sardunyam tarafından postalanan herşey
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
kadın yine yaptı yapacağını iğdem yine vurdu bizi 12'den paydos saatim geldi ben çıkmak üzereyim tatlım malesef akşamları gelemiyorum çünkü çok yoğunum fırsat bulursam gelirim ve umarım sende buralarda olursun seni seviyorum
-
diloş...
Bende sonhabara uygun bir avatar bulayım canım Güzellik dedin de seninle herşey güzel sen ilkbahar çocuğusun halbuki, nedir bu sonbahar sevgisi? Hah buldum romantizmin mevsimi olduğu için değil mi, benim romantik ve duygulu iğdem Ah be canım bu gidişle bizi müzeye kaldıracaklar o kadar eskimiş geliyor ki bu duygu insanlara : Aman napalım canım bizide böyle sevsinler
-
üsteki üyeye iftira atmaca
uzun zaman oldu itiraf etmeyi unutmuşum üstelik burası iftira bölümüymüş onuda unutmuşum
-
Lilaç'ın Doğumgünü..:)
Lilac'ım iyiki doğdun nice mutlu yıllara Seni seviyorum... Bir şiir armağan edeyim susmak namluya sürülmüş kurşun konuşmak dilimi yakıyor zühre.. ağıt biçtim seslerinden ağlayan suların ibresi koptu sabrımın zühre çiçekler tünedi dağına kurak sevdaların acımtrak familyadan.. dokunsam ağlayacak kadar... nilüferlerce hazan çıplak zenciler riyakar sevişmelerine ışık yetim gecelerin günlerin öksüz.. muştular getiren çölü neyleyim neyleyim zühre yakamozları ki isyana kalkar balıkçılar atasözlerine inat.. barış çığlık çığlık sarhoş mezesi çaresizim zühre çaresiz aklın damlasında boğulacak kadar... içimde büyüyen tortuydu gözlerin sır küpümü boşluk, kulağımı sağır yerin.. şarkısı hangi dilden geceni kuşatan tel örgülerin.. his yorgunu tenim su bilmez kumsal avuç avuç sesinde rüzgarın dağılacak kadar... sevin zühre sevin zil çalsın eteklerin dilediğin gündeyim.. kalan günlerim sayılacak kadar... susmak namluya sürülmüş kurşun konuşmak dilimi yakıyor zühre..
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
rastlaşamadık ama hadi bakalım nereye kadar böyle teğet illaki yakalanır birgün dakikalar avuçlarımıza
-
diloş...
canım bu ne kadar güzel bir duygu özlemek, özlenmek ve kavuşmak bitanecik iğdem power türk com'a gir nostalji fm'i tıkla tam bizlik şarkılar çalıyor sonhabar dedinde canım Alır gider Beni Sarı Rüzgarlarıyla sonbahar Gelir anılardan Bir Davet Çocukluğum Uyanır Bir varmış Bir Yokmuş Diye Başlardı bütün masallar Hani nerde o mahsun ve daha bozulmamış rüyalar Sedef sedef olur açardı nilüferler Ve kanatları tülden fildişi kelebekler Bir martı misali tek başıma uçardım Hani nerde üstünde uçtuğum mor denizler Sevgiden saygıdan bir altın kafes ördüm İnançlarım kilit kilit oldu üstümde Aşıp bedenimi bendeki beni gördüm Hani nerde uğrunda azaldığım değerler Ellerim soğuk şimdi Üşüyor dudaklarım göğsüne düştü başım o çiçekten yıllarım Ey sonbahar!! Sezen Aksu
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
Lilac tatlım teşekkür ederim o güzel çiçeğin için, Yumote bidenem sanada teşekkür ederim sizleri çok özledim... Leylam, İlyada ve çiçek veren diğer arkadaşlar sizlerede teşekkürler Sedelina bidenem bende seni seviyorum
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
hiiiiiiiiiii ne güzel bişi bu böyle sağol canım Kızmak değilde sıkılmak diyelim Godzilla, uzun zamandır değişen bişey yok ve bu çok sıkıcı ama sen öyle değilsin çok eğlencelisin
-
^^^^^zeyynepp^^^^^
canım seni çok özledim
-
()()()() Deniz_Kızı ()()()() Anı Defteri......,,
biz yokken topiclerimize evi gibi bakan güzel kız seni seviyorum
-
GODZİLLA ve RUA Ortak Anı Defteri
atom karıncalar merhaba hemşom godzi
-
Frozen......
kurabiyem senle hiç ayrılmadık Allah'a şükür ama sayfanda olmayı özlemişim sende gelirsen daha güzel olacak eminim
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
2,5 ay önce yazmışım en son eskiden birgün ayrı kalsak acayip olurduk şimdi özlemeyede mi alışıyor insan diyorum merhaba tatlım
-
diloş...
merhaba uzun bir aradan sonra merhaba sıcacık yumuşacık tanıdık bir MERHABA Seni seviyorum bitanem yeni avatarın çok hoş çok beğendim senin gibi
-
///Egzorsist Anı Defteri///
sen bitanesin
-
YUMOTEm Meleğimmm için, Meleğim seni çok seviyorum
merhaba tatlım nasılsın
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
bende seni seviyorum canımsın
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
merhaba bitanem gerçi biz senle pek ayrı kalmadık ama olsun içindeki his seni aldatıyor bence
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
merhaba iğdem anlarım, sende anlarsın, anlaşırız seni çok özledim ve burada görmekten çok mutlu oldum umarım eskisi gibi olur forum meleğimiz hiç ağlamayacak
-
Lütfen uzun süre gelmeyecekler buraya yazsınlar
sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımBazı özel nedenlerden ötürü forumlardan ayrılmaya karar verdim. Burada tanıdığım herkesi seviyorum ve birgün başka bir yerde bir şekilde tanışmayı umuyorum. Uzun uzun yazmaya gerek yok ne derler "gitmek istedi, gitti" böyle birşey hoşçakalın
-
1.Ödüllü Siir Yarısması
huzur-u mahşer yeminliyim lugatımdan adını silmeye yazmadığım bir senaryoda bana rol biçenlerin tebdil-i suret ahret-i mekan lisan-ı münasip kıymet-i muhtelif bir zamanda? eriyor damla damla mumun feri sönüyor gürültüsünden göklerin sahile kıyamet iniyor yok-sul ruh kayıbını bende sanıyor! cehennemde odun olsan kibritini ben yakacağım seni yakan ateşte ben yok olacağım içerisinde düşlerden gelen korkulu hayaletler gece yarısı yatağının başucunda emanet gibi seni beklerler o soğuk rüzgar o ateşi söndürür mü? harlayıp durur küle döndükçe savrulur yüreğine saklanırsın... ne yanın ağrıyor? söyle o yandan öpeyim... sardunyam
-
1.Ödüllü Siir Yarısması
bir ayrılık anatomisi adam: yalnızlığın dibine vurmuş gibiydi ağlarken kimselere görünmeden sık sık kendi girdabında yol alıyor durum normale döndüğünde yaşıyor takliti yapıyordu. kadın: ne zaman susmak istese dilinden istemedikleri dökülüyor, şarkıların akıntısına kapılıp bir hayalin peşinden sürüklenip girdiği kalıbın şeklini alamıyordu ayrılık: ilizyondu belki iki tende beden buluyor gerçeğe dönüşüyordu. sardunyam
-
dam üstünde saksağan vur beline kazmayı topici
Okudun ve anlamadın değil mi normal çünkü adam kendiside anlamadan konuşmuş zaten... Yani ezberden... Bu başlık neden burada açılır anlatayım, bu gibi ağzı olupta gevezelik edenlerin boş sözlerini yazıp hangi koltukları nasıl boş adamlar işgal ediyor göstermek için... Hoş gören göz görüyor, görmeyen **********
-
Derinler Harekete Güngörenden Başladı.
Ya kim olacak ardında içeride ve dışarıda akbabalar gibi Türk/Kürt çatışmasını körüklemek isteyenler, bölünmeden nemalananlar, Kürt ırkçıları, İsrail, Amerikan ajanları ile işbirliği yapan ve üstelik TC vatandaşı ünvanı taşıyan satılmışlar...
-
DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA
Kimdir Hasan Cemal? Hani, şu Kürtler üzerine kitap yazan ve bir zamanların hızlı solcularından olan, bir insan değil midir? Sanki bu ülkede herkes, her şeyi bitirmişti de, bir Hasan Cemal’e kalmıştı, Kürtler konusu? Şimdi bu Hasan Cemal’in dedesini tanıyalım ve “Armut dibine düşer” mi, düşmez mi görelim... ... Sakallı Cemal’in Filistin cephesinde, yani gerisinde bıraktığı olumsuz vaziyeti, Mustafa Kemal Paşa düzeltmeye çalışıyordu. Bu düzelme ancak, Halep’in kuzeyinde, düşmanın ilerlemesi durdurularak sağlanacaktı. Adam Bahriye Nazırıydı. Ne işi vardı çölde? Acaba orada, serap görüp donanma gemilerini mi yüzdürüyordu? Yoksa onun denizi, ünlü “Ölü Deniz” miydi?” Sen Bahriye Nazırı olarak görev süreni, yıllarca Filistin’de bir hayal uğruna geçireceksin? Neyin hayali? Harbiye Nazırı Enver Paşa ile gizli mücadele etmenin mi? Bu hayal, kaç Türk evladının canına mal oldu? Hiç hesaplayan var mı? Bu hesapların bedelini kim soracak?! Sonra ne oldu? Talat ve Enver Paşalarla birlikte, bir Alman denizaltısı ile Odesa’ya kapağı attı. Oradan da ver elini Berlin... Enver Paşa, idealist bir adamdı. O nedenle Odesa’da kaldı ve başka hedefleri da vardı. Bir sürü maceradan, sonra Moskova’ya geçti. Artık Cemal Paşa da yerinde duramazdı. O da harekete geçti. Gerçi yine Enver Paşa’nın gölgesindeydi. Bu gölgeden bir türlü kurtulamıyordu. Tüm bunlara rağmen bulunduğu yerden, Mustafa Kemal Paşa’ya mektupta yazıyordu. Dirsek teması aralığını, hiç ama hiç bırakmıyordu. Enver Paşa’nın gündeme soktuğu, Orta Asya’daki politika, yavaş yavaş açık vermeğe başladı. Cemal Paşa’nın umudu da kırıldı. Artık Afganistan’da da duramazdı. Sonra bir gün, Gürcistan’a geldi. Tiflis’te olduğunu, birileri haber aldılar. Artık hayatında onu, dünyaya bağlayan zincirlerin kaderi de sıkmaya başlamıştı. Bu kader zincirlerinin boyutunun da, kırılma noktasının vakti zamanı da gelmişti… Aynı Roma’da vurulan S.Halim Paşa gibi... Aynı Berlin’de vurulan Talat Paşa ve Bahattin Şakir gibi... Sonra kurşunlar, bulunduğu sokağı çınlatmaya başladı. O artık birilerinin tuzağına düşmüş, onun için kurtuluş yolu kapanmıştı ve beraberinde yaverlerini de öbür tarafa doğru götürüyordu. Yerler kan gölüne dönmüştü. Sonra kısa boylu, tıknaz ve de sakallı Cemal Paşa’nın cesedini aldılar ve götürdükleri yerde onu sırt üstü yatırdılar ve cesedinin üzerindeki kurşun delikleri, etrafı izlercesine sırıtıyorlardı. Fotoğraf makinesi çalışmaya başladı ve sırt üstü yatan Sakallı Cemal Paşa’nın son halinin görüntüsü, tarihe yansıtılıyordu. O sırada saldırganlar, başka bir yerde zevkten, sevinçten uçarken, bir düşmanlarını daha öldürmenin mutluluğu içinde yüzüyorlardı... Bu sırada torun Hasan Cemal’in doğması ve önce sosyalizm ve sonra başka şeyler için mücadele bayrağını açması için, vücudunun kimyasının oluşması uğruna, bir hayli zamana ihtiyaç vardı... Çünkü yıl, henüz 1922 idi... O zamandan bu zamana ne değişti? Dün Sakallı Cemal Paşa vardı; bugün Hasan Cemal var! Dün Türk askeri çölde vuruldu, bu gün Cudi’de vuruluyor. Ey benim saf milletim. Sen neredesin? Bak Sakallı Cemal dün, senin önünde paşaydı, bugün torun Hasan Cemal, senin önünde gazeteci... Dün Sakallı Cemal’in masası, senin emeğinin sonucunda doluyordu; bugün Hasan Cemal’in masası da böyle dolmuyor mu? Fakat, dün kavga sahası Filistin imiş, bugün ise Cudi, Munzur vb. değil mi? Gittikçe alan daralıyor. İnanmam ama, sanki tarih tekerrür ediyor. Dedeler, yerlerine torunlarını bırakıyor. İşte bir örnek, iyi tanı! Sakallı Cemal Paşa’nın torunu, Hasan Cemal!. Filistin de şehit olan Mehmetlerin torunları ise, yeni şehit Mehmetler olarak Cudi de ve benzer yerlerde değil mi?