Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. gloria şurada cevap verdi: Admin başlık Yabancı Sinema
    BARAN IMDB: 7.7 /10 Yapım: 2001, İran Tür: Dram, Duygusal Yönetmen: Majid Majidi Senaryo: Majid Majidi Yapımcı: Majid Majidi, Fouad Nahas Görüntü Yönetmeni: Mohammad Davudi Müzik: Ahmad Pezhman Oyuncuları: Hossein Abedini, Ham,d Aghazi, Abbas Rahimi, Hossein Mahjoub, Zahra Bahrami Film şu ön bilgiyle başlıyor; “1979’da Sovyetler Birliği Afganistan’ı işgal etti. Sovyetler 10 yıl sonra geri çekildiğinde ülkenin eski halinden eser kalmamıştı. Bu yıkımla birlikte sonrasında başlayan iç savaş, Taliban rejiminin zalim saltanatı ve 3 yıllık kuraklık milyonlarca Afgan’ın ülkelerinden kaçmasına yol açtı. BM’nin tahminine göre İran şu anda 1.5 milyon Afgan mülteciye ev sahipliği yapıyor.Yeni neslin büyük bir kısmı İran’da doğdu ve ülkelerini hiç görmediler.” Afganlar'ın bir çoğu çalışma izinleri olmadığından, inşaatlarda kaçak olarak çalışmaktadırlar. Necef de bunlardan birisidir ve çalıştığı inşaatın 4. katından düşerek ayağını kırar. Bunun üzerine oğlu Rahmat onun yerine inşaatta çalışmaya başlar. Latif ise 17 yaşında Azeri bir gençtir ve inşaatın mutfak işlerinden sorumludur. Vurdumduymaz, geçimsiz bir kişiliğe sahiptir. Bir gün Rahmat, istemeden Latif ile inşaat işçilerinden birisi arasında bir kavgaya neden olur. Bu kavga sonucunda Latif mutfaktaki işini kaybeder ve inşaat işçilerinden birisi olarak çalışmaya devam eder. Mutfak işi de Rahmat’a verilir. Latif bunu kabullenemez ve Rahmat’a karşı büyük bir kin duymaya başlar. Ta ki Rahmat hakkında bir gerçeği öğrenene kadar… Baran, izlediklerimin arasında aşkı anlatan en güzel filmlerden bir tanesiydi. Latif’in aşkı,insanın taaa yüreğine dokunuyor. Yürekte büyütülüp, dile getirilemeyen sözler eşliğinde, kavuşmayı bırakın, bir türlü başlayamayan bir aşk oluyor Latif’in aşkı... Her şeyini veriyor, feda ediyor aşkı uğruna… Aşk uğruna değerdi de aslında… Majid Majidi’ye gelince, Cennetin Çocukları gibi, Baran da bir şaheser benim gözümde ve Majid Majidi bu şaheserlerin yaratıcısı… İzlenmeli, takip edilmeli… Young Lateef works on a construction site in Tehran with some Kurds and a few illegal Afghan workers. When Lateef is given heavier tasks to compensate for new Afghan worker Rahmat, he resents his displacement and treats Rahmat cruelly. After one of his pranks, however, Lateef discovers Rahmat's secret--he is a girl named Baran. Latif's heart softens towards Baran and he shows his new affection for her by doing what he can to ease the hardships she suffers at work. When government inspectors force all Afghans to be fired from the site, Lateef discovers he cannot bear to be without her. Jeopardizing social standing and endangering his own well being, Lateef stops at nothing to save his love.
  2. Huhhhhhhhh!!! İzledim... Çok da beğendim... Milenyum Üçlemesinin her bir filmi bence çok iyiydi... Kitaplarını da okumam gerekecek şimdi, filmleri bu kadar iyiyse kitapları nasıldır Tanrı bilir Aksiyon seven herkesin hatta sevmeyenlerin bile bu üçlemeyi izlemesini şiddetle tavsiye ediyorum, kesinlikle hayal kırıklığına ugramayacaksınız. Ayrıca Lisbeth Salander rolüyle Noomi Rapace çok iyi bir iş çıkarmış, mahkemeye çıktığı an da ekstradan görülmeye değerdi... Filmin fragmanı yok onu da ekleyeyim adettentir tam olsun... Sonuç itibariyle, fragmanda da söylendiği gibi; It's finally here!!! http://www.youtube.com/watch?v=OAdVqXpz-0Q
  3. Biz ne zaman izleyebileceğiz acaba, burada henüz ikincisi oynuyor
  4. hımmmm ben en iyisi para biriktireyim...
  5. Varsayalım bizim burada TV çekmiyor, nette de sorunlar var!!! Ya da varsayalım ki ben uzayda yaşıyorum; bize bırak Türkiye'yi bütün dünyanın konuştuğu Erdoğan'ın başarılarından bahseder misin?
  6. "Dizi oyuncusu, sunucu ve eski DJ Defne Joy Foster, Caddebostan’da arkadaşına ait evde ölü bulundu. Astım hastası olduğu bilinen Defne Joy Foster’ın "solunum yetmezliği", "kalp krizi" veya "astım krizi" yüzünden hayatını kaybettiği sanılıyor." Çok üzücü bir haber, insan bu kadar genç yaşta ölümü kimseye yakıştıramıyor, Tanrı sevdiklerine sabır ona da ebedi uykusunda huzur versin... *** Defne Joy Foster kimdir; Annesi Türk, babası Amerikalı olan Defne Joy Foster, 2 Mayıs 1979'da İncirlik'te doğmuştur. Ortaokulu İzmir Alsancak Ortaokulunda okumuştur. 2008'de İlker Yasin Solmaz ile evlenmiş ve bu evlilikten Can Kılıç adında bir oğlu olmuştur. İlk olarak Kral TV, Dj'yi olarak ekran başına geçen Foster, daha sonra çeşitli kanallarda müzik programı sunuculuğu yapmış, ardından dizi oyunculuğuna başlamıştır. Uzunca bir süre çocukların özellikle çok sevdiği "Sihirli Annem" adlı dizide Eda karakterini canlandırmıştır. TV8'de yayınlanan "Bir İş İçin Lazım" adlı programı Cemil Büyükdöğerli ile birlikte sunmuştur. Bunun dışında bir TRT programı olan "Çeyiz Şov"unu da sunmuştur. Ayrıca Kanal 7'de "Zula" adlı programın sunuculuğunu yapmıştır. Son olarak Acun Ilıcalı'nın sunup, yapımını üstlendiği "Yok Böyle Dans" adlı programda yarışmacı olarak katılmıştı. Oyunculuk: Ruhsar (1997), Beyaz Yalanlar (2000), Sihirli Annem (2003-2006), Selena (2008), Hayal ve Gerçek (2007) Sunuculuk: Çeyiz Show, Çat Kapı, Bir İş İçin Lazım, NTV Yeşil Ekran, Uzman Avı, Zula (Vikipedia) ***
  7. "Halklar hükümetlerinden korkmamalıdır, hükümetler halklarından korkmalıdır." Çok severim bu sözü... Mısır'da bugün 9. günü olan protestoların başarılı bir sonuca ulaşmış olması da bu söze olan inancımı daha çok kuvvetlendirdi. Hüsnü Mübarek, dün gece yarısı devlet televizyonundan ulusa seslenerek, Eylül ayında yapılacak olan seçimlerde aday olmayacağını iletti. Bu bir başarıdır ama şimdi benim kafamı karıştıran başka bir nokta daha var; Eylül ayına 8 ay var daha, Mübarek 8 ay daha iktidarda kalacağını mı ifade ediyor bu sözlerle... 8 ay sonra kim öle kim kala... Ya bu halk da bizim halk gibi geçmişi sineye çekenlerden ve zamanla unutanlardansa... Mısır halkı, Mübarek'in açıklamalarından memnun olmamış ki cuma günü saraya yürüyeceklerini açıklamış. Mübarek bir an önce ülkeyi terk etmeli ve Mısır halkı göstermiş olduğu bu inanılmaz başarıyı riske etmemelidir.
  8. Mısır'da da bugün Hüsnü Mübarek'e karşı yürütülecek bir protesto gösterisi olacak, bu gösterinin bu zamana kadar yapılanlar içindeki en geniş katılımlı gösteri olması planlanıyor. Ortalama 1 milyon kişinin de gösteriye katılacağı söyleniyor. Şu ana kadar toplanan kalabalık, "Defol Mübarek" şeklinde atılan sloganlarının yanı sıra "Mübarek'e Ölüm" pankartları taşıyorlar. Mısır'da dün yani gösterilerin 7. gününde ordudan da gösterilerde güç kullanılıp kullanılmayacağına istinaden bir açıklama geldi, açıklama şu şekildeydi; “Mısır’ın büyük halkına, halkın meşru haklarını tanıyan silahlı kuvvetleriniz Mısır halkına karşı güç kullanmadı ve kullanmayacak. Barışçıl ifade özgürlüğü herkesin hakkıdır. Silahlı kuvvetler, yüce Mısır halkının meşru taleplerinin farkındadır ve bunları tanımaktadır. Silahlı kuvvetlerin sokaktaki varlığı sizin iyiliğiniz ve güvenliğiniz içindir. Bu büyük halka karşı güç kullanılmayacaktır.” Günün sonunda neler olacak bakalım...
  9. Toplumsal mücadelelere duyarlılığı ile tanınan Carlos Latuff, bu kez Tunus'ta yaşanan isyan ve Ben Ali'nin devrilmesi sonrasındaki süreci kalemine aldı. Latuff, karikatürlerinde özellikle Fransa gibi devletlerin Tunus'taki diktatörlüğe verdiği desteği konu etti. Örnekle inceleyecek olursak; Satranç masasında Ben Ali figürlü piyonunun devrilmesiyle kara kara düşünen Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yi görebilirsiniz. Devrik lider Ben Ali'nin yerine Başbakan Mohammed Ghannouchi'nin geçmesi de yine Latuff tarafından eleştirilen konulardan bir başkası oldu. Latuff'un en dikkat çeken karikatürlerinden birinde ise çizerin daha önce Filistin direnişinin simgelerinden olan kefiye ile çizdiği Ernesto Che Guevara'nın yıldızlı beresi bu kez Tunus bayrağındaki yıldızı taşır olmuş. Tunus halkının Ben Ali'nin partisi RCD'yi ülkeden "süpürmesi" de Latuff'un konuyla ilgili başka bir karikatürü...
  10. Mutlu yıllar diliyorum ben de Herşey gönlünce olsun Mineucumm Kocaman öpüyorum
  11. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Yabancı Sinema
    "Drama Dalında En İyi Performans Gösteren Erkek Oyuncu" ve "En İyi Orjinal Şarkı" dalında adaylıkları varmış ama kazanamamışlar. Ayrıca Tobey Maguire, bu rol için tam 10 kilo vermiş ve verdiği bu kiloları film içinde siz de farkedebiliyorsunuz. Afganistan'a giden ve Afganistan'dan dönen Sam (Tobey Maguire) hem fiziksel hem de psikolojik olarak ciddi bir değişime uğramıştır. Ve evet, Tobey Maguire iyi iş çıkarmış
  12. gloria şurada bir başlık gönderdi: Karikatür
  13. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Yabancı Sinema
    KARDEŞLER FRAGMAN = BROTHERS OFFICIAL TRAILER http://www.youtube.com/watch?v=7xYyCCjLpZs Filmin fragmanı filmden daha heyecanlıymış be
  14. gloria şurada bir başlık gönderdi: Yabancı Sinema
    KARDEŞLER = BROTHERS Yapım: 2009, ABD, Afganistan Tür: Dram, Gerilim, Savaş IMDB: 7.3/10 Yönetmen: Jim Sheridan Senaryo: Michael De Luca, Ryan Kavanaugh, Sigurjon Sigvatsson, Zach Schiff-Abrams, Scott Fischer, Mark Fischer, Tucker Tooley, Matt Battaglia, Jeremiah Samuels Görüntü Yönetmeni: Frederick Elmes Müzik: Thomas Newman Oyuncular: Nathalie Portman, Tobey Maguire, Jake Gyllenhaal, Carey Mulligan, Bailee Madison, Patrick Flueger, Sam Shepard, Jenny Wade, Clifton Collins, Jr. Mare Winningham, Taylor Geare, Luce Rains, Ray Prewitt Konusu: Savaş sonrası sendromuyla ilgili Amerikan sinema tarihinde epeyce bir film vardır elbet… Savaşlar devam ettikçe de olmaya devam edecektir ya neyse… Vietnam sendromu, Irak sendromu, Afganistan sendromu vs. vs. Brothers da onlardan bir tanesi işte… Savaş nedeniyle Afganistan’a giden Amerikalı bir askerin hayatını yok eden bir savaşın etkilerini izleyeceğiz bu filmde de… Sam ve Tommy birbirlerinin tamamıyla zıttı iki kardeştir. Tommy banka soygunu nedeniyle uzun yıllar hapiste yatmış ve çıkmıştır. Sam ise Amerikan ordusunun askerlerinden birisidir ve görev nedeniyle Afganistan'a gitmek üzeredir. Sam Grace ile evlidir ve bu evlilikten iki de kız çocuğu vardır. Sam’in Afganistan’a gitmesinin ardından Tommy, göz kulak olmak üzere Sam'in ailesinin yanına yerleşir. Tom ve Grace arasında en başından beri var olan gerginlik ise bir süre sonra yerini bir yakınlaşmaya bırakacaktır. Nitekim olaylar karışır, sonra bakalım bakalım ne olur? Filmin oyuncularına gelince, ben seviyorum böyle yakışıklı erkeklerin ve güzel kadınların oynadığı filmleri yaaaa sanırım ben dış güzelliği iç güzelliğine tercih edenlerdenim Ama yani öyle hoş ki her biri… Jake Gyllenhaal, Nathalie Portman, Tobey Maguire vs. vs. ne desem boş kalır işte Tobey Maguire ve Jake Gyllenhaal bu filmde iki kardeşi canlandırdıklarından olsa gerek dikkatimi çekti de paylaşmak istedim; bu iki zat-ı muhterem birbirlerine ne kadar da çok benziyorlarmış öyle… Gerçek kardeş gibiler yani. Bir aralar Örümcek Adam'ın da başrol oyuncusu olan Tobey Maguire, sırtını incittiğinde de rolünü Jake Gyllenhaal'e teklif etmişlerdi, gerçi Maguire iyileşince yine Örümcek Adam rolüne geri dönmüştü ama demek ki Jake Gyllenhal’e Örümcek Adam olmayı teklif etme mevzusu bu benzerlikten kaynaklıydı Before leaving on his second tour in Afghanistan, Marine Captain Sam Cahill, a leader, an athlete, a good husband and father, welcomes his screw-up brother Tommy home from prison. He'd robbed a bank. In country, Sam's helicopter is shot down and all are presumed dead. Back home, while Sam wastes away as a prisoner in a remote encampment, Tommy tries to take care of the widow and her two children. While imprisoned, Sam experiences horrors unbearable, so when he's rescued and returns home, he's silent, detached, without affect, and he's convinced his wife and brother have slept together. Demons of war possess him; what will silence them?
  15. Exit Music (for A Film) Wake from your sleep The drying of your tears, Today we escape, We escape. Pack and get dressed, Before your father hears us, before, all **** breaks loose Breathe, Keep breathing, Don't lose your nerve, Breathe, Keep breathing I can't do this alone Sing us a song, A song to keep us warm, There's such a chill, such a chill You can laugh a spineless laugh We hope your rules and wisdom choke you Now we are one in everlasting peace We hope that you choke, that you choke We hope that you choke, that you choke We hope that you choke, that you choke *** Uykundan uyan Gözyaşlarının kuruma vakti Bugün kaçacağız Kaçacağız. Toplan ve giyin Baban bizi duymadan Bütün cehennem kendini kurtarmadan Nefes al Devam et solumaya Soğukkanlılığını kaybetme Bunu yalnız yapamam Bir şarkı söyle bize Sıcak tutacak bir şarkı Burası o kadar soğuk, o kadar soğuk ki Yüreksiz bir kahkaha atabilirsiniz Umarız kurallarınız ve bilgeliğiniz boğar sizi Şimdi sonsuz sükunette yalnızız. Umarız boğulursunuz, Umarız boğulursunuz
  16. AŞK DERSİ FRAGMAN = AN EDUCATION OFFICIAL TRAILER http://www.youtube.com/watch?v=eRbp-dd1QvM
  17. gloria şurada bir başlık gönderdi: Yabancı Sinema
    AN EDUCATION = AŞK DERSİ Yönetmen: Lone Scherfig Senaryo: Lynn Barber, Nick Hornby Görüntü Yönetmeni: John de Borman Müzik: Paul Englishby Yapım: 2009, İngiltere, 95 dakika Oyuncular: Emma Thompson, Peter Sarsgaard, Alfred Moline, Carey Mulligan, Rosamund Pike, Dominic Cooper, Olivia Williams IMDB Puanı: 7.5/10 Konusu: Jenny, 16 yaşında, orta halli bir ailenin liseye giden kızıdır. Oxford Üniversitesi’ni kazanmak en büyük hayalidir çünkü eğer orayı kazanırsa evde yapmasına izin verilmeyen bir çok şeyi özgürce yapabilme şansı olacaktır. Fransızca konuşmak, Fransızca şarkılar söylemek, çello çalmak, konserlere gitmek, seyahat etmek vs. gibi… Derslerinde son derece başarılı olan Jenny’nin, kendisinden yaşça büyük olan David’le karşılaşıp, tanışmasının ardından gelecek ile ilgili yaptığı tüm planları alaşağı olur. Çünkü David sayesinde yapmak istediklerini Oxford’u kazanmadan yapmaya başlamıştır. Jenny ve David’in ilişkisi hızla ilerlerken, Jenny bu ilişki sayesinde hayat ile ilgili büyük bir ders alacaktır. Ödülleri: 2009 Sundance Film Festivali: Dünya Sineması Görüntü Ödülü, İzleyici Ödülü İngiliz Bağımsız Film Ödülleri: En İyi Kadın Oyuncu (Carey Mulligan) Hollywood Film Festivali: Yılın Kadın Oyuncusu Berlin Film Festivali Toronto Film Festivali Londra Film Festivali 2010 Altın Küre Ödülleri: En İyi Kadın Oyuncu Adayı (Carey Mulligan) Bağımsız Ruh Ödülleri: En İyi Yabancı Film Adayı In the early 1960's, sixteen year old Jenny Mellor lives with her parents in the London suburb of Twickenham. On her father's wishes, everything that Jenny does is in the sole pursuit of being accepted into Oxford, as he wants her to have a better life than he. Jenny is bright, pretty, hard working but also naturally gifted. The only problems her father may perceive in her life is her issue with learning Latin, and her dating a boy named Graham, who is nice but socially awkward. Jenny's life changes after she meets David Goldman, a man over twice her age. David goes out of his way to show Jenny and her family that his interest in her is not improper and that he wants solely to expose her to cultural activities which she enjoys. Jenny quickly gets accustomed to the life to which David and his constant companions, Danny and Helen, have shown her, and Jenny and David's relationship does move into becoming a romantic one...
  18. İNTİKAM FRAGMAN = VENGO OFFICIAL TRAILER http://www.youtube.com/watch?v=k-Azgnhh2hg
  19. SÜRGÜNDEKİLER FRAGMAN = EXILS OFFICIAL TRAILER http://www.youtube.com/watch?v=8OAPvF5lh3M&feature=related
  20. EXILS = SÜRGÜNDEKİLER Tür: Dram/Macera Yapım: 2004, Fransa Yönetmen: Tony Gatlif Senaryo: Tony Gatlif Görüntü Yönetmeni: Celine Bozon Müzik: Toni Gatlif, Delphine Mantoulet IMDB: 6.7/10 Oyuncular: Romains Duris, Lubna Azabal, Latifa Ahrar, Habib Cheik, Leila Makhlouf, Zouhir Gacem KONUSU: Yine bir yol filmi, yine müzik ve yine bir Tony Gatlif şaheseri… Zano ve Naima, Paris’te yaşayan iki genç sevgilidir. Zano'nun büyükanne ve büyükbabası Cezayir'in Fransa kolonisi olduğu yıllarda Cezayir'e yerleşmiş, anne ve babası ise Cezayir'de doğmuştur. Büyükbabasının 1959'da sömürgeciliğe karşı verdiği savaş neticesinde Cezayir Hapishanesi'nde işkenceyle öldürülmesinin ardından ailenin kalanı 1962'de Cezayir'den sürgün edilmiştir. Zano'nun anne ve babası daha sonra tekrar Cezayir'e dönmek istemiş fakat yolda trafik kazası geçirerek ölmüşlerdir. Naima ise Cezayir Kurtuluş Savaşı sırasında Paris'e kaçan ve çocuklarına bir tek kelime Arapça öğretmeyen yoksul bir Arap ailesinin kızıdır. Cezayirliler, Cezayir' i “Tanrı'nın unuttuğu ve sadece terk edilir, geri dönülmez bir yer” olarak tanımlarlar. Zano ve Naima ise köklerini araştırmak ve geçmişlerini yeniden keşfetmek üzere Cezayir'e doğru bir yolculuğa çıkmaya karar verirler. Exils, Fransa’dan Cezayir’e bir dönüş hikayesidir aslında… Kendisi de Cezayir asıllı bir Fransız olan Tony Gatlif, Exils için şu tanımlamayı yapmaktadır; "Bu film, bir fikirden değil, kendi yaralarıma bakma arzumdan doğdu. Çocukluğumun geçtiği Cezayir'e dönmem için 43 yıl geçmesi; trenlerde, yolda, arabalarda, gemilerde, yaya olarak 7000 km. yol alınması ve 55 bin metre film harcanması gerekti. Film, bedenlerin şehvete düşkünlüğünün etrafında dönüyor: Birbirini keşfeden ya da birbirinden kaçan bedenler, birbirine sürtünen ya da birbirine sıkıca sarılan bedenler... Terleyen bedenler, gergin ya da rahatlamış bedenler, teni ve yaralarıyla kendi öykülerini anlatan bedenler. Film, kültürlerin kaynaşmasını anlatıyor. Exils (2004) (Exiles) was written, produced, and directed by Tony Gatlif. I saw this film at the 2005 Cinefranco Film Festival in Toronto. (www.cinefranco.com) This movie is a odyssey of sorts. Both Zano, played by Romain Duris, and Naima (Lubna Azabal) live in France, but have ties that draw them back to Algeria. The film follows their slow but determined trip southward. Since they are traveling without funds--or even a map--they naturally need help from others along the way. These interactions with the people they meet on the road are fascinating. The two characters are not exactly role models for today's youth, but you have to admire their tenacity and their unwillingness to turn back.
  21. gloria şurada bir başlık gönderdi: Yabancı Sinema
    VENGO = İNTİKAM Yapım: 2000, Almanya, Fransa, İspanya, Japonya Tür: Dram, Müzikal Yönetmen: Tony Gatlif Senaryo: Tony Gatlif, David Trueba Yapımcı: Tony Gatlif, Luis Angel Bellaba Görüntü Yönetmeni: Thierry Pouget Müzik: Tony Gatlif IMDB: 6.3/10 Oyuncular: Antonio Canales, Antonio Dechent, Fernando Guerrero Rebollo, Juan Luis Corrientes, Orestes Villasan Rodriguez Konusu: Vengo, bir Tony Gatlif filmi, diğer tüm Gatlif filmleri gibi, müzik yine başrolde… Bu sefer Flamenko’nun etkisi altına gireceğiz. Ünlü bir Flamenko dansçısı olan Antonio Canales’in canlandırdığı Caco, erken yaşta kızını kaybetmiş, hayatını ve tüm sevgisini yeğeni Diego’ya adamış, toplum tarafından son derece saygı duyulan bir adamdır. Yeğeni Diego ise spastik bir gençtir ve Caco onun mutlu olması, güvenli ve iyi bir geleceğe sahip olması için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Diego’nun babası yine aynı bölgede yaşayan karşı aileden birisini öldürmüş ve yurt dışına kaçmıştır. Bu olay, iki aile arasında bir kan davasının başlamasına neden olmuştur. Karşı aile, kan davası için Diego’nun babasını istemiş aksi takdirde Diego’yu hedef alacaklarını Caco’ya bildirmiştir. Caco ikinci bir kayba hiçbir şekilde hazır değildir ve bunun olmaması için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır. Diyeceğim şudur ki; henüz bir Tony Gatlif filmi izlemediyseniz, önce filmleri için yaptığı müziklerini dinleyin, her biri ayrı ayrı o kadar güzel ki sizi rahatlıkla alıp filme götürecektir. Bunu tüm Gatlif filmleri için söylüyorum. Birini izledikten sonra, diğerlerini izlemeden sizi bırakmayacağına da emin olun.. Caco is a proud, handsome man, head of a family, and very powerful in the local community. Yet he has been torn to pieces by the death of his beloved daughter. He constantly visits her grave, weeps silently at her photo and has transferred all his wildly protective love and attention onto his mentally challenged nephew, Diego. It seems that Diego's father, Caco's brother, is in hiding after having killed a man from the Caravaca family, who are equally powerful in the community. They are looking for vengeance and have come to Caco for justice. When he refuses to betray his brother, the Caravacas grow impatient. When they realize they are getting nowhere, they threaten to kill Diego. Despite his fierce pride, Caco eventually realizes that the cycle of killing and revenge must be broken. But how can he achieve this and protect everyone he loves?
  22. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Karikatür
    Yiğit Özgür'ün karikatürlerinde beni en çok güldüren şey, o suratlara yerleştirdiği ifadeler İnanılmaz iyi... Burada da Povır Poirtçi arkadaşın ifadesi, tanrımmm yaaaa
  23. gloria şurada bir başlık gönderdi: Karikatür
    "Ters çevirin ben düşerim zaten kendim" diyen arkadaşın suratına bakın yaaaa Koparıyor beni bu karikatür her baktığımda...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.