politika tarafından postalanan herşey
-
Fetullah, Erdoğan, ABD…
Istifa eden milletvekillerini ben onurlu olarak kabul ediyorum cünkü gecte olsa dogruyu görebildiler ve gittikleri yolun karanlik oldugunu anladilar.Bir milletvekilinin onuru onun ne zaman istifa ettigi ile degil neden istifa ettigi ile ölcülür. TSK'nin icine düsürüldügü durumu hepimiz biliyoruz da TSK bugüne kadar buna karsi örnegin neler yapti?Veya bizler demokrasi adina TSK'nin bu olanlara engel olmamasini istemedik mi?Yani siyasi hükümetin yoluna askerin cikmamasi gerektigini söyleyen bizler degilmiydik?Biz halk olarak ne yaptik?ki bu milletvekillerinden farkli bir davranis bekleme hakkimiz olsun?Milletvekili olmak farkli bir olaydir,dogruyu yanlisi görmek farkli bir olaydir.Ayrica sonucta bu milletvekilleri ait olduklari partinin tüzügüne uymakla yükümlü kisilerdi.Hep söyleriz "bicak kemige dayandi"diye.Bicagin kemige dayanmasi demek kemige dayanip o aciyi hissedene kadar sabretmek demektir.Bicak kemige dayandiginda ise gereken yapilir iste bu milletvekilleride bunu yapmistir.Daha önce istifa etmediler diye onlari onursuz kabul edemeyiz. TSK'da yüzlerce subay var.Bende bazen öfkelendigimde "bunlar neden istifa etmiyor"diyorum.Bu subaylarin TSK'ya yapilan bu asimetrik operasyonlar karsisinda istifa etmemelerini onlarin onursuzluguna baglarsak o zaman milletce kendimize sunu sormaliyiz:Biz ne kadar onurluyuz? Biz onurlu oldugumuz icin mi Gezi Olaylarinda o gencleri polis zulmüne karsi yalniz biraktik.Biz onurlu oldugumuz icin mi onlar polisten dayak yerken biz sözümona onlari alkisliyorduk.Hayir hayir kendimizi kandirmayalim.Ben istifa eden milletvekillerini herseye ragmen yine de onurlu olarak kabul ediyorum.Cünkü o ihanet sebekesinden kendilerini soyutlamislardir.. saygilarla
-
Fetullah, Erdoğan, ABD…
Taslar yerine öturmaya basladi.Puzzle'nin parcalari dogru yerlestirildikce resim ortaya cikiyor. PKK Lideri Cemil Bayik Paris'te bir süre önce öldürülen üc PKK'li kadinin,cemaat tarafindan öldürülmüs olabilecegi noktasinda bazi delliller var diye bir aciklama yapti. O kadar ilginc ki bundan birkac gün önce bir televizyon kanalinda:Erdogan cemaate karsi Apo ile isbirligi yapacak alt haberi gecmisti. Cemil Bayik'in aciklamasini duyunca bunun zamanlama olarak rastlanti olamayacagini düsündüm. Evet,Recep Tayyib Erdogan'in koltugu sallanmaya baslamistir.Cemaat artik onun saflarinda degildir.Ve her gecen gün yeni bir savas tam tami caliniyor basbakanla Cemaat arasinda.Bu durum karsisinda basbakanin koltugunu saglamlastiracak tek alternatif PKK'dir.Basbakan Güneydogu'da PKK'yi cemaate karsi ne kadar cok yönlendirebilirse koltuguda o nispette saglamlasacaktir.PKK'ya verilen tavizler her ne kadar bir görevse de basbakan bu görevi ayni zamanda kendi cikarlari icin kullanmayi deneyecektir. 11 yildir omuz omuza bir mücadele verdiler.Bu mücadele Türkiye Cumhuriyeti'ni yikma mücadelesiydi.Basbakan gözünün doymamasinin kurbani olarak cemaatten cok büyük bir darbe aldi.Ama ayni zaman da cemaatte ABD tarafindan satisa getirildi.Türkiyenin kaosa sürüklenmesi haliyle ABD'nin hesaplari arasindadir.Basbakan ve cemaat bugün kadar bu görevi basariyla götürürken birden aralarina karakedi girdi. Su anda Türkiye tam bir felaketin esigindedir.Istifa eden milletvekili Ertugrul Günay bugün yaptigi aciklamada Türkiye cok vahim bir yolun agzindadir dedi. Adalet Bakani Bekir Bozdag baskani oldugu HSYK'nin bildiri yayinlamasini yasakladi.Benden habersiz bildiri yayinlayamazsiniz dedi.Hükümet simdi Danistayin iptal kararina itiraz edecek,eger bu itirazdan bir sonuc alinamazsa bu sefer Danistay Yasasi degistirilecek ve Danistay devreden cikarilacak. Bakin bunlari böyle hikaye gibi alt alta yaziyoruz ama durum gercekten cok vahimdir.Türkiye Ertugrul Günay'in dedigi gibi ve hepimizinde malumu oldugu üzere keyfi bir idareye dogru yönlendirilmistir.Yani ben yaparim ben ederim anlasiyi ile Türkiye yönetilecektir bunun adina Fasist diktatörlük denir.Devlet gücünü kendisi ve ailesinin istikbali icin kullanip Istiklal mücadelesi veriyoruz demek tabiri caizse milletle dalga gecmek demektir. Henüz bilmiyoruz ama gördügümüz kadariyla istifa deden onurlu milletvekillerinin sayisi istifa edenler kadardir.320 AKP milletvekili hala o partide calismaktadir.Bu demektir ki 320 milletvekili Türkiye Cumhuriyeti'nin yikilmasi ve demokrasinin rafa kaldirilmasi yolsuzluk ve rüsvetin mesrulastirilmasi noktasinda hemfikirdir.Bunca söylentiye,belgeye,telefon konusmalarina ragmen hala o partide kalmanin baska bir aciklamasi yoktur.Diktatör hala esip savuruyor ve 320 milletvekili diktatörü alkisliyorsa bu bir ihanettir ülkeye. TSK'ya kumpas kurdular sözü ile gündemi bir anda yolsuzluktan alip Ergenekon ve Balyoz'a getirerek hem Genelkurmayi AKP'nin safina cektiler hem de "bizi siyasete karsitirmayin "dedirterek tam bir güc haline geldiler.Devlet gücünü elinde bulunduran ve bunu muhaliflerine yargiya karsi kullanan bir hükümete dur diyecek baska bir güc yoktur.Secimlere kadar meydanlarda yalan üstüne yalanlar atarak saf yiginlari kandiracagini cok iyi bilen basbakan orduyuda arkasina alarak yikima dogru ilerlemektedir. saygilarla
-
Fetullah, Erdoğan, ABD…
Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimleri ve özellikle Bagimsizlik bilinci Bati'nin hedef tahtasindaydi hep.Cünkü Ücüncü Dünyada onun ilkeleri asilamayan engellerdi.Bu dünyanin özgürlük ve bagimsizlik gibi evrensel ilkelerinin,yalniz kendi ulusu icin degil tüm mazlum uluslar icin tek kurtulus yolu oldugunu ilk söyleyen ve gerceklestiren odur. Yokluga yollanmak istenen bir ulusu cagdas ve bagimsiz bir devlete kavusturan,ulusal bilincini aciga cikaran böyle bir öndere ABD gibi sömürgen bir güc nasil olur da sempati duyar.Cünkü yüzyilimizda yenilmeyen tek sistemi o kurmustur. ABD'nin tüm cabalari Cumhuriyet ve Aydinlanma devriminin ulusal yapimizin harcina katkisini bozamamistir. ABD;Müslüman ülkelerde yarattigi kaos ortamiyla,müslümanlari birbirine düsürüp "biz buna seyirci kalamayiz"sloganiyla ülkelere müdahale edecek ve isgal ettigi müslüman ülkelerde kendi barisini getirecekti.Yani barisi saglamak müslüman ülkelere birakilamazdi.Ama ABD'ye destek rolünü üstlenecek Müslüman kuvvetlere ihtiyac olabilirdi.Türkiye bu yardimcilardan biriydi.Öyle oldugunu;ABD'nin daha dogrusu Haclilar'in Müslüman ülkelere saldirmadan önce kendisine elcilik yapan Türkiye Basbakaninin calismalarindan anliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin basbakani hangi Islam ülkesine (ABD'nIN HEDEFINDE OLAN ÜLKELER)gidip oranin yönetimi ile sarmas dolas kuzu sarmasi olduysa akabinde Hacli'lar bu ülkeye saldirmislardir.Kendisine hükümet olma karsiligi verilen bu görevleri Türk Devleti'nin basbakani layikiyla yerine getirmis getirmekten geri kalmamistir. Komsularla "sifir sorun"adi altinda dost olan hicbir komsumuz kalmadi,bunu tesadüflerle anlatamayiz.Bunlar tesadüf degil puzzlenin parcalaridir.Türkiye'nin yalnizlastirilmasi ve sonra da parcalanmasi projesinin adim adim uygulanmasidir. "Benim Milletimin tek bir dili vardir ikinci dil olamaz"diyen basbakan kulaginin cekilmesinden sonra Kürtcenin Özel Okullarda Anadil olarak okutulabilecegini söyleyerek Kürtcenin Ana dil olarak ögretilmesinin de önünü aciyordu.Yani Türkiye sinirlari icersinde paralel bir devletin dili okullara sokulmus oluyordu. Dershaneler belkide bu olanlarin yasadiklarimizin nedeni olarak gösterilebilir,bence DERSHANELER icten icten yanan pamuk balyalarindaki yanginin aciga cikmasinin adidir.Neden simdi DERSHANELER?Cünkü basbakan kendinden o kadar emindi ki heryeri ele gecirmistir.Kurumlar artik onun elindedir,TSK ona aittir,Emniyet zaten onundu(BERABER YÜRÜDÜLER ONLAR O YOLLARDA)Üniversiteler birkaci disinda tamamen fethedilmistir.Birtakim yatirimlarla (METRO,MARMARAY vb gibi)toplumunda gözleri boyanmis (Bunlar müthis calisiyor tam müslüman bunlar) deniliyordu.Gelecek secimler artik sorun degildi.Zaten bir yila yakindir sehit haberi de gelmiyor cünkü Türkiye artik demokratiklesti.Görüsü halk katmanlari arasinda yayginlasmaya baslamistir.Türk Milleti yoktur MILLET vardir denerek Türkiye'nin kurucu gücü inkar edilerek bölücülere ve diger etnisiteye göz kirpilmis SEVR hayalleri yasatilmaya baslanmistir.Kendisine bu yolda büyük destek veren Liberaller silkelenip olmus Armut hesabi yerlere savrulmustur.Ikinci Cumhuriyet diyerek Atatürk'ün kurmus oldugu Cumhuriyeti yikmak ve yerine Recep Tayyib Erdogan cumhuriyeti kurmak icin kollari sivamis olanlar neye ugradiklarini anlamadan destek verdikleri basbakan tarafindan alasagi edilmislerdir. Irticanin önünde celik bir duvar gibi duran ve din simsarlarinin hedef tahtasinda olan TSK'ya bir kumpas kurulup sahte belgelerle tasviye edilmis kolu kanadi kirilmis generaller tutuklanmistir. Recep Tayyib Erdogan'in yolunun üzernde ki tek engel FETULAH GÜLEN'di artik.Bu engelinde ortadan kaldirilmasi artik sart olmus,basbakan kendini tek güc olarak görme hastaligina tutulmustur.ABD'nin istekleri yerine getirilmistir.Islam ülkeleri kana bogulmus,istikrarsizlastirilmis,model ülke Türkiye kritik bir dönemece girmistir. Dershanelerin kapatilma girisimi büyük bir karsi tepkiyle hezimete ugratilmisti.Cemaate karsi basbakanin attigi ittifaki bozan adimlara karsi cemaat elindeki kozlari oynamaya basladi.Ve Cumhuriyet Tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüsvet skandali bir savci tarafindan yapilan operasyonla sadece Türkiye'nin degil tüm dünyanin gündemine bomba gibi düsmüstü. AKP sucüstü yakalanmanin etkisini üzerinden atmaya calisarak ani bir karsi operasyonla Emniyetteki sube müdürlerini görevden almis veya görev yerlerini degistirmistir.Hükümet tam bir panik icersindedir.Yargi ile Emniyet arasinda bir savas patlamistir.Alislimamis bir uygulamayla Istanbul Emniyet Müdürü görevden alinip onun yerine Aksaray Valisi atanmistir.Cünkü Aksaray Valisi hükümetin adamiydi.Ilk yapilan uygulama,Emniyetin icindeki Basin Odasini kapatmak ve gazetecilerin emniyete girisini yasaklamak olmus ve savcinin ikinci operasyon icin verdigi talimati yerine getirilemez diyerek uygulamamistir.Bu acik bir savasti.Basbakan can havliyle ortaliga dökülmüs ve gittigi yerlere tasinilan yandaslara nutuklar atarak hem yargiyi hem muhalefeti hem de kendisine karsi olan kim varsa tehditler savurmaya baslamistir. Iste tam da bu curcunanin ortasinda Genelkurmay bir aciklama yaparak "BIZI KARISTIRMAYIN"diyerek siyasetten uzakmis gibi bir izlenim verirken gercekte ise AKP'nin yaninda yer almistir. Bu gidisin sonu ne olur,Türkiye nereye kadar bu yikimi tasir bunu bilmiyoruz bildigim birsey varsa o da devletin temellerinin catirdamaya basladigidir.Umarim ki yaniliyorumdur. saygilarla
-
Sanatçılar AKP'yi uyardı ve imza attılar: Rıza göstermeyeceğiz
"vicdan gözü"nün ideolojisi yoktur o herzaman yanlisa karsidir.Yok yanlisa karsi degilse o zaman vicdan gözü kördür. saygilarla
-
Sanatçılar AKP'yi uyardı ve imza attılar: Rıza göstermeyeceğiz
Bu imza verenlere bakiyorum bunlarin hepsi vatansever.Atatürkcü ve Laikligi kendilerine prensip edinmis isimler oldugunu görüyorum. Dogruyu yanlisi görebilmek icin ne Laik ne Atatürkcü olmaya gerek olmadigini saniyorum.Dogru ve yanlis insanin vicdan gözüyle görebildigi kavramlardir.Yani insan olan hem vicdanli olur hem de dogruyu yanlisi görür. AKP'ye oy vermis veya oy vermemis ama sag ideolojiye sahip olan yüzlerce sanatci var en azindan oldugunu düsünüyorum.Dindar gecinen Sol'a karsi olan bu yüzlerce sanatcinin icinde bugün Türkiye'de yasananlari görerek acaba kac tanesi bu yanlisliklara karsi yanlislik yapanlari uyardi veya uyariyor?Ben hicbirini duymadim okumadim,bilen varsa lütfen bilgimize sunulsun.Ben olmadigi görüsündeyim. Sanatci olanlarin sag veya s9ol demeden haksizliklara karsi cikmalari sanatcilik ruhunun bir özelligidir.Yani sanatci uyaricidir ayni zamanda.Yolsuzluk yapanlar bizdendir onlara karsi olmayalim görüsü sanatcilikla bagdasmaz.Sanatci yolsuzluklarin hukuksuzluklarin karsisinda durabiliyorsa SANATCIDIRyok eger duramiyorsa TARAFTARDIR ki taraftar sanatci olamaz. Gazetecilik te böyledir.Gazeteci eger hak ve hukukun cignendigi yerde sesini hak ve hukuku cigneyenlere karsi cikaramiyorsa gazeteci degil YANDASTIR. Dün gece Türkiye'nin hemen her ilinde az veya cok protestolar yapildi.Birkac kanal disinda bunlari hicbir kanal göstermedi.Göstermeyenler yandas kanallardi yani yolsuzlugu ortaya cikaranlari ve yolsuzlugu protesto edenleri VATAN HAINLERI diye manset atarak haber yapan yandas yayin organlariydi.Polisin zulmünü izleyiciye göstermemek icin basbakanin Hava Limaninda yaptigi konusmayi gösteren kanallari haber kanali veya polisin zulmünden bahsetmeyen gazeteleri gazete olarak görmemiz mümkünmüdür.Oralarda calisan ve kendilerine gazeteci diyenleri gazeteci olarak kabul etmemiz mümkünmüdür. saygilarla
-
Diktatör, Kendini, Partisini, Ülkeyi ve Devleti Bugünlere Nasıl Getirdi?
Yeniceri Ocagi.ilk kuruldugunda görevi Padisahin güvenligini saglamakti.Padisah tek hüküm sahibi oldugu icin korunmasi gerekiyordu.Sonraki dönemlerde Yeniceri Ocagi devsirmelerle dolduruldu.Padisah Yenicerilere bol para vererek onlari kendine hizmet etmesi yönünde avucuna aliyordu.Savaslardan elde edilen ganimetlerin cogu Yenicerilere veriliyordu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 11 yillik basbakani,iktidarini koruma amaciyla aynen padisahlar gibi bir yöntemle Cevik Kuvvet Polisini "BERABER YÜRÜDÜK BIZ BU YOLLARDA"sarkisi ile avucuna almis,Cevik Kuvvet'in basina kendi adamini oturtmustu. 10 gündür Türkiye yolsuzluk ve rüsvet skandallariyla sariliyor.AKP tam bir cimmazin icersinde cirpiniyor.Bakanlari ve onlari cocuklari yolsuzluk ve rüsvet olaylarina karismislardi.Yargi harekete gecerek operasyonlar baslatti ve tam bir sucüstü oldu bu operasyonlar.Hükümet yani Recep Tayyib Erdogan sasirdi panikledi ve derhal Türkiye genelinde bir operasyon baslatarak kendinden olmayan Emniyet Sube müdürlerini görevden alip yerine kendi adamlarini oturttu ki bu anayasaya aykiri bir uygulamaydi ama diktatörler icin zaten anayasa sadece formalitedir.Savcinin yapacagi ikinci dalga operasyon AKP yanlisi Emniyet Müdürü tarafindan engellendi.Buna vali de ortakti.Bakanlar istifa etti,Milletvekilleri istifa etti ve de edecekler var daha. Diktatör,bu panik ve sucüstü yakalanmanin telasi ile her gittigi yerde hem magdurlari oynamaya basladi hem de tehditler savurmaya.Hcbir ülkeye nasip olmayacak böyle bir diktatör maalesef Türkiye'ye nasip olmustu.Hem magdur hem mütehakkim olma durumu olusmustu diktatörde.Diktatörlügü sallanmaya hesap verme günü yaklasmaya baslamisti. Birtakim yandaslar sirtlarina carsaf alip "kefenimizi aldik öl de ölelim"diyerek kameralara pozlar vermeye basladilar.Yani diktatörün "Yüzde elliyi zor tutuyoruz"dedigi kesimden kisilerdi bunlar. Istklal Caddesinde vatanseverler,Atatürkcü gencler diktatörü ve yolsuzlugu protesto etmek icin toplandilar.TAKSIM'e cikmak istediler ancak Yeniceriler buna izin vermedi.Yani padisahin pardon diktatörün polisleri.Yine ayni manzaralar yani TOMALARDAN sikilan su ile karistirilmis zehir,plastik mermi ve biber gaziyla "DESTAN YAZMAYA BASLADILAR!"Diktatör öyle demisti ve hic inkar etmeden carpitmadan "benim poiisim destan yazdi"demisti.Yani yenicerilerin kimin polisi oldugunu diktatör zaten aciklamisti. Istiklal Caddesinde "HER YER RÜSVET HER YER YOLSUZLUK""HIRSIZ VAR"diyerek protesto eyleminde bulunan Atatrürkcü vatansever insanlara Yeniceriler saldirirken diktatör Atatürk Hava Limaninda onu karsilamaya gelen Yolsuzluk ve Rüsvet yandaslarinin alkislari arasinda konusma yapiyor.Yani Atatürkcüler Istiklal Caddesinde YOLSUZLUK VE RÜSVETE karsi protesto eylemi yaparlarken Yolsuzluk ve Rüsvet yandaslarida diktatörü alkisliyordu.Iste Türkiyenin aci manzarasi . saygilarla
- MU
-
Cumhuriyet Şehidi Kubilay'ı Anıyoruz
Türkiye de milyonlarca Cumhuriyet ve Atatürk sevdalisi varken,Kubilay'in böyle sessiz sedasiz anilmasini ben icime sindiremiyorum.Iskilipli Atif denilen vatan haini icin ortaligi birbirine katan meydanlarda "SAPKAYA KARSI CIKTI DIYE IDAM EDILDI"yalanlarini savuranlar kadar nicin olamiyoruz.Nicin milyonlar sokaklara dökülüp bu Cumhuriyet Sehidini anamiyor? saygilarla
-
MU
O zaman dostum su senin bahsettigin ve MU KITASININ bir uyduruk esoterik hikaye oldugunu ileri süren bir bilim adaminin bana adini ver lütfen cok merak ettim bu bilim adamini veya adamlarini cünkü MU KITASI'ni arastiranlar ABD'de California Üniversitwsinden bir bilim heyetidir.Ben belgesini gösteririm sen de aksi belgeyi göster bana. saygilarimla
-
MU
Bilimsel olarak MU iddialari yok sayilmadigi sürece ben bunlarin hayal ürünü oldugu görüsüne katilmiyorum..Bu konuda hala arastirmalar yapilmaktadir ve bu arastirmalar tamamlanmis degildir,bence bastan böyle kesinkes yok demek herseyden önce bu anlamda calismalar yapan bilim adamlariyla alay etmek anlamina gelir.Bizler bilim adami olmadigimiza göre calismalari takip etmekten öte sadece görüsümüzü bildirebilirz ama bilim alanina girerek bilgclik yapamayiz. saygilarla
-
MU
Sayin Democrassian bu arastirmalar günümüzde de devam ediyor.Hemde bircok yeni veri var bu konu hakkinda.Ancak dedgimiz gibi ortaya kesni bir sonuc cikmadigi icin simdilik bekleyip görmekten öte yapacagimiz baska birsey yoktur. Bakin her gün yeni yeni birseyler kesfediliyor ki bunlar önceden sadece hayali ürünlerdi simdi ise gerceklesmis durumdalar.O nedenle bilimsel calismalara hayali demek biraz ön yargili olur. saygilarla
-
Atatürk'ün İslam'ı öven sözleri
Atatürk onu söylemedi bunu söylemedi ,o tarihte savas yoktu gibi gercekleri yansitmayan belli ki kulaktan dolma biliglerle ama amacin Atatürk'ün imajinim karalanmasi oldugu acikca ortada olan bir kampanya.Bu kampanyayi özellikle dincilerin cok sahiplenmesi de amaci ortaya koymaktadir.Atatürk barisci bir önderdi ancak milletin ve ülkenin bagimsizligi söz konusu olunca yirtici bir kaplan kesilen bir önderdi de.Bu nedenle Atatürk'ün gerektiginde gerekli yerlere uyarular göndermekten asla geri adim atmayacak yapida birisi oldugunu söyleyebilirm.Asagidaki yazida tarihe (CHANAK KRISIZ) diye gecen CANAKKALE KRIZIYLE ILGILI BILGILER verilmektedir. İzmir'in 9 Eylül 1922'de kurtuluşundan sonra Türk Ordusu'na bağlı bağlı birlikler Çanakkale'den başlayan tarafsız bölge üzerinden İstanbul'a doğru ilerlemeye başladı. Birleşik Krallık Bakanlar Kurulu, 15 Eylül 1922 tarihinde bir araya geldi ve İngiliz kuvvetlerinin konumlarını koruması gerektiğine karar verdi. Ertesi gün, Dışişleri Bakanı Lord Curzon'un yokluğunda, bazı kabine bakanları Türkiye'nin Sevr Antlaşması'nı ihlal ettiği gerekçesiyle, İngiltere ve dominyonları tarafından Türkiye'yi bir savaş ilanı tebliği ile tehdit etti. 18 Eylül'de Fransa'da bu konuyu görüştükten sonra ülkesine geri dönen Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Lord Curzon, Fransa Başbakanı Raymond Poincaré tarafından geri çağrıldı. 20 Eylül'de tekrar Fransa'ya gelen Curzon'a Poincaré, Çanakkale'de bulunan Fransız birliklerinin derhal geri çekilmeye başladığını bildirdi ve ateşkes yapılması için sert bir dille azarladı.[1] İngiliz halkı, Çanakkale'de Türklerle tekrar savaşa gitme olasılığı ile paniğe kapıldı. Dominyonlar, Başbakan David Lloyd George'un bu konu hakkında danışmaması üzerine hiç bir kuvvet göndermeyeceklerini açıkladılar. Kanada Başbakanı Mackenzie King, durumun 8 yıl önce patlak veren I. Dünya Savaşı'ndan farklı olduğunu, asker gönderebilmek için Kanada Meclisi'nin karar vermesi gerektiğini açıkladı.[2]İtalya, Romanya ve Sırbistan da Çanakkale'ye savaşmak için herhangi bir kuvvet göndermeyeceklerini açıkladılar.[1] 23 Eylül'de toplanan Birleşik Krallık Bakanlar Kurulu, Doğu Trakya'yı Türkiye'ye terk etme kararı verdi. Bunun üzerine Türk Ordusu Başkomutanı Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa, herhangi bir olayı önlemek için orduya emir verdi. Ayrıca ateşkes görüşmeleri için Mudanya'yı teklif etti. Taraflar, 3 Ekim'de Mudanya'da bir araya geldi. 11 Ekim'de ateşkes şartları İngilizlerin takviye kuvvet alması üzerine 2 saatlik bir gecikmeyle Birleşik Krallık tarafından kabul edildi. Türkiye, bu takviyenin herhangi bir mukavemete sebebiyet vermemesi konusunda ikna oldu. Sonuçları Muhafazakâr Parti, 12 Ekim 1922'de Carlton House deklarasyonuyla hem hükümetten çekildi, hem de bir sonraki seçimlere Liberal Parti'den ayrı olarak gireceğini beyan etti. Böylece Lloyd George önemli bir destekten yoksun kaldı. Ayrıca Lord Curzon, Lloyd George'tan desteğini çektiğini açıkladı. Daha sonra Lloyd George, parti siyasetinde önemli bir figür olarak dönmemek üzere Başbakanlıktan istifa etti. İngiliz ve Fransız kuvvetleri Lozan Antlaşması'nın onaylanmasının ardından, 1923 yılının yaz aylarında tarafsız bölgeden çekildi. kaynak vikipedia saygilarla
-
MU
Büyük Önder Atatürk'ün"Türk Tarih Tezi"ni hazirlarken,konuyla ilgli arastirmalari sürdürmesi,Türklerin kökenleri ile MU UYGARLIGI arasindaki baglantiyi arastirmasi icin Tahsin Mayatepek'i Meksikaya göndermesi,konunun basit bir mistik hikayeden ibaret olmadigini göstermektedir. Tüm bunlara ragmen MU UYGARLIGI ve insanoglunun gercek kökenleri arastirilmaktadir.MU KITA'sinin Pasifik Okyanusunda yok oldugu gibi,Platon'un bahsettigi ATLANTIS Adasinin basinada sonradan ayni seymi geldi?Buralardan kacanlar gidip MISIR,SÜMER ve MAYA uygarliklarini kurdular mi? Yada Himalayalarda ki rahiplerin sahip olduklari ezoterik bilginin kaynagi aslinda bu medeniyet mi? Yada,Piri Reis,1513'de cizdigi ve o zaman ki teknolojik olanaklara göre inanilamayacak kadar dogru olan dünya haritasini aslinda Misir'a yaptigi gezilerde elde ettigi cok daha eski bir uygarliga ait olan haritalardan yardim alarak mi hazirladi? Görüldügü gibi,MU UYGARLIGI ve ATLANTIS Efsanesi üzerine düsünmenin ve soru sormanin siniri yok.Acaba insanoglu cok kadim bir uygarliga sahipken kendi hatalari ya da küresel degisiklikler yüzünden yok olmus ve hersey en bastan baslamis olabilir mi?KIM BILIR? saygilarla
-
"Kaybet Kaybet"Politikası
"Kisi noksanini bilmek gibi irfan olamaz"Bursali Tabip Muhammed Bey'in yazmis oldugu beyt'in ikinci misrasidir bu. Cagdas Türkiye'nin basina türban takanlar bugün ortaya cikan yolsuzluklari nedeniyle saldirmaya basladilar.Peslerine taktiklari satilik yaftasi tasiyan medya ile,basbakanlari basbakan yardimcilari ile,baslarina yikilmaya baslayan Nemrut'un kulesinin enkazindan kurtulacaklarini saniyorlar. Cin siseden cikmistir,Sube müdürlerini degistirerek artik beyazi siyah yapma dönemleri yavas yavas geride kalmaya basliyor.Okyanus ötesi feryadlarini kimse yemiyor en azindan fazla kimse yemiyor. Insana sormazlar mi?Daha düne kadar Okyanus ötesi ile TSK'yi bitirmediniz mi?TSK'yi bitirirken ,Imami ile,hocasi ile,yargisi ve yandas medyasi ile hergün sabah aksam suclarinin ne oldugunu bilmeyen insanlarin onurlarini ayaklarinizin altina alanlar sizler degilmiydiniz? Türkiye Cumhuriyeti'ni yikmak icin Okyanus ötesi ile isbirligine giden,dagdaki teröristi insan onlarla yillar yili mücadele edenleri terörist diye yaftalayanlar kimlerdi? Atatürk'ün:"Köy arazilerini yabancilara satmayin "dyie cikarmis oldugu yasayi kendi ikbaliniz ugruna iptal ederek Türkiye'nin her tarafini "Babalar gibi satariz"diye gögüslerini sisire sisire kimler konusuyordu? Türk Milleti yoktur,Müslümanlik vardir diyenler Okyanus ötesi iiel sizler degilmiydiniz. Iyi ki Atatürkcü degilim diyen kisi Okyanus ötesinin adami degilmiydi? Sizin yaptiginiz hukuksuzluklara karsi isyan eden genclerin GEZI EYLEMLERINI "Capulcular,Vandallar,"diyerek "Cadirlarda Atom bombasi imal ediyorlardi yalanlari ile,Camide bira ictiler,öpüstüler,ayakkabilari ile girdiler diyerek yarali insanlarin polis zulmünden kacarak sigindiklari o camide can derdinde olmalarina ragmen onlara iftiralar atanlar Mars'tan mi gelmistiler? Madem ki yargiya güveniyorsunuz neden bu kadar rahatsizsiniz?Raconunuz bozuldu,karizmaniz cizilldi diye mi?Yoksa kendinizi neredeyse dokunulmaz görmeye mi baslamistiniz? Madem ki yargiya güveniyorsunuz,birakin yargi isini yapsin,AKLANIN PAKLANIN eger masumsaniz o güvendiginiz yargi bunu ortaya cikaracaktir ama göstermis oldugunuz telasa bakildiginda masum degil EVET suclu oldugunuz acikca siritmaktadir. saygilarla
-
MU
MU Kitasi Türklerin Tarihi,bence uydurma diyerek basite indirgenemeyecek kadar cok önemlidir.Bütün insanlari kökeni Afrika demek insanlik tarihine kestirme giris yapmaya benzer ki bence dogru degildir. Dünya üzerinde sayisiz antropologlar,arsitekler,farkli alanlarin uzmanlari haril haril calismakta ve her gün yepyeni sürprizleri insanogluna sunmaktadirlar.Bunlari yok saymak veya en azindan yo köyle bir sey diyerek önemsememek üyesi oldugumuz bir irkin tarihini önemsememek demektir. Insanlarin kökeni Afrikadir tezi Darvin'ci bir görüstür.Insan soyunun maymundan türedigi iddiasi ile yapilan arastirmalarda Afrika'da bulunan ve sözümona Ilk insan diye tanitilan fakat gercekte tamamen hurafe olan bir görüse aittir. Ilginc olan ise baska uzmanlarin ileri sürdügü ve kesin belgelerle kanitladiklari iddialari bunlar uydurmadir diye önemsememek. Arthur Shopenhauer söyle diyor: "Bütün gercekler üc asamadan gecerler. Önce alay edilir, Ikinci olarak siddetle karsi cikilir, ve ücüncü olarak da "besbelli"diyerek kabul edilir." Shopenhauer dogru söylüyor:Tüm insanlarin Türk oldugunu söyledigimizde alay edenler oluyor.Belgeleri ortaya sürdügümüzde siddetle karsi cikiliyor ama karsi cikanlar karsi argüman getiremiyorlar.Hatta öyleleri cikiyor ki bunlarin arasindan bize irkci bile diyebiliyor cünkü arastirma yapiyoruz. MU KITASI iddialarida aynen böyle.hakkinda bircok arastirma yapilmis ve yapilmaktadir bircok belge ortaya konmustur.Mevcut Tabletler vardir.Yani kesin bir sonuca varilmamis oldugu icin biz buna simdilik iki elle sarilmiyoruz ama calismalari takip ediyoruz ki dogru olanda budur.Yani Insanlar Afrikadan türemistir demek yerine yapilan diger calismalari da ciddiye almak gerekir. saygilarla
-
Erdal Eren'in Suçu Ne İdi?
Yararli bir aciklama olmus tesekkürler. saygilarla
-
Eski Şırnak Valisi Mustafa Malay'dan çok çarpıcı açıklamalar
Radikal ve cok cok insancil vali! 1992-2013 tam 21 yil bu cok cok insancil vali 21 yil sustuktan sonra Radikal'le söylesi yapiyor ve askerin cok insan öldürdügünü anlatiyor.O kadar cok insancil ki 21 yil insanligini unutup 21 yil sonra bunu hatirliyor ve itiraf ediyor. Böyle rahatca askerleri suclayabilcek kapasitede olan kisileri bulup konusmalari manidar gelmiyor mu? Bana geliyor. Sorulan sorulara dikkatlice bakildiginda söylesiyi yapan gazetecinin nasil üstüne basa basa valiye asker sivilleri öldürdü dedirtmeye calistigini daha iyi anlariz. saygilarla
-
Eski Şırnak Valisi Mustafa Malay'dan çok çarpıcı açıklamalar
Radikal yandas bir gazetedir. Vali üc gün sürdü ates diyor.Gazete soruyor PKK neredeydi?Vali bilmiyorum ama cok kisi öldürdü asker diyor.Vali PKK'nin nerede oldugunu bilmiyor ama askerin cok kisiyi öldürdügünü cok iyi hatirliyor.Dikkat edin burada Demirel'in adi geciyor. Yukaridaki söylesiden benim anladigim ve Radikalinde vurgulamaya calistigi olay:Asker genc yasli demeden herkesi öldürdü.O nedenle Tuggeneral simdi cezasini cekiyormus.Bakin Dersim isyaninda devleti suclayanlar simdi SIRNAK' icin de devleti sucluyorlar.Acaba bu bir tesadüf mü yoksa planin bir parcasimi? saygilarla saygilarla
-
MU
MU KIta'si hakkinda cok yazilmis eserler var.Muhakkak ki henüz tam anlamiyla ispatlanamamis bir durum var ortada ancak bu durum MU Kita'si efsanesini yok saymamizi gerektirmez tam tersine daha cok arastirmaya gereksinim vardir. Söyle birseyi soruyormuyuz acaba:Türklerin ilk anayurdu Orta Asya diye biliniyor.Peki Türkler Orta Asya'ya nereden geldiler veya Orta Asya'ya gelinceye kadar nerede yasadilar? saygilarla
-
Atatürk'ün İslam'ı öven sözleri
Atatürk'ün din konusunda atmis oldugu adimlar cok önemlidir.Zaten önemli oldugu icin,dini kullananlar.insanlarin inanclarini sömürenler ondan memnun degillerdir.Nasil memnun olsunlar ki ekmeklerini ellerinden alip sömürüye son verirken millete de gözünüzü iyi acin dedi.Bundan daha önemli ne olabilirdi din bezirganlari icin. Ortada bir din kitabi var;Kur'an.Bu kitap peygamber Arap oldugu icin Arapca yazilmis bir kitap.Simdi Allah'i agizlarindan düsürmeyen güruh bu Allah'in Arapca'dan baska bir dilden anlamadigi gibi bir iddia ileri sürüyorlar.Kur'an Arapca indi Arapca okunmali derken Allah'i baska bir dil bilmiyor konumuna sokuyorlar.Yine Allah'i agizlarindan düsürmeyen bu güruh,Allah herseyi bilir derken neden Türkce Kur'an olmazin cevabini veremiyorlar.Cünkü kafalari basmiyor bassa bile ruhlarina Araplik islemistir.Ben cok kisiden,kisi derken bu inandiklarini iddia eden bircok kisiden "Araplar mübarek millettir"sözünü cok duydum.Bunu söylemelerinin nedeni de Kur'anin Arapca olmasi ve peygamberin Arap olmasidir.E zaman Israil'lilerde mübarek millet olmuyor mu?Onlara da ayni Allah Tevrat'i göndermis.Yetmemis Incil'i göndermis. Dinden ve tarihten bihaber olanlar,kulaktan dolma bilgilerle ve küflenmis beyinlerin hurafeleriyle Islam'i yorumlamaya calisiyorlar ve dinden imandan bihaber olduklari icin de bu ülkenin kurtaricisina dinsiz yaftasini cok kolay takmaktadirlar. Halbuki para ile imanin kimde oldugu bilinmez derler.Gercek müslüman "ben müslümanim,o degil "diyen degildir.Bir baskasina dinsiz diyenin kendisi dinsizdir. Efendim,müslümanlari kullanmak icin yalan söyledi sonra Islamiyeti yasakladi.Böyle akil ve izandan yoksun iddia sahipleri 50 tane diplomada alsalar cahildirler. TÜRKCE HUTBE OKUNMAZ,TÜRKCE KUR'AN OKUNMAZ,TÜRKCE EZAN OKUNMAZ diyenler Arap milliyetciliginin Türkiyedeki ajanlaridir. 2013 Türkiye'sinde eger camilerde Atatürk'le ilgili hutbeler yasaklaniyorsa bu yasagi koyan da uygulayanda müslüman degildir. saygilarla
-
Erdal Eren'in Suçu Ne İdi?
Sordugum baska bir konu daha vardi:"Eger AKP'nin iktidara gelmesine karsi bir askeri darbe olsaydi bugün Türkiyede farkli olan ne olabilirdi?Yani askeri bir müdahale olsaydi:Türkiye de demokrasi yara mi alacakti,peki simdi Türkiye de demokrasi var mi?Sicak para ekonomisi cökecekmiydi,bugün bu ekonomi cökmüyor mu?Türkiye kalkinamayacakmiydi?Bugün Türkiye kalkiniyor mu? saygilarla
-
Diktatörün “Karanlığı“, Tüm Yurda Yayıldı
Elektrik kesintileri HES'lere destek bulmsk amacli planli kesintilerdir.Insanlara "Yetmiyor iste HES'LER yapilirsa enerji sorunu sona erer"fikri asilaniyor. Peki HES'ler kimler icin yapiliyor?HES'LER yabanci yandas firmalara yaptirilip sonra da yandaslara rant amacli satilacaktir.Aynen Kömür Madenleri gibi.Kömür madenlerinin tümü de yandaslarin elindedir.Yandaslara ucuz fiyatla satilip,orada calisan madencilerin güvenligi icin hicbir yenilik üretllmeden cikarilan kömür hazine tarafindan pahali fiyata alinip vatandasa yardim adi altinda dagitilarak yandaslar zengin edilrken hazine zarara ugratiliyor ve vergi üstüne vergiler zamlaniyor. Sayistay'in bu konudaki raporlarinda devletin ne kadar zarara ugratildigi kurusuna kadar belirtilmistir. saygilarla
-
Erdal Eren'in Suçu Ne İdi?
12 Eylül 1980 öncesi icin söyle deniyor:"Gladyo,gencleri sagci solcu diye biribirine düsürüp ülkede bir kaos bir ic savas cikarmak istedi,Amac ordunun darbe yapmasi demokrasiyi ve ülkenin ekonomik yükselisini!baltalamakti" Bunun tez olarak dogru oldugunu kabul edelim.Ancak sunu da soralim kendimize:O günkü gladyo nereden güc aliyordu? Türkiye'de Gladyo temizlendimi?Varmiydi?Simdi Gladyo yok mu? Eger suc Gladyonunsa neden Evren'e yükleniliyor,sonucta Evren ülkenin savunmasi icin yemin etmemismiydi?Yani Evren bu cinayetleri seyretmeli miydi? Türkiye'de askerin müdahale etmesinin arkasinda hep sivil iktidarlarin basiretsizligi yatmaktadir.Yani Türkiye'yi yönetme görevini üzerine alan iktidarlar Türkiye ve Türk Milleti icin degil baskalarinin ekonomik ve lojistik cikarlarini korumak icin calismislar ve calismaktadirlar.Halk sahipsiz birakilmaktadir. Ne saniyorsunuz yani:Türkiye'nin kanayan yaralarindan biri olan isportacilik neden yok edilemiyor.Hükümetlerin gücü bunlara yetmiyor mu?Veya Kadikyöy-Pendik arasi minibüsleri neden yollarda korsanlik yaparak trafik terörüne yol acmaktadirlar. Basiretsiz iktidarlar,isportacilar ve minibüscülerin oyuna muhtactirlar.Onlari basi bos birakarak "oh ne ala memleket ne güzel hükümet"dedirterek oy calmaktir. amac.Modern Türkiye'nin resmine ne isportacilik ne de minibüs korsanligi yakismiyor. Gladyo bugün iktidardadir.Bazilarimiz ordunun sesi kesildi,ülkeye demokrasi geldi diyebilir ancak bu sadece kendini kandirmak gibi birseydir.Türkiye'de demokrasi yoktur,bu demokrasi 12 yil önce darbeyi yemistir Gladyodan. Ülkede demokrasi sivil iktidarlar tarafindan gerceklestirilir ve desteklenir.Sivil iktidarin devleti ele gecirmesi demokrasi degildir.Demokrasi ancak tüm kurumlarin birbiirini denetleyebilmesidir.Kuvvetler ayrilgi denir buna.Bizi halk secti bizim üzerimizde baska güc olamaz demek demokrasinin katledilmesi demektir.Eger adil olmayan bir secim sistemi ile meclisin matematigi bir parti cikarina degismisse bunun adina demokrasi denemez.Demokrasi cogunluk degil cogulculuktur.Secilen hükümetler sadece kendi secmenleri icin degil tüm ülke insanlari icin calismalidir.Biz böyle istiyoruz böyle olacak demek demokrasi degil despotluk diktatörlüktür. Bir ülkede eger kuvvetler ayrilgi diye bir kavram kalmamissa,kuvvelter iktidarin eline gecmisse,sendikalar ertilmis,üniversiteler kadrolastirilmissa,yargi yönetimin korkutma mekanizmasi haline getirilmisse,Silahli Kuvvetler gercek amaclari disinda farkli kesimlerin cikarlarina hizmet vermeye baslsmissa,Halk korkutulmus ve sindirilmisse,o ülkede demokrasi katledilmis demektir. Peki simdi kime güvenmek gerekiyor;Kim bu devleti kurtarabilir.Halk esir alinmistir,Sivli Toplum Örgütleri tamamen siyasilesmis ve iktidarin yandasi haline gelmis gelmeyenler ise bertaraf edilmektedir. Halkin inanclari sömürülerek dindar hükümet aldatmacasi ile secimlerde oy kazanilmaktadir.Halk yeterli bilince sahip olmadigi icin kendisini sömürenlere kolayca inanmaktadir.Yani ülkemizde planlanan rejim ve harita degisikligi hicbir direnis görmeden devam ettirilmektedir. 1980 öncesi Türkiye'se de ayni durumdaydi.Bugün Evren'e karsi olan,yargilansin cezasini ceksin diyen onlarca aydin,gazeteci veya sanatkar dün Evrenin eteklerini öpüyordular.O gün o gündü bugün bugündür diyeceksek o zaman Evren'in yapmis oldugu müdahale yerinde bir müdahaleydi. Bugün Türkiye'de darbe yapacak bir güc yoktur.Cünkü sivli iktidar darbeyi yapmistir.Bugün Türkiyede yasanan polis zulmü,yarginin tarafli olusuna karsi hic kimse kolunu kipirdatamiyor.Tabiki demokrasi sevdalilari icin bu cok iyi bir durumdur cünkü askeri müdahale yok.Peki eger asker müdahale etseydi bugün farkli olan ne olurdu Türkiyede? saygilarla
-
Atatürk'ün İslam'ı öven sözleri
Atatürk Islami övmek zorunda degildi.Neden böyle bir kanaate vardiniz bilmiyorum ama tüm gücleri elinde bulunduran birisinin neden yalana basvurmasi gerektigini herhalde sizden baska bilen yoktur.Atatürk'ün islam hakkindaki sözlerinin 1923 öncesi oldugunu iddia etmek Atatürk hakkinda hicbirsey bilmememktir. Bakin Atatürk 27 Temmuz 1937 yilinda TBMM'de söyle konusuyor: "Kendimize kafi derecede güvenip kudretimizi bildigimiz icin Islamiyetin mukaddes yerlerinin musevilerin ve hristiyanlarin nüfusunun altina girmesine mani olacagiz. Bizi simdiye kadar dinsiz ve Islamiyete lakayt olmakla itham ettiler. Fakat bu ithamlara ragmen Peygamberin (s.a.v) son arzusunu,yani mukaddes topraklarin daima Islam hakimiyetinde kalmasini temin icin hemen bugün kanimizi dökmeye haziriz. Cedlerimizin, Salahaddin'in idaresi altinda ugrunda hristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabanci hakimiyet ve nüfusunun tahtinda bulunmasina müsaade etmiyecegimizi beyan edecek kadar bugün Allah'in (c.c)inayetiyle kuvvetliyiz. Avrupa'nin bu mukaddes yerlere sahip olmak icin yapacagi ilk adimda bütün Islam aleminin ayaklanip icraata gececegine süphemiz yoktur." Görüldügü gibi Atatürk bu konusmayi 1923'den önce degil 1937 yilinda yapmistir. saygilarla
-
Kemalizm / Faşizm Bağı / İlişkisi
Milli Devletin cagdisi oldugu savi emperyalizmin savundugu bir tezdir.Emperyalizm yutamadigi devletleri "Milli Devletler cagdisidir"iddiasiyla ortadan kaldirilmasi gereken bir unsur olarak görür.KüRESEL EMPERYALIZMIN böl parcala yut slogani Milli Devlet düsmanligi yaratmakla rayin oturtulmaya calisilir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Milli bir devlet olmanin yanisira,90 yil önce emperyalistler tarafindan yutulmak üzereyken TOPYEKÜN bir Kurtulus Savasiyla rüstünü ispat ederek bagimsizligini kazanmis kendisini parcalamaya calisan ic ve dis düsmanlari yenerek Milli bir devleto oldugunu kanitlamistir. Ülkesini ve milletini sevmeyi fasistlikle irkcilikla suclamak,bayragina sahip cikmayi sövenlikle adlandirmak,ülkedeki birlik ve bütünlügü Türklestirme ve baskalarinin hakkini gasp etme olarak görme calismalari tamamen TÜRKLÜGE karsi verilen mücadelelerdir.AKP milletvekilinin Türk irki yoktur demesini de TÜRKLÜGE karsi verilen mücadelede puzzlenin bir tasi olarak yorumlayabiliriz. saygilarla