sarıgöl tarafından postalanan herşey
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
Evrim teorisi ne matematiksel,nede bilimsel bir temeli olan bir şey değildir tamamen uydurma ve atmasyona dayalı hayali senaryolardır.İkide bir H.Y.C.T. deyip,ve alıntı yapıldığını öne süren evrimcilerin,kendi yazdıkları acaba,kendilerinin labaratuar deneylerinemi dayanıyor,yoksa onlarda bir yerlerden aparıp,topig'e yazıyorlar,bu itibarla,şimdi buraya alıntılayıp asacağım yazının bilimsel karşılığını,değil bu sitede ki evrimciler,Dünyada ki bütün evrimcilere havale edip soruyorum; "Matematik bugün DNA'da yazılı bilgilerin oluşumunda tesadüfe yer olmadığını kanıtlamıştır. Değil milyonlarca basamaktan oluşan DNA molekülünün, DNA'yı oluşturan 200.000 genden tek bir tanesinin bile tesadüfen oluşabilme ihtimali imkansız tanımının dahi zayıf kaldığı bir durumdur. Evrimci bir biyolog olan Frank B. Salisbury bu imkansızlıkla ilgili olarak şunları söylemiştir:Orta büyüklükteki bir protein molekülü, yaklaşık 300 amino asit içerir. Bunu kontrol eden DNA zincirinde ise, yaklaşık 1000 nükleotid bulunacaktır. Bir DNA zincirinde dört çeşit nükleotid bulunduğu hatırlanırsa, 1000 nükleotidlik bir dizi, 4 üzeri 1000 farklı şekilde olabilecektir. Küçük bir logaritma hesabıyla bulunan bu rakam ise, aklın kavrama sınırının çok ötesindedir. Yani ortamda bütün gerekli nükleotidlerin bulunduğunu, bunların aralarında bağlanması için gereken bütün kompleks moleküllerin ve bağlayıcı enzimlerin hepsinin hazır olduğunu farzetsek bile bu nükleotidlerin istenen sırada dizilmesi ihtimali 4 üzeri 1000'de 1, diğer bir ifadeyle, 10 üzeri 600'de 1 ihtimal demektir. Kısaca insan vücudundaki ortalama bir proteinin DNA'daki şifresinin şans eseri, kendi kendine oluşma ihtimali, 10'un yanında 600 tane sıfır olan sayıda 1'dir. Bu astronomik olmanın da ötesindeki sayı ise, pratik olarak "0" ihtimal anlamına gelir. Demek ki böyle bir dizilim ancak akıllı ve şuurlu bir gücün bilgi ve kontrolü altında gerçekleşmek zorundadır.Frank B. Salisbury, "Doubts About The Modern Synthetic Theory of Evolution", s. 336 Varmı karşı bir yazı bilimsel olarak,istenirse hayali senaryolar yazılabilinir,evrimcilerin her zaman yaptıkları gibi,intenirse evrimci bilimcilerden yazı yazılabilir,tamamen serbestsiniz.
-
Kuran dan İspat! Hz.Aişe'nin 9 yaşında evlenmesi İMKANSIZDIR !
Hz. Aişe validemizin ablası Esma'nın biyografisinden anlaşıldığına göre; “Esma 100 yaşındayken, hicretin 73. Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde 27 yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre, onun da hicrette tam 17 yaşında olması icap eder. Ayrıca Hz. Aişe evlenmeden önce Cübeyr ile Nişanlanmıştı.Demekki evlenecek çağda idi. ************** Sonra bu işleri dillerine dolayanlar örnek aldıkları her kimse veya hangi izm ise o'na göre yaşamlarını sürebilir ve mutlu olabilirler,nede olsa ortak ata dan geliyoruz ve aids almış yürümüş,üstelik hem zina suç olmaktan çıkmış,hemde flört sıradanlaşmış. Bize düşen, isteyen istediği gibi yaşamını sürdürebilir ve sürdürüken onlara mutluluklar dilemek.
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
Sayın GeceKuşu, Sizinle olan yazışmalarımızda gösterdiğiniz "KİBAR" duruştan dolayı,size teşekkür eder,bundan sonra olan her hangi bir tartışmamızın da alicenaplığınız sayesinde yazışmalarımızın benim için öğretici olacağını bilir,size saygılarımı sunarım. Muhabbetle.
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
Teşekkür ederim sayın 'Buckminster' sizinle olan tartışmamızda çok şey öğrendim, dolayısı ile bir "DİN" inananı olarak bir şey daha tecelli etti (tevafuk) yazışmamızda,evrim bağlılarının doğal yaklaşım tarzlarında hiç bir değişiklik yokmuş, bunu görmekte beni mutlu etti,ezcümle size,istediğiniz gibi bir yaşam temenni ederim.
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
İlkel çorbadan raslantıSAL ve olasılık’”SAL”olarak şans eseri,olarak tesadüfün bir ürünü , üstelik “TAVUK” kuzenimiz gibi YUMURTA bağlantılı değil, tamamen varyasyonel (ne olduğu belli değil) Üstelik AĞAÇ kuzenlerimizle ,ayrılmanın hüznünü yaşarken, yumurtaSAL olarak oluşmayacağımızı,çifleşme diye evrimsel bir dönüş olayı yaşayacağımızı,hangimizin dişi,hangimizin de erkek olacağını da mutasyonlarımızSAL olarak belirleneceğini MİŞ ,oluştuk. Ama su ve toprak karışımın ın “ÇAMUR” olduğunu evrimSEL döngü bilmediğinden olayı 21. Yüzyıl evrimciliğine olasılıkSAL olarak havale edip raslantıları beklemeye başladık. Arapça sözlüklerde “ALAK”, ın embriyo olduğunu evrimcimiz uydurmuş,şimdi aslına bakalım; Embriyo, (Yunanca: έμβρυο'[tohum]) çok hücreli diploid ökaryotlarda gelişimin ilk basamaklarından biri. Yaratan Rabbin adıyla oku. O, insanı bir alak'tan (asılıp tutunan şeyden) yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir. (Alak Suresi, 1-3). İnsan, "kendi başına ve sorumsuz" bırakılacağını mı sanıyor? Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi? Sonra bir alak oldu, derken (Allah, onu) yarattı ve bir "düzen içinde biçim verdi." Böylece ondan, erkek ve dişi olmak üzere çift kıldı." (Kıyamet Suresi, 36-39) Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O'nundur. O'ndan başka ilah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?" (Zümer Suresi, 6. Zigotun, arka arkaya mitoz bölünme geçirip hücre sayısının artmasına embriyo denir. Embriyo, (< İngilizce: Embryo < Eski Yunanca: ἔμβρυον ( embrüon) [tohum]) çok hücreli diploidökaryotlarda gelişimin ilk basamaklarından biri. Yumurta ve sperm hücrelerinin birleşmesiyle oluşan zigot, çift sarmallı DNA moleküllerini içerir. Bitkiler,hayvanlar, ve bazı protistlerde zigot mitozla bölünerek çok hücreli canlıyı oluşturur. Embriyo terimi, bu gelişimin zigotun bölündüğü zamanla, gelişim basamağının başka basamağa geçmesine kadar olan ilk zamanlarını anlatmak için kullanılır. İnsanlarda, ilk sekiz haftalık döneme embriyonal dönem denilir. Embriyonal dönemde 3 germyaprağından çeşitli organ sistemleri oluşur. Vikipedi. Şimdi; Arapça yazılan yazı ; جنين, حالة جنينية, جرثومة ve karşılığı; Jenin, embriyonik bir sahne, bakteri, burada “ALAK” kelimesini aramak absürd değimli. Olay bu,yoksa burada da bir raslantıSAL,olasılıkSAL,şanş faktörümü aramış evrimci kardeşimiz. BURAYA ASACAĞIM YAZININ, DİKKATLE OKUNMASINI TAVSİYE EDİYORUM; Embriyo yapıştırma bir teknik veya bir işlem değildir. Embriyolar rahim iç duvarına yapıştırılamaz. Embriyo (eğer sağlıklı ise) rahim iç duvarına tutunma işlemini kendisi gerçekleştirir. Tutunma potansiyeline sahip olmayan bir embriyonun herhangi bir işlem veya bir madde aracılığı ile rahim iç duvarına yapıştırılması söz konusu olamaz (en azından günümüzde ve yakın gelecekte). Embriyonun rahim iç zarına tutunmasının sırrını henüz bilmiyoruz. Bilebildiklerimiz sadece bu dönemde rahim içerisinde veya embriyoda bazı maddelerin salgısının arttığı veya bazı maddelerin eksikliği halinde tutunmanın gerçekleşmediğidir. Bilimin yaptığı şey, bu indirekt bilgileri kullanarak tedavinin verimliliğini arttırmaktır. Hyaluronan veya daha önce gündeme gelmiş olan "lösemi inhibe edici faktör (LIF) de bunların örnekleridir. Bu konuda sebep-sonuç ilişkisini bilmediğimizden sadece olası eksikleri telafi ederek başarı şansımızı arttırmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla hyaluronan eklenmiş olan kültür sıvısı ile yapılan transferler tüp bebek uygulamalarındaki başarı şansını %100e çıkarmayacaktır. Belki de sadece belirli bir hasta grubunda etkili olacak, tüm hastalarda fayda vermeyecektir. Bu soruların cevaplarını beraber göreceğiz. Ancak başarı şansını %1 veya %5 arttıracak bir gelişme bile bizler ve sizler için çok büyük bir değer taşımaktadır. Amerikan Hastanesi Üreme Sağlığı Ünitesi. Başka bir şey yazmaya gerek yok,yalnız EMBRİYO’YU şans,olasılık,rastgele,katagorisinde “EVRİMCİLER” gibi değerlendirmek yanlış,bu itibarla; “ALAK” doğru bir kelimedir… Teferruatlarla evrimciler uğraşabilir. Madde’de “BİLİNÇ” varmıdır… İlkel havuz denilen,ilk hücrenin oluştuğu ortam? “BİLİNÇLİMİDİR”… İlk “HÜCRE” BİLİNÇLİMİDİR… “BİLİNÇ” evrilmişmidir,yahut nasıl evrilmiştir,misal “AĞAÇ” ortak atadan “KUZEN” olduğuna göre (evrimcinin uydurması) ağaç’ın “BİLİNÇ” düzeyi nedir. Genetik sürüklenme; doğal seçilim, mutasyon ve göçle birlikte evrimin temel mekanizmalarından biridir. Her nesilde bazı bireyler, tümüyle rastlantısal olarak, geriye diğer bireylerden biraz daha fazla sayıda torun (ve elbette gen!) bırakabilirler. Bir sonraki neslin genleri “şanslı” bireylerin genleri olacaktır; ancak, bu bireyler daha sağlıklı ya da daha “iyi” bireyler olmak zorunda değildir. Bu olay, kısaca, genetik sürüklenmedir. Bu, TÜM popülasyonlarda gerçekleşen bir olaydır – talihin oyunlarından kaçış yok. ancak bu durum doğal seçilimden farklı olarak tümüyle raslantısal bir biçimde gerçekleşmektedir. Kaliforniya Berkeley Üniversitesi tarafından hazırlanan Understanding Evolution sitesi, Evrim Çalışkanları tarafından Türkçe'ye kazandırılmıştır. Al sepetten bir yumurta,çek bir milli piyango,ya tutarsa. OLASILIK; Herhangi bir biyolojik olayın tekrarlanma şansı. Örneğin: Kalıtsal özelliklerin dölden döle geçme şansının veya tesadüfünün matematiksel hesaplanması. İhtimaliyet. Yani; ya tutarsa, veya hayalde “OLASILIK’SAL”. Bilinçsiz “MADDE” den bilinç üreten “EVRİMCİLER” ÇAMUR’A gönderme yapıyor, en azından ilkel havuz da tesadüfün ürünü değil,gerçek. Bilinç en son evrilen yapı imiş, ve çok zayıfmış,eter koklarsan o’nu kaybedersinMİŞ,BİLİNÇTEN ÖNCE EVRİLEN “ÇIRPINMALAR” OLDUĞUNDAN ÇIRPINIR’MIŞ İNSAN, iyi çırpınmalar… Şimdi de “MORFİN” verelim olsun İNTİHAR,bu intihar olayının “EVRİMİ” varmı. Ha, bu eter olayın da İnsan “RÜYA “ görürmü,bu rüyalar yenirmi,içilirmi,Morfin olayından sonra,oluşan “ÖLÜM” halinin “EVRİLMESİ” hakkında bir önerileri varmı evrimcilerin. Kaza yapan birisi (bilincini yitiren) YEMEK YERMİ… Hafıza kaybı olan kişi “ÖLÜRMÜ” bak yukarda “MORFİN” vermeden önce “ETER” verip çırpınması sağlanan niye çırpınıyor. Hafıza’sı kaybolan kişi; “GÖRÜRMÜ” … Hafizasi kaybolan kişi; elini “ATEŞ’E” tutarmı… Olay bu kadar basit,”RUH’U” “NÖRON’MU” zanneder evrimciler,bak sinapsları’da unutma… Hafızası kaybolan kişi; “TAD” alma duygusunu da kaybedermi… Neyse… Kur’an, ALLAH c.c. Kelamı’dır, Hz. Peygamberimiz,Muhammed,Mustafa’ya a.s.v. Vahy edilmiştir . Dolayısı ile Şeksiz,ve Şüphesiz doğrudur. Amenna ve Saddakna. "Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47) Muhabbetle.
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
Evrimcilik; tamamen hayal mahsülü,varyasyonlara dayalı bir teoridir. Örnek; 1.Evrim Teorisi, geçmişte var olan türlerden sonradan gelen türlerin oluştuğunu söylemektedir. 2.Oysa bu açıklamanın öngörüde bulunma gücü yoktur. Çünkü mutlak veya olasılıksal bir yasa ile önceki türler bir arada ele alınıp, bunların sonraki türlerin oluşumu için ‘yeterli koşul’ (sufficent condition) olduğu söylenememektedir. 3.Evrim Teorisi, bir tek önceki türlerin sonrakilerin açıklaması olduğunu söyler. Nedenden sonuca da sonuçtan nedene de öngörü yapmak, Evrim Teorisi ile mümkün değildir. Bu ise Evrim Teorisi’nin rakip teorilere göre daha çok kabul edilebilir olması için bilimsel veri sunamadığı anlamını taşır. Buradan hareketle “EVRİMCİLİK” bir inanç değil diyebilir İnsanlar,ama ortaya bilimsel verilerle desteklenen, hiçbir argüman,delil,kanıt sunamayan bir teori ancak bir inanç olabilir,bu inanç düzeyi de anca hayal mahsülü sanal bir inanç olur. H.Y. ve C.T. konusunu tartışmam,zira biri “doçent”,biri Dünya çapında Bilim İnsanlarının makale,buluş,yazı, deney, vs vs lerini yaynlayan iki İnsan,dolayısı ile bu iki İnsan reddetmek için,onlar ayarında ve örnek verdiği İnsanlar kalitesinde karşı görüş ortaya koymak gereklidir,gerisi teferruat. Kapı konusu; kapı; hayal mahsülü olduğu halde? Ne menteşesi var,nede kapı kolu,anlayacağın yemin etmeye gerek yok,çünkü gerçek bilim 19. Yüzyıl pozitivist kolaycılığını terk etti, şimdiki durum 21. Yüzyıl bilgi çağı, bu itibarla evrimcilikle,evrilebilir,evrimciler. Evrimcilerin, ilk canlı hücresinin kökenini anlatan senaryolarına göre, canlılık "ilkel bir çorba"da, yani organik bazı moleküllerin birarada bulunduğu sıvı bir ortamda başlamıştı. Evrimcilerin hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bu senaryosuna göre, ilkel hücrenin temelini oluşturan ilk molekülleri içine alarak koruyabilecek bir zarın, yani hücre zarının da, diğer hücre organelleri ve molekülleri ile eş zamanlı olarak tesadüfen oluşması gerekmektedir. Burada detaya girmeye gerek yok,evrimciler ilk hücre ve zarını sabun köpüğü gibi (deney sonucu) gösterip işi basitliğe indirgemek istediler ama sökmedi ,ünlü bir evrimci; W. H. Thorpe; "canlı hücrelerinin en basitinin sahip olduğu mekanizma bile, insanoğlunun şimdiye kadar yaptığı, hatta hayal ettiği bütün makinelerden çok daha komplekstir" demek zorunda kalmıştır. Öğrenmek iyi bir şeydir. Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Nur Suresi, 45) Andolsun, Biz insanı, süzme bir çamurdan yarattık. Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik. Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir. (Müminun Suresi, 12-14) Amenna ve Saddakna. İnsan ın Çamurdan yaratıldığının,delili; “BİLİNÇ VE İRADE DİR” , ve öyle raslantısal,şanş,gereklilik diye bir şey yoktur. Varmı başka izah tarzı. Ona bakarsan ,tavuk ve timsah İnsana şempanzeden daha yakın aynı “PATATESİN” olduğu gibi,şimdi bunların hepsi ile akrabamıyız,aynı kuzen “MEŞE” ile olduğu gibi. Alf,ve Alien in kökenleri ilede bağlantı kurabilirsin nede olsa aynı Evrende yaşıyoruz ve mineraller de aynıdır, varmı Evrende başka mineral,yoksa alf ve alien,takyonlar alemindenmi, ne dersin ,takyonlar aleminde de evrimcilik varmı yoksa. Ne dersen de, tek motorlu uçak kend,kendinemi oluştu, ilk oluşan "HÜCRE" nin oluştuğu ortam canlımıydı,yani; su,canlımıdır, ilkel çorba canlımıdır, ilk oluşan hücre de bilinç varmıdır,yani nereden bakarsan bak, evrimcilik,tutarsız bir teoridir,vesselam. Muhabbetle. Not. Bilgisayar arıza yaptı,yoksa bu kadar bekletmezdim sizi.
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
Sayın 'Buckminster', Evrim sizin ve sizin gibi inananların sorunu, hafife alma olayı ise, size karşı yazılan cevaplara, verdiğiniz yanıtlarda gizli,neymiş H.Y. amcan, o'da kimmiş,masallar, vs vs daha da beterleri var ama hiç gereği yok,kişi her kim olursa,yazışmalarında muhatabını hafife almamalı,çok doğru biraz empati işi çözer. Tek bir kanıt,ilk hücre nasıl oluşmuştur, zamanımızda,ilk hücrelerin benzeri varmıdır (evrim geçirmemiş) hiç bir hücrenin bulunmadığı bir ortamda hücre nasıl olur. Kısa ve öz. Tek motorlu uçak, kendi kendine tesadüfenmi "BOEİNG" oldu. Ve o tek motorlu kıytırık uçak'ı kim yaptı,yoksa o'da genetik sürüklenmenin şanş,tesadüf ürünümü. Kimse kendini fazla hırpalamasın (FİKRİ) evrimcilik bir teori dir,üstelik ne matematiksel, nede ispatlanmış bir alt yapısı var. Olay bu.
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
En basit canlı bile birçok proteinden oluşur; üstelik canlının DNA’sı, tüm bu proteinlerin şifresini içermekte olup bütün proteinlerin toplamından daha komplekstir. Paul Davies sırf bütün proteinlerin tesadüfen oluşma olasılığını 1040000’de 1 olarak hesaplamaktadır. Tüm uzaydaki atom-altı parçacıkların sayısının 1090’dan az olduğu düşünülürse, bu sayının nasıl imkansız bir olasılığı ifade ettiği görülecektir. E. coli gibi çok basit bir tek hücreli canlıda bile 4289 tane protein vardır. Bu canlının proteinlerinin her birinin vazifesini yapacak doğru yerde bile bulunmasının olasılığı imkansız denecek kadar azdır. E. coli’nin hareketini sağlayan bakteri kamçısı (flagellum) 50 kadar proteinden oluşur. Bu proteinlerin her birinin vazifesini diğer 10 proteinin yapacağı gibi bir olasılığı kabul etsek bile, bu 50 proteinin yerinde olmasının olasılığı 1066’da 1 dir.Eğer 4289 proteinin her birinin yerinde olması için bu olasılık hesabını tekrarlarsak karşımıza daha da inanılmaz bir sonuç çıkacaktır. Paul Davies, The Origin Of Life, s. 73. William A. Dembski, No Free Lunch, s. 292. Şimdi;ne yapmak gerekiyor,illa "evrimcimi" olacağız, en basit canlının; " ilk tek hücre " bile haykırıyor ki BİR YARATAN VAR, dolayısı ile gel böyle.
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
Kainat her daim hareket halinde ve duran bir "ZERRE" yok,çok doğru bir tesbit (durağan evrencilerin kulakları çınlasın).Fakat bu değişim (hareket) illa bir teoriye "DELİL" teşkil edecek diye de bir kural yok, bu itibarla,değişmeyen tek şey değişimdir,düstürü nu evvela "evrimciler" anlamalı ve uygulamalıdır. Şimdi;Soyoluşsal bir sınıflandırma sisteminde, bu ağaç üzerindeki her bir dala ayrı bir isim verebiliriz. Örneğin, Testudines (Kaplumbağaların içinde bulunduğu takım), Squamata (pullu sürüngenler takımı), Archosauria (kuşlar ve timsahlar)ve Crocodylomorpha (timsahlar) gruplarının her biri ayrı bir dal oluşturuyor. Fakat dallanma grafiğinde görüldüğü üzere, “sürüngenler” bir dal oluşturmuyor. Buradan iki sonuç çıkarabiliriz: Ya “sürüngenler” geçerli soyoluşsal bir dal değildir ya da "KUŞLARI DA SÜRÜNGEN OLARAK DÜŞÜNMEYE BAŞLAMALIYIZ. Soyoluşsal sınıflandırmadaki ilginç bir başka şey ise, dinozorların nesillerinin aslında tükenmediğidir! Kuşlar aslında dinozordur (yani Dinosauria dalının bir parçasıdır). Gerçekten çok etkileyici olan şu ki, kuşları inceleyerek meşhur T. rex hakkında bir şeyler öğrenebililiriz! Kaliforniya Berkeley Üniversitesi tarafından hazırlanan Understanding Evolution sitesi, Evrim Çalışkanları tarafından Türkçe'ye kazandırılmıştır. Olay bu, Kâinatta ki "ZERRELERİN" değişim böylemi oluşur,buradan bir "TAD" almak gerekir, yoksa? ağuyu,altın tas içinde verirler, kabahati de kuzen "MEŞE" ye çıkaramayız. Muhabbetle.
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
Değişerek türeme sürecinin sonunda Dünya'daki yaşamın ortak atasından bugün fosillerde ve etrafımızdaki canlılarda gördüğümüz inanılmaz çeşitlilik oluştu: İnsanlar ve meşe ağaçları, serçeler ve balinalar... Evrim hepimizin uzaktan akraba olduğu anlamına geliyor. Kaliforniya Berkeley Üniversitesi, tarafından hazırlanan Understanding Evolution sitesi, Evrim Çalışkanları tarafından Türkçe'ye kazandırılmıştır. Yeni keşfettim,sağolsun evrim çalışanları,(çalışkanları) yeni bir akrabamız olduğunu " MEŞE AĞAÇLARI" ACABA UZAKTAN AKRABANIN ÇAĞDAŞÇASI "KUZEN'Mİ" oluyor,bundan sonra "KUZEN" meşe,gürgen,çam,kestane,vs vs bayağı bir akrabamız varmış, "ortak atadan" vay canına sayın seyirciler... Ortak atadan bir akraba çeşidi de benden... Muhabbetle.
-
Kuran değişti mi?
Dede,torun ilşkisinde olan "emin olma" ve teslimiyet,çok normal bir durum,sevginin tezahürü,dededen emin olmak ve teslim olmak,bu durum akil baliğ olmuş kişilerde değişir, bu itibarla, "Ey iman edenler; sizin üzerinize oruç (tutmak) farz kılındı" Bakara-183,gibi "DİNİ" hükümlere "İMAN" başka birşeydir,dolayısı ile dede nin torunu na olan sevgisinden ve torunun dede ye olan itimadı başka birşeydir,aslında İman, çok kapsamlı izahı uzun bir kelimedir bu itibarla; olay bu,yoksa getir olayı en yakınlarının sevgi tezahürlerine ve oradan,"DİNİ BİR İMAN HÜKMÜ ÇIKAR" o'da kişinin kendi yorumudur,o kişiden başka kimseyi bağlamaz, ama inanan olur o'da onların sorunu. Not. Sayın GeceKuşu,yazı ve renk olayını değiştireceğim,sağol.Birde yazdıkları üzerine tartıştığımız "FORUMDAŞ" la sanal alemde bayağı bir hasbihal etme durumumuz var,yani cemaziyel evvelini (birbirimizin) biliriz,bilmen faydalı. Muhabbetle.
-
Kuran değişti mi?
Burada böyle yazılmış... Burada böyle... Burada böyle yazmış... Aslında dört ayrı "İMAN" çeşidi yazmış forumdaş! birincisi;" İnanç yani kabulde kanıt aranmaz.." İkincisi;" Yazılı iki kapak arasındaki sayfalara inanmak başka.. O yazılı olan bilgiyi bu çağda ve coğrafyada uygulayarak YAŞAMAK başka.. İki ayrı iman biçimi.. " (burada çift dikiş İman) Dördüncüsü; " İmansız olmaya gelince..İMANLIDIR o kişi özlüdür sözü güzeldir işi.." anlayacağın işi çorbaya çevirmiş,kendi algılamasına göre, işin birde sizin "ALGI" boyutunuz var? bu durumda beni alakadar etmez dolayısı ile,"ALGILAMALAR" hep aynı olsa zaten olay çözülür herkes tekdüze bir yaşam sürer, birde başkasının yazdığı bir yazı üzerinden tartışıp fikir beyanı var, o'da işin cabası'ki "forumdaşın" yazdıklarını kendi "ALGI" düzeyine göre ne alemde,değilmi,yani kendi neye inanıyorsa ona göre bir şeyler yazmış (çok normal) ama,yazdıklarının iler tutar hiç bir yanı yok (bana göre) karmakarışık bir "İMAN" güzellemesi,üstelik herkese mavi boncuk dağıtarak. Olay bu. Muhabbetle.
-
Kuran değişti mi?
Merhaba,sayın GeceKuşu kardeşim,iyi sabahlar, bence hiç bir sakıncası yok, ve kimse bana göre değer yargılarını belirlemek zorunda değil,üstelik kimse ilede dalga geçmek ne haddime,nede,kişiliğime sığar,bu itibarla cevap yazdığım kişi (her kimse) hangi yazıyı yazmış ise o yazının neye vurgu yaptığından hareketle yazı yazarım,cevap yazdığım kişinin yazısının özeti de (bence) "İMANSIZ,İMANLI" kavramı, bunu nereden çıkarıyorum,bak bu sefer de başka bir alıntı ile yazdıklarımı teyit edeceğim; "Yazılı iki kapak arasındaki sayfalara inanmak başka.. O yazılı olan bilgiyi bu çağda ve coğrafyada uygulayarak YAŞAMAK başka.. İki ayrı iman biçimi.. " kendisi diyor "İKİ AYRI İMAN BİÇİMİ" bu itibarla sayın GeceKuşu müsterih olun ve sizde bana karşı önyargılı yaklaşmayın... Teşekkür ederim... Muhabbetle.
-
ORTADOĞU VE SAVAŞIM -I-
"dün dündür, bugün bugündür." "benzin vardı da biz mi içtik?" "altı kere gittim, yedi kere geldim. Yollar yürümekle aşınmaz." Süleyman Demirel... Hüsamettin Cindoruk. Önyargılı olmamak gerekir, herkes hata yapabilir,pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.. Nede olsa,biz toplum olarak 6,7,İhtilal mi desem,İnkilab mı desem,devrim mi desem vs vs yaşamış mış mı acaba bir toplumuz... Devam,yılmak yok.
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
"Lepus europeus" Yani namı diğer tavşan, ve adaşları " ada tavşanı, Amerika tavşanı, angora tavşanı, Ankara tavşanı, Arap tavşanı, deniztavşanı, yaban tavşanı" mubarek evrimleşirken, (kemirgen olarak bilinip) şans eseri ve tesadüfün ürünü pirimat olarak neşet etmiş,şimdi tavşan namı diğer,"Lepus europeus" tavşanlaşırsamı,tavşan,tavşanlaşamasamı tavşan... Türkiye,ne amerika kıtasındadır,nede Afrika da... Ve Türkiye nin nerede olduğu belli. Yukarda yazdıklarım hamaset değil ve Türkiye nin ne Amerika,nede Afrika da olmaması,Türkiye nin belirsiz olduğu anlamına gelmez,coğrafi konumu bilinmez,bu itibarla mizah bile gerçekten ciddi bir iştir,çok uzun bir süre İnsanlara kemirgen olarak anlatılan tavşanın birden pirimat sınıfına dahil olması ve buna karşı şu yazının, yazılması;"Tavşan kemirgen de değildir, primat da.." o zaman nedir denilir,ezcümle,gel böyle.
-
Kuran değişti mi?
Çok güzel bir tesbit! nedir;"İmansız olmaya gelince.." "İMANLIDIR O KİŞİ",gerçekten bravo ne diyelim hayırlı olsun? İmansızın! İmanlısına. Ama bir bakıma da doğru neden denilirse; kişi imansız, İmansızın bir anlamı da "DİN" karşıtı olmak,yani dinsiz,genelliklede böyle kullanılmış,fakat imansızın,İmanlısı da olabilir,misal; materyalist yani ateist olabilir ve inandığı ideolojiye,iman ettiğinden dolayı da "İMANSIZ,İMANLI" katagorisine girer. Hayırlı olsun. Yakişır.
-
Kuran değişti mi?
Farklı coğrafyalarda,farklı tarihlerde,farklı kültürlerde bulunmak,doğruları "GÖRECELİ" hale getirirmiş. Bu yazıyı yazan her kimse ilk bakışta tamam objektif bir bakış açısı,nede olsa "İNSAN" bu devamlı araştıracak,sorgulayacak BİLİNÇ li (AKIL) olmanın gereğini yerine getirecek denir!!! mesela Darwin bir İngiliz (yahudi kökenli olması büyük ihtimal) ve ortaya attığı "evrimcilik" paranoyası nı "bilimsel" vede ilerici geçinenlerin göreceli görebildiği veya gördüğünü söyleyebilirmiyiz,üstelik teori ve ortaya atıldığında Evrenin "DURAĞAN" olduğu gerçeğinden hareket ederken, Evrenin genişlediği ispat edilmiş bu durumda bile,rastgele,şanş,tesadüflere bel bağlayıp 21. yüz yıl bilgi çağında, Kuantum teorisinin,takyonlar aleminin,bilimin ilgi alanına girdiği bir dönemde,hala bu durumlarını koruyup ısrar etmelerine ne denirve evrimcilik teorisine karşı gelen semitik dinlerin(özellikle İslam) karşı oluşlarını İnsan ırkı ile (arap milleti) açıklamaya çalışmak, tam bir komedi,bu itibarla buraya yeni bir şey yazmayacağım,her zaman yaptığım gibi Kur'an Kerim den bir tek Ayet asacağım;“Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz.„ (Zariyat Suresi, 47) eğer bu Ayet'in söylediği müsbet bilimin bu güne kadar bulduğu en büyük buluşlardan biri olmadığını evrimciler söyleyebilirmi,söyleyemezler çünkü? "bilimsellik" maskesi arkasına saklanıp bu güne kadar ne iddia etmişlerse yanlız bu Ayet bütün iddialarını silip süpürüyor,dolayısı ile kişi,kişiler bir şeye karşı olabilir,itiraz edebilir,karşı argüman ileri sürebilir ama gerçeği gördüğü zaman da işi götürüp bir kavmin görüşü olarak lanse etmek yanlış, dolayısı ile zaten İslam Evrenseldir ve bir kavme indirgenemez,karşı eleştiri yapıp işi "ARAP" kültürü olarak algılayan zihniyete şu soru yeterli? "ZARİYAT 47" Ayet i karşılığı evrimcilikte ne var.
-
Kuran değişti mi?
Cern deneyini yapacak olan İnsanları kastetmediğim yukardaki yazımdan anlaşılır, benim "KAST" ettiklerim,kendilerini bilir,nede olsa IQ'su yüksek İnsanlar. "CERN"Deneyi; evreni her şeyiyle başlatan ‘büyük patlama’dan (Big Bang) sonra ortaya çıkan büyük enerji yoğunluğunu tekrar yaratarak parçacıkların tekrar ortaya çıkmasını sağlayacak. Big bang ne demek,Evrenin bir başlangıcı var ve genişliyor demek,bu itibarla 19. yüz yıl durağan Evren modelinin iflası demek, bu durumda;"Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz." (Zariyat Suresi, 47)Ayet'ini de "TESCİL" edecektir demek... Yeterli.
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
Muhteşem bir cevap... Teşekkür ederim. Yani tavşanın ne olduğu belirsiz. Yani olay şu;Genetik sürüklenme; doğal seçilim, mutasyon ve göçle birlikte evrimin temel mekanizmalarından biridir. Her nesilde bazı bireyler, tümüyle "RASLANTISAL" olarak, geriye diğer bireylerden biraz daha fazla sayıda torun (ve elbette gen!) "BIRAKABİLİRLER". Bir sonraki neslin genleri "ŞANSLI" bireylerin genleri olacaktır; ancak, bu bireyler daha sağlıklı ya da daha “iyi” bireyler olmak zorunda değildir. Bu olay, kısaca, genetik sürüklenmedir. Bu, TÜM popülasyonlarda gerçekleşen bir olaydır – "TALİHİN OYUNLARINDAN KAÇIŞ YOK. Kaliforniya Berkeley Üniversitesi, Evrim Çalışkanları tarafından Türkçe'ye kazandırılmıştır. Mubarek sanki milli piyango. Muhabbetle.
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
Anladın,anladın... "TAVŞAN" kemirgenmidir,primatmıdır... Tek kelime bahariye.
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
Anlaşılmıştır... Mutlu ve umutlu bir yaşam dilerim,bütün sevdiklerinle beraber. Muhabbetle.
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
Tavşan kemirgenmidir,yoksa "PRİMAT" mı... Timsah mı yumurtadan çıkar, yumurtamı timsahtan...
-
AYKIRI SORU - YORUM VE SORGULAMALAR
Neden merak ettiniz,sayıne sardunyam... Yoksa "öğüt" mü vereceksiniz? Veya siz çok bilgilisiniz de onu'mu meydana çıkartacaksınız bu "CEVVAL" soru ile. Zamanı evvelinde,bir belde de bir İnsan yaşarmış! Bu İnsan her soruya cevap verir diye nam salmış (büyük alim),gel zaman,git zaman o beldeye bir derviş gelmiş,her soruya cevap veren (yetiştiren) İnsan a, sen demiş, gelmiş,geçmiş,geçecek bütün İnsanların! ALLAH c.c. yanında bilgisi ne kadardır? her soruya cevap veren İnsan; çok büyük bir sayfa da,çok ufak bir nokta gibidir demiş. Derviş; SEN O NOKTANIN NERESİNDESİN demiş,çok bilen İnsana??? Kıssadan hisse. Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız. Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır. Konfüçyüs. Muhabbetle.
-
Adem ile havva ve Cübbeli Ahamet Hoca
Kaliforniya Berkeley Üniversitesi tarafından hazırlanan Understanding Evolution sitesi, Evrim Çalışkanları tarafından Türkçe'ye kazandırılmıştır. Dikkatli bakılırsa (okunursa) "YUMURTA" burada da geçiyor. Muhabbetle.
-
Kuran değişti mi?
Kur'an ne der; “Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz.„ (Zariyat Suresi, 47) Materyalist inanç ne der; Evrenin hacim olarak “sonsuz” olduğu ve sonsuzdan beri var olduğu, dolayısıyla maddenin yaratılmadığı ispatlanmış bir gerçek gibi sunulur. Cern deneyi ne der; IQ'su yüksek İnsanlar cevaplasın. Muhabbetle.