Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

politika

Φ Süper Üye -
  • İçerik Sayısı

    9.358
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    58

politika tarafından postalanan herşey

  1. Ne kadar yanlis saplantilar ki;Atatürk müslüman olsaydi el keserdi bilek keserdi kafa kol keserdi gibi görüsler ortaya atiliyor ve böyle olmadigi icin onun müslüman olamayacagi belirtiliyor. Islamin özünü degilde sözlerle müslümanlik yasadiklarini sananlar aslinda Islam dininin neden ilerlemediginin bugünkü haliyle neden insanliga bir umut olamadiginin da cevabini vermis oluyorlar. Islamin özünde adalet vardir,Islamin özünde esitlik yardir.Islamin özünde adam olmak insan olmak vardir insani sevmek vardir.Atatürk el kol kesmedigi icin müslüman olamazmis diyor bir arkadas.O zaman gelin hep birlikte Islam ülkelerinin haline bir bakalim.Hangisinde Kuran'in emirleri uygulaniyor.Hicbirinde. Kuran 1400 yil önce indirildigi iddia edilen bir kutsal kitaptir.1400 yil önce suclulara verilen cezalar o dönemin cezai hükümlerine göre veriliyordu.Dolayisiyla o dönemlerde el kesme cezasi isledigi suca göre kisas oluyordu.1400 yil sonra ayni sucu isleyenin elinin kesilmesi yerine ona ya para cezasi ya da hapis cezasi verilerek bu kistas yerine getiriliyor. Kurandaki adalet vurgusu her yönlüdür.Adaletin olmadigi yerde zulüm vardir.Fakirlik yoksulluk kan ve gözyasi vardir.Kuran adaletle yönetiniz derken zulmü,fakirligi yoksullugu kan ve gözyasini insanliktan uzak tutunuz diyor.Zenginle fakir arasindaki ucurum ülkemizde maalesef adaletsiz yönetimler nedeniyle büyüdükce büyümüstür.Kredi Kartlari ile aldatmaca sadece hüzünlü sonlari getiriyor.Fakirligin önünü almadikca hirsizini kolunu bacagini elini kesmek insana zulümdür.Önce fakirligi ortadan kaldirip insanlara insanca bir yasam tarzi vereceksin eger yine hirsizlik yapiyorsa günün sartlarina ve ceza müeyyidelerine göre hangi cezayi haketmisse onu vereceksin.Ekmek parasu bulamayip simit caldi diye birisinin elini kesmek ceza degil zulümdür. Atatürk Islamla ilgili sözlerini sadece savastan önce degil savastan Cumhuriyetin ilanindan sonra da söylemistir.Yani bugün bile hepimizin sirasi geldiginde "ya birakin su hurafeleri"diyerek akil ve mantiga uymayan noktalari nasil reddediyorsak Atatürkte aynisini yapmistir.Bir siyasetci olarak bunu siyasi bir tarzda söylemis olabilir.Bunlar Atatürkün inanci konusunda ölcü olamaz. Özetle;Atatürk müspet ilme inanan birisiydi.Dinle Devletin bir arada yürüyemecegini cok iyi biliyordu.Bir din ne kadar iyi olursa olsun cagdas atilimlara karsi bir fren mekanizmasina sahiptir.Bu fren mekanizmasi bazi durumlarda örnegin Matbaa gibi önemli bir konuda oldugu gibi devleti 200 yil geri birakacak kadar tutucu olabilmektedir. saygilarla
  2. Türklestirme konusunda her nedense müthis bir caba sarfediliyor.Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulus felsefesini inkar etmeye,Türk Devleti'nin gayri mesru göstermeye yogun bir ilgi var.Gercekleri yazip cizmek dogrudur buna yanlis diyemeyiz ancak hangi gerceklerin hangi amacla yazilip cizildigi bence daha önemlidir. Türkiye'nin bölünme sürecine sokuldugu bu dönemde,konu olarak kendilerine "TÜRKLESTIRME"yi secenlerin tarafli olduklarini anlamak icin kahin olmaya gerek yoktur.Bu cabalarla güclendirilmeye calisilan nokta Türkiye'nin bölünmesi dogaldir noktasidir.Öyle ya Türkler baski ile hak ve özgürlükleri kisitlayarak halklari TÜRKLESTIRMISLER'dir o nedenle bölünmesi de normaldir.Aslinda bütün bu tartismalarin arkasinda tutulan saklanmaya calisilan ancak ima yoluyla anlatilan amac budur.Türkiye'nin bölünmesi.Dolayisiyla bu amaci güdenlerin neden SEVR yanlisi olduklari veya neden SEVR'nin demokratik bir anlasma oldugunu iddia etmeleri de böylelikle ortaya cikmaktadir Kürtlerin nüfuslarinin artisinin arkasindaki nedenler genelde hep cinsel üreme sonucu olarak gösterilir.Yani Kürtler sabah aksam seks yapip cogaliyorlar.Kürtlerin nüfus artisinin bir baska nedenini kimse görmek istemyor. Türklügün yüzyillardir kanayan yarasi,Türkiye'nin Güneydogusu ve Dogusunda Kürtlesen Türk varliginin,Kürtcüler ve onlarin yerli ve yabanci isbirlikcileri tarafindan tarihin nasil carpitilarak Türklerin aleyhinde kullanildigini kimse söyleyemiyor. Bu anlamda;AKP Milletvekili olan bir Prof'un "TÜRK IRKI "yoktur demeside tarihin nasil ve kimler tarafindan carpitildigini gözler önüne sermektedir. Not:Bu AKP'li prof.Siirtlidir. Elimizdeki belgelere dayanarak acikca sunu söyleyebiliriz.Güneydogu ve Doguda sayisiz TÜRK VARLIGI Kürtlestirilerek o bölgeler Kürt Bülgeleri olarak tüm dünyaya tanitilmistir.Bugün Kürt olarak bilinen bircok köy kasaba ve il nüfüsu gercekte TÜRKTÜR. Amerika'da ki Etnologue data form Languages of the world adli kurulusun P.A.Andrews tarafindan hazirlanan raporuna göre Türkiye'de ki etnik dagilim söyledir: TÜRK- 60.347.000 kisi yüzde 86,21 Kürt - 5.852.000 kisi yüzde 8,22 ZAZA - 371-000 kisi yüzde 0,53 Cerkez- 1.520.000 kisi yüzde 2,14 Arap - 1.141.000 kisi yüzde 1,63 Laz - 14.000 kisi yüzde 0,02 DIGER- 9.653.000 kisi yüzde 13,79 Bu arastirmada Kürt nüfus yaklasik 6 milyon olarak veriliyor.Türkiye'de yasayan Kürtlerin 15-20 milyon oldugunu ileri süren Kürtcüler bu sonuclara tepki göstermislerdir.Cünkü hormonladiklari rakamlarla yandaslarina biz güclüyüz demektedirler.Türkiye etnik bir mozaik degildir bunu defalarca yazdim,etnik mozaik olabilmesi icin bilimsel olarak bu rakamin genel nüfus icerisnde yüzde 35 olmasi gerekir.Kürtcülerin sahte rakamlarla ulasmaya calistiklari amac budur etnik mozaik- Kürtcülerin ileri sürdügü 15.20 milyon Kürt var iddiasinin gercek ve aci tarafi 6 milyon gercek Kürt nüfus yaninda 10 milyonun üzerinde bir TÜRK NÜFUSUN Kürtlestirilmis oldugudur.Bu rakami TÜRKLESTIRME adi altinda Kürtcülük yapanlara atfediyorum. saygilarla
  3. Cok canli iki örnek yasiyoruz bugünlerde: 1-Thailand,2-Ukrayna Bu iki ülkede farkli nedenlerle protestolar yapilmaktadir.Hakli veya haksiz bu protestolara katilimin ne kadar yüksek oldugunu ve Ukrayna'da hükümetin protestocularin istekleri yönünde karar aldigi söylentileri var. Ukrayna Halki,hükümetin AB ile görüsmeleri askiya almasindan kaynaklanan bir protestoda bulunuyor.Yani halk diyor ki "Ya istifa et ya da AB ile iliskileri yürüt" Ukrayna hükümeti geri adim atmis durumdadir ve dün yaptigi bir aciklama ile AB ile tekrar yakinlasma sinyalleri verdi. Bu sonuc hükümete milletin yaptigi baskinin sonucudur yani en demokratik bir eyleme hükümetin yaklasimini göstermesi yönünden cok önemlidir.Demokrasilerde hükümetlerin,basbakanlarin degil halkin istegi olur.Halk istiyorsa "BUNLAR BIZDEN DEGIL"diyerek hicbir hükümet zora basvuramaz eger zora basvuruyorsa bu da demorkasi olmaz ne oldugunu anlayanlar bilir. Türkiye'de hükümet karsiti ve cok hakli olan gösterilerde bircok genc hayatini kaybetti,bircok gencin gözü kör oldu,onlarca genc travma geciriyor,ailelerini korkusu ise ayri bir konu.Bütün bunlar hükümetin gayri demokrat adimlarina karsi masumca gösterilen tepkiye hükümeti korumakla kendini yükümlü sayan emniyet güclerinin insaf ve demokrasi sinirlarini asan bir tarzda karsilik vermesi ile gerceklesti. Ileri Demokrasi boyai ile halkin gözlerini boyayip ayni halka zulmetmek birakin ilerisini hicbir demokrasi cesidinde yoktur.Bu anlamda Türkiye'yi yöneten kadronun basinin Misir'da ki diktatör Mursi'den hicbir farki kalmamistir.Mursi'de secimle iktidara geldi,demokrasi getirecegim diye Misirlilarin oylarin gaspetti ama demokrasi degil kadinlara zulmü onaylayan yasalar cikardi.Ölü esiyle 12 saat cinsel temasta bulunulabiecegini Islama sigdirmaya calisti.Akibeti ortadadir.Simdi Mursi gibi olanlar hep ayni telden caliyor:Mesru hükümeti devirenler darbecidir diye.Gülermisin aglarmisin.Demek ki bunlarin anlayisinda eger bir hükümet secilmisse herseyi yapma hakina sahip olmaktadir.NE GÜZEL DEGIL MI? Thailand halkida demokratik hakkin kullanarak protestolarda bulunmaktadir,yogun bir katilim vardir bu protestolarda.Oralarda da halkin degilde hükümetlerin yaninda olmayi kendilerine görev sayan emniyet gücleri protestada bulunanlara karsi ayni bizdeki taktikleri uyguluyor.Muhakkak ki polisin görevi düzeni saglamaktir.Düzeni saglamak yerine sapik düzeni korumak degildir emniyet güclerinin görevi. Basbakan Mugla'da acilislar yapmak,secim propagandasi ve aday belirlemek istedi.Bu onun en dogal hakkidir.Basbakan olarak hertarafa gidebilir.Ancak Mugla valisinin isgüzarligi sikiyönetimlere tas cikartacak niteliktedir.Basbakanin Muglada oldugu tarihlerde hicbir protesto gösterisine,Emekcilerin hak arama protestolarina yasak getirildi. Bu ne demektir? Demokrasiden bahsedilen bir ülkede eger halkin valisi gösteri ve protestolari yasakliyorsa o ülkede demokrasi yoktur ya ne vardir Fasist Dikta Yönetimi vardir. Vali kendini,tatsiz olaylar cikmasini önleme amaciyla bu yasagi koyduk diye savunamaz.Valinin görevi gösterileri özgürlükleri yasaklamak degil asayisi özgürlüpkleri yasaklamadan gerceklestirmektir.Yok öyle bedava yogurt. Simdi bakin,özellikle son günlerde cok sinsi provakasyonlara sahit oluyoruz.Bir ülkede ic savasin cikmasi provakosyanlarla olur.O nedenle bunu önlemek icin konusurken özellikle yetkili kisilerin ne söylediklerini bilmeleri gerekir.Yani söz agizdan ciktigi zaman bir daha geri alinamaz.öyleyse konusmadan önce düsünerek konusmak gerekir. AKP Milletvekili bir prof."Bayburtta düzenlenen bir etkinlikte "TÜRK IRKI DIYE BIR IRK YOKTUR"diyor.Bunu söyleyen kisi bir prof.tur.birakin AKP'li olmasini prof'tur yani bilgi sahibidir,daha iyi düsünmesi neyi ne icin söyledigini bunu söyledikten sonra neler olabilcegini düsünemiyorsa bedavadan prof.olmus demektir. Türk irkinin olup olmadigin eger bir prof bilmiyorsa yok diyememelidir.Yok diyorsa bunun olusturacagi tepkiye karsida konusma özgürlügü var ben istedigimi söylerim diye kendini savunamaz.Eger o kendine bu hakki görüyorsa Türk'ün biride cikip "SEN ZATEN SIIRTLISIN ARAP KÖKENLISIN TÜRK DOSTU DEGILSIN "der. saygilarla
  4. Resmi rakamlara göre 15 milyon gayri resmi rakamlara göre 20 milyona yaklasan dünyanin en büyük metropollerinden biri olan Güzel Istanbul'un nüfusu Türkiye'nin bir karmasidir.Istanbulda 2 milyon 200 bin Istanbullu disinda kalanlarin hepsi Anadolu'dan gelmislerdir.Bunlarin büyük bir cogunlugunu:Güneydogu illerinden gelenlerle Karadeniz illerinden gelenler olusturmaktadir. Istanbul'da Istanbullu oraninin az oldugu dogrudur. saygilarla
  5. politika

    Dersim Olayı

    Dersim veya diger Kürtcülük isyanlari öyle tesadüfler degildir.Yani bunlari hak arama,hak isteme gibi hafifletici suc kapsamina alarak gercekleri örtbas etmek hem tarihe hem de insanliga hakarettir saygisizliktir.Bakmayin distan güdümlü siyayetcilerin ihanet söylemlerine.Gercekler aci da olsa gercektir bunu herkesin bilmesi gerekir. Bu isyanlarin hedefinde Anadolu ve yeni kurulmus olan cumhuriyet vardir.Bunlari eger dikkatle inceler ve tarafsiz arastirmacilarin bizlere aktardiklarini iyi analiz edersek görürüz ki bu isyanlar hak arama,özgürlük isteme isyanlari degildir asla olmamislardir. Bugün,iktidarda olan partinin,tamamen oy amacli diyemiyecegim uygulamalari Anadolu'nun Türklügünü yok etmeye yönelik uygulamalardir.Ideoljik ve dini yaklasimlarin yönlendirdigi bir yok etme siyaseti güdülmektedir.Yok edilmek istenen hedef Türklüktür. Bugün acilim ve baris adi altinda atilan adimlardan birisi köy ve kasabalara ve de vilayetlere eski adlarinin verilmesi calismalaridir.Halbuki simdi kullanilan isimler o beldelerin asil sahiplerinin verdigi isimlerdir yani Türklerin. Ihanet sebekesi Türklügü yok etme calismalari kapsaminda bu isimleri degistirmektedir. Dikkat edilirse bu anlamda;ayni sebeke Türkiye genelinde Atatürk'ün adini da yok etmeye calismaktadir. Türklüge önceleride saldirilar vardi ancak su son birkac yildir Türklüge karsi cok müthis bir savas acilmistir hem de ülkeyi yönetenlerin talimatlariyla. Türk Bayragini kiskirtici unsur olarak görenlerin hedefini artik ciplak gözle görme vakti gelmistir.Türk Bayragina TOMA ile karsi cikanlarin bölücü bayraklara selam durur gibi seyretmeleri cok önemli bir uyari olmalidir Türk Milleti icin. Birtakim sesler cikiyor bunlar ciliz gibi görünse bile sinek pis degil mide bulandirir hesabi gibi olmaya baslandi.Bu sesler "Türk olmayanlari Türklestirme"gibi bir karalamanin öncüleridir.Bu sesler ideolojiktir.Yani belirli bir kesimin kendi ideolojisine uygun olarak ürettigi bir bilimsellige uydurma cabalaridir. "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran millete TÜRK MILLETI denir"Bu sözün sahibi ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK'tür.Bu kadar birlestirici,ayrimciliktan uzak,bir ifadeyi "sen nasil Türk olmayana Türk dersin"diye carpitanlar cikiyor ortaya.Sonra da Atatürk diktatördü insanlari Türklestirme siyaseti güttü diye suclamaya kalkiyorlar. Halbuki,Adi Türkiye Cumhuriyeti olan bir devletin vatandaslarina Türk denmesi kadar dogal olan baska bir sey yoktur. Almanya,Alman vatandasi olmak isteyenlerden Almanca bilmeyi ve Alman Kültürünü ögrenmeyi sart kosar.Alman vatandaslarinin kimliklerinde de Alman yazar.Yani etnik kökeni ne olursa olsun eger Alman kimligi tasiyorsa Almandir ama Almanlastirilmamistir.Ayni sey Türkiye'de Türklestirme olarak elestiriliyor.Amac belli degil mi? Türklerin Türk Devleti kurduklari tarihten bu yana Haclilar ve Hacli zihniyetinde olanlar bu devletle mücadele ettiler.Osmanli bu topraklarda büyüdü gelisti güclendi ancak Osmanli'nin zayiflamaya baslamasiyla yönetimi altindaki halklar ayaklandilar ve tek tek bagimsizliklarini elde ettiler.Tek bir Türkiye kalmisti elde edemedikleri.1.Dünya Savasi'nin sonuclari Türkiye icin tam bir felaket olmustu.Yedi Düvel Türkiye'nin bakir topraklarini kirli ayaklariyla cigneyip Istanbuldaki padisahla anlasarak SEVR anlasmasini kabul ettirdiler.Artik Haclilar icin bir Türk sorunu kalmamisti ne var ki Mustafa Kemal'i hesaba katmamislardi.Sonuc Lozan'la noktalandi. Noktalandi mi? HAYIR! Lozan'i hazmedemeyen ic ve dis düsmanlar Lozan'la birlikte calismaya basladilar.Türkiye'yi Türkleri daha dogrusu Mustafa Kemal'i yenebilmek icin müthis bir enerji sarfetmeye basladilar.Insan Haklari,Laiklik,Dincilik,Dinsizlik,Kürtcülük,Lazcilik saldirilariyla bu yeni cumhuriyeti yikma savasi basladi.Icimizdeki cumhuriyet karsitlari ile Sevr'in olusmasinda emegi gecmis tüm gücler birlesti.Sayisiz sarsintilara ragmen yeni kurulmus olan Cumhuriyet yani Türkiye Cumhuriyeti yasamaya devam etti.Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasinda en önemli rol Türk Silahli Kuvvetleri'nindi.Tüm ser güclere karsi TSK celik bir duvar gibi duruyor ve bu ser güclerin hareket kabiliyetini engelliyordu.Ancak TSK bu gücünü yavas yavas kaybetmeye basladi cünkü artik TSK'nin bünyesi bu ser güclerin zehiri ile yavas yavas zehirlenmeye baslamisti.Yani TSK icten kemiriliyordu.Ve nihayet 2007 yili TSK'ya cepheden saldiri yili olarak secildi ve simdiki durumda TSK'nin adindan baska hicbir özgül agirligi yoktur.TSK el degistirmis SEVR'i imzalayanlarin uzantilarinin eline gecmistir. Türklere karsi yapilan saldirilar ve Türkleri yok etme cabalari birkac alanda yürütülmektedir. 1-Etnik kiskirtma 2-Ümmetcilik 3-Türk Tarihini ve Türkleri bilmemek 4-Türklere karsi ötedenberi süregelen tarihi düsmanlik. saygilarla
  6. Müslümanlikta türban yoktur,bas örtmek diye bir emir yoktur bunlarin hepsi din bezirganlari tarafindan kadinlara yapilan dayatmalardir.Bu dayatmalarla kadinin özgürlügü elinden alinarak bu bez parcasina kutsal bir anlam yükleyip hem saf müslümanlar hem de kadinlar aldatiliyor.Kadinlara bu dayatmalari yapanlar ise deveyi hanutuyla götürüyorlar.Örnek mi istersiniz örnek cok.Bakin bu müslüman gecinen cevrelere müslümanlara degil müslüman gecinenlere,hepsinin altinda koca koca jipler,son model agir arabalar,halbuki peygamberin hayati cok mütevazi gecmistir.Bunlar dini kullanarak bir ayri din yaratmislardir. Müslümanlikta lüks yoktur,müslümanlikta israf yoktur müslümanlikta halkin vergilerini kendi refahlari icin kullanan yöneticilere lanet edilmistir.Metro yaptik,Marmaray yaptik duble yol yaptik diye milletin basina kalkilarak oy gaspetme hevesinde olanlar müslüman olamazlar.Metro'da,Marmaray'da,duble yolda gerektiginde yapilmalidir bu iktidarlarin asli görevlerinin basinda gelir.Biz bunlari yaptik diye böbürlenen iktidarlarin amaclari farklidir.Iste Türkiye'de neler oldugunu hep birlikte yasiyoruz. 14 yasinda bir kizla evlenen müslüman olamaz.Hicbir ayet 14 yasindaki kizi evlendirmez.14 yasindaki kizla evlenen veya evlenilir diyen zihniyet sapik bir zihniyettir. saygilarla
  7. Belgelerle gercek Tarih denilen sözde bilgi kaynagi tamamen Cumhuriyet ve Mustafa Kemal karsitlarinin olusturdugu dinci bir internet sitesidir.Sovyetlerin Türkiye'ye yardimlari daha gercekci belgelerle ortadadir.Ruslara karsi olabilirsin ama gercekleri inkar etmeden. saygilarla
  8. Siz bu bilgileri nereden aldiniz bilmiyorum ama külliyen yanlış bilgilerdir.Size önerim bilgileri tarafsiz gözlemcilerin yazdiklarindan ögrenin.Ne Cumhuriyet karsiti tarih sahtecileri ne de Atatürk karsiti birtakim kendini bilmezlerin uydurdugu bu yalanlara inanip ta herkesin bildigi gercekleri burada inkar etmeyin. Türkiye'ye yardim eden Lenin'dir,Rus Cari degildir.Ernenilere yardim edenler Carlik Rusya'dir.Rusya bize sadece silah ve cephane yardiminda bulunmamis bircok isletmenin yapilisinda da hem maddi hem de is gücü destegi vermistir.Tarihi birilerinin adina carpitmadan önce elinizi vicdaniniza koyarak yazin.Cünkü tarihi birilerinin cikarlari ugruna carpitirken bu ülkenin savunmasi ugruna hayatlarini feda etmekten kacinmayan ve de bizlere yardim etmis olanlarin ruhlarini incittiginizi de bilin. saygilarla
  9. Putin Rus Parlamentosunda cok önemli bir konusma yapmisti.Bu konusma Türkiye'de demokrasi adi altinda bölücülük yaparak emperyalistlerin taseronluguna soyunanlar ve de NE MUTLU TÜRK'ÜM DIYENE DENMESINI dayatma olarak görenle icin ümit ediyorum ki bir ibret belgesi olsun: --------------------------------------------------------------------------------------------------- KONUSMANIN TURKCESI ASAGIDADIR : Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 4 Şubat 2013 tarihinde, Duma’da (Rusya Parlamentosu) Rusya'daki azınlıklarla ilgili gerginlik hakkında bir konuşma yaptı. Dedi ki: RUSYA'DA RUSLAR YAŞAR! Herhangi bir azınlık, Rusya'da çalışmak ve yiyip içip yaşamak istiyorsa “RUSÇA” konuşmalı ve RUS YASALARINA saygılı olmalıdır. Yok, eğer Şeriat hukukunu tercih ediyorlarsa, o yasaların geçerli olduğu ülkelere gitmelerini tavsiye ederiz. Rusya’nın azınlıklara ihtiyacı yoktur. Azınlıklar Rusya’ya muhtaçtır ve ”ayrımcılık” için ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar, yasalarımızı değiştirmeyeceğiz ve onlara “ÖZEL AYRIMCILIK” tanımayacağız. Bir ULUS olarak hayatta kalmak istiyorsak, Amerika, İngiltere, Hollanda ve Fransa tarihlerinden daha iyi dersler çıkarmalıyız. Rus gelenek ve görenekleri, azınlıkların ilkel ve eksik kültürleriyle uyumlu değildir. Bu onurlu “Yasama Organı” (DUMA) yeni yasalar çıkarmayı düşünüyorsa bu azınlıkların “RUS OLMADIKLARINI” dikkate alarak, öncelikle “ULUSAL ÇIKARLARI” göz önünde tutmalıdır! " Duma'daki politikacılar Putin’i tam beş dakika süreyle ayakta alkışladılar....... saygilarla
  10. Ne yapmasi gerekiyordu sizce?Anayasa hazirlanirken,Kürt,Laz,Cerkez,Gürcü,Arnavut vs vs diye belritmesi mi gerekiyordu.Dünyada bu tarz bir anayasa varmidir varsa hangi ülkenin anayasinda vardir. Sizin israrla vurgulamaya calistiginiz sey,neden herkesin kimligi TÜRK oldu da Kürt olmadi laz olmadi cerkez olmadi diye ajitasyon yapmaktan öte birsey degildir.Türkiye Cumhuriyetini kuran halka Türk Milleti denir derken Atatürk bu Türk kelimesinin iceriginde yukarida adlarini saydigim zümreleride yerlestirdi.Ne var ki bu sizi tatmin etmiyor.Cünkü Türk olmaya karsi bir allerjiniz var ve bunu bir türlü gideremiyorsunuz.Sizin iddianiz tamamen Sovyet Rusya modeli bir TÜRKIYE'nin kurulmamis olmasidir.Cünkü Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliginin meclisinde Sovyet Devletinde yasayan her etnik zümrenin temsilcileri vardi.Zaten Sovyet kelimeside bunu ifade etmektedir.Ancak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi dagildi,dagilmak zorundaydi.Simdik Rusya'da ise sadece Rus kimligi hakimdir,ülkede tek dil Ruscadir.Azinliklara veya etnisiteye özel ayricalikla taninmamaktadir.Yani Rusya ulus devlet modelini basariyla götürmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin güclü oldugu günlerde bu tip ayricaliklar,ithamlar iftiralar suclamalar kolay kolay yapilamiyordu.Bunun yapilamamasinin nedeni olarak Türkiye'de demokrasi olmadiigi icin yapilamiyordu diyenler cikabilir ancak demokrasinin anlami ülkede ayrimcilik yapmak degildir.Devletin kurulus felsefesini tartismak degildir.Demokrasi ülkenin birlik ver bütünlügüne,devletin kurulus felsefesine saygi duymaktir.Son günlerde hizli bir sekilde Türklüge ve TÜRK DEVLETINE karsi verilen bir mücadele var.Türklüge karsi verilen bu mücadelenin aktörleri farkli ideolojilere sahip olanlardir.Bunlar ulus devlete karsi olanlardir.Türkiye Cumhuriyeti'nin yikilmasini en cok arzu edenlerde bunlardir.Umuyorlar ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti yikilip yerine kurulacak olan corba bir devlet sayesinde Türklüge agir bir darbe vurulacak ve bu topraklar TÜRK olmaktan kurtarilacaktir. O kadar ilginc ki;bugünkü iktidara karsi gibi görünenler bu iktidardan daha cok bu devletin yikilmasini arzulamaktadirlar. saygilarla
  11. politika

    RABİA'lı Tepki

    Ilimli Islami da Radikal Islami da cikartanin Amerika oldugunu biliyoruz,ama onun pesinden gidenleri de sadece terörist olarak nitelersek o zaman Islam ülkelerindeki yönetimlerin hepsi terörist konumuna girmiyor mu?Suriye'de teröristleri sirf Esad'i devirmek bahanesiyle destekleyen bizim hükümet degil mi?Irak'ta Amerikan askerlerinin sag salim evlerine dönmesi icin duaci olan zat-i muhterem!bizim basbakan degil mi ve onun pesinden giden tüm AKP degil mi? Libya'da Gaddafi'yi devirmek icin Haclilarla isbirligi yapan kimdi,Gaddafi'nin güclerine karsi mücadele verenler de müslüman degilmiydi.Yani ABD istedi diye bir müslüman kötü ama o kötü denilen müslümani öldüren müslüman iyi mi oluyor?Misir'da karsi karsiya gelenler kimlerdi?Müslümanlar degil mi? Ister devlet baskani,ister basbakan ister asker ister ne olursa olsun,birtakim cevrelerin cikarlari icin taseronluk yapma hakki kimsede yoktur.Müslümani müslümana kirdirmanin dinle imanla insanlikla uzaktan yakindan hicbir ilgisi yoktur.Müslümanin müslümani kirmasina önayak olanlar 24 saat Allah deseler 24 saat secdeden kafalarini kaldirmasalar bile müslüman olamazlar.Onlarin müslümanligi sahtedir. Emevilerde müslümandi ama müslüman kani dökerek beslendiler.Imam-i Azam Ebu Hanife'yi zindanlara süründüren ve iskenceler altinda öldürenler de müslümandi. Eger gercek müslümanlar bu sarlatanlarin arkasina onlari müslüman sanarak gitmekten vazgecmedikleri sürece dislanacak ve lanetleneceklerdir.Türkiye'de gercek müslümanlik yasansaydi bugün ülke ihanet cemberinin icinde olmayacakti.Gercek müslümanlik seriatla degil ülkesine sahip cikmakla olur. saygilarla
  12. Halk edebiyatinda cok kullanilan takma isim (MAHLAS)aslinda bircok gazeteci tarafindan da kullanilir.Padisahlarin bile takma isimleri vardi. Benim öyle fazla bir takma ismim olmadi,kücükken sisman oldugumdan bana hep sisko patates derlerdi,Okulda siir yazmayi denedigimde kendime mahlas yani takma bir ad vermistim ama onu yazmam burada.Sonralari her konuya girdigim icin bana Konfücyüz diyenler cikmisti.Hatta okudugum tibbi kitaplardaki verilere dayanarak arkadaslar arasinda saglik sikayetleri olanlara senin buyun var senin suyun var dedigim icin bir aralar bana doktor bey diye takilip gülüstügümüz olurdu. Simdi Politika takma adiyla yaziyorum. Politika cok yalan anlamina gelir,eski Yunanca iki sözcükten olusur.Poli Cok Tika Yalan demektir.Bu adi kullanmakla cok yalan mi söylüyorum Hayir bu adla politikanin nasil bir yalancilik meslegi oldugunu anlatmaya calisiyorum.Takma adimin tam aksine yazdiklarimin icersinde yalan yoktur belki yanlislar olabilir. saygilarla
  13. Istanbul'un belki sokaklari pisti bugünde pis,belki sokaklari eskiydi belki gökdelenleri yoktu ama Istanbul safti,temizdi insanlari kaliteliydi peki ya simdi??? saygilarla
  14. Atatürkcülük kisisellestirmektir,Kemalizm ise onun yolundan gitmektir.Aradaki farki kavrayamayanlar bugün icinde bulundugumuz bu kritik ortamin hazirlayicilaridir.Dinde bile bu yanlis yapilmaktadir.Muhammed'i kisisel olarak sevenlerle onun yolundan gitmenin farkini anlamayanlar Islamda sirk batagina batmislardir.Yani Mustafa Kemal nasil bilerek veya bilmeyerek istismar ediliyorsa ayni istismar din de de yasanmaktadir. Atatürkcülük ilk olarak DP ile baslamistir,Halbuki ondan önceki dönemde Atatürkcülük diye bir kavram yoktu.Ingilizler Mustafa Kemal'in yolundan gidenlere KEMALIST adini vermislerdi.Kemalizm devrimlerle isaret edilen yoldur.Bugün Atatürkcüyüm diyenlerin büyük cogunlugu Kemalist degildir.Handikap zaten burada. saygilarla
  15. Kemalizmin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk,filozof degildi ama yeryüzünde gelmis gecmis tüm filozoflari asan üstün bir kisilige sahipti. Kemalist Büyük Türk Devrimi'ni felsefeden uzak tutmayi düsünemeyiz.Cünkü Felsefi düsünce ile Kemalizm'in hedefi aynen örtüsmektedir. saygilarla
  16. Bence bu makalenin nereden alinmis oldugunu yani kaynagini vermelisin. Cünkü bu tarz tartismalar sadece belirli bir cevrenin israrla üzerinde durarak Kemalizmi kendi düsüncleri icine hapsedip ona farkli bir kimlik verme cabasindan baska birsey degildir.Bu düsünceler aslinda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin mevcudiyetine de karsi bir düsüncedir. saygilarla
  17. AKP Bir Amerikan projesidir.Bunun aksini iddia edenler AKP'nin dümen suyunda gidenlerdir. ABD'nin Orta Dogu projesi icin AKP gerekliydi.Her ne kadar ic dinamiklere dayanan bir siyasi hareket olsada iktidar gücünü daha cok dis dinamiklerden alir.Daha anlasilir olmasi icin;AKP ic ve dis dinamikler arasindaki örtüsme sonucu iktidara gelmistir. Ergenekon,Türkiye'nin ve bölgenin Amerikanci dönüsümünün önündeki engelleri kaldirmaya yönelik bir siyaset planlamasi Cemaat ve AKP ortakliginda devleti ele gecirme,toplumu esir alma ve fasist bir doktatörlük kurma operasyonuydu.Siyasi siddet kullanilarak tüm engeller ortadan kaldirildi.En büyük engel olan TSK safdisi birakildi ve teslim alindi,Silivriye hapsedildi.Daha acik bir ifadeyle Harbiye Imam.Hatib'e yenildi. Türkiye kollektif bir cinayete kurban edilmistir. Nasil ki Mossad Hamas'in önünü actiysa,MIT'te PKK'nin yani Kürtcülerin önünü acmistir. Bugünün Türkiye'sin de yasananlar akla hayale gelmeyecek olaylardir.Terör örgütleriyle isbirligi yapan bir iktidar ve halkina "düsman "diyen bir basbakan var ülkede.Kendisine biat etmeyen,gittigi yoldan gitmeyip karsi olan,gercek demokrasi isteyen,özgürlük diye bagiranlar bugünkü iktidarin düsmani sayilmakta ve iktidarin polis ordusu bu düsmanla savasmaktadir! Dün Diyarbakir'da yasanan komedi aslinda büyük bir trajedidir Türkiye adina.40 bin kisinin katilleri ile elele vermek bir trajedidir,kim olursa olsun.Eger basimizi devekusu gibi kuma gömersek bu gercekleri haykiramayiz.Türkiye satilmis feda edilmistir. "Not:Bir süre önce evimi polisler basti.Bir gazetenin haberine yapilan yorumlarda Cumhurbaskanina hakaret etmisim iddiasiyla laptopuma elkoydular emniyete götürüp ifademi aldilar ve gönderdiler.Simdi beklemedeyim.Cok acik söylüyorum.Muhakkak ki o anda irkiliyorsunuz,10 adet polis kapiniza gelmis sivilli resmi üniformali polisler evimde hem arama yapiyor hem de sorular soruyorlar.Ancak sunu acikca ifade edeyim ki;hakli oldugum her zaman sesimi cikarmaktan korkmuyorum." saygilarla
  18. Türklügü ve de Türk Milliyetciligini dolayisiyla Atatürk Milliyetciligini karalamak adina bilimsel olmayan bilimsellikler üretiliyor. Cogunlugu Türk olan ve adi Türkiye olan bir devletin vatandaslarinin kimliklerinin Türk olmasi ve bu kisiler topluluguna da Türk Milleti denmesini hicbir bilimsel arastirma veya bilimsellik iddiasi ortadan kaldiramaz dolayisiyla Türk Milleti yok Millet var sacmaligida bu Türklüge karsi alinmis olan cephenin sloganlarindan baska birsey degildir. Tekrar edelim,Sevr ile bu ülkeyi parcalayamayanlar simdi birtakim absurd iddialarin arkasina saklanip bir de bu iddialara bilimsellik yakistirmasi yaparak Sevr'i yeniden gündeme oturtma gayreti icindedirler. Hersey LOZAN'in hazmedilememesinden kaynaklanan bir intikam yürüyüsüdür.Dün Sevr'i imzalayanlarin bugünkü uzantilari ve Türklügün ezeli karsitlarinin elele vererek yok etmeye calistiklari gercek TÜRK GERCEGIDIR. Bu yeni bir masal degildir:1912 yilinda Sebilürresat Dergisinde cikan yazida "TÜRK "kelimesinin kullanilmasi,dinsizlik kafirlik sayiliyordu. Cok merak eden bilimselciler arsivlere girerek bu gercegi yüzleri kizarmadan okuyabilirler. 1913 tarihli "Mecmua-i Ebuzziya"dergisinin 94.sayisinda,"Bizim Türklügümüz sembolizmden baska birsey degildir.Bizler yani Türkler Müslümanlik icinde erimisizdir.Türk falan degil sadece Müslümaniz"deniliyordu. Üniversitede profesörlük yapmis olan Ahmet Naim,1913 yilinda yazdigi "Islamda Dava-i Kavmiye"adli kitabinda Türke karsi savas acmis ve "Türk'ün gecmisini bilmesine ögrenmesine lüzum ve ihtiyac yok"diyordu. 1919-1920 yillarinda seyhülislamlik görevine getirilmis ve ülkeden kacmak zorunda kalmis olan Mustafa Sabri Efendi,"Türk'e Türklük benligini vermek isteyenleri "Soysuzluk"la sucluyordu.Türkiye'de Ingiliz Muhipler Dernegi'nin kurucularindandi ve Kuvay-i Milliye mensuplari icin ölüm fetvasi cikartan da o idi. Mehmet Akif ise,Türklükten söz eden Ziya Gökalp'a "kaltaban"sifatini yakistiriyordu. Tespitlere göre;Gök Türkler'den sonra "BEN TÜRK'ÜM"diyen hükümdar sayisi yalnizca yedidir. Allahskina bugün Türklüge Türk olmaya,Türk Milleti denmesine karsi savas acanlarin su yukarida anlatilanlarda adi gecenlerden bir ayricaliklari var mi dir acaba? Türk düsmanlari tarihler boyunca vardi ve bunlar her dönemde farkli farkli gerekcelerle bu düsmanliklarini sürdürmüslerdir ve de sürdürmektedirler. Türk'üm demeyi,irkcilik diye adlandiranlar,TÜRK Milleti denmesini dayatma olarak tanimlayanlar inanin ki Türklerin dostlari degildirler.Kendilerine TÜRK denmesinnden gocunup ben TÜRK DEGILIM BEN ::: diyenler yurt disinda yasadiklari ülkelerin vatandasi olabilmek adina türlü iki dümenler cevirmektedirler.Türkl olmaktan gocunanlarin nasil Alman,Fransiz,Ingiliz olm aya calistiklarini gördükce Türk olmaktan gurur duymaktayim. NE MUTLU TÜRK'ÜM DIYENE saygilarla
  19. "Hayaldi Gercek oldu"sözleri son dönemde moda haline getirilip,uykuda ve dizilerde yasamayi kendine siar edinmis olan Türk Milleti'ne hazmettirici ilac gibi yedirilmeye baslanmistir. Neyin hayal neyin gercek oldugunu irdeleme gibi bir ihtiyac hissetmemek gafleti maalesef bir uyusturucu gibi damarlara siringa edilerek koskoca bir ulus kandiriliyor. "Sen Türk'üm demeyeceksin,müslümanim diyeceksin"dayatmasi Osmanli'daydi,"Türk Milleti yoktur"dayatmasi ise AKP iktidari dönemindedir. Gelin hep birlikte neyin hayal neyin gercek oldugunu irdeleyelim. Marmaray hayal degildi,cünkü yüzyil önce düsünülmüs,Ecevit döneminde projesi bile hazirlanmisti.Hayal olmasi icin bir projenin akla gelmemesi gerekir.Dolayisiyla MARMARAY bir hayal degildi. Ayni sekilde Metro'da bir hayal degildi.Bunlarin hepsi düsünülen ancak finansmani mümkün olmayan projelerdi. AB'ye verilen tavizler sonucu,AB fonlarindan verilen paralar o zamanlar yoktu.Cünkü o zamanlar,Türk Milleti ve Ordusu ve Emniyeti PKK Bölücü Terör Örgütü'yle mücadele ediyordu.PKK ile mücadele etmemek,Güneydogu'da Özerk bir Kürt Yönetimi,Ege'de Yunanli'ya boyun egme;Kibris'i Rum Adasi olarak kabul etme,Atatürk'ü silme,Cumhuriyeti yikma tavizlerine karsilik AB Fonlari AKP'ye akmaya basladi. Bu fonlar,AKP'nin iktidarda kalmasina payanda olacak fonlardi.Metro yapacak,Marmaray yapilacak,duble yollar derken irdeleme gibi bir sorunu olmayan halk yiginlari aldatilacak,gözleri boyanacak ve AKP'ye oy verecekti ve nitekim böyle de oldu.Dini siyasetine alet ederek,kendi gibi düsünmeyenleri dislayarak,halki ikiye bölmekle kalmadi halki birbirine onlar-bunlar diye düsman etti.ISTE HAYAL OLAN buydu ve bu HAYAL GERCEK OLDU. Molla Mustafa Barzani,yillar yili Genc Cumhuriyetle mücadele etti,Kürdistan hayalleri bu mücadelenin motoruydu.Ancak Türkiye Cumhuriyetini kanla kurmus olanlar bu mücadelede basarili oldular.Öyle ki Molla Mustafa Barzani Ingilizlere basvurarak "Ben artik daha fazlasini yapamiyorum,artik siz buna bir cözüm bulun"diyerek Ingilizlerden Kürdistan icin yardim talep etti. Molla Mustafa Barzani'nin oglu olan bugünkü Barzani babasinin biraktigi yerden devam ederek Türkiye Cumhuriyetini bölmek icin mücadeleye basladi.Basarili olamayinca da kendini sadik bir Türk dostu olarak gösterip Türkiye Cumhuriyeti'nin himayesinde diktatör Saddam'a karsi mücadele etmeye basladi.Elinde Türk Devleti'nin pasaportunu tasiyordu,Ankara'ya gel denildiginde tipis tipis geliyor,tekmil verip gidiyordu,bunun haricinde muhataplari sadece bascavuslardi. ABD'nin oyunlari ve yöneticilerin basiretsizligi sonucu yikilan Ecevit Hükümetinden sonra AKP iktidara tasindi.AKP'nin iktidara tasinmasi belirli bir misyon geregiydi.Bu misyon yukarida da bahsettigim gibi;Türkiye Cumhuriyeti'nin sonunu hazirlamak,Laikligi sona erdirip seriati getirmek,Güneydoguda Özerk bir Kürt Devletinin kurulmasina önayak olmak,ülkede yasayan diger etnik gruplari Türk Milleti olmama yolunda azmettirmek ve ülkedeki BIRLIK VE BÜTÜNLÜGÜ bozarak kardesi kardese düsman ederken bununa adina da DEMOKRASI deme misyonuydu. Atatürk'ün devrimleri tek tek silinip onun yasakladigi ve anayasada suc olan gerici hamleleri yeniden sahneye koyarak Türkiye Cumhuriyetine ihanet baltasi vuruldu. Atatürk devrimleri'nin tek tek silinmesi ilk bakista ona karsi olan gücler tarafindan mümkün olabilirdi.Hayal olan bu devrimlerin silinmesinin hayata gecirilebilmesinin mümkün olamayacagiydi,cünkü herkes "BEN ATATÜRKCÜYÜM "diyordu,ancak gördük ki Hayal oldugunu sandigimiz yikimlar gercek olmaya baslamisti. Muhatabi,bascavuslar olan ve ancak cagrildiginda Devlet büyükleriyle görüsebilen Türkiye Cumhuriyeti'nin ezeli düsmani Barzani;hem Kuzey Irak'ta AKP hükümeti'nin isbirligi ile bir Özerk Kürt Bölgesi kurup onun baskanligini üstleniyor hem de AKP'nin Basbakani tarafindan devlet töreni ile hem de Kürdistan'in baskenti diye söylenen Diyarbakir'da agirlaniyor.Yani Türk Bayragi'nin yaninda Barzani'nin bayragi yer aliyor.Bu görüsmenin perde arkasinda Kürdistan'in sekillendirilmesi yatmaktadir.Suriye'de de ayni sekilde bir Kürt Bölgesi olusturuldu.Sira Iran'dadir.Iste Hayal olan Türkiye'yi yöneten kadrolarin ve Türk Milleti'nin gözbebegi ordunun böyle bir isbirligini gerceklestirmis olmasidir.Iste gercek olan hayal budur. Elinde bayrak olana,Atatürk posteri acana karsi AKP'nin polisi tarafindan reva görülen zulüm bir hayaldi ama gercek oldu. Onuncu Yil Marsina Fasist bir mars deme cüretini gösterebilmek bir hayaldi gercek oldu. Okullarda gururla okudugumuz andimiza irkci damgasini vurma cüretini gösterebilmek bir hayaldi gercek oldu. Türk bayragi kiskirtici oldugu icin gönderden indirilsin deme cüretini gösterebilmek hayaldi gercek oldu. Türk Milleti yoktur,millet vardir deme cüretini gösterebilmek hayaldi gercek oldu. Bütün bu ihanet hamlelerine karsi milletimizin güvendigi Ordu'nun bu olanlari olumlu karsilamasi hayaldi GERCEK oldu. Ne Marmaray ne Metro,ne duble yol ve ne de düsünülen ücüncü köprü bunlarin hicbirisi hayal degildi yapilmis veya yapiliyor olmalari da hayallerin gerceklesmesi degildir,bu slogan saf yiginlari aldatmak icin kullanilan bir slogandir.Asil hayal sandigimiz ama gercek olan gercekleri yukarida siraladim. saygilarla
  20. Alman kimlikli bir Fransiz ben Fransizim demez.Kimligi Alman kimligi oldugu icin soruldugunda ben Alman'im der.Türkiye de de ayniydi ta ki bölücüler ve ümmetciler ayni yola beraber adim atincaya kadar.Bir ülkenin birlik ve bütünlügünü demokrasi diyerek etnik ayrimcilik yapanlar bozmustur. Bir ülkeye cogunlugun adinin verilmesi sadece Türkiye'ye özgü degildir.Dogal sartlarda bu böyledir.Dünkü Sevr'cilerin bugünkü uzantilari;meydani bos bulduklari icin rahatca hareket edebilmekte ve demokrasi kandirmacasi ile ülkenin birlik ve bütünlügünü bozmakta milletin arasina nifak tohumlari sacmaktadirlar. NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE demeyi Türklestirmek olarak görenlerin hicbiri ama hicbirinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bekasini düsünmedigi noktasinda asla süphem yoktur.Türk Milleti'nin klasik ve tarihi düsmanlarinin bugün demokrasi aldatmacalari ile milleti nasil böldüklerini görüyoruz.Türk Ulusu ikinci bir Kurtulus Savasi vermelidir ancak bu savas dün bizi isgal edenlere karsi degil onlarin bugün icimizdeki isbirlikcilerine ve demokrasi havarilerine karsi vermelidir ve bu savas er veya gec verilecektir. saygilarla
  21. Türkiye "Demokratiklesme Paketi"yalani ile bir "DIN DEVLETI "olma yolunda son hizla yol almaktadir.Yurttas yerine Dindas'ligi yerlestirmeye calisan basbakan Van Üniversitesi'nde bir grup beyni yikanmis gencin "ODTÜ'yü bosver biz seninleyiz"tarzi sloganlar atmasi Van'li Hüseyin Celik'in bu üniversiteye siyasi baski yaptigi süphesini doguruyor. Türbanin özgürlük maskesi arkasinda tüm alanlarda serbest birakilmasi Türkiye'nin Laiklik yolundan alinip seriata dogru yönlendirildiginin belgesidir. Ne yazik ki;bu basbakan hakkinda sorusturma baslatacak ne vatansever ne de cesur bir savci yoktur.Aslinda bu görev Yargitay Bassavcisindir ancak ne hikmetse Bassavci bu görevi ihmal etmektedir anlasiliyor ki Yargitay; Türkiye'ye ihanet edenlerin izinde yürümektedir. Diger yandan soruyorum:Türkiye'ye yapilan bu ihaneti sorgulayacak savcilarin icinde bir tane TÜRK yok mudur? AKP'nin icinde bu gidise karsi duracak tek bir TÜRK yokmudur? saygilarla
  22. Dogru haklisin,AKP'yi savunmak anlamlidir!Aksi ise anlamsiz. saygilarla
  23. Yenikapi'da SKYTÜRK'ün kameramani ve muhabiri metrodan inenlerle röportaj yapiyordu.Birisi bir süre bekledik dedi bir digeri hemen atilip hayir tami tamina 27 dakika bekledik dedi ki bu dogrusuydu.Muhabirin yanina yaklasip aynen sunu söyledim:Bu Röportaji flltrelemeden verin ,o da bana bakariz yanitini verdi. TCDD Genel Müdürü dogruyu söylemiyor.Bunlar hicbirzaman dogruyu söylemediler. saygilarla
  24. Marmaray hizmete girdi.Basbakanin yapmis oldugu kurnazligin daha dogrusu oy kazanma stratejisinin hedef tarihi Cumhuriyetin 90.Yildönümü kutlamalari oldu.Görünürde basbakan sanki önceleri yaptigi hakaretleri unutmusta günah cikarmak isteyen bir kimlige bürünmüs Cumhuriyetin ilk 10 yilinda yapilan demiryollarinndan övgüyle bahsederek bu demiryollarinin katlana katlana bugünkü konumuna getirildigini ifade etmistir. Basbakan ayrica Marmaray Projesini bir hayal olarak tanimlayip bu sayede Osmanli'yida göklere cikaran bir yaklasim sergilemis,Rahmetli Ecevit'in yapmis oldugu anlasmayi atlayip,misafirlere Osmanli'nin projesi olan Marmaray'in resimlerini hediye etmistir. Muhakkak ki objektif bir bakisla degerlendirirsek Marmaray gercekten alkislanmasi gereken bir hizmettir.Sonucta halka hizmet edecektir.Ancak halka hizmeti secim kampanyasi haline dönüstürüp shov yapmak bütün o alkislanmasi gereken hizmeti tamamen bir prestij kampanyasi haline dönüstürmüstür.Yerel Secimlere 5 ay kala böyle bir shov basbakana muhakkak ki oy getirecektir. Hizli tren faciasini hepimiz hatirlayalim.Bir an önce Hizli Treni hizmete acip milletten oy gaspetmek sevdasina düsen basbakan,maalesef o feci kazada onlarca insanimizin hayatini kaybetmesine neden olmustur,suclanan sadece zavalli makinist oldu.Asil suclular hala koltuklarinda piskin piskin oturmaktadirlar. Dünkü secim shovundan sonra bugün Marmaray ile yolculuk yapmak icin Kozyatagi'ndan Metro'ya bindim ve Ayrilik Cesmesi'nde inerek Marmaray metrosuna bindim.Üsküdar'a kadar fazla bir yolcu yoktu,Üsküdar'da Metronun tüm vagonlari hincahinc doldu,Allahtan ki oturacak yer bulmustum metroya ilk bindigimde. Tabii ki herkest mevcut olan merak ve heyecan bende de vardi.Saka degil denizin altindan gidiyorduk.Heyecan olmamasi mümkün degildi.Tam 60 Metre derinlige geldigimizde Marmaray aniden durdu.Demiryollarinda hep yasanan duraklamalar gibi bir iki dakika icinde tekrar hareket edecegimizi düsünerek bekledim.Hayir o bir iki dakika tam 27 dakika oldu.Yolcular huzursuz oldular,daha dogrusu bekleme süresi uzadikca korkular basladi.Ayakta veya oturan yolcularin bazilari Selavat getirmeye basladilar.Bunlar gercekten saka degil aynen yasadim bunu bugün.Bir ara kapilar acildi insanlar disari döküldü sonra görevliler ikaz edince yine iceri girdiler.yine bekleme süreci basladi.Ögrendigim kadariyla yolculardan birisi imdat freni ile oynamis veya kapinin otomatik kilidi ile.Ve 27 dakika sonra tekrar hareket ederek Yenikapi'da indim. Simdi olabilir birisi yanlislikla imdat freni veya kapi otomatigiyle oynamis olabilirdi ancak aksam haberlerinde basbakanin yapmis oldugu konusmada"Birileri imdat freni ile oynuyor haliyle metro duruyor,bunu da abartarak basarimizi karalamak istiyorlar"gibi bir ifade gecti.Bu ifadeyi duyunca aslinda metronun durmasin in nedeninin imdat freninin cekilmesi degil ciddi bir arizanin mevcudiyetinden oldugunu düsündüm. 60 Metre derinlikte bir vagonun icindesiniz ve yüzlerce insan ayni kaderi paylasiyor.Oy hesaplariyla ve bindirilmis kitalarla shov yaparak alelacele böyle bir projenin hizmete sokulmasi tam bir ciddiyetsizlik ve sorumsuzluk örnegidir.Yapilan onca uyariyi sadece kiskanclik diyerek kulak arkasi yapmak ise tam anlamiyla bir katliam tesebbüsüdür. Bu tecrübeden sonra artik bir daha Marmaray'a binmemek üzere geri dönüsümü klasik yöntemlerle yani TURYOL'un motoru ile gerceklestirdim,en kötü ihtmalle denize atlayip yüzme imkanim vardir tehlike aninda. saygilarl
  25. Ben yine de hala sahlanamayan Cumhuriyet ve Atatürk sevdalilarini özlüyorum.Bu sahlanis 90 Cumhuriyet ve Atatürkcü Aydin'dan ve aylardir polis zulmüne boyun egmeden ellerinde Atatürk Posterleri dillerinde Andimiz olan belki 1,belki 2 belki de 3 milyon gencle sinirli olmamaliydi.Bu kadar miyiz yani BIZ?! saygilarla
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.