sardunyam tarafından postalanan herşey
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
canem bak seni Jack Sparrow ile tanıştırayım kendisi kedim olur çok cengaverdir avcı, çetin ceviz, uçan kuşu yakalar ablası tıpkı ben
-
'Ortadoğu’dan ya Talibanlar, ya da Atatürkler çıkıyor'
Ordadoğu'ya uzanan yolda en verimli topraklar Anadolu'da burası geçit ve haçlı zihniyetin iştahını kabartan özelliklerle dolu ama Türkiye bir ortadoğu ülkesi değil, bizde ortadoğulu değiliz, kaderimiz aynı olmadı olmayacak... Sarkozy'nin zannettiği gibi ortadoğu'dan Atatürk'ler çıkmıyor eğer çıkmış olsaydı bu durumda olmazlardı... Ne demişti Avrupalının biri "Türkiye Atatürk'ü Allah'a, geri kalan herşeyi Atatürk'e borçlusun" Ortadoğunun bir Atatürk'ü yok keşke olsaydı ama Allah istememiş olmalı...
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
ohh ohh doğru söylüyorsun ya gitmesin öyle uzun uzun alışmışız birbirimize garip bir boşluk oluyor
-
()()()() Deniz_Kızı ()()()() Anı Defteri......,,
olamaz ohh kahvemizde elimizde mis gibi Frozen cadısı Modalarda içiyormuş kahvesini pıskırtasıca ne arar bensiz oralarda bilmem ki
-
GODZİLLA ve RUA Ortak Anı Defteri
Rua, godzilla sizi özledim...
-
ஐ•°¤*¤°•ஐ EFENDİ TÜRKLER ஐ•°¤*¤°•ஐ
Efendi Türkler, Bu forumun en saygılı, en açık sözlü, vefalı, birikimli üyelerinden birisi... Onu tanıdığım için gerçekten çok mutluyum... Efendi iyiki varsın can kardeş
-
Gece Yağmuru
he canem sen bu mesaja cevap verene kadar çoktan izlediler izleyecekleri kadar ama neyse daha hala kocaya kaçmadın mı cıks cıks beceriksiz jön ne zaman kız kaçırcakmış gelmişken onu deyiverseydi
-
()()()() Deniz_Kızı ()()()() Anı Defteri......,,
sabah kuşlarından biri daha burda
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
sende hoşgeldin sanada günaydın kahveni kapta gel dedikodu yapcez
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
bak sabah 6,30 da kalktım yemek yaptım gazetemi aldım Efe uyandı kahvaltı yaptı ama ben daha çay kahve içmedim seni bekledim yani beni beklediğini duydum geldim :
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
çalışkan evlat işte analar ne evlatlar doğuruyor bende seni özledim canem
-
silenceqx0.jpg
-
'Ortadoğu’dan ya Talibanlar, ya da Atatürkler çıkıyor'
Atatürk'ler ortadoğudan çıkmıyor bu beyefendiye biri coğrafya dersi versin Mustafa Kemal'ler Anadoludan çıkıyor, ortadoğudan taliban çıkıyor ama onları ortadoğuya uzak batılılar ve yakın batılılar yerleştiriyor...
-
Yeni Şafak Alevileri Ergenekoncu Yaptı...
bilmem ben kimseyle bir tutamadım Hanry Potter'ın Türk versiyonunu bekliyorum, Ergenekon Tutsağı
-
Sattınız Memleketi
Yeni yasa yabancıya satışların önündeki engelleri kaldırdı! Tapu Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, TBMM’de kabul edilen yasayla yabancı şirketlere gün doğduğunu söyledi. Alıcı çıkması halinde tüm Türkiye’nin satılabilir hale getirildiğine dikkat çeken Özkaya, “İptal edilen yasada yabancı şirketlere ‘25 dönüm sınırlaması’ vardı. Yeni yasada ise hiç bir sınırlama yok” dedi. Yabancılara sınırsız satış Yeni yasa, yasak bölgelerle ilgili satışlarda askeri by-pass ederken, yabancıların da istedikleri kadar toprak satın almalarının yolunu açtı Anayasa Mahkemesi’nin iptaline rağmen AKP’nin yeniden çıkarttığı yabancılara mülk satışıyla ilgili yasa, bu kez hiçbir sınırlama olmadan çıktı. Tapu Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, yabancı cemaat vakıflarına satışta da hiçbir kısıtlama olmadığını kaydetti. Özkaya, “Eğer alıcı çıkarsa Türkiye’nin tüm toprakları satılabilir hale geldi. Yabancı şirket veya şirketleşmiş cemaat vakıfları diledikleri kadar toprak satın alabilirler. Yasada ve Anayasa Mahkemesi’nin kararında bunu önleyecek hiçbir hüküm yok. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Mecliste soru önergelerine verdiği yanıtta, ’yabancı ülke yasalarına göre kurulmuş şirketlere mülk satışı yapılmamaktadır’dedi. Oysa yasada yasaklayıcı hiçbir hüküm olmadığı gibi özelleştirmelerle Türkiye’nin limanları, Telekom’u, Tekel’i, Erdemir’i, Seydişehir gibi halkın malı olan fabrikaları yabancı şirketlere satılmıştır. Bunların mülkü, arazisi yok mu?” sorusunu sordu. Askeri by-pass Özkaya, askeri yasak bölgelerle ilgili 2565 sayılı yasa ve önceki toprak satışı yasalarına göre, askeri bölgeleri belirleme yetkisinin askeri yetkililere ait olduğunu belirterek, yeni yasa hükümlerini şöyle değerlendirdi: “Dosyalar askeri yetkililere gönderilir, titiz bir incelemeden sonra satışlar yapılırdı. Şimdi çıkan yasayla üç ay önceden askeri yasak bölgelerin haritaları ve koordinatları tapu kadastroya gönderilecek. Bu bir anlamda askeri by-pass etmektir. Üç ay önceden listesi gönderilen yerlerden bir kısmı, askeri yetkililerce sonradan yasak bölge kapsamına alınmak istenirse ne olacak?” şeklinde konuştu. Yasak bölgeler “Askeri yasak bölgeler bu satışların dışında kalmaktadır” ifadesinin de havada kaldığına dikkat çeken Özkaya, “Suriye sınırımızdaki 506 bin kilometrekarelik mayınlı arazi askeri yasaklı bölge kapsamındadır. Ancak, burası mayınlardan temizleme karşılığında 44 yıllığına İsrail ve ABD’li şirketlere devredilmeye çalışılmakta. 44-49 gibi uzun sürelerle vermek ve süresi dolunca bunu uzatmakla, satmak arasında ne fark var? Bunun için de TBMM’den özel yasa çıkarılıyor. Demek ki, başka askeri yasaklı bölgeler de bu örnekte olduğu gibi özel yasa ile satılabilecek” uyarısını yaptı. 49 yıl adeta satış gibi Toprak satışı konusunda sınırlama konusunda samimi olunmadığına ve gerçekte hedefin ’satabildiğin kadar sat’olduğuna dikkat çeken Özkaya, “Bugüne kadar bir ilin topraklarının binde 5’i satılabiliyordu. Genelde de satıldı. Hatay’da binde 20 geçildi ve satış yasaklandı. İmar planlarının yüzde 10’u tekrar mı satılacak? Bu satışlar yok mu sayılacak? Yap-İşlet-Devret Yasası ile yapılacak çok uzun vadeli devirlerin de bu yasanın dışında olduğuna dikkat çeken Özkaya, sözlerini şöyle tamamladı: “Yarın İstanbul’un köprüsü satılacak, otoyollar satılacak. Madenler, petrol çıkarılan bölgeler, 2B arazileri, tabii kaynaklar Milli Parklar, SİT Alanları, Uludağ, Kuşadası Dilek Parkı, Adıyaman Nemrut Dağı, Kartalkaya, Kazdağları, akarsular, göller, barajlar yap-işlet-devret modeliyle 49 yıllığına yabancıya devredilecek. Bu bir ömür o toprağı elden çıkarmaktır. Bu toprak satışı olmuyor mu? oraları Türkiye’nin değil mi?” Zekeriya Beyaz: Yeni yasa da iptal olacak Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, yabancılara toprak satışının Türkiye’yi parçalama politikasının bir parçası olduğunu belirtti. Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, yabancılara toprak satışının Türkiye’yi parçalama politikasının bir parçası olduğunu belirtip, yeni çıkartılan yasanın da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceğini söyledi. Beyaz, Türkiye üzerinde oynanan oyunlara dikkat çekip, “Türkiye’yi önce tüketim toplumu haline getirdiler. Yüz kazan yüzelli ye dediler. Türkiye borçlandırıldı, arkasından, ’haydi bize topraklarınızı satın’ dediler. AKP hükümeti de, çare olarak borçların faizlerini ödeyip, ayakta kalabilmek için toprakları satmaya başladı. Sadece Didim’de, İngilizlere 20 bin kadar daire satılmış. Her tarafta İngiliz bayrakları var. Bir takım yalaka lokanta, market gibi işyeri sahipleri, müşteri cezbetmek için dükkanlarına İngiliz Bayrağı asıyorlar. Toprak alana kredi Beyaz, Harita Kadastro Mühendisleri Odası Başkanının, ’Türkiye’de faaliyet gösteren 17 bin yabancı şirketin 3 bin tanesinin sadece toprak alımıyla meşgul olduğunu’ açıkladığını belirterek, Avrupa ülkelerinde bankaların kampanya açarak Türkiye’den toprak alana istediği kadar kredi verdiklerini açıkladı. Beyaz, “Gerek yenisi, gerek eskisi yabancılara yapılan mülk satışları, toprak satışları çok büyük bir bölümüyle kanunsuzdur ve geçersizdir, mutlaka bunlar iptal edilecektir. Şimdi iptal edilmese gelecekte iptal edilecektir. Yenisi de iptal edilecek Prof. Beyaz şöyle konuştu: “Türkiye’den toprak ve mülk alış-verişlerinde mütekabiliyet yoktur. Mütekabiliyet olmayan yerlerde, ülkelere satılan mülklerin gayrimenkullerin satışları gayrimeşrudur. Kanunlarımıza, Anayasaya göre gayrimeşrudur ve bunlar günün birinde Anayasa Mahkemesi’nin huzuruna getirilecektir.”
-
Sattınız Memleketi
Dikkat !...****** DEVAM EDİYOR, SIRADA BOR VAR.. * Türk Telekom, Arap’ların * Telsim, İngiliz’in * Kuşadası Limanı, İsrail’linin * İzmir Limanı, Hong Kong’lunun * Araç Muayene işi, Alman’ların * Başak Sigorta, Fransız’ın * AdaBank, Kuveyt’linin * İETT Garajı, Dubai şeyhinin * AVEA, Lübnan’lının * PETKİM, Kazak dediler, kazağı çıkardık altından Ermeni çıktı. * Rakı Fab. Amerika’lının * FinansBank, Yunan’lının * Oyak Bank, Hollanda’lının * DenizBank, Belçika’lının * Türkiye Finans, Kuveyt’linin * T.E.B. Fransızın * C Bank, İsrail’linin * MNG Bank, Lübnan’lının * Alternatif Bank, Yunan’lının * Dış Bank, Hollanda!lının * ŞekerBank, Kazak’ların * Yapı Kredi Bankası (yarısı), İtalyan’ların * TürkCell, yarısı Rus’un, yarısı Fin’linin * Beymen’in yarısı ABD’linin * EnerjiSA, yarısı Avusturya’lının * Garanti Bank, yarısı ABD’linin * Eczacıbaşı İlaç, Çekoslavakya’lıların * İzocam, Fransız’ların * TGRT, ABD Fox * Demir Döküm, Alman’ların * Döktaş, Fransız’ların * Süper FM, Kanada’lının * BORSA, %70’i yabancıların, eloğlunun emekli maaşlarını ödüyoruz. * Madenler, Kapanın elinde kaldı * Petrol, ABD-İngiltere-İsrail üçgeninde * Topraklar, yine kapanın elinde * En güzel sahiller, Yağma Hasanın böreği, talan ediliyor. * MİGROS, yarısından bir fazlası İngiliz’lerin
-
Sattınız Memleketi
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu: Satışlar durdurulsun! ŞOK RAPOR: Yabancıların Türkiye’de sahip olduğu taşınmazların durumu tam olarak bilinemiyor. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, büyük bir tehlikeye dikkat çekti. GİDİŞAT ÇOK TEHLİKELİ YABANCI uyruklu kişiler ile yabancı ülkelerde kurulan şirketlerin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde taşınmaz edinmelerini inceleyen Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, büyük bir tehlikeye bir kez daha dikkat çekti. DDK, şirket ve il bazında acilen sınırlama istedi. YAĞMAYA SON VERİLMELİ kesin ve güvenilir bilgilere ulaşılamadığını vurgulayan DDK uzmanları, satışın artış eğilimi gösterdiğin kaydederek şu öneriyi yaptı: Yabancıların taşınmaz edinimi işlemleri yakından izlenmeli ve buna göre politika belirlenmeli. Yabancılar dairesi daha hızlı ve etkin çalışsın. DDK YABANCILARIN TAŞINMAZ EDİNİMİ İLE İLGİLİ RAPOR HAZIRLADI CUMHURBAŞKANI Sezer peşkeşe el koydu Toprak satışlarıyla ilgili kesin bilgilere ulaşılamadığına yer verilen raporda “Yabancıların Türkiye’de edindikleri taşınmazlar, hızla artıyor” denildi Raporun öneriler kısmında “Taşınmaz edinimi işlemleri yakından izlenmeli, Yabancı İşler Dairesi yeniden organize edilmeli” ifadeleri kullanıldı Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK), yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde taşınmaz edinmelerini inceledi. Yabancıların Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde edindikleri taşınmazlara ilişkin genel durumun belirlenmesini kapsayan ve 31 Aralık 2004 tarihine kadar yapılan işlemlere dayandırılan rapora göre, 7 coğrafi bölgede de yabancı gerçek kişilere ait taşınmazlar var. Karadeniz Bölgesinde Gümüşhane ve Bayburt; Doğu Anadolu Bölgesinde Ağrı, Bingöl, Bitlis, Erzincan, Erzurum, Hakkari, Muş, Van; Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ise Siirt dışındaki 70 ilde yabancılar taşınmaz edindi. Türkiye’de, miras yoluyla gerçekleşenler de dahil olmak üzere taşınmaz edinen yabancı gerçek kişilerin sayısı 51.012, bunlara ait taşınmaz sayısı 47.240, bu taşınmazların yüzölçümü 272.871.200 metrekare. Gerçek kişilerin 12.924’ü Türk asıllı Yunan uyruklu, 2469’u Suriye uyruklu, 35.619’u da diğer yabancı uyruklulardan oluşuyor.Taşınmazların sayı olarak 11.508’i Türk asıllı Yunan uyruklu, 4596’sı Suriye uyruklu, 31.136’sı ise diğer yabancılara ait. Taşınmazların yüzölçümü olarak 3.688.066 metrekaresi Türk asıllı Yunan uyruklulara, 241.467.705 metrekaresi Suriye uyruklulara, 27.715.420 metrekaresi ise diğer yabancılara ait bulunuyor. Taşınmazların nitelikleri açısından yüzölçümü büyüklüğüne göre sıralamasına bakıldığında, birinci sırayı 231.806.494 metrekare (yüzde 84.95) ile arazi, ikinci sırayı 31.808.269 metrekare (yüzde 11.66) ile bağ ve bahçe, üçüncü sırayı 5.055.918 metrekare (yüzde 1.85) ile arsa, dördüncü sırayı 3.972.203 metrekare (yüzde 1.46) ile konut, beşinci sırayı 175.637 metrekare (yüzde 0.06) ile işyeri ve altıncı sırayı 52.680 metrekare (yüzde 0.02) ile turistik tesis alıyor. En gözde araziler Güneydoğu ve Akdeniz’de Arazi niteliğindeki taşınmazların yüzde 1’i Türk asıllı Yunan uyruklu yabancılara, yüzde 93’ü Suriye uyruklulara, yüzde 6’sı diğer yabancılara ait. Arazi cinsinden yapılmış edinimlerin coğrafi bölgelere göre dağılımına bakıldığında; birinci sırayı yüzde 48.5 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ikinci sırayı yüzde 47.8 ile Akdeniz Bölgesi, üçüncü sırayı ise yüzde 1.48 ile Marmara Bölgesi alıyor. Yabancı gerçek kişilere ait toplam 13.833 konutun 2.410’u Türk asıllı Yunan uyruklulara, 402’si Suriye uyruklulara, 11.021’i diğer yabancılara ait bulunuyor. Yabancı gerçek kişilerin Türkiye’de sahip oldukları taşınmazların toplam yüzölçümü açısından yüzde 47’si Güneydoğu Anadolu Bölgesinde. İkinci sırayı Akdeniz Bölgesi alıyor, bunu Marmara, Ege, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgeleri izliyor. Araplar birinci Almanlar ikinci Taşınmazların toplam yüzölçümü büyüklüğüne göre en büyük paya 241.467.705 metrekare alanla Suriye uyruklular sahip. Suriye uyrukluları 7.515.874 metrekare ile Almanya, 4.724.552 metrekare ile Lübnan, 4.279.531 metrekare ile Yunanistan, 3.664.104 metrekare ile İngiltere, 2.821.824 metrekare ile ABD, 2.761.663 metrekare ile Mısır, 841.262 metrekare ile Fransa, 788.103 metrekare ile Avusturya ve 681.420 metrekare ile Hollanda izliyor. Hatay ve Kilis alarm veriyor Yabancı gerçek kişilere ait taşınmazların dağılımında alan büyüklüğü açısından ilk sırayı, 117.205.283 metrekare (yüzde 43) ile Hatay alıyor. Hatay’ı 55.030.989 metrekare (yüzde 20.2) ile Kilis, 50.067.410 metrekare (yüzde 18.3) ile Mardin ve 23.050.427 metrekare (yüzde 8.4) ile Gaziantep, 5.473.282 metrekare (yüzde 2) ile İstanbul, 3.483.903 metrekare (yüzde 1.3) ile Muğla, 3.237.154 metrekare (yüzde 1.2) ile Adana, 2.652.082 metrekare (yüzde 1) ile Antalya, 2.325.332 metrekare (yüzde 0.9) ile İzmir ve 1.678.414 metrekare (yüzde 0.7) ile Bursa izliyor. Daha çok arazi ve bahçe gitti Rapora göre, Türkiye’de taşınmaz edinmiş olan yabancı uyruklular, Suriye uyruklular dışında 48.543 kişi, bu kişilere ait taşınmaz sayısı 42.644, bu taşınmazların yüzölçümü 31.403.495 metrekare. Taşınmazların nitelikleri açısından yüzölçümü büyüklüğüne göre sıralamasında birinci sırayı 17.521.977 metrekare ile (yüzde 55.80) ile arazi, ikinci sırayı 6.094.332 metrekare (yüzde 19.41) ile bağ ve bahçe, üçüncü sırayı 4.789.482 metrekare (yüzde 15.25) ile arsa, dördüncü sırayı 2.778.923 metrekare (yüzde 8.85) ile konut, beşinci sırayı 166.155 metrekare (yüzde 0.53) ile işyeri ve altıncı sırayı 52.626 metrekare (yüzde 0.17) ile turistik tesis alıyor. Yabancı gerçek kişilerin Türkiye’de sahip oldukları taşınmazların toplam yüzölçümü açısından en büyük paya yüzde 38.92 ile Akdeniz Bölgesi sahip. İsrailliler 2003’te atağa kalktı Devlet Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan raporda, çeşitli ülke vatandaşlarına ait taşınmazları konusunda bilgilere de yer verildi. Buna göre, 31.12.2004 itibarıyla İsrail uyruklulara ait taşınmazların tamamı 10 ilde toplanıyor. Bu taşınmazların yüzölçümü 78.868 metrekare. Bunların yüzde 56.8’i (44.760 metrekare) İstanbul’da, yüzde 21.2’si (16.755 metrekare) İzmir’de, yüzde 19.1’i (15.062 metrekare) ise Antalya’da. İsrail uyrukluların, en fazla taşınmazı edindikleri yıllar 2003 (yüzde 39.1), 2000 (yüzde 25.1), 2004 (yüzde 21.8). İsrail uyruklulara ait taşınmazların yüzölçümü bakımından (tespit edilen rakamlar) yüzde 64.5’i (50.903 metrekare) arsa, yüzde 28.6’sı (22.564 metrekare) arazi türü taşınmazlar. Taşınmazların yüzde 61.8’i satın alma, yüzde 32.4’ü miras yoluyla edinildi. Konutta Ege liste başı Yabancıların mülkiyetinde bulunan konutlarda da ilk sırayı Ege Bölgesi alırken işyerleri ise Marmara Bölgesinde yoğunlaşıyor. Toplam 1.556 işyerinin 1.132’si (yüzde 72.8) bu bölgede. Marmara Bölgesini; yüzde 15.03 ile Ege, yüzde 14.31 ile Akdeniz, yüzde 1.19 ile Karadeniz, yüzde 0.52 ile İç Anadolu, yüzde 0.43 ile Güneydoğu Anadolu ve yüzde 0.18 ile Doğu Anadolu bölgeleri izliyor. Yabancı gerçek kişilere ait turistik tesis niteliği taşıyan 247 yabancı taşınmaz bulunuyor. Tapu ve Kadastro yetersiz Tapu ve Kadastro’nun satılan toprakların tespitini yapmakta yetersiz kaldığına dikkat çekilen raporda “AB üyesi ülkeler ile Türkiye arasındaki milli gelir farkının 5-6 kat düzeyinde olması, bu ülke uyrukluların, taşınmaz edinmelerini kolaylaştırıyor” ifadelerine yer verildi Rapora göre, yabancılara ait taşınmazların nitelik ve niceliğinin belirlenmesi açısından, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce düzensiz biçimde tutulan istatistikler bir yana bırakılırsa, kesin ve güvenilir bilgilere ulaşılamıyor. Tapu kayıtları yurt genelinde ve tam sayım esasına göre yeniden taranıp, sağlıklı biçimde merkezi bir bilgi işlem ortamına aktarılmadıkça, bunu sağlamak olanaklı değil. Yabancıların Türkiye’de edindikleri taşınmazlara ilişkin istatistik bilgilerinin tutulmasına gereken özen gösterilmiyor. Bilgi akışı yok Merkezdeki kayıtların daha sağlıklı tutulması için, yabancıların taşınmaz edinimine ilişkin istemlerinin sonuçlandırılması sırasında her işlem için düzenlenecek bilgi formlarının Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne gönde-rilmesi gerekiyor. Genel Müdürlüğe, doğru ve düzenli bilgi akışı yok. Sağlıklı bir izleme ve değerlendirme yapılamıyor. Yabancıların Türkiye’de sahip oldukları taşınmazların ve sınırlı ayni hakların durumu tam olarak bilinemiyor. Yabancıların taşınmaz edinimi açısından yasal sınırlayıcı kuralları alt düzeyde tutan ülkeler, genellikle kişi başına milli gelirleri yüksek olan ve ekonomik kalkınmalarını büyük ölçüde tamamlamış ülkeler. Stratejik alanlar AB üyesi ülkeler ile Türkiye arasındaki milli gelir farkının 5-6 kat düzeyinde olması, bu ülke uyrukluların, Türkiye’de taşınmaz edinmelerini kolaylaştırıyor. Yabancıların Türkiye’de taşınmaz edindikleri il ve ilçelere genellikle; doğal, kültürel ve tarihsel özelliklere sahip, sosyo-ekonomik yönden veya turizm açısından gelişmiş yerler. Raporda, inceleme sırasında; yabancılara günümüze kadar satılmış taşınmazların sağlıklı bir envanterinin olmadığı, yabancıların Türkiye’de taşınmaz edinimlerinde, yüzölçümü bakımından yasayla belirlenmiş olan üst sınırın kimi durumlarda aşıldığı, yasalara göre Türkiye’de sadece bina edinebilecek bazı ülke vatandaşlarının, bina dışında başka taşınmazlar da edindikleri, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesindeki Yabancı İşler Dairesi Başkanlığının hizmetin etkili ve hızlı yürütümü bakımlarından yetersiz olduğunun tespit edildiği kanısına varıldığı dile getirildi. Karşılıklılık ilkesi Raporun sonuç bölümünde, yabancılara taşınmaz satışının tarihsel gelişimi ile konuya ilişkin yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesi’nin konuya ilişkin kararları irdelendi. 29.12.2005 günlü, 5444 sayılı Yasa ile yapılan düzlenmelere işaret edilen raporda, bu son düzenleme ile yabancı ticaret şirketleri açısından Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri arasında yer alan karşılıklılık ilkesi ve edinilecek miktar sınırlamasının ortadan kaldırıldığı kaydedildi. 2006’da da sürüyor Raporda, son düzenlemede yabancı gerçek kişiler için öngörülen “illere ve il yüzölçümüne göre binde beşi geçmemek üzere” sınırlamasının, il yüzölçümlerinin büyüklüğü dikkate alındığında, çok sayıda yabancının taşınmaz edinmesine olanak sağlayacağı, uygulamada bir sınırlama oluşturmayacağı ifade edildi. Rapora göre, yabancı uyruklu gerçek kişilerin Türkiye’de edindikleri taşınmazların sayı ve alan olarak artışı, 2005 ve 5444 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 2006 yıllarında devam etti. Satış devam edecek Tapu Yasası’nın 35. maddesinin Anayasa Mahkemesince iptali üzerine yabancıların taşınmaz edinme işlemlerinin durdurulduğu 26.07.2005 - 20.01.2006 tarihleri arasındaki yaklaşık 6 aylık dönem çıkarıldığında, 01.01.2005’ten 31.05.2006 tarihine kadar olan 11 ayda; Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün 20.06.2006 günlü, 2185 sayılı Yazısına göre yabancı gerçek kişiler toplam 5.336.723 metrekare alanında değişik türde 9.806 taşınmaz edindi. Raporda, “Artış eğiliminin süreceğini gösteren bu veriler, izlenecek politikanın biçimlenmesinde de belirleyici olmalıdır” denildi. İlçeler bile yağmalandı! Hatay’ın Reyhanlı ve Mardin’in Nusaybin ilçesi de yabancıların talanından nasibini alan bölgeler oldu Rapora göre, Türkiye’de yer alan tüm ilçeler (il merkezleri dahil) için taşınmazların toplam yüzölçümü büyüklükleri dikkate alınarak yapılan sıralamada; birinci sırayı 73.068.633 metrekare (yüzde 26.78) ile Reyhanlı alıyor. Hatay’da bulunan toplam 117.205.283 metrekarelik yabancı taşınmazının 73.068.633 metrekaresi (yüzde 62) Reyhanlı’da. Bu ilçeyi 52.944.595 metrekare (yüzde 19.4) ile Elbeyli, 40. 069. 172 metrekare (yüzde 14.7) ile de Nusaybin ilçeleri izliyor. Sınırlamalar yetersiz kalıyor, önlem alınmalı Raporda, şu önerilere yer verildi: “Yabancı ülkelerde kendi yasalarına göre kurulan ticaret şirketlerinin Türkiye’de taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinebilmelerinin karşılıklılık koşuluna bağlanmalı. Yabancı ülkelerde kendi yasalarına göre kurulan ticaret şirketlerinin edinebilecekleri taşınmaz yüzölçümü konusunda şirket ve il bazında sınırlamalar getirilmeli. Yabancıların Türkiye’de taşınmaz edinebilecekleri alanların yüzölçümü açısından il ölçeği yanında ilçe ölçeğinde de sınırlamaya yer verilmeli. Yabancıların taşınmaz edinimi işlemlerinin yakından izlenerek değerlendirilmesi ve buna göre politika belirlenmeli. Türk vatandaşları veya Türk şirketlerinin yabancı ülkelerde mülk edinirken karşılaştıkları sorunlar kapsamlı biçimde araştırılmalı, o ülke vatandaşlarının Türkiye’de taşınmaz edinimi işlemlerinde bu durumun dikkate alınmalı. Yabancıların Türkiye’deki taşınmazlarının sağlıklı bir envanteri çıkarılmalı, kayıtların sistemli ve düzenli biçimde tutulmalı, bu bilgilerin düzenli aralıklarla ilgili kuruluşlara raporlanmalı. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde yabancılara ait taşınmazlara ilişkin istatistik bilgilerinin kaydedildiği Yabancı İşler Dairesi daha hızlı ve etkili çalışacak biçimde yeniden organize edilmeli. Yabancılara yönelik taşınmaz mal satışının yoğunlaştığı tapu sicil müdürlüklerinin yerleşim, personel ve teknik açılardan eksiklikleri giderilmeli.”
-
Hakan şükür Gül´le görüştü son kararını acıkladı
Ali Sami Yen'de bir zamanlar büyü aramamışlar mıydı !!! Hakan Şükür hoca efendisine çözdürmüştür
-
Yeni Şafak Alevileri Ergenekoncu Yaptı...
Hafta sonu ADD'nin düzenlediği mitingte bir pankartta şöyle demişti...: Yok yüzüklerin efendisi
-
Yeni Şafak Alevileri Ergenekoncu Yaptı...
Yeni Şafak, Taraf, Vakit, Zaman, Akit, Bugün, Sabah, Takvim, Akşam...v.s.... daha aklıma gelmeyenlerde dahil, bunlara göre Atatürk'çü düşünen herkes Ergenekon'cu... Alevilerde Atatürkçü olduğuna göre onlar doğuştan Ergenekoncu oluyorlar... Bu ülkede Ulusalcıyım, Atatürkçüyüm, Milliyetçiyim, Vatansever ve Ulus Milletçiyim diyen herkes Ergenekoncu olacak... Ve birgün sıra hepimize gelecek...
-
İsrali ve Büyük Ortadoğu Projesi
ERGENEKON OPERASYONU: Darbeci ve Ulusalcı Atatürkçü Teröristlerin Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla yakalanması ve demir parmaklıklar arkasına tıkılması operasyonu... (Akp deyimiyle ve halkı inandırmak istediği şekliyle) R.T.ERDOĞAN: TC başbakanı, AB ve ABD ile sıkı ilişkiler içersinde olan vatansever...!!! Ergenekon operasyonunun savcısı, avukatı, hakimi, hatta unutmadan BOP eşbaşkanı!!! pkk'lar bu arada ne yaparlar meclisten halka seslenirler... eee malum insan hakları!!!
-
İsrali ve Büyük Ortadoğu Projesi
UZUN BİR YAZI OKURKEN EPEY VAKTİNİZİ ALACAK AMA OKUMANIZI RİCA VE TAVSİYE EDİYORUM... BU YAZI TÜRK/SOLU WEB. SİTESİNDEN ALINMIŞTIR... MERAK EDENLER İÇİN LİNKİ BU İŞ ŞEMDİNLİ'DE BİTER Bir komplo teorisi: Bu iş Şemdinli’de biter 2008 Şubat: Savcı henüz iddianameyi bile hazırlamadığından Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan sanıklar daha ilk mahkemeye bile çıkamadılar... 2008 Mart: Savcı henüz iddianameyi bile hazırlamadığından Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan sanıklar daha ilk mahkemeye bile çıkamadılar... 2008 Nisan: Savcı henüz iddianameyi bile hazırlamadığından Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan sanıklar daha ilk mahkemeye bile çıkamadılar... 2008 Mayıs: Savcı henüz iddianameyi bile hazırlamadığından Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan sanıklar daha ilk mahkemeye bile çıkamadılar... 2008 Haziran: Savcı henüz iddianameyi bile hazırlamadığından Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan sanıklar daha ilk mahkemeye bile çıkamadılar... ... 2008 yaz ayları hararetli rejim tartışmalarıyla geçmektedir. Tam o sırada gece yarısı Terörle Mücadele ekiplerine bağlı seçilmiş polisler evlerinden alınır. Çok gizli operasyonda gidilecek adresler zarflarda yazılıdır. Sabah 09.00: Ajanslar büyük operasyon haberlerini geçer. Öğlen 12.00: İstanbul’da gerçekleştirilen büyük operasyona ait ilk bilgiler basın tarafından duyurulmaya başlanır. Emniyet içindeki kaynaklardan alınan bilgilere göre İstanbul’da aralarında bazı üst düzey emekli subayların da aralarında bulunduğu bir kısım şahıs gözaltına alınmıştır. Öğlen 14.00: Gözaltına alınanlar içinde orgeneral rütbesinde bile emekli askerler olduğu bilgisi basın tarafından duyurulur. Operasyonun İstanbul’la sınırlı olmadığı Bodrum ve Ankara’da da eşzamanlı gözaltılar olduğu bilgisine ulaşılır. Öğlen 15.00: Gözaltına alınanlarla ilgili ilk resmi açıklama İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılır. Buna göre bundan 1 yıl önce Ünraniye’de bir evde bulunan bombalarla ilgili soruşturmada uzun süredir teknik takipte bulunan savcılık sonunda yeterli delillere ulaşmıştır. Bu kapsamda daha önce Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ve Danıştay saldırısı da içinde olmak üzere bir çok suçun bizzat örgütleyicisi olduğu savıyla Emekli Orgeneral Şener Eruygur ve Emekli Orgeneral Özden Örnek Ankara’da gözaltına alınmıştır. ... Sabah erken saatlerden itibaren Ankara’da çok büyük bir gerginlik hakimdir. Genelkurmay Karargahında büyük bir sessizlik ve hareketlenme söz konusudur. ... Aynı gün akşama doğru tüm basın ve TV flaş gelişmeyi ve ayrıntılarını duyurmaya başlar. Emniyet ve savcılık kaynaklarına dayanılarak verilen haberlere göre, Danıştay saldırısından bu yana gerçekleşen çeşitli bombalama ve suikastlerle ilgili ipuçlarını takip eden savcılık, Ergenekon operasyonundan sonra tutuklanan Emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün geriye dönük faaliyetlerini mercek altına almıştır. Bu kapsamda AKP iktidarını yıkmaya yönelik bir darbe girişimine ait daha önce Nokta dergisinde yayınlanan darbe günlüklerinin orijinaline, bir istihbaratı değerlendiren polisler en sonunda bu adrese ulaşırlar. .... Ertesi gün tüm gazeteler: Korkunç darbe tezgahı! Ulusalcı çetenin darbe tezgahı! Tüm cinayetler ulusalcı darbe içinmiş! .... Aynı gün: Emniyet’in yeni gözaltılarının haberleri bomba gibi düşer: Ankara, İstanbul ve yurdun çeşitli yerlerinde yüzlerce kişi gözaltına alınmıştır. Emekli Orgeneral Şener Eruygur ve Özden Örnek’in ilişkilerini izleyen Emniyet, bir sene önce Cumhuriyet mitinglerini düzenleyen kurum ve kuruluşların da aynı darbe tezgahında etkin rol aldığını tespit etmiş ve bu kişilere yönelik gözaltı operasyonuna başlamıştır. Basın kuruluşları henüz yeterli bilgiye sahip değildir, ancak ADD ve ÇYDD’nin önemli yöneticileri, çeşitli şube yöneticileri gözaltına alınmıştır. Aynı anda bomba bir haberi televizyon kanalları vermeye başlar: İstanbul: Polis savcı gözetiminde şu anda Cumhuriyet gazetesi ve Kanaltürk yönetim merkezlerinde arama yapmaya başladı. Ankara: Ankara’da Genelkurmay Karargahı sessizliğini korurken ATO ve TESK merkezinde polis ve savcılar belirir. Aynı gün akşam saaatleri: Emniyet Genel Müdürlüğü adına yapılan açıklamada, vatandaşların sakin olmaları, herşeyin kanunlar çerçevesinde ve savcılık tarafından yürütüldüğü, sanıklar mahkemeye çıkarılana kadar olay hakkında basına haber yasağı getirildiği açıklanır. Başbakan Tayyip Erdoğan ülkede hiç kimsenin kanunlar üzerinde olmadığını, yargıya güvenmek gerektiğini söyler. Olayın TSK’ya karşı bir operasyon olmadığını ama bazı artniyetlilerin bunu böyle göstermeye çalışacağını söyler. Ertesi gün tüm gazeteler: Yeni bir 27 Mayıs atlatmışız! 4. günün sonunda: Adliyeye çıkarılan sanıklardan Emekli Orgeneral Özden Örnek, Emekli Orgeneral Şener Eruygur, bazı üst düzey komutanlar, ATO Başkanı Sinan Aygün, Kanaltürk sahibi Tuncay Özkan, Cumhuriyet Gazetesi sahibi İlhan Selçuk, Cumhuriyet yazarlığı da yapan Emekli Orgeneral Doğu Silahçıoğlu, çıkarıldıkları mahkemece terör örgütü kurmak, darbe tezgahlamak ve halkı ve orduyu hükümete karşı isyana teşvik ettikleri savıyla tutuklanır. ... 30 Ağustos 2008: Yeni Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ görevi Orgeneral Yaşar Büyükanıt’tan devralır. Yaşar Büyükanıt yaptığı açıklamada bundan sonra ailesi, çocukları ve torunlarıyla vakit geçireceğini, kitap yazmayacağını belirtir. 2008 Eylül: 2007 yılında tutuklanan Muzaffer Tekin’in dosyası Ergenekon dosyası ile birleştirildiğinden henüz iddianamesi hazırlanmamıştır ve 1.5 yıldır mahkemeye çıkmadan tututkludur. 2008 yılının başında tutuklanan Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz ve arkadaşlarının dosyası 6 ay sonraki Sarıkız darbe dosyası ile birleştirildiğinden sanıklar 8 aydır mahkemeye çıkarılmadan tutukludur. 2008 yılı Haziran ayında tutuklanan Sarıkız darbe sanıkları Şener Eruygur ve arkadaşları iddianameleri henüz hazırlanmadığından mahkemeye çıkarılmamışlardır ve tutukludurlar. ... 2008 Eylül ayı: Türk Silahlı Kuvvetleri Kuzey Irak’a yönelik kara harekâtı başlatır. Başbakan Tayyip Erdoğan Türk Ordusu’nun olağanüstü kahramanlık ve başarılarını halka açıklar. 2008 kışı: Ülkede PKK terörü durmuştur... 2009 Ocak ayı: İki yıldır tutuklu bulunan Muzaffer Tekin, 1.5 yıldır tutuklu bulunan Veli Küçük ve Kemal Kerinçsiz, 7 aydır tutuklu bulunan Şener Eruygur, Özden Örnek, Doğu Silahçıoğlu, İlhan Selçuk, Tuncay Özkan ve Sinan Aygün avukatlarının yaptıkları tüm başvurulara rağmen hâla mahkemeye çıkarılmamışlardır. 2009 Ocak sonu: Sabah 05.00: Ankara’daki Zaman gazetesi istihbarat merkezi ile Roj TV’ye aynı anda bomba haber gelir: Polis az sonra Yaşar Büyükanıt’ı gözaltına alacaktır. Gazeteciler ortalığı telaşa vermeden Ankara’da bulunan emekli Paşanın evine gittiklerinde gerçekten de istihbaratın doğru olduğunu görürler: Savcı Paşaya gözaltı kağıdını gösterir.. Ve evden çıkarlar. 05.05: Genelkurmay Karargahı’nın ışıkları yanıktır. Aynı anda tüm komutanların arabaları karargaha giriş yapar. Başbakanlık’ın ışıkları yanmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün ışıkları yanmaktadır. 07.00: Zaman ve Roj TV flash haberi duyurur. Basına sızan bilgilere göre Muzaffer Tekin’le başlayan ilişkiler ağını çözen Savcılık, Şemdinli dosyasını da istemiş ve olaylar arasındaki bağlantıyı kurmuştur. Buna göre AKP’nin iktidara gelmesi ile birlikte Genelkurmay içinde bir darbe ekibi kurulmuştur. Ancak Hilmi Özkök’ün Genel Kurmay Başkanı olması darbe planlarının başarılı olmasına engel olmuştur. Bunun üzerine çeşitli provokasyonlar ve mitingler düzenleyen darbe ekibi, savcılığın zamanında gözaltıları ile başarıya ulaşamamıştır. Bu arada Veli Küçük’ün evinde ele geçen belgelerde TSK içinde yasadışı bir kontrgerilla örgütlenmesinin varlığı tespit edilmiş, bu yapılanmanın başında o dönem Yaşar Büyükanıt’ın olduğu saptanmış, bu yapılanmanın PKK terörünün artması için PKK içinedki çeşitli unsurları kullanarak 2007 seçimleri öncesinde hükümeti yıpratacak bir terörist saldırı kampanyasına bizzat olanak sağladıkları tespit edilmiştir. Çeşitli gazeteler, televizyonlar, dernekler, partiler, yargı üyeleri ve bürokraside de geniş bir yapılanmaya sahip olan bu grubun ülkedeki tüm terör ve karışıklığın sebebi olduğu anlaşılmaktadır. ... Başbakan Tayyip Erdoğan operasyon ile ilgili basının sorularını yanıtlarken olayın kesinlikle TSK’ya mal edilemeyeceğini, Ordu’nun bizzat kendisine bağlı olduğunu, göz bebekleri olduğunu, ordunun kahramanlıkları sayesinde PKK terörünün durdurulduğunu açıklar. ... Genel Kurmay Başkanı yargıya müdahale etmek istemediğini bu nedenle açıklama yapmayacağını belirtir... ... Aynı gece Köşk... MİT Müsteşarı ve Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Cumhurbaşkanı Gül’e brifing vermektedir. Operasyon hemen durdurulmazsa asker içinde bir grup genç subayın başında bulunduğu yapılanmanın yönetime el koyacağını bildirirler. Cumhurbaşkanı teşekkür eder ve çıkarlar. Gece 01.00: Cumhurbaşkanı Gül Başbakan’ı Köşk’e davet eder. Başbakan AKP MYK üyeleri ile olağanüstü toplantıdadır. Bazı AKP’liler Başbakan’ı bir darbe olasılığına karşı uyarırlar. Başbakan kendinden emindir, “artık bu iş bitti” der. Gece 02.30: AKP MYK üyeleri evlerine doğru yola koyulur. Gece 03.00: Başbakan’ın makam aracı Köşk’ün kapısından girer. Bir saat süren görüşmede Gül’ün uyarıları karşısında Başbakan düşünmek için süre ister. Gece 04.00: Başbakan eve döner. Gece 05.00: Bir askeri jip Başbakan’ın evine gelir. Kapıdaki koruma müdürü ile görüşür. Koruma müdürünün yüzü asılmıştır. Ben haber vereyim der. Teğmen izin vermez. Kapıya doğru yönelir Ve zili çalar... ... Bu hafta başyazımızı bir komplo teorisine ayırdık. Ve okurlarımızla paylaştık... Adı üstünde komplo teorisi... ... Yıllardan: 1941 Günlerden: 22 Haziran Ömründe hiç kavga etmemişti İvan, (hatta iyi yürekli, fakat çok aksi bir adam olan Ermeni Sagamanyan’la bile), korkaklığından değil barışseverliğinden Ve hiçbir millete düşmanlığı yoktu. Büyük bir kusuru vardı İvan’ın: şaşmak bahsinde çocuktu. Ve tuhaf bir acıyla şaşmıştı Hitler Almanya’da yerleştiği zaman. ‘Marks’ın, Engels’in, Bethoven’in ve Şiller’in milleti, proletarya, komünist yoldaşlarımız ve Telman Sosyal-demokratların ihanetine rağmen nasıl olsa devirirler ***,’ diye düşündü. Hitler devrilmedi. Biraz daha şaştı, biraz daha üzüldü İvan. 22 Haziran Şafak vakti: ‘Gelenler Faşistlerdir,’ diye düşündü, ‘biz buradan, Alman milleti içerden temizledik demektir işi.’ İvan dayandı burdan. Alaman, Rumen, Fin, İtalyan, Macar, bir tek ölüm bayrağı altında saldırıyordular. Çekoslovak, Belçika, Hollanda, Fransa fabrikaları emrindeydi gamalı haçın. Hitler’in uçakları ve tankları çoktu, İvan’ın askerlik sanatında henüz yeter bilgisi yoktu ve herşeye rağmen bu işe bir parça hala şaşan çocuktu. Çekiliyordu içerlere doğru çarpışarak. Yanıyordu alabildiğine yanıyordu alabildiğine arkada toprak. Dayanıyordu İvan. Fakat Alman milleti Hitler’e av köpekliğinde ve İvan’ı şaşırtmakta devam etti. Nazım Hikmet Ve İvan kendi kendine soruyor: ‘-Nereye, nereye, nereye? Nerde duracağız? Nerde, nasıl ve ne zaman?’ Kin duymayı öğrendi İvan vahşi fakat cana yakın bir şarkı öğrenir gibi. Ve sırtları beyaz haçlı tankları yakıp ve her köpek leşini serdikçe yere gözünde bir kat daha aziz oldu vatan. Sessiz ve öfkeliydi doludizgin. Ve artık nefret etmeyi ve affetmemeyi biliyordu. Ortaçağ sürüleri habire geliyordu, paraşütle inen motosiklete binen Ortaçağ sürüleri. Subayları başlarındaydı: yobaz inanmış, sormak yasak, düşünmek günah. Ve kalkık bir kaşın altında tek gözlük gibi *****. Ve zırhlarının içinde balık gibi mağrur üstinsan Irz düşmanı ve dehşetli obur. Kiyef’e kadar bu subaylardan beşini gebertti İvan. Kiyef kapılarında yanı başında düştü Ermeni Sagamanyan Sessiz kucaklaştılar. Ve yüzü gülmeyen aksi, esmer adamın, ilk defa güldü yüzü: ‘-Bana bir cıgara ver’ dedi. Halbuki o hiç kimseden cıgara istememişti şimdiye kadar. İki kat dövüştü İvan. Ve başçavuş oldular Türkistanlı Ahmet’le aynı günde ‘-Çekiliyoruz, evet, ama Avrupa’yı kurtardığımız zaman generallik isterim’ dedi Ahmet Şimdi çekiliyorlardı Önlerinde Avrupa uzaklaşıyor arkalarında yaklaşıyordu Moskova. Fakat emindiler: dünya geri dönmeyecek Ortaçağa ve olduğu yerde saymayacak. Bu bir doğum ağrısıdır gebedir toprak. Nazım Hikmet NOT: BU KONUYU NEDEN Mİ İSRAİL'İN ORTADOĞU PROJESİNDE İŞLEDİM? ORASINIDA SİZ DÜŞÜNÜN!!!
-
Taylan Abi'ye..............
aynı beklenti içerisindeyiz eğer bu dileğimiz gerçekleşirse bütün Atatürkçü forum dostlarımla birlikte kutlama yapmayı teklif ediyorum hep mutlu ol ve daima dostum kal
-
lucifer... iiki doğdun...
iyiki doğdun mutlu yıllar
-
KesKiNkAleM'eee nice yıllar....
bende özledim Keskinkalem'i doğumgünün kutlu olsun