Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

sardunyam

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. Avrupa'da ki faşizm hiç bir zaman yok olmadı ki, sadece kısmen bastırılmıştır... İtalya'da camilerden halılar toplatılmakta, namaz yasağı getirilmekte, yabancı lokantalar kapatılmakta, bütün bunlar İtalyan Milliyetçiliği adına yapılıyor... Haçlı zihniyeti hala devam ediyor, bakmayın siz hümanist göründüklerine ellerine fırsat geçmeye görsün...
  2. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Başbakan ileri derecede epilepsi hastasıymış hani al ananı git, askerlik yan gelip yatma yeri değildir, araba içinde baygınlık geçirdiği anlar ilaçlarının tesirinin geçtiği anlarmış...! Hani bilirsiniz epilepside bir sinir hastalığı, esasen öyle ise bu hastalığa sahip birinin memurluk yapması bile mümkün değil! Zaten başbakanda kendi özel doktorundan başka bir doktora görünmüyormuş! siyasi görüşlerimizden kurtulamazsak bazı arkadaşlarımız gibi yanlı açıklamalar ve hayranlık nidalarından öteye geçemeyiz... Siyasette bir kura vardır, bir siyasinin en önemli özelliği mikrafon elindeyken ve kürsüdeyken meydan okuması ancak kapalı kapılar ardında türlü fekalarlıklar etmesidir... bu siyasiyi gayet iyi tanıyorsunuz one minute... Ayrıca Peres'in fedakalarlığı, R.T. Erdoğan'ın İsrail'in projeleri için gösterdiği fedakarlığın yanında sıfırdır... Ne oldu yani, ne değişti, Peres, Türkiye'ye ve başbakana küstümü? Yani birine hayran olabilirsinizde bunun gözlerinizi kapatmasına izin vermeyin yoksa gerçekleri göremez süreli hayal kurarsunuz...
  3. Gerçekten çok ilginç... Türkiye Türklerindir, bunu anlamak çok mu zor? Ya da araştırıp bulmak? Bu sözün Atatürk'e ait olmadığını mı savunuyorsunuz?
  4. Derin devletin tek amacı vardır Sevgili okurlar; bugün geçtiğimiz haftanın değerlendirmesini yaparken hayli iddialı bir analizi sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizlere belge veya kanıta dayanmasa da 30 yılı aşkın meslek hayatımda edindiğim bilgi ve deneyimlerden yararlanarak derin devleti anlatmak istiyorum. Yılların gözlemi Meslek hayatım boyunca pek çok cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, siyasetçi, yüksek bürokrat, silahlı kuvvetler mensubu, iş adamı, aydın, akademisyen ve araştırmacı ile tanıştım, konuştum. Bu kişilerdan kimi yazılmak kimi de yazılmamak kaydıyla pek çok bilgi aldım, birçok konuşmaya tanık oldum. Gerçek derin devlet Bütün bu gözlem ve deneyimlerden sonra şunu açıkça söyleyeyim ki, Türkiye’de derin devlet var. Üstelik çok güçlü. Ama bugünlerde konuşulduğu gibi bunun kökeni Gladyo veya kontrgerilla olmadığı gibi uzantısı da Ergenekon değil. Bunlar ancak derin devletin araçları veya taşeronları olabilir. Bu derin devlet Cumhuriyet kurulduğundan beri yaşıyor. Ve bu büyük gücün tek bir amacı var. Laik cumhuriyet Sevgili okurlar, derin devletin tek amacı “Laik cumhuriyeti ne pahasına olursa olsun korumaktır.” Bu derin devlet laik cumhuriyet tehlikeye girmedikçe müdahaleci olmaz. İktidara sağ gelmiş sol gelmiş fark etmez. Derin devletin başı, bir numarası yoktur. Çünkü bu organizasyonu olan bir örgüt değil bir “temel felsefedir, düşünce yapısıdır.” Nasıl oluştu Derin devletin temelleri Cumhuriyet kadrolarının kurulmasıyla atılmıştır. Bu kadrolar, birbirleriyle organik bağ içinde olmasalar bile “temel felsefe” etrafında birleşmişlerdir. Laik cumhuriyet bir tehlikeyle karşılaştığında kendiliğinden devreye girer. Doğal olarak derin devleti oluşturan kadrolar, cumhuriyet ilke ve devrimleri doğrultusunda kurulmuş olan devlet yapısının en önemli makamlarını işgal ederler. Sivil yaşamın önde gelen kurum ve kişileri de bu yapının içindedir. Kontrgerilla ve Gladyo Tabii akla hemen “Kontrgerilla neydi, Gladyo nedir, Avrupa’da bitirildi ama bizde hâlâ çözülemedi” türünden sorular geliyor. Bana göre bunların hepsi hayal mahsülü. Gladyo, Türkiye’de çözülememiş değildir. Özellikle örnek gösterilen İtalya Gladyo’yu değil, ardından oluşan aşırı sağcı çeteleri çökertmiştir. Kontrgerilla askeridir NATO’nun Gladyo yapılanması ya da Türkiye’de bilinen adıyla kontrgerilla bir derin devlet değil, askeri bir yapılanmadır. Eylem ve yöntemleri dönemine göre sivil iktidarlarla paylaşılmıştır. Bağlı olduğu merkez NATO’dur. Sovyet tehdidinin sona ermesinden sonra bu yapılanma her ülkenin kendi koşullarına göre devam etmiştir. Terörle mücadele eden Türkiye’deki bu yapılanma Özel Harp Dairesi adı altında hâlen yaşamaktadır. Derin devlette yer almak Derin yapının temel amacı laik cumhuriyeti korumak olduğu için gerektiğinde kullanılacak kurum ve kadrolar konusundaki bilgileri hükümetlerle paylaşmak konusunda son derece cimri davranır. Son 50 yıldır derin devletin tüm bilgilerine sahip olan bir siyasi iktidar olduğunu hiç sanmıyorum. Bazıları çözdü Siyasi iktidar sahiplerinden bazıları derin devlet yapılanmasını büyük ölçüde çözmeyi başardı. Örneğin, Süleyman Demirel’in bu konudaki en bilgili kişi olduğunu sanıyorum. Ecevit 1973’te beklenmedik bir seçim başarısı kazanınca bazı bilgiler kendisiyle paylaşıldı ve Ecevit sessiz kalmayı tercih etti. Özal, yaşadığı bir suikast girişimi sonucu yapılanmanın yıkılamayacağını anladığı için müthiş bir uyum sağladı ve hiçbir sorun yaşamadı. Erbakan ise boyun eğdi. AKP başta çok korktu Erbakan’ın öğrencileri 2002’de seçim zaferi kazandıklarında en büyük korkuları derin devletin altında kalmaktı. Ancak laik cumhuriyeti tehlikeye atmadıkça kendilerine ses edilmeyeceğini biliyorlardı. Bu nedenle AKP işe AB gibi çağdaş bir projeyi esas alarak ve dönemin ekonomik kurallarına pek dokunmadan başladı. Liberal çevrelerin de desteği ile iktidarın keyfini sürmeye başladı. Yeni derin devlet Ancak sevgili okurlar; AKP ne kadar rahat olsa da derin devletin ensesinde olduğu korkusunu üzerinden atamadı. Buna karşın rahat geçen süre içinde devletin pek çok kurumuna egemen olmaları da “kendi derin devletini kurma” fikrini ortaya çıkardı. AKP “Yıllardır bana kök söktürdüler, şimdi güç bende, o halde derin devleti de ben yönetirim” düşüncesine kapıldı. Fethullah Gülen devrede Derin devleti sadece istihbarat ve gizli operasyonlar olarak algılayan AKP’ye ilk destek Fethullah Gülen cemaatinden geldi. Eğitimde hayli etkili hale gelen bu tarikatın at oynatabildiği polis teşkilatı yeni derin devletin üssü haline getirildi. Cemaatin yetiştirdiği polisler hızla etkili görevlere getirildi, yeni kadroların neredeyse tamamı bu kesimden seçilmeye başlandı. İstihbarat keyfi Polis teşkilatındaki bu egemenlik çok hızlı bir istihbarat akışı sağladı. İktidar o güne kadar bilmediği ya da şüphelendiği pek çok konuda bilgi sahibi olmaya başladı. Zaman zaman bu bilgilerin kullanılmasının getirdiği korkuya dayanan güç iktidara ayrı bir keyif verdi. Ardından yargı içindeki operasyon başlatıldı, hâkim ve savcılar arasına yıllar öncesinden sızdırılan cemaat üyeleri aktif görevlere getirildi. 367 şoku Anladığım kadarıyla iktidarın gerçek derin devletle yüz yüze gelmesi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşandı. İktidar hiç beklemediği bir engelle karşılaştı. 367 şoku yaşanırken, bunun aslında laik cumhuriyetin korunması için atılmış bir adım ve laik cumhuriyetin kendini koruma refleksi olduğu fark edildi. İktidar derin devlete hâkim olduğunu zannederken, aslında yolun başında bile olmadığının ayırdına vardı. Bilgi talebi İşte o andan itibaren iktidar gerçek derin devletle baş etmenin güçlüğünü gördü. Oysa idari erk elindeydi ve bununla da pek çok iş yapılabilirdi. İktidar sağladığı büyük istihbarat ve operasyon yapabilme yetisine güvenerek derin devletin önceki iktidarlarla da tamamını paylaşmadığı bilgilere ulaşmayı, sistemi çözmeyi kendine hedef seçti. İstediğini alamıyor Derin devletin ölçülerini ve ulaştığı tüm yerleri çözemeyen iktidar, elindeki kendine göre kurduğu derin devlet aracılığı ile bilgi paylaşımı için baskıyı artırdı. Ama bu talep yerine gelmedi. Derin devlet direniyor ve ne yapılanması ne de muhtemel gücü konusunda gerçek bilgiyi aktarmıyordu. İktidar kendi derin devletinin çok güçlü olduğunu hissediyor ama, karşı gücün boyutu bilinmediğinden korku ve kuşkunun bitmesini de sağlayamıyordu. Bilek güreşi Yüzde 47 gibi 40 yıldır görülmemiş bir seçmen desteği ile adeta güç zehirlenmesine uğrayan iktidar, bütün çabasına rağmen derin devletin sırlarını çözemeyeceğini anlayınca, potansiyel olarak derin devlet yapılanması içinde olduğunu tahmin ettiği kişilerin üzerine gitmeye başladı. Ergenekon adı verilen ve önce bir çete operasyonu olarak başlatılan dava böyle hayata geçti. Yapılan nedir? Derin devletin kodlarını ele geçiremeyen iktidar, medya gücünü de kullanarak geçmişte derin devletin araçları ya da taşeronlarının kullanıldığı operasyonlarla, aslında derin devletle hiçbir ilgisi olmayan çetelerin yaptığı tüm eylemleri tek çatı altında toplamaya ve hepsi arasında bir organik bağ kurmaya çalışıyor. Yoğun propaganda baskısı ile pek çok kişinin kuşkuyla baktığı tüm olayları sanki bir örgütlenme şeması varmış gibi sunarak bir psikolojik harp yürütüyor. Sonuç alınamaz Sevgili okurlar, iktidar tek tek insanların üzerine giderek ve bir korku iklimi yaratarak “devrilme” paranoyasını üzerinden atmak istiyor. Peki bundan bir sonuç alır mı? Alacağını sanmıyorum. Çünkü AKP ve liberal yandaşları istedikleri kadar “demokrasi, hukuk” gibi asla inanmadıkları ama sihirli değnek gibi kullandıkları kavramlarla yaygara koparsınlar, laik cumhuriyeti yıkacak güce erişemeyecekler. Bundan sonra ne olur? Başka ayrıntılarını önümüzdeki günlerde de yeri geldikçe sizlerle paylaşırım, ama bundan sonra ne olur sorusuna kendi yorumumu çok kısa aktarayım. Ergenekon olayı bugünkü iktidarın derin devleti çözmek ve tüm bilgilerini ele geçirme savaşıdır. Bunu başarması çok zor. Bu nedenle iktidar kendi yarattığı Ergenekon’un altında kalır. Hepinize iyi haftalar dilerim. Can Ataklı Bence süper bir özettir... Beğenen alır beğenmeyen almaz!
  5. sardunyam şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Erdoğan'ın tanımam dediği Tosun bulundu ... Gemiciklerden sonra şimdi de Pırlantacıklar, Madencikler ortaya çıktı .. *** Ekrem Tosun kim?? sorusunun cevabı dün yanıtını buldu. CHP?li Kılıçdaroğlu?nun ısrarla sorduğu, Başbakan Erdoğan?ın ise ?tanımıyorum? dediği Tosun, Başbakan?ın oğlu Bilal Erdoğan ve diğer oğlu Burak Erdoğan?ın eşi Sema Erdoğan?ın şirketinin temsilcisi çıktı. Şirketin diğer ortakları ise Atasay Kuyumculuk?un sahibi Cihan Kamer, eşi Çiğdem Kamer ve çocukları... (...) İstanbul Ticaret Odası sicil kayıtlarına göre, 1995 yılında kurulan Atagold Kuyumculuk Tic.A.Ş?nin yüzde 50?si Cihan, Çiğdem, Atasay ve Simay Kamer?e ait. Diğer yüzde 50 hisse ise Başbakan?ın oğlu Bilal Erdoğan ile Burak Erdoğan?ın eşi Sema Erdoğan arasında eşit oranda paylaşıldı. Şirketin hisselerine 2006 yılında sahip olan Erdoğanlar, yıllık olağan Genel Kurulu toplantılarına katılmadı. 2006 ve 2007 yıllarındaki Genel Kurul?larda Erdoğan çiftini, Ekrem Tosun temsil ederek kararlara imza attı. Erdoğan çiftini 15 Eylül 2008 tarihinde yapılan 2008 yılı Genel Kurulu?nda da yine Ekrem Tosun temsil etti. (...) -http://www.gercekgundem.com/?p=174061- *** (...) Tosun, Konya?da gıda kontrolörüyken 2006 yılında Enerji Bakanlığı tarafından Maden Teknik Arama 10. Bölge Müdürlüğü görevine atandı. Diyarbakır, Batman, Bingöl, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak illerindeki bütün maden araştırmaları Tosun?a bağlı idi. Yine iddiaya göre, Maden İşleri Genel Müdürlüğü?nde çalışan ve Tosun?un mesai arkadaşı olan mühendis Erkan G.?nin eşi, Yerküre adlı bir madencilik şirketi kurdu. Bu şirket çok düşük fiyatlarla bölgede çok sayıda maden imtiyazı devraldı ve bunları İhlas Holding?e yüksek bedellerle devretti. Bu satışlarda her maden sahasının değeri 40 bin TL olarak kayıtlara geçti. Fakat satılan maden sahalarının her birinin değeri milyon dolarlarla ölçülürken İhlas Holding 54 maden sahası için Yerküre?ye toplam 2,5 milyon TL ödedi. (...) -http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_...hp?hityaz=7082-
  6. Deveye sormuşlar boynun neden eğri, nerem doğru ki demiş... O hesap, Akp gibi mazisi karanlık ve kirli, Amerikan menşeeli, Bop eşbaşkanlı, müslüman olup yahudi adetleri ile yaşayanların döneminde bir derin devlet çökertiliyor! Elinin kiri ile temiz devlet peşindeler öyle mi? Buna kim inanır? Diyelim ki gerçekten derin devleti çözdüler, şuan Ergenekon davasından tutuklu bulunan ya da tutuksuz yargılananların içlerine bazı çürük elmalar yerleştirilmiş olsada, (öeneğin İbrahim Şahin) geri kalanlara bakıyoruz, pkk ile mücadele etmiş gaziler, paşalar, profesörler, gazeteciler, aydınlar, hukukçular, dernek başkanları... Ve hayatları boyunca hiç bir adli suça adları karışmamış bir sürü insan tek ortak yanları Atatürkçü oluşları ve ulus devletten yana olmaları... Bunlar mı derin devlet? Öyle ise ben bu derin devletten yanayım arkadaş!
  7. Gördüğünüz herşeye inanmayın, Yanıltılıyor olabilirsiniz! Bulunan silahlar, işlenen faili meçhul cinayetler ? Kim işledi bunları, Hurşit Tolon mu, Şener Eruygur mu, Tuncay Özkan mı, ya da cezaevinde göz göre göre ölüme terkedilen bilim adamlarımız mı? Bu Ergenekon senaryosu ile dinci derin devlet kendi yapılanmasını oluşturmak için Akp karşıtı bütün Cumhuriyetçileri zan altında bırakmaktadır, Türkiye ile rejim meselesi olanlar kendi kirli elleri ile işledikleri cinayetleri Ulusalcıların üzerine yıkma çabasındalar, onların şakşakçılarıda bunu desteklemekte ancak birgün mutlaka karanlıklar aydınlanacaktır... Pkk'yı çözemeyen (çözmeyen) devlet uydurma bir terör örgütü yaratmış göya onu çözmüştür... Fakat inandırıcılığı yoktur, inananları ise zaten aynı şeyin peşinde... Yani Cumhuriyetin... sayın dünyahepimizin, söylediklerimi anlamak o kadar zor mu? Mustafa Kemal'in ne dediği ne için dediği ortada ve bulunup okunması o kadar zor değil, birazcık gayret yeter... Türkiye Türklerindir, bu hoşunuza gitmiyor mu, ne denmesini isterdiniz?
  8. sardunyam şurada yorum gönderdi sardunyam'nın blog başlığı içinde sardunyam's Blog
    zaman herşeyin aynasıdır sayın mavi olmayan gökyüzü fakat aynaya bakmak cesaret ister!
  9. sardunyam şurada yorum gönderdi deniz_kizi'nın blog başlığı içinde deniz_kizi's Blog
    ne güzel sayfanvarmış senin böyle kıskandııııııııım ben kıskanç soğuk ve hayalperest bir kadınım hatta çokta cadıyım biliyon )) bende hayatındaki iki özel kadına buradan sevgilerimi gönderiyorum canım
  10. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Peres'e kızdı ama nedense hala İsrail savaş uçakları Konya'da talimat yapıyor!!! Peres'e kızması ve onları söylemesi içinmi bu toplantıyı organize etti, o yüzden mi Davos bitmiştir benim için, küstüm bir daha gelmem buraya diyerek bir çocuk gibi davranmıştır, yoksa bütün bunlar bir senaryomudur? Davos'a kendisini davet ettiren başbakanın kendisidir, o toplantıyı isteyende kendisidir, özel uçağı hazır olarak bekleyende kendisidir... yani herşey programlanmıştır... Yani şimdi ne değişti, İsrail'e gereken ders verildi mi, hayır sadece şov yaptılar onada isteyen inandı!
  11. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Akp, bu seçimdende birinci parti olarak çıkacaktır, buna eminim çok çalışıyorlar çoook... Halkın önceliği ve özelliği değişmedikçe bunlar daha çok seçimi önde götürürler, ne derler bilirsiniz, halklar layık oldukları şekilde yönetilirmiş, demek ki toplum yalancı, riyakar, üçkağıtçı, köşedönücü, fakat namazında niyazında insanlarla doldu ve önemli olanda namaz niyaz... Oldu...
  12. Evet, Ali Poyrazoğlu'nu izledim az evvel televizyonda çok güzel bir şey söyledi, bir ülkede halkın hangi bilinç seviyesinde olduğunu anlamak için çoğunluğun izlediği ve izlemediği programlara bakmak yeterli... Evet çok doğru... Dosyaları sıkıştırmakla ilgilenip içeriğine bakmayı akıl edemeyen insanların öncelikleri başka şeylerdir... Tahmin edersiniz... Pırlanta temel ihtiyaç malzemesi ve n gariptir ki başbakanımızın oğlununda bir altın firması ile ortaklığı söz konusu... Ama ne önemi var, bizde hiç bir şeyi beğenmiyoruz, adam Davos'ta Peres'e ne biçim laf soktu,, değil mi ama... Saygılar
  13. Akp'nin kimleri partisinden istifaya zorladğını ya da ishraç ettiğine bakalım ve partisinde yolsuzluğa adı karıştığı halde hakkında bir sürü suç duyurusu bulunduğu halde görmezden gelinen, gizlenen ve sümen altı edilen kimler var bakalım? Ali Müfit Gürtuna, Akp'nin politikalarına ayak uyduramamış Melih Gökçek gibi olamamıştır, İstanbul'da yapılan yolsuzluklara göz yummadığı içinde partisinden uzaklaştırılmıştır... Dün akşam bir haber kanalında vatandaşlar tartışıyor biri diyor ki, Kemal Kılıçdaroğlu daha İstanbul'un semtlerini bile bilmiyor, diğeri diyor ki Kadir Topbaş'ın ve R.Tayyip Erdoğan'ın yolsuzlukları artık ayyuka çıkmıştır... Oğluna o gemiyi nasıl aldı diyorlar, adam başbakanın oğlu elbette gemi alacak diyor, Kemal Kılıçdaroğlu'nun kabahati ise daha büyük Tarlabaşı'na, Tarlatepe demiş... İşte küçük bir ayrıntı fakat algıda seçicilikte büyük farkın göstergesi... Yolsuzluk ve ihanet görmezden gelinebiliyor, kelime hatalarını ise affetmiyorlar... !
  14. sardunyam şurada bir blog başlığı gönderdi: sardunyam's Blog
    "Türkiye'deki icraatlarının unutulmaması ve bakar körlerin gak guk etmemesi için Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP'nin Türk siyaset tarihindeki bazı ilklerini hatırlatmakta yarar görüyorum. 1- İlk defa bir Başbakan " Tezkere geçmezse memura maaş ödeyemeyiz" dedi 2- İlk defa ekonomi büyürken işsizlik arttı 3- İlk defa cari açık verilirken döviz kuru arttı. 4- İlk defa bir Başbakan zam isteyen memura "İMF'yi ikna edin" dedi. 5- İlk kez ithalat 100 milyar doları aştı 6- İlk kez cari açığın üstünde borçlanma yapıldı 7- İlk kez Yunan kilise bankası Türkiye'de banka satın aldı. 8- İlk defa domuz, kesimlik hayvanlar arasına alındı 9- İlk defa düşük faizli dış borç yüksek faizli iç borç ile ödendi 10- İlk defa bir Başbakan ve Dışişleri Bakanı, islamiyeti yok etmeye yemin eden bir Papa'nın heykeli önünde fotoğraf çektirdi. 11- İlk defa bir Başbakan " Toprak satılıyorsa alıp götürmüyorlar ya" dedi. 12- İlk defa bir cami kiliseye çevrildi. 13- İlk defa kilise ve havralar imar planında yer aldı. 14- İlk defa bir Başbakan Yahudi düşünce kuruluşundan " Üstün Cesaret Ödülü" aldı. 15- İlk defa Türk askerinin başına ABD güçlerince çuval geçirildi. 16- İlk defa bir Başbakan " bir dönem dini kullandık" dedi. 17- İlk defa petrol kanunu ile yabancılara 50 yıllık imtiyaz verildi. 18- İlk defa yabancı rantiyecilere vergi muafiyeti tanındı. 19- İlk defa iletişim sektörünün tamamı yabancıların eline geçti. 20- İlk defa tezkere ret edilmesine rağmen Dış İşleri Bakanlığı genelgesi ile silahlar Türkiye üzerinden geçti. 21- İlk defa bir Başbakan İslam dünyasının sınırlarını değiştirecek BOP'un eş başkanı oldu. 22- İlk defa bir Başbakan Müslüman topraklarını işgal eden ABD askerlerininevlerine sağ salim dönmeleri için dua ettiğini açıkladı. 23- İlk kez İsrailli bir işadamına çok gizli bir şekilde 800 milyon dolar kaynak aktarıldı. 24- İlk defa bir Başbakan yapılan ihalede önce uçak istedi ama sonra Mercedes'e razı oldu. 25- İlk defa fındık üreticileri en büyük mitingi yaptı. 26- İlk defa bir Başbakan Türkiye'yi pazarladığını açıkça itiraf etti. 27- İlk defa tarımsal üretimde dış ticaret açığı ortaya çıktı. 28- İlk defa bir Başbakan çiftçilere " Gözünü toprak doyursun" dedi. 29- İlk defa kap kaç diye bir sektör ortaya çıktı. 30- İlk defa zina suç olmaktan çıktı. 31- İlk defa bir Başbakan en fazla yurt dışı gezisi yaptı. 32- İlk defa bir Başbakan " Borç yiğidin kamçısıdır" diyerek borçlanmayı bir başarı olarak gösterdi. 33- İlk defa enflasyon % 10 artarken pancar fiyatları 99 kuruştan 88 kuruşa indi. 34- İlk defa çiftçi ve emekliden vergi alınması sözü verildi. 35- İlk defa bir Başbakan Danışmanı Amerikalılara Başbakan için "Bu adamı kullanın, onu rogara süpürmeyin " dedi. 36- İlk defa GSMH artarken KDV tahsilatı yerinde saydı. 37- İlk defa bir Başbakan TMSF katkısıyla bu kadar çok TV ve gazete yönlendirdi. 38- İlk defa Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı misafir olarak gelen bir kralın ayağına gitti.Hem de 10 Kasım günü... 39- "İLK DEFA BİR BAŞBAKAN ÇİFTÇİYE "ANANIDA AL GİT" DEDİ... 40- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN ŞEHİD ZİYARETTİNDE "ASKERLİK YAN GELİP YATMA YERİ DEĞİLDİR"DEDİ 41- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN 300 M LİK GEMİYE GEMİCİK DEDİ. 42- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN ..... GAZETELERİNİ OKUMAYIN TELEVİZYONLARINI AÇMAYIN DEDİ. 43- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNEN İNSANLARI DİNSİZLİKLE SUÇLADI. 44- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN İÇİN CUMHURİYET MİTİNGLERİ YAPILDI. 45- İLK DEFA BİR HALK KENDİ LAİKLİĞİNDEN VE ÖZGÜRLÜĞÜNDEN OLMAKTAN KORKTU...
  15. Saldırı benden sana gelirse protesto, ama senden bana gelirse terör olmuyor değil mi Rua? Terör kime karşı ve neye karşı yapılıyor olursa olsun bir suçtur, bir cana kast eden suçludur, demek ki söylem ile eylem bir olmadıkça işin içinde samimiyetsizlik aramak farzdır...
  16. Çünkü Avrupa engizisyon mahkelerinde çok acı çekti, ortaçağı yaşadı, çünkü onlar bugün İran ve Afgan halklarının yaşadığı gibi din ile yönetilen halkların acılarını iyi biliyorlar... O yüzden dini devlet işlerinden ayırmanın hayati önem taşıdığınını farkındalar ve inançlarını kendi içlerine yaşıyorlar... Misyonerlik yapanlarıda var mutlaka ama sivil halklar için din baskı aracı olmamalı ve buna herkes karşı çıkmalıdır... Yani siz müslümansınız diye başka bir müslümanın dini propagandasına maruz bırakılmamalısınız sonuçta inançlar kişilere özgüdür...
  17. Katili kahraman göstermeye çalışan DTP'li belediye başkanı ve partilileri kastetmiştim, siz ne zannettiniz?
  18. Sosyal Devletin gereği elbette devlet halkının ihtiyaçlarını giderecek ancak yöntem bu olmamalı... Özellikle seçim dönemlerinde değil her dönem yardımlar yapılmalı ancak böyle rencide ederek değil, bir beklenti ile değil, size çok basit bir örnek vermek istiyorum Akp'nin her türlü yardımı reklam malzemesi olarak yaptığının enaçık kanıtı... Filistin için Kızılay aracılığı ile yardım toplanıyor, kısa mesaj ile de yardımda bulunabiliyorsunuz, başbakanlık idareside işin içinde, yani devletin kurumları resmen yardım topluyor ve bunu afişe ederek halka duyuruyor, ancak afişlerde bir detay var çok önemli, Filistin için destek olunmasını isteyen Kızılay, başbakanlık idaresi yanında afişlerin sağ ve sol yanına Akp'nin amblemi eklenmiş, bunu İstanbul'un hemen her üst geçidinde, her caddesinde görebilirsiniz... Eğer bu bir devlet yardımı ise iktidar partisi orada neden kendi reklamını yapıyor? Başbakan'ın hangi partiden olduğunu bilmeyen bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı var mı? Siyasi rant peşinde değiller ise, devlet yönetiminde bulunan bu parti neden reklam yapma gereği duyuyor? Burada vurgulanmak istenen şu mudur? "Devleti biz yönettiğimiz için yardım topluyoruz!"
  19. Değerli arkadaşım, Hayatın boyunca okullarda da dahil olmak üzere hiç mi Atatürk'ün bu konu ile alakalı sözlerini okumadın ya da duymadın? Google de arama yaparsan kolaylıkla bulabilirsin... Fakat ben sana başka birşey söylemek istiyorum, Senin gibi düşünen insanların genellikle savundukları bir iki cümle var ancak bunların gerçeklikle yakından uzaktan alakası yok, mesela Ulus Devlet bilincinin artık tarihe karıştığı söylemi ve Osmanlı Devleti halkının milleyetçi değil, ümmetçi olduğu yanılgısı... 21. YY.da dünyada Ulus Devlet olmayan pek az ülke kalmıştır... Ve bu ulus devletlerin her birinde ulusu oluşturan milletletinin çeşitli etnik yapıları vardır, ancak bu bizdeki gibi bir kagva meselesi haline getirilmemiştir... Osmanlının ümmetçi yanı ise sadece benimsemiş olduğu dine istinaden sözsel bir savunudur oysa uygulamada Osmanlı milliyetçidir ve Kürt Milliyetçiliğine dair ayaklanmalar Osmanlı Devleti tarihi boyuncada belgelenmiştir... Ermeni ve Kürt çeteler dönem dönem İngilizlerle, Fransızlarla işbirliği içerisinde bulunarak Osmanlı Devletinin zayıf anlarında daima arkadan saldırmışlardır... Buna rağmen bu saldırılara karşı duran Ermeni ve Kürtlerde çok sayıdadır... Zaten meselede burada, bugün olanda bu, bir kısım azınlık adı altında hak arayışında gibi görünürken halkları birbirine düşürdüğünü gayet iyi biliyorlar fakat bütün Kürtler ve Ermeniler yaşadıkları devlete ihanet etmiyorlar... Bazıları istisna, onların maksadı üzüm yemek değil...!
  20. cyrano işimize gelince demokrasi, insan hakları, barış, işimize gelmeyince molotof kokteyli saldırıya "protesto" işte taktire şayan bir refleks...
  21. Dünyada derin devleti olmayan devlet varmı? Türkiye'nin en önemli meselesi bu değil, üstelik derin devlet o kadar derinse onu bulup çıkarmak o kadar kolayda olmayacaktır, bu bir kelime oyunu, bir çuval her önüne geleni o çuvala doldurabilirsin... Kim derin kim sığ kimsede bilemez!
  22. sardunyam şurada yorum gönderdi sardunyam'nın blog başlığı içinde sardunyam's Blog
    mersi şekerim, seni misafir etmekten dolayı çok mutlu olduğumu bilmeni isterim, taa oralardan gelipte iki blok arkamda bulunan eve misafirolursunda biz görüşmez olurmuyuz gene beklerim şeker kız candy
  23. Ergenekon Davası bir hukuk skandalıdır, hukuk dışı uygulmalarla, Türkiye'nin en saygın insanlarına kara çalınmıştır... Bu düpedüz iktidar partisinin, rejim ile mücadelesidir. Karşıt görüşlerin tamamını bir potada eriteceğini düşünmektedir... Akp, kendisini tek güvenilir kurum olarak lanse etmektedir. Bu davadan bir şey çıkmayacağını kendileride gayet iyi bilmekteler. Ancak her iki sonuçtada Akp bu durumdan istifade edecektir. Şöyle ki; 1-) Ergenekon Davası tutukluların lehine sonuçlandığında Akp derin devlete yenildiğini ilan edecektir. 2-) Ergenekon Davası tutukluların aleyhine sonuçlanırsa Akp durumu rejim değişikliğini resmileştirek kendi adına garantileyecektir... Durum bundan ibarettir. Bu bir Amerikan oyunu ve Akp piyonu... Sayın Mavi Olmayan Gökyüzü, size etnik kimliğiniz ile seslenmedim, gerçekten çok düz bakıyorsunuz, ve siz etnik kimliğinizi izlere deklare etmekte o kadar kararlısınız ki, kendinizi bu vatanın bir ferdi olarakdeğil bir Kürt olarak algılıyorsunuz.. Ve Sayın dünyahepimizin, "Türkiye Türklerindir" sözü Mustafa Kemal Atatürk'e aittir, onun bu sözü söylemesindeki kasıt bellidir, fakat sizler bunu farklı algılamakta ısrar ediyorsunuz, iştbende bu noktada maksat arıyorum... Bakınız, Cumhuriyetin Kuruluşundan önce Osmanlı İmparatorluğu vardı ve Osmanlı İmparatorluğu içerisinde yaşayan her fert kendisini Osmanlı olarak tanımlıyordu... Peki hepsi Osmanlımıydı? Ermeni, Süryani, Kürt, Laz, Rum, Gürcü, Arab, ..v.s. bu insanlar kendilerini nasıl tanımlıyorlardı? İşte Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşı olanlara da Türk denir, kendisine Türk demekten icazet duyanlara söyleyecek sözümüz yok, o zaman mümkünse kendilerini ait hissettikleri memlete gidebilirler... Ve nerenin istiyolarsa oranın vatandaşı olbilirler, ama unutmamalıdırlar ki, vatandaşı oldukları her ülkenin temel değerlerine saygı göstermek zorunda kalacaklar... Türkiye'de ayrıcalık görmek istemek demokratik bir hak değil... Bu sözlerim Mavi Olmayan Gökyüzü arkadaşımız içinde geçerlidir...
  24. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Üyelerle Yapılan Röportajlar
    güzel bir röportaj okudum
  25. sardunyam şurada bir blog başlığı gönderdi: sardunyam's Blog
    Hayalleri mi de alıp götürdün giderken, keşke onları alabilseydim senden... Ben, bu devrin aşığı olamadım, ayak oyunlarına, ayak uyduramadım, ne çok açık kapı bırakmışım meğer, içimde çalınmadık elmas, yakut, inci ve mercan bırakmamışlar... Kalbim bomboş derler ya, işte öyle... Ama bildiğin gibi değil, içimde değer kalmadı... Öyle boş... Bomboş... Şimdi öğreniyorum, hayatın acı gerçeklerini... Dostun bile gerçekte dost olmadığını, kardeşin bile kardeş... Bir anda ters esince rüzgâr, değişiveriyormuş beklentiler... (Herşey değişiyorda ben hala üç nokta koymaktayım yazdıklarıma, bu değişmiyor) Anlam yüklemekteymişim herşeye, bir ahşabı boyamak gibi birşey, kuru, yalın renksiz bir çerçeveymişsinde, her renge boyamışım... Kendi boyadığım çerçeveden görmüşüm seni... Sende bundan mı korkuyordun? Seni her şeyden çok sevdim derken, acaba ben bunuda mı uyduruyordum? Hadi gözlerim yanlış anladı, kulaklarım yanlış duydu, kalbim yanlış hissetti! Peki ya okuduklarım? Olabilir, okuduğumuda anlamamış olabilirim... Haklısın... Şimdi bu bile bende bir aşama, dün arabanın içerisinde geçirdiğim travma ile içimde bulunan tıkalı damarlar açıldı belki... Yazıyorum... Yaz/ı/yor/um, yorumlamayasın... Bu kendimle yüzleşme... Sen içinde yoksun, hiç olmadın... Bay X, çerçevesini boyadığım, elmaslarımı, yakutlarımı, incilerimi, mercanlarımı çalan hırsız... Aşk sana dokunmaktı bir zamanlar Aşk ağlamaktı sebepsiz Aynı noktaya bakmaktı... Gözgöze gelince gülmekti... Her sabah telefona bakmaktı, Anlam katmaktı, doğan güneşe... Şimdi herşey yapayalnız... Kelebekler konacak çiçek arıyor bahçemde... Biliyor musun? Gözüme bakıp içinde ayıp arayanlar Bir şey bulamadılar! Açtım gözlerimi kocaman, daha iyi görsünler diye, kendilerine inanamadılar! Çok uzun zaman oldu sevdiğim şarkıları dinlemez oldum, şarkılardan bile kaçar olmuşum... Ne çok yutmuş, ne çok tutmuşum, ne çok kırılmış, ne kadar çok kaybolmuşum... Artık anlamsızlıklara anlam yükleme çabasında değilim... Kendi anlamsızlığımda yok oluşun tadını çıkarıyorum...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.