gloria

17:40 ODTÜ öğrencilerine yönelik polis saldırısı başladı. TOMA, akrep ve çevik kuvvet ekipleri ODTÜ'ye girerek öğrencilere saldırdılar.

Yine her şey güzel güzel giderken: 17.00 Melih Gökçek'in çetesi fidanların başında bekleyen öğrencilere saldırdı. Sendika.org'da yer alan habere göre, Öğrenci Kolektifleri üyesi bir ünivesiteli atılan taşlarla yaralandı. 100. Yıl İnisiyatifi’nden Hadi İskit, "Gökçek’in adamları” tarafından dövülerek bir kenara bırakılmış halde bulundu. Taner adlı öğrenci ise yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. 17.07 Öğrenciler tarafından dikilen fidanların söküldüğü belirtiliyor. (Sol Haber)

Ooooooo sonunda konuştu: Gökçek, "Biz bu işlerin olay çıkarak büyümesini arzu etmedik, bu ağaçlardan 600’ü nün nakledilme imkanı oldu, kaldırılan 2 bin 388 ağaç için de ODTÜ'ye 211 bin TL ödeme yaptık" şeklinde açıklama yaptı. Sözlerine; "Eğer bu itiraz edenlerin gerçek amaçları ağaçsa ben 23 bin tane yetişkin ağaç vermeye hazırım hem de dikim için belediyenin imkanlarının da kullanılmasını sağlarım. En az oradan kaldırmış olduğumuz ağaçların 10 katını istedikleri yere, eğer ODTÜ talep ederse istedikleri yere dikmeye hazırız. Ağaçların kaldırılmasının nedeni bu yolun zaruri oluşudur. Kabul edilen projeyi, koruma planı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ODTÜ’nün müracaatı oldu. Onaylanan plan ve parselasyon planı yürürlüğe girdi. Bizde kanuna uygun olarak işlemleri başlattık. Plan kesinleşmedi, önce askıya asılması daha sonra da bir aylık itiraz süresinin geçmesi gerekiyor. Ancak plan yürürlüğe girdikten sonra belediyeler iş ve işlemlerini yapabilirler. Herhangi bir itiraz olursa, mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verirse gereği yerine getirilir. şeklinde devam etti.

Melih Gökçek'ten de son 10 saattir ses çıkmıyor, ne oldu acaba, bişi mi oldu kendisine Kendisi biliyorsunuz bir twitter fenomeni, bu saate kadar çoktan bir açıklama yapmış olması gerekirdi, nitekim her adımından bizi haberdar eden birisi olduğu için kendisi, ben şu an ister istemez merak ettim... Hani örneklemek gerekirse diye: Birisi evine kadar gidip bir baksaydı, herşey yolunda mı diye

Rektörlük'ten Sert Açıklama: ODTÜ REKTÖRLÜĞÜNDEN SERT AÇIKLAMA ODTÜ Mensupları ve Öğrencilerine Duyuru Değerli Mensuplarımız ve Sevgili Öğrencilerimiz, Ankara Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin Üniversitemizin bilgisi ve izni olmaksızın, 18 Ekim 2013 Cuma gecesi saat 21.15 civarında yerleşkemize girerek yol inşaatına başlaması ve ağaçları sökerek kaldırması ile başlayan sürece ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan ODTÜ Koruma Amaçlı İmar Planına ilişkin aşağıdaki bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz: Ankara Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin 18 Ekim 2013 Cuma gecesi habersiz ve izinsiz olarak yerleşkemize girerek baskın şeklinde başlattığı yol inşaatının ve ağaçların kaldırılmasının durdurulması için Rektörlük tarafından meşru tüm çözüm yolları denenmiş, gece boyunca ilgili kurumlara ve yetkili mercilere sözlü ve yazılı olarak ulaşılmaya çalışılmıştır. Ancak yapılan başvurulara rağmen Belediye ekiplerinin faaliyetleri sabah 6.30’a kadar sürmüştür. 19 Ekim 2013 Cumartesi günü Üniversite Yönetimi, Hukuk Müşavirliği, ilgili birim yöneticileri ve Yönetim Kurulu üyeleri saat 10.00 – 17.00 saatlerinde toplanarak yasal ve idari yönlerden stratejileri tartışmıştır. Toplantının sonunda hazırlanan Rektörlük Açıklaması 19 Ekim 2013 Cumartesi Üniversitemiz web sayfasında kamuoyu ile paylaşılmıştır. 20 Ekim 2013 Pazar günü Rektörlük yöneticilerinin, Üniversite Senatosu ve Üniversite Yönetim Kurulu üyelerinin, Şehir ve Bölge Planlama ve Mimarlık Bölümleri öğretim üyelerinin, hukuk müşavirlerinin ve teknik birim yöneticilerinin katılımıyla 14.00 – 19.00 saatleri arasında bir toplantı yapılmıştır. Toplantıda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan planın, ODTÜ önerisinden farklı olduğu noktalar değerlendirilmiş ve itiraz edilecek noktalar belirlenmiştir. ODTÜ’nün plana itirazları en kısa sürede Bakanlığa iletilecektir. Plan 4 Ekim 2013 tarihinde askıya çıktığından, bir aylık itiraz süresi 4 Kasım 2013 tarihinde sona ermektedir. Toplantılarda alınan kararlar doğrultusunda öngörülen eylem planı aşağıda özetlenmiştir. Yerleşkeye izinsiz girilmesi, ağaçların sökülerek kaldırılması ve bu müdahaleden sorumlu kişi ve kurumlar hakkında yasal başvurular 21 Ekim 2013 Pazartesi gününden itibaren başlatılacaktır. Bu işlemlere ilişkin ayrıntılı bilgiler ilerleyen günlerde sizlerle paylaşılacaktır. Üniversite Senatosu 22 Ekim 2013 Salı günü saat 13.30’da toplanarak konu hakkında Üniversitemizin tepkisini yansıtan bir metni karara bağlayacaktır. Üniversite Senatosunun duyurusu 23 Ekim 2013 Çarşamba günü basın mensupları ile paylaşılacaktır. 24 Ekim 2013 Perşembe günü veya 25 Ekim 2013 Cuma günü Yerleşkemize yaklaşık 3000 fidan dikilmesini amaçlayan bir etkinlik düzenlenecektir. Bu etkinliğe tüm mensuplarımız ve öğrencilerimiz davetlidir. Etkinlik programı Üniversitemiz web sayfasında duyurulacaktır. Bakanlık tarafından onaylanan planla ilgili bir bilgi notu hazırlanarak Üniversite kamuoyu ile paylaşılacak ve bilgilendirme toplantıları düzenlenecektir. Yerleşkemize yapılan müdahale ve ağaçların sökülerek kaldırılmasına ve ODTÜ Koruma Amaçlı İmar Planındaki değişikliklere yapılacak itirazlara ilişkin olarak başlatılan yasal süreçlerdeki gelişmeler mensup ve öğrencilerimizle paylaşılacaktır. Bilgilerinize saygı ile sunulur. Rektörlük ODTÜ Rektörlüğü’nden bugün yapılan açıklamada da, Ankara Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin kampusa yasadışı olarak girdiği anımsatıldı ve yasal işlem başlatılacağı vurgulandı. Açıklamada, önümüzdeki Perşembe ve Cuma günü, belediyenin, ağaç kestiği araziye 3 bin fidan dikileceği duyuruldu.

14.49 ODTÜ'de fidan dikimi sürüyor. 14:57 ODTÜ'lüler tomalara doğru "TOMA boş durma fidan sula!" sloganı atıyor

14.23 Polis ağaç katliamının yapıldığı alanı ellerinde fidanlar bulunan ODTÜ'lülerden koruyor. (Bir gün doğru olanın yanında olacaklarına inancım her ne kadar zayıfsa da bunu umut etmekten kendimi alamıyorum ya her neyse) 14:30 Polis Biber gazı kullanmaya başladı 14:32 Destek çevik ekip geliyor Haziran'ın çocukları da unutulmadı...

14.12 Öğrencilerin önü TOMA ve akrep ve polis barikatı ile kapatıldı. Öğrenciler bir yandan fidan dikimine başladı. 14.14 100. Yıl halkı da desteğe geldi. işte dikilen fidanlardan birisi

13.28 ODTÜ'lü öğrenciler "Bu daha başlangıç mücadeleye devam" sloganlarıyla yürüyor. Polis helikopterleri alçak uçuş yapıyor. ODTÜ'lü öğrenciler, Melih Gökçek'in talimatıyla ODTÜ'ye yapılan "bayram" baskınına 5 bin fidan dikerek yanıt veriyor. ODTÜ Hazırlık E binası önünde toplanan öğrenciler, 14:00'da ise ODTÜ A4 kapısında buluşulacak. Bu arada fidan dikiminin yapılacağı alanda iş makineleri bulunuyor. Ayrıca A4 kapısında yaklaşık 10 otobüs çevik kuvvet polisi bulunuyor. 13.32 ODTÜ'lüler binlerce fidanla ağaçların katledildiği alana doğru yürüyor. 13.35 ODTÜ'den "Kimyasal Tayyip, Beton Gökçek", "Hükümet istifa" sloganları yükseliyor. 13.38 ODTÜ'lüler A4 çıkışana geldi. Burada yoğun bir polis yığınağı var. 13.43 ODTÜ'lüler ellerindeki binlerce fidanla yıkım alanına giriyor. 13.56 ODTÜ'lüler ellerindeki fidanlarla katliamın yapıldığı alana giriş yaptı. Polis de alana giriyor. 14.00 ODTÜ'lüler fidanları dikmeye başlar başlamaz Gökçek'in eli sopalı sivilleri kısa süreli saldırıda bulundu. Öğrenciler fidan dikmeye başladı. Polis ve TOMA'lar da alanda.

ODTÜ'de öğrenciler, Cuma akşamı gerçekleştirilen baskın sonrası ODTÜ Ormanı'ndaki ağaçların kesilmesini protesto ediyor. Rektörü “fidan hırsızı” “Gecekondu üniversite”nin çocukları şimdi bozkırı yeniden yeşertmek için el ele veriyor. ODTÜ öğrencileri, ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği ve ODTÜ Mezunları Derneğiyle birlikte, “Rantın yoluna 5 bin fidan dikiyoruz” kampanyası başlattı. “Fidanını, kazmanı, küreğini kap gel” şiarıyla başlatılan kampanya startını bugün veriyor. Öğrenciler, bilim insanları ve ODTÜ Mezunları, Hazırlık E Binası önünde bir araya gelerek sloganlar ve marşlarla A4 Kapısı’na yürüdü. Kapıda 2 TOMA ve 2 akrep aracı eşliğinde bekleyen polislere karşı öğrenciler “Polis simit sat onurlu yaşa” diye slogan attı.

İkidir başlıyorum bir türlü devam edemiyorum, birinci bölümü bir bitirebilsem belki devamını da izleyeceğim ama birinci bölümü bitiremiyorum ki bir türlü...

17 yaşında adın çıktı diye zorla evlendirilen Hayriye Demirbilek şimdi 55 yaşında ve Kapadokya Kadın Dayanışma Derneği'nin başkanı... 7 yıldır başkanlığını yaptığı bu dernekte Demirbilek kadın haklarının mücadelesini veriyor. Demirbilek, zorla evlendirildiği günden bu yana zihniyetin de hala aynı olduğunu şu şekilde dile getiriyor; “Nevşehir’de çocuk yaşta evlenen kız çocuklarının oranı yüzde 80’e varıyor. Durum çok kötü. Kız çocukları, gelenek bahanesiyle evlendiriliyor. Halen, ‘Adı çıkacak’ diye evlendirilen kızlar var. Benim evlendiğim günden bu yana çok bir şey değişmedi. Zihniyet hâlâ aynı. Erken yaşta evlilikler, boşanma ile sonuçlanıyor. Nevşehir, boşanmalarda 5. sırada. Bu sayı, sadece resmi nikâhlı olanlar. Bir de 2. eş olarak giden kızlar var. Bölgemizde çocuk gelin sayısı ne yazık ki çok fazla.” Kadınların ekonomik bağımsızlığının olması ise en önemsediği durum; “Ben kadınlara bir örneğim diye düşünüyorum. Derneğimizde, kadınların güçlü olmaları için uğraşıyoruz. Eğitimini yarım bırakanları, yeniden okula yönlendiriyoruz. Kadınlara haklarını öğretiyoruz. Türkiye’de kadın çok güçsüz. Gelenekler, ataerkil yapı ise çok güçlü. Yardım edebiliyor olmak beni çok mutlu ediyor. Kadınların ayaklarının üstünde durabiliyor olması çok önemli.“ Demirbilek 17 yaşında zorla ilk, 25 yaşında da ikinci evliliğini gerçekleştirdi. İkinci eşinden de bir süre sonra ayrılan Demirbilek, sosyal bilimler alanında ön lisans yaptı ve ardından 4 yıl boyunca bir siyasi partinin il başkanlığını yaptı. “Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Dostu Kentler” projesi kapsamında hibe programından gelen destekle, “Kapadokya Kadın Dayanışma Derneği”ni kurdu.

"Benim Dünyam" isimli film öğrendiğim kadarıyla bu cuma yani 25 Ekim 2013 günü vizyondaymış. iİzlemek isteyenler için şimdiden duyurayım dedim

Ben filmi aldım ama bir türlü izleyesim gelmiyor

Fazıl Say'a verilen 10 aylık cezanın gerekçesi ile ilgili bugün yazılıp çizilenleri okuyup utanıyorum ben İstanbul 19'uncu Sulh Ceza Mahkemesi Hâkimi Hulusi Pur, davanın gerekçeli kararda ilginç ifadeler kullandı. Kararda, "Mahkeme kararları ve mahkememizce yapılan değerlendirme ışığında söz konusu tweetler incelendiğinde tweet içeriklerinin düşünce, vicdan, din özgürlüğü ve ifade özgürlüğü ile bir ilgisinin olmadığı, avam ağzıyla, edebi seviyeden uzak, direkt olarak tahkir, hafife alma ve aşağılama kastı ile söylendiği dosya kapsamı ile sabittir" denildi. Kararda, şu ifadeler kullanıldı: "Sanığın sanatçı ve bestekâr kişiliği de nazara alındığında toplumda kendisinden beklenenin tam aksine, söz konusu tweetleri paylaşarak toplumda tartışma yarattığı, bu tartışmanın toplumsal barışa katkıdan ziyade üç büyük dinin mensuplarının hislerini yaraladığı ve zedelediği açıktır. Sanığın sanatçı olması sebebiyle ulus ve uluslararası alanda tanınması nazara alındığında söz konusu sözlerin toplumda daha fazla etki ve karşılığında tepki oluşturması kaçınılmazdır. Tweet içeriklerinin toplumda yaşayan insanların yaşamış oldukları hukuk düzenine olan güvençlerinin zedelemiştir."

Duydum ve döndüm Öpüyorummmmm

aferin efenim çok tatlı olmuş bu... Merci

islam dininde ismi resmen geçmez ama Musevilik ve Hristiyanlık'ta Lilith'den bahsedilir. Hatta Gılgamış Destanı, Kabala, Talmud, Ölü Deniz Tomarları, Tevrat da da adı geçer. Mezopotamya, Sumer'e kadar da uzanır bu Lilith söylenceleri.. Lilith'den Adem'in ilk eşi, kara tanrıça, kadın şeytan, şeytanın fahişesi, cadı, vampir kadn, baştan çıkarıcı, cinlerin başı olarak bahsedilir oysa ki o edilgen olmayan, bir erkeğin buyruğunu kabul etmeyen bir kadındır, gücünün, kendisinin ve cinselliğinin farkındadır, Adem ile kendis arasında eşitlik istemektedir. Uysal, söz dinleyen, erkeğe bağımlı, çilekeş kadının yani iyi kadın diye tabir edilen kadının tam tersidir vs. vs. Sonuç mu; Lilith cennetten kovulur, itaatkar ve uysal olan Havva, Adem'in kaburgasından yaratılır, Adem ile aynı anda ve tıpkı onun gibi topraktan yaratılan asi ve cesur Lilith de ya yok, ya da kötü sayılır. Her neyse işte Lilith'in bir diğer özelliğinin de onun istediği forma dönüşebilmesidir. Hatta yasak elmayı yemesi için Havva'ya kadınran yılanın da Lilith olduğu söylenir. Dünyadaki ilk kedi, Kara Kedi ya da Vampir kedi olarak bilinen El Broosha'nın da Lilith olduğu söylenir İşte bu yüzden kara kedi görmenin uğursuzluk getireceği batılı vardır.

Grup Yorum ile ilgili yeni bir haber daha... 12 Ekim 2013'te Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda yapılacak olan Grup Yorum konserine ilişkin kira sözleşmesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından iptal edildi. Belediye, Grup Yorum'a gönderdiği kararda, "bölücü, yıkıcı faaliyetlerde bulunulacağını" gerekçe gösterdi. İşte o yuhhh artık! dedirten karar metni: "Basında ve sosyal medyadaki haberler üzerine kiralama amacı dışına çıkılacağı ve provokasyon ihtimali ile istenmeyen olayların vuku bulacağı, etrafa zarar verileceği, bölücü ve yıkıcı, siyasi içerikli faaliyetlerde bulunulacağı endişesi taşımaktadır. Bu nedenle Müdürlüğümüzce kiralamanın iptal edilerek, yatırmış olduğunuz tüm kira bedelinin Giderler Müdürlüğü tarafından hesabınıza aktarılması için İban numaranızın bildirilmesi gerekmektedir" Ya ne olacak bu işler böyle, nedir bu mevzuların gider yeri?

Regl olmak bir kız çocuğu için hayattaki en önemli olgulardan birisidir. Regl olduğunda artık büyümeye ilk adımını atmışsındır, bir ergen olmuşsundur, üreyebilirsin. Her kadın ilk regl olduğu zamanı hatırlar diye düşünüyorum. Regl olmak önemlidir, çünkü insan soyunun devam edebilmesi için önce bir kadının regl olması gerekir, kadın regl değilse erkek de bir işe yaramaz... O yüzden regl olmak bizim ülkemizde her ne kadar pislik, gizlenmesi gereken, ayıp bir olguyla karşılanıyormuş gibi olsa da artık lütfen değiştirin bu kafaları, regl olmak bir kadın için çok önemlidir ve bir erkek için de önemli olmalıdır. İnsanlığın devam edebilmesi için önemlidir. İşte bu yazı bununla ilgili yazılmış çok ilginç güzel bir yazı paylaşmak istedim. YAŞASIN KIZIM ADET GÖRDÜ Emrah Uçar / İnsan Haber Bir baba "bugün benim için anlamlı bir gün, kızım adet gördü.." diye facebook'da durumunu güncelliyor. Malum babanın bu yazdıklarına arkadaşlarından ciddi tepkiler geliyor. Babaya destek çıkanlar olsa da, bu konu artık ekşi sözlük konusu olmaktan da kaçamıyor. Eğer bir konu ekşi sözlüğe düşüyorsa, her türlü “ırkçı, faşist, aşağılayan” yorumlarla karşılaşmanız mümkün… Babanın yazdıklarını eleştirenlerin bazıları "neden diş çıkarırken paylaşmadın" diye soruyor. Bir başkası cevap vermiş. “Niye sen her şeyi paylaşıyor musun? Baba kızı adet görünce mutlu olmuş ve paylaşmak istemiş, ne var bunda?” Baba bu sefer toplumsal algılar üzerinden iyi bir örnek veriyor. "Oğlum sünnet olsa ve bunu paylaşsa birçoğunuz sevinirdi değil mi?” Sonra biri dayanamamış: “Allah aşkına sünnet ile adet görmek bir mi?” “Bizim toplumumuzda…” şeklinde başlayan bir cümle gördüyseniz bilin ki o cümle olumsuz bir eleştiridir. ‘Sana verecek bir cevabım yok, bu nedenle toplumun geneline bakalım’ demenin en basit yoludur. “Bizim toplumumuz kadının regl görmesini, ulu orta paylaşmayı kaldırmaz.” Hemen toplum bilimciliğine soyunuyor. Zaten Başbakan Erdoğan’ın herşeyi en iyi biz biliriz demesi de buradan gelmiyor mu... Nasıl olsa bu toplumun 50% si bana oy vermiş, o halde toplum da benim, en iyi bilen de benim! Sosyoloji mi? Onu da biliriz onu da, teyy… Baba bu defa “çocuğum sünnet olsaydı, bunu paylaşmalıydım değil mi?” diye soruyor. Efendim sünnet başka birşey, ne saçmalıyorsun diye cevaplar gecikmiyor. Sonra biri çok güzel bir noktadan giriyor olaya. “Peki neden düğünlerde gerdek gecesinde erkeğin sırtına vuruluyor?” Efendim toplumumuzda…. İyi o zaman sizin toplumunuz, sizin kurallarınız, sizin yaşam biçiminiz, sizin özgürlüğünüz… Peki bu toplumsal kuralları kim koyuyor, biz kimiz? Babanın her kadının yaşadığı bu biyolojik olayı dile getirmesi ayıp oluyorsa vay hepimizin haline… Neymiş efendim bu toplum bunu kaldırmazmış… Hamile olduğu halde “ben hamileyim” diyemeyenler de bu toplumda değil mi? ‘Aman hamile olduğunu söyleme çok ayıp!” Ayıp ne ola ki? İşte efendim sevişmişler falan diye düşünürler. Eee sen nasıl geldin dünyaya?