Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

GeceKuşu

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

GeceKuşu tarafından postalanan herşey

  1. Neyi ispatlamaya çalışıyorsunuz...Irkçı olmadığınızı mı?... Değilim diyorsanız denecek bir şey yok... Irkçılığı reddediyor olmanız önce kendi adınıza, sonra aynı toplumda vatandaşlık bağlarıyla birbirine bağlı hepimiz adına... En üst düzeyde tüm insanlık adına çok anlamlı...Duyarlı ve sevinç duyulacak bir durum.... Bir insanlık suçu olan IRKÇILIĞI reddediyor olmanız alkışlanak bir durum... Neyi ispatlamaya çalışıyorsunuz...Irkçı söylemler içinde olmadığınızı mı? Bize ırkçı diyorlar demeniz bunu açıkayamaz... Bu şu ana kadar yazdıklarınızda bu söylemlerin olup olmadığıyla açıklanabilir ancak... Ve ben O yazının arkasında hala duruyorum... Yazılanda vurgulanmak istenen ırkçı olup olmadığınız değil... Aynı acı gerçeği paylaşan biri eş biri ana iki kadının İçinde bulundukları durumu yaratan koşulların arkasındaki gerçekleri... Öncesinde yaratılan ırkçı söylemlerin sonuçlarını değerlendirilmesi gerekliliğiydi... Sonrasında da sizlerin cinayeti ve katili kınamanıza karşın bilinçli yada bilinçsiz bu söylem içinde olduğunuzu gözlemlediğim için onları yazdım... ve özet olarak aşağıya tekrar alıntılıyorum.... Bu söylem ve yaklaşımların bugün itibariyle Malatyada gelişen rakip takım taraftarları arasındaki gelişmelerle, Ne kadar tehlikeli boyutlara gelebileceğini hepimiz gözlemleyip kavrayabilmişizdir umarım... Ben yine tekrarlıyorum... Lütfen ama lütfen karşıtlığı değil, kavgayı değil… Kardeşliği, sevgiyi üretin.! *tna
  2. Bu satırlarınızı okuduktan sonra... Süheda... Kimin neyi kastediğini bilmeden yazılar yazabiliyorsun demek ki... *********************************************** Hangi düşünce yapısının kişiselleşerek tavır ürettiği bu son örneğinle ortaya çıktı öyle değil mi..?
  3. Bu satırlarınızı okuduktan sonra... Göstermiş olduğunuz...İnsani, Ahlaki değerlerden yoksun davranışınızı tasvip etmediğimi... Kendinizi olduğunuzdan farklı göstermek için içinde bulunduğunuz yaklaşımları hoş karşılamadığımı... Bugüne kadar delikanılık edebiyatı yaparak yazdığınız yazılarınızın ne kadar havada kaldığını... Her birinin sahte ve içi boş bir söylem olduğunun anlaşıldığını bilmenizi... Ayaklar altına aldığınız "AGA" lakabını nickinizden kaldırmanız gerektiğini... Sizi kınayarak dikkatinizi çekmek istiyorum... Ne kadarda haklısın Sevgili 'adrenalin'...
  4. Sevgili 'iLyAdA'; Biraz daha sakin lütfen… Kişiliklerimizi çatıştırmanın hiç gereği olmadığı gibi… Hiç birimize de yararı yok… Konuyu ırkçılık temelinde yorumlayarak ele alan değerli arkadaşlar… Bakın biri eş, biri ana olayın merkezinde bulunan iki yürek duygularını nasıl seslendiriyorlar… Sevgilisini, Eşini, Çocuklarının babasını kaybetmeyen sizler bu söylemler içindeyken… Bütün bu değerlerini yitiren bu yürekten eşini uğurlarken tüm acılarına karşın ırkçı bir söylem algılayabiliyor musunuz? *** Ve birde, yüreği evlat acısıyla yanan bir ananın neler hissettiğine bir göz atalım… Oğulcuğu bu ırkçı söylemlere kurban edilmiş ananın parçalanan yüreğine… *** İlk yazında her ikimizin de tepki duyduğu bir bakış açısına aklı başında sağduyulu bir yanıt üretirken… Nasıl oluyor da! Bir Ermeni’nin beyninde ve yüreğinde özümseyerek dillendirdiği söylemlerini görüşlerine destek olarak kullanıp… Ardından yazılan ırkçı söylemlere destek olmak amaçlı, Ermeni karşıtı yaklaşım sergileyebiliyorsun? Belki anlar, kavrar, çelişkilerini düzeltirsin düşüncesiyle... Alıntı yaptığın ırkcılık yapmayan Hırant'ın yazısıyla... Senin yazında ki Irkçı söylemlerle süslediğin ilgili yerleri kalınlaştırdım... Daha önce hiçte doğru olmadığı halde yazılarında belirttiğin gibi... İnsanların; Senin kişiliğine, ibadetlerine karşı durup eleştiri yapmadığını... Düşünce, söylem ve çelişkilerinin eleştirildiğini artık anlamaya çalışırsın umarım!.. *** Bu başlıkta görüşlerini ırkçı söylemlerle açıklayan sevgili bayanlar… Aynı acı gerçeği paylaşan biri eş biri ana iki kadının İçinde bulundukları durumu yaratan koşulların arkasındaki gerçekleri... Öncesinde yaratılan ırkçı söylemlerin sonuçlarını değerlendirin lüfen.!.. Geleceğimizi şekillendirecek bebeklerinizi onları bekleyen karanlıklardan koruması kollaması gereken… Analarımız, anne adaylarımız biraz daha sağduyu lütfen.!.. Birinizin bebeğinin, diğerinin bebeği tarafından bu söylemler nedeniyle katledilebileceği gerçeğini… Acısını yüreğinizde yaşatmaya çalışıp biraz da empati yapın lütfen.!... Bebeklerinizi ırkçı söylemlerle zehirlemek yerine… Onların yüreğine insanları sevmenin Ayrıcalığını…Yüceliğini KAZIYIN.! Lütfen ama lütfen karşıtlığı değil, kavgayı değil… Kardeşliği, sevgiyi üretin.! *tna
  5. sevgili Süheda; Öncelikle son satırına yanıt vermem gerekiyor... Şahsıma göstermiş olduğun yaklaşım için teşekkür ediyorum... Ama ardından ilave etmem gereken de şu... Bu forumda Fikirlerimizi yazarken ne birimiz diğerinden büyük ve ayrıcalığı var... Ne de diğeri bir başkasından küçük olduğu için sesiz kalmaya hakkı var... Burada önemli olan öne sürdüğümüz görüşlerimizin doğruluğu ölçüsünde kazanacağımız saygınlık... Fikir tartışmalarında, Gerçek saygı karşımızdaki insanın ne anlatmak istediğini kavramaya çalışmak ciddiyetini göstererek... Ve de en önemlisi kavradığı halde, anlatılmaya çalışanı değilde, işine gelenleri ele alıp konuyu kendi istediği yöne çekmeyerek gösterilmelidir... *** Tartışmalarında kişiliğini öne çıkararak hatalara yöneldiğini, kişilerin görüşlerini ve ifadelerini bu yaklaşım üzerinden çürütmeye çalışmaman gerektiğini belirtmeme karşın yine aynı şeyi yaparak cümlesini kurmuşsun...Bu yanlış benim senin şahsınla bir işim yok... Beni ilgilendiren şey senin kafanda bana göre yanlış kurguladığın düşünceler... Bir önceki yazımda özetle diyerek bunu da açıklamıştım... Kavramaya çalıştım diyorsun ama o bölümü atlamışsın... Yada beni anlamaya çalışmak gibi bir ciddiyet göstermememişsin... O nedenle o bölümü tekrar alıntılamak zorundayım... Ve bu sefer aslında anladığın ama değinmekten yanıtlamaktan kaçındığın özetle diyerek başlıyan bölümü önce kendin için dürüst olacak ifadelerle yanıtlamalısın... Eğer lafta değilde gerçekten saygı duyuyorsan yapman gereken davranışta şu.! Yukarıda ifade edilenleri gerçekten kavramak için gereken ciddiyeti göstererek... Kavradığında ortaya çıkacak olan soruyu yanıtlaman gerekiyor... *tna
  6. "Yaptığı ibadetler" .. değil sevgili süheda... "inancına bağlı olarak ürettiğin ve başkalarına dayattığın düşünceler" eleştirildi hep... Bu yazının içeriğinde de yine aynı şeyi yapıyorsun... Ve bu düşünce mantığı, inançlarından ve onun sana kazandırdığı muhafazakar, eleştirilemez, değiştirilemez yapısından kaynaklanıyor... Bu düşünce yapısının oluşturduğu kişiliğinle, dayatmacı ve sadece senin belirleyeceğin koşullarda tartışma yapmayı kendince haklı ve doğru buluyorsun... Tartıştığın kişiler yada açılan başlaklar oluşturduğun bu düşünce yapısına uymuyorsa düşüncelerinle değil o düşüncelerin oluşturduğu kişiliğini öne çıkararak tartışmaları sürdürmeye çalışıyorsun... Bunun doğal sonucu olarakta düşünce ve görüşler yerine kişilikleri çatıştırdığın için önce agresif söz ve davranışlar başlıyor... Ardından da kırgınlıkların ortaya çıkıyor... *** Devam edelim mi diyorsun.. Devam etmene gerek yok çünkü senin kendince yapmaya çalıştığın senin için yararlı olduğuna inandığın şeylere kimsenin bir şey dediği yok... Yararı da zararı da kendine... Ancak bu düşünce sisteminin ürettiği yaşam şekli diğer insanların yaşamına dayatıldığı zaman eleştiri ve karşı duruşlar başlıyor... Üstelik her birimiz yaşamlarımızı devam ettirirken kendimiz için bir çok yararlı etkinlikler gerçekleştiriyoruz... Bütün bunları bireysel yada gurup olarak diğerlerimizin günlük ve toplumsal yaşamına dayattığımızı düşünelim işte o zaman tartışma ve çatışmalar başlıyor... *** Aslında haklı çıkacağına yüzde yüz emin olduğunu düşünerek alt alta sıraladığın şeylerle diğerlerimizi, üstelik ( başka yönlere çekmeyin ha! uyarısıyla ) salt senin istediğin çizgide düşünerek senin tarafından yönlendirilecek insanlar sınıfına sokman, sence (hani çevresinde sözü dinlenir bir kişi olarak ) doğal olabilir... Ama o senin çevrende burada değil...Bu forumda senin çevreni oluşturan kişilerden daha farklı mantık ve düşünce geliştiren insanlarda olabilir öyle değil mi? Sen kendince zekice davranarak inançlardaki yükümlülüklerini günlük yaşamdaki yararları hakkında magazinsel bir yaklaşım sergileyip ne kaybettim sorusuyla tatlı suda balık avlamak için olta atmayı düşünebilirsin... Ama senin muhatapların işin bu tarafıyla ilgilenmiyor olduğunu da bilecek kadar ince ve zekice bir yaklaşımda sergileyebilirdin... Sen yararlı olduğuna inandığın yaklaşımları ve etkinlikleri yapmaya devam edebilirsin... Ama burdan yola çıkarak muhataplarınıza, inançlarınızın getirdiği yaşamlarını nasıl şekillendirip, yaşayacaklarına dair yapılagelen dayatmaların üstünü örtmeye kalkmayın... özetle; "Dine mensup olup yaptığı ibadetler inançsızlar tarafından eleştirilen bir kişi olarak ..." ifadesini kullanıp hedef saptırmak yada çarpıtma yapmak sana ve düşünce yapına uygun olabilir... Gösterdiğin bu yaklaşımı örnekleyerek sıralamaya çalıştığın diğerleri gibi kendince yararlıda görebilirsin... Muhataplarını ilgilendiren taraf bunları yaparken senin ne kazandığın yada kaybettiğin değil... İnsanın yaşamına dair, "Teist dünya görüşünün" bu yaklaşımları dayatarak onlara neler kaybettirdikleri.! *tna
  7. Sen provokatörmüsün sayın viking... Yoksa...Kafanın içinde oluşturduğun karmaşık görüş ve yorumlarının bir sonucu mu bu yazdıkların... Bağlı olduğun köklerinden utanıyorum demekle bir yere varamazsın... suçladığın ve seni utandıran kişiler aynı zaman da insanlar... bu bakış açınla insanlığından da utanmak zorunda kalabilirsin... *tna
  8. Din neden gereklidir gibi gereksiz bir soruya vakit ayırmamın ve ayıranlarında düşüncesi budur inşallah bir nebzede olsa acaba inanırlarmı düşüncesidir. * ** umarım konu çok dağılmadan bir şeyler anlatabilmişimdir. umarım diyerek, umutlanmayın isterseniz...
  9. Başbakan Recep Tayip Erdoğan son günlerde dinci-ümmetçi kimliğinden, milliyetçiliğe doğru bir dönüş sergiliyor. Bu tutum değişikliği acaba artık AB'den iyice umut kesmesinden ve Çankaya yolunda milliyetçilerin desteğini almak istemesinden mi kaynaklanıyor? Daha da önemlisi bu değişiklik, yapısal bir siyaset değişikliğini mi yoksa konjonktürel bir manevrayı mı yansıtıyor? Malum, kendileri tayıyyecilikleri ile maruftur da... * * * inançları siyasal alanda istismar eden bu siyasal görüşün lideri olan Recep Tayyip Erdoğan'ın veya işaret edeceği bir kişinin Çankaya'ya çıkması, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olma niteliğini zedeleyecektir. * * * *tna
  10. Şimdi ne yapmalı? Hrant Dink'i fiziken geri getiremeyeceğimize göre, anısı için neler yapılması gerektiği üzerinde odaklanmalıyız. İlk aşama elbette cenazesi. Onu İstanbul'un tarihi boyunca gördüğü en görkemli cenaze törenlerinden biriyle uğurlamalıyız. Katillere inat olsun diye yapmalıyız bunu. Yok ettiklerini düşündükleri insanların daha da büyüdüğünü, öldürdüklerini sandıkları insanların ölümsüzleştiğini göstermek için yapmalıyız. Bizi parçalamaya çalışırken birleştirdiklerini göstermek için yapmalıyız. Faşizan saldırılar ve tehditler altında ürkek güvercin yavrularına dönen ailesinden özür dilemek için yapmalıyız. Aramızda zehirli yılanlar bulunsa da, mayamızın insan sevgisi ve şefkatle yoğrulmuş olduğunu cümle âleme göstermek için yapmalıyız. Bir aşk cinayetine kurban gittiği için yapmalıyız. O, Türkiye'yi çok sevdiği için öldürüldü. Seçenekleri olduğu halde onca tehdide rağmen, aşkı uğruna, burada kalmayı tercih etti. İstediği gibi, sloganlarla ve pankartlarla değil, çiçeklerle uğurlamalıyız onu. Cenazesine sahip çıktıktan sonra sahip çıkacağımız ikinci konu gazetesi Agos'tur. O mutlaka çıkmaya devam etmeli, Hrant Dink'in çizgisinde yayın yapmayı sürdürmeli. Agos artık sadece ailesine değil bu ülkenin gazetecilerine emanettir. Üçüncüsü, Hrant Dink'e dünyayı zehir eden düşünce açıklama davalarıdır. Hukuki süreç nedir bilmiyorum, ama bu davalar mutlaka bir şekilde, gerekirse sembolik olarak sürdürülmeli, Hrant aklanıncaya kadar ucu bırakılmamalıdır. Ve tabii, Hrant'a Engisizyon işkenceleri çektiren o çağdışı 301. madde derhal değiştirilmelidir. Dördüncüsü, Türkiye Ermenileri... Sayıları zaten çok azalmış olan o ürkek güvercinleri daha fazla incitmemek için ne kadar özen göstersek azdır. Hrant'ın ölümünden duyulan derin acının da gösterdiği gibi, onlar kardeşimizdir. Beşincisi, bir an önce gariban Ermenistan Cumhuriyeti ile ilişkilerimizi düzeltmenin yollarını aramaktır. Ağabeylik, şövalyelik Türkiye'ye düşüyor. Altıncısı, 1895 ile 1919 yılları arasında emperyalistlerin de kışkırtmasıyla Anadolu'da yaşanan acı olayların, özellikle Ermenilerin yaşadığı büyük trajedinin olgularının tam anlamıyla ve objektif olarak anlaşılması için çaba göstermektir. Sonunda hepimizi yalnız gerçekler özgürleştirebilir. Kaynak: *tna
  11. Bu kadar açık..anlaşılır...Mantığa ve akla dayalı açıklamalarına....Bende katılıyorum sevgili 'nobody' Hala anlaşılır bulmayarak yeni sorular yöneltmesini de gereksiz buluyorum... *tna
  12. Yukarıda asparagas haberleri yalanlanmadı diye yalanlara inananların yazıları ve müthiş kaynakları... aşağıda onlara verilen uygun yanıtlar... :clover:
  13. GeceKuşu şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Ne kadar da doğru söylüyorsun sedat... Yaşamı yorumlarken aramızda hangi yakınlık yada farklılıklar olursa olsun... En çok da bu tavrını ve duruşunu beğeniyor ve taktir ediyorum... Bunu yazarken bir yerlere gönderme yapıyorsun biliyorum ama... Ben, sen dahil...Herkes için geçerli bu biliyorsun... *tna
  14. Peki;yine de bir yerden başlamamız gerekmiyor mu? Peki; yaşadığınız bu berbat koşulların sizin çocuklarınızın da yaşaması... Bu koşulların onlarla da devam etmesi içinizi parçalamıyor mu?... Bizler gibi çocuklarınızın da kötü yetişecek olmaları uykularınızı kaçırmıyor mu?... O zaman düzelmek adına bir yerlerden önce kendimizden başlasak sizce yararı olur mu acaba? Var olan iyi değerlerimizi geliştirmek adına kendinizden başlamamıza ne dersiniz...? Yukarıda ip uçları var. Bence değerlendirmeyi denemelisiniz... Yoksa dediğiniz gibi. İleride yine sizin çocuklarınız başkalarına "Bu millet adam olmaz " diye yazmak zorunda kalacaklar... Ve birileri de "Bu milletin adam olması için önce kendimizden başlamalıyız" diye yazacaklar onlara... "Cahillik Diz Boyu... Yanlışmıyım Ama... " diye soruyorsunuz... Çok haklısınız, çözümsüzlüğü kabul ettiğinize göre bence de yanlış değilsiniz.(!)... *tna
  15. Yok yeni falan değil çok eskilerden kalma...taa.. osmanlılardan... diyerek...Espritüel olmaya çalışan -ama bu tür Soğuk Esprileriyle- insanın kanını donduran bu foruma yeni katılan bir arkadaş ... Ne diyelim...Hoş geldi sefalar getirdi.(!)
  16. :clover: Sevgili 'Tengeriin boşig'.., Sevgili 'BrainSlapper'; Her ikinize en içten teşekkürlerimi iletmek istiyorum... Konun açılımını öylesine yararlı ve anlaşılır bir noktaya getirdiniz ki... Lütfen devam edin... Ve sevgili boşig ilkbaşlarda tarihsel anlamda konunun açılımı için -Eğitim ve İhtisasın - nedeniyle senden daha derinlemesine bilgi aktarımını rica etmek amacıyla bir şeyler yazmayı düşünmüyordum... Ama görüyorum ki Brain de bu konulardada oldukca birikimli olduğunu gösterdi... ve ben her ikinizin açılımlarını bu konudaki eksiklerimi gidermek adına taktir ve teşekkürle izliyorum... Lütfen konun açılabileceği son noktasına kadar devam etmenizi, olabildiğince eksikler kalmaması adına rica ediyorum... her ikinizede sevgiler...selamlar... *tna
  17. Sevgili Sardunyam... İki insan yaşama aynı pencereden bakarken nasıl olurda birbirini anlamakta zorlanır..? Elbette ufak nüans farklılıklarımız var... Örneğin siz bir kadınsınız ben erkek bu farklılığımız duygusallıklarımız anlamında düşünce yapımızda farklılıklar oluşturuyor... ikinci olarak inanç algılamamızda kesin çizgilerle ayrıldığımız bir gerçek.. Ama bunların aramızda çelişkiler üretecek ve çatıştıracak şeyler olmadığını düşünüyorum... Neden düşünmüyorum.? Çünkü insanlara verdiğimiz önem ve değer yargılarımız birbirine çok yakın... Çünkü çağdaşlık çizgisinde -(Demokrasi-ülke sevgisi-vatandaşlık bilinci-Vb...)- değer yargılarında uyum içerisindeyiz... Bütün bu ifadeleri yazan bir kişi olarak, nasıl oluyor da aynı şeyleri ifade etmemize karşın inanç kavramında ayrılıyoruz diye benim üzerime çelişkiler üretiyorsunuz… Nedeni Kurban kavramı arkasında yatan mantığa karşı olmam mı? Yazılarımın bütün içeriği bu son satır… "siz benim takılmış olduğum noktaları düzeltebilirsiniz." diyorsunuz… Bunu yapabilirim ama bunu yapmadan önce sizden rica ediyorum… Lütfen eğer vaktiniz olursa bu başlıkta yazdıklarımı –(inançlarımızı bir kenara bırakarak bildiğiniz ben olarak)- bir kez daha değerlendirir misiniz? O zaman ne kadar da aynı şeylere üzüldüğümüzü… Ne kadarda aynı şeyler için kaygılandığımızı… Ne kadarda duruşlarımızın birbirine yakın olduğunu… İnanç kavramlarımızın işin içine girdiği zaman nasılda çelişkilerimiz varmış gibi göründüğünü… Beni kırmaz ve bu bakış açısıyla bir kez daha değerlendirirseniz, bana hak vereceksiniz… *tna
  18. Sevgili 'sardunyam' Beni ve kişiliğimi o kadar iyi tahlil etmiş olmalısınız ki... Yukarıda yazdıklarınız bu tahlillerinizin sonucu kesin tanılarınız olmalı... Oysa ben bu ithamlarınızda hiç beni ve kişiliğimi göremiyorum... Bence yaptığınız şu olmalı... Yazdıklarımı okudunuz... kendi bakış açınızla değerlendirdiniz... size görüşlerinize uymayan yerlerde benimle ilgili varsayımlar ürettiniz... Benim yerime benim çelişkilerimi siz üreterek kafanızda varsayımlar oluşturmuş ve dile getirmişsiniz... Oysa okuduklarınızdan çıkaracağınız anlam ve değerlendirmelerin neticesi bu ithamlar olmamalıydı... Çünkü Ben, itham ettiğiniz bu kişi değilim...Ve kendimi de çok iyi tanıyorum... "ithamlar olmamalıydı..." diyorum çünkü yazdıklarınız benim ifadelerime karşı görüş değil... Yazdıklarımı görüşlerimi değerlendirek yapmaya çalıştığınız kişilik tahlili... Oysa Ben,kesin tanılarınızla ifade ettiğiniz bu kişilik değilim...Ve kendimi de çok iyi tanıyorum... Ayrıca Sedelina'nın ona yazdıklarımın yanıtlarını çok rahatlıkla verebileceğini de biliyorum... *tna
  19. GeceKuşu şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Nasıl olduysa ben algıladım... Ve biliyorum ki benim gibi yararlanmak amaçlı takip eden bir çok kişi de anlıyor... Niçin böyle diyorsunuz.? Anlaşılır olamamak gibi bir kaygınız mı var? Yoksa bu forumu kullananların sizin yazdıklarınızı anlayamaz gibi önkabulleriniz mi var ? Galiba hem kendinize hem de bize haksızlık ediyorsunuz.(!)
  20. Kuran da “ evrenin genişlemesi ” iddiası zorlama bir yorumdur… Her yeni bilimsel bir gelişmenin ortaya çıkmasıyla… Kuranda var olduğunu iddia ettikleri... ve ne hikmetse Onları yüzyıllar sonrası yeni fark eden akıllıların yaptıkları bu yorumlarının Spekülasyondan öteye bir anlamı yoktur… Aslında çoğu kez ayetin orijinalinin anlamı o yapılan meallerdekinden farklıdır. Birçok mealde birçok ayet farklı bir şekilde yorumlanmaya çalışılmıştır. Bunun nedeni meali yapan insanın o ayeti anlamlandırmaya çalışırken kendi anlayışına göre bir sonuç çıkartma gayretidir. Farklı meallerde farklı çeviriler bulmaya çalışmak bir anlam taşımaz. Çünkü meal o kişinin anlayışının bir sonucudur. Ayetler üzerine yapılan zorlama yorumların, spekülasyondan öteye bir anlamı yoktur. Bilimsel gerçeklerin ortaya çıkmasıyla geçmişte yapılan yorumlar terk edilip, Ne hikmetse (Eskiden anlıyamadıkları) yüzyıllardır farklı anlamlar ifade eden ayetlere, Yeni zorlama yorumlarla yeni ve farklı anlamlar kazandırılmaya çalışılmaktadır… *** Yukarıda yaptığımız tespit üzerine “Kuran da evrenin genişlemesi” iddiasını ele alırsak; Gerçeklerin ve zorlama yorumların daha iyi farkına varabiliriz… Örneğin… .(Elmalı’ nın yorumu): 51:47- “Biz göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz biz, çok genişlik ve kudret sahibiyiz” Ve (Y.N. Öztürk’ün yorumu)…51:47- “Göğe gelince onu biz ellerimizle kurduk, hiç kuşkusuz biz genişleticileriz” … Bu ikisi gibi birçok mealin ifadelerini buraya sıralayabiliriz… Göreceğiz ki… aynı ayet için değişen zamanlarda yapılan yorumlar farklılıklar göstermektedir.. *** Bilimsel bir teoriye göre “evrenin genişlemesi” konusu gündeme gelmeden önce Adı geçen ayetin bütün çevirilerine baktığımızda hepsinin “geniş kudret sahibiyiz” şeklinde çevrildiğini görüyoruz.. Ama ne zaman bu konu gündeme gelmeye başladı (!)… Esnek Arap dilinin olanakları kullanılarak ilgili ayet “biz evreni genişletmekteyiz” şekline dönüştürüldü (!)… Sonuç olarak; Kuran’daki ilgili ayetin orijinal Arapça ifadesi zorlama yöntemlerle “evreni genişletiyoruz” şeklinde saptırılsa bile Kuran’ın orijinal bir düşünce getirdiği söylenemez… Bu ayetin bilimsel olarak kesinlikle “evrenin genişlediğinden” söz ettiği %100 iddia edilemez… İlgili ayet ile evrenin bilimsel olarak genişlemesi arasında bir bağ kurmak son derece güçtür… *tna
  21. Ne de güzel ifade etmişsin değerli arkadaşım... Benim de düşünce ve duygularıma tercüman olduğun için teşekkür ediyorum sana... İnsan sevgisine dair...Kardeşce yaşamaya dair... yada İnsana dair... herhangi bir şeyin milliyeti olur mu? Sevgiyi çıkarsız yüreğinde taşıyanlar için olmuyor ama... Oluyor işte be 'BrainSlapper' (!)...Olması için bazılarımız çaba harcıyabiliyor... *tna
  22. Sizinle yukarıda ki ifadeler bağlamında aynı görüşteyim... Bence bilim ilgi alanına giren herşeyi açıklar... Dinleri, söylemlerini ve buna bağlı olarak insanların inanç kavramlarını soyut anlamda ele alırsak... Bilimin ilgi alanı dışında kalacaktır..Ve bilimin böyle bir çabası olamaz... Ama kişilerin inançlarını düşünsel ve sosyal anlamda davranışlar olarak ele alırsak bilim bununla ilgilenir... Ve bu inançlara bağlı davranışlarının nedenlerini açıklar... Sosyologlar ve psikologlar bu anlamda bir çok yakalaşım,davranış ve ifadelerin yanıtlarını arar ve anlamlandırırlar... Bir gerçek var ki o da insan baktığı şeye ne görmek istiyorsa öyle anlam katıyor... Sertlik anlamında dikkatli olmama, bu yazıyı yazarkende önceden tekrar tekrar gözden geçirmeme karşın ... Belirttiğiniz anlamda bir eksiklik görmemiş olmalıyım ki...Yazıyı bu şekilde gönderdim... Siz bunu belirttikten, uyarınızdan sonra yazımı bir kez daha gözden geçirdim... Ama dedim ya insan hangi düşüncelerle yazdıysa onu görüyor tekrar.. Çünkü kızgınlıkla yada birilerine kızmak yada kırmak amacıyla yazmadığım için bana yinede masum, sert değil ama kesin ifadelerle görüşleri belirten bir yazı olarak göründü... Gerçek olan şu ki, gerek Sedat, gerekse frozen, forumda duruşları ve usluplarıyla her zaman örnek olmuş arkadaşlarımız.. Onları kırmak, onlara kızmak ve kötü bir davranışla üzmek istemem...Aklımdan bile geçiremem... Bunu yapmıyacağımı onlarda bilirler... Frozenle değil ama Sedatla farklı görüşlerimiz açısından çok kez karşılıklı yazıştık... Birbirimize hiç katılmadığımız noktalarda bile sert olmak bir yana yıpratıcı bile olmamaya dikkat ettik... o nedenle ben her ne kadar sertlik anlamında bu amaçlı bir düşünceyle yazmamış olsamda... Böyle anlaşılmaması için böyle bir amacım olmadığını belirtmek istedim... Böyle anlaşılmasının önüne geçmesi açısından uyarınız için teşekkür ederim... *tna
  23. İkinizide anlamakta zorluk çekiyorum... Biriniz somut örnek ("nörolojiden yada psikolojiden falan bilgiler ") vermekten söz edip, Metafizik düşüncenin yarattığı kafasındaki soyut kavramları bilime ispatlatmaya çalışıyor... Diğeriniz bu ifadelerin önünü arkasını düşünmeden sırf yakın algılamalara sahip olduğu için çiçek uzatmaya çalışıyorsunuz... Sanki nörolog ve psikologlar (metafizik ve) ruh denen soyut kavramlarla uğraşırlarmış gibi... Onları ruh bilimci yerine koyarak üstelik... Dinsel algılama ve öğretilerin etkisiyle akılı ruha endeksleyip, akıl hastalıklarını, halk arasındaki ruh hastası ifadesiyle birleştirip... "bilimsel olarak somut kanıt budur.." diyerek konuyu bağlmak istiyorsunuz... Peki gerçek... gerçekten bu mudur.? Gerçekleri doğru algılamak için tarafsız, -doğruları, gerçekleri öğrenme hakkımıza kendimiz için saygı duyarak-... Ön kabül ve dogmalarımızdan arınarak yanıtlar aramak ve tek bir kaynakla yetinmeden araştırmamız gerekirken... Ne yazık ki (!) ...Ön kabullerimiz dinsel inançlarımız... Kaynaklarımız ise dogmalarımızı desteklediği için sadece HY siteleri olursa .. Düşüncelerimizde ulaşacağımız nokta...Hem de bilimsel olduğunu da kabul ederek... "Özetle akıl ruhtadır.." gibi varsayımlar olacaktır... Siz özetle diyerek düşüncenizde varsayımlara dayalı soyut kavramlara ulaştığınızda da "Somut örnek", "İşte ispatı budur" gibi laflar etme hakkınız olamaz... Çünkü öne sürdükleriniz gerçekliği kanıtlanamamış varsayımlardır... somut değil soyut kavramlardır... Eh.. Siz yinede bu hakkı kendinizde görürseniz ... Siz kendinizi her seferinde haklı ve bir bilen olarak görüp kabul edebilirsiniz ama yalnızca varsayımlar üretip, gerçeklerin yanına bile uğramaktan uzak kalırsınız... Çünkü sizin doğrularınız her zaman sizin inaçlarınızdır... Yaşamın doğal ve bilimsel gerçekleri farklı da olsa… Siz ön kabullerle yola çıktığınız için düşüncelerinizi bilimle desteklemeye çalışıp… Ulaştığınız kavram karışıklıklarını doğru kabul etmeniz yalnızca sizin varsayımlarınız olur… Dinsel ön görülerinizle "Akıl ruhtadır" varsayımını öne sürüp Ardından da kalkıp somut örnek istiyorsunuz… Bunu isterken hiçbir somut örnek verme sorumluluğu ve kaygısı duymadan… Soyut kavramları (bu budur! Diye) dayatmaya kalkıyorsunuz.? Bilimsel dayanaklar arıyorsunuz da “Akıl ve düşünce neyin sayesinde var olur?” Diye sordunuz mu kendinize ?... Yada sordunuz da “akıl ruhtadır..” Sonucuna mı ulaştınız… O zaman yöntemlerinizi ve bakış açınızı tekrar gözden geçirmeniz gerekir… İnsan; gözleri sayesinde görür, gözleri olmadan göremez... Kulakları sayesinde duyar, kulakları olmadan duyamaz... Burnu sayesinde koku alır, burnu olmadan koklayamaz... Dili sayesinde tad alır, dili olmadan tad alamaz... Yukarıdaki anlamlandırmalar, soyut, metafizik kavramlar değil… Yapısı ve işleyişini her gün sınadığımız somut örneklerdir… “Akıl ruhtadır” diyen bir varsayım değildir… İnsan "beyni" sayesinde düşünür ve akıl sahibi olur, beyni olmadan düşünemez! Beynin yapısı ve işleyişi, bilim için bir "sır" olmaktan çıktığı her dakika, Metafizik varlıkların yokluğu daha da fazla kuşku götürmez bir gerçek olmaktadır. Peki, akıl ve zekâ sahibi oldukları iddia edilen bu metafizik varlıklar, Örneğin “Ruh”, "beyin" denen organa yada bu organın yerine geçecek başka biyolojik yapılanmalara sahip midirler? *tna
  24. Aslında belki de "Deniz Baykal Cumhurbaşkanlığı konusunda ne yapıyor" diye sormak gerekirdi; çünkü CHP'de parti içi demokrasinin zavallı hali malum. Soruyu nasıl sorarsanız sorun, yanıt "Fazla bir şey yapmıyor" olacaktır. Cumhurbaşkanlığı konusunda TÜSİAD'ın ne diyeceğini soran ve bekleyen Baykal, bu tavrı ile zaten CHP'nin bu konuda herhangi bir belirleyici tutumu olamayacağını açıkça ortaya koymuştur. Aslında AKP'nin TBMM'de sahip olduğu üçte ikiye yakın çoğunluk düşünüldüğünde, CHP'den fazla bir şey istemek de çok gerçekçi değildir. Ama yine de kamuoyu, CHP'den daha kararlı ve daha enerjik bir tutum beklemekte, bunu göremeyince de düş kırıklığına uğramaktadır. *tna

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.