Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Evrim

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Evrim tarafından postalanan herşey

  1. tüm dünyanın ezilen halkları, özgürlükçü ve eşitlikçi insanları bu uğurda yaşamının 27 yılını hapishanelerde geçirmiş özgürlük savaşçısı Nelson Mandela'yı asla unutmayacaktır!
  2. Mandela hayatını kaybetti Güney Afrika'nın efsanevi lideri Nelson Mandela 95 yaşında hayatını kaybetti. Güney Afrika'nın Efsane lideri 95 yaşındaydı. Mandela'nın ölümünü saat 22.45 te Devlet Başkanı Jacob Zuma 'Halkımız babasını kaybetti' sözüyle açıklarken ulusal yas ilan edildiğini belirtti. Son yüzyılda, hemen herkesin nezdinde dünyanın en çok saygısını kazanmış lideriydi. Dünle bugün arasında tarih cambazlığı yapmadı. Yarına sansürlenmiş vasiyet bırakmadı. Anketlerle gömleğinin rengini değiştiren, nerede ne söyleyeceğini ona göre seçen pop politikacı olmadı. İnandırıcıydı. Çelişkilerini gizlemedi. Terörist de oldu, devlet başkanı da. 27 yılını hapiste geçirdi. Nobel Barış Ödülü'nü alanların devlet terörizmine yönelebildiği dünyamızda, o terörizmle başladığı mücadelesini Nobel Barış Ödülü'yle noktaladı. Kimbilir günümüz siyasi liderleri arkasından ne diyecekler? Kimi kendi ideloljisine göre onu yontacak. Kimi, onu överken kendisini tarihin dev aynasında görerek komplekslerini konuşacak. Kahraman fetişistlerimiz göklere çıkartacak. Yaşam öyküsünü okumuş olsalar, “insan”ı görebilir, bir şeyler öğrenebilirler miydi? Emin değilim. Aşağıda Nelson Mandela’nın Kendimle Konuşmalar* kitabından seçtiğim alıntılar. Çelişkileriyle, değişimiyle, çıplaklığıyla bir insan. “Kabilemin reisi olmam bekleniyordu. Görücü usulü evlilik gibi geldi bana. Kaçtım. Kalsam kocaman göbeğim, sürü sürü öküz ve koyunlarım olacaktı. “Irkçılığa karşı mücadelemde, hangi örgütlere girmem, hangi kitapları okumam gerektiğini kimseden öğrenmedim. Disiplinli bir özgürlük mücadelesinde, tesadüfler de önemli, deneme ve sınama da. “İlk yazdıklarıma, konuşmalarıma ibretle bakıyorum. Ukala, yapay, taklit, evrensellikten uzak, deneyim fakiri, hazmedilmemiş bilgilerimle kitleleri etkileme kaygısı. “Siyasette başka liderleri eleştirirken, dürüst, gerçekçi, yapıcı olmalı. “Pasif direnişten yana olduğumuzu söylemek, devlete karşı işimize yaradı. Bunu ilke değil taktik olarak benimsedim…Şartlar neyi gerektiriyorsa o yapılır. Hz. İsa da bezirganlara karşı şiddet kullandı… Günlüğünden: “30 Haziran, 1962, Addis Ababa, Habeşistan Bombalı tahrip eğitimi aldım. “1 Temmuz, 1962 Otelde notlarımı yazdım. “8 Temmuz, 1962 Albay Tadesse ve Yüzbaşı Befekadu ile küçük bir lokantada yemekten sonra sinemaya gittik. Konuşmaları ve yazdıklarından: “Devlet şiddeti karşısında… düşmanımız hareketimizi tek tük ayaklanmalar, dünya ise popüler devrimci mücadele olarak görmeli. “Menachem Begin’in İsyan kitabı bana cesaret verdi… (Siyonistler) Boydan boya İngiliz işgali altında, dağsız, tepesiz dümdüz topraklarda güçlü bir mücadele gerçekleştirdiler. “Militarizmi engelledik. Silahlı gücün merkezi otoriteye tabi olmasını sağladık. Asıl hedefimizin siyasi güç olduğunu gözden çıkarmadık. “Siyah ve beyaz ırkçılığına, birinin diğerine egemenliğine her zaman karşı çıktım. Amacım herkesin özgürce eşit olanaklardan yararlanabileceği bir toplumda yaşaması. “Oğlumu ölmeden son gördüğümde 17 yaşındaydı. Başka şeyleri olduğu halde, ona bol gelen pantolonumu giymişti. Kaçak yaşamamın onda yarattığı duygusal fırtınalar altında ezildim. Hapis yıllarından: “17 Ekim, 1979 Çıplak, 79 kiloyum. “18 Ocak, 1984 Domates tohumu ektim. “6 Ocak, 1986 Kilom 79. Boyum 1.80 “Beyazlara aşağılık duygusunu, hakkımızı arama mücadelesiyle yenebildik. Baskıdan korkmak yerine, direnerek baskıya karşı geldik. “İnsan hapishanedeyken karısının dışarıda konumunu aklından geçirmemeli. Kendisine gelince, cinsel hayatı olmamasını kontrol edebilir. “Gardiyanları küçük düşürmemeye gayret ettim. Düşürdüğümde özür diledim. Ama onlara karşı kendimin ve diğer mahkumların haklarını sonuna kadar savundum. “Tek başıma hücre hapsine karşı çıkmadım, çünkü tecridim, 'Biz teröristlerle konuşmayız' diyen hükümetle gizli görüşmelerime vesile olacaktı. Hareketle de paylaşmadım. Reddederlerdi. Görüşmelere tek başıma başlayacak, oldu bittiye getirecektim. “En çetin sorun ulusal birliğin sağlanamaması. … Hikayeler nasıl da dünyayı dolaşıyor. İlk annemden duymuştum. Baktım, şimdi Mandela da aynı hikayeyi anlatmış. Araştırdım. Kaynak Aesop'muş. Mandela’nın şiddete ilişkin son vardığı nokta: Rüzgar ve güneş, “Hangimiz daha güçlü?” diye bahse tutuşur. İddia, yolda yürüyen adamın paltosunu kimin çıkartabileceği. Rüzgar estikçe eser, estikçe adam paltosuna sımsıkı sarılır. Sıra güneşindir. Bulutların arasından hafifçe yüzünü gösterir. Adam gevşer. Güneş ışıldar. Adam düğmelerini çözer. Güneş tepeye gelir. Adam kendisini kurtarır paltosundan. Kaynak: http://www.radikal.com.tr/dunya/mandela_hayatini_kaybetti-1164781
  3. Evrim şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    uyyy çok datlılar. ben bunları yerim yerim
  4. deniz fenerlerinin olduğu yerleri çok seviyorum. Rumeli feneri ve çevresinin kentleşmeden uzak sosyal yapısı, balıkçıları, limanı çok güzel.
  5. Evrim şurada cevap verdi: SuMMeRFB başlık Havadan Sudan Konular
    Derinlemesine hasta bir topluma uyum sağlamak bir sağlık ölçütü değildir. Krishnamurti
  6. Gezi Direnişi’nin ölümsüz yoldaşı Ethem'e Taksim Gezi Parkı protestoları sırasında Ankara, Kızılay'da bulunan Güvenpark'taki eylemler sırasında polis kurşunuyla vurularak öldürülen Ethem Sarısülük'ün yaşamını ve mücadelesini anlatan 'Halkın Yoldaşı Ethem Sarısülük'ün kitabı raflardaki yerini aldı. Ethem'in kardeşi İkrar Sarısülük'ün kaleme aldığı kitapta Ethem'e ait birçok yaşanmışlık yer alıyor. Tahsin Yılmaz tarafından derlenen ve Sel Yayıncılık tarafından yayımlanan kitap ayrıca "Haziran isyanının ölümsüzleri" Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Medeni Yıldırım ve Ahmet Atakan'a adandı. Kaynak: http://birgun.net/haber/gezi-direnisinin-olumsuz-yoldasi-etheme-7076.html
  7. Kuşlar Ali İsmail Korkmaz'ın Elinden Su İçecek Gezi direnişi sırasında polis ve esnaf tarafından dövülerek öldürülen 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın heykeli açıldı. Kuşlar su içsin diye avuçları açık yapılan heykelin avuçlarına ilk suyu anne Korkmaz döktü. Eskişehir’de Gezi direnişi sırasında polisler ve esnaf tarafından 2 Haziran akşamı dövülen, komada 38 gün kaldıktan sonra 10 Temmuz’da hayatını kaybeden 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın heykeli açıldı. Hürriyet’in haberine göre, Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun (FKF) katkılarıyla Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü öğrencisi Murat Yeşilgöz ile heykeltıraş Metin Kılıç tarafından Ali İsmail Korkmaz’ın bire bir ölçülerde heykeli yapıldı. Kuşlar su içsin diye avuçlarını açmış halde yapılan Korkmaz’ın heykeli saat 14.00’de Eskibağlar Mahallesi İsmet İnönü Caddesi’ndeki Espark Alışveriş Merkezi’nin yanına konuldu. Heykelin açılış törenine Ali İsmail Korkmaz’ın Hatay’dan gelen babası Şahap Korkmaz, annesi Emel Korkmaz ile avukat ağabeyi Gürkan Korkmaz da katıldı. Anne Emel Korkmaz, törende oğlu için yapılan heykelin avuçlarına kuşların içmesi için su döktü. (EKN) Kaynak: http://www.bianet.org/bianet/insan-haklari/151723-kuslar-ali-ismail-korkmaz-in-elinden-su-icecek
  8. Evrim şurada cevap verdi: Evrim başlık Güncel Konular
    İlkokulda nişan 11’inde evlilik Niğde Devlet Hastanesi yetkililerinin gebe takip uygulamasına başvuruların azlığı üzerine başlattığı çalışma sonucunda, kız çocuklarının 11-14 yaş arası evlendirildiği ortaya çıktı. Gebe takip uygulamasına başvuruların az olmasının nedeninin ise, çocuk yaşta hamile kalan kızların ailelerinin yasal işlem başlatılacağını bilmeleri ve bundan korkmaları olduğu belirtildi. BURCU KARAKAŞ / Niğde Niğde’ye 60 kilometre uzaklıkta bulunan Dündarlı kasabasında, ilkokul çağında nişanlandırılan kız çocukları, 11-14 yaş arasında evlendiriliyor. Niğde’de çocuk yaşta evliliklerin Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu belirten Sosyolog Bülent Kara, pilot bölge seçilen Bor ilçesinde çocuk yaşta evliliklerle mücadele için başlatılan projenin, İl Sağlık Müdürlüğü’nün desteğini çekmesiyle askıya alındığını söyledi. Uzmanlar, çocuk gelin vakalarının son yıllarda Niğde merkeze doğru yayıldığı, devlet yetkililerin bu duruma göz yumduğu konusunda uyardı. Milliyet’in Dündarlı’da konuştuğu kadınlar da şikayetçi; “Bassınlar cezayı bakalım bir daha oluyor mu?” Niğde Devlet Hastanesi yetkilileri, Niğde’nin Dündarlı kasabasında gebe takip uygulamasına başvuruların az olmasını fark ederek harekete geçince, korkunç bir gerçeği ortaya çıkardı. Yapılan araştırmalarda, kız çocuklarının ilkokulda nişanlandırılarak, 11-14 yaş arasında evlendirildiği saptandı. ‘Burada düğün eksik olmaz’ Niğde merkeze bağlı Dündarlı kasabasına, önce davul zurna, ardından üç el silah sesi eşliğinde giriyoruz. Belediye binası bahçesinde oturan birkaç erkeğe, “Düğün mü var” diye sorunca, gülerek yanıt veriyorlar: “Düğün var tabii. Burada düğün eksik olmaz! Akşam atılan silahları görsen, Teksas gibi!” Muhtar Numan Sert’le, köy meydanındaki kahvehanesinde konuşuyoruz. Kız çocuklarının erken yaşta evlendirildiklerini inkar etmiyor: “Çocuk evliliği daha önceleri yoktu. Ortaokulu bitirip liseye devam etmeyen kızlar evlendiriliyor. Diyelim kız 16 yaşında. Nişanlanır, 2 sene sonra da evlenir. Önce imam nikahı kıyılır, sonra resmi nikah beklenir. Kızlar liseye son 5-6 senedir devam ediyor.” Numan bey, kendi kızını 17 yaşında evlendirmiş. 15 yaş ve altındaki kız çocukların evlendirildiklerini kesinlikle kabul etmiyor, ancak ‘nadiren’ olduğunu söylüyor: “13 yaşında evlendirmek olur mu hiç! 16-17 olabilir, 15 yaş altı zaten suç!” “Kız sattım” Köydeki delikanlılar ise Numan bey ile aynı fikirde değil. Kahvede masalarına konuk olduğumuz gençler, 20-25 yaş arasında. Biri yeni askerden dönmüş, 17 yaşında nişanlısı varmış. Diğerleri askere gidecekmiş. Kendilerinden pek bahsetmiyorlar ama belediye başkanının 22 yaşındaki oğlunu, 14 yaşındaki kızla nişanladığını, 8. sınıfta okuyan neredeyse bütün kızların nişanlı olduklarını anlatıyorlar. “Burada kızlar 10, erkekler 20 yaş ve üstü evlendirilir” diyorlar. Masada amcaları sayılacak biri, çocuk yaşta evlendirilmeyen kız çocuklarının sayısının bir elin parmağını geçmeyecek kadar az olduğunu vurgulamak için; “Bir tane 17 yaşında vardı, ben sattım” diye araya giriyor. “Kız evlendirmek” yerine kullanılan “satmak”. “Satmak” Dündarlı’da sıklıkla telaffuz edilen bir kelime. 78 yaşındaki Mehmet amca da, “Okul bitince kızlar satılıyor” diyerek, köyün ‘usulünün’ böyle olduğunu söylüyor. “İki senesi kaldı” Rukiye hanım (51), 15’inde evlenmiş. Bir kızını 13 yaşında evlendirmiş çünkü; “Bu köyün kanunu böyle”. Bir kızı daha varmış, o bu sene liseye başlayacakmış. “Vermem onu erken” diyor. Kızının okumasını, kendi ve ablasıyla aynı kaderi paylaşmamasını istiyor. Sohbetimize iki kız çocuğu kulak kesiliyor. Bir adam, “Bak mesela, bu 11 yaşında. İki senesi kaldı” deyince, gülüşmeler oluyor. Kadınlar, çevre köylerde de durumun aynı olduğunu söylüyor. Fadime teyze, konuştuğumuz diğer kadınlar gibi, çocukların evlendirilmesini doğru bulmuyor: “Suç değil mi, bassınlar cezayı da bakalım bir daha oluyor mu!” 4 gün 4 gece düğün Düğün yerine gidiyoruz. Kapıda lokum, bisküvi ve şeker ikramı var. Dündarlı’da düğünler, 4 gün 4 gece sürüyor. Kerpiç bir evin bahçesindeki düğün yerinde, yerdeki sedirlerde oturuluyor. Bahçenin bir ucunda klavye çalıp şarkı söyleyen genç bir adam var. Gelinin lise 2’de okuduğunu, damadın ise askerden yeni geldiğini öğreniyoruz. Ancak damat, gelini evine bırakmaya gittiği için ikisi de düğün yerinde yok. Bir süre gelmelerini bekliyoruz ama düğün sahiplerinden bir beyefendi, gazeteci olduğumuzu öğrenince, bizi kibarca dışarı buyur ediyor. Liseden 3 mezun Niğde’de bir sağlık kuruluşunda çalışan, ismini vermek istemeyen sosyal hizmet uzmanı, Dündarlı’nın gebe takibi yapılmayan yerler arasında olması nedeniyle dikkatlerini çektiğini söyledi. Uzman, bir araştırmaya göre, kasabada ortaöğretimden sonra liseye devam ederek mezun olan kız öğrenci sayısının 3 olduğunu belirtti: “15’inde hâlâ evlenmemiş kızlara ‘evde kalmış’ gözüyle bakılıyor. Kız çocuklar hamile kalınca, yasal işlem başlatılacağı için hastaneye gidemiyor. Kasabada aile içi şiddet vakaları yüksek. Riskli gebeliklerde takip olmadığı için engelli doğan çocuk sayısı da çok fazla.” Sözlü için arka sıra izni! Niğde Devlet Hastanesi’nde geçen yıllarda görev yapan bir psikolog ise çocukların ilkokul çağında nişanlandırıldığını saptadıklarını belirterek, bir öğretmen arkadaşının kendisi ile paylaştığı hikayeyi şöyle anlattı: “Bir öğretmen arkadaşım bir gün bir kız öğrencisine tahtaya kalkmasını söylemiş. Kız ayağa kalkıp yerine oturmuş. Tekrar seslenince yine kalkmış, ardından yine oturmuş. Öğretmen arkadaşım bakmış, kız arkasına bakıp yerine oturuyor. ‘Kalkmama izin vermiyor’ deyip arkadaki bir erkek öğrenciyi gösterince, arkadaşım ‘Oğlum sana ne oluyor’ demiş. Çocuk, ‘Ben onun nişanlısıyım’ diye yanıt vermiş.” Aileleri nerede? İsmini vermek istemeyen psikolog, devlet kurumlarının çocuk gelin vakalarına göz yumduğunu savunarak, şöyle devam etti: “Dündarlı’ya aile içi şiddet için gittiğim sınıfa şöyle bir bakıp, ‘Bunların aileleri yok mu’ dedim. Sınıfta hep 14-15 yaşlarında kızlar ve kucaklarında çocuklar vardı. Dinlemeye onlar gelmiş. Askerden dönen erkekleri, kız çocuklarıyla evlendiriyorlar. Erkek, iş için şehir dışına çıkarsa, kızı beklemeden başkasıyla evlendiriyorlar. İkinci evlilik, 30 yaş ve üstü erkeklerle oluyor. Bu duruma göz yumuluyor. Diyanet de göz yumuyor. Herkes yasak olduğunu biliyor. Adli süreç başlasa, hemen herkesin cezaevine gireceği biliniyor.” Merkeze yayıldı Psikolog, çocuk yaşta evliliklerin Niğde merkeze doğru yayıldığı konusunda uyararak, şunları söyledi: “Ensest de evlilik sebeplerinden biri. İntihar girişiminde bulunan bir kadın, babası tarafından tecavüze uğrayınca evlendirildiğini anlatmıştı. Tecavüzcüsüyle evlendirilen kızlar var. Devlet kademelerinde yüksek mevkilerde bulunan bazı kişilerden, ‘Değiştirip ne yapacaksınız, nasıl önleyeceksiniz’ diyenler olmuştu. Çocuklar ‘Okumak istiyoruz, evlenmek istemiyoruz artık’ diyor ama herkes üç maymunu oynuyor.” Proje askıya alınmış Niğde Üniversitesi Sosyoloji bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Bülent Kara, Niğde’de çocuk gelin vakalarının Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu söyledi. Kara, çocuk gelinlerle mücadele için pilot bölge seçilen Bor ilçesinde başlatılan projenin, Niğde İl Sağlık Müdür Ali Rıza Erdoğan’ın desteğini çekmesiyle askıya alındığını belirterek, şunları söyledi: “Niğde Üniversitesi olarak, Niğde Valiliği ve Bor Kaymakamlığı ile 5 yıllık ‘Ah Bir Çocuk Olsam’ adında ortak bir proje yürütüyorduk. Amaç, erken yaşta evliliklerin nedenlerini tespit etmek ve süreç içinde azalmasını sağlamaktı. Proje 1 yıl sürdü, ancak Bor Kaymakamı görevden alınınca, İl Sağlık Müdürü de projeden çekildi. 2012 Nisan’ında başlatmıştık projeyi, 5 ay önce askıya alındı. İl Sağlık Müdürlüğü, projenin yürütücülerinden olduğu ve desteğini çektiği için devam edemedik. Niğde’de erken yaşta evlilikler, Türkiye ortalamasının üzerinde. Kızlar, 11-14 yaş arasında evlendiriliyor.” Kaynak: Milliyet
  9. @@irinçköl tarif ve davet için teşekkür ederim. ben de beklerim
  10. bu aralar bergamot aromalı çaya sardım. allam ne güzel bir şey, içiyos içiyos çaya doymuyoruz o kadan beğendik bugünün çayları da benden gelsin, herkeslere... : )
  11. @@irinçköl tarif isteriz etli ve mercimekli olanıyla özellikle
  12. merhaba, yazdıklarınız bir arkadaş tavsiyesi ile okuduğum yoldaş pançuni'yi hatırlattı. kitap çok komik okumayanlara bu sayede tavsiye edilir : ) Turkish-Media yönetimine gelince admini ne gören ne duyan var diye biliyorum kendisi illegal bi görüntü vermekte. bu da kapitalist yasalara aykırı. en azından anti-kapitalist olma ihtimalleri var yani, sanırsam
  13. yıl sonu nedeniyle oldukça yoğunuz. Ocak gibi sen de uygun olursan dergiyi elden almayı terich ederim hem böylece tanışmış da oluruz
  14. @irinçköl bir süredir yazmıyor, umarım iyisindir.
  15. örtmenim derginize abone bile olabilirim sayende konuya olan ilgimiz de bilgiye dönüşmüş olur.
  16. bulgur pilavına ben de dayanamıyorum : )
  17. neden bu kadar katısınız ve sürekli emir kipleri kullanıyorsunuz bilmem ama tekrar okurum.
  18. Kemalizm ve Faşizm arasındaki bağ genelde Dersim, Koçgiri ve Karadeniz'de boğdurulan Mustafa Suphi’ler üzerinden kurulur. Atatürk ve Lenin’nin yazışmaları, o dönem SSCB’den alınan yardımların içerdiği bilgiler belgelidir ve dileyen dilediği kaynaktan okuyabilir. Atatürk’ün davetiyle gelen Suphilerin öldürülmesi dönem itibariyle Atatürk’ün işine yarayacak değil Sovyet yardımları da söz konusuyken kendisini zora sokacaktır. neden yapsın diye soranlara bazı tarihçiler Karadeniz’de Mustafa Suphi’lerin katledilmesinin Enver Paşanın komplosu olduğu ve bizzat Enver Paşa tarafından gönderilen grup tarafından öldürüldükleri bilgisini geçerler. ben okumadım ancak okuyanların anlatımlarından dönemin Komünistlerinin de bu görüşü doğrulayan yayınlarının olduğu söylenir. ancak Dersim ve Koçgiri nasıl açıklanır. Faşizmde kitle katliamları vardır sadece bunu baz alırsak Dersim’de bir kitle katliamı değil midir? Atatürk milliyetçiliğini buradan okursak eğer burada ezen bir ulus milliyetçiliği yok mudur? o dönemi ister küçük burjuvazinin isterseniz burjuvazinin diktatörlüğü olarak görün sonuçta gerçek rejimin dikta olduğudur. ama her dikta rejim faşizmle açıklanabilir mi ? ben bu kısmına katılmıyorum. rejimin kendisi diktadır ancak faşist diktatörlük vardır denemez. anti-emperyalist bir savaşı örgütleyen, kurtuluş savaşına rağmen Atatürk faşist diktatördür diyemeyenlerdenim. gene tarih kitaplarından okuduğumuz kadarıyla Atatürk turancı hayallere sahip biri değildir, bu yönde girişimi de olmamıştır. bir ilkeyi alıp faşist, bir diğerini alıp anti-emperyalist, bir sonrasında devrimci ilan edebilirsiniz. sonuç olarak Atatürk döneminde her ne yaşandıysa üst yapı milliyetçiliğinin hakim ideoloji olduğu kapitalist ulus-devlet modelidir.
  19. Evrim şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    tünaydın kısmına yetişebildim. herkesler cuma da namaz kılanları anlıyorum da bir de işten kaytarmak için cumaya gidiyorum deyip saatlerce kaybolanlar var : ) erkek olmak varmış
  20. tebrik ederim gloria. twitterda hemen takibe alıyorum
  21. konuyu ilgiyle izliyorum ancak epey dağıldı. bu kadar bilen arasında az bilen biri olarak yazmak pek kolay olmasa da konuya ilgi duyan biri olarak yazmak istedim kemalizmin evrensel değil ulusal bir ideoloji olduğu düşüncesine katılanlardanım. bu anlamıyla ne sağa, ne sola çekilebilecek bir düşünce değildir. buna rağmen Türkiye'de kemalizmin etkilerinin olmadığı kürt siyaseti dışında ne sağ-ne sol düşünce neredeyse yok gibi. asıl ilgimi çeken kemalizm ve faşizm arasındaki @@evrensel-insan arkadaşın sorguladığı ilişkidir. dersim, koçgiri gibi kürt isyanlarının ne şekilde bastırıldığını biliyoruz. bunlara faşizan eylemler denebilir mi ve bunlar tek başına kemalizmi faşist bir düşünce sistemi yapar mı?
  22. Evrim şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    interlock hocam sizi de şirinler köyümüzün şirin babası yapalım. hep beraber mutlu mesut yaşayalım işte
  23. Evrim şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    günaydın arkadaşlar bugün günlerden perşembe, cumaya bir kala neşe doluyor insan
  24. liseyi ermenilerin yoğunlukta yaşadığı bir bölgede okudum. 1 yıl boyunca sıra arkadaşım olan miranda'nın semtin neresinde oturduğunu öğrenemedim. o gün bana anlamsız gelen çekincelerini ermeni toplumunun yaşadıklarını öğrendiğimde ancak anlayabildim. o kadar korkutulmuşlar ki ötekinin ötekisi olmuşlar. bu yüzden yazıda geçen diyalogun ermenilere verdiği duyguyu sanırım anlayabiliyorum

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.