Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

GeceKuşu

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

GeceKuşu tarafından postalanan herşey

  1. GeceKuşu şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Üzüm salkımı örgütlenmesi Aslında Almanya'da başlatılan operasyonunun Türkiye'ye uzanan ilişkiler zincirinde hep aynı isimler ve bu isimlere ait şirketler var… Yardım paralarının aktarıldığı Kanal 7'nin sahibi olan isimlerin Türkiye'de bir şirketi daha var. İstanbul belediyesi'nin ballı ihalelerini alan Beyaz Holding! Beyaz Holding aslında yine Kanal 7'ye ait bir şirket. Çünkü kurucuları, ortakları aynı. Zekeriya Karaman, İsmail Karahan ve Mustafa Çelik… Bu şirketin eski ortakları arasında yine tanıdık bir isim; RTÜK başkanı Aykut Zahid Akman da bulunuyor. Beyaz Holding'e ait Atlas pazarlama ve Merkez Medya adlı iki şirket daha var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 50 milyon YTL'lik kurs işini bu şirketleri tarif ederek vermesi kamuoyuna yansımıştı.. Belediye 2003 yılından beri kurs ihalelerini hep aynı şirkete Beyaz Holding'e yani Kanal 7'ye veriyor… İç içe geçmiş ilişkiler ağı Deniz Feneri Derneği'ni de kapsıyor… Kanal 7'ye ait Atlas Pazarlama'nın ortağı Harun Kapıyoldaş Deniz Feneri Derneği'nin yönetim kurulu üyesi. Atlas Pazarlama ile Deniz Feneri Derneği arasında çok yakın ilişkiler var. Derneğin adeta pazarlama şirketi gibi hareket eden Atlas Pazarlama, Haydarpaşa'da demirleyen atlas 1 adlı geminin de kendilerine ait olduğunu söylüyordu. Oysa Kanaltürk bu geminin Kanal 7'nin Avrupa şubesi Euro 7'ye ait olduğunu belgeleriyle açıkladı. Aslında bu ilişkilerde yer alanlar için Atlas pazarlamanın, Deniz Feneri Derneği'nin, Kanal 7'nin, euro 7'nin, Beyaz Holding'in, Yimpaş'ın birbirlerinden farkı yok… Bütün bu şirketler üzüm salkımı gibi iç içeler. Ancak dışarıya farklı şirket ve kuruluş görüntüsü veriyorlar. Deniz Feneri Derneği'nin topladığı ve buharlaştırdığı milyonlarca euro'luk yardım paralarının izi de zaten bu şirketlerde sürülüyor… Almanya'da yapılan baskında tutuklanan isimlerin bağlantıları ve Türkiye uzantıları önemli. Çünkü bu ilişkilere bakıldığında AKP iktidarının ve yandaş medyasının kadro ve kaynakları da deşifre oluyor… Alman televizyonunda yayınlanan bu fotoğrafta, Başbakan Erdoğan'ın yanındaki kişi Mehmet Gürhan… Gürhan, hem Deniz Feneri Derneği'nde, hem Kanal 7 Avrupa şubesinde yönetici ve ortak. Yani Deniz Feneri Derneği'nin bağış adı altında topladığı paraları Kanal 7 televizyonuna aktarmakla suçlanan kişi… Yapılan operasyonda kara para akladığı şüphesiyle tutuklanan Gürhan'ın Euro 7 şirketindeki ortakları, RTÜK Başkanı Zahit Akman ile Kanal 7 ve Beyaz Holding'in sahipleri İsmail Karahan, Zekeriye Karaman ve Mustafa Çelik. Gürhan Almanya'daki euro 7 dışında Türkiye'de de 2006 yılında bir şirket kurmuş. Şirketin ortakları yine aynı aile fotoğrafından… Yardım paralarını Kanal 7'ye aktarmak suçundan tutuklanan Mehmet Gürhan'ın, Türkiye'deki şirketi AKP'ye yakın hemen her ismin soyunduğu deniz taşımacılığı üzerine… Şirketin adı: Haliç Deniz Taşımacılığı ve Turizm limited şirketi. Bu şirketin ortağı ise Beyaz Holding… Yani yine Kanal 7… Bu iç içe geçen isimler hem Türkiye'de hem Almanya'da çok sayıda şirketin sahibi. Taksi şoförlüğü yaparken Kanal 7 Avrupa'nın ve Deniz Feneri Derneği'nin başına getirilen Mehmet Gürhan'ın Frankfurt ticaret odasına kayıtlı iki şirketi daha var. Birinin adı Weiss Handels... Yani Ak ticaret…Şirketin Ortakları Mehmet Gürhan ile Zekeriya Karaman… Diğer şirketin adı ise Rapidway taksi şirketi… Şirketin Genel Müdürü Mehmet Taşkan… Mehmet Taşkan: bu üzüm salkımı örgütlenmede önemli isimlerden biri... Taşkan Deniz Feneri derneğinin Avrupa şubesinin şu anki başkanı. Atlas Line gemisinin yöneticisi. Kanal 7 Avrupa'da idari İşler Müdürü. Taşkan, Ulaştırma Bakanlığı yapan Binali Yıldırım'ın daha önce genel müdürlük yaptığı San Tour şirketinde müdür yardımcısıydı. Tutuksuz yargılanıyor. Abdullah Sever: Deniz Feneri Avrupa'nın Halkla İlişkiler Müdürü. Tutuklanan Mehmet Gürhan'ın Kanal 7'de özel kalem müdürlüğünü yapıyordu. IHH olarak bilinen İnsani Yardım Vakfı'nın eski yöneticisi… Bülent Över: Kanal 7 Avrupa'nın haber müdürü ve spikeri. Aynı zamanda Deniz Feneri derneği'nin Avrupa şubesinin kurucularından ve eski yönetim kurulu üyesi. Muhsin Bay: Kanal 7 Avrupa'nın yan kuruluşu olan TVT televizyonu genel yayın yönetmeni. Gökhan Gürbüz: Hem deniz Feneri Derneği, hem de Kanal 7 televizyonunun reklam ve sponsorluk işlerini yürütüyor. Bu ilişkiler ve isimler arasında en önemlilerinden biri Zekeriya Karaman… Zekeriya Karaman: Kanal 7 televizyonunun sahibi olan, Yeni Dünya İletişim A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı. Aynı zamanda Deniz Feneri Derneği'nin sorumlularından. Atlas Pazarlama, Euro 7, Beyaz Holding ve Haliç denizcilik şirketlerine ortak. Organize suç literatüründe üzüm salkımı denilen bu örgütlenme modelinin temelinde sayıları 15'i geçmeyen AKP yandaşı isimler bir aradalar. Bu isimlerin, kurdukları, ortak oldukları ve yönettikleri şirketlerin geçmişte gurbetçileri hortumlayan Yimpaş ve Kombassan ile organik bağları vardı. Bugün ise yoksullara yardım adı altında bağış toplayan Deniz Feneri Derneği ile benzer ilişkileri var. Hem yeşil sermayeli hortumcu şirketlerin, hem de Deniz Feneri Derneği, İnsani Yardım Vakfı gibi derneklerin ortak özelliği para toplarken buna İslam dinini alet etmeleri… Toplanan paraların siyasetin finansmanında kullanılıp kullanılmadığı ise yanıt bekleyen sorular arasında… Bu kişilerin AKP hükümetinin en üst kademelerinde kabul görmeleri, Dursun Uyar örneğinde olduğu gibi tüm dünyada aranırken Türkiye'de koruma altına alınmaları hortumlanan paraların kimlere aktarıldığının da aslında açık işaretleri… Kanal 7 başta olmak üzere yandaş medyaya yıllardır para aktaran bu sistemde Geçmişte Refah Partisi'nin günümüzde ise AKP'nin yardım ve vakıfları ile bu siyasi anlayışın egemen olduğu kamu kaynakları kullanılıyor. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'nden aktarılan kaynaklarla palazlanan yandaş şirketler ve bu şirketlerle ilişki içinde olanlar bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en etkin kurumlarının başına geçtiler. İslamın siyasallaştırılması ve piyasalaştırılması ise en kutsal değerlere yapılan saygısızlığın yanında büyük bir tehdit..
  2. GeceKuşu şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Almanya'da Kanal 7 televizyonu ile Deniz Feneri Derneği'ne yapılan baskının perde arkası… Kara para aklamak suçundan tutuklu yargılanan isimlerin AKP'ye uzanan ilişkiler ağı… Geçmişte Yimpaş, Kombassan gibi yeşil sermayeli şirketlerin gurbetçilerin birikimlerini hortumlayıp, sistemin deşifre olmasının ardından bu kez de bazı yardım dernekleri ve vakıflar üzerinden yandaş şirketlere para aktarılmaya başlandı…. " Siyasetin finansmanında kullanılan Din ticareti "nin, Yoksullukların sömürüsüyle yapılan Yolsuzlukların kısa bir özeti: YİMPAŞ - AKP - Deniz Feneri - Kanal 7 Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarında sık sık teşekkür ettiği Deniz Feneri Derneği ve Almanya'daki Kanal 7 bürosuna Alman polisi'nin düzenlediği operasyonun yankıları sürüyor… Kapılar kırılarak girilen binada çok sayıda belgeye el konulmuştu. Operasyonun nedeni Deniz Feneri Derneği'nin topladığı 16 milyon avro'nun 8 milyon avrosunu Kanal 7'nin avrupa bürosuna aktarmasıydı. Frankfurt Savcılığı'nın baskında gözaltına aldığı dört zanlıdan üçünün, Hem Deniz Feneri Derneği'nde hem de paraların aktarıldığı Kanal 7 ve YİMPAŞ Grubu şirketlerinde yöneticilik yaptığı açıklandı. AKP Hükümetinin özel izniyle vatandaşlardan para toplama yetkisini alan Deniz Feneri Derneği bakın kimlerden oluşuyor. Derneğin Kanal 7, Yimpaş ve AKP'ye uzanan ilişkileri çok sayıda sorunun yanıtını veriyor. Kanal 7, 1995 yılında, Almanya'da Media 7 GmbH adıyla bir şirket kurdu. Gurbetçileri dolandıran Yimpaş'tan media 7'ye, media 7'den de kanal 7'ye yüzbinlerce dolar aktarıldı. Paralarını Yimpaş'a ve patronu Dursun Uyar'a kaptıran Gurbetçiler perişan olurken, onların paraları ile Media7 ve kanal 7 palazlandı. Bu operasyonda görev yapan isimler daha sonra Deniz Feneri Derneği'nin Avrupa merkezinde bir araya geldiler. Gurbetçi paralarını hortumlayan Yimpaş'ın ortak olduğu Media 7 daha sonra iflas ettiğini açıkladı. O dönemde bu şirketin başında İsmail Karahan ile son operasyonda tutuklanan Mehmet Gürhan vardı. Bu isimler aynı zamanda Kanal 7'nin de yönetiminde görev yaptılar. Hortumlanan paralar Kanal 7'ye akıyordu. Media 7 iflas edince yerine Euro 7 kuruldu. Bu şirketin ortakları aynı zamanda Kanal 7'nin de ortakları olan İsmail Karahan, Mustafa Çelik ve Zekeriya Karaman… Yani Kanal 7'nin sahipleri aynı zamanda kara para incelemesi başlatılan Euro 7'nin de sahipleri. Peki Euro 7'nin diğer ortakları kim. Mehmet Gürhan ve Zahit Akman. Mehmet Gürhan son operasyonda Deniz Feneri'nin topladığı yardım paralarını Euro 7'ye aktardığı için tutuklandı. Zahit Akman ise şu anda Radyo Televizyon Üst Kurulu başkanlığını yapıyor…
  3. GeceKuşu şurada cevap verdi: suheda başlık Güncel Konular
    Kendini ifade etmeyi son derece başarılı bir şekilde başaran bilinç bir hanımefendinin örnek cümleleri olarak değerlendiriyorum yukarıdaki ifadeleri... Bir tarafta; Tarzını karşısındakinin kulaklarını çekmeye kadar ilerleten son derece zarif bir hanım efendi .... Diğer taraftada; Ne yazık ki mitinglere katılarak tepkisini gösterdiği için bilinçsiz kabul edilen.... Ancak,kulağı çekilsede tarzını ve zerafetini yitirmeyen bir hanım efendinin yanıtı... Bir de aklımdayken, hani denmiş ya, Fettullah yargılandığı davaların hepsinden aklandı diye... "... hakkında isnat edilen tüm suçlardan Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri tarafından beraat ettmedi mi? Yoksa adalete güveniniz yok mu?" Yanılıyorsunuz efendim.... Aklandı dediğiniz davalar malesef zaman aşımına uğradığı için düştü.... Bu aklanmış anlamına gelmez... *** Vakti Zamanında Davalar devam ederken sessiz ve yorumsuz kalanlar... Şimdi kalkmışlar...Hani aradan zaman geçti unutuldu ya...Kör ölmüş badem gözlü olmuş örneği... Zatı muhteremi beraat ederek Aklanmış ilan ediverdiler... *** Bir de denmez mi "Yoksa adalete güveniniz yok mu?" Ne demezsiniz efendim...Siz cahilliğimize verin... Bu aslında hukuğa olan güvensizliğimiz olamaz... Olsa olsa üzerinden zaman aşımına uğramış konulardaki unutkanlıklarımızla... Sizler kadar akıllı olamadığımızı gösterir... Belkide her konuda biliçsiz olduğumuz için, Berat edip aklanmayla... Zaman aşımına uğramış davalar arasındaki farkı kavrayamıyor da olabiliriz...
  4. Evet dediğiniz gibi hepsine elinizden geldiğince cevap vermişsiniz... *** Anlamanız gereken başka bir şey daha var bu yazışmalarımızda... Kimse sizi kendi istediği gibi değil...Sizin elinizden geldiğince verdiğiniz cevaplarınızla değerlendiriyor... Anlamanız için tekrarlıyorum;" Ne kadar kaçamak yaklaşımlar üretirseniz üretin siz,siz olarak duruyorsunuz her satırınızda..."
  5. Nasıl mı...Çok iyi... Kendinizi ne kadar gizlemeye çalışırsanız çalışın... Satır aralarınızdan gerçek düşünce ve kişiliğiniz okunuyor... Anlaşılan o ki bahsettiğiniz arkadaş sizi laiklik karşıtı ilan etmemiş...Sadece gerçekleri ifade etmiş ... ifadeniz üzerine...Sizi kavramak için Yöneltilen sorular şunlardı: sizin yanıtınız;(!) sizin yanıtınız;(!) Ne kadar kaçamak yaklaşımlar üretirseniz üretin siz,siz olarak duruyorsunuz her satırınızda...
  6. Bu hukukun...Bu cumhuriyetin...Demokrasinin Nimetlerini kullanarak... saltanat artıkcısı mantığına sahip maşaları AKP vitrininde kullanıp gereğini de yapıyorlar zaten... Doğruyu söylemiş R.T.E...İçlerindeki kullandıkları maşaları anlatmaya çalışmış...
  7. GeceKuşu şurada cevap verdi: suheda başlık Güncel Konular
    " Herkes kesinlikle oy kullanmalı ve kendilerine verilen bu hak ve sorumluluğu yerine getirmelidir..."
  8. Anladığı halde...takiye yaparak anlamak ve anlaşılmasını istemeyenlere...yeterlidir bu ifadeler... Daha fazla söze de gerek var mı ki? Takiye yapmanın ilmini almışların...Kavram kaşıklıkları yaratarak laf salatası üretenlerin yazdıklarını okuduktan sonra, Yazılanları akıl süzgeçleriyle değerlendirenlerce olan bitenin anlaşılması için yeterlidir 'LostsouL' un bu açıklamaları... Daha fazla söze de gerek olmadığını düşünüyorum... ***
  9. GeceKuşu şurada cevap verdi: suheda başlık Güncel Konular
    Şimdi öncelikle, RTE’ye sormak her vatandaşın hakkıdır; kime göre mutluluktan söz edilmektedir? Bu nehrin akıntısına kapılıp sokaktaki insanları bilinçsizlikle suçlayıp karalayanlar da bugün buradadır. Araç olarak tanımlanan değerler arasında sayılan “dinin” , yalnızca Allah ile kul arasında olduğuna inanır ve başkalarına ait bu değeri kendine araç edinenleri sorgularım. Her kişi ilahi mutluluğu yakalamak için kendi dini ile meşguldür, kendi “aracı”nın yönlendiricisi ve kullanıcısıdır. Üzerinize vazife olmayan araçları kullanmaya yeltenirseniz, herkes fark edecektir. İş üstündeyken yakalanmışsınızdır, bunun verdiği panik atak ile ani ve fevri açıklamalar yaptıkça ne yaptığınız daha iyi anlaşılmaktadır. Mitinglerde irticai hareketin varlığına ve Atatürk ilkelerinin yara aldığına inanan ve tepkilerini gösteren insanlar ülkemizin içerisinde bulunduğu diğer tehlikeleri de bilmektedirler. Ülkenin temel değerleri, anayasasının değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleri tehlike altında iken gösterecekleri tepkinin önceliği vardır ve bu davranış önceliği diğer tehlikeleri hiçe saymak, görmemek, bilmemek değildir. Ülkemin birey birey dünyaya bedel her evladı, yarın PKK karşıtı topyekün bir miting olsa yine bayraklarla sokaklara dökülmeyecek midir? Zamanı geldiğinde eli silah tutan her evladı, düşman üzerine yürümeyecek midir? Üzerinde incelikle düşünülmesi gerekir. Bugünkü tepkinin nedeni bu nehrin suyunun geldiği yerdedir, başındadır. Tesbitlerinize,ifadelerinize aynen katılıyorum taylan... Kendinden başkalarını bilinçsiz sananlara üzerinde incelikle düşünülmesi gereken noktayı da göstermişiniz?... Gerisi,kulaklarına üflenen maniplasyonlar yerine gerçekleri kavrama yeterliliklerine kalıyor... Yukarıda alıntıladığım bu satırla anlatmaya çalıştığınız bu gerçeği, öncelik sırasını.., Eğer, Onları kendi düşüncelerini üretemez hale getiren...Bir bilene koşulsuz bağımlılık, önyargı ve tutuculuk taraflarını aşabilirlerse sözünü ettiğiniz gerçekleri kavaraya bileceklerdir diye düşünüyorum... İşte o zamandır ki... Bilinçsiz sandıklarının ne kadar bilinçli, kendilerinin de insani değer ve yaşamın güncel gerçekleri karşısınsa tam tersi davranışlar içinde olduklarını hayretle farkedeceklerdir...
  10. Sevgili bekir... senin ne anlatmak istediğimi anlamış olman gerekiyordu... Görüyorsun karabekir farklı algılıyor... Ayrıca...sen en azından gecekuşu'nu kullanırken... karabekir bak gece kuşu diye başlayıp... "...... cığım veya ciğim" lı hitap tarzını benimsiyor... Yani kişilere tepeden bakmacı,küçümseyen yaklaşım ve ifadeler kullanan Bozan ve karabekir yerine... işte birazda bu nedenlerle... "Ama ben yinede, ..."Bozana, Karabekir'e göre reytingi düşükte olsa"... Bekir'in anlatımı ve görüşlerini tercih ederdim sanırım..." ifadesini kullanmıştım... Bu düşüncem karabekirin ne olduğunu anlatmışta olsanız yine de değişmedi... Sayın bekir'in, karabekir üskubunu,tavrını yaratırken gerekcesi ne olursa olsun,.. Ben yinede bekir'in "bekir" olarakta kendini rahatlıkla ifade edebileceği alt yapı,kültür ve birikime sahip olduğunu düşünüyorum... Dediğiniz gibi görüşürüz sevgili bekir...
  11. GeceKuşu şurada cevap verdi: suheda başlık Güncel Konular
    Bilinçsiz (!) bir türk kadınını,yazıların,düşüncelerin ve duruşunla bizlere örneklediğin için sonsuz saygılar sevgili 'sardunyam'
  12. Karabekirciğim; Sayın Bekir olarak, bu üslup hiçte üstüne oturmamış... Hoş durmuyor, hatta rüküş bile denebilir... Aslında bir Bozan tarzı yeterli ...Fazlası aslı mı yoksa taklitleri mi?...diye de değerlendirile bilinir... Şaka bir yana diyerek bende sonladırmaya çalışırsam...Bir beyinde bir kaç bekir karakteri mi var diye sorgulama yapabilirim... Ama ben yinede, ..."Bozana, Karabekir'e göre reytingi düşükte olsa"... Bekir'in anlatımı ve görüşlerini tercih ederdim sanırım...
  13. Size şöyle bir soru yöneltilmişti... "Ben şeriata karşıyım... Cumhuriyetin değiştirilemez ve temel ilkelerinden biri olan Laikliği sonuna kadar savunuyorum... Ben şu an iktidarda olanların laiklik karşıtı tutum ve eylemlerine karşıyım... Bu cumhuriyet laiktir laik kalacaktır diyebiliyor musunuz?..." Yukarıdaki size ait satırlardaki alıntıdan anlışılan o ki; iktidardakilerin laiklik karşıtı tutum ve eylemlerine karşı değilsiniz... Hatta yapmadığını düşünüyor ve sizin dışınızdakilerin laiklik anlayışına karşı gelmiş olabilirler diyorsunuz... Bende size diyorum ki; Laiklik Cumhuriyetin temel ilkelerinden biridir...Laiklik ilkesi kişilerin anlayışına göre değişmez... Kişiden kişiye birilerinin dediği gibi farklı farklı tanımları olmaz...Laiklik bir anlayış değil ilkesel bir davranıştır... Ayırca sön dönemde yapılan maniplasyonlarda olduğu gibi kişiler değil Cumhuriyet Laiktir... Tek bir ifadesi vardır "Din ve devlet işleri birbirinden ayrı olarak değerlendirilir..." Özetle Cumhuriyet Kişilerin dinsel inançlarına göre yönetilemez... Bir başka deyişle Cumhuriyetin ve onun devletinin dini inançları olamaz... Evet tam da dediğiniz gibi o modellerden bahsediyorum... Peki siz cumhuriyetimizin o modellerden biriyle yönetilmesine karşı mı yoksa taraf mısınız? Siz ne kadar "karşınızda birilerini bulunca hemen laiklik karşıtı ilan ediyorsunuz" ifadenizde yargılar bir cümle kullanmadıysanız ... Bende o kadar sorgulamasız bir yaklaşım gösteriyorum... İletilerinizde bahsettiğim cümleler dedikleriniz bakın alıntılarda yazılmış hemde sizin tarafınızdan buyrun cevaplıyayım diyorsunuz ve cevaplamışsınızda... Görünen o ki; sergilemeye çalıştığınız yaklaşımlarla ifadeleriniz çelişiyor ve bende bunu vurguluyorum... ÖRNEĞİN; diyorsunuz ama bu bir çelişki, Sanki laik değerlere inanan bir bakış açısını sergilediğinizi anlatmaya çalışıyorsunuz... Oysa öncesinde Her davranış,söylem ve eylemleriyle Laikliğin,önemi ve değerinin altını oyan iktidardaki zihniyetin ilkesel duruşunu tasvip ettiğinizi, laiklik karşıtı işler yapmadığını söylüyorsunuz...Ve de üstelik laikliğin birilerinin anlayışına göre değişebileceğini anlatmaya çalışıyorsunuz... Bu çelişkili ifadeleriniz üzerine şimdide şunu sormam gerekiyor... İktidardaki ve sizin tasvip ettiğiniz bu zihniyetin yaklaşım ve eylemlerini göz önüne alırsak... Yine sizin ifadelerinizle"Bu Cumhuriyet doğal olarak laik bir biçimde devam eder..." Fakat "ne zamana kadar." bir ön görünüz var mı?.. Yoksa sizde istenirse laiklik ortadan kalakacaktır diyenlere katılıyor musunuz.? Ya da; "Ben şeriat yasalarıyla yönetilmeye karşıyım...Cumhuriyetin değiştirilemez ve temel ilkelerinden biri olan Laikliği sonuna kadar savunuyorum... Bu cumhuriyet laiktir laik kalacaktır." diyebiliyor musunuz?... Yukarıda soruya yanıt olarak, bu sefer karşıt bir soruyla kaçamak bir yaklaşım değil... Daha samimi ifadelerle gerçek düşüncelerinizi yazmanızı bekliyoruz... İşte o zaman; bahsettiğiniz arkadaşın sizi laiklik karşıtı ilan edip etmediğini anlamış olacağız... Size iftira mı atıyor? Yoksa gerçeklerimi ifade etmiş kavramış olacağız...
  14. "çok büyük bir kesimi konudan soğutmanıza neden olur..." Konudan derken hangi konudan söz ediyorsunuz?... Yanıtı yine sizin satır aralarınızda."Atatürk konusunu gündeme getirirken " ifadeside size ait... Yani özetle birilerinin Atatürk' ten soğuyabileceği olasılığına dikkat çekiyorsunuz... Ve bende size hadi canım sende diyorum... Atasıyla arasına yüz yıllar öncesinin mesafesini oturtmuş...Size ait bu satırları yazan bakış açısı ve zihniyet...Ata'sından buz gibi soğuk duruyor farkında değil misiniz?... İsterseniz bize ilk okul çocuklarını kandırmaya yönelik taktiklerle akıl vereceğinize gerçek kişiliğinizi ortaya koyan yaklaşımları sergileseniz... Hakkınızda daha tutarlı bakış açıları yaratabilirsiniz... Örneğin; Bu arkadaşımız," Atatürk'ü en az Hilafetinin temsilcileri kadar atası olarak kabul edebiliyor..." diyebiliriz... YADA TERSİNİ... Nedersiniz..."Atatürk''ün önderliğinde Cumhuriyetin ve onun o zamanki yasama organın hilafetin ortadan kaldırılmasını yasallaştırdı diye ondan soğumadığınızı... Hilafetin ve şeriat yasalarının kaldırılmasının bu ülke için yararlı olmuştur fikrine sahip olduğunuzu" düşünebilirmiyiz?
  15. Bir an için varsayalım ki, bu arkadaş sizi laiklik karşıtı ilan etti...Size iftira atıyor... Peki siz bize laiklik karşıtı olmayan bir kişi olduğunuzu nasıl ifade edebilirsiniz?... Bizlere, şahsınıza yada aynı düşünceleri taşıyan diğerlerine iftira atıldığını kanıtlamalısınız... "Ben şeriata karşıyım...Cumhuriyetin değiştirilemez ve temel ilkelerinden biri olan Laikliği sonuna kadar savunuyorum... Ben şu an iktidarda olanların laiklik karşıtı tutum ve eylemlerine karşıyım...Bu cumhuriyet laiktir laik kalacaktır diyebiliyor musunuz?..." Bunu satırlarınıza taşıyabilme cesaretini gösterdiğiniz anda onun iftira attığını anlamış olacağız... Sizin ifadenizle.... "Buyrun sizi dinliyoruz..."
  16. Sayın; Evet hepimiz kişisel ve siyasi duruşumuzla öyle ya da böyle düşünüyor... Öyle veya böyle destekliyor ya da reddediyoruz... Ama onlar, bizi yönetmekle kendilerini yükümlü görenler ne düşünüyor? "Mecliste var olma çabasındaki parti ya da milletvekillerinden bahsetmiyorum..." Bu noktanın anlaşılmasının yazının devamını kavramak açısından büyük önemi var... *** Evet onlar, bizi yönetmekle kendilerini yükümlü görenler ne yapıyorlar.. Her zaman ve her koşulda karizması, zekâsı, lider kişiliği, insanları ikna kabiliyeti olan... Ama yönetebilecekleri-yönlendirebilecekleri birilerini her dönem bulup çıkarıyorlar... Bize de, peşinden gitmek ya da reddetmek rolü kalıyor... Aslında her şey planlı programlı yürüyor, yürütülüyor... A planı tutmazsa B ya da C planı devreye giriyor... *** Bizi yönetmekle kendilerini yükümlü görenlerin sınıf çıkarlarının izin verdiği ölçüde... 1946 dan buyana kapsamlı olarak desteklenen "Din eksenli bir yönetim" arzulayanlar... ve buna karşı direnenler var... Cumhuriyetin, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti özelliklerini çökertme planı ve süreci hızla yol almaya devam ediyor... Peki bu süreç nasıl sonlanacak?... *** Peki, onlar, bizi yönetmekle kendilerini yükümlü görenler... Şu anda içinde bulunduğumuz yeni durumu nasıl değerlendiriyorlar...? Dün erken seçim istemiyoruz... İstikrar bozulur diyenler... Üç günde ne değişti de â��Erken seçim olmalıdır...AKP çoğunluğun sesine Kulak vermelidirâ�� demeye başladılar... Anlaşılması için ifade etmek istiyorum.. Tüsiad' dan bahsediyorum... Bizi yönetmekle kendilerini yükümlü görenlerin temsilcilerinden... Bizi yani diğerlerini yönetmek = Sınıfsal çıkarlarını korumak denkleminden bahsediyorum... *** Peki, onlar, bizi yönetmekle kendilerini yükümlü görenler... Tüsiad' ı sözcüleri, diğerlerini iktidar olarak kullanırken neler yapıyorlar... ABD ve AB, kendisine ve çıkarlarına karşı oluşan ulusal direnişi kırmak için, "PKK" modeli ile Ülke içinde ve dışında Kürd ayrılıkçılık hareketleriniâ�¦ Büyük Orta Doğu projesi bağlamındaki "Ilımlı İslam Devleti" modeli ile din eksenindeki cemaatleşmeyi desteklediler... İnsanlar "gayri resmi örgütlerin" (günümüzde cemaatlerin ve tarikatların) eline bırakıldı. Demokrasinin altını oyan dinci akımlar, laiklik karşıtı oluşumlar,(kısacası tarikatlar ve cemaatler) Demagojik nitelikli, popülizme dayalı, halk dalkavukluğu yapan bir oy avcılığı anlayışı içinde desteklendi, güçlendirildi ve iktidara taşındı... Tüm dünyada olduğu gibi "Liberalizm" ve "küreselleşme" dayatmasıyla kapitalist sınıfın çıkarları öne geçirilerek "sosyal güvenlik, eğitim, sağlık, konut" gibi hizmetleri sağlaması gereken ve fırsat eşitliğini gerçekleştirmesi beklenen "Sosyal Refah Devleti",Türkiye'de de zayıflattılar. *** A planı tutmazsa B ya da C planı devreye girdiğinde, Onlar, yani bizi yönetmekle kendilerini yükümlü görenler... Şu anda ülkeyi yönetmeye talip olanlar...Yani AKP ve gündem oluşturmakla görevli yazarlar...Yani Alıntılanan yazar Ve onların,eylem, düşünce ve yazılarını " Alıntılayan bozan" Yani forumda "İnançları siyasal alanda istismar eden zihniyetin" temsilciliği misyonunu yüklenenler, El ele gönül gönüle Vermişler... Türkiye Cumhuriyeti'nin, "Demokratik, Laik, Sosyal bir hukuk devleti" olma niteliğini zedeleme görevlerini yerine getirmeye devam ediyorlar... *tna
  17. Sana bütün kalbimizle TEŞEKKÜR ediyoruz güzel insan iLyAdA... İYİKİ VARSIN....
  18. sayın 'Kilfarlioglu'; Yazınızın ilk satırında vede ilk paragrafında ifade ettiklerinize katıldığım noktalar olmasına karşın ... Parantez açarak belkide forumda yeni olduğunuz için eksik intibalarınız, yanlış algılamanız nedeniyle dillendirdiğiniz ... Bozanın forum yönetimi tarafından kollandığı ve (bozan lara, dincilere hizmet ettikleri) düşünceleriniz doğru değil... Vede bu forumda Bozan gibi şahsiyetlerinde var olması onun düşüncelerini ve tahrik dolu yaklaşım ve ifadelerini tasvip etmesekte... Onun temsil ettiği zihniyetin eksik ve yanlışlarının deşifre edilmesi açısından son derece yararlı... Üstelik farklı görüşlerin tartıştığı ortamlar herkesin kültürel gelişimini tamamlanması açısındanda son derece gerekli... Onun yada onların bize verebileceği ne olabilir diye de düşünce üretmemiz son derece hatalı olacaktır... Karşı olduğumuz yada tasvip etmeyerek eleştirdiğimiz görüş ve düşünceleri birinci ağızdan duymak,anlamak ve karşı görüşlerimizi üretmek... Aynı görüşteki kişilerin monolog ahkam kesmelerinden daha yararlı karşı tezler ve yapıcı ortamlar yaratacağını görmemiz gerekir... Kendimizi kontrol ederek ve kültürel alt yapımıza yakışan uslüpları bıkmadan,usanmadan kullanarak yapacağımız eleştirel yaklaşımlar... Hem kendimizin, hemde karşıtlarımızın eğitimi ve gerginliklerin ortadan kalkması açısındandan yararlı olacaktır diye düşünüyorum... sayın 'Kilfarlioglu'; Yazılarınızı okuyarak edindiğim ilk intibalara göre yakın görüşlere sahip kişiler olduğumuzu düşünüyorum... Sizin bizlere ifade edeceğiniz görüşler, bugüne kadar ki birikimlerimize yeni şeyler katacağına inanıyorum... O nedenle, lütfen, her ne olursa olsun, alınmadan ve kızmadan yaralı paylaşımlara devam etmemiz gerektiğine inanıyorum... Bu son satırı yazmamın nedeni,yolunuz açık olsun diyerek,bundan sonra yazışamayacakmısınız üzüntüsüdür... Bence forumda kalmalı...forumu ve bizleri tanımalı ve deneyimlerinizi bizimle paylaşmalısınız... Bizler, Forum üyeleri ve forum yönetimi karşılıklı olarak aynı yapıcı ve duyarlı hassasiyetleri taşıyarak bugünlere geldik... Düzeyli...Tutarlı, sevgiye ve saygıya dayalı ilişkiler içerisinde olmaya hep dikkat ettik... Gün geçtikce ayrı düşüncelerde de olsa farklı görüş ve zihniyetlerin var olduğu geniş ve hoş görülü bir aile çatısı altında olduğunu kavrayacaksınız... İnanarak söylüyorum ki... Günü geldiğinde, forumu tanıdıkca İyiki yolum bu forumdan geçmiş üye olmuşum diyeceksiniz... Size formumuza hoş geldiniz diyor... En içten dost selamlarımı yolluyorum... İyi ve yararlı paylaşımlarda bulunmak dileğiyle... *tna
  19. 'kaplan-200'; önce çiçekler ... ardından kırmızıyla yazılmış kendini tanımlama... ardından seninde cumhuriyetine sahip çıkanlara gönderme... olmadı ama sevgili kaplan...Sağ gösterip sol vurmaya çalışıyorsun... Senin çağlayanda katılmadığın etkinlikte Pkk sorunu üzerine neler denmiş elbetteki bilemezsin... Örneğin genel bir ifadeden bahsedeyim şöyle dendi orada... "Ayrımcılığa ve bölücülüğe hayır..." Aklıma gelmişken... Forumda tandoğan ve çağlayanda ki mitinge katılan ve yada destekleyenlerin, bahsettin konuda yazmış oldukları yazıları bir gözden geçir istersen... En günceli "Ne mutlu Türküm Diyene" başlığıyla başlayabilirsin... yada ilk aklıma gelen, Antalya'da...Tandoğan'da ve Çağlayan'da tüm etkinliklerde yer alan Sevgili Sardunyam'ın ele aldığın konudaki yazılarını tek tek oku istersen... Bak bakalım Cumhuriyeti kurtarmaya çalışanlar nerdeymiş görürsün ama anlamaya çalışırmısın bilemiyorum... Bütün bunları araştırıp değerlendirmeden yapılan bir yaklaşım "ucuz laflarla çamur atmaya çalışan" bir kişilik gelişimine neden olabilir... Eğer böyle bir kişi değilsen, laf etmeden önce bütün bunları dikkate alman gerekir... Eğer böyle bir kişi değilsen, bundan sonra bunu göz ardı etmemelisin... Bir şey daha var... Başlığı açan arkadaşın ele aldığı konu senin gönderme yapmaya çalıştığın pkk konusuda değil üstelik... Başlığı açan arkadaşımızla bu başlıkta açtığı konuda aynı düşünceleri paylaşmıyoruz ama... Ülkemizin içinde bulunduğu, Pkk nın yarattığı tehdit karşısındaki duruşumuz ve hassasiyetlerimiz onunla aynı... Ne alakaya maydonoz...Başka bir tartışma yapılırken bahsettiğin şeylerden yazışmayacağız herhalde... *** Ama biliyorum ve sende çok iyi biliyorsun... Yapmaya çalıştığın şey ifadelerinde yer alanlar değil... son satırda "nerede..." diye başlıyan cümlende yapmaya çalıştığın gibi... Açık olamadığın durumlarda farklı görünmeye çalışarak, Ardından ... Çamur atmaktan başka bir şey değil...
  20. Tuhaflık yok... Tuhaf olan insan olabilmenin olmazsa olmazı "insani değerlere" sahip olamamakta... Müsterih ol tuhaflık sende değil değerli kız kardeşim... Tuhaflık,Dini siyasete alet edip... İnançlarını ve kendini başkalarına kullandıranlarda...
  21. Sahne farklı ama oynanan oyunun konusu yine aynı... Yine aynı tiyatro...Zaman ve mekan farklı... Oyuncular desek onlarda aynı... Türkiye Cumhuriyetini mahkemeye veren Dış işleri bakanımızın eşi...v.b Konusu yine baş örtüsü... Fakat Özü yine aynı dini siyasete alet etmek... *** İnançları kullanarak ajitasyona.. Mazlumu oynayıp...Yine aynı demogojik yaklaşımlara devam ediyorsunuz...
  22. Sayın Bozanla, formun bu başlığında yada diğerlerinde diyalog kurmaya çalışan değerli arkadaşlarım... Yaptığı demagojik tartışmalarla, madalyonun arka yüzünü gizlemeye çalışan Sayın bozana... Yanıtlar üreterek bir şeyler anlatabileceğinize inanıyorsanız eğer yanılıyorsunuz... Bu başlığın özelinde ifade etmek gerekirse... Miladi ve Hicri takvim hakkında azıcık bilgisi olan ve ilk okulda matematik okumuş bir kişi yazdıklarınızın doğru, gerçek ve yadsınamayacak bilgiler olduğunu zaten anlıyor... Sayın bozan neden anlayamıyor yada işi sobeleme oyununa çeviriyor diye sorabilirsiniz... Aslında amacı anlamak yada konunun özü hakkında yanıtlar üretmek değil... Amacı gerçeklerin üztünü örtecek dikkatleri tartışmanın özünden uzaklaştıracak demogojik ortamlar yaratmak... Dikkat ediyormusunuz... Sorunun gerçek anlamı dışında ne varsa onun üzerine yoğunlaşıyor... Her seferinde sorunun anlaşılır farklı versiyonları kendisine yönlendirilmesine karşın Oda her seferinde tam bir demagog yaklaşımıyla görmemezlikten gelip, yanıtlaması gereken soru yerine ... Bir başka arkadaşın yaklaşımında çarpıtabileceği ifade ve yaklaşımları ele alıp bir avcı edasıyla sobeleme yapmaya çalışıyor... Ona yönlendirilen "Peygamber Efendimizin doğum günü son beş yıldır neden sabitlenmektedir? Asıl amac nedir? " Sorusuna ısrarla yanıt vermekten kaçındığını... Bunun yerine sizlerin miladi ve hicri takvimin doğaları gereği sabitlenemeyeceğini açıklayan öne sürdüğünüz yadsınamaz gerçeklere rağmen.., Kafaları karıştırmak bu soruyu unutturmak amaçlı demogojik ifade ve tavırlar sergilediğini hepimiz gözlemliyoruz... *** Sayın Bozan; Sizin gibi düşünmeyenleri anlamaz, kendinizi de diğerlerinin tepesine koyan değer yargılarınızla, Madalyonun arka yüzünü saklayıp gerçekleri işine gelir bir şekilde değiştirmeye çalışamak... Tepeden bakamacı, bir yandan sobe oyunu, bir yandan avcılık yapmaya çalışan "bir bilen..?" tavrıyla ahkam kesmek yerine, Madem her şeyi çok biliyorsunuz... Peygamber Efendimizin doğum günü "son beş yıldır neden sabitlenmektedir?" "Asıl amaç nedir?" Bunun yanıtını verin...
  23. Sayın bozan; yukarıdaki iletiden anlaşıldığı kadarıyla saklambaç oyunu oynamaya çalışan,karavanacı bir avcı olduğunuz da kendi iletinizle ortaya çıktı... Geçmiştede olduğu gibi, tepeden bakmacı,gayrı ciddi yaklaşımlarınız hala devam ediyor... Bir zamanlar bu tavır ve yaklaşımlarınız üzerine "canınız oyun oynamak istiyorsa bir çocuk parkına gitmelisiniz "diye size yanıtlar geldiğinide hatırlıyorum... Görülüyor ki,komik olduğunu ve yanlış sorulduğunu sandığınız soruyu dediklerinizin tam tersine mal bulmuş biri gibi hemen sahiplendiniz... oysa sayın Kilfarlioglu ta başında gerekli yanıtı vermiş... Siz Kilfarlioglu nun ifade ettiklerini anlamamazlıktan gelerek, kusura bakmayın ama gereksiz yere forumda avcılık yapmaya çalışan karavanacı bir avcı durumuna düştünüz!.. Aslında avcılık yapmak yerine size yönlendirilen "kesmeniz gereken ahkamlar" sadece bu soru değildi... Sanırım herzaman ki alışkanlığınız hala devam ediyor... İşinize geleni görüp diğerlerini görmemezlikten geliyorsunuz... Unutmayınız sorular bir şeyleri kavranması içindir?... Sobelenmek yada avlanmak için değil... Oysa siz, sizin gibi düşünmeyenlerin anlamaz, kendinizide diğerlerinin tepesine koyan değer yargılarınızla, madalyonun arka yüzünü saklayıp gerçekleri işine gelir bir şekilde değiştirmeye çalışarak... Tepeden bakamacı, bir yandan sobe oyunu, bir yandan avcılık yapmaya çalışan "bir bilen..?" tavrıyla ahkam kesmeye devam ediyorsunuz... Madem her şeyi çok biliyorsunuz... Hadi bakalım, oturup 10'ar gün geriye gerekli hesaplamaları yaparak işlem sonuçlarını bir delil olarak önümüze koyun... Ahkam kesmek, avcılık yapmak yerine... Peygamber Efendimizin doğum günü son beş yıldır neden sabitlenmektedir? Asıl amac nedir? Bunun yanıtını verin...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.