. Yanlış anlaşılmış olabilirim, özür dilerim. Kendinizi parlementoda temsil edebilecek kimsenin olmadığından dert yanıyorsunuz. Amma velakin hayat böyledir, toprak damar damar, insan kısım kısımdır. Kimse sizin fikrinize mikrofon olmamıştır/olmayacaktır. Üzücü olan budur, fakat gerçek olan da budur. Ve bu gerçek ülkemize has değildir. Tüm coğrafyalarda yaşanandır. Size ve eski iletilerinize atıflarımızda aslında sorduğumuz şey şudur; Devlet bile size en yasal yollardan, anam babam usulü seçim ile "hangi tarafta olduğunuzu 5 yılda bir sorarken" bizim sorgumuzun abes tarafı nedir? Ne sağcıyım ne solcu, milliyetçiyi sevmem dinciye yol göstermem derken elinizdeki oy pusulasını nereye mürekkepliyorsunuz? Bunları size soranlara neden ayrımcı-ulusalcı-ırkçı-vatansever etiketi vuruyorsunuz? Davul ve tokmak her zaman aynı yerde olmaz. Bunların cevabını da verin istiyoruz.
-
2'nci Ordu Komutanlığı'nın yaptığı soruşturmanın tamamlandığını açıkladı DHA "KARA Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, 3 Ekim Cuma günü 17 askerin şehit olduğu Bayraktepe'ye yapılan saldırıyla ilgili 2'nci Ordu Komutanlığı'nın yaptığı soruşturmanın tamamlandığını açıkladı. Orgeneral Koşaner, olayda herhangi bir istihbarat zaafiyetinin bulunmadığını, bazı basın ve yayın organlarında yayımlanan İnsansız Hava Aracı görüntülerinin o olayla ilgili olmadığının belirlendiğini söyledi. Kara Kuvvetvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, bugün gazetecilere açıklama yaptı. Orgeneral Işık Koşaner, "Bayraktepe güvenlik güçlerimizce kahramanca korundu. Aktütün Köyü ve karakola yapılacak büyük bir saldırının önüne geçildi. Yürütülen soruşturma kapsamında bir eksiklik tespit edilmedi" dedi. Orgeneral Koşaner, Bayratepe'deki saldırıda yaralanan askerlerin tedavisinin tamamlanmasının ardından oradaki tüm personelin ödüllendirileceğini söyledi. Org. Işık Koşaner şunları söyledi: Aktütün saldırılarında her safha askeri harekata uygundur. Aktütün saldırıya uğramadı, Bayraktepe saldırının hedefiydi. Bayraktepe yaz başından beri tutuluyordu. Personel sayısı yeterli sayıdaydı. Daha fazla kuvvet daha fazla güç değildir. Personel yeterliydi. Bayraktepe’de gerekli gece görüş ekipmanları vardı. 3 Eylül'de çekilen görüntüler gerçekleri yansıtmıyor. 2 Ekim'deki görüntüler teröristlere ait değildir. TSK Aktütün'deki görevini tamamen yerine getirdi. Çatışma 13.04'de başladı, 20.19'da sona erdi. İnsansız hava aracı 13.58'de Aktütün üzerine ulaştı. Bölgeye ulaşan araç, ABD ordusuna aitti. Görüntüler MİT ve Emniyet ile paylaşılıyor. İnsansız hava aracı görüntüleri ABD'den Ankara'ya iletiliyor. Bayraktepe kesinlikle teröristlerin eline geçmedi. Yürütülen soruşturma kapsamında eksiklik tespit edilmedi. 3 Ekim sabahı JÖH birlikleri takviye edildi. Olası bir saldırı için. Jandarma Özel Harekat timi de bayraktepe’de hazırdı. Bayraktepe’de lider konumundaki 6 kişiden 1’inin şehit olması ve 4’ünün de yaralanmasına rağmen Bayraktepe savunuldu. Bayraktepe saldırısı PKK için bir intihar saldırısıdır." Denildi. Bundan sonrası için sanırım daha farklı yorumlar olacaktır. Hala birşeylerden şüphe edenler olacaksa, bu şüphenin sebebini başka fikirlerin temelinde aramalıyız diye düşünüyorum.