Evrim

yeşiller sizin olsun kırmızı olanlardan ben de aldım gitti

doktora gitmesini tavsiye ederdim

Ahmet Kaya'nın linç edilmek istendiği gece kendisine atılan çatal bıçakların önünde duran iki kişiden biri SAvaş Ay'dır. eşi Gülten Kaya'nın o geceye ilişkin röportajlarında hep geçer bu. SAvaş Ay, Ahmet Kaya ile ilgili mevzuda bu yazdıklarınızdan ibaret değildir, haksızlık etmeyelim.

geldim

@@simin mantarlarların böyle beyaz kalması için ne yapmak gerekiyor? limon suyu demme bir işe yaramıyor

herkese çay

ciddi mutsuz olduğum bir dönemde okumuştum Nietzsche ağladığında'yı. bana iyi gelmişti. kitap başından sonuna idealizm karşıtı. kendi gerçeklerimle barışmam ve yüzleşmemde faydasını gördüm. okumayan arkadaşlara niçe felsefesinden ziyade sırf bu yüzden bile tavsiye edebilirim. ardından Böyle buyurdu zerdüşt kitabını almıştım bende : )

@interlock hocam, elde açılan börekle yufka böreği bir olabilir mi elinize sağlık, teşekkür ederim

basının şişirme Marmaray haberleri ile iktidarın açıklamları de tam Penguenlik olmuş okuduklarımdan aklımda kalanlar: "bize nazar değdi" "yerin altı lunapark gibi" "marmaray projesinde çalışan yöneticeler japonlara resti çekmiş, 29 Ekim'e yetişmezse 6 kişi boğazdan atlayarak intihar edecekmiş. bu kahramanlar sayesinde Marmaray açılmış" "AKP'nin başarılarını çekemeyenlerin kötü gözleri" "düğmeye bastılar durdu" "bedava diye altı kez gidip gelenler oluyor" "uçakta düşüyor, kontrolmüş falan filan böyle şeyler önemsiz"

Marmaray'ın durma sebebini başbakan da açıklamıştı "vatandaş imdat kolunu çekiyormuş" ben bu konuda TMMOB'u referans alıyorum ve kullanmayı düşünmüyorum. kullananlarda Marmaray'ın orasıyla burasıyla oynayıp bozmasınlar : )

@interlock hocam çayın baharatlısı mı olurmuş mümkünse cevap osmanlıca olmasın gecenin bu vakti öyle mi demek istedi böyle mi demek istedi diye beyin fırtınası yapmayalım

elde açılan her börek tarafımdan afiyetle yenir ama en çok patatesli olanı : )

Ahmet Arif yoksulluğun, zulmün her kalesinde bulunmuş ama asla teslim olmamış. acıları umutlarla bütünlemiş ve bugün aynı acıları eyleme çevirenlerin dilinde slogan olmuş şiirleri. mektupları da şiirlerinden farksız. Ahmet Arif sevenlere şiddetle tavsiye edilir : )

Ahmed Arif’ten Leylâ Erbil’e Mektuplar 1954-1957 Ahmed Arif’in Leylâ Erbil’e gönderdiği mektuplardan oluşan bu kitap, edebiyat tarihçilerimize kuşkusuz önemli bilgiler sunmayı vadediyor. Yazıldıkları dönemin entelektüel ve yayın ortamını, Ahmed Arif’in sürgün günlerini, yaşadığı siyasi baskıyı, içsel dünyasını ve en çok da aşkını tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. “Sabah gözlerimi sana açarım. Akşam, uykularımı senden alırım. Nereye, ne yana dönsem karşımda mutluluğun o harikulade başdönmesini bulurum. Böyleyken gene de şükretmem halime, hergelelik, açgözlülük eder, seni üzerim. Aklıma gelmezki seni usandırır, sana gına getiririm. Sana dert, sana ağırlık sana sıkıntı olurum. Nemsin be? Sevgili, dost, yâr, arkadaş… hepsi. En çok da en ilk de Leylâsın bana. Bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın. Uçan kuşum, akan suyumsun. Seni anlatabilmek seni. Ben cehennem çarklarından kurtuldum. Üşüyorum kapama gözlerini…” LEYLİM LEYLİM Ahmed Arif’ten Leylâ Erbil’e Mektuplar İş Bankası Kültür Yayınları Kaynak: http://www.insanokur.org/?p=50959

bir çocuğun masumiyeti tartışılmaz, çocuklara dokunulmaz. çocuklara dokunuyorlar, 13 yaşındaki çocuklar nikahlanıyor zorla evlendiriliyor. bu korkunç rakamlarla mücadele etmek, çocukları koruyacak, gözetecek yasalar yapmak yerine, 4+4 gibi bir eğitim sistemiyle çocuk gelinler, çocuk işçiler dramı büyütülüyor, yaşanacak hayatları ellerinden alınıyor, bu korkunç sorun gizleniyor : (

Dünyada her gün 200 kız çocuğunun erken gebelik nedeniyle ergenlik döneminde yaşamını yitirdiği bildirildi UNFPA Türkiye temsilcisi Zahidul Huque 'Çocuk Anneler: Ergenlerde Gebelik Sorunuyla Yüzleşmek' başlıklı 2013 Dünya Nüfusunun Durumu Raporu'na göre dünyada her gün 200 kız çocuğunun ergenlik döneminde yaşadığı erken gebelik nedeniyle öldüğünü söyledi. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi ile Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun (UNFPA) ortak çalışması kapsamında, 'Dünya Nüfusunun Durumu Raporu'nun 2013 kopyası İletişim Bilimleri Fakültesi'nde açıklandı. Bu yılki teması 'ergen gebeliği' olarak belirlenen raporun açıklanması nedeniyle düzenlenen toplantıya UNFPA Türkiye Temsilcisi Zahidul Huque, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nezih Orhon, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Sinan Özalp ile çeşitli kurum temsilcileri katıldı. Sorunun çözümü kızların okuması Doğan Haber Ajansı'nın haberine göre, ergen gebeliğin kız çocuklarının üzerinde ölümcül etki yarattığına dikkat çeken Huque şöyle konuştu: "Gelişmekte olan ülkelerde her gün 18 yaşın altındaki 20 bin kız çocuğu doğum yapıyor ve maalesef her yıl yaklaşık 70 bin ergen, gebelik ve çocuk doğurma nedeniyle ölmektedir. Dünyanın her bölgesinde yoksul, eğitim düzeyi düşük ve kırsal alanlarda yaşayan kız çocuklarının gebe kalma olasılığı, refah düzeyi yüksek, eğitimli ve kentlerde yaşayan kız çocuklarına oranla çok daha yüksektir. Raporumuz daha uzun süre okula giden kız çocuklarının gebe kalma olasılığının çok daha düşük olduğunu gösteriyor. Eğitim, kız çocuklarını gelecekteki iş ve geçim fırsatları için hazırlarken, onların özgüvenlerini ve statülerini artırmakta ve onlara yaşamlarını etkileyen kararlarda daha fazla söz hakkı vermektedir. Eğitim aynı zamanda çocuk yaşta evlilik olasılığını azaltıp çocuk doğurma yaşını geciktirmekte, bunların sonucunda daha sağlıklı doğumlara yol açmaktadır." Türkiye'de kadınların yüzde 25'i 18 yaşından önce evleniyor Erken yaşta gebelik ve doğumun, anne ile çocuğun sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Zahidul Huque "Kız çocukları meslek sahibi olma ve çalışma haklarından yoksun bırakılmakta, ekonomik özgürlükleri engellenmekte, yoksulluk ve sağlık riskleri ile baş başa bırakılmaktadır. Türkiye'de 25-49 yaşlarındaki kadınların yüzde 25'inin 18 yaşına kadar, yüzde 5'inin de 16 yaşından önce evlendikleri belirlenmiştir. Erken yaşta evlilik ve gebeliklerin önlenmesinde mevcut yasal düzenlemelerin uygulamalara yansıtılması önemlidir. Yoksulluğun giderilmesi, toplumda cinsiyet eşitliğinin sağlanması, toplumdaki geleneksel yaşam daha iyi yönde düzeltilir ise çocuk anneler azalacaktır" dedi. Kaynak: http://t24.com.tr/haber/her-gun-200-kiz-erken-gebelikten-oluyor/242961

şimdi şuan elde açma patates böreği olsaydı ne güzel olurdu : )

günaydın, bugün günlerden Ethem! kalbimiz Ankara'da...

kendimi alıp gidiyorum. herkese iyi geceler...

kendim diye demiyorum iyiyimdir. bazen nemrut, inatkar yanlarım olabilir ama bu arkadaşlığa engel değil. efet efet kendimden çok iyi arkadaş olur : )

bence siz hiç kurcalamayın. size en yakın data kurtarma hizmeti veren bilgisayar firmasından yardım alın.

sevgili irinçköl, ben özel sağlık sistemini savunmuyorum ancak reel hayat sağlık için bu yönde tedbirler almaya zorluyor. parasız sağlık evet haktır ancak devletin sağlık sistemi de parasız değil ki. emekli biri devlet hastanesine gittiği zaman minumum beş on barkod alıyordur üzerinde tomografi, mr çektirdiğini düşünün bunların hepsi maaşından 50-liranın altında olmamak üzere kesiliyor. reçete kesintilerini eklemiyorum bile. ayakta tedavi bir şekilde yapılabiliyor ancak yatış gerektiren tedavilerde devlet hastaneleri oldukça sabıkalı. bu nedenle bu kesintileri onlara ödemek yerine özel sağlık sigortasına ödemek ve gelecekte başımıza gelebilecek sağlık sorunları için daha güvenli.

devlet hastanelerinin durumu içler acısı. tam gün yasasından kaynaklı iyi-isim yapmış doktorlar özele geçmiş. kalanlarada kafalarına göre uzmanlık dağıtmışlar. ayrıca hastaneler taşeron cenneti suriye'den, azerbeycan'dan gelen doktorlar 500-liraya çalıştırılıyor. cerrahpaşa gibi bir hastane bile aylarca hastane enfeksiyonuyla uğraştı şuan ne durumdalar bilmiyorum. tedaviye başlamadan önce konunun uzmanı doktorlar araştırılmalı, doktorla özel özel ilişki geliştirilmeden tedavinin tam kapsamlı yapılması şansa kalmış. bu ülkedeki sağlık sistemi budur. diğer bir seçenek ise özel hastaneler yada geleceği düşünüp yatarak tedavide %100 karşılayan özel sağlık sigortaları yaptırmak. maalesef bu ülke de umut ettiğimiz kadar mutlu değiliz. olmak için neler yapıldı ama somut bir kazanım yok.

güncel başlık burasıymış ben de o kadan aradım başka başlık çıktı oraya yazdım. edmin arkadaşlar dilerse taşıyabilirler. haydin görüşürüz

iyilerin dostu, kötülerin düşmanı kendim şimdi gidiyorum yarın yokum. cumartesi görüşürüz herkes : )