Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

GeceKuşu

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

GeceKuşu tarafından postalanan herşey

  1. Keşke Yazının devamını bekleseydiniz sevgili sardunya... Üstelik yanıt bir diye de yazmıştım... Benim anlatmak istediğim sizin yanıtlamaya çalıştığınız ifadeler değil... Yazının bütününü değerlendirerek bir sonuca varmanızı isterdim... *tna
  2. YANIT- [ 1 ] ( Neden yanıt bir çünkü uzun yazıların okunmadığını artık biliyorum!.) Hrant Dink cinayeti, milliyetçilik tartışmalarını yine gündeme getirdi. Cenazede taşınan "Hepimiz Hrant Dink'iz", "Hepimiz Ermeniyiz" pankartları, "Şehit cenazeleri kalkarken neredeydiniz?" sorusunun sorulmasına yol açtı. * * * Din ve milliyet. İnsanların kimliğinin iki önemli ögesi. Bireylerin seçme şanslarının olmadığı, ama bütün ömürleri boyunca onlarla birlikte yaşayan ögeler. Kimlik ögesi oldukları için politikacıların ağızlarını sulandıran iki ideolojik öge. Tarih boyunca, bırakın bireyleri, devletlerin bile kimliklerini belirlemiş, uğrunda savaşlar yapılmış, milyonlarca kişinin kanını dökmüş iki öge. * * * İnsanlığın gelişme aşamaları açısından da belirleyici iki öge: Tarım Devrimi, Tek Tanrılı Dinler, Din devletleri. Birinci Dünya Savaşı'nın kanlı bilançosu bu döneme noktayı koymuş. Endüstri Devrimi, Milliyetçi İdeolojiler, Ulus Devletler. İkinci Dünya Savaşı da bu dönemi kapatmış. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Sosyalist Devletler ve Kapitalist Devletler dönemi, Soğuk Savaş başlamış, Sovyetler'in yıkılmasıyla, artık "İnsan Haklarına Dayalı Demokratik Devlet" ayakta kalan tek ideal model olmuş. Fakat Kapitalizmin, sömürü, eşitsizlik, adaletsizlik, emperyalizm, savaş gibi bütün hastalıkları Günümüzde de devam etmekte ve "İnsan Haklarına Dayalı Demokratik Devlet" ideal modelini lekelemektedir. Soğuk Savaş döneminde, dinci ve ırkçı ideolojilerin Sovyetler'e karşı kullanılması, bu ideolojileri ne yazık ki tehlikeli birer siyasal silah haline getirdi; Sovyetler'in çöküşünden sonra bu tehlikeli silahın, Balkanları, Kafkasları nasıl kana boyadığını hepimiz gördük. * * *
  3. Sorunlar Askıda, Kıbrıs sorunu çözümsüzlükte kitlendi. Türkiye-AB ilişkileri askıda. ABD'nin Irak'taki varlığı Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit etmeye devam ediyor. Ülke artık iyice Başbakan'ın istediği ve söylediği gibi "dindarlar-dindar olmayanlar" diye bölündü, yaşam ise haremlik-selamlık. Başbakan Erdoğan ve çevresi artık Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı Nisan ayını "Hayırlı ay" ilan ettiler. Meclis başkanı Arınç'ta Başbakan da artık konuşmalarında Cumhurbaşkanı olacağını açıkça telaffuz etmeye başladılar. Toplum da buna alıştırıldı. CHP de Erdoğanı çankaya'ya gönderip "Özal sız" Anap gibi Lidersiz AKP'yle başetme hesaplarında... Hayırlı uğurlu olsun! Sorunlar Askıda, Başbakan Çankaya'da. *** Bu süreç Cumhuriyetin, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti özelliklerini çökertecektir. İnançları siyasal alanda istismar eden bu siyasal görüşün lideri olan Recep Tayyip Erdoğan'ın veya işaret edeceği bir kişinin Çankaya'ya çıkması, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olma niteliğini zedeleyecektir.
  4. Size tamamen katılmak isterdim...Yazınızda katılmadığım noktalar çok... Ama bunları değil iki tespitinize hak verdiğimi ifade etmek istiyorum... Diğer ayrıştığımız noktalarda da elbet bir gün, bir yerde birbirimizi anlamaya ve hak vermeye çalışarak, Ülkemiz için, yaşam için, tüm insanlık için daha yararlı şeyler yapabilme şansını yakalayacağımıza inanıyorum... "Türkler ve Kürtler kardeştirler " "Kürdü ve Türkü birbirine düşürmek isteyen ne Türk ne de Kürt dostudur, ****** " Evet bu tespitlerinize katılıyorum... Ama ülke sorunları söz konusu olduğunda ve insanların yaşamı,kimlikleri, ilişkileri öne çıktığında Bu sloganlar çözümleri üretmekte yeterli olamıyorlar... Yaşamın bu karmaşası, bu kadar farklılaşmışlık içerisinde, birbirimizi duymaMaya çalışıyor, Anlamak için, hak verebilmek için yakınlaşamıyorsak... Çözüm değil çözümsüzlük üretmek kaçınılmaz oluyor... Neden mi?... Eğer bir yaklaşım, bir ifade, insani değerleri içeriyor, kardeşlik ve birlikte yaşamın doğrularından bahsediyorsa... Ve aslında o söyleme,yaklaşıma katılıyor evet diyorsak... Bu yaklaşımı ve söylemi kimin gösterdiği ve ifade ettiğinin ne önemi olabilir.? Doğru söz ve yaklaşım kim söylerse ve gösterirse doğrudur... Evet bu doğru ama şu söyledi inkar ederim refleksi aslında kendi içimizdeki çözümsülüktür... Başlığı takip ederken önemsediğim görüş ve kişilerin bu refleks içindeki tespitlerini yüreğim burkularak okudum... Elbette, yaşanan gerçekler içinde dost olmayan ajitasyonlarla kirlenerek yaklaşımlar üreten bir dolu insanımız var... Bunlar Kürtler içinde olduğu gibi...Türkler içinde de var... Bu insanlara bakarak doğru tespit ve ifadeleri dışlayacak yorumlar üretmekle...Aslında bizler de Bu insanların kafalarında karşıtlığı üreten siyasi ve kültürel yaklaşımın söylemlerine destek üretmekteyiz... Kim olursa olsun...Kim ifade ederse etsin... İnsanlarımız arasında sevgi, kardeşlik, ve dostluk mesajlarına sahip çıkabilmeliyiz... O nedenle Yaşar Kemal iyi demiş...doğru demiş..."Türk'ün Türk'ten başka dostu Kürt'tür" ve bu yüzyıllardır böyledir... Yakın tarihte emperyalizmin tuzağına düşen şu yada bu kim olduğu önemli değil... Önemli olan bu tuzağın sonuçlarını yok edemeyen bizler,Kürtler, Türkler, diğerlerimiz... Özetle hepimiz, gelecek kuşaklarımıza ayrımsız, kardeşlik yüklü bir gelecek yaratabilmek için.... Elbirliğiyle...O,bu,şu demeden birbirimizi anlamaya,duymaya,hakvermeye çalışarak... yüzyılların getirdiği kardeşliğimize, dostluğumuza, inanarak ve güvenerek... Emperyalist ve milliyetçi tuzakları yok etmeyi becerebilmeliyiz... "Türkün Türkten başka dostu yoktur " sloganı... Irklar arasında, insanlar arasında, halkalar arasında kardeşliği ve dostluğu önlemek isteyen, varlığını ancak karşıtlıklar ve düşmanlıklardan alan çağ dışı milliyetci söylemden öte bir şey değildir... Çünkü dünyanın her yerinde milliyetçiler birbirini besler. Milliyetçi ideolojiler, milletlerin birbirleriyle ebediyen çatışmasını isterler. Çünkü varolabilmek için düşmana ihtiyaçları vardır. Çünkü Milliyetçilerin ideolojileri birbirlerinden beslenirler. Birbirlerinin sözlerini alıp, Türkler yada Kürtler yada Ermeniler böyle diyor diye Kendi kitlelerinin ötekine olan düşmanlığını artırırlar... Yaşar Kemal tarihten gelen bir tesbiti tekrarlamış... "Türk'ün Türk'ten başka dostu vardır. Malazgirt'ten bu yana Kürtler Türklerle dosttur" O dedi diye, yanında biz yoktuk diye, Kürtler kelimesi, Türklerle kelimesinden önce söylendi diye... Kuşkuyla bakacak ve bu gerçeği yok mu var sayacağız... Yoksa hepimiz için sağduyulu olan, bu kardeşlik ve dostluk ifadelerine elbirliğiyle sahip çıkmak mıdır? Yoksa emperyalizmin tuzaklarına düşerek ve milliyeçiliğin ırkçı söylemleriyle yok etmek midir geleceğimizi? *tna
  5. Bu değişim nedir kavramaya çalışıyorum sevgili marcus... Birilerinin kişiliğine... Diğerinin inançlarına bakarak öz değerlerini değiştirmek anlamında bir sonuca varabilir mi? Özetle; kızarak, yadsıyarak, inanç farklılıklarını öne çıkararak kendini tam olarak ifade edememişsin... Bence de bugüne değin yazdığın en garip yazılardan biri olmuş... Bütün bunlardan sıyrılarak kendini tekrardan ifade etmelisin... Çünkü, bu yaklaşımını ve yazını eleştiriyor olsakta, hepimiz seni anlamak ve hak vermek istiyoruz... Yine bu anlamda, bir başka başlıkta sana şu soruyu yöneltmiştim... "Sence ve bence bu ne kadar kabul edilebilir bir durumdur.?" gözünden kaçmış olmalı ki bir yanıt alamadım... Ama görüyorsun işte tam da anlatılmak istendiği gibi hemen, bu başlıktaki yazın alıntılanıp... Altına da Şöyle yazılmış... "Bu sözlerin üzerine eklenecek başka bir söz yok mükemmel bir yazı olmuş tebrikler." Ve tekrar aynı ifadeyi yöneltmek istiyorum... Haklı olduğumuz noktalarda birbirimizi anlamak ve kavramak adına... " Sence ve bence bu ne kadar kabul edilebilir bir durumdur... Asla Öyle Değil mi? " *** Yerinde ve doğru bir tespit.. *tna
  6. Tek bir duyu organımızla bilemeyiz... Cam örneğini ele alırsak... Dokunduğumuz da deniyor... Yani sadece dokunarak anlamaya çalışıyoruz... Gözümüzü... kulağımızı... başkaca duyu organlarımızı kullanmıyoruz... Kör ve sağır bir insana daha önce hiç bilmediği, algılayamadığı cam kavramının kavratılıp, öğretilmesinine benzemiş... Oysa yine normal bir insan beş duyusunu kullanarak yaşamı algılar... Normal bir insana da olmayan bir camı varmış gibi algılatmak isteniyorsa... Ve O' da öyle kabulleniyorsa... Bu illizyon yada onun yaşadığı halisinasyon dur... Alıntı yaptığın "camın olmadığı yerde cam varmış hissi hasıl olur." ifadesi bir hipotezdir... Bilimsel bir veri, sonuç ve ispatlanabilmiş durum değildir... *** Sevgili sedat; Söylemek istediğim bir şey daha var... Baştan ön kabullerle bilimsel bir araştırma yada tartışma yapılamaz... "Maddenin gerçekten var olduğunun kanıtlarını arıyorum.." diyorsun ama.. Senin aradığın ifadende geçen maddenin gerçekliği değil.. Aslında yanıtını da yine kendin vermişsin... "Amacım sadece maddenin varlığı yada yokluğu değil, Buradan Kur'an-ı Kerim'in bazı işaretlerine varmak yada o işaretleri doğrulamak.." Bu yöntem ve yaklaşımlarla varacağın nokta... Gerçekler değil senin olmasını istediğin varsayım yada ön kabullerine kılıf olacaktır... Bu da senin gibi herşeyi merak eden ve kavramaya çalışan biri için... Eğer doğru, gerçek değer ve bilgilere ulaşmak istiyorsan... Üzerinde düşünüp düzeltmen gereken bir yöntem ve yaklaşım... Bu yaklaşımla varacağın sonuçlar yaşamın gerçekleri, gerçek bilgiler değil olmasını istediğin sonuçlar olacaktır... Bu mantık altın elde etmek isteyen simyacıların bilimsel bakış açısıdır... Ve bir sonuç vermemiştir...
  7. İroni yapmadım sevgili sedat, Seni,beni, herkesi normal birer insan görerek yazdım o satırları.... Sana "en çok sen bilirsin" diye bir yaklaşımım da yok... Tartışmayı yürütüş şeklinden dolayı biran önce açılımın sağlanmasıydı düşüncem... o nedenle konuyu sen açtığın için Uzman sensin dedim.. *** Konuyu nereye taşımayı düşünüyorsun sen daha iyi biliyorsundur... Belki yamyamın dediği yere varacaktır... Yada başka... Ama sonuç nereye varırsa varsın bilimsel bir tartışma değil bu bana göre... Sonuçta bu da aynı yere varıyor... Hem bazılarımız inançlarının tartışılmasını istemiyor...Hem de Tartışmaya açılıyor... O zaman da birilerinin söyleyeceği şeyler de çıkıyor elbet... Senin varmaya çalıştığın nokta... "Maddeyi gördük...Tanrıyı duyduk...Var olduğunu kabullendik" gerçeğinin dışında... "aksine Allah var madde yokmuş.." ifadelerine dönüşünce... tartışma bilimsel olmaktan çıkıyor kendiliğinden ... Bu noktadan sonra her kim ne söylerse kişiselleşiyor ve alınganlıklar başlıyor... Üstelik "Bazı arkadaşlarımız normal insan anormal insan gibi sözler sarfetmeye başladılar.." gibi Çıkarımlara kadar gidilebiliyor... Durum bundan ibaret...Algıladığın gibi bir İroni ve ulaştığın çıkarımlar geçerli değil ... *tna
  8. Evet hepimiz kişisel ve siyasi duruşumuzla üç aşağı beş yukarı böyle düşünüyor yada onu destekliyoruz... Ama onlar, onu ve bizi yönetmekle kendilerini yükümlü görenler ne düşünüyor? Her zaman ve her koşulda karizması, zekası,lider kişiliği, insanları ikna kabiliyeti olan... Ama yönetebilecekleri birilerini her dönem bulup çıkarıyorlar... Bize de,peşinden gitmek yada reddetmek rolü kalıyor... Aslında herşey planlı programlı yürüyor, yürütülüyor... A planı tutmazsa B yada C planı devreye girecek... Birinde peşindekiler,diğerinde reddedenler sevinecek yada üzülecek... Latsoulun, güncelde son açtığı başlığı okumuşsunuzdur... Gündemin akışı tamda orada olduğu gibi akıyor... *** Bir de şu var lider olmak sıradan bir kişilik değil... Ama bir ATATÜRK olmak ta hiç kolay değil... Biri var olmasının gereğini, halkının geleceği için doğru kararlar verip, koşulları değerlendirirken, Diğeri, birilerini adına var olabilmenin gereği olarak, Halkının kazanımlarının geri alınmasına önayak olabiliyor ... Hemde tüm benliğiyle inanarak ve inandırılarak halkının çıkarlarının tersine kararlar alabiliyor.. Bu yüzden, hepimiz Erdoğan'ın kararını merakla bekliyoruz..! *** Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu sürecin bir temsilcisi ve bugünkü siyasal lideri olduğu için, kendisi veya işaret edeceği bir kişi Cumhurbaşkanı olmamalıdır; yoksa bu süreç Cumhuriyetin, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti özelliklerini çökertecektir. *** inançları siyasal alanda istismar eden bu siyasal görüşün lideri olan Recep Tayyip Erdoğan'ın veya işaret edeceği bir kişinin Çankaya'ya çıkması, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olma niteliğini zedeleyecektir. *tna
  9. Böyle bir durum bizim gibi normal insanları aşar... Uzman sensin gerçekliğini sen ispatla.! Bizim gibi sıradan insanlar böyle bir durumda şu şekilde düşünür ve cevap verirler... "Maddeyi gördük...Tanrıyı duyduk.!" "Maddenin varlığını anladık...Tanrının da olduğunu varsaydık.!" *** Ayrıca sıradan normal insanlar... Rüyalarla, var saymayla, sanmaların, gerçeklerden çok farklı şeyler olduğunu düşünürler... *** Yanıtı yine sen vermişsin değerli arkadaşım... *tna
  10. GeceKuşu şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    " Derin devlet nedir? " " Derin devlet aslında kontrgerillanın başkalaşmasıdır? Her ülkede farklı adlarla anılan örgüt, NATO tarafından organize edilir. Faaliyetleri tüm ülkelerde Başbakan ve Cumhurbaşkanı düzeyinde izlenir. Elemanları, ağırlıklı olarak Panama ve Amerika'da eğitim görürler." 11 Eylül sonrasında NATO tarafından revizyondan geçirilmiş ve ellerindeki teknoloji iyileştirilmiştir. Şu an kendilerine ait özel hapishaneleri de vardır. " Bu örgütler; sol siyasi güçlere karşı gizli bir savaş yürüttüler... Bir dizi terörist saldırı ve insan hakları ihlallerinde yer alıp, trenlerde ve pazar meydanlarında gerçekleştirilen bombalı katliamlardan (İtalya), Rejim karşıtlarına sistematik işkence uygulanmasına (Türkiye), Sağ kanat askeri darelerin desteklenmesinden (Yunanistan ve Türkiye) Muhalif grupların paramparça edilmesine uzanan geniş bir saldırı yelpazesinde kullanıldılar."
  11. Türkiye toplumdan topluluğa, cemiyetten cemaate, ulusaldan yerele, vatandaşlıktan müritliğe doğru, tarihin akışına, insanoğlunun uygarlaşmasına ve özgürleşmesine ters bir süreç yaşıyor. Bu garip oluşumun ardındaki belirleyici ögeleri soğukkanlı bir biçimde çözümlemezsek, olayı anlamamız ve tabii sorunu çözmemiz olanaklı olmaz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu sürecin bir temsilcisi ve bugünkü siyasal lideri olduğu için, kendisi veya işaret edeceği bir kişi Cumhurbaşkanı olmamalıdır; yoksa bu süreç Cumhuriyetin, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti özelliklerini çökertecektir. * * * inançları siyasal alanda istismar eden bu siyasal görüşün lideri olan Recep Tayyip Erdoğan'ın veya işaret edeceği bir kişinin Çankaya'ya çıkması, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olma niteliğini zedeleyecektir. *tna
  12. İlericilik ve Gericilik aşağıdaki dört farklı ölçüte göre tanımlanabilir: [1-] İnsanoğlunun tarihsel gelişim sürecine göre. [2-] Üretim ilişkilerine göre. [3-] Tüketim ve paylaşım ilişkilerine göre. [4-] Siyasal rejimlere göre. [1-] İnsanlık tarihsel gelişim sürecine göre; Toplayıcılıktan avcılığa, avcılıktan tarıma, tarımdan endüstriye, endüstriden bilişime doğru yol almıştır. Bu çizgiye uygun bir değişmeyi amaçlayan ilerici, Onu durdurmaya veya tersine çevirmeye çalışan gericidir. [2-] Üretim ilişkileri; İlkel, köleci, feodal, kapitalist, sosyalist olabilir. Her bir üretim ilişkisini ileri götürmek isteyen ilerici, Durdurmak veya geri döndürmek isteyen gericidir. [3-] Tüketim ve paylaşım ilişkileri; Gelir ve servet dağılımını adil olmayan bir biçimde merkezileştiren, sosyal adaleti bozan, veya bunun tersine, fırsat eşitliğini sağlayan, sosyal adalete uygun olan bir yapıda olabilir. fırsat eşitliğinden, sosyal adaletten yana olanlara ilerici, Gelir ve servet adaletinin bozulmasından yana olanlara gericidir. [4-] Siyasal rejimler; Temel hak ve özgürlükleri güvenceye alan laik ve demokratik ilkelere dayalı veya, çeşitli gerekçelerle temel hak ve özgürlükleri askıya alan anti-demokratik uygulamalara dayalı olabilir. Demokratik ve laik rejimlerden yana olanlar ilerici, Anti-demokratik rejimlerden yana olanlar gericidir. *tna
  13. Demek sizce insanların manevi duyguları.."ruh, melek, şeytan,cin gibi ifade edilen metafizik varlıklar" vardığınız sonuç ve çıkarımınız müthiş doğrusu... Yaşamı ve insanları algılarken üretebildiğiniz mantık, empati anlayışınız buysa... Ne denebilir, size kolay gelsin... Kendi söyleminize verdiğiniz yanıt...(!)
  14. Sayın bozan; Yine yanıltmadınız forumda yazanları...Okuyanları... Bu kadar seviyeyi aşağıya çekmeyi nasıl becerebiliyorsunuz.? Üstelik "sığ"lıktan şikayet eden de sizsiniz.!
  15. Bunları siz mi söylüyorsunuz sayın bozan... Kardeşlik, saygı, sevgi, kucaklarım, diyorsunuzda... Öncesinde ve sonrasında yazdığınız her cümle ile kendinizi yalanlıyorsunuz... Size inanmak, evet bu sefer galiba doğru söylüyor demek istiyorum her seferinde... Ya bir sonraki satırda yada bir sonraki iletinizde kendi kendinizi tekzip ediyorsunuz... Dediğiniz gibi şaşırtıyor ve bozuyorsunuz.... Hani bir iletinizde de solaganda atmıştınız..."Ben bozanım...Bozarım..." Kolay gelsin bozmaya devam dolu dizgin gidiyorsunuz... Umarım Adminler yazdıklarınızı okumuştur da siz istiyorsunuz diye gerekeni yaparlar... yada adminleri kovalım sizi admin yapsınlar... Formu sığlaşmışlıktan kurtarıp... Bir bozan' a teslim edelim...Herkes derinlerde boğulsun...
  16. Materyalist düşünce yöntemi ile insanların makina olduğunu kabul ederek kendinizi kandırmak yoluna giderseniz... Ulaşacağınız sonuç bu karmaşa olacaktır elbette... İnsanlar ister materyalist ister metafizik düşünme yöntamlerini kullansınlar sonuçta her biri insandır... Aynı şeylere ağlar...üzülür...mutlu olur...dostları...arkadaşları ve sevgilileri vardır... Siz metafizik düşünüp inanıyorsunuz diye diğerleri için maneviyattan zerre kadar anlamaz sonucuna ulaşıyorsanız... Bu sizin zerre kadar insan ruhundan anlamadığınızı ortaya koyar... Nedeni mi?...Materyalist düşünme yetinizin olmaması yada eksik olması!... Tabi siz insansın sizden başkaları maymun.? Kuran kendi içinde kendi anlamını yaratmıştır zaten... O dediğiniz "mana vermeye çalışırları" inanmayanlardan daha çok inananlar yapıyor... farkındamısın.? Çelişkileri farkedip,anlayan ve dillendirenlerin yaptığı "mana vermeye çalışmak" değil birer eleştiridir... İslam cinayet işler mi? Soyut kavramlar eylem, hareket bir davranış gösterebilirler mi?... Hayır dediğinizi duyar gibiyim... Evet doğru tespit...Çünkü insanlar kendilerine öğretilen, anlatılan ve istenenlere dayanarak davranış gösterirler... İslamda insanlar üzerinde hatırı sayılır bir etkiye sahip bir öğretidir... Peki islama inanan insanlar kuranın içeriğinden bazı manalar çıkarıp, allah adına,isalam adına cinayet işleyebilir mi? Evet mi dediniz...Evet... evet haklısınız... İslamın değil ona inanan ve ona mana vermeye çalışan bazı insanların cinayet işlediklerinden söz ediliyor yazılanlarda... *** Sonuç olarak; Önce maneviyat tan bahsedip...Ardından kuran ...mana...cinayet ve islama maletmek gibi açılımlara ulaşarak... Bahsi geçen cinayetleri islama inanmayanların "Uydurduğunu mu ANLATMAYA" çalışıyorsunuz ?... Hiç sanmıyorum... Anlatmaya çalıştığınız ilk iletinizde dediğiniz gibi geçiniz efendim olsa gerek... Bencede geçiniz efendim... Yaşanan gerçeklerin üzerini ne yapsanız örtemezsiniz.! Anlamıyorum diyordunuz... Bu sefer anlamak gibi çabanız olabilecek mi? Yoksa hala; "Tüm dertleri materyalizm olan insanlar maneviyattan zerre anlamazlar.." kavram karmaşaları içerisinde Yaşamdan zerre kadar anlamazlık üretmeye devam mı edeceksiniz?..." *tna
  17. İŞLER..! İşlemez diyenler kendileri dışında kimseyi kandıramazlar... Geçiniz efendim lafları aslında kendilerini de kandıramıyor olmalarının yansımaları... Yinede hayır gibi diretme ve dayatmada bulunacak olanlar varsa... Önce aşağıdaki resimlere baksınlar... Sonra domuz bağlarıyla canlı canlı insanları gömenleri hatırlasınlar... Buda yetmezse türkiye dışında allahüekber nidalarıyla elde bıcak esir aldıkları insanların kafalarını gövdeden ayıranların görüntülerini anımsasınlar... Bu da mı yetmedi başına yeşil bant takıp canlı bomba seçildikten sonra, namazını kılıp masum insanların arasında kendini havaya uçuranları unutmasınlar...
  18. Başbakan Recep Tayip Erdoğan son günlerde dinci-ümmetçi kimliğinden, milliyetçiliğe doğru bir dönüş sergiliyor. Bu tutum değişikliği acaba artık AB'den iyice umut kesmesinden mi ? Çankaya yolunda milliyetçilerin desteğini almak istemesinden mi kaynaklanıyor? Daha da önemlisi bu değişiklik, yapısal bir siyaset değişikliğini mi yoksa konjonktürel bir manevrayı mı yansıtıyor? Malum, kendileri takıyyecilikleri ile maruftur da...
  19. Tespitlerine bende katılıyorum Cyrano... Vedat Özdemiroğlu' nun Şiirsel meydan okumasına da... Kafamın içinde dönüp duran...Şunların da yanıtlarını aramak zorundayız diye de düşnüyorum... Yüz binlerce insan Hrant Dink'in cenazesine katıldı. Üstelik bu örgütsel bir katılım değildi. İnsanlar kendi istekleriyle geldiler. Halk neden Hrant Dink'in cenazesine sahip çıktı? (Bunun yanıtlarına büyük ölçüde ulaşabildik...) *** Milliyetçiliğin yükseldiği söylenirken böyle bir cenaze töreninin gerçekleşmesi toplum hakkında nasıl bir ipucu veriyor? *** Türk halkının böylesine sağduyulu bir şekilde onuruna sahip çıkarak, vicdanına kulak vererek... Sırf Ermeni olduğu için ve düşüncelerinden dolayı PUSUDA KATLEDİLEN yurtaşına sahip çıkarken... NEDEN...? Cumhurbaşkanı, öldürülen bir Ermeni yazarın cenazesine katılmadı. Niye katılmadı sizce? Ermeni olduğu için mi? Yazar olduğu için mi? Bütün vatandaşlara eşitlik istediği için mi? *** Baykal niye cenazeye gelmedi? Herşeye rağmen bir yıldır yatırım yaptıkları milliyetçilikten beslenme peşinde oldukları için mi?. *** Ya Başbakan? Niye cenazeye gelmedi de daha sonra taziyeye gitti. Bu sadece programın yoğunluğuyla açıklanabilir mi?
  20. Yanılıyorsun değerli arkadaşım hemde çok.... Sizin gibi düşünmüyor diye insanlar... Onların görüş düşünce ve önerilerine... Neden bu kadar ön yargıyla bakıyorsunuz... Sizden rica etsem aşağıdaki linkteki yazının içeriğini değerlendirir ve görüşlerinizi yazmak istermisiniz... http://www.turkish-media.com/forum/index.p...p;showentry=749
  21. İnançları uğruna, kendileri inanıyor diye, inançları bu teori ile kökünden sarsılacak kuşkusu,telaşı ve korkusunu taşıyanların, Kendi karanlıklarının el yordamıyla, yapmaya çalıştıklarını çok iyi gözlemlemiş, yorulamış ve dillendirmişsin sevgili Cyrano... Yine de bu değerlendirmelerin yaşama kapalı gözlerle bakanlar tarafından okunarak ders çıkarılacağını da düşünmüyorum... Üstelik iletide senin adını görünce kesin olarak bir önyargı ile değerlendirilmiş yada okunmadan geçilmişte olabilir... Gün gelecek gözler önüne serdiğin bu çelişkilere sahip kişiler, yine , yeniden, silbaştan... Dediğin gibi hayatında bu teoriyi okumamış kişilerce çürütülmeye çalışılacaktır... Kendini müslüman olarak tanımlayan ama bilimin gerçekleriyle,inançlarını çelişkiye sokmadan... Objektif ve pozitif kişiliğini her zaman koruyan forumdaki birkaç kişiden birisin... İnançlar kavramında ayrı durmamıza karşın bu objektif ve pozitif kişiliğinden her zaman etkilenmiş.... ve yaralanmış bir kişi olarak benim de görüş ve düşüncelerime tercüman oldun bu tespit ve değerlendirmelerinle... Senin nezdinde konunun açılımına pozitif katkıda bulunan bütün arkadaşlara isim vermeden teşekkür etmek istiyorum... Gerçekleri biraz daha anlayıp, kavrayabilmek için yorumlarınızla, değerlendirmelerinizle olumlu katkılarda bulunuyorsunuz... İyi ki varsınız... *tna
  22. -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Şimdi bu ne demektir?? Hem milliyetçilerden nefret edeceksin hemde ben daha milliyetçiyim diyeceksin. Bu kutuplaşmaları arttırmaktan fazla neye yarar bunu açıklarmısınız.. Elbette açıklarlar... Ama Tüm insanlığı bir değer olarak görerek değil... Onları,milliyetlerine,ırklarına ayrıştırarak yalandan yere "yaşaman için can veririm" söylemleri kullanıp... Etnik farklılıkları nedeniyle o insanların kafalarına arkadan üç kurşun sıkarak cevaplarlar... Görüntüde timsah gözyaşları dökerek perde arkasında tüm insanığa pusu kurarlar... Bunu ağa babaları, Emperyalizmin her türlü desteğini arkalarına alarak, Her Ülkede kendine has, kendi iç dinamiklerine göre farklı özel değerleri kaşıyarak, Bu tür masum gözüken milli ve dini kavramları kullanarak açıklama yaparlar... Çünkü dünyanın her yerinde milliyetçiler birbirini besler. Milliyetçi ideolojiler, milletlerin birbirleriyle ebediyen çatışmasını isterler. Çünkü varolabilmek için düşmana ihtiyaçları vardır. Çünkü Milliyetçilerin ideolojileri birbirlerinden beslenirler. Birbirlerinin sözlerini alıp, Türkler ya da Ermeniler yada kürtler böyle diyor diye Kendi kitlelerinin ötekine olan düşmanlığını artırırlar... Peki, Milliyetçi güdüleri tahrik etmek isteyenler, "Milletlerin birbirleriyle ebediyen çatışmasını" isteyen düşünce ve güçler... Onların bu çağ dışı insanlık düşmanı yaklaşımlarını reddeden kendi ırkdaşlarına NASIL YAKLAŞIRLAR? Milliyetci mukaddesatcı kardeşimizin ikinci defa buraya taşımak ihtiyacını duyduğu... kendince çok önemli bir ajitasyon olarak kabul ettiği yazının başlığına dikkat ettiniz mi? "Hepimiz Ermeniyiz; Kerkük, Kıbrıs, Ege’yi vermeliyiz!" "erdem kayıtsız şartsız kabul etmektir"zihniyeti beyinlerine kazınmış bu insanlar, kendilerini derinden etileyen bu ajitasyonlarla tahrik olup,kışkırtıldıkları için Kendi ırkdaşlarına bile işte böyle vatan haini yaftasıyla yaklaşırlar... Kendi milliyetinden olsalarda kendi çürümüş ideolojilerini eleştiren yurttaşlarına bu gözle bakarlar... Kendilerini olduklarından farklı gösetermeye çalışan "Türküz, Milliyetçiyiz, hoşgörülüyüz, sabırlıyız ama aptal değiliz." sologanları kulanırlar... Ama... Son derece hoşgörüsüz, sabırsız, kendilerini aptal olmadıklarına inandıran söylemlerle, yalandan yere "Senin milliyetini kültürünü yaşaman için canımı veririm. " laflarını kullanıp, Kendi gençlerinin üzerine bomba atıp,insanlık dışı tuzaklarla kendi ırkdaşlarını katlederler... Nede olsa kendi gibi düşünmeyenler kendi ırkından olamazlar... onlar, 'onların kanlarına dokunan' düşünceler içindeki, vatan satan hain ırkdaşlarıdır.! Her türlü faşizan düşünceyle ürettikeri hain tuzaklarla, Kendi milletine karşı, pusu kurarak faşist saldırı ve cinayetler işlerler, Bu cinayetleri işleyenlere de " Türkiye sizinle gurur duyuyor " diye bağırarak... Kan dökmeye, insanların öldürülmesine, sağduyudan uzak yaklaşımlarla arka çıkarlar... Ardından bu yaptıklarınız faşistliktir dendiğinde de... "Bizi faşist yapmak! Sonra da Tüm dünyaya reklam edecek, hedefe koyacaksınız. Yemezler oyununuza gelmeyeceğiz. " gibi itirazlar öne sürerler... Ne kadar akıllı davrandıklarına kendilerini inandırmaya çalışırlar... *** Yazının kendi içindeki açmazlarının farkında olmayan milliyetci mukaddesatcı kardeşimiz, "Yıllar yılı pişirilip pişirilip önümüze getirilen Ermeni, Kıbrıs, Kürt konusunda hep savunmada değil miyiz? Alın işte yarattığınız toplum! " ifadelerinin kendi haklılığını gösterdiğini düşünüyor olmalı ki... Bakın ne kadar doğru tesbitler diyerek buraya ikinci kez taşımak ihtiyacını hissetmiş... Ama yanılıyor... Yıllar yılı pişirilip önümüze getiriliyor dediğiniz şeyler... Sizin ideolojilerinizin diğer ülkelerdeki yansımaları... Onlarda Hırant Dinklere karşı,sizler de karşısınız... Hırant Dink gibi insanların duruşuna ve söylemlerine aynı yerden bakıyorsunuz... O ve onun gibiler ortak ideolojileriniz için tehlikeli insanlar...yok edilmeleri gerekiyor... Ve Diğerleri gibi Hırant Dink de sizin görüşlerinizi benimseyen insanlar tarafından pusuda yok edildi... Şimdi karşılıklı olarak Ermenistan ve Türkiyedeki milliyetçiler timsah göz yaşları döküyorlar... Evet yanılıyorsunuz O bahsettikleriniz, Şu anda ellerinde daha güçlü milliyetci argümanlar bulunduran diğer ülke milliyetçilerinin kendi halkalarına ve ülkemize dayattıkları milliyeti,ırkı,kanı öne çıkaran söylemler... Emperyalist güçler bügün için kendi çıkarlarına daha çok yaradığı için, onların arkasında duruyorda ondan siz şimdi işte 'yarattığınız toplum' diye sonuçlar çıkarıyorsunuz... Yanılıyorsun çünkü, sizlere benimsetilen milliyeti,ırkı öne çıkaran,insanlığı ikinci plana atan görüşler... Sağduyulu, insanların kardeşliğine dair düşünebilmenin önüne geçmek için... "erdem kayıtsız şartsız kabul etmektir" ön görüşü yaratılarak, düşüncelere zincirler vuruluyor... Kendi yurttaşlarınız, ırkdaşlarınız hakkında onların farklı kökenden insanlarla kardeşce yaşama düşüncelerine, işte vatan haini türkler gözüyle bakarak gerçeklere beyninizi, gözlerinizi kapatıyorsunuz... Çünkü Milliyetçi ideolijiler "milletlerin birbirleriyle çatışmasını istediği" gibi Sizin düşüncerinizde de Kendi yurttaşlarınızla çatışmanızı sağlayacak sunni ayrımlar yaratıyorlar... Çünkü Milliyetci idelogların ve düşüncelerin var olabilmeleri için düşmana ihtiyaçları var... Ama bu ülke yurttaşlarının ortak geleceği...Mutluluğu...Huzuru için... İnsanca ve kardeşce ve rahat ekonomik koşullarda yaşamaları için... Emperylist güçlerin, Milliyetci görüşler eliyle dayattığı, Yaratılmaya çalışılan Karşıtlığa ve Kavgaya değil... Kardeşliğe ve sevgiye ihtiyacı var.! Hrant Dink' te hep bunu vurgulamıştı...Ama biliyorsunuz bu yüzden de öldürüldü... Ben yine tekrarlıyorum... Milliyetci ideolog ve ideolojilerin sizlere dayattığı bu ayrımcı görüşlerden sıyrılıp, Tüm insanlık için...Ülkemiz için...Bu ülkenin bütün yurttaşları için... Lütfen ama lütfen karşıtlığı değil, kavgayı değil… Kardeşliği, sevgiyi üretin.! *tna
  23. "Hrant Dink"'in ölüm emrin verenler onu bir Ermeni milliyetçisi oduğu için öldürtmediler. Hrant Dink, bir insanın hem Ermeni olabileceğini hem de milliyetçi olmayacağını gösterdiği için öldürüldü... Bu duruş, dünyadaki her milliyetçi için tehlikeli bir duruştur çünkü. "Hrant Dink", Ermenilerin problemlerini, çektiği sıkıntıları, 1915 olayları dahil hiç taviz vermeden anlatıyordu. Ama bundan bir ırkçının ve milliyetçinin çıkaracağı sonuçları da çıkarmıyordu. 'Biz Türklerle aynı topraklar üzerinde yaşadık. Geçmişten dersler çıkararak yeniden kucaklaşalım' diyordu. Bunu o kadar samimi ve ikna edici söylüyordu ki, insanları etkiliyordu. Zaten tehlikeli olan da buydu. Eğer "Hrant Dink", bir Ermeni milliyetçisi olsaydı öldürülmezdi. Niye Öldürülmezdi? Çünkü dünyanın her yerinde milliyetçiler birbirini besler. Milliyetçiler, milletlerin birbirleriyle ebediyen çatışmasını isterler. Çünkü varolabilmek için düşmana ihtiyaçları vardır. Milliyetçiler birbirlerinden beslenirler. Birbirlerinin sözlerini alıp, Türkler ya da Ermeniler yada kürtler böyle diyor diye Kendi kitlelerinin ötekine olan düşmanlığını artırırlar. Kimse kalkıp, yaşadığımız onlarca yıl içerisinde, insanların kafalarına kazınan yok etmeye yönelik düşünce ve eylemlere... Her türlü insanlık dışı saldırı karşısına verdikleri tepkilere rağmen, Vicdanı olan herkesin yüreği sızlamıştır. söylemleriyle timsah gözyaşları dökerek Duruş ve söylemlerini milletini sevmek, ırkını sevmek ajitasyonlarıyla destekleyip... Ardından ''Türkiye Bir Evladını Kaybetmiş... Hangi evladını? Hrant Dink Türk bile değildi ki." diyen kişiler kendini millyetci olarak tanımlıyorsa eğer Hiç kimse kalkıp, Bu kafadaki 'Türk milliyetçisi ırkçı değildir' demesin. Aynı söylemlerden ve düşmanlıklardan beslenen... 'Türk, Kürt ve Ermeni milliyetçileri ırkçı değildir' demesin hiç kimse... Üstelik ülkemizi bugün için kasıp kavuran milliyetcilik söylemleriyle, Atatürkün Milliyetcilik söylemleri aynı şeyler değildir... Atatürkün sağlığında tanımını ve yorumunu yaparak, önüne geçmeye çalıştığı ırkcılığa dayalı milliyetçilik anlayışı Yıllar içerisinde içi boşaltılarak ülkücülük söylemlerine dönüştürülmüştür... Türkiye'de milliyetçiliğini biraz öne çıkaran kişilere ve ideolojilere bakın, Kendini ülkücü olarak tanımlayanların hepsi mutlaka söylemlerinin bir yerinde ırkçıdır. Irkçılık o kadar derinine işlemiştir ki, söylemlerinin ırkçı olduğunun bile farkında değildirler. Bunu bu forumun sayfalarında da... Bu başlığın içeriğindeki tartışmalarında da çok rahatlıkla gözlemliyebilirsiniz... Tepeden inme, dışarıdan yönlendirilerek yönetilen Derin Irkcılık...sağduyudan uzak Milliyetçilik budur zaten. Büyük gövdesini MHP'nin "M"sinden alan bu örgütlenme, M. Yazıcıoğlu'nun BBP'si ve T. Türkeş'in ATP'si olarak bir büyük, iki küçük örgütlenmeyide bünyesine katarak bugüne gelindi... Bu güçler geçmişte faşist ideolojisini ve örgütlenmesini Ülkü Ocakları aracılığıyla pratiğe geçirmiş. Bu hareketin içinde ortaya çıkan bölünmenin ürünü BBP ise, önce Nizamı Alem örgütlenmesiyle, daha sonra Alperen Ocakları aracılığıyla Bugün yaşadığımız bu eylemde taşaronluk yaparak aynı işlevi yerine getirmektedirler. Bu Eylemde bir türk milliyetcisi bir Ermeni milliyetcisini öldürmedi aslında... Bugün çocuklar çetesi olarak karşımıza sunulan kişilere öyle olduğunu inandırdılar... "Milletlerin birbirleriyle ebediyen çatışmasını" isteyen düşünce ve güçler... Var olabilmek için düşmana ihtiyaçları olan Derin Irkcılık.. Geçmişte kominizm tehlikesi adı altında ülkeyi kurtarmak adına eylemler yaptırırken... Bugün bu eylemde gözlemlediğimiz gibi, dünyadaki her milliyetçi için tehlikeli bir duruş olan farklı etnik kökende oldukları halde milliyetçi olmayarak toplumları etkiliyen kişileri öldürtüyorlar... Televizyonda Muhsin Yazıcıoğlu'nun yüz ifadesindeki şaşkınlığını farkedenler anlamışlardır, Artık kendi kontrollerinde tutamadıkları Derin Irkcılık tarafından kendilerinin dışında da kullanılan Ve siyasi propagandalarını kendilerine kalkan edinen, kendi içlerine kadar sızmış, bağımsız hareket edebilen küçük grupların varlığını kavramanın şaşkınlığını yansıtıyordu bakışları... O telaş ve korkuyla da şunları söylüyordu ve haklıydı... "Ne olmuş yani resimlerde varmışlarsa" "Bu ülkede birinin başına taş düşse sebebi ülkücülerdir diyecekler" Doğru söylüyordu aslında, kafasının derinliklerinde yankılanan çelişkiyi ve kokuyu anlatmaya çalışıyordu... Yıllardan beri kendi pompaladıkları milliyetçiliği artık kontrol edemez hale geldiklerini anlatmaya çalışıyordu.. Diğer taraftan Ülke içindeki diğer siyasi ögütlenmeler 'Hrant Dink cinayeti bize zarar verdi'... Atılan bu kurşun Türkiye'ye sıkılmıştır demesine karşın... Ve yinede birileri türkiye'ye kurşun sıkan bu katilin Türk Bayrağı önünde resmini çekerek Yeni mesajlar, başka imajlar yaratmaya çalışıyorlar... Milliyetçi güdüleri tahrik etmek isteyenler 'Sen Ermeni olduğun için öldürüldün ve ben bu acıyı paylaşıyorum' denmek istendiğini bildikleri halde, şimdi 'hepimiz Ermeni'yiz' lafının üzerine gidiyorlar. Devlet Bahçeli bunu diyenleri melanetle suçladı. Milliyetçi gazeteler, cenazede yürüyenlerin kökeninde Ermeni olabileceğini yazıyorlar. 'Vaktiyle Türkler ve Kürtlerce evlat edinilen Ermenilerin çocuklarıdır bu yürüyenler' diye analizler yapıyorlar. Ülkemizde kendisini "milliyetçi" olarak tanımlayan geniş bir halk kitlesi bu yönlendirme ve söylemlerin etkisiye... yanındaki bir diğerini öteki olarak algılayıp bu karşıtlığa ve kavgaya katılmakta ne yazık ki!... Ve haber bültenlerinde bu karştlık ve katılımların hergün bir yansımasına şahit oluyoruz... Üstelik Bu forum sayfalarında da...Kendini milliyetçi olarak tanımlayan bazı arkadaşlar Tartışılması gereken sizce cenazede atılan sloganlar mıydı? Bir kişinin düşünceleri yüzünden öldürülmesi miydi? diyenlere " ben artık yazmayacağım " dedirtecek kadar karşıtlık ve baskı üretilebiliyor... "erdem kayıtsız şartsız kabul etmektir" diyebilen bir zihniyetin guruplaşması... Sağduyulu olmanın önemini ifade etmeye çalışanlara hala iyi niyeti ve sevgiyi siz üretin diyebiliyorlar... Yıllarca körüklenen karşılıklı milliyetçilikler dalgasından bunalan ve Artık vicdanı ve aklı isyan ederek ölen bir diğer yurttaşına sahip çıkan sağduyulu vatandaşlarına, Bu işlenen cinayet üzerine milliyetçiliğe karşı cephe alan Türklere... 'hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeni'yiz' diyerek. 'Sen Ermeni olduğun için öldürüldün ve ben bu acıyı paylaşıyorum' tepkisini gösterdikleri için. Yine bu forum sayfalarında kendini milliyetçi olarak tanımlayanlar tarfından "Doğru söylüyorsunuz! Siz Ermeni'siniz! Kişi kendisini nasıl görüyorsa, öyledir! Siz kendinizi Ermeni olarak mı, görüyorsunuz? Kuşkunuz olmasın, Ermenisiniz!" Diyebilen yorumlar yapılabiliyor... Ülkede, bu cinayetten memnun olan, öldüyse öldü diyen bir insan kitlesi de var olduğu gibi... *tna
  24. Neden Trabzon birdenbire siyasi suç bataklığı haline geldi? Ya da birdenbire mi geldi?... HAYIR... Birdenbire gelmedi. Üstelik sadece Trabzon değil, 1980 sonrasında çok göç alan ve hızla büyüyen bütün büyük şehirler bugün suç bataklığı haline geldi. Trabzon, Türkiye genelinde yapılan bir milliyetçi körüklemenin, propagandanın yükseldiği yerlerden sadece biri. Tabii Trabzon'un, bölge insanının iç yapısından kaynaklanan bazı çok özel şartları var. Ne gibi özel şartlar bunlar? İstanbul'daki mafyanın önemli bir kısmı Trabzon kökenli insanlar. Trabzon'daki işsiz, mesleksiz bırakılmış ve umutları elinden alınmış delikanlılar için İstanbul'daki mafya, hem hemşerilik bağları hem de televizyonlardaki yayınlar nedeniyle bir rol modeli haline gelebiliyor. Ayrıca bölgenin etno kültürel yapısının tarihe dayalı kökleri de insanların şuuraltında gizli bir endişe yaratıyor olabilir. Kimlik ve etnik köken üzerinden yapılan bir siyaset ve onun yarattığı ortam, onları çok daha fazla harekete geçiriyor ve kendi Türklüklerinin ve Müslümanlıklarının çok daha derin olduğunu ispat için özel bir çaba göstermeleri için tahrik ediliyorlar. Çünkü milliyetçiler, özelde Trabzonlulara ve genelde bütün Türkiye'ye, Ülkenin içine çekildiği kürt milliyetciliği Pkk gerçeğinide kullanarak dıştaki ve içteki düşmanlardan tutun da Rum Pontus devletinin kurulacağına varıncaya kadar öyle propagandalar yaptılar ki... İnsanları akıldışı bir düşman arama psikozu içine soktular.
  25. İki ayrı değerlendirme... *** Yukarıdaki tesbitlere bakılırsa ilk yansımaları otaya çıkmaya başladı bile 'Hepimiz Hrant Dink'iz' sloganına kızan eski başçavuş 'otomobilimde bomba var' diyerek araba vapuru kaçırdı. 180 yolcu iki saat ecel terleri döktü Hepimiz Ermeni'yiz' sloganı 'kanına dokunan' büfeci Nihat Acar, 'vatan için' araba vapuru kaçırdı. 180 yolcu iki saat boyunca, 2002'de emre itaatsizlik ve görevi kötüye kullanmak suçuyla ordudan atılan Acar'ın 'milliyetçi hassasiyeti'nin rehini oldu. Bugünse haber bültenlerinde yapılan bir spor karşılaşması sonunda, "Ermeni Malatya" sloganlarının atıldığı ve her iki grup taraftarların taşlı sopalı kavgaları duyuldu... Ne diyelim..."Sağduyudan uzak kaldıkça hepimize kolay gelsin " *tna

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.