Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Yayamaz Kayımca

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Yayamaz Kayımca tarafından postalanan herşey

  1. nerdesinnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn????
  2. Gecikmeli kutlama için pardon......
  3. Rahatsızlıktan dolayı rötarlı bir kutlama ama ne yapalım:)
  4. Kadına yönelik şiddete karşı mücadele, kapitalizme karşı mücadeleyi yükseltmekten geçer! İsyanların, ayaklanmaların ve kanlı darbelerin yaşandığı topraklardan biridir Latin Amerika. '60'lı yıllarda, Latin Amerika’nın küçük bir adasında, Dominik Cumhuriyeti'nde de ezilenlerle ezenler arasında kıyasıya bir mücadele yaşanır. Ağır baskı ve yıkım politikaları izleyen Trujillo diktatörlüğüne karşı ülkenin onurlu insanları siyasal özgürlük mücadelesini yükseltirler. Yeri gelir uzun dönem zindanlara atılırlar, yeri gelir katledilirler… 25 Kasım 1960’da Dominik Cumhuriyeti’nin kuzey bölgesinde, bir uçurumun dibinde üç kadın cesedi bulunur. Cesetler Mirabel kardeşlere (Patria, Minerva ve Maria) aittir. Egemenler bu ölümler için “trafik kazası” açıklamasını yapmışlardır, ancak kısa süre içinde üç kızkardeşin tecavüz edilerek katledildiği anlaşılır. Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden Clandestina Hareketi'nin öncülerinden olan Mirabel kardeşler, bu mücadele içinde sembolleşirler ve “Kelebekler” diye anılırlar. Verdikleri mücadeleden ötürü zindanlara da atılan Mirabel kardeşler, 1960 yılının Kasım ayında diktatörlük tarafından ölümle tehdit edilirler. Bu tehditlerin ardından katledilmeleri , hiç kuşkusuz, onların siyasal kimlikleri, diktatörlüğe kafa tutmaları ve özgürlük istemini yükseltmelerinden dolayıdır. Kelebekler, ölümleriyle, Dominik’in, Latin Amerika halklarının ve emekçi kadınlarının sembolü haline gelirler. Ölümleri, mücadelenin büyütülmesi çağrısına dönüşür aynı zamanda. 1981 yılında Kolombiya’da toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda 25 Kasım tarihi, Mirabel Kardeşlerin anısına “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” ilan edilir. Birleşmiş Milletler de, 1999 yılında 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” olarak kararlaştırır.25 Kasım, egemenlere, gerici, baskıcı rejimlere karşı mücadele veren halk hareketinin ürünü olarak kazanılmıştır. Mirabel kardeşler şahsında kadınlara yönelik şiddetin önleme mücadelesinin gerisinde halkların ve bir parçası olarak emekçi kadınların egemen sisteme karşı verdiği mücadelenin kendisi yatmaktadır. Kapitalizmde kadına yönelik şiddet her geçen gün tırmanıyor! Yaşadığımız dönemin ne denli “modern ve uygar” olduğundan bahsede dursunlar, tüm emekçiler için bir barbarlık düzeni hüküm sürmektedir. Kapitalist toplumsal düzende de kadınlar, çifte ezilmişlik ve sömürü koşulları altında şiddeti en ağır bir biçimde yaşamaktadırlar. Kadınların dünya ölçeğinde karşı karşıya kaldığı saldırılara ilişkin istatistiki veriler son derece ürkütücüdür. Altalta sıralayacağımız bu rakamlar gerçeğin ancak bir bölümüdür: Bugün dünyada her üç kadından biri fiziksel şiddet görüyor. Her yıl yaşları 5 ile 15 arasında değişen 2 milyona yakın kız çocuğu fahişeliğe zorlanıyor. Dünyada her 6 dakikada bir kadına tecavüz ediliyor. ABD'de her yıl 4 milyon kadın şiddete maruz kalıyor. Hindistan'da her gün 5 kadın çeyiz kavgaları nedeniyle yakılarak öldürülüyor. Güney Afrika'da her 90 saniyede bir kadına tecavüz ediliyor. Çin’de, yılda 1 milyon kız çocuğu, sadece kız diye doğar doğmaz öldürülüyor. Irak’taki savaşın ilk aylarında tam 20 bin kadına tecavüz edildi. Her yıl 2 milyon kadın sınır ötesi kadın ticaretinde kullanılıyor vb... Türkiye’deki kadınların yaşadığı tablo da dünya kadınlarından farklı değil. Kadınlar, psikolojik, cinsel ve fiziksel saldırılarla karşı karşıya kalıyorlar. Rakamlara göre, Türkiye’de kadınların %79'u fiziksel şiddete, %52 si sözel şiddete, %29 duygusal şiddete, %18'i ekonomik şiddete maruz kalıyor. Bugün, en yaygın şiddet biçimi olarak aile içi şiddet yaşanıyor. Evli kadınların yüzde 41’i kocalarından en az bir kez dayak yiyor, yüzde 35’i hakarete, yüzde 4’ü ise cinsel baskıya maruz kalıyor. “Namus cinayeti” adı altında onlarca kadın işkenceye uğruyor, katlediliyor. Kadına yönelik cinsel şiddetin en önemli ayağını ise, devletin uyguladığı şiddet oluşturuyor. Gözaltında cinsel taciz ve tecavüze karşı hukuki yardım projesi tarafından hazırlanan rapora göre, 1997-2006 yılları arasında 236 başvuru yapılmış. Bunların 166’sını cinsel taciz, 70’ini ise tecavüz oluşturuyor. Kürt halkına yönelik saldırılardan da en fazla Kürt kadınları etkileniyor. Gözaltında taciz ve tecavüz vakaları en çok Kürt illerinde yaşanıyor. Kürt kadınlarına yönelik kısırlaştırma niyetleri de saldırının bir diğer ayağını oluşturuyor. Şiddetin sona ermesi için şiddetin kaynağına karşı mücadele yükseltilmelidir! Kadına yönelik şiddetin engellenmesine ilişkin farklı öneriler öne sürülüyor. BM’nin desteğiyle hükümet tarafından yürütülen, ancak son derece sahtekarca ve ikiyüzlüce olan kampanyaya ilişkin herhangi bir şey söylemeyeceğiz. Şiddetin bizzat sorumluluğunu taşıyanların ve uygulayanların şiddetin engellenmesine yönelik hiçbir adım atmayacakları, amaçlarının kitleleri aldatmak olduğu yeterince açıktır. Öte yandan, gerek feminist çevreler, gerekse de çeşitli kitle örgütleri ve sendikalar kadına yönelik şiddetin engellenmesine ilişkin çeşitli projeler ileri sürüyorlar. Kadınları ilgilendiren yasalarda düzenleme yapılması, şiddeti gerçekleştirenlere yönelik caydırıcılığın artırılması için cezaların artırılması, eğitim sisteminde bu doğrultuda düzenlemeler yapılması, kadın sığınma evlerinin açılması ve şiddete yönelik önleyici tedbirlerin alınması (gerek düzenlemeler gerekse de bütçe ayrılması) vb... Bunların tümü de şiddetin kaynağına değil, ortaya çıkan sonuçları hafifletmeye yönelen önlemlerdir. Bugün kadına yönelik şiddetin kaynağı bizzat kapitalist sistemin kendisidir. Bu sistem gerici geleneksel değerleri ve erkek egemen anlayışı yaşatarak kadına yönelik şiddeti üreten zemini yaratmakta ve bu şiddet tam bir arsızlıkla meşrulaştırılabilmektedir. Geleneksel değer yargılarını önemli ölçüde aşmış “uygar batı”da kadına yönelik şiddetin boyutları ise kapitalist düzenin bu sorunu nasıl döne döne ürettiği gerçeğini anlatmaktadır. Dolayısıyla, kadının özgürleşmesi mücadelesinden koparılmış bir şiddete karşı mücadele sorunu sonuçsuz kalmaya mahkumdur. Kadına yönelik şiddete karşı mücadelenin tutarlı olabilmesi ancak, şiddetin kaynağı olan kapitalizme karşı mücadele ile olanaklıdır. Açık bir iktidar bilinci taşımadan ve şiddetin kaynağı olan mevcut sistemi karşısına almadan yürütülecek bir mücadele, düzen içi çözümler bulmaya, aynı zamanda (en yaygın şiddet biçiminin aile içi şiddet olduğunu gözettiğimizde) kadının karşısına erkek cinsinin konulmasına yolaçacaktır. Kuşkusuz, bu hedefe bağlanarak mücadelenin yükseltilmesi bu alanda demokratik talepler için mücadelenin gerekliliğini ortadan kaldırmaz, tam tersine hayat bulmasına yol açar. Yasalarda ve toplumsal yaşamın her alananda cinsiyete dayalı ayrımcılığa son verilmesi, her alanda kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık ilkesinin hayata geçmesi, şiddet gören kadınlar için çeşitli tedbirlerin alınması, devletin uyguladığı cinsel şiddetin sona erdirilmesi vb... Bu ve vb. talepler elbette formüle edilmeli ve yükseltilmeli, bu alandaki mücadele hiçbir biçimde küçümsenmemelidir. Ancak, düzen içine sığan bu talepler, kapitalist düzeni aşma hedefi taşıyan, bu perspekifle yürütülen devrimci mücadelenin yan ürünleri olarak kazanılabilir. Kadını köleleştiren kapitalist sistemse eğer, kadına yönelik şiddet sorunu kadının bir bütün olarak özgürleşmesi sorununa, dolayısıyla bu sistemin aşılması sorununa bağlanmış demektir. Kadın özgürleşmesi ise, erkek cinsini şiddetin kaynağı ilan edip karşısına almaktan değil, tüm kötülükleri üreten bu sisteme karşı omuz omuza mücadeleyi yükseltmekten geçmektedir. Kadının şiddetten kurtulması ancak kapitalizm belasından kurtulmak ile olanaklı olacaktır.
  5. 25.Kasım................................. Dünya Kadına Yönelik Şiddete Son Günü........... 1925. Şapka giyilmesi hakkındaki kanun çıktı. Kanun kabul edilirken, Rize'de şapka ve diğer inkılaplara karşı gösteriler yapıldı. Göstericilerden 8'i idama mahkûm edildi. 1934. Mustafa Kemal Atatürk, İsmet Paşa'ya "İnönü" soyadını verdi. 1936. Almanya ve Japonya, Avrupa kültürünü ve dünya barışını "Bolşevik tehdit"ten korumak amacıyla bir anlaşma imzaladılar. 1943. Sir Winston Churchill, Franklin D. Roosevelt ve Çan Kay-şek Kahire'de bir araya geldiler; Japonlar teslim olana kadar savaşa devam kararı alındı. 1948. Öğrenci velilerinin talebiyle, ilkokullara isteğe bağlı din dersleri kondu. 1954. Gazeteci Nurettin Ardıçoğlu, Başbakan Adnan Menderes'e yayın yoluyla hakaretten 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. 1956. Türkiye'de 1 milyon18 bin adet radyo olduğu açıklandı. Aynı gün yapılan Çekoslovakya-Türkiye maçı1-1 bitti. 1958. Besteci Ahmet Adnan Saygun'un Yunus Emre Oratoryosu New York'ta Birleşmiş Milletler'in açılış töreninde seslendirildi. Orkestra ve koroyu şef Leopold Stokowski yönetti. 1968. İstanbul'da Dr. Siyami Ersek ve ekibi, trafik kazasında ölen bir memurun kalbini bir işçiye taktı; hasta 39 saat yaşayabildi. 1969. Beatles müzik grubundan John Lennon İngiltere'nin Biafra'ya müdahalesi ile Amerika'nın Vietnam politikasına verdiği desteği protesto amacıyla, İngiltere Kraliçesinin verdiği ünvanı reddetti. 1973. Yunanistan'da askeri darbe. 1979. Gazeteci Abdi İpekçi'yi öldürmekten yargılanan Mehmet Ali Ağca İstanbul Kartal Maltepe Askeri Ceza ve Tutukevi'nden kaçtı. 1993. Özgür Gündem gazetesi18 Kasım 15 gün kapatılmıştı. 'da yeniden15 gün kapatma cezası verildi. Gerekçe: Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne yönelik yayın yapmak. 1996. Gazeteciler, basına getirilmek istenen yeni kısıtlayıcı düzenlemelere karşı protesto bildirisi yayınladı. Düzenlemeler sansür olarak değerlendiriliyor. Aynı gün Emeğin Partisi (EMEP) kuruldu. 1999. Yargıtay, PKK lideri Abdullah Öcalan hakkında verilen idam cezasını onayladı. Bugün Doğanlar: 1845. Toplumsal değişime olan bağlılığıyla bilinen ve Portekiz'e doğalcılık ve gerçekçilik akımlarını getiren, ülkenin en büyük romancısı olarak kabul edilen yazar José Maria de Eça de Queirós. 1895. 1968-75 arasında Çekoslovaya Cumhurbaşkanlığı yapan ve 1968 Sovyet işgali döneminde Sovyet taleplerine direnişiyle halk arasında itibar kazanan iki dünya savaşı kahramanı Ludvík Svoboda. 1895. Stalin döneminde iç ve dış ticaretin yönetiminden sorumlu olan nüfuzlu siyasetçi ve eski Bolşevik Anastas Ivanoviç Mikoyan. Bugün Ölenler: 1945. Besteci Lemi Atlı. 1974. 1962-1971 yılları arasında Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği yapan U Thant.
  6. ................................................... siz sevgili Birce'nin hiç resmini görmüşmüydünüs işte Birce......ama bu hali neden onu izah ediyim bu satte neden yatmadım hala buradayım diye beni paralıyacak valla ama nassı olursa olsun ben onu sefiyorum yaaa (belki bu ifadelerden sonra en azından dayaktan yırtarım )
  7. Ama sizde hiç onu düşünmüyorsunuz yazık degilmi baksanıza hangi engeleri aşmaya çalışıyo gelebilmek için ....ah ahhhhhh yıllardır pc i başında bu yazılar için ne emekler verdi bazen tek bazen arkadaşı ile...sonra ailesi tarafından yatagına konuldu ve işte aynen yukarıdaki şekil A ..1 deki gibi kaçma teşebüsslerinde bulunuyor hala hazırda
  8. bir solukta okumak istemiyorum seni, sayfalarını çevirme- uyku tutmadı, sen tut beni en son koynunda unuttum günaydın dilimi gözlerinde büyüdüm, yüreğim sende çocuk kaldı hadi kalk gidelim, bizi görüp yazacaklar, az kaldı en keyifli sabah kahvaltım ! Sen, göğsünde yürüdüğüm balıkçı kasabası akşamdan kalsın öpüşlerin, yalpalasın dudaklarımda susuyorum, özlemin gelincik tarlası susatma gözüm tutmadı sensizliği, bir daha yollama efkar dağıttım, herkese biraz düştü dalgalara gözlerimle yazdım şiirimi, ıslandı ama yırtılmadı kalbim, içli şarkılar kuşağı. İçinden geçiyor parmaklarım karanlıkta mum gibi, sana yazıldıkça eriyor ateşli çingene dansım! Sen, uzağında kaldığım deniz ülkesi tutamayacağın sözler ver bana, ben tutarım nefes alsın yorgunluğun dağınık yatak akşamlarında biliyorum, gözlerin bir İstanbul hatırası kapatma ellerim tutmadı vedada, yaşlandım beni kendinde bağışla pelin onay..
  9. Karanlıkta Görmek Karanlık mağarandan bir ses şimdi kulaklarımda. Sarsıldım, irkildim, korktum!... Ama kaçmadım. Karanlığının en derininden bir sır verdin bana. Ve elimden bir şey gelebildi ancak. Yalnızca seni daha çok ...... .. Karanlıkta gezmeyi seversin sen. Öğle ışığıyla aydınlanmış şu manzaranın sığlığı batar sana. Parlak renkler başını döndürür, mideni bulandırır. Gölgeler uzadıkça rahatlarsın biraz.. Derinlik... Sonra yalnız siluetler... Ve görünmez olunca herşey... Gözlerinde gezen sonsuz karıncanın arasında kalır ya artıklar... Biliyorum sen asıl o zaman görürsün. İLOYD
  10. Oyyy bu ne güzeliktir böyle bişey okurkende olsa anımsanmak sağolasın sevgili Angel...kalp kalbe karşı derlermiş demek gördünmü ben yazarken senin aklına düştüm güzel yüregine saglık....sizin gibi yürekler degilmidirki inancı törpülüyen,ayaklarının üzerinde bira daha sıkı basmayı saglayan..... Susmadım / Geceyi Deldi Sesim... kurak yüzlere inat tebessüm doldurdum avuçlarıma... sussaydım ölecektim... yitik hayaller kuşandım çağlar ardından sıyrılıp güz artığı ellerim / titrek ama sesler buğulu umut kırılgan düş kayıp... sussaydım düşecektim... tutulmuş bütün köşe başları kurak yüzlere inat tebessüm doldurdum avuçlarıma ama gülüş ırak yol uzun şafak tutsak... susmadım geceyi deldi sesim susmadım ciğerimden çığlıklandı nefesim... düş kurdum yarına dair kaş çattım yumruk sıktım kavgasını verdim sancılanan zamanın ant içtim doğacak şafağa / geceyi boğacak şafağa ant içtim gülen yarına / yarının gülen çocuklarına... İmdat Özcan
  11. enemmmm hemen telefon iptal ediliyoo hata şuandan itibaren sen şimdi şımıl şımıl uyurken ben bir mesaj atıyım ve akibinde kapatayım
  12. İşte buna asla katılmam ve kabulenemem onlar kazanıyo gibi görülebilir ama bizlerin bunu kabulenmesi yazdıgımız yazılarla ,tepkilerimizle ve düşüncelerimizle asla bagdaşmaz!!asla TÜKENMİYORUZ........................ Karanlıktan Maviliğe Kaçış Karanlıktan Maviliğe Kaçış...1 ..................................................... ayışığı ferahlığında bir çilenin delikanlı hoyratlığında yolcusuyum. peşimde karanlık çığlıklar önümde kapılar aklmda hayaller ve cebimde kırık notalar var; adı konmamış... ismimdeki SARP'lık ruhumdaki DARP izine karışınca, peşimdeki çığlıklar kanalizasyonda boğulur.. ve arkamdan yanardağlar fışkırır yiten onca zamanla birlikte. Karanlıktan Maviliğe Kaçış....2 ..................................................... hayallerim dualarıma dayanak olur, yiğitlik er meydanından kaçırılınca Leyla,Mecnun'a "LEYLÂ" der, sap samanla karışınca... kesik başlar "BAŞ" olur, itin soluğu duyulunca.. yırtık bir KEFEN olur ömrüm, ok HEDEFten sapınca... kahramanmaraş.
  13. Yayamaz Kayımca şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Dünyanin Bütün Çiçekleri "Bana çiçek getirin, dünyanin bütün çiçeklerini buraya getirin!" Köy ögretmeni Sefik Sinig'in son sözleri. Dünyanin bütün çiçeklerini diyorum Bütün çiçeklerini getirin buraya, Ögrencilerimi getirin, getirin buraya, Kaya diplerinde açmis çigdemlere benzer Bütün köy çocuklarini getirin buraya, Son bir ders verecegim onlara, Son sarkimi söyleyecegim, Getirin, getirin...ve sonra ölecegim. Dünyanin bütün çiçeklerini diyorum, Kir ve dag çiçeklerini istiyorum, Kaderleri bana benzeyen, Yalnizlikta açarlar, kimse bilmez onlari Genis ovalarda kaybolur kokulari... Yurdumun sevgili ve adsiz çiçekleri Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin görün beni, Topragi nasil örterseniz öylece örtün beni. Dünyanin bütün çiçeklerini diyorum, Afyon ovasinda açan hashas çiçeklerini Bacimin suladigi feslegenleri, Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini, Avlularin pembe entarili hatmisini, Çoban yastigini, peygamber çiçegini de unutmayin, Aman Isparta güllerini de unutmayin Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum. Getirin, dünyanin bütün çiçeklerini istiyorum. Dünyanin bütün çiçeklerini diyorum, Ben köy ögretmeniyim, bir bahçivanim, Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden, Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden, Ne güller fiskirir çilelerimden, Kandir, hayattir, emektir benim güllerim, Korkmadim, korkmuyorum ölümden, Siz çiçek getirin yalniz, çiçek getirin. Dünyanin bütün çiçeklerini diyorum, Baharda Polatli kirlarinda açan, Güz geldi mi Kopdagina göçen, Yörükler yaylasinda Toroslarda eglesen, Mus ovasindan, Agri eteginden, Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni, Egin türkülerinin içine gömün beni. Dünyanin bütün çiçeklerini diyorum, En güzellerini saymadim çiçeklerin, Çocuklari, ögrencileri istiyorum. Yalniz ve çileli hayatimin çiçeklerini, Köy okullarinda açan, gizli ve sessiz, O bakimsiz, ama kokusu essiz çiçek. Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek, Seni beni yalnizlik örtecek, yalnizlik örtecek. Dünyanin bütün çiçeklerini diyorum, Ben mezarsiz yasamayi diliyorum, Ölmemek istiyorum, yasamak istiyorum, Yetistirdigim bahçe yarida kalmasin, Tarumar olmasin istiyorum, perisan olmasin, Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarim, Niçin yasadigimi ben onlara söyledim, Çiçeklerde açar benim gizli arzularim. Dünyanin bütün çiçeklerini diyorum, Okulun duvari çöktü altinda kaldim, Ama ben dünya üstündeyim, toprakta, Yaz kis bir sey söyleyen toprakta, Çile çektim, yalniz kaldim, ama yasadim, Yurdumun çiçeklenmesi için daima yasadim, Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir. Simdi sustum, örtün beni, yatirin buraya, Dünyanin bütün çiçeklerini getirin buraya. Ceyhun Atuf Kansu Başöğretmenimiz'in izinde yürüyen tüm öğretmenlerin,öğretmenler günü kutlu olsun......çiçek yerine onlara daha yaşanılası bir hayat sunabilseydik!!!!!!!!
  14. Bence kesin o amcanın 2 hatundan bekledigini bulamama gibi bir şikayeti var bence 3 cüye gitsin diyorum ............Sadece anlıyamıyormu kişiler kadınlar bu şekildemi korunacak? Tam tersi, bu düzenleme imam nikahını teşvik eder ki; bu da mağdur kadınların sayısını arttırır. İmam nikahı denilen saçmalığı, dinde varmış gibi gösterip, bunun üstüne bir de imam nikahlı eşlere haklar tanımak... Nereye gidiyoruz, anlamadım ki
  15. Sana sadece hoşgeldin demek yeterli sen nasıl olsa burayı biliyorsun tek başına dolaş bence.......................ama tekrardan hoşgeldin
  16. Hoşgeldin Angel........meyfeli bir tarta ne dersin ............afiyet olsunnn.....
  17. Sevli Demirefe bazen nedense yogun birşeklide o sonsuz uykuya dalmak hiç uynamamak istiyorum ciddiyim ama duygu v.s yapmıyorum...mütiş yorgun,bıkkın v.s düşündügüm anlar fazlası ile oldugu zamanlarda aman yaa yeter buraya kadarmış hiç dokunmasalarda uyusam ama hiç uynamasam diyorum..aman sakın kimse farklı bakmasın asla bir çözüm degil kaçış kurtuluş degil ama bende etten kemikten oldugumdan bazen böyle garip şeyler istiyebiliyorum duyarlı olmak,insan olmak hiçte zor bişey degil keşke herkez bunu yapabilse,deniyebilse daha farklı baktıgımızı daha sevecen oldugumuzu nekadar degiştigimizi görecegiz ama işte sorun denemekte yapabilmekte içtenligin,düşüncelerin için teşekkür etmemi bekleme
  18. 24.Kasım........................... Öğretmenler Günü ve Haftası 1859. İngiliz biyolog Charles Darwin'in "Türlerin Kökeni" adlı insanın evriminin anlaşılmasında çığır açan insanın başka memelilerin soyundan geldiğini kanıtlayan çalışması yayımlandı. 1870. İlk mizah dergisi "Diyojen", 131 yıl önce, İstanbul'da yayımlandı. 1880. Haliç Vapur Şirketi işçileri greve çıktı. 1918. Macaristan Komünist Partisi kuruldu. 1925. Erzurum'da da şapka inkılabına karşı gösteriler yapıldı. Tutuklananlardan 13'ü idama mahkûm oldu ve Erzurum'da 1 ay sıkıyönetim ilan edildi. 1927. Ankara Ulus Meydanı'ndaki Zafer anıtı açıldı. 1934. Soyadı Kanunu çıktı. Meclis, Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal'e Atatürk soyadını verdi. Bu soyadı yalnız Mustafa Kemal'e aitti ve kimse bunu kullanamayacaktı. 1939. Gestapo, Çekoslovakya'da 120 öğrenciyi öldürdü. 1954. Kütahya Şeker Fabrikası açıldı. 1963. John Kennedy'nin katil zanlısı olarak tutuklanan Lee Harvey Oswald'ı Jack Ruby isimli biri öldürdü. Ruby tutuklandı. 1967. Kıbrıs için Türk-Yunan gerginliği sürüyor. Bakanlar Kurulu, son dönem terhisleri silah altına çağırdı. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Lyndon Johnson'ın Kıbrıs özel temsilcisi Cyrus Vance Türkiye'ye geldi. 1970 İstanbul teknik Üniversitesi'nde boykot başladı; Rektör Prof. Kâzım Ergin istifa etti. Adana'da Türkiye Öğretmenler Sendikası'nı basan Teksif sendikasına üye işçiler öğretmenleri dövdü. 1975. Angola'da iç savaş başladı. Angola bağımsızlığına yeni kavuşmuştu. 1976. Van ve çevresinde deprem. 3840 kişi öldü. 1982. Çalışma Bakanlığı, 12 Eylül'den beri geçen iki yılda bakanlık izniyle 4172 memurun işine son verildiğini açıkladı. 1983. İsrail, Trablusşam'da tutuklu 6 İsrail askerine karşılık 4800 Filistinliyi serbest bıraktı. Aynı gün, Ankara'nın hava kirliliğinde dünyanın üçüncü şehri olduğu açıklandı. 1990. Kadınlar, Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Cemil Çiçek'in "Flört fuhuştur", "feminizm sapıklıktır" sözlerini, düdük çalarak protesto ettiler. İstanbul Galatasaray'daki eylemde, polis 5 kadını dövdü, 11 kadın gözaltına alındı. 1991. Bakanlar Kurulu Eskişehir Cezaevi'nin boşaltılması ve kapatılması kararı aldı. 1994. Galatasaray Barselona'yı 2-1 yendi; kutlamalarda 3 kişi öldü. Bugün Doğanlar: 1864. Paris'in gece hayatıyla Fransız eğlence dünyasının kişilerini ve görünümlerini büyük bir psikolojik derinlikle eserlerine işleyen Fransız empresyonist ressam Henri de Toulouse-Lautrec. 1872. Sovyet dış politikasını 1918'den 1928'e kadar yönlendiren diplomat Georgiy Vasilyeviç Çiçerin. 1873. Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin Menşevik kanadının önderi L.. Martov. Bugün Ölenler: 1979. Gazeteci Ahmet İhsan Bahçıvangil. 1990. Elektronik müziğin öncülerinden, klasik batı müziği bestecisi Bülent Arel. 1991 İngiliz rock şarkıcısı Freddie Mercury. Başöğretmenimiz'in izinde yürüyen tüm öğretmenlerin,öğretmenler günü kutlu olsun..
  19. Vahim şu halimiz.. bir taraftan beraber imam nikahıyla yakalanınca suç, beraber yaşamak gayet normal...diğer taraftan imam nikahlı eşlere hak hukuk...acaba deşifre için bir oyun mu? şaşırdım kaldım
  20. Ben Beni Vurayım Sen Seni...................... İki sen iki ben, Yeşil çuha kare bir masada boy ölçüşelim Soyunalım sandalyelerin omuzlarına Tedirgin elbiselerimizi. Sen beni al karşına ben seni Mekanizmaları işliyor zamanın Organizmalarımız sancılı. İktidarını kaybetmiş dünya Katli vaciptir törpü pasına karışmış geçmişimizin İki şarjör sürelim ortaya önce Ben beni vurayım sen seni. Gerçekleşmiş düşlerimizde olmasın kirli bedenlerimiz Parmak damgası vurulmuş alınyazımızla Yüz yüze kalalım. Gri bir gökdelende olsun kaldığımız oda Pis bir kükürdü üflesin şehir ciğerlerinden Mendilini sersin gökyüzüne bulutlar Tertemiz bir akordeon sesi yükselsin yanımıza Çatılar düşsün ağır ağır ıslak kaldırımlara. Gece geçsin geniş camları Gezinsin duvarlarımızda şehrin ayna yansımaları Adresini arasın köşe başlarında yalnızlıklar Taksimetre tutarları hesabımıza yazılsın Bir eğreti bitki eğsin başını gölgesini seyretsin Komidinin cilalı maun uçurumunda Beyaz; tütünün sarı solgunluğunda yorgan. Kibrit tutuşmayı beklesin tablanın yanıbaşında. Ola ki postacı gelirse gıcırdatmayalım kapıları Yoksul çocukluğumuzun üzüncü göndermiştir o mektupları Bizim burada olduğumuzu onlardan başka kim bilebilir ki Yanlış telefonlara bakmasın ellerimiz Çalacak gibi durursa da açık bırakalım ahizeyi Sessizliğim seni dinlesin sen sesimi. Alıntı.
  21. Hayika oldugmu biliyorum kiiiiii ama genede farketmen mutlu etti beni (hiç mütavazi olamıyorum ne şımarıkım dimi ) evet ya neden bunu yadsırlar bilmiyorum aşık olmak güsel bir duygu heycan,degişiklik v.s v.s ......tamam ben aşık olacagım yakın zamanda

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.