Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

GeceKuşu

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3.724
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    30

GeceKuşu tarafından postalanan herşey

  1. manipülasyonlar kişilerin işlerine gelince... İnançlarını pohpohlayınca içine düşülen yorumsuz cehalet diz boyu... Aşağıdaki alıntılarda konu üzerine yapılan yazışmalar var... İlginç bilim ve din içiçe geçmiş çözümler üretiliyor... Dinsel bakış açısı ve manipülasyona dayalı yorumlarla kişileri etkileme ve yönlendirme çabaları... Bunu yapmaya çalışanlara neler yazdırıyor...Ne hale getiriyor... Tartışma haziranda başlamış temmuzda bitirilmiş... Aynı zihniyet bizim forumda yeni uyanıyor... Belkide diğerleri bir sonuca varamamış olmalı ki.. Aynı bakış açısı; İnsanları etkilemek ve yönlendirmek için - manipülasyonlarına - burada da devam etmeye karar vermiş anlaşılan... ...
  2. Bir gün bir gurup arkadaş yolda yürürlerken içlerinden biri... "Güneş" demiş, "Ne kadar da parlak" "Evet" demiş bir diğeri "üstelikte bu gün çok sıcak" Bir üçüncü atılmış " Güneş yuvarlaktır, dünyada öyle" Bu ara içlerinden bir başkasının dikkatini tarladaki karpuzlar çekmiş, "Karpuz zamanıda geliyor, olgunlaşsada yiyebilsek" demiş... Üçüncü yine atılmış " Evet demiş karpuzlarda yuvarlak sayılır.." yine içlerinden biri karşıdan gelen taşıtı göstermiş diğerlerine, "Kenara çekilin kocaman tekerlekli bir kamyon geliyor" diyerek... Üçüncü yine atılmış "evet kocaman yuvarlak tekerlekleri var." ... Herkes dönüp bakmış üçüncüye... Üçüncü yine atılmış" Ne o niye bakıyorsunuz..." Garipsendiğini anlayıncada devam etmiş... "Anlayamadığım şu; hem ısrarla aynı şeylerden bahsediyorsunuz... " Sonrada hepiniz aynı şeyi yapıp yüzüme bakıyorsunuz..." İçlerinden biri durumu özetlemiş, "Aslında ifadeler ve anlatılanlar farklı ama sen ısrarla aynı şeyi algılıyorsun"... "Kafanda yuvarlak kavramını takıntı yapmışsın, herşeyin yuvarlak tarafını görüp"... "Aynı şeyleri söylediğimizi sanıyorsun" ***
  3. Neden sıkıldık ki... Bakın onların Erkekleri Eşlerinin kıyafetleriyle de olsa dayatma yapmaktan hala sıkılmadılar... Dayatmayı yapanın hayrunisa hanımın olduğunu sananlar yanılıyor aslında... Baksanıza kadıncağız daha bir farklı olmak için ne denirse onu yapmış.. Aslında kendine bırakılsa içinde bulunduğu siyasi ve anenevi baskılardan kurtulabilse sanmıyorum ki eleştirildiği kıyafetler içinde olsun... *** Elbette herkes giyim kuşamında özgür... Ama Türkiye Cumhuriyetini Birinci bayan olarak temsil etmek iddiasında olan birinin ... Rahibe kıyafetine eşdeğer bir şekilde başını örtmesi... Altı frak üstü rahibe iniforması bir melez bir yaklaşım içerisinde olması ne derece kendini vede Cumhuriyeti temsil ediyor... Ama bazılarımız için tutuculuk derecesinde olsun yaklaşımı var... Başını örtüyor ya amaç nasıl olsa sloganvari siyasi duruşlar... Aslında sıkıcı olarak kavramamız gereken nokta bu... Başbakan erdoğanı karşılarken ortaya çıkan şaşkın bakışlarını anlayamamak olsa gerek sıkıntı... *** Neden şaşırmış olabilir ? Eşli davet olduğuna göre başbakanın eşinide bekliyordu elbet... Başbakanın eşi orada olamadı biliyormusunuz.. Kendimi gelmek istemedi acaba ? Sanmıyorum... Bir başka hesaplaşamaMa da olabilir... Birinci ve İkinci bayan olma acısından olabilir mi acaba ?... Bazılarımız şimdi diyeceklerdir ki laikciler...kemalistler baskı yapıyor ondan... Hayır efendim... Gerçek o erkeklerin kafasında karşı cinsin, kadınlarının ikinci sınıf vatandaş olmasında yatıyor... Hangi makamı işgal ederlerse etsinler sonuç değişmiyor... Asıl sıkıcı olan bu olsa gerek... Hayrunisa gibi duruşunda olabildiğince zarif bir hanımın toplumun önünde sıkılgan ve geri planda kalışını gözlemlemiş olmalısınız... Sıkıcı olan bu... evet hepimize sıkıntı veriyor bu oryantalit yaklaşımlar...
  4. "Kardeşlerimiz ölüyor bizim" diye yorumladı mikrafonu uzatan muhabire bir genç kız... En çarpıcı,en yalın en gerçekçi yorumuyla... Cümlenin sonunu da şöyle tamamladı " Benim kardeşlerimdi onlar..." Gözlerine baktım bir an... Çok netti, yalın ve içten... Göz yaşıda yoktu üstelik öylesine mağrur... Öylesine duruyordu sokağın ortasında nereden geliyordu... Nereye gidiyordu bilinmez... Kısaca özetledi... Kardeşlerimizdi ölenler... Kimimiz için abilerimiz... Kimimiz içinse oğullarımız... *** Boğazıma bir yumruk tıkandı o an... Ağzımdaki lokmalar büyüdü bir anda... Sofradaydım anlayacağınız... Tam da akşam haberleri zamanını... Ağlamayı bilemedim, gözlerim yanıyordu oysa... Her zamanki gibi,herbirimiz gibi acıyı yüreğime gömmeye çalıştım yine... *** Farkında bile değildik...O genç kızın kardeşleriydi ölenler aslında... Belkide mustakbel eşi ve çocuklarının babası... Bizim için ise yorumlar farklı... ABD,AB..Irak..Pkk.. Oysa en yalın gerçeği suratıma çarpı verdi o genç kız... Ölen onun kardeşleriydi... Kimimiz için abilerimiz... Benimse oğullarım yaşıtında fidanlar... *** Değdi mi bari...Değecek mi peki... Onlara hiç yakışmayan bu gencecik ölüm... Bense bir kaşık çorbayı yudumlayabiliyorum... Yarın kimimiz okula öğrenimine... Kimimiz işine... Kimi kadınlarımız, analarımız yeni bir akşam üzerine hazırlıklarını yapacaklar evlerinde... Bütün bunları özgürce yapabilelim diye yürüdüler kör kuşunun üzerine "ABİLERİMİZ..KARDEŞLERİMİZ..OĞULLARIMIZ.." *** Değdi mi bari...Değecek mi peki... Onlara hiç yakışmayan bu gencecik ölüm... Oysa; Onlar kardeşlerimizdi... Onlar Abilerimiz... Onlar oğullarımız... ***
  5. GeceKuşu

    BİR ATEİST KANDIRILABİLİRMİ?

    Hayır... Sizi uyarmak istedim... Amacınız polemik üretmek olduğu için anlamamazlıktan geliyor yada farkında değilsiniz... Yanıtlar yazılanların içinde zaten var...
  6. GeceKuşu

    BİR ATEİST KANDIRILABİLİRMİ?

    Bir soru sormadan önce yazılanların ne anlatmak istediğini, içeriğini kavramanız gerekiyor... Tekrar anlamak kaygısıyla okuduğunuzda sorunuzun ne kadar havada kaldığını anlayacağınızı umuyorum...
  7. GeceKuşu

    BİR ATEİST KANDIRILABİLİRMİ?

    Sayın sade biri; O paragrafı birlikte tekrar ele aldığımızda, çelişki olmadığı ve genelleme yapılarak kimsenin itham edilmediğini ortaya çıkarabiliriz... Ayrıca herhangi bir ithamın tarafımdan yapılmamasına karşın, İnançlı olduğunu söyleyen arkadaşların yazıları tekrardan gözden geçirilirse, yakıştırma ve değerlendirme yanlışlarının neler olduğu ve kimler tarafından yapıldığını gözlemliyebiliriz... *** Paragrafın bütününde şunlar ele alınmıştı... Aslında yazının bütününü bir arada anlamlandırmak gerekiyor... Çünkü sizin üzerinde durduğunuz kısımı daha iyi kavramak için, bir öncesinde anlatılmaya çalışılan şu ifadeleri göz ardı edemeyiz... Bütünü bir arada ele alıp değerlendirebilirsek, Anlatılmaya çalışılan "kişisel fikirler ile mutlak doğrular arasındaki farkın" önemi ifade ediliyor... Bu farkın bilincinde olabilmenin tutarlı ve objektif olabilmemize etkisi vurgulanıyor... Sizin çelişki ve itham olarak değerlendirdiğiniz kısım bütünden ayrı olarak değerlendirilse bile İfade ettiğiniz çıkarım hatalı olur.. "Karar verin" ifadesi yerinde bir soru olmaz... Çünkü orada "kişisel fikirlerle mutlak doğrular" arasındaki farkın bilincinde olamayanların... "çelisen farklı fikirler ve açıklamalar sunarak, tutarlı ve objektif bir tavır içinde olamadıkları..." "koşulsuz şartsız ön kabullere dayalı düşünce yapısına sahip oldukları " vurgulanıyor... *** Ayrıca bahsi geçen kişileri tüm inançlılar olarak ele almanız değerlendirme hatası olur... ifade edilenleri tekrar ele alıp bu bakış açısıyla değerlendirirseniz, hangi inançlı yada kişilerden söz edildiği anlaşılacaktır sanıyorum... Eğer anlaşılmasında zorluk yaratıyorsa İnançlı yerine (Kişiler) diyerek daha anlaşılır kılabiliriz... *** Yanlış anlaşılma ve değerlendirmelerin ortadan kalktığını, kendimi ifade edebildiğimi Umuyorum... ***
  8. GeceKuşu

    BİR ATEİST KANDIRILABİLİRMİ?

    Sayın Hayhak; Haklılık payı peşinde olunmadığını, kanıtlar peşinde olunmadığını... Başlığı açarak soruları soranın ve yanıtlarını isteyenin siz olduğunu Bu nedenle "bunu yazan sizlersiniz" ifadenizin geçersiz olduğunu,hatırlatmak isterim... *** Ne zaman inançlı bir arkadaş yüzyıllardır diğerlerinin de yaptığı gibi inancına karşı rakip olarak gördüğü... Ne olduğunu tam olarak kavrayamadığı halde ön kabullerine dayalı değerlendirmeler... Yada kulaktan dolma söylentiler üzerine Ateizm yada ateist hakkında görüş belirtse... Ya da forumlarda da sık sık rastlandığı gibi bu konuda bir başlık açılsa.. Ya da birine ateist olduğunuzu söylediğinizde... Gelen ilk sorulardan biri "Peki o zaman evreni kim yarattı?" v.s. gibi önyargı dolu, şartlanmış bir sorudur. *** Ardından sizin de yaptığınız gibi ahkam kesmeye kadar uzanan yaklaşımlarla yanıtlar ve kanıtlar istenir *** Oysa; bakış açınız neye dayanırsa dayansın, şurası bir gerçek ki, herhangi bir konuda verilecek olan yanıtlar, O konudaki somut gerçek ile örtüşmek zorunda değildir. O konudaki somut gerçek henüz dünya üzerinde hiçkimse tarafından bilinmiyor olabilir. Ya da biliniyor ama siz bilmiyor olabilirsiniz. Ya da kısmen biliniyor, fakat siz kendi verdiğiniz yanıtlarda boşlukları doldurup, Bu yanıtını tamamen veriyor olabilirsiniz. *** Bir soruya verdiğiniz yanıt, sizin o konudaki delilsiz inancınıza dayanıyor olabilir, Ya da bir bilimsel gerçeğe dayanıyor olabilir, Günlük hayatta yaşanan tecrübeler sonucu edinilen önyargılara dayanıyor olabilir, Ya da bir bilimsel hipoteze dayanıyor olabilir, Biraz delillerle desteklenmiş, teori mertebesine ulaşmış bir fikre dayanıyor olabilir. Ya da ailenizden, öğretmeninizden, camide vaaz veren hocadan duyup hazır olarak aldığınız ve sorgulamadan kabul ettiğiniz bilgilere dayanıyor olabilir. Ya da kendi kafanızda bazı delillere dayandığına inandığınız, ama aslında zayıf bir bilimsellik içeren bir yöntem uygulamanız yüzünden aslında geçerli bir şekilde kanıtlamadığınız, fakat bu durumun farkında olmadığınız bazı fikirlerinize dayanıyor olabilir. Bir konuda kendi tavrınızın ne olduğunu ve hangi tür dayanağa dayanarak bu yanıtını verdiğinizi dürüst bir şekilde analiz etmediğiniz takdirde, hem temel konularda, hem de çok daha basit konularda sıkça yanılmaya mahkûm olursunuz. Özellikle de en temel felsefi konularda, İnsanlığın (1400 yıl öncesi) ve de bugünkü aşamasında verilen yanıtların henüz tam olmadığını, Dünya üzerinde bu konularda son sözü söylemeye kimsenin otoritesi olmadığını, açıkça bu soruların henüz yanıtsız olduğunu, olabileceğini anlamak ve bu gerçeği kabullenmek zorundasınız. Bu durum, bu konularda bir inancınız, kabulünüz ya da fikriniz olmaması gerektiği anlamına gelmez. Ama fikriniz ne olursa olsun, bunun dayanağının ne olduğunu iyi analiz etmeniz Ve bu fikirlerinizi mutlak gerçekler olarak lanse etmemeniz ( Ve DAYATMAMANIZ ) gerekir. *** Bilinçli ateist, kişisel fikirler ile mutlak doğrular arasındaki farkın bilincindedir. Dürüstçe cevap verebileceği soruların neler olduğunu bilir ve söyler. Yanıt veremeyeceği, ya da verse bile bu yanıtın şüpheli, ya da kanıtsız olduğu durumların da genellikle bilincindedir. Bu farkın bilincinde olmamak, Genellikle birbiriyle çelisen farklı fikirler ve açıklamalar sunarak, tutarlı ve objektif bir tavır içinde olamayan. "koşulsuz şartsız ön kabullere dayalı düşünce yapısına sahip" inançlılara özgü bir durumdur. ***
  9. GeceKuşu

    BİR ATEİST KANDIRILABİLİRMİ?

    Görünen o ki; Açılan bu yeni başlıkta da örneklendiği gibi, İnançlıların pek çoğunda ateizm ve ateistler hakkında bir türlü aşamadıkları önyargıları var. Ateistlerin, " Evreni kim yaratti" "Hayat neden var ve nasıl başladı", "Hayatin amacı var mıdır", vs. gibi önyargılı şartlanmış sorulara cevap vermek zorunda olduğunu düşünüyorlar. *** Ateistlerin bu sorulara cevap verme zorunluluğu yoktur. Ateist olmak için bu tür sorulara cevap vermiş olmak da şart değildir. *** Teist arkadaşların anlaması gereken nokta, Bu sorulara cevap vermek ile ateizm arasında doğrudan bir ilişki olmadığıdır. Bir kişi, teorik olarak, bu tur sorulara hiçbir somut cevap vermeden de ateist olabilir. *** Görünen o ki; Tipik Teist Önyargılarıyla ateistleri değerlendirmeye çalışan bu arkadaşlar... Bir soruya cevap vermek ile bir konudaki gerçeği ve doğruyu bulmak arasındaki farkın bilincinde değiller. ***
  10. ******************************* Zeki bir insan bunun değerlendirmesinin yapıldığını biliyor olmalı? ... *** suheda Ama burda merak edilen yazılarını beğenerek okuduğumuz kişiler sanıyorum benim sıralamam hiç tereddütsüz şöyle olurdu herhalde.. Bozan Listenizde bana da yer verdiğiniz için size teşekkür ederim… Bahsetmiş olduğum ; Taraftar mantığı buydu işte, Farklı görüşte olanı itekle, diğerini pohpohla... Sanırım artık sizde anladınız ve buna güzel bir örnekleme oldunuz... *** Zeki olduğunuzu iddia etmeniz...Neyse başka bir ifade kullanalım... Zeki olmanızdan daha çok zekanızı nasıl kullandığınız önemli olmalı aslında... Hitler'de zeki bir insandı öyle değil mi?... Ajitasyon dolu zekasını halkının yararına kullanabilmiş miydi? *** Onu ve yaptıklarını anlayabilmek açısından, bunca zekanıza rahmen kavrayamadığınız "M.Kemal Atatürk" ****** bakış açınızla en az sizin kadar zeki olmalı aslında... Zekasını Halkının Yararına kullanabilmiş miydi?... *** Sanırım zekice bakış açınız buna HAYIR diyor... Zeki olduğunuzu iddia etmeniz konusunda bu açıdan bakarsak yanılıyor olabilir misiniz?... Yoksa bunun zekayla ilgisi yok... Ben ona, yaptıklarına ve zekasına taban tabana zıttım ve onu reddiyorum denmesi mi gerekiyor...? ***
  11. Sanırım bana anlam ifade etmiyor demeliydiniz!... Siz savunulan düşünceleri bilmek amacında değilsiniz... Siz sizin gibi düşünmeyenlerin düşüncelerine saldırgan bir tavırla eleştiri bile denemeyecek yaklaşımlar üretmektesiniz... *** Bilmeniz gereken bir şey var... Ben ailesiyele birlikte kıtkanaat geçinmeye çalışan sizin yaklaşımınızla ekonomik fakiri bir kişiyim... Ama görüşlerim fakirlere dayatma değil fakir olmak zorunda bırakılıpta, her anlamda toplumsal zenginliği savunan, siyasi bir rantı olamayacak bir ortamda yurttaş sorumluluğuyla görüşlerini dile getiren birisiyim... Yani özetle fakir edebiyatı yapmadan kişileri karalamadan, saldırgan bir üslup kullanmayan ve yalnızca yazılarınızı okuyan... Bardağı taşıran bu son yazınızla sizi (son kez ) muhatap almak zorunda kalan bir kişiyim... Sanırım bu yazdıklarıma da saldırı yazısı yazacak olursanız... Genelleme yapmadan "benim için anlam ifade etmiyor" cümlesini kurmalısınız... ***
  12. GeceKuşu

    İŞTE MALEZYA

    Keşke diyorsunuz... Ancak, islamın öngörülerinin 1400 yıl öncesinin arap toplumunun "yarattığı örf, anane ve" kültürü gibi algılayarak... Günümüzde hala yaşamın bu kurallar üzerine şekillenmesini gerektiğini savunmanın çağdaş yaşama nasılda dar geldiğini, Çatışmanın özünde islamiyeti bu şakilde anlayanların dayatmaları olduğunu görmek gerek... *** Tıpkı baş örtüsüyle amaçlanın başları örtmekten öte toplumsal sorunların üstünü örtmek olduğunu görebilmek gibi... *** Kişisel hak ve özgürlüklerin söz edilmesini önün geçmenin en etkili yönteminin, "ağızları dinsel yasak ve kavramlarla" bağlamak olduğunu anlamak gibi... *** (laikliğin içi boşaltılarak yada elden gelirse ortadan kaldırarak ) Demokrasinin gelişmesinin önüne geçecek olan, "dinsel esaslara göre yönetim" toplumlara dayatılığında... Kimlerin çıkarına toplumların yönetileceği,sömürüleceği gerçeğini görebilmek gibi... *** Ilımlı İslam projesinin ABD tarafından Kendi ülkesel çıkarlarına dayalı olarak hangi ülkelere hangi amaçlarla dayatıldığını görebilmek gibi... *** Ilımlı İslam projesiyle oluşturulmaya çalışılan toplumsal yapıda gücü elinde bulundurmak amacıyla ABD çıkarlarına aymazca hizmet edenlerle, sırf islam adı geçiyor diye önünü arkasını düşünmeden bu işbirlikcilerin ajitasyon ve parasal olanaklarının arkasından gidiyor olmanın ve dinsel ön görülerin gerçeklerden söz etmenin önüne set çekerek zorladığı koşulsuz kabullenmelerin ne anlama geldiğini görebilmek gibi... *** Sanıldığı gibi Türkiye Malezya olabilirmi tartışmasını türk toplumu çıkartmadı... Türkiye, Richard Holbrook'un "İki ılımlı İslam devleti var; Türkiye ve Malezya" sözlerinin tetiklemesi üzerine "Türkiye Malezya olur mu?" sorusunu tartışamaya başladı... Richard Holbrook'un da kim olduğunu biliyorsunuz herhalde... *** Türkiye elbetteki bir malezya olamaz...Türkiye bugün ulaştığı toplumsal yapı ve bilinciyle, ( engellemeye çalışan odak ve kişiler olsada ) her şeyi tartışabilecek bir yapıdadır... Bu tartışmayla anlatılmaya çalışılan ve şimdiden çok azda olsa olabilme ihtimalinin önüne geçmek amacıyla, Gelişmelerin perde arkasında nelerin olduğu yada olabileceğini gözler önünme sermektir... Eğer bu gün Türkiye bir İran olmadıysa bunun arkasında Cumhuriyetle birlikte Atatürk devrimleriyle toplumda oluşan çağdaş, medeni toplum bilinci ve o dönemin gerçeklerini öne sürerek yapılan tartışmalar yatmaktadır... *** Bazılarımız için bu "Türkiye Malezya olur mu?" tartışması gereksiz olabilir... Hatta bazılarımız bunun dile getirilmesinede kızmaktadırlar...Yazılarından anlaşılan bu... Ama istensede istenmesede bu tartışma olacak ve doğru bir noktaya ulaşana kadar yapılacaktır... Sonuçunda tartışmanın muhalifleri gördünüz mü oldumu dediğinde... Olmamasının arkasında bu tartışmanın bizlere olumlu yönde uyarıları... ve bizlerin bunu kavramasıyla alacağımız önlemler yatacaktır... *** Tıpıkı Bugün Ülkemizin Bir İran Olmamasının Arkasında, O Dönemin O Tartışmalarının Doğru Çıkarım ve Tesbitlerinin Yararları Olduğu Gibi... ***
  13. Emre Kongar GÜNCEL, 1 Ekim 2007
  14. Sayın Öğretmen bu ifadelerinizden çıkan anlam nikinize uygun olmuş... Tespitlerinize katılmak isterdim...Ama uzak duruyor... Yazılarınızı takip ettiğim kadarıyla birikiminizi kişilerin zihnini açmak yada ufuklarını geliştirmek yerine doğrularınızı ve düşüncelerinizi dayatmayı yeğliyorsunuz... Kendinize ve siyasi kazanımlarınıza fazla güvenmeyin... Hava güneşliyken bir ara bulutlanıp yağmur yağabilir... Bakarsınız bu siyasi havayı yaratanlar desteklerini çekip kazanımlarının yeterli olduğunu yada ihtiyaçlarının kalmadığını düşünebilirler... o zaman %22 yada ötesinin bir anlamı olmadığını görmek, ders verdiğinizi sanarak kendinizi kandırdığınızı anlamak şaşkınlık yaratabilir... ***
  15. Yukarıdaki soruların yanıtlarının aşağıdaki alıntıda bulunduğuna inanarak katkıda bulunmak istiyorum... Bu gün içinde bulunduğumuz krizi, toplumsal ve devletin kurumları arasındaki bu gerginliği Bu çerçevede değerlendirmek gerekir: ***
  16. GeceKuşu

    İŞTE MALEZYA

    Siyasal İslam adım adım gelirken biz uyuyorduk O kadar yumuşak ve argümanları hazırlanmış bir biçimde gelişiyor ki siyasal İslam ve muhafazakârlık, bu yumuşaklık karşısında tartışacak bir siyasi satıh bulamıyorsunuz.Biz uyuyorduk... Güzellik yarışması protestosunda, kadın eli sıkmamaya başladıklarında, devlet dairelerine kapalı giysilerle gelmemizi söylediklerinde...Yavaş yavaş oldu. Yazının Devamı...İşte Malezya / 5 - Ece Temelkuran ***
  17. Yukarıda ki ara başlıklarınızdaki tespitlerinize katılıyorum sayın bozan... Ancak her zamanki gibi taraflı davranarak eksik bıraktığınız daha bir dolu ara başlık var... Bunlardan bir tanesini size hatırlatmak isterim... Gerçekleri çarpıtarak, ajitasyon yazılar yazanlar.! *** Bu ifadenizde biraz ******* ve her zamanki üslubunuza uygun ajitasyon ve politik yaklaşım olmuş... *** Bence herkes herkesi okuyor... Ama bir müddet sonra dağarcığına bir şeyler katan yazıları takip etmeye başlıyor... Sırf kendi düşüncelerine yakın şeyler yazanları taraftar mantığıyla takip edenler ise... Farkında olmadan kendi kısır döngülerinde zaman harcıyorlar... *** Ve dipnotun sentezi objektif bir yaklaşımla formu takip eden bir bakış açısının örneğini sergiliyor.. ***
  18. arap kültürünü islamiyetin özüdür diye dayatmalıyız demek ki...?
  19. GeceKuşu

    İŞTE MALEZYA

    Ağızlara şeriat kilidi Gazeteci Leow Moey Fong'a, 'Laikler ve siyasal İslam arasındaki tartışma hakkında ne düşünüyorsunuz?' diyorum, uyarıyor: 'Laiklik' deme, İslam karşıtı olduğun düşünülür. Aynı soruya Malezyalı üniversite öğrencilerinden hiç cevap gelmiyor. İranlı Madana, 'Bu sorulara kimseden cevap alamazsınız. Çünkü, üniversitede bunları konuşmak yasak' diyor yazının devamı: "İşte Malezya / 3 - Ece Temelkuran
  20. Ne kadarda haklısınız... İkinizede aynen katılıyorum...
  21. GeceKuşu

    İŞTE MALEZYA

    Şeriat şakası gerçek oldu Malezya'daki laik hareketin başını çeken avukat Malik İmtiaz ülkenin nasıl bugünlere geldiğini şu sözlerle anlatıyor: Başlangıçta olup bitenleri ciddiye almıyorduk, 'Malezya, Afganistan mı, İran mı olacak yani?' diye şakalaşıyorduk... *** Din özgürlüğünü savunan avukat için 'ölüm' afişi "Olup bitenlere gülmekle çok zaman harcadık." Malezya'daki laik hareketin başını çeken avukat Malik İmtiaz kusursuz bir mantık içinde ülkenin nasıl bugünlere geldiğini anlatıyor. İmtiaz, Malezya için kilometre taşı olan "Lina Joy" (din değiştirmek isteyen Müslüman bir kadının hapse mahkûm edilmesi) davasının ve daha bir çok problemli davanın da avukatı. Medeni hukuk davalarına bakan Şeriat Mahkemeleri'nin giderek sertleşen kararlarının en güçlü "Müslüman" eleştirmeni. Ülkenin kuruluşundan beri var olan ikili hukuk sistemi içinde şeri kararların laik hukukun dışına ve hatta üstüne çıkışına karşı arkadaşlarıyla birlikte direniyor. Ama, direnmekte geç kaldıklarını da itiraf ediyor: 'Ciddiye almıyorduk' "Yargıçlar Müslüman oldukları için artık şeriata aykırı bir karar alamıyorlar. Oysa başlangıçta olup bitenleri ciddiye almıyorduk. "Malezya, Afganistan mı, İran mı olacak yani?" diye şakalaşıyorduk. Ama şimdi anayasal din özgürlüğünü savunduğum için şehirde benim resimlerimi 'Ölü olarak aranıyor' afişi yapıp dağıtıyorlar. Binlercesini..." Ve geçen gün İmtiaz'ın annesi şöyle sormuş: "Ne dersin oğlum? Sence ben de kapanayım mı?" İmtiaz, "Hiçbirimiz bu kadar yakında olduklarını göremedik. Ilımlı İslam diye bir şey olmayacağını, isteklerini hep ileri götüreceklerini yeni anlıyoruz" diyor. Ve biz tam bunları konuşurken Şeriat Mahkemesi'nin hâkimleri hep birlikte öğle namazından dönüyor... *** "(Dinin üstünlüğünün kaynağı) doktrinlerini çocukluğun körpe çağında zihne kazıma, dolayısıyla neredeyse doğuştan gelen fikirler gibi görünmelerini sağlama şeklindeki paha biçilmez ayrıcalıktır" *** Yazının tamamı aşağıdaki linkte... İşte Malezya / 2 - Ece Temelkuran
  22. Malezyalı astronot için namaz fetvası çıktı: Uzayda üç vakit yeter Bilim Bakanı fetva vermiş.? ****
  23. GeceKuşu

    İŞTE MALEZYA

    Ramazanda çocuğa yemek ve para yok Ilımlı İslam'ın merkezi Malezya'daki uygulamalar, 'siyasal İslam'ın... 'kişisel tercih' savunmasının ne kadar 'kişisel' olduğunu ortaya koyuyor. Zoraki olarak aç kalan ilkokul çocukları bunun tipik örneği: Ramazanda okulda yemek molası verilmiyor, kantin kapalı tutuluyor ama oruç tutmamak serbest! Sorunun cevabı aşağıdaki linkte... İşte Malezya - Ece Temelkuran 1 ****
  24. GeceKuşu

    Ilımlı İslam ve ABD

    Ilımlı İslam ve ABD (1) [email protected]
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.