-
İçerik Sayısı
9.358 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
58
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
politika tarafından postalanan herşey
-
Ermeni Tarihi-1915-22 Yılları Arasında Ne Oldu?
politika şurada cevap verdi: evrensel-insan başlık Türk Tarihi
1910-1922 yılları arasında Ermeni çetelerin yaptığı katliamların tarih ve yerleri ile katledilen Türk sayısı şöyle saygıdeger arkadaşlarım düşüncelerinizi ve fikirlerinize sunuyorum bu yorumsuzdur ama isteyenler yorum yapabilir. saygılarrımla 1910 Muş (10 ölü), 21 Şubat 1914 Kars-Ardahan (30 bin ölü), 1915 Van (44 ölü), 1915 Van (150 ölü), 1915 Bitlis (16 bin ölü), 1915 Muş (80 ölü), 1915 Bitlis-Hizan (113 ölü), 1915 Van (5 bin 200 ölü), Şubat 1915 Haskay (200 ölü), Şubat 1915 Dutak (3 ölü), Nisan 1915 Bitlis (29 ölü), Nisan 1915 Muradiye (10 bin ölü), Nisan 1915 Van (120 ölü), Mayıs 1915 Van (20 bin ölü), Temmuz 1915 Muş-Akçan (19 ölü), Ağustos 1915 Müküs (126 ölü), 9 Mayıs 1915 Bitlis (40 bin ölü), 9 Mayıs 1915 Bitlis (123 ölü), 15 Ocak 1916 Terme (9 ölü), 1 Nisan 1916 Van-Reşadiye (15 ölü), Mayıs 1916 Muş (500 ölü), 8 Mayıs 1916 Van-Tatvan (bin 600 ölü), 8 Mayıs 1916 Bitlis (10 bin ölü), 8 Mayıs 1916 Pasinler (2 bin ölü), 8 Mayıs 1916 Tercan (563 ölü), 11 Mayıs 1916 Van (44 bin 233 ölü), 11 Mayıs 1916 Malazgirt (20 bin ölü), 11 Mayıs 1916 Bitlis (12 ölü), 22 Mayıs 1916 Van (bin ölü), 22 Mayıs 1916 Köprüköy-Van (200 ölü), 22 Mayıs 1916 Van (15 bin ölü), 22 Mayıs 1916 Van (8 ölü), 22 Mayıs 1916 Van (8 bin ölü), 22 Mayıs 1916 Van (80 bin ölü), 22 Mayıs 1916 Van (15 bin ölü), 23 Mayıs 1916 Of (5 ölü), 23 Mayıs 1916 Trabzon (2 bin 86 ölü), 23 Mayıs 1916 Van (3 yüz ölü), 25 Mayıs 1916 Bayezid (14 bin ölü), Haziran 1916 Van-Abbasağa (14 ölü), Haziran 1916 Edremid-Vastan (15 bin ölü), 6 Haziran 1916 Şatak-Serir (45 ölü), 6 Haziran 1916 Şatak (bin 150 ölü), 7 Haziran 1916 Müküs-Serhan (121 ölü), 14 Ağustos 1916 Bitlis (311 ölü), 1919 Sarıkamış (9 ölü), 1919 Tiksin-Ağadeve (5 ölü), 1919 Nahçivan (4 bin ölü), 6 Ocak 1919 Zaruşat (86 ölü), 21 Ocak 1919 Kilis (2 ölü), 22 Ocak 1919 Antep (1 ölü), 25 Ocak 1919 Kars (9 ölü), 26 Şubat 1919 Adana-Pozantı (4 ölü), 18 Mayıs 1919 Osmaniye (1 ölü), 13 Haziran 1919 Pasinler (3 ölü), 3 Haziran 1919 Iğdır (8 ölü), Temmuz 1919 Sarıkamış (803 ölü), Temmuz 1919 Kurudere (8 ölü), Temmuz 1919 Sarıkamış (695 ölü), 4 Temmuz 1919 Akçakale (180 ölü), 5 Temmuz 1919 Kağızman (4 ölü), 7 temmuz 1919 Kars-Göle (9 ölü), 8 Temmuz 1919 Mescitli (4 ölü), 8 Temmuz 1919 Gülyantepe (10 ölü), 9 Temmuz 1919 Kağızman (6 ölü), 9 Temmuz 1919 Kurudere (8 ölü), 11 Temmuz 1919 Mescitli (20 ölü), 19 Temmuz 1919 Bulaklı (2 ölü), 19 Temmuz 1919 Pasinler (2 ölü), 24 Temmuz 1919 Kars-Kağızman (9 ölü), Ağustos 1919 Muhtelif köyler (2 bin 502 ölü), 15 Ağustos 1919 Erzurum (153 ölü), 15 Ağustos 1919 Erzurum (426 ölü), Eylül 1919 Allahüekber (3 ölü), 9 Eylül 1919 Ünye (12 ölü), 14 Eylül 1919 Sarıkamış (2 ölü), Kasım 1919 Adana (4 ölü), 11 Kasım 1919 Maraş (2 ölü), 6 Kasım 1919 Ulukışla (7 ölü), 7 Aralık 1919 Adana (4 ölü), 1920 Göle (600 ölü), 1920 Kars (3 bin 945 ölü), 1920 Haramivartan (138 ölü), 1920 Nahçivan (64 bin 408 ölü), 1920 Nahçivan (5 bin 307 ölü), Şubat 1920 Kars civarı (561 ölü), 1 Şubat 1920 Zaruşat (2 bin 150 ölü), 2 Şubat 1920 Şuregel (bin 150 ölü), 10 Şubat 1920 Çıldır (100 ölü), 28 Şubat 1920 Pozantı (40 ölü), 9 Mart 1920 Zaruşat (400 ölü), 9 Mart 1920 Zaruşat (120 ölü), 16 Mart 1920 Kağızman (720 ölü), 22 Mart 1920 Şuregel-Zaruşat (2 bin ölü), 6 Nisan 1920 Gümrü (500 ölü), 28 Nisan 1920 Kars (2 ölü), 5 Mayıs 1920 Kars (bin 774 ölü), 22 Mayıs 1920 Kars (10 ölü), 2 Temmuz 1920 Kars-Erzurum (408 ölü), 2 Temmuz 1920 Zengebasar (bin 500 ölü), 27 Temmuz 1920 Erzurum (69 ölü), Mayıs 1920 Kars-Erzurum (27 ölü), Ağustos 1920 Oltu (650 ölü), Ağustos 1920 Kars-Erzurum (18 ölü), 15 Ekim 1920 Bayburt (bin 387 ölü), 20 Ekim 1920 Göle (100 ölü), 17 Ekim 1920 Pasinler (9 bin 287 ölü), 18 Ekim 1920 Tortum (3 bin 700 ölü), 19 Ekim 1920 Erzurum (8 bin 439 ölü), 26 Ekim 1920 Kars civarı (10 bin 693), Ekim 1920 Aşkale (889 ölü), 1 Aralık 1920 Kosor (69 ölü), 3 Aralık 1920 Göle (508 ölü), 4 Aralık 1920 Kosor (122 ölü), 4 Aralık 1920 Kars-Zeytun (28 ölü), 4 Aralık 1920 Sarıkamış (bin 975 ölü), 6 Aralık 1920 Göle (194 ölü), 7 Aralık 1920 Kars-Digor (14 bin 620 ölü), 14 Aralık 1920 Sarıkamış (5 bin 337 ölü), 29 Kasım 1920 Zaruşat (bin 26 ölü), Aralık 1920 Erivan (192 ölü), 1921 Nahçivan (12 ölü), 1921 Bayburt (580 ölü), 1921 Arpaçay (148 ölü), 1921 Karakilise (6 bin ölü), 1921 Karakilise ( 6 bin ölü), Şubat 1921 Zenibasar (18 ölü), 21 Kasım 1921 Pasinler (53 ölü), 21 Kasım 1921 Erzurum (bin 215 ölü), 1918 Hınıs (870 ölü), 1918 Tercan (580 ölü), Mart 1922 Maraş (4 ölü). Ermenileri Kuva-yi Milliye katletti diyenlere ithaf olunur. saygilarla -
Ermeni Tarihi-1915-22 Yılları Arasında Ne Oldu?
politika şurada cevap verdi: evrensel-insan başlık Türk Tarihi
Ermenileri Kuva-yi Milliye katletmedi,Sayin Evrensel Insan her konuda oldugu gibi bu konuda da tarihi carpitiyor inkar ediyorsunuz.1920 -1922 arasi Doguda Türk ordusu ile Ermeni Silahli Gücleri arasinda savas yasanmistir,Bunu bilmediginizi sanmiyorum sizin ki sadece davanizda hakli cikmak adina gercekleri Türklerin aleyhine ama Taner Akcam'in hesabina carpitmaktir. saygilarla -
Ermeni Tarihi-1915-22 Yılları Arasında Ne Oldu?
politika şurada cevap verdi: evrensel-insan başlık Türk Tarihi
Benim yazimdaki popülizm acaba ölen Türk sayisindan mi kaynaklaniyor anlamadim yani."ERMENI MEZALIMI"nin 517 bin Türk'ün hayatina mal oldugu gercegi ortadadir.Gayri resmi rakamlar bunu 1 milyona yakin olarak vermektedir.Buradaki amac katledilen Türk sayisinin 500 bin veya 1 milyon oldugunu ispatlamak degildir.Amac soykirima ugrayanlarin Ermeniler degil Türkler oldugunu belirtmektir.Buna popülizm demeniz gercekten cok ilginctir. saygilarla -
Ermeni Tarihi-1915-22 Yılları Arasında Ne Oldu?
politika şurada cevap verdi: evrensel-insan başlık Türk Tarihi
Anlamadim yani sayin Irinckol ne demek istediniz o yazinizla.Yani söyle mi anlayalim:Osmanli zaten cökmüstü o nedenle SEVR normaldi mi demek istediniz ,2-Soykirimin suc oldugunu artik cocuklar da bildigine göre o maddeleri bana hitaben yazmanizin anlami Ermeni iddialarinin dogrulugu mu anlayamadim acikcasi. Ben sunu diyorum:SEVR Anlasmasinda Doguda bir Ermeni Devleti kurulmasi karar altina alinmisti.Bugün Ermeni iddialarini dogru kabul ederek Ermenilerden özür dilenmek istenmesi onlarin hakli istekleri oldugunun kabulü anlamina gelir.Peki Ermenilerin katlettigi bir milyona yakin TÜRK icin acaba simdik Ermenistan bize toprak verir mi dersiniz? Benim yazimda herhangi bir popülistlik yok,dogrusu neyse onu yazdim,yoksa dogrular sizce popülistlik mi oluyor? saygilarla -
Ermeni Tarihi-1915-22 Yılları Arasında Ne Oldu?
politika şurada cevap verdi: evrensel-insan başlık Türk Tarihi
Osmanli Anadolu'nun ufak bir kasabasinda kuruldu,her yeni toplum,oba,asiret gibi yavas yavas iliskilerini ilerletti yeri geldi savasti yeri geldi barsi yapti.Sonucta büyük bir imparatorluk oldu.Bu imparatorluk Bizans'la yaptigi savaslarla Anadolu'yu diger devletlerle yaptigi savaslarla da dis sinirlarini genisletti.Bu durum sadece Osmanli'ya özgü degildi tüm impratorluklar öyle büyümüstür. Ermeniler "SADIK TEBAA diye anilir Osmanli'da.Öyle oldugu icin de Osmanli kurumlarinda cok sayida Ermeni calisan vardi.Gerek siyasetci gerek Sadrazamin kabinesinde ERMENILER görev yapmistir.Bunun disinda ERMENI müzisyenler Türk müzigine cok büyük katkida bulunmuslardir.Rusya'nin güdümünde olan Tasnak ve Hincak Ermenileri Ruslarin taseronlugunu üstlenerek Büyük ERMENISTAN serbeti ile beyinleri sulandirilmis olarak Osmanli'nin zayif düsmesinden faydalanarak Anadolu'da katliamlara basladi.Bu katliamlarda bir milyona yakin Türk öldürüldü.Osmanli sonucta Ermenileri tehcir etmeyi güvenlik nedeniyle tercih ederek tehciri baslatmistir.Onun disinda Tasnak ve Hincak terör örgütlerinin destegiyle silandirilan Anadolu Ermenileri katliamlara müdahale etmek icin o bölgeye giden birliklere saldirmis bu savaslar sonun da iki taraftan cok ölen olmustur.Silahlarindan arindirilan Ermeniler de tehcire tabi tutulanlardandir. Kibris Savasi olarak sanirim sordun bana:Kibris Savasi müzakereler yoluyla görüsülen Kibris olayi Yunanlilarin Makarios'a ve Adadaki Türklere yönelik darbe tesebbüsü sonucu tamamen baris amacli bir operasyondur.Baris amacli oldugu suradan kesindir ki,O dönemde Erbakan adanin tümünün alinmasi yönünde görüs bildirirken Ecevit sadece Türklerin güvenligi saglandigi icin bu görüse katilmamistir.Bu savasi neden kendine sorun yaptin bilmem ama Kibris Savasi radikal Sol'un söylediklerinin aksine hakli bir savasti. Sevr,Ittihat ve Terakki'nin özellikle de Enver Pasa'nin Almanlara olan tutkusunun Türkiye acisindan bir trajediye dönüsmesinin adidir.Almanlarin Osmanli'yi savasa sokmak icin yapmis olduklari bir manevranin savas nedeni olmasi gerekcesiyle OSMANLI fiilen Birinci Dünya Savasin'da Almanlarin safinda savasa girmis.Almanlarin yenilgisiyle sonuclanan bu savas sonrasi kurallar geregi Osmanlida silah birakmak mecburiyetinde kalmis ve Türkiye'nin paylasilmasi konusu gündeme getirilip SEVR hazirlanmistir.SEVR'i hazirlayanlar Güneydogu'da bir Kürdistan Doguda bir Ermenistan plani yapmis ancak bu planlar vermis oldugumuz Kurtulus Savasi ile bozulmus ve Lozan imzalanmistir.Ne ilgincki Lozan'da gözlemci olarak bulunan ABD LOZAN'i imzalamamistir. Kurtulus Savasi karsitlari,Lozan muhalifleri umduklarinin tersi olunca hem Kurtulus Savasini hem Lozan'i karalamaya baslamis ve birtakim yalan yanlis iddialarla toplumda kutuplasmalar meydana getirmislerdir. Ben bu savaslari kisaca özetledim,gerekirse ayrintilarada girilir.Bugün Kürt acilimi adi altinda yürütülen ve maskesi de "analar aglamasin,sehitler olmasin"olan bu calismalar SEVR'in yeniden diriltilme cabalarindan baska birsey degildir.Lozan'i hazmedemeyenlerin böyle bir yola basvurmalari sasirtici degildir. Ermenilerden ÖZÜR KAMPANYASI baslatanlarda SEVR'in hortlatilmasindan yana olanlardir.Bu komitenin basini ceken isimlere bakildiginda bunlarin bir dönemin sahte devrimcileri olduklarini görürüz. saygilarla -
Padisaha veya diktatöre boyun egmenin biat etmenin gizli sakli olmadan itiraf edilmesidir o "hepimiz bilaliz"pankartlari.Ne demisti Mehmet METINER.Biatsa biat evet biz biat ediyoruz sonuna kadar edecegiz.Veliahta biat etmekle padisaha biat etmek aynidir.Bilal'e biat edenler soyguna da evet diyenlerdir. Partiden istifa edenlere onurlu insanlardi dedigimizde birileri bize:Simdiye kadar neredeydiler diye sordular.Onurun erkeni geci olmaz.Bazi sartlar vardir ki devam ettirmeyi gerektirir ancak Onur sesini yükseltince ipler kopar. AKP'den istifa eden milletvekilleri- dikkat edelim istifa ettirilenler degil istifa edenler- onurlu insanlardir.O partiye gönül vermis o partinin yükselmesi icin mücadele etmis fakat is öyle bir duruma gelmistir ki artik o partide calismak ülke cikarlarina ters olmaya baslamis yani gercekler su yüzüne cikmistir.Istifa onurlu bir davranistir.Ihanete ortak olmama adimidir.Abdüllatif Sener bunu daha erken farkedip o partiden ayrilmistir digerleri ise gec farketmistir.Su anda AKP siralarinda milletvekili olarak oturanlar:Türkiye Cumhuriyeti DEVLETI'nin bagimsizligina,üniter yapisina,soyulmasina satilmasina taraftar olan milletvekilleridir.Öyle olmasaydi bu kadar gürültüye,bu kadar gercege.bu kadar ihanete ragmen o partinin siralarinda oturamazdilar. Kendilerine "HIRSIZ"deniyor gerekcesi ile CHP hakkinda 320 suc duyurusu yapacaklarmis.Yani calmaya evet ama hirsiz denmesine Hayir demektir bu. Paralel Devlet diye ortalikta bagirmalarina dün Gümrük Bakani Hayati Yazici:Paralel Devlet yoktur,devlet icine sizmis birtakim art niyetliler olabilir diyerek karsi cikti. Hayati Yazici Basbakanin hemserisi ve de yakin adamidir.Ölye bilmeden konusmaz.Partiden ayrilmamasi ise tamamen bir vefa borcudur. Devleti icten fethedip yikmak gibi bir misyonu üstlenmis olan AKP kadrolari artik bir ölüm kalim savasi vermekteler.Geri cekilmemeleri tamamen devlet gücüne güveniyor olmalarindandir.Nasil olsa hersey elimizde,Ordu,Emniyet,yeni cadi aviyla yargi,cemaatten olmayan ama Laik rejime karsi olan tüm dinci gücler ve de siradan halk yiginlari,fazla olmasada ABD,kesin bir kararlilikla AB bugünkü iktidarin güvendigi güclerdir.Bu nedenle geri cekilmiyorlar geri cekilmedikleri sürece ipler daha cok geriliyor,huzursuzluk daha cogaliyor,insanlar yarina güvenle bakamiyor,yerin binlerce metre altinda kaynayan yanardagin ne zaman patlayacagi bilinmiyor ama bu patlamanin cok büyük bir patlama olacagi ve de etrafini yakip yikacagi tehlikesi her gecen gün daha da artiyor. saygilarla
-
Ermeni Tarihi-1915-22 Yılları Arasında Ne Oldu?
politika şurada cevap verdi: evrensel-insan başlık Türk Tarihi
Taraf olmadan diyorsun ama Ermenistan Basbakaninida Türk Millyietcisi yapip ciktin. -
Ermeni Tarihi-1915-22 Yılları Arasında Ne Oldu?
politika şurada cevap verdi: evrensel-insan başlık Türk Tarihi
Ermenistan Basbakanida galiba Türk Milliyetcisiydi? Yani iddianda hakli cikabilmek icin herseyi inkar etmen mi gerekiyor ? saygilarl -
Diktatör' ün "T.C. Kuruluş Değerlerine" Karşı Çıkışında Yeni Hamlesi
politika şurada cevap verdi: evrensel-insan başlık Güncel Konular
Paradoks Osmanli Dili diye bir dilin olmadigi ama Türk Dili'nin oldugudur.Osmanli dili diye yutturmaya calisilan melez dil carpma monte etme carpitma bir dildir.Osmanli Dili dil olsaydi Anadolu Halki Osmanli Dilini konusurdu halbuki Anadolu halki kendi ÖZ DILI'ni yani Türkceyi konusuyordu. Osmanlica diye uydurulan Farsca-Arapca-Hintce sözlük Türk Dili'ni yok etmek amaci ile hazirlanmis ve Saray Erkani disinda hicbir onurlu Türk'ün konusmadigi yazmadigi bir sözlüktür. Mecliste Kalpazanlik dosyasi olanlarin kalpazanligi sadece mali konularda degil yasamin her alaninda kalpazanliktir.Iktidara geldigi günden bu yana ben Türk'üm diyemeyip böylelikle Türk olmadigini da itiraf etmis olanlarin Türk Dil Devrimi'ni hazmetmesi kolay birsey degildir.Türk Lokmasi OSMANLI'cilarin girtlaginda bir yumruk gibi durmaktadir.Ne disari atabilmektedirler ne de yutabilmektedirler ancak nefes alma zorlugu ile bicare bir cirpinisin icindedirler. Okullara etnisitenin dillerini getirme gayretleri Türk Diline duyulan rahatsizligin bir kanitidir.Demokrasi ve Insan Haklari yalanlari ile Türkcenin yanisira bircok farkli konusma sekillerinide mesrulastirma ve Türkcenin tek resmi dil olmasini ortadan kaldirma amaclidir. Milli Degerleri yok sayarak,yasaklayarak ortadan kaldirarak Menderes döneminde yarim kalan Araplastirma calismalarini CEMAAT ile omuz omuza yaptilar.Halkin cahilliginden yararlanip adimlar attilar hemen hemende basariya ulastilar cünkü ülke sahipsiz kalmisti.Ülkeye sahip cikmasi gereken halk ve kurumlar bilierek veya farkinda olmadan ülkenin sahipsiz kalmasina yardimci oldular. Menderes'in ucagi Londra'da düsüpte Menderes'in o kazadan sag kurtulmasiyla baslatilan Menderes'i kutsallastirma cabalari,Menderes'i peygamber görme aymazligi bugün aynen Diktatör icin yapilmaktadir.Diktatörün dogdugu,evli oldugu,milletvekili secildigi illeri kutsal iller olarak tanimlayan yolsuzluktan sanik Bakan,Basbakan icin herkesin iki rekat sükür namazi kilmasi gerekir diyen AKP'li kadin,Basbakan bizim icin peygamber gibidir diyen akp Bursa Milletvekili bugünkü iktidarin dünkü Menderes iktidarinin devami oldugu ve amacin Türk Milleti'ni Araplastirmak oldugunu artik bilmeyen kalmamistir. Islam Ülkelerini,diktatörleri devirmek kilifi ile ABD'nin taseronlugu üstlenerek kan gölüne bogduran bugünkü iktidarin basindaki kisi ABD tarafindan agzina sürülmüs olan "ILIMLI ISLAM CUMHURIYETI"tatlandiricisi ile müslümanin müslümani Allahü Ekber naralari atarak öldürmelerini ellerini ogusturarak oh oh halifelik yaklasiyor diye fantaziler kurarak seyrederken Suriye Kayasina carpti.Bu carpis diktatörün hizini kesmis fakat kaybettigi yüzünü kurtarmak icin bu sefer ülke icinde bir paralel Devlet kavgasi cikarmistir. Türk Milleti'nin Silahli Kuvvetleri'ni terör örgütü suclamasiyla tasviye etmek icin bugün paralel devlet suclamasi yaptigi cemaat ile isbirligi yapan diktatör gercekte Türk Devletini yikmak icin bir AKP paralel devleti kurmustur.TSK'ya kumpas kurdular söylemi ile dikkatleri cemaatin üzerine cekmeye calismak tam bir tilki kurnazligiydi.Ancak bu kurnazlikla Ergenekon ve Balyoz senaryolarinin da sahtekarlikla uydurulmus belgelerle üzerinde oynanmis delillerle hazirlanmis oldugunuda böylelikle itiraf etmis oldular. Diktatörün Cumhuriyet Devrimleri ile ideolojik olarak sorunlari vardir.Cünkü o devrimlerle Türkiye cagdas bir gelecege acilan kapidan iceri girerken zihinleri 1400 yil öncesinde demir atmis olanlarin bunlari kabul etmeleri beklenemezdi ve de kabul etmediler.90 yildir bunun savasini verdiler.Yine de basarili olamazdilar eger ülkenin savunmasini,bagimsizligini üstlenmis olan kurumlar onlara ihtiyaci duyduklaridestegi vermemis olsalardi. saygilarla -
Demokrasi siyasi sistemlerin icinde en ehveni ser olanidir.Cok demokrasi cesiti vardir.Ülkemizde halk icin bir demokrasi hic olmadi.Halk icin yapilmak istenen bircok sey halka ragmen gerceklestirilmedi cünkü sömürü düzeni buna izin vermedi. Savastan sonraki yillarda yapilan reformlar farkli ideolojilerin kurbani olarak ya ortadan kaldirildi ya da uygulanmadi.Buna en can alici örnek KADIN HAKLARI'dir.Kadinlara cumhuriyetin verdigi haklar cok partili sisteme gecildikten sonra ortadan kaldirildi uygulanmadi halende uygulanmiyor.Bunlardan daha önemlisi EGITIM reformuydu ki bu tamamen bir cürümüslüge döndürüldü.Köy Enstitüleri farkli ama bilincli saldirilarla kapatildi.Kirsal kesimin egitimi engellendi.Jakoben bir uygulama denilerek tu kaka edildi.Köy Agalari iktidarlarinin yok olacagi korkusuyla Köy Enstitülerine karsi iftira kampanyasi baslatti.Egitim daha dogrusu CAGDAS EGITIM KARSITI kesimler de Köy Enstitülerini "KOMÜNIST YUVASI"diye yaftlayip halkin gözünde bir öcü haline getirildi.Bugün bile gidin siradan insanlarla konusun size aynisini söylerler.Halbuki Köy Enstitülerinden ülkemize cok yararli insanlar yetismistir. Iki önemli reform yani Kadinlar ve Egitim reformu ki bunlar eger dikkatlice analiz edilirse birbirine bagli olan konulardir.Cikarci zihniyetin iktidara gelmesiyle baslayan dinsel sömürü her iktidar döneminde bir derece daha siddetlendi.Yapilan karsi uyarilar hep "vicdan hürriyetine"baski olarak yorumlandi.TSK'nin bu anlamda gösterdigi hassasiyet art niyetli kesimler tarafindan "asker siyasete karismasin"diye aforoz edildi.Halbuki cumhuriyet devrimlerinin bekciligini yapmasi gereken onlara sahip cikmasi gereken halk bu sorumlulugu yüklenecek kapasitede degildi."Demokrasi oy vermektir"denilerek secimden secime halkin oylarini alarak hükümet olanlar sömürü cevrelerinin taseronlugunu yapmaktan devleti yönetmeye zaman bulamadilar.Demokrasi her ne kadar sandiga gidip oy kullanmaksa demokrasi ayni zamanda hükümete gelenleri denetlemektir de.Hükümete getirilenleri denetleyebilmek icin egitim gereklidir.Din serbetiyle agizlari tatlatilmis beyinleri yikanmis olan yiginlarin hangi bilincle hükümet edenleri denetleyebilecegi ise asil sorulmasi gereken sorudur. Dünyanin hicbir ülkesinde demokrasi yüzde yüz perfekt degildir.Kimin de yüzde 50 kiminde yüzde yetmis kimin de yüzde 20 kiminde de yüzde sifirdir.Türkiye bu yüzde sifirlik derecesindedir.Bazen orada burada yazilan yorumlari okuyorum veya bazi gazete köselerinde yazi yazanlarin yazilarini okuyorum bunlar hep ülkemizde demokrasi oldugunu ama yeterli olmadigini vurgularlar.Ben de aksini iddia ediyor:Ülkemizde asla demokrasi yoktur diyorum. Olmadigini kanitlayacak sayisiz örnekler vardir,ben sadece birkac örnekle yetinecegim:Mugla'dan 35 otobüs dolusu maden iscisi ÖZELLESTIRMEYE karsi protestoda bulunmak üzere Mugla'dan yola ciktilar.Mugla'nin cikisinda TOMA'li polisler yollarin kesti.Bu Tomali Polisler Basbakan Erdogan'in :BERABER YÜRÜDÜK BIZ BU YOLLARDA sarkisini birlikte nakarat ettikleri polislerdir. Simdi:Demokrasi olan bir ülkede demokratik bir hak olan protesto yürüyüsü engellenmez.Hele'de cepheye savasmaya giden ordu misali TOMALARla yol kesilmez.Imparatorluk dönemlerinde yol kesen KARA SÖVALYELER vardi.Bunlar köprüden gecenlerin karsisina dikilir harac alirlardi.vermeyenide öldürürdüler.Ben bu TOMALI Polius yiginlarini bu KARA SÖVALYELERE benzetiyorum. Demokratik bir ülkede polis görev yaparken Eli Palali siviller ortalikta meydan agasi gibi palayi sallayip etrafa küfürler ederek dolasamaz.Ona ilk önce orada görev ypan polis müdahale edip elini kolunu baglayarak gözaltina alir.Türkiye'de birakin bu adamin göz altina alinmasini üstelik sirti oksandi,mahkeme tarafindan serbest birakildi adam seyahate cikti ve simdi de ne yaptigi bilinmiyor. Demokratik bir ülkede IMAM HATIB'e bagis diye bir Banka Genel Müdürünün evinde bir ayakkabi kutusunun icinde 4,5 milyon Dolar bulunmaz.Bulundugunda geregi yapilir.Yürütme organi yargiya müdahale edemez.Yok beni devirecekler yok yemin ettiler,yok falandi yok filandi diyerek ülkede cadi avi baslatmazdi. Bakin bunlar cok acik örneklerdir,sadece bu üc örnek bile ülkemizde demokrasi adina hicbirseyin olm adigini kanitlamaktadir.Birileri istedikleri kadar "TÜRKIYE DEMOKRATIK BIR HUKUK DEVLETI'dir"desin.Bu dogru degildir.Eger bir vatandas cikipta basbakan sen yolsuzluga önlem almiyorsun dediginde polisler tarafindan agzi kapatilip karga tulumba gözaltina aliniyorsa bu ülkede demokrasi ve hukuk var diyenlere ben gülerim sadece. saygilarla
-
HSYK yasasi'nin görüsülmesi sirasinda bu yasaya karsi olan CHP'nin milletvekilleri AKP'lilerin saldirisina ugradi. Basbakanin oglunun savci tarafindan ifadesinin alinmasi icin cagrilmasina icabet etmemesi devlete meydan okumak anlamina gelir.Birakin Bilal Erdogan'i demokratik ülkelerde bir basbakan devlete meydan okuyamaz.Türkiye'de okunuyor. Mecliste yasanan kavgada,AKP'nin kabadayi milletvekillerinden birisi CHP milletvekiline yumruk atarak gözlügünü kirmis ve gözünden yaralanan CHP milletvekili hastahaneye kaldirilmistir. AKP siralarinda bu ilk saldiri degildir son da olmayacaktir.AKP iktidarin ayaklarinin altindan kaydigini görmektedir.Bu nedenle KABA KUVVETle suclarini örtbas etmeye cogunluklarina güvenerek halkin oylariyla meclise gelmis olan CHP'ye saldirmaktadirlar. Cumhuriyet Tarihi'nin en büyük yolsuzlugu 17 Aralik'ta ortaya cikarildi.Hükümetin ve de basbakanin ortaya cikarilan bu yolsuzlugun üstüne azimle gitmesi gerekirken tam tersi olmus basbakan ailesine uzanacak olan bu yolsuzlugun ortaya cikarilmasinin saskjnligi ve öfkesi ile yargiya saldirmis ülke capinda binlerce polisin görev yeri degistirilmis yüzlerce Emniyet Sube Müdürü ve yardimcisi görevden alinmis veya baska yerlere sürülmüstür.Bununlada yetinilmemis,kendilerine tehlike olusturabilecek savci ve hakimleride sürgüne göndermistir. Ergenekon ve Balyoz senaryolarinda bas rolü oynayan savci bir anda hükümetin düsmani haline getirilmis hakkinda gerek basbakan gerekse yandas medya iftira kampanyaylarina baslamislardir.Dün basbakanin zirhli aracina binme serefine!nail olan savci simdi baska savcilar tarafindan incelemeye alinmistir. Gündemi degistirmek icin "TSK'ya Kumpas"kurdular diyerek ortaklari olan cemaate saldirmaya baslamislardir. Adalet Komisyonunda Hakim Eminagaoglu'na ucarak tekme atan AKP milletvekili alkislanmis hicbir cezai müeyyide uygulanmamis,diktatör bu milletvekilini taltif edercesine sözlerle savunmustur. CHP Millet vekili Kamer Genc'e de ayni AKP milletvekili saldirmis ve sokak kabadayilarinin bile kullanmadigi tarzda küfürlerle hakaretler etmis bu milletvekilini AKP'nin kadinlari kutlamislardir. Bugünkü saldiri CHP milletvekilinin sahsinda TÜRKIYE CUMHURIYETI DEVLETI'nin meclisinde halka yapilmis bir terör saldirisidir.PKK'nin saldirilari ile bu milletvekilinin saldirisi aynidir.Biri silahli digeri mustali. saygilarla
-
Polis yakalayip ifadesini aliyor,Savci tutuklanmasi yönünde dava aciyor.Hakim ilk celsede hadi oglum git evine diyecegi yerde bunu yapmiyor ikinci celsede beraat ettiriyor gerekce"CEZAI EHLIYETI YOK yani yasi ufak"Burada ki ince ayrinti gözden kaciyor.Nedir bu ayrinti.Hakim 13 yasindaki cocugu sucsuz oldugu icin degil yasi kücük oldugu icin tahliye ediyor Yani yasi büyük olsa yargilama devam edecekti. Ne yazmis cocuk;"Kahrolsun Fasizm"Taksim Dayanismasi cok güzel bir aciklama yapmis."ne yani kahrolmasin mi FASIZM "diye sormus.Düsünebiliyormusunuz,13 yasindaki bir cocuk duvara "kahrolsun fasizm"yaziyor.Ve tutuklaniyor.Seriat isteriz diye ortalarda cirit atan koca koca adamlarin kac tanesi tutuklandi bugüne kadar.O zaman söyle demem de bir sakinca yoktur. Ancak fasistler "kahrolsun fasizm"denmesinden rahatsiz olurlar.Ama kim derse desin. saygilarla
-
MÜLK'ün Tanimi: Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe: “Devletin temel amaç ve görevleri… kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya… çalışmaktır.”- Anayasa Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme: “Germiyan’da Süleyman Şahımız adaletle hüküm sürer.”- F. F. Tülbentçi Mülk baska bir tanimlamayla ÜLKE anlamina gelir ki Sayin Irinckol DEVLET tanimlamasiyla dogru bir yaklasimi ifade etmistir.Devlet ve Ülke birbirini tamamlayan kavramlardir.Adalet Mülkün Temelidir ifadesi Devletin veya Ülkenin bekasinin ancak Adaletle saglandigi anlamini icerir.Adalet yoksa devlet yoktur,Ülke kaosa sürüklenir. saygilarla
-
Türkiye'nin menfaatlerini cok düsünenlerin 37 Diplomatin sehit edilmesini sadece bir terör olayi olarak görmeleri ne kadar da ilginctir.Sivas katliami ile Basbaglar katliami arasinda hangi baglanti var bilmiyorum ama benzetme tamamen konunun farkli bir alana cekilme cabasindan öte degildir. Kimse Hrant Dink'in öldürülmesini alkislamadi.Ancak alkislamamak soru sormamak anlamina gelmez.Türkiye'nin menfaatlerini düsünüp Hrant Dink'in öldürülmüs olmasini ülke menfaatlerine aykiri bir cinayet olarak görenler herhalde ülkeye düsmanlik icinde olanlarinda alkislanmasi taraftaridirlar.Örnegin Nobelcimiz Orhan Pamuk nobel aldi diye alkislanirken Türk Milleti'ni Soykirim gibi bir sucla suclamasi da bu alkislar arasinda kayboldu.Demek ki ülke Orhan Pamuk'un aldigi nobelle menfaat saglamis oldu! Dogu Perincek'in Ermeni DIaspora'sinin oyunlarini bozmasi fazla bir ses cikarmadi cünkü o oyunun bozulmasi ile Türkiye gercek anlamda menfaat saglamisti.Hrant Dink'in ölüm yildönümüde tam da bu menfaatin saglanmasini takip eden günlere denk geldi.Dogu Perincek'in bu davayi kaybetmesi icin dua edenler hayal sükutuna ugradi ancak yardimlarina Hrant Dink yetisti yine. saygilarla
-
Ben hala sorularima verilemeyen yanitlari bekliyorum:Hrant Dink Ermeni oldugu icin mi yoksa Türkler tarafindan öldürüldügü icin mi bu kadar önemseniyor? Diplomatlar bu ülkenin DEGERLERI degilmiydi? Hrant Dink 2000'lerin basinda:Bir yazisinda Türkleri acikca asagilarken bu kalabaliklar onu alkislayanlar degilmiydi? Bir milletin Istiklal Marsinda bir cümleyi irkci olarak niteleyen dolayisiyla o marsi yazan,söyleyen okuyan herkesi irkci yapan Hirant Dink'in kendisiydi.Onu kahraman yapma yaklasimlari onun fikirlerini paylasmanin da belgesidir. Solculuk ülkeye ihanet etmek degildir.Solculuk ülkede daha insanca daha hakca ve esit bir yasam icin mücadeledir.Solculuk istiklal marsina irkci demekle olmaz. saygilarla
-
Tamam da,37 diplomatimizin öldürülmesini hangi kategoriye koyacagiz.Intikam kategorisimi yoksa Ermeni irkciligi mi?Peki bu diplomatlarinda anilmasi neden düsünülmez,Hrant'i ananlar acaba bu 37 diplomatida anmayi düsünürler mi yoksa onlar nasil olsa Türktü ne gerek var mi derler?Hani yani 37 diplomati anmak kimsenin aklina gelmezken Hrant'in anilmasi neden bu kadar önemseniyor. Ermeni kökenli oldugu icin mi Türkler tarafindan öldürüldügü icin mi? saygilarla
-
Ermeni Tarihi-1915-22 Yılları Arasında Ne Oldu?
politika şurada cevap verdi: evrensel-insan başlık Türk Tarihi
Ermeni Tarihini daha dogrusu Ermenilerin Türk düsmanligini eger 1915 yiliyla sinirlarsak cok büyük bir yanlislik yapmis olur tarihi inkar etmis oluruz.Ermenilerin Türk düsmanligi 1915 ile degil Türklerin Anadolu'yu vatan olarak kabul etmeleri ile baslar.Ermenilerin "denizden denize"hayalleri böylece sona ermis olur.1915 Ermenilerin ellerine gecirdikleri BÜYÜK ERMENISTAN hayalinin gerceklestirilme yolunda ki firsatin baslangicidir bunda da basarili olamamislardir. ""1906 yılında kurulan Ermeni yardım kuruluşu AGBU’nun yayınladığı ve 1915 ve sonrasında yaşanan ve bugün Ermeni Tehciri olarak dillendirilen göçü gösteren fotoğraflarda da soykırım iddiasının yalan olduğu açıkça görülüyor. Fotoğraflar, Adana yöresinden Halep’e ulaşan mülteci topluluğunun davul zurna ve bando ile karşılandığını ortaya koyuyor. Fotoğraflardan Ermeni göçmenlerin Halep başta olmak üzere Osmanlı askeri binalarına bile yerleştikleri anlaşılıyor. Deyrizor, Portsaid, Beyrut ve Bakuba’daki Ermeni çadır kamplarında yaşayanlara düzenli olarak barınma, yemek, sağlık hizmetleri sunulduğu da görülüyor."" Ermenistan'in ilk basbakani Ovanes Kacaznuni:"Barisi sabote etmek icin Türklerle savastik.Öldük öldürdük.Sevr anlasmasi ve Büyük Ermenistan hayali gözlerimizi kör etti.Kandirildik ve Rusya'ya baglandik.Tehcir dogruydu ve gerekliydi.Türkler vatanlarini korudular"demistir.Bükres'te yapilan bir toplantida." saygilarla -
Müslümanlikta o sorunun yaniti Allahin gazabina ugramakla cezalandirilmaktir.Islamin hicbir anlatiminda Kur'an ayetlerinin hicbirinde baskasinin mali müslümana helaldir diye bir yaklasim yoktur,Savaslarda elde edilen ganimetler konusunda ise su kadarini ifade etmek gerekir ki ,savaslar farkli bir anlam icerir.Buna ragmen Islamda "size bir saldiri olmadigi,ülkenizden cikarilmadiginiz sürece sakin savasmayin,savasirken de ifrata kacmayin"diye de insani bir vurgulama yapilmistir.Ben burada Islami savunmak anlaminda yazmiyorum bunlari. Sezar'in hakkini eger Sezar'a vermez isek o zaman haktan hukuktan bahsedemeyiz. saygilarla
-
Ermeni Tarihi-1915-22 Yılları Arasında Ne Oldu?
politika şurada cevap verdi: evrensel-insan başlık Türk Tarihi
Ermenilerin göc ettirilmeleri "ölsünler"diye degil "ölmesinler"diyeydi. Ermeniler,Türkler Balkanlarda savas verirken Doguda,Güneydoguda masun Türkleri katlediyordular.Daha sonra Rus ordularina öncülük yapmaya baslayan Tasnak ve hIncak Ermenileri Türk köylerini basarak tek bir Türk canli kalmayacak sekilde katletmislerdir.Türk ordusu Doguda Ermeni silahli birlikleri ile savasmistir.Tarihi ya tarih gibi tartisalim ya da kulaktan dolma ,Ermeni dostu ne idügü belirsiz kisilerin yalan bilgileri ile tartisalim.Sizce hangisi daha dogru olur? Bugüne kadar Türkler katletti denilen ve rakam olarak akla ve mantiga uymayan 1,5 milyon ermeni'den bir tanesinin bile kemikleri cikmasi ortaya.Bu kadar kemigi yiyebilmesi icin ayni sayida köpek gerekir.Bu da olmadigina göre peki Doguda onca Toplu Türk mezari bulunurken bir tane dahi Ermeni mezarinin ortaya cikarilamamis olmasini ne ile aciklayacagiz. saygilarla -
Hrant Dink'in ölümünü anmak icin toplananlarin yüzde kaci GEZI EYLEMLERIne destek vermisti? Bu soruyu neden sordum.Konu Türkiye Cumhuriyeti'nin gelecegi oldugunda,ülkeyi bölme calismalarinin zirve yapmasi,Türkiyede rejimin degistirilme cabalarina karsi mücadele veren insanlar disinda hicbir eyleme katilmayanlar konu Hirant Dink yani Ermeniler olunca ayaklaniyorlar. Bu ülkeye ihanet edenleri bastaci yapma hastaligi sadece iktidarda yok.Hrant Dink'i anma gününde "HEPIMIZ HIRANT'iz"diyenlerde de var.Yetmez ama Evet'cilerin bu anma gününde nasil omuz omuza yürüdüklerini görüyoruz.Yetmez ama Evet'ciler bu ülkede hainleri degilde vatanseverleri tutuklamak icin iktidara omuz verenlerdir. Ermeni yalanlarini belgelerle yazan anlatan yüzlerce kitap varken hala Ermeni davasini konu yaparak bu olayi pisirip pisirip Türk Milleti'nin önüne koyanlar sakin ola ki demokrasiden,insan haklarindan bahsetmesinler eger böyle bir iddialari varsa önce Ermeni katillerinin katlettikleri 37 Türk diplomatinin hesabini versinler Ermeni dostlarinin yerine. saygilarla
-
Islam hakkinda ileri sürülen bu seyler bilgisizligin eseridir. Yahudi olmayanin mali cani Yahudiye helaldir ama Müslüman olmayanin malinin caninin müslümana helal olmasi tamamen bir iftiradir.Ha eger siz savasta elde edilen ganimetlerden bahsetmeyip tamamen Islami hedef alarak bu helal olayini acikliyorsaniz buna da ben karsi cikarim.ABD Irak'i ele gecirdikten sonra petrol gelirlerini ABD'ye bagladi.E yani ABD müslüman degil nasil olacak bu is simdi? saygilarla
-
Yine ayni iddia;Hayir sayin Evrensel Insan;Müslümanlar asla baska toplumlara din ugruna saldirmamistir.Ben degil siz yeterli bilgiye sahip olmadan yorum yapiyorsunuz. Bakin;Islam'da Cihad ancak asagidaki sartlar olusmussa vaciptir: a- Inananlara karsi savas acilirsa, b-Inananlar yurtlarindan cikarilirlarsa, c-Inananlar zulme maruz kalirlarsa. d-Inananlara karsi ihanet edilirse, e-Müsrikler topluca savasa kalkisirlarsa, f-Inananlara inanclarini yasama hakki verilmezse Cihad vaciptir.Cihad savunma amaclidir baska türlüsü Kur'anda yasaklanmistir. Benden istediginiz ayetin numarasi BAKARA 190-191'dir. Ilave olarak Ankebut Suresi'nin 46.ayetini yazmayida gerekli gördüm: "Iclerinden zulmedenler haric,Ehl-i Kitab ile en güzel sekilde tartisin ve onlara söyle deyin:Biz size indirilen kitaba,hem bize indirilen kitaba iman ettik.Bizim ilahimizda sizin ilahinizda bir ve ayni ilahtir.Ve biz O'na gönülden teslim olduk" IAyet numarasi sordugunuz iletide bana ayetin icinde gecen bir cümle icin"sanki kendileri yapmista baskalari yapiyormus gibi göstermisler tarzinda bir yaklasim var.Bu yaklasim kusura bakmayin ama israrla Islami kötülemek icin birseyler bulma anlamina geliyor.Orada Fitne sözücügünün ne kadar kötü oldugu anlatilmakta ve bundan kacinilmasi gerekitigi vurgulanmaktadir. Zaten Kur'anin müslümanlara dedikleri yerine getirilmis olsaydi Islam ülkeleri emperyalizmin taseronlugunu yapmazdi cünkü Islam Emperyalizme karsidir.Ve karsi oldugunuda yukarida zikrettigimiz birkac ayetten anlamak cok kolaydir.Tabii ki anlamak isteyenler icin kolaydir. saygilarla
-
Sekülerlik ve Laiklik dine karsi degil dinle devlet siyasetini ayri tutma yöntemidir,Demokrasinin kendisidir..Laik bir devlette inananlar özgürce ibadetlerini yerine getirebilirler eger laiklik dine karsi olsaydi bu mümkün olmazdi.O nedenle yukaridaki yazinizda bu anlamda yazilmis olan cümlenize dikkatinizi cekerim. Diyanete gelince,Savastan cikmis ve yüzde 80'i müslüman olan bir toplumda diyanet kurumunun olmasi dindarlari degil ama dincileri kontrol etme anlaminda düsünülmüstür.Ancak diyanet kurumunun bugünlere kadar görevde kalmasi düsündürücüdür. saygilarla
-
Nefsi müdafaa yapmayi emperyalizm mi emrediyor.Saldiran emperyalisttir savunanlar toplum degerlerini korumak icin nefsi müdafaa yaparlar.Bu da her kisinin dogal hakkidir.Bu hakki da herhalde emperyalizmin oyunu diye yutturmaya kalkmazsiniz.Sizler emperyalizmin ekmegine yag sürer gibi,insanlara birbirinizle savasmayin cünküp savas emperyalizmin tuzagidir birakin emperyalistler bildigi gibi yapsinlar anlaminda bir yaklasim sergilyorsunuz.Sevr anlasmasi emperyalizmin oyunuydu.Kurtulus SAVASI ISE BU OYUNU BOZMAKTI ve de bozuldu.Simdi kalkip Kurtulus Savasi da emperyalist bir savasti derseniz sasmam. saygilarla
-
Yukaridaki ayette günes isigi gibi gayet net ve acik acik size saldiranlara karsi sizde savasin diyor. Yani birakip kacmalarimi lazim öldürmemeleri icin bu nasil bir anlayis böyle. Neden acik acik demiyorsun ki; Müslümanlar kendilerine bir saldiri oldugunda savunma yapmadan kacsinlar. Senin bana yaptigin elestiri gercekten cok cok ilginc. saygilarla