gloria

İsim: THE LOST THING (2010): KAYIP ŞEYLER – SHAUN TAN, ANDREW RUHEMANN Dizin: Kısa Filmler Ekleme Tarihi: 05 Nisan 2011 - 18:38 Gönderen: gloria Kısa Açıklama: 83. Akademi Oscar- En İyi Kısa Animasyon Film Ödülü Geniş Açıklama: THE LOST THING (2010): KAYIP ŞEYLER – SHAUN TAN, ANDREW RUHEMANN Yapım: 2010, Avustralya Yönetmen: Shaun Tan, Andrew Ruhemann Süre: 15 dakika 83. Oscar Ödül töreninde En İyi Kısa Film ödülünü alan filmin konusu şu şekildedir: Bir çocuk sahilde garip bir yaratık bulur ve onu evine götürür. Daha sonradan bu yaratığın kayıp olduğunu anlar ve bu varlığın yaşadığı garip varlıklar ülkesini bulmaya karar verir. Video Linki: Videoyu Görüntüle

Çok iyi be

Ben bu filmi çok sevmişim, çok sindirmişim içime, bu kısacık hali bile beni aglatabiliyor. Bu yazdığımı okuyan tüm arkadaşlar, şiddetle ama şiddetle öneriyorum bu filmi, mutlaka izleyiniz. Mutlaka

Hepsi çok güzel de şu polislerle birlikte çekilmiş olanlar ayrı bir güzel Ben de çok beğendim

Rica ederim Beğenmenize sevindim Fragmanını ekleyeyim, izlemeyen arkadaşlara da fikir olur hem http://www.youtube.com/watch?v=HfVSvI4fo-s&feature=related

En İyi Yabancı Film Ödülü almış filmleri tararken farketmiştim Kolja'yı... 2 gün önce de izledim. Çooook çok güzeldi, oyuncuların performansına, filmin işlenişine, incecik detaylarına kadar her şey enfesti... Ömrümde izlediğim en iyi filmlerden birisi oldu Kolja, tekrar tekrar izleyip sıkılmayacağım filmlerden birisi.. Yani kesinlikle izlemelisiniz, Adminin de dediği gibi ÇOK ÇOK Öneriyorum...

Hep en iyi romantik filmler listesinde görürüm, izledim de... İyi film ama öyle en iyiler listesinde olacak kadar iyi olduğunu düşünmüyorum... Acaba diyorum Noah'ın Allie'yi yıllarca hiç bitmeyen bir aşkla sevmesi mi güzel yapıyor bu filmi bize?

Almodovar filmlerinde insanı hep mutlu eden ama aynı zamanda o mutluluğun içinde bir miktar da hüzün barındıran bir hava vardır ya aynı hava tabii ki bu filmde de vardı. Hüzünlüydü, çarpıcıydı ve de sarsıcı... Almodovar'ın filmlerinde genelde erkekler başrolde oynamazlar ama (Konuş Onunla hariç; gerçi onda da kadınlar bitkisel hayatta olmalarına, sadece uyumalarına ve hiç konuşmamalarına rağmen yine de erkeklerden öndelerdi ama neyse hadi... ) bu filmde iyice bir yok sayılmışlar... Kadınlar var, kadın olmayı tercih edenler var, bir de ölü ya da bunak olanlar var ki onlar da filmin erkek olanları işte Ayrıca; Kesinlikle ben de olamıyorum ama zaten bence Almodovar bizi yakalamış, bundan sonra "maydonoz nasıl yıkanır" diye sadece maydonuzun yıkanışını anlattığı bir film çekse ben onu bile izler, beğenirim... Gael Garcia Bernal... Muhteşem yaratık! Bu zamana kadar ne kötü bir filmde oynadığını gördüm ne de kötü oynadığı bir film... Oynadığı her film buram buram kalite kokuyor

Şimdi de "Supernatural Anime" serisi başladı. Henüz 1. sezon 1. bölüm yayınlandı, takip etmek isteyenler oradan da edebilir ama bence normal dizisi, animesinden daha iyi Bu diziyi izlerken acayip eğleniyorum

Kedi!... Dilerim benim başıma da böyle birşey gelmez... Gökten illa birşey yağacaksa yağmur yağsın beeee

Deniz hortumları, kasırgalar falan kurbağa balık gibi hayvanları hortumla birlikte bir yerden bir yere sürüklerlermiş, sonra da etkisinin kaybolduğu yerde aşağı bırakırlarmış... Filmdeki de böyle birşeydi, muhtemelen bir göl, dere gibi bir yerlerden topladı o kurbağaları ve o bölgenin üzeerindeyken etkisini kaybederek aşağı savurdu... Örnekleri de var, gerçekten yaşanmış böyle vakalar...

Benim de bir orkidem var biliyorsun 4 yıldan fazladır birlikte yaşıyoruz Gayet sağlıklı kendisi Özel olarak ne yapıyorum diye sorarsan, vallahi hiçbir şey yapmıyorum. Yerini seviyor sanırım bir de tabii ki benim ilgimi Güneş ışığına ihtiyaç hissediyor ama ışığı süzdürülmeden direkt olarak almayı sevmiyor. Mutlaka cam kenarında olmalı ama güneşle arasında bir tül falan olursa iyi olur. Bir de sabah güneşi alan yerleri daha çok seviyor zannımca Hiçbir şekilde yeri değiştirilsin de istemiyor. Orkidenin orjinal saksısını da değiştirmemek gerekiyor. Genelde şeffaf minik saksılardadırlar. Kökleri güneş alsın diye özellikle böyle saksılara yerleştirilirler. Köklerinin bir kısmı da gövdesinden çıkar. Bunlar da güneşten nasiplerini alsınlar, zarar görmesinler diye orkidenin saksısı yine camdan derin bir kasenin içine yerleştirilmelidir. Bu kökleri ne olursa olsun kesilmemelidir. Su verme işine gelince, susuzluğa dayanıklıdır (hani ben kimi zaman su vermeyi unuttuğumdan biliyorum, kendisine su verileceği günü sabırla beklemeyi bilir, naz, kapris yapmaz, "aman ben bi solayım da sen de gör" şeklinde kısaslara gitmez .) ama sen yine de suyunu ihmal etme. Suyu direkt saksısından verebilirsin, istersen saksıya değil de cam kasenin içine de ekleyebilirsin, farketmiyor yani... Böyle işte Hadi kolay gelsin.