gloria

PRENS WILLIAM'IN EŞİ KATE MIDDLETON İÇİN TASARLANAN GELİNLİK MODELLERİ

PRENS WILLIAM'IN EŞİ KATE MIDDLETON İÇİN TASARLANAN GELİNLİK MODELLERİ

PRENS WILLIAM'IN EŞİ KATE MIDDLETON İÇİN TASARLANAN GELİNLİK MODELLERİ

PRENS WILLIAM'IN EŞİ KATE MIDDLETON İÇİN TASARLANAN GELİNLİK MODELLERİ

PRENS WILLIAM'IN EŞİ KATE MIDDLETON'UN GELİNLİĞİ

Bu habere hiç inanasım gelmedi, niye acaba?

Buradaki “her şey kontrolüm altında” havası çok güçlü ve çok rahatsız edici... Off Tanrım cidden ama cidden rahatsız ediciydi... Bu filmin sahnelerini şimdi tek tek tekrar düşünüyorum da anne ve babanın çocuklarına hissettikleri aşırı sevgi miydi, aşırı koruma mıydı hangisiydi tam olarak emin olamıyorum ama her hangisiyse korkunç olduğu kesindi. Ha bu arada filmdeki sakinlik ve ağır hava tıpkı Anti-Christ filmindeki gibiydi... Huzursuz edici yani...

BENİM AŞK PASTAM = MY BLUEBERRY NIGHTS My Blueberry Nights, son zamanlarda izlediğim ve beni gerçekten en çok etkileyen filmlerden bir tanesi oldu. Öncelikle oyuncularından bahsetmek istiyorum ki Norah Jones, hem sesiyle hem de oyunculuğuyla filmde önemli bir role sahipti, bence deneyimi olmamasına rağmen de rolünün üstesinden gelmişti. Rachel Weisz tek kelimeyle nefes kesiciydi. Natalie Portman, rolünün hakkını yine inanılmaz iyi vermişti ve Jude Law bu filme sanırım öpücüğüyle damgasını vuran adamdı Konusuna gelince sevgilisi tarafından aldatılan Elizabeth, bir kafeterya sahibi olan Jeremy ile tanışır ve aralarında güzel bir dostluk başlar. Her şeyi konuşurlar, paylaşırlar ama tüm bunlar Elizabeth için yetersizdir çünkü sevgilisini takıntı haline getirmiş ve onu düşünmekten kurtulamamaktadır. Tek bir yol vardır o da sevgilisinin yaşadığı bu yerlerden mümkün olduğunca uzaklara gitmektir. Yolculuğu sırasında önce Arnie ile tanışır. Arnie alkol bağımlısı bir polis memurudur ve karısı tarafından terk edilmiştir. Karısının onu terk etmiş olmasını ise bir türlü kabullenememektedir. Daha sonra kumar bağımlısı olan Leslie ile tanışacaktır. Leslie kendisi de dâhil olmak üzere hiç kimseye güvenmeme konusunda takıntıları olan bir kişidir. Elizabeth tüm yolculuğu boyunca arkadaşı Jeremy ile bağlantısını koparmaz ve ona sürekli mektuplar yazar. Tüm bu hayatlar Elizabeth’in yeniden kendisini bulmasına ve özüne dönmesine yardımcı olacaktır. IMDB: 6.8/10 Yapım: 2007, Çin, Fransa, HonKong Tür: Dram, Romantik Yapımcı: Jean-Louis Piel, Stephane Kooshmanian, Jacky Pang Yee Wah, Wang Wei Yönetmen: Kar Wai Wong Senaryo: Lawrence Block Görüntü Yönetmeni: Darius Khondji Müzik: Shigeru Umebayashi Süre: 90 dakika Oyuncular: Norah Jones, Natalie Portman, Rachel Weisz, Jude Law, David Strathairn Elizabeth's heart is broken. For solace, she drops in late at night a few times at Jeremy's diner for blueberry pie a la mode; they talk. Once, he watchers her sleep, her head on the counter. Abruptly, she leaves New York City to get away from her pain. She works a couple of jobs in Memphis. There, a heart-broken cop is drinking himself into oblivion, his ex occasionally showing up where he drinks and Lizzy works. Then, she's in Nevada, working at a casino where she uses her savings (she wants a car) to stake Leslie, a busted gambler, in a high rollers' game. After, Beth drives Leslie to Vegas where Leslie's estranged father lives. Broken relationships. What about Jeremy?

Şimdi ben de tam olarak seçemiyorum ama eğer bunlar bizim paramızsa hepsinin tura yüzünün kenar kısmında "türkiye cumhuriyeti" yazması gerekir ki bu sadece en alt sağ taraftakinde yazıyor. Bizim paramız değilse de bu tutum tüm diğer ülkelerin madeni paraları için de geçerli ise bu durumda sanki diğerlerinde yazı yüzlerinin kenarları ile tura yüzlerinin ortaları birleştirilmiş gibi duruyor diyebilirim belki

Film küçük bir kasabada geçmektedir. Kasaba halkının tek eğlencesi ise Cinema Paradiso adlı sinema salonunda izledikleri filmlerdir. Filmler kasaba halkından önce rahip tarafından izlenir ve sansürlenir ardından halka gösterilir. Ne bir öpüşme sahnesi vardır, ne de iki çiftin birbirine yakınlaştığı herhangi bir sahne Salvatore kasabada yaşayan küçük bir çocuktur. Cinema Paradiso'nun makinisti olan Alfred ile kurduğu dostluk sayesinde sinemaya karşı büyük bir aşk ve tutku beslemeye başlar. Bu tutku onun hayatının şekillenmesinde büyük bir rol oynar. Filmin konusu kısaca bu şekilde açıklanabilir sanırım Ve tabii çok beğendiğimi de söylemeden geçmeyeyim

Bu filmi çok seviyorum. Benim Javier Bardem ile tanışma filmim Bence hem Penelope Cruz'un hem de Javier Bardem'in ruhlarını en güzel yansıttıkları film, bu film... Woody Allen'dan hiç hazzetmiyorum ama bu filmini hariç tutuyorum

Birçokları bu filmi Almodovar'ın, Almodovar olmaktan en uzak olduğu film olarak nitelendiriyor ama ben hiç öyle düşünmüyorum. Almodovar'ı Almodovar yapan herşey vardı yine bu filmde; kırmızılar, peruklar, kadınların filme olan hakimiyetleri, film içinde filmler, eşcinseller, yüksek topuklar, Penelope Cruz vs. vs. ama en çok da ötekileştirdiklerimizle kurmamızı istediği empati... Üstelik yine dantel gibi işlenmiş bir kurgu... Gerçi Almodovar, artık "Volver"in üzerine daha güzelini yapamaz diye düşünüyordum ve hala bu düşüncemde kararlılıkla durmaktayım ve bu düşünceyle hareket ettiğimde "Kırık Kucaklaşmalar", Volver'den daha güzel olmamış diyebilirim ama kıyaslamazsam, ne güzel bir Pedro Almodovar filmi daha işte

1964 YILI OSCAR ÖDÜLLERİ, MY FAIR LADY için; http://www.youtube.com/watch?v=rdix8n_FksI

MY FAIR LADY = BENİM TATLI MELEĞİM IMDB: 7.9/10 Yapım: 1964, ABD Tür: Komedi, Romantik, Müzikal Yönetmen: George Cukor Senaryo: Alan Jay Lerner Senaryo (Kitap): Bernard Shaw Görüntü Yönetmeni: Harry Stradling Müzik: Frederick Loewe Süre: 170 dakika Oyuncular: Audrey Hepburn, Rex Harrison, Stanley Holloway, Wilfrid Hyde White, Gladys Cooper, Theodore Bikel Bu gece biraz canım sıkkındı, eğelenebileceğim şöyle izleyine içimi mutlu edecek çok romantik bir film izlemek istedim ve Google’ a “çok romantik bir film” diye yazdım. Karşıma bir sayfa çıktı. Sayfada diyordu ki; Senaryolarına ve gişe hasılatlarına bakarak en romantik filmleri seçen Forbes dergisinin listesinde ilk sıraya 'Rüzgâr Gibi Geçti' yerleşti. Forbes'un en romantik filmler listesinde yer alan filmler ve gişe hasılatları şöyle: 1- Rüzgâr Gibi Geçti (1.3 milyar dolar) 2- Titanik (821 milyon dolar) 3- Grease (492 milyon dolar) 4- Uyuyan Güzel (465 milyon dolar) 5- Aşk Hikâyesi (447 milyon dolar) 6- My Fair Lady (384 milyon dolar) 7- Batı Yakası Hikâyesi (358 milyon dolar) 8- Hayalet (329 milyon dolar) 9- Subay ve Centilmen (279 milyon dolar) 10- Özel Bir Kadın (269 milyon dolar) Rüzgar Gibi Geçti’yi defalarca izledim, hala da zaman zaman izlerim. DVD’lerimin arasında en baş köşe hep onun olmuştur zaten. Titanik’i izlemeyen yoktur sanırım, Grease’ e de öyle… Uyuyan Güzel’i ve Aşk Hikayesi ya da nam-ı diğer Love Story’i de… Batı Yakası Hikayesi’ni de izledim, Hayalet ve Özel Bir Kadın’ı da tabii Seçilen filmlere bakınca liste gayet mantıklı göründü gözüme… İçlerinde izlemediğim bir Subay ve Centilmen vardı bir de My Fair Lady (Benim Tatlı Meleğim)… Birkaç gün önce En İyi Film Oscar ödülünü alan filmleri listelemiş ve My Fair Lady’yi zaten indirmiştim. Film 1964 yılında almış bu ödülü; yanı sıra 8 Oscar daha kazanmış. Hadi onu izleyeyim dedim Filmin süresi yaklaşık 3 saat, müzikal de aynı zamanda.. Ben severim müzikalleri oldum olası zaten ama sevmeyenler için filmin süresiyle de düşünülünce zorlayıcı olabilir. İyi yapmışım bu filmi seçmekle, gayet eğlendim, mutlu oldum. Bildiğimiz Yeşilçam filmi gibiydi, hani şöyle ağzı bozuk sokak kızı Türkan Şoray ve bu ağzı bozuk kızdan bir hanfendi yaratmaya çalışan Ediz Hun filmleri gibiydi aynen Yeşilçam filmlerini seviyorsanız, müzikallerle aranız kötü değilse, Audrey Hepburn u seviyorsanız, ruhunuz biraz da mutlu olmak istiyorsa, buna ihtiyaç hissediyorsa, haa tabi bir de 3 saat kadar vaktiniz varsa izleyin derim Gloriously witty adaptation of the Broadway musical about Professor Henry Higgins, who takes a bet from Colonel Pickering that he can transform unrefined, dirty Cockney flower girl Eliza Doolittle into a lady, and fool everyone into thinking she really is one, too! He does, and thus young aristocrat Freddy Eynsford-Hill falls madly in love with her. But when Higgins takes all the credit and forgets to acknowledge her efforts, Eliza angrily leaves him for Freddy, and suddenly Higgins realizes he's grown accustomed to her face and can't really live without it.