sardunyam

bende

Ergenekon birilerinin elinde patlayacak ama bakalım ne zaman? burada olup biten Kürt ayrılıkçısı ve din devleti hayali kuranların Mustafa Kemal devrimlerinin yok edilmesinden aldıkları hazdır gerçek olan... evet bu bir hesaplaşma çok doğru ama kiminle ve kimlerle? işte bütün mesele bu! peki ya hesaplar tutmazsa ne olacak?

kız valla damak tadından anlıyosun hemde ne gider

kız ben sana simitçi alırım simit ne ki

oluuuuuuuuur şekerim zahmet olcak ama orta şekerli olsun şimdiden yoruldum

bende

sen gel fala bak ben sana koli koli krem peynir alacam

BENDE ÇOK GÜZEL PLANLAMA YAPARIM BEN PLANLARIM SİZ YAPARSINIZ OLMAZMI

ama yanına krem peynir lazım

hadi gel yardıma gidelim

minnoşum nerelerdeydin sen bakem

a be emşom akıllandı mı

harbiden nerde bu kız

sorma kendini bayram temizliğine verdi canem

aşk artık bu evde yaşamıyor

Bazılarımız yaşarkende fosil be Godzi

Aslına bakarsanız bu iki kadının hayatı kıyas götürmez ama yaşamlarında ki tezatlıklar müthiş etkili anlatılmış... Ne Marilyn'ler biter ne Rabia'lar ama ikisinin mutsuzluğu ortak... Yaşamları benzemesede... Kadın olmak zor zanaat

kaynakları görünce fikir belirtmekten vazgeçtim

İslam kadına değer ve önem veriyorsa onu neden örtüler ardına hapsediyor? Sadece cinsel bir obje olarak kalmasını belleklere kazıyor! Yok bunlar İslam'ın getirdiği şeyler değilse dünyada müslüman kadınlar neden özgür olamıyorlar?

İNANÇ : gözlerinizi kör ediyorsa sizi bilerek ya da bilmeyerek birilerine kul, köle ediyorsa, aklınızı devre dışı bırakıyorsa, en güçlü esaret şeklidir... Öteki dünya hayali ile bu dünyada birilerinin oyuncağı olur kalırlar ve bu dünyanın nimetlerini efendileri götürürken tebalarıda "hazret" aşkı ile hayaller kurar... Bu dünyanın bir önemi olmasaydı sanırım asla gelmezdik... Bu dünyada aptallara yer yoksa öteki dünyada hiç olmayacak...

yemin sesi bir yaz günü koyu kuytu ormanın en gölgelik yerinden çalıntı yaprak hışırtısı sözü baş ucumda en sevdiğim romanın en doğduğum yerinden alıntı varak yaldızlısı -I- adam anlatırken hayatını daha başından diyor ki; "... işte o gün o’nu da bıraktım. taşlarımı da." ..... heyy bakışı katar katar hatırat sıra dağlar kadar meskûn yâr! sana hem kavi hem kallavi sana hiç edilmemiş bileyli yemin kimsenin aklına serilmemiş renk renk iplik iplik el yapımı bir ahdım bir de senin için gizli bahçemde ekilmiş günden güne boy atan tozpembe bir bahtım var! gayrı ruh tenden alır da başını gider mi bilmem ten hâlâ böyle misk kokar mı -sana varana dek billahi silmem!- tut ki herşey yerli yerinde sen orada durur musun kurumamışsan kalır mı sesinde o kuytuluk o billur huzur sözün hâlâ anamın iki şefkatli eli iki şeftali ağacı -ki artık ham değil bal- ki biri neredeyse ötekisi onun tam dibi ayrılık yok gayrılık yok bitmiş gitmiş sanrı falan tanrı tamam demiş bundan ötesi yalan! ah bilmem ki alır mı kırılsa da aşkın kolu içinde kalır mı şu çaresizliğimin yen’i yepyeni pırıl pırıl ve saf bir gün doğar mı dağlarının ardında sâf sâf -doğar zira doğuncaya kadar ölmem!- ..... -II- kadın anlatırken hayatını vaha içinden diyor ki; "... işte bir gün o’nu da bırakacağım yaşlarımı da."

ödevi bitirmeyip oyuna dalıyorsan ödev seni bitiriyor, itiraf ediyorum oyuna çok daldım ödevi astım... görev beklemez ufak tefek eğlencelere çok zaman harcamışım

Bize asıl iyiliği, kötülük yaptığını sananlar yapıyor Dağ gibi büyük olsada içinden yol gidebiliyor Balon güzeldir ama patlamasına bir iğne yetiyor, Görünen ile aslı arasında büyük fark oluyor

Ayrılık bu ölüm değil ya Unuturum unuturum Gittiğin yerde kal geri gelme Ben kalbimi avuturum Artık uzak dur benden uzak Başka oyun bu başka tuzak Hem güzel iste hem köle kul Kendini zorla dengini bul Kabahatin çoğu sende Gelemedik yar yan yana Üzülmedin savrulurken Sen bir yana ben bir yana