sarıgöl tarafından postalanan herşey
-
ALLAH VAR
İnsanlar fikir yürütür doğru zaten İnsan fikiri olmaz ise nedirki yani düşünmese. Şimdi buradan yola çıkarak evrenin nasıl oluştuğunu izah eden bir çok görüş düşünce var? acaba hangisi doğru. Buradan hareketle test edilemeyen fikir teoride kalıyor iyide mantığı nasıl test ediyor insanlar yanlış mantık ise doğruyu bulana kadar mantık mı üretiyorlar(fikir) tamam ürettikleri her fikre kesin doğru demiyorlar devamlı üretiyorlar da kesin doğru nedir misal "SU" Suyun , kimyasal formülü H2O'dur. Bunun anlamı bir su molekülünün iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluştuğudur. İyonik olarak da, (H+) bir hidrojen iyonuna bağlanmış, (OH-) hidroksit iyonu; yani HOH şeklinde tanımlanabilir. Standart sıcaklık ve basınçta, suyun buhar fazı ve sıvı fazı arasında dinamik (değişken) bir denge vardır. Saf su, kokusuz, tatsız, renksizdir; fakat havadaki karbondioksit kalıntıları ile karbonik asit çözeltileri oluşturmaya başladığı andan itibaren tadı bozulur ve tehlikeli bir hal alır. Bu suyun kimya sal formülüdür iyide "SUYUN" gerçeği oluşumu meydana çıkışı yani hakikati nedir. Birde fikir diyoruz ya bu fikir nedir görülürmü görülmezmi onu harekete geçiren nedir "AKIL" mıdır "MANTIK" nedir onu harekete geçiren nedir görünürmü "AKIL" mıdır "AKLIN HAKİKATI NEDİR" gibi bir sürü sorular sorulabilir tabi bunlara itiraz edenlere gerici,yobaz,bilimsellikten uzak, dememek lazım değilmi nede olsa iki karşı kutuptan hareketle "İNSAN" gerçeği arıyor. Acaba hangisi doğruya ulaşacak merak bu ya. Beyin?" sorusu Bedenin şuurlu hareketler yapmasının sebebi beyin midir? "Beyin" denilen, % 9O'ı sudan müteşekkil olan, yaklaşık 1,5 kilogram ağırlığındaki kütle; şuur, akıl, irade ve ideal sahibi olabilir mi? insan için tercihte bulunabilir mi? Sevebilir, kızabilir mi? Bu maddî kütle akıl denilen "akılalmaz" hakikati üretebilir mi? Kafatası içine hapsolmuş durumda, dış dünyaya kapalı, fakat beş duyu vasıtasıyla dışarıdan gelen renk, ses, koku, tat ve dokunma duyusuyla ilgili bilgileri zahirî sebebler açısından ışık ve ses dalga boyu, koku ve tat molekülü, sertlik, yumuşaklık vs olarak algılayan beyin, varlıkları mânâlarıyla idrak edebilir mi? Bu fizikî birimleri insan aklı, iradesi, inancı ve değer hükümleri açısından anlamlı bilgilere nasıl dönüştürüp yorumlayabilir? Bunların, hem fizikî âlemde bulundukları hâl ve yerler, hem de temsil ettikleri fizikötesi mânâlar açısından insana faydalı mı zararlı mı olduğunu nasıl temyiz ve tefrik eder? Kısacası, "beyin" denilen maddî kütle, varlığa nasıl mânâ verebilir? Akıl ve irade nerededir? Madde üstü, şuurlu ve aklî bir temayül olarak niyet, irade ve muhakeme merkezi vazifesi gören yanımız neresidir? Dünya üzerinde hemen her dilde "ruh" mânâsındaki bir terimle ifade olunan ve insanî özümüzü teşkil ettiği kabul edilen "bedenötesi bir kıymetle midir? şimdi burada da "SU" var ama "AKIL" da var "DUYU" da var yani var oğlu var şimdi mutlak olan hakikati bilmeyi nasıl bileceğiz yani bir sürü sorular acaba "MANTIK" üretenler ne der?.
-
TÜRBAN ÜSTÜ AZ PERUK... (Madde bir: Erkek senin saçından tahrik oluyor ey nisa taifesi, kapa o saçını... Bunu diyen kutsal değil, başka insanlar... )
TÜRBAN. Müminelere de, yani mümin kadınlara da söyle: Gözlerini indirsinler, helal olmayan erkeklere bakmaktan sakınsınlar, zira bakmak, zinanın postacısıdır, derler. Ve avret yerlerini korusunlar, tamamiyle örtüp, zinadan korunsunlar. Ve zinetlerini teşhir etmesinler. Kadının zineti denince örfte, taç küpe, gerdanlık, bilezik ve benzeri takılar, sürme, kına ve benzerleri ve elbise süsleri gibi şeyler akla geliverir. A'râf Sûresi'nde "Ey Adem oğulları! Her mescide gidişinizde zinetli elbiseler giyin" (A'râf, 7/31) âyetinde zinetin elbise demek olduğu da geçmişti. O halde bu zinetleri açmak bile yasaklanmış olunca, bunların mahalli olan vücudu açmak öncelikle yasaklanmış olur. Yani vücudlarını açmak şöyle dursun, üzerlerindeki zinetleri bile açmasınlar. Bununla birlikte bir kısım âlimler, burada zinetten maksadın, zinetin takıldığı, kullanıldığı yer olduğu fikrini kabul etmişlerdir ki, yüz, sürme ve allık yeri; baş, taç yeri; saç, örgü ve büklüm yeri; kulaklar, küpe yeri; boyun ve göğüs, gerdanlık yeri; el, yüzük ve kına yeri; bilekler, bilezik yeri; pazular, pazubent yeri; baldırlar; halhal yeri; ayaklar da, eller gibi kına yeridir. Bunlardan başka vücudun kısımları da aslında açılmaz. Bu âlimlerden bazıları muzaafın hazfi veya zikr-i hâl, irade-i mahal ile "ziynet yeri" takdirinde bir mecaz gözetmiştir. Buna delil olarak da, kadının vücudundan ayrı olduğu zaman o zinetlere normal olarak bakmak ve alıp satmak ittifakla caiz ve mübah olduğunu ifade ve kabul etmişlerdir. Bazıları da yine bu delil ile, kadının asıl zineti, vücudunun güzel yaratılışı, zinet yapmaktan gaye de vücudun süslenmesi olduğunu kabul ederek bu zinetten maksadın, yalnız vücut olduğunu kabul etmişler ve kadınların birçoğu yapmacık zinetten uzak bulunmakla zaten zinetli oldukları halde yaratılış zinetinin zaten hepsinde bulunması ve her kadın bedeninin özünde bir zinet olması hükmün genelliği hakkını yerine getirme noktasından bu tahsisin bir destekleyicisi olduğunu söylemişler ve buna göre şu mânâyı vermişlerdir: Kadınlar yaratılıştan zinetleri demek olan vücudlarının hiçbir tarafını açmasınlar. Doğrusu, doğal olan güzelliklere, zinet denilmekten çok "cemal" denilmesi daha yaygın ve zinet tabiri yapma şeylerle süslenen takılarda meşhur ise de "Kadınlardan, oğullardan, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşten...aşırı sevgi ile bağlanılan bu gibi şeyler insanlar için bezenip süslendi" (Âl-i İmrân, 3/14) âyetinin delaletiyle zinet kavramının yaratılıştan olana da sonradan yapmaya da şâmil olduğunda şüpheye yer yoktur. Zinet ve güzelliğin hakkı da meydana çıkarılmasını kendi sahiplerine tahsis edip başkalarından gizlenmektir. ALINTI.
-
Kuran'ın bir masal kitabından ne farkı var?
TARIK SURESİ. 1)DÜŞÜN gökleri ve gece vakti geleni! 2)Bilir misin nedir gece vakti gelen? 3)O, yıldızdır [inanmadan yaşanan hayatın] karanlığını delip geçen: 4) [zaten] hiçbir insan korunmasız bırakılmamıştır. 5)İNSAN, neden yaratıldığına bir baksın: 6)o spermalı bir sıvıdan yaratılmıştır 7)[erkeğin] beli ile [kadının] leğen kemiği arasından çıkan 8)Elbette O, [insanı yoktan var eden] onu yeniden [hayata] döndürmeye de kâdirdir: 9)bütün sırların ortaya serileceği Gün, 10)ve [insanın] ne bir kuvvet ne de yardımcı bulacağı (Gün)! 11)Düşün dönüp duran gökleri, 12)ve bitkilerle patlayıp yarılan yeri! 13)BAKIN, bu [ilahî kelâm] doğruyu yanlıştan ayıran bir sözdür, 14)boş bir lakırdı değil. 15) Elbette on[u kabule yanaşmayan]lar, birçok düzmece kanıt ararlar [ilahî kelâmı çürütmek için]; 16)ama Ben onların bütün planlarını boşa çıkaracağım 17)Öyleyse bırak, hakikati inkar edenler dilediklerini yapsınlar, yapsınlar kısa bir süre! SURE NİN TAMAMI YAZILINCA DOĞRU OLARAK KİME NE SÖYLENDİĞİ BELLİ DEĞİLMİ.
-
Gökler ve yeryüzü
Ayet te yazıyor diyen oldumu modern bilim diyor kara delikleri onlara de diyorsunuz diye sormuştum bilene?.
-
Gökler ve yeryüzü
Acaba uzaydaki kara delikler nedir.