Yayamaz Kayımca tarafından postalanan herşey
-
Haz alarak okudugum karma şiirler...........
Umudun Kıyısına Seni Ekledim Sevdiğim... Dün arındırdım yüreğimi bulandığı katranlardan. Çeyrek asır biriktirdiğim acı kalıntılarını kazıdım, ruhumun katmanlarından. Soldukça renklerim / tuvalimi yeniden boyadım Az biraz kenarına seni ekledim / gülümsedim... Sevdiğim... Tan yeri ağarana kadar umut öğüttü değirmenlerim. Umudumun kıyısına seni ekledim. Tersine dönen paslı çarklara inat / gülümsedim... Bu sabah taşkınlardan kurtardım gözlerimi. Sonbahar güneşine serdim ıslak bakışlarımı. Dağıttım saçlarımı rüzgârınla. Zincir kıran deli bir sevdaya izin verdim. Şimdi olanca hızıyla esiyor başımda.... Alıntı.....
-
Git............Gitme..............Gidiyorum..........
İki eli yakamda yalnızlığın .Sen gitmelere gittiğinden beri,ben yok olmaları öğreniyorum. Şansım yaver gitseydi eğer ;gelir bulurdu beni,yeşerirdi toprağımda ölüm. O değil de en çok seni öpmeleri arıyorum saklandığım sığınaklarda. Olacak iş değil ya yel değirmenleri de kendini savunmayı öğrenmiş,şimdi savaş meydanından kaçmalara sığınıyor Donkişot hallerim. Yoksun ... Hiçbir şey kar kalmıyor artık yanıma. Sırf senin hatırına ;selam veriyorum hayaline, ve her defasında borçlu çıkıyorum Özledim diye yolculukları çağıyorum imdadıma ama;nafile!faydalar boyunları büküp kaçıyorlar. Bu kaçırdığım kaçıncı hayat! Olsun diyorum zaten hiç birisi gözlerine bakmıyordu Zaman bütün dünyayı hükmü altına alsa da bir benim sokaklarımda koşarak geçmeleri beceremiyor. Yani sı askıda kalıyor hep gidişin. Yanlış anlama sakın bir gün;bir kaç tesadüfü denkleştirip de bulursam yine sevmeleri, işte o zamanlar kapılar çizeceğim duvarlara ,gelip de içeri girip baş köşeye oturtmak için unutmaları. Sevmek dedim de öyle bir şey vardı dimi neyse bir örnek verip kuvvetlendirmek isterdim bu iddiamı ama gerek yok. Bu saatten sonra haklı çıkmalar seni geri getirmeyecek nasıl olsa Özledim elimden geleni ardıma koyduğum yer burası ,belki gelirsin diye bir arpa boyu bile gidemedim bu hüzünden.. alıntı
-
Bunun Bir AnLamI oLmasI GerekMiyor...
SENİ YİNE TERKEDECEĞİM... seni yine terkedeceğim... ve bilmediğim dillerde ağlayacağım kirpiğime tuz düşecek sevgim kadar büyük değilmişsin diyeceğim ve seni yine terkedeceğim... bir kapı aralığında bırakacağım ellerini isimsizlikler doğurmaya yatacağım bu yosun kentinde ne ilk gelensin, ne son giden seni bana terk etmelerine izin vermeyeceğim seni her gece terk edeceğim... aşk-ı cinayetim olacaksın ve yalnızlıkların en çoğulu bana kalacak düşle çoğalttığım bu yaşamın adı düşmek olacak... uzak bir şehirde, hiç görmediğim bir kızı seveceğim o bana sarıldığında göğsümde bıraktığın darp izlerin kanayacak ve bir çocuk annesini kaybedecek çarşılarda... ağlamayacak kadar vazgeçeceğim senden öfkeme bile değmezmişsin diyeceğim ve seni yine terk edeceğim... günler devrildikçe ağıt tutacak sonbahar rüzgarlara karanfiller ekeceğim yollarda kaybedeceğim aşkımın ilk harfini seni, kirli kent bakışlı, bozkır saçlı bir kıza ekleyeceğim... aşk; iki kişilik bir yalandır sevdiğim... ve iç kanamalı bir aşkın mürekkep fırtınasıdır bu şiir... istersen yalnızlık duvarlara yakışır de ve başkalrını sev ben sende herkesi terkedeceğim... KAHRAMAN TAZEOGLU
-
Git............Gitme..............Gidiyorum..........
Şimdi ben gidiyorum Halde tecelli edip Zamanda kavl yüzü takınarak Sağanak gece / zemheri Ellerimi uzatıp bahara Kem göze, şom ağıza Ana - avrat Bacı – gardaş Sövüp sayıp Şimdi ben gidiyorum Güz artığı yanımla Acemilikler giyinip Anadan üryan Dem bu / vurgun Esrik umut / yorgun Aykırı yarına Başkaldırı Pusat tenhada Şimdi ben gidiyorum İllegal sevdamı kuşanıp Altı üstü intihar bu Gençliğime Yollar kanar yar Diken diken batar ayaklarım Yıllar kanar yar Seni kendime yasaklarım… IMDAT OZCAN
-
iLyAdA' dan Şiirler...
Evet ....degilmidir ki o isli kokuyu birtürlü atamıyoruz tenimizden!!!!!!!!sevgiler ..................
-
Admin
ama bayramda çocuklar gelmezmi,sevindirilmesmi
-
Ödüllü sapık
“İslamcı yazarlardan tecavüz bahaneleri” Ya cinnet ya da hap içirdiler EMİNE ŞENLİKOĞLU (Yazar): Hepimiz şoke olduk. Eğer öyle bir şey yaptıysa ona yazıklar olsun. Ama yapmadıysa da bu bir komploysa, komplo kuranları Allah kahretsin. Vakit yazarı denmesi acı bir şey. Hüseyin Üzmez’in ailesiyle görüştüm. Eşi "Böyle bir şey yok" diyor. Yaptıysa cezasını çeker. Haberlerde duyar duymaz Hüseyin abiyi aradım. "Bacım mahkemeyi bekle, söyleyeceğim bu kadar" dedi. Kız da 14 yaşında değilmiş. Hüseyin abinin tecavüze kalkışacağına inanamıyorum. Öyle bir şey yaptıysa da kesinlikle cinnet geçirmiş derim. Şu anda inanmıyorum. İlerde deliller ne gösterir bilemiyorum. Eşiyle arasındaki yaş farkında Hüseyin Üzmez’in suçu yok. Kendilerinden küçük kız alanlara, "Yaşlı bunaklar" demişimdir. Evlendiklerinde gidip, "Hüseyin abiyle kavga etmeye geldim" dedim. Eşi, "Emine abla onun hiç suçu yok. Kara sevdayla aşık oldum. ‘Benimle evlenmezsen intihar ederim’ dedim, evlendik" diye anlatmıştı olanları. Hüseyin abinin, namus konusunda bilinçli olarak yanlış yapacağı kanaatinde değilim. Ya bir cinnet geçirdi, ya bir hap içirdiler diye düşünüyorum. Yüzde 99 böyle bir şey yapmaz ama kalbini Allah bilir. Toplumsal lince dönüşmesin SİBEL ERASLAN (Vakit): Hüseyin Üzmez, büyükbaba... Üzgünüz, şaşkınız. İnanamıyorum böyle bir şey olduğuna. En kısa zamanda hak yerini bulacaktır. Komplo olduğunu düşünmek istiyorum. Hayata bağlanmak istiyoruz. Hepimiz üzerinde şok tesiri yapıyor. Asla düşünmüyorum böyle bir şey yapacağını. Çok ihtiyar ve hasta kendisi. Böyle bir ithamla acı çektiğini düşünüyorum. Eşiyle yaş farkı üzerinden yola çıkarak, birini potansiyel suçlu ilan etmek benim hukuk vicdanıma aykırı. 18 yaşından küçük biri üzerinden toplumsal lince dönüşmesi beni rencide ediyor. ÖZLEM ALBAYRAK (Yeni Şafak): Eşiyle arasında 50 yıllık yaş farkı bulunması, genç kadınlara karşı cinsel zaafları bulunduğunu itiraf ettiği röportajları, kendi hikayesini yazdığı romanının içeriği, ’kıllanma’ gerektiren cinsten veriler. Eğer bir komploysa bile bu, ateşine atılacak odunları kendi eliyle taşıdığını teslim edebiliriz. Eğer doğruysa pekala bu olay pedofilidir ve patetik bir ruh halinin tezahürüdür. Bir çocuğu istismar etmek benim vicdanımda suçtur. Türkiye’deki bir kesim, "Hz. Ayşe 9 yaşındayken Peygambere nikahlandı" rivayetiyle, "Anadolu’da dindar aileler kızlarını çocuk yaşta evlendiriyorlar" argümanını bir araya her getirdiğinde, aslında İslam’ın "pedofiliye gizli icazet verdiğini" düşünmüş, ama bunu dillendirecek cesareti asla bulamamıştı. Bu olay bu bilinçaltını açığa çıkardı. Artık erken evlendirilmenin İslam’dan değil gelenekten sadır olduğunu, Ayşe anamızın ise evlilik yaşının 9 değil, 17 ya da 25 olduğu yönünde muhtelif rivayetler olduğunu söylesek de faydasız. Ergenekoncu tezgah HASAN KARAKAYA (Vakit): Eğer yanlış yapan, çirkinlik yapan insan, bizim içimizden biri ise onu asla savunmaz, ona asla sahip çıkmayız. Bu konuda ölçümüz gayet açık. Ölçümüzü, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed koymuş. Bizler de, "İçimizden biri" dahi olsa, eğer hırsızlık yapmış, eğer sarkıntılık işlemiş, kısacası eğer "yanlış, yamuk ve ********* bir iş" yapmışsa, onu ne savunuruz, ne de ona sahip çıkarız. Ancak, olayın üzerindeki esrar perdesi henüz aralanmadığı için, ortada bir tezgah ve komplo olabileceği kuşkusu içindeyiz!... Aklımıza, "Ergenekon’cu tezgahlar" gelmiyor değil. Olayın bugün çıkması komplo ABDURRAHMAN DİLİPAK (Vakit): Zina, bizim inancımızda büyük günahtır. "Belki nikáh yapmıştır" denebilir, ama bu da örfe, yasalara aykırı, en azından yakışıksız bir durum. Ben bu işin bir komplo olmasını temenni ediyorum. Ahir ömrümde, bu yaşlı adamın, mahkemede söyleyeceklerini merakla bekliyorum. Bana sorarsanız, ister gerçek, ister iftira olsun, bu olayın, bugün bu şekilde ortaya çıkması bir komplodur. Yorum dahi yapılamaz bu ifadelere!!!!
-
Ödüllü sapık
Evet katılmamak ne mümkün !!degil mide bulantısı bu tür insanların yüzüne ******* bile sırıtmalarına neden olacaktır..... Ama hüseyin üzmez ne ilk ne son olacaktır müslüm gündüz ve fadime şahin olayı çokda eski degil kii bunlar basına çıkanlar deşifre olanlar...ya olmıyanlar!!!!!
-
29 Ekim Cumhuriyet bayramı
Bugün 29.Ekim.2008 Cumhuriyet bayramı 29 Ekim 1923 ülkemizde cumhuriyet yönetiminin ilan edildiği gündür. Bugün ulusal bayram günüdür. Her yıl cumhuriyet yönetiminin ilanını 28 - 29 Ekim günleri Cumhuriyet Bayramı olarak coşkun törenlerle kutlarız. Cumhuriyet Yönetiminden önce devletimizin adı Osmanlı İmparatorluğu idi. Osmanlı Devleti, Osman Bey tarafından 1299'da Söğüt 'de kuruldu. Osmanlı devlet yöneticisine padişah denirdi. Osmanlı Devletini altı yüz yirmi dört yılda, otuz altı padişah yönetti. Son padişah Sultan Vahdettin'dir. Eskiden ülkelerde tek kişi egemendi. Ülkelerini diledikleri gibi yöneten bu kişilere padişah, şah, kral, hakan, sultan denirdi. Yönetim çoğu zaman babadan oğula geçerdi. Oğulun küçük olması, deli olması yönetici olmaya engel sayılmazdı. Böyle tek kişinin kendi başına buyruk, sorumsuz, denetimsiz yönetimine mutlakiyet denir. Mutlakiyet yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız tek bir kişidedir. Mutlakiyetle yönetilen ülkelerde zamanla hakana, padişaha, şaha, krala yardımcı olsun diye meclis kuruldu. Meclis üyeleri halkın dileklerini yöneticiye duyurur, yasa tasarısını hazırlardı. Bu yasa taslakları hakan, padişah, şah, kral tarafından benimsendiğinde yasalaşırdı. Bu yönetim biçimine Meşrutiyet denir. Ancak meclisin yetkileri genel olarak çok sınırlıdır. Osmanlı Devletinde 1876 ve 1908 yıllarında iki kez meşrutiyet ilan edildi. Üçüncü yönetim biçimi cumhuriyettir. Cumhuriyet'te egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur. Ulus kendini yönetme yetkisini temsilcileri - milletvekilleri- aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönetiminde yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler yasalar yapar, yöneticileri ulusu adına denetler. Yönetilenler dilerlerse seçimlerde yöneticilerini değiştirirler. HERKEZİN CUMHURİYET BAYRAMI KUTLU OLSUN
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
Teşekkürler made in turkey................................................
-
ŞŞŞŞŞŞ BAK Bİİİİ
Yayamaz Kayımca şurada cevap verdi: made in turkey! başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımBELKİ YİNE GELİRİM................. (Cemile Çakır hocaya) Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de yırtılan ve parçalanan birşeyler olmalı mutlaka hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan kadınları güzelleştiren herhalde onlardı "Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi tükürsek cinayet sayılıyor artık ama nerde kaldılar, özledim gülüşlerini onların Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara tek yaprak bile kımıldamıyor nedense ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor kanımın pıhtılarında güllerin serinliği ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum okuduğum bütün kitaplar paramparça çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum sırnaşık aydınlar, arabesk hüzünler bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük İçimde zaptedilmez bir kırma isteği dizginlerini koparan bir at sanki bu soluksoluğa kalıyorum her sonbahar ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum bütün gençliğim böylece geçip gitti işte ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa birgün gelirsek hangi kent güzelleşmez şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün Ahmet Telli....
-
ŞŞŞŞŞŞ BAK Bİİİİ
Yayamaz Kayımca şurada cevap verdi: made in turkey! başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımEfett neden bilmiyorum bu şiiri (Aziz Nesin'nin)her okuyuşumda ki kasti okudugum daha yogundur hep kendimi okudugumu,tanımladıgımı sanırım!!!!!
-
Tarihte Bugün
Tarihte bugün....29.Ekim.2008 Kızılay Haftası 1863. İsviçreli Henri Dumant Kızılhaç'ı kurdu. 1923. Cumhuriyet ilan edildi. Mustafa Kemal Paşa cumhurbaşkanı seçildi. 1927. Irak'ta yapılan kazılarda, Ur kenti yakınlarında 5 bin yıl öncesine ait olduğu belirlenen bir molekül takımı bulundu. 1936. Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, Eribe Hanım paraşütüyle yere çakılarak öldü. Eribe Hanım tayyareci Vecihi'nin kızıydı. 1954. Dr.Hikmet Kıvılcımlı Vatan Partisi'ni kurdu. 1956. İsrail ordusu, Mısır sınırını geçti, Sina yarımadasını işgal etti. 1960. Milli Birlik Komitesi'nin 147 öğretim üyesini görevden almasına tepkiler sürüyor. Ankara Üniversitesi Rektörü Suut Kemal Yetkin istifa etti. 1961. "Devrim" adıyla üretilen ilk otomobil Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'e hediye edildi. 1968. Milano'da düzenlenen kısa metrajlı film gösterisinde, Türkiye'den "Ebru" adlı film, "liyakat diploması" aldı. 1978. Sağcılar, Tokat'ta solcuların gittiği kahveyi, taradı, 3 kişi öldü. Aynı gün Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş Almanya'da ülkücülere bir konuşma yaptı, "Bize açıkça katil derlerse ağızlarını yırtarım" dedi. 1979. İstanbul Paşakapısı Cezaevi'nde, ayaklanma çıktı. 523 tutuklu 12 gardiyanı rehin aldı. Aynı gün Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü Yaşar Nabi Nayır'a verildi. 1983. Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) Genel Başkanı Turgut Sunalp "Faşizm komünizm kadar tehlikeli değildir," dedi. Bugün Doğanlar: 1864. Döneminin önemli kadın yazarı ve ilk çevirmen Fatma Aliye Hanım. 1897. Nazi Almanyası'nın propaganda bakanı Joseph Goebbels. Bugün Ölenler: 1924. Fransız yazar Anatole France. 1949. Şair ve yazar İbrahim Alaettin Gövsa. 1981. Türkiye İşçi Partisi kurucularından sendikacı Rıza Kuas.
-
AZ SONRA...........
Biliyorum yaaa...gene dünden beri tuttu kulaklarım,dengesizligim öff herşey tetikliyo artık...düngece normal saate yattım 12 de sabah 6.30 da kalktım ama gene kötü ya neyse boşfer...tamam çıkıyorum saten ilaç yazdırmaya gidecegim......sanada kolay gelsinnnn
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
Sağolasın sevgili Dip Not....................
-
Üsteki üyeyi ne kadar tanıyorsunuz..
Geldimmm....tanıştık bilem bis senlen yemek yapmadıgını biliyorum,bebişlerle ugraştıgını biliyom,yurt dışında oldugunu biliyom,kahfaltıyı çok ösledigini biliyorum ben seni tanıyormuşum yahu
-
GÜNAYDIN
Oyyyy kıyamam sana ben yaz tatilinde gel tüm yaz kahfaltı ederis Herkese GÜNAYDIN ........................
-
Tarihte Bugün
Tarihte bugün...............27.Ekim.2008.. 1904. New York metrosu açıldı. 1922. İtalya'da Faşistler, Benito Mussolini önderliğinde Roma'ya yürüdüler ve iktidarı ele geçirdiler 1957. Genel seçimler. Demokrat Parti, oyları düşse de, 610 milletvekilliğinin 424'ünü kazanarak iktidarını korudu. Cumhuriyet Halk Partisi178 milletvekili çıkardı. 1960. Milli Birlik Komitesi,147 profesör, doçent ve asistanı görevden aldı. Gerekçe "tembel", "yeteneksiz", "reform düşmanı" olmalarıydı. Üniversitedeki tasfiye tartışma ve tepkilere yol açtı. Öğretim üyeleri, Mart 1962'de görevlerine dönebildiler. 1971. Kongo Cumhuriyeti'nin adı Zaire cumhuriyeti olarak değiştirildi . 1978. Nobel barış ödülünü Mısır devlet başkanı Enver Sedat ve İsrail başbakanı Menahem Begin paylaştılar. . 1979. Sağcılar Bayrampaşa'da bir kahvehane taradı; 6 ölü, 6 yaralı. Aynı gün Zülfü Livaneli'nin bazı şarkıları Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) Denetim Kurulu tarafından yasaklandı. 1981. Prof. Sadi Irmak, Danışma Meclisi başkanı seçildi. 1983. Yayıncı İlhan Erdost'un askeri cezaevine götürülürken asker dayağı ile öldürülme davası sona erdi. 3 er ve bir astsubay "ölüme sebebiyet vermekten"10'ar yıl hapse mahkum edildi. 1986. Süleyman Demirel'in Isparta'da konuşmasına izin verilmedi. Demirel'in şehir meydanına girişini engellemek için polis barikatı kuruldu. 1990. Sosyaldemokrat Halkçı Parti, İzmit'te "Savaşa Hayır" mitingi düzenledi. Mitinge on binlerce insan katıldı; miting sonrası155 kişi gözaltına alındı. 1992. Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş Kuzey Irak'ta süren operasyonla ilgili bir açıklama yaptı. Operasyona 20 bin askerin katıldığını, 9 erin öldüğünü ve binlerce PKK militanının öldürüldüğünü söyledi. 1995. Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesini değiştirip terör suçunun kapsamını daraltan düzenleme Meclis'te kabul edildi. Bugün Doğanlar: 1728. Avustralya ve Yeni Zelanda'nın kaşifi İngiliz kaptan James Cook. 1782. İtalyan besteci ve kemancı Nicollo Pagannini. 1932. Amerikalı şair ve yazar Sylvia Plath Bugün Ölenler: 1959. İsmet İnönü'nün annesi Cevriye Temelli.
-
AZ SONRA...........
Seni kopyacı seni aman uykusuz kalma bak benim gibi çekersin sonra tamamı???az sonra kesinllikle yataga gitmem gerek yoksa günü hasta olarak geçiricem
-
evet hayır oyunu
Ne yazık ki efet:( Çocukları seviyorsun.....
-
YAYAMAZ KAYIMCA NIN YERI!
Sercannnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn......... yalancııı vay ya seni ben az daha konuşursan bunlarına arasına katacagım ....hııııııı
-
YAYAMAZ KAYIMCA NIN YERI!
Sen sakın ona Bursercan a inanama emiii Angellll..şey hatta yerken biras abartmışım ............. ..................eline saglık......
-
YAYAMAZ KAYIMCA NIN YERI!
Ama bende ösledim...........
-
evet hayır oyunu
Efettttt......ve hatta uyuya kalırım dinlerken:) Çikolatayı sefiyorsun.....
-
Üsteki üyeden ne olmaz ?
Ahçı olmass kesinlikle.....kesinn hazır alır herşeyi:)