-
İçerik Sayısı
1.954 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
24
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
democrossian tarafından postalanan herşey
-
Post Mortem (Ölümden Sonra) Fotoğraflar
democrossian şurada cevap verdi: gloria başlık Fotoğraf ve Fotoğraf Sanatı
Spiritüalizme çok gıcık giderim... Boğazıma gıcık yapar. Keyfimi kaçırır. Nezle gibi bir illettir...- 233 cevap
-
- 1
-
-
- Post mortem
- Post Mortem Fotoğraflar
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kuran'da Hz. Muhammed'in Adı Neden Bu Kadar Az Geçiyor?
democrossian şurada cevap verdi: gloria başlık Dini Konular - Din - Dinler
En kestirme ateist tanımı "tanrıtanımaz" dır. Öyle belirsiz bir konu değil, son derece net. Tanrıyı kabul etmeyene ateist denir, bu kadar yani... Ne anlaşılmayacak bir tarafı var, ne tartışacak...- 62 cevap
-
- Kuranda Adı Geçen Peygamberle
- Kuran Bahsedilen Peygamber
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kuran'da Hz. Muhammed'in Adı Neden Bu Kadar Az Geçiyor?
democrossian şurada cevap verdi: gloria başlık Dini Konular - Din - Dinler
Kuran’da Muhammed adı az geçtiği gibi çok kez azarlanır da… Bunun en bilinen örneği, Ahzab adı verilmiş bölümde Muhammed’in evlatlığının karısını arzulaması üzerine bu isteğinin de yerine getirilmesi fakat artık bundan sonra güzelliği hoşuna giden hiçbir kadını alamayacağı restinin çekilmesidir. Burada Muhammed’in kadın sevdasına artık bir dur denilmiştir. Bu sevdanın çok iş çıkarabilmesi ile de bir alakası yoktur. Tersine ileri yaşına kadar tatmin edemediği hevesini tren tamamen kaçmadan uyandıracak arayışlar içindedir. Mekke iktidarını ele geçirmek için muhaliflerce kullanıldığının pek ayrıdında da değildir. Muhalefet iktidara yaranmaya çalışmaz. Onu devirmeye çalışır. Bunu anlamayan Muhammed Mekke ileri gelenlerine tebliğ yapmaya çalışırken yanına gelen âma bir müslümana yüzünü ekşitir. Bunun üzerine Abese adlı bölüm yazılır ve bu bölümde Muhammed şiddetle azarlanır. Azarlayan tabii ki muhalif ekip. Yine Duha adlı bölümde Muhammed’e yapılan iyilikler başına kakılarak azarlanır. “Seni yetim bulup barındırmadı mı? Seni sapkın bulup doğrultmadı mı? Fakir bulup zengin etmedi mi? Yetimi üzme, isteyeni azarlama.” Burada işin Türkçesi, seni biz adam ettik diyor. Doğrusu da budur. Yaşlı bir dulun hizmetini gören dağlarda gezen bir adamı peygamber yapmışlar ve karşılığında söz dinlemesini istemektedirler. Mutlaka ki birdenbire iyi yerlere gelen her kişi gibi Muhammed de aşırı gidiyor ve dizginlenmesi gerekiyordu. Muhammed’den istediği nedir peki bu muhalefet ekibinin? Şudur: Kendisine ısmarlananlar dışında kafasından ayet üretmeye kalkışmaması. “Bize karşı söz uydursaydı onun şah damarını keserdik” (Kuran 69/44) Bu ifade ile Muhammed ısmarlanan dışında ayet üretirse ölümle tehdit edilmiştir. Sonuç olarak Kuran’da Muhammed’in egosu fazla da şişirilmek istenmemiştir. Adının az geçmesi bundandır. Adı tek geçen dönem kişisi ise Zeyd’dir. Zeyneb’i boşayıp Muhammed’in almasına izin verdiği için bir minnet ifadesidir bu. Yoksa önemli bir kişi olmadığı halde nasıl ismi Kurana yazılabilir? Bu son derece tuhaf. Kimselerin adı anılmazken Zeyd adı ibadette okunan kutsal kabul edilen bir metne alınıyor. Yaptığı ne? Muhammed alsın diye karısını boşamak! Bu acayip durumun dikkat çekmemesi olanaksız.- 62 cevap
-
- Kuranda Adı Geçen Peygamberle
- Kuran Bahsedilen Peygamber
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Ece Zereycan Beşar Esad Röportajı
democrossian şurada cevap verdi: democrossian başlık Güncel Konular
Adam her ne zaman bir milli bayram olsa hastalanıyor. Kılıçdaroğlu da tutup "geçmiş olsun" mesajı çekiyor! Bu da dizayn değilse, ben Süreyya yıldızıyım artık! Dizayndan kurtulabilen hiç kimse yok! Cengiz Çandar bile uyandı! O bile uyandı da bu uyanış karşısında Alçı bile bembeyaz soldu! "Sen de mi Cengiz abi?" diye kırıldı, döküldü. Çandar bile itiraf etti yahu! "ABD getirir, ABD götürür" dedi. İsrail komandolarının bastığı Filistin kampından sağ kurtulabilen biri böyle bir laf kaçırdıysa ağzından, vardır bir nedeni...- 42 cevap
-
- 1
-
-
Post Mortem (Ölümden Sonra) Fotoğraflar
democrossian şurada cevap verdi: gloria başlık Fotoğraf ve Fotoğraf Sanatı
Bunu anladığın zaman, "düne kadar yaşıyordu, konuşuyor, gülüyor, şakalaşıyorduk. Bir gün birden artık o yoktu. Ne sözleri, ne gülüşü, ne şakaları... Hepsi yok oldu gitti..." demezsin. Çünkü zaten her an her şey ölüyor. Zamanın ibresi hiç geri işlemiyor. Hayat sadece bu süreçte yakaladığımız aslında ölü, donmuş enstantanelerdir...- 233 cevap
-
- 1
-
-
- Post mortem
- Post Mortem Fotoğraflar
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Post Mortem (Ölümden Sonra) Fotoğraflar
democrossian şurada cevap verdi: gloria başlık Fotoğraf ve Fotoğraf Sanatı
Kimse aynı nehirde iki kez yıkanamayacağı gibi, kimse aynı fotoğrafı iki kez çektiremez. Yaşadığımız her an ölüyor, yerine başka bir an geliyor. O bakımdan fotoğraf çektirmek o anın ölümünün tanıklığıdır. Aynı zamanda o anı dondurmak, saklamak, yani ölümsüzleştrmektir. İki hissettiğin de doğru @@gloria...- 233 cevap
-
- 1
-
-
- Post mortem
- Post Mortem Fotoğraflar
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
İbn Haldun, Galenos filan elbette zamanlarının bilginleri ama köprülerin altından çoook sular geçti. Onların zamanındaki bilim düzeyi, bugün ilköğretimin bile gerisinde. O yüzden böyle eski bilginlerin söylediklerinin hiç önemi yok. Çağdaş bilginlerin söyledikleri önemlidir. Günümüz psikanalizi, rüyalara Freud kadar bile önem vermiyor. Değil ki Haldun, Galenos filan ne demiş bir kıymeti olacak. Onlar çoktaaan aşıldı. Haldun mu kaldı, Galenos mu kaldı yahu? Günümüz psikanalizinde hastaya rüyaları pek sorulmaz bile. Çok daha geçerli testler vardır. Rüyalar zaten uykuda beynin çalışmayı sürdürmesinden başka bir şey değil. Beyin uyanıkken yapılan testler daha iyi sonuç verir. Rüyalarda hele hele ruhsal, kutsal bir taraf filan hiç mi hiç yoktur. Rüyanın tek kaynağı beyindir. Hiç bir dışsal kaynak, tanrı, şeytan, melek filan değildir. Bunlar uydurma efsaneler...
- 94 cevap
-
- 1
-
-
- İbn-i Haldun
- Mukaddime
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kuran'ın Tarihsel Geçerliliği Hakkında Bir Deneme
democrossian şurada cevap verdi: _bahadir82_ başlık İslam ve Şeriat
Bilim sürekli kendini filan yanlışlamaz. Ancak doğrular öyle hop diye bir hamlede ulaşılan kolay hedefler değildir. Bilim sadece daha doğruyu bulmaya çabalar. Bilimden başka da doğruya yaklaşan yoktur. Hele din, doğruların yanından bile geçemez. Tersine dinin işlevi doğruları çarpıtmak, çıkarına göre kılığa sokmaktır. İnsanların yağma amaçlı ortaya attıkları metinlerin toplanıp kitap haline getirilmişine kutsal mutlak doğru diyen insanlar bilimden hiç ama hiç bir şey anlamamışlardır. Bilim bir dünya, onların dogmaları bir ayrı hayal dünyası... O hayal dünyasında yaşandığı sürece bilimin aydınlık gerçek dünyasından haberdar olmak olanaksızdır.- 25 cevap
-
- Kuran
- materyalizm
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Ece Zereycan Beşar Esad Röportajı
democrossian şurada cevap verdi: democrossian başlık Güncel Konular
Burada konu Ece Zereycan olarak görünse bile değil. Konu, ülkenin kurumlar ve gerektikçe tek tek kişiler bazında tepeden tırnağa dışardan dizayn ediliyor oluşu ve bu dizaynın ülkeyi bölme ile sonuçlanacağı... Bu sazanlara atılan yem: Bu ise ABD, AB ve İsrail'in asıl amaçladıkları:- 42 cevap
-
- 1
-
-
Kuran'ın Tarihsel Geçerliliği Hakkında Bir Deneme
democrossian şurada cevap verdi: _bahadir82_ başlık İslam ve Şeriat
@@İNTERLOCK'un ne sormaya çalıştığını ben de anlamadım.- 25 cevap
-
- 1
-
-
- Kuran
- materyalizm
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Ece Zereycan Beşar Esad Röportajı
democrossian şurada cevap verdi: democrossian başlık Güncel Konular
Ece Zereycan'ın Halk TV den istifasına doğrusu şaşırdım. Bu artık rutinleşen iktidar baskısı nedeniyle bir basın emekçisinin daha işten çıkarılması olayı herhalde değil. Bunda başka işler var. Zereycan herhalde masrafı cebinden ödeyip Suriye'ye gitmemiştir. Hadi gitti, Halk Tv yayınlamasa yayınlamazdı. Bu ülkede gerçekten neler dönüyor, artık ipler iyice birilerinin eline geçti. Her yeri dizayn edebiliyorlar. Ülkede dizayn edilemeyecek kimse ve yer kalmamış görünüyor. Baskılar sonuç veriyor ve insanlar hata yapabiliyor. Zereycan'ın istifasına şaşırırken başka bir şaşırtıcı gelişme daha: Zereycan twit hesabında Ahmet Kaya'nın doğum yıldönümü dolayısıyla Kürtçe bir cümle twitlemiş! Elbette isteyen istediği dili konuşur ama sosyal bir paylaşımda herkesin anlayacağı bir dil kullanmak gerekmez mi? Belli kişilerin anlayacağı mesaj yazmak da neyin nesi? Ülkede anlaşılmaz olaylar oluyor. Bir rüzgar estirildi mi, kapılmayan kalmıyor. Bakalım sonu ne olacak, merak etmeye başladım gerçekten... Bu ülkenin sonu ne olacak gerçekten merak konusu... Kesin olan kendi haline bırakılmayacağı. Tüm bu dizaynlar, iktidar, muhalefet, halk, kurumlar, her şey, herkes boşuna dizayn edilmiyor. Ülkenin sonunu ciddi ciddi merak ediyorum. Öldü, hasta, bitti derken ayağa kalkan bir halk ama bu kez... Bilemiyorum. Sonu görmeyi, ömrümün yetmesini gerçekten çok istiyorum. Hiç nedenim kalmasa, bunu görmek için yaşamaya değer. İlk etapta Zereycan nerede işe başlayacak acaba, şu an bunu merak ettim. Yabana atılmaz bir hayran kitlesi var. Bana kalsa Lale Özan Arslan daha sıcak, daha güleç bir insan ama... Neyse... Şaşırdıklarımız böyle şeylerle sınırlı kalsa... Tuzak kurulup kurulup gürp diye aniden çalışırsa kıpırdamaya kalmadan Çekoslavakya olmak var işin içinde... Bence plan bu... Isıtıyorlar, bir anda oldu bittiye getirecekler ve zaten dine kadere boyun eğmiş halktan ses bile çıkmayacak... Ses çıksa bile nasıl boğacaklarının provasını yaptılar... Gaz, sopa, satır, zor tutulan yüzde elli, falan filan... Bir kez içten ayrışma sağlandıysa, zaten bir kıvılcıma bakar...- 42 cevap
-
- 1
-
-
Abimsin... Derin saygılar... Not: Smiliyi görünce "nasıl da sırıtırsın de mi köftehor" dediğinden eminim...
- 94 cevap
-
- 1
-
-
- İbn-i Haldun
- Mukaddime
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kuran'ın Tarihsel Geçerliliği Hakkında Bir Deneme
democrossian şurada cevap verdi: _bahadir82_ başlık İslam ve Şeriat
İnsanların yazdığı bir şeye insanlar yazdı demek aşağılama olmaz. Ama elimizdeki yegane gerçek yol gösterici olan ve başka hiçbir şeye güvenemeyeceğimiz, tek dayanağımız olan bilime ucube demek çok daha kötü bir mahrumiyettir. Bir de derler ki din bilime düşman değildir. Değilse bu tavır ne peki? Ben sizin dininize ucube desem hoşunuza gider miydi? Bu her hoşunuza gitmeyene ucube demeyi de kimden öğrendiğiniz herhalde sır değil… Kuranın ise benzer bir cümlesini üç saniyede yazıvermek işten bile değildir. Böyle benzeri yazılamaz diye bir iddia akıl işi değildir. Denemek ve işte yazdım demek bile abestir, gerek yok. Fakat elbette bu yazılan misilleme Kurana hemen binlerce insan haldır huldur koşup benimseyecek değil. O devir geçti çünkü. Böyle dünyayı, insanlığı kapsayan tarihi olayları zaten tekrarlayamazsınız. Hele bu çağda din gibi bir şeyi asla tekrarlayamazsınız. Bu Kuranın marifeti değil ki? O günün koşullarını, insanlarını tekrar oluşturamayacağınızdan kaynaklanan bir durum sadece. Her olay şartları içinde gerçekleşir. Bir Marks’a daha bir Das Kapital daha yazdırıp iki sosyalist imparatorluk, yeni bir Sovyetler ve yeni bir Çin de yapamazsınız. Marks peygamber mi, Das Kapital kutsal kitap mı oldu şimdi? Bu durumlarda hiçbir olağanüstülük yok…- 25 cevap
-
- Kuran
- materyalizm
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kuran'ın Tarihsel Geçerliliği Hakkında Bir Deneme
democrossian şurada cevap verdi: _bahadir82_ başlık İslam ve Şeriat
Böyle bir iddiayı hiç bir şey için ortaya atamayacağınız bir yana, çünkü elimizdeki en gelişkin araç bilimdir. Bilim ise yapımı süren bir binaya benzer. Diğer yandan, Kuran dönemin Mekke muhalefeti tarafından iktidarı ele geçirmek için bir araç olarak yaratılmış bir metindir. Hiç bir yazım sistematiği yoktur. Çelişkiler, tekrarlar ve gereksiz uzatılmış hikayeler, diğer yandan önemli iddiaların çok kısa geçilmiş olduğu son derece çorba bir kitaptır. Bugün bir ilkokul öğrencisi bile bundan daha düzgün bir kitap yazabilir.- 25 cevap
-
- Kuran
- materyalizm
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kuran'ın Tarihsel Geçerliliği Hakkında Bir Deneme
democrossian şurada cevap verdi: _bahadir82_ başlık İslam ve Şeriat
Tabii ki. Rastlantı diye bir şey yoktur. Bu göreceli bir kavramdır. Bizler nedenlerini bilmediğimiz bir olguyu tesadüf olarak adlandırırız. Halbuki bizim rastlantı olarak gördüğümüz olayın gerçekte ortaya çıkması için nedenler vardır. Her olgu, nedensellik ağı içinde birbiri ile bağlıdır. Bunu web ağı gibi düşünebiliriz. Sürekli canlı, sürekli değişim içinde ve sürekli her şeyin etkileştiği bir ağ. Hiçbir “şey” hiçbir olgu bu nedenselliğin dışında kalamaz, dışına çıkamaz. Her olgu, her olay, birbirinin nedeni ve sonucu şeklinde zincirleme olarak bu ağı örer. Bu ağı örümcek ağı gibi takılınan ve geçilemeyen, esir olunan bir kader ağı olarak görmemek gerekir. En iyi benzetme, web ağı… Dinamik, değişken, etkileşimli. Fakat nedensellik olağanüstü karmaşıktır. Az değişkene bağlı olayları öngörmek kolaydır. Örneğin suyun kaynaması üç etkene bağlıdır. Suyun saflığı, atmosfer basıncı ve sıcaklık. Bu üç değişkenin hangi değerlerinde suyun kaynayacağını hesaplamak çok basittir. Optik kuralları da çok kesindir. Ayna ve merceklerden oluşan bir optik sistemde oluşacak görüntüyü sistemi kurmadan tasarlayabiliriz. Tasarladığımız sistem aynen öngördüğümüz biçimde çalışır. Fakat örneğin hava durumu çok fazla değişkene bağlı olduğundan ve bu değişkenler biz belirledikten sonra anlık sapmalar gösterdiğinden, %90 lık bir hava tahmini iyi sayılır. Borsada yarın yükselecek hisse ise o kadar çok yatırımcının davranışına bağlıdır ki, kestirmek olanaksızdır. O halde her şeyin oluşması nedenlere bağlı. Hiçbir şey tesadüfen oluşmuyor. Buna determinizm diyoruz. Determinizmin kurucusu olarak Demokritos kabul edilir. Roma felsefesi dine eğilim gösterdiği için Petronius’un tam olarak ne demek istediğini bilmiyoruz. Fakat klasik determinizm, nedenselliğin ilk başlangıcına bir “aklı evvel” koyar. Örneğin Farabi de böyle düşünür. Modern determinizmi ise Henry Poincare kurmuştur. Modern determinizme geçişin ilk basamağı, klasik determinizmin son basamağı Laplace’dır. Laplace mert ve korkusuz bir adamdı. Napoleon ona bir olayın nedenlerini sordu. Laplace anlatmaya başladı. Napoleon sözünü kesip “tanrı bu nedenselliğin neresinde?” dedi. Kısa kesmesini, nedenselliğin başlangıcını tanrıya dayamasını istiyordu. Laplace büyük bir cesaret ve özgüvenle: “Nedenselliğin tanrıya ihtiyacı yoktur” tarihi cevabını verdi. Fakat “Laplace’s Demon” varsayımı, onu yine de klasik determinist yapıyor. Çünkü tanrı değil de şeytanı varsaymak, bir şey değiştirmez. Poincare ise tanrıyı dışlamıştır. Tanrı faktörüne hiçbir şekilde yer vermemiştir. Sonraki deterministler de… Farabi determinizmine Gazali şiddetle karşı çıkmış ve sebeplere tapınmak demek olan “esbabperestlik” olarak nitelemiştir. İslama göre nedenler sadece perdedir, arkasında Allah gizlenir. Nedenlerin hiçbir etkisi yoktur. O perde arkasından Allah hükmünü yürütür. Allahı aklı evvel diye öteleyip uzaklaştırmak küfürdür. Gazali Farabi için kafir oldu demiştir. Modern determinizme göre, felsefi kanıtlama yolu ile tanrı olamayacağı için yoktur. Çünkü karmaşık, gelişkin ve düzenli bir yapıdan, daha karmaşık, daha gelişkin ve daha düzenli bir yapıyı sorumlu tutamayız. Evrim böyle işlemez. Böyle bir işleyiş olanaksızdır. Çünkü ondan da daha üst bir yapıyı sorumlu tutmak gerekecek ve bu zincir böyle gidemez. Evrim daha az karmaşık, gelişkin ve düzenliden, daha karmaşık, gelişkin ve düzenliye doğru giderek işler. O yüzden evrendeki düzenli, karmaşık ve gelişkin yapı eğer tanrı tarafından yaratıldı demeye kalkarsak, usta eserinden daha karmaşık, gelişkin ve düzenli yapıda olması gerektiği için bu olanaksızdır. Madem gelişkin, düzenli ve karmaşık yapı usta gerektiriyorsa, tanrıya usta daha çok gerekli! En başta ulaşamayacağımız ve anlayamayacağımız kadar uzak ve çok basit bir neden vardır. Bilinçli tasarımcı bir ilk saatçi, saati kuran ve çalıştıran değil. Belki de bir başlangıç hiç yoktur. Sonsuz bir değişim ve dönüşüm dalgası üzerinde dönüşerek seyahat etmekteyiz. Yaratılmış olmadığımız için yok olmamız da olanaksız.- 25 cevap
-
- Kuran
- materyalizm
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Müslümanlar her şeyi "ol der olur" mantığı ile açıkladıkları için, onlar açısında açıklanamaz bir şey yoktur. Bunun sihirbazın şapkadan nasıl edip de tavşan çıkardığını sorgulamamak, "adam sihirbaz, hokus pokus dedi mi yapar" demekten farkı olmadığını onlara anlatmanın bir yolu yoktur. Yoksa sorun çok. Örneğin Adem ile Havva'nın göbek delikleri var mıydı? Olmamalı, çünkü iddiaya göre doğmadılar. Anne karnında göbek kordonu geliştirmediler. O halde göbek kordonu oluşturan genlere sahip değiller. Peki çocukları bu genleri ebeveynlerinden almadan nasıl göbek kordonu oluşturdular? Üstelik bir de soylarının devamı için ensest gerekiyor! Tabii ki ilk insan diye bir kimse yok ve böyle sorunlar yok. Tüm canlılar bir kökten, bir soydan. Dolayısıyla göbek deliği olmayan bir insan hiç olmadı. İnsan soyu ensestle filan da başlamadı. Ama dogma penceresinden bakana bunları anlatmak faydasız. Allah değil mi, hokus pokus, hop göbek bağı oluverdi... Müslümanlara her konu böyle...
-
Ayrıca @@İNTERLOCK dostum, altını dolduracağın iddialarda bulunmalısın. Ben tek göz ile filan bakmıyorum. Ben çok kapsamlı ve dikkatli bakarım. İma ettiğimden bahsediyorsun ama, senin ne ima ettiğin bile anlaşılmıyor. Ben ima falan etmem. Saygı duymadığım adamların reklamını yapmamak için isimlerini söylemem. Reklamın kötüsü olmaz bilirsin. Reklam reklamdır. Bir kişinin adı iyi de kötü de anılsa sonuçta adı çok anılınca reklam olur. Bu yüzden gündem oluşturmak için dalavereci politikacıların ortaya attıklarını bile tartışmıyorum. Bunlar artık dalavereci, tescillenmiş bu. Ne konuşsalar boştur, değerlendirmeye almaya bile değmez. Onların saçmalıklarını gündeme almak bile gereksizdir. Geçende tanık olduk, "abooo" mu "anoooo" mu ne dediği bile anlaşılmayan bir adamın işgal ettiği makam ne olursa olsun, ciddiye alınabilir mi? Adam "anooo, bir giyinmiş" diyor yahu! Bu ağzı köy kahvesinde ahmedağa kullanır yani. Oturup bu adamı eleştirmeye değer mi? Değmez... Aynen böyle işte... Bir de bana değil ama, "çakma ateist" filan diyorsun. Bu tür sözlerin altını doldurmazsan boş laftan öteye gitmez. Şakaya filan getiriyorsun ama, sonuçta itham yani bu tür sözler. Altı doldurulmayınca olmaz. Bundan sonra ateistler çoğalacak. Bunu hazmedeceksiniz. Aslında çok ateist var ama, reklam olmasın diye sessiz kalıyorlar. Haberiniz olsun, sessiz ve derinden bir ateist hareketi uç verdi. Bununla yüzleşmeye hazır olmanız gerekiyor. Baskılar evet şu an ateistleri susturuyor. Ama bu hep böyle gitmeyecek. Yakında bu ülkede müslümanım demek kadar ateistim demek de normalleşecek. Normalleşmek zorunda. Aksi halde inanç özgürlüğünden söz edilemez. Tam bir inanç özgürlüğü sağlamak için dindarların bile ateistim deme hakkını savunması gerekiyor. Baskı filan yok diyebilirsiniz. Ama olduğunu biz biliyoruz. Yaşayan bilir. İlla dövmeye öldürmeye çalışmaları şart değil. Gönül koyarak, üzülerek, hatta ağlayarak duygu sömürüsü yapıyorlar. Ateistliğini dile getirmene ellerinden gelen her yolla engel olmaya çalışıyorlar. Son çare üstü kapalı tehdit ediyorlar. Eğer bir ortam bulsalar neler yapacakları belli değil. Aslında belli. "Müşrikleri gördüğünüz yerde öldürün."
- 94 cevap
-
- İbn-i Haldun
- Mukaddime
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kuranda hangi sözün kim tarafından söylendiğini ayırt etmek çoğu kez olanaksızdır. İfade yanlışlıkları listelense bayağı bir kitap oluşturur. Son derece bozuk bir ifade tarzı vardır. Gereksiz konuları çok uzatır, çok önemli konuları çok kapalı geçer. Çok fazla tekrar vardır. Hafızlara bunalım geçirtecek kadar gereksiz tekrarlar... Ayrıca bir sistematiği yoktur. Bir konuyu açıp geliştirip bir sonuca bağlama diye bir şey kesinlikle yoktur. Daldan dala atlayarak alakasız konuları ard arda getirir. Uzun hikayeleri tekrar tekrar anlatır. Sürekli şöyle azap edeceğiz, şöyle huriler vereceğizden başka bir şey pek yoktur içinde. Bunları da usandıracak kadar, bayacak kadar çok tekrar eder. Bir kitap içeriğini dolduracak bir bilgi yoktu içinde. Özetlesen yarım sayfada ne dediğini yazarsın. Başka da bir şey dediği yoktur. O günün geçerliliği içinde yazılmış ifadelerin de bugün ne bir anlamı, ne bir faydası vardır. O gün belki bir anlam ifade ediyordu ama bugün pek bir şey ifade etmiyor. Sürekli insanları inanç bazında ayırması ve hakaretler, tehditler etmesi kabul edilir gibi değil. Başkası söylese çok ağır hakaret olacak şeyleri nasılsa tanrının ağzından söylüyoruz diye rahat rahat yazmışlar. Halbuki tanrının insanlardan daha düşünceli, daha oturaklı olması gerekirdi. Bunu düşünememişler veya işlerine öyle gelmiş...
-
E iyi işte ben de onu diyorum. Adam ekmeği allahtan diye yorumluyor. Hepimiz biliyoruz ki o ekmek allahtan filan değil. Normal yurdum ekmeği fırında pişti ve bir talebesi getirip oraya koydu. Çünkü adam "bana yardım mı getirdiniz" diye kızıyor, haşlıyor getireni. Garipler de ancak böyle ekmek getirebiliyorlar. Aynı talebeleri gibi jandarmalar bu yaşlı adama acıyıp kelepçeleri sıkmadan alel usül takıyorlar, namaz vakti gelince allah kelepçeleri açtı diyor. Buna benzer daha neler... Yok mesele ihtar edildi, yok yazdırıldı... Bunlar hayal aleminin halisünasyonları... Öğretmenini bir daha gözden geçir. Doğruyu görecek zekaya sahip olduğuna inanıyorum.
- 94 cevap
-
- İbn-i Haldun
- Mukaddime
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kuran'ın Tarihsel Geçerliliği Hakkında Bir Deneme
democrossian şurada cevap verdi: _bahadir82_ başlık İslam ve Şeriat
@@_bahadir82_, tersine gerçek tarih budur. Diğerleri süslenmiş, değiştirilmiş ve çıkara göre yazılmış sahte tarihlerdir. Bu tahrif edilmiş ve çıkara göre yazılmış tarihsel verilerden gerçeği süzmek çaba ve objektiflik ister. Bunu başarmak ise oldukça zordur. Ama olanaksız değildir. Satır aralarını iyi okursan tarihin nasıl tahrif edildiğini anlayabilirsin. Bütüncül bakmak ve satır aralarını iyi okumak, din gözlüğü ile bakmamak yeterlidir. En zoru, o din gözlüğünü atabilmekte... Gerisi gelir.- 25 cevap
-
- Kuran
- materyalizm
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Hah! Şimdi foya çıktı meydâne... Hepsi de birbirinden merdâne... Dökülmüş inciler dâne dâne... Tevekkeli bir insanın işi olmaz rüya ile hayal ile... Talebelerinin ağaç dalları arasına koyduğu Barla ekmeğini allah gönderdi zanneden bir meczubun sözlerini okumak işte bu hayal alemlerinde düşlere dalma sonuçlarından başka bir sonuç vermez...
- 94 cevap
-
- 1
-
-
- İbn-i Haldun
- Mukaddime
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Peygamber olduğunu iddia eden birisi için bu iddiasına alet edebileceği en kestirme araç, rüyalardır. Bu yolla değil başkalarını, kendi kendisini bile peygamber olduğuna ikna edebilir. Zamanla bir hayal dünyasına gömülür ve önce rüyalar, sonra halisünasyonlarla zihninde yarattığı bir sanal dünyanın esiri olur. Gerçekleri çarpıtılmış şekilde görür ve kendi dahil, çevresini de bu çarpıtılmış hayallere inandırabilir. Oysa bilim sayesinde biliyoruz ki rüyalar, beynin uykuda faaliyetine devam etmesinden başka hiç bir şeydir. Hiç bir dış gerçeklikle en küçük ilişkisi yoktur ve olamaz. "Düş ürünü" sözü boşuna söylenmemiştir. Uykuda görülen düşlere rüya diyoruz. Giderek hayal dünyasına gömüldükçe kişi uyanıkken de düş görmeye başlar ve buna da halisünasyon diyoruz. Halisünasyonlar tehlikelidir, ruhsal hastalıklara kapıyı açar. Bunlara kapılan paranoyaya kadar gider. Kendini kurtarıcı, mehdi, peygamber, cinlerin efendisi, tüm bilgilerin sahibi gibi nitelemesi sürpriz olmaz. Her tür paranoyaya saplanabilir.
- 94 cevap
-
- İbn-i Haldun
- Mukaddime
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Bir kere Kuran'da bilimsel işaretler olduğu tamamen şehir efsanesi. Maksatlı ve çarpıtılmış tercümelerle yaratılmış, aslı olmayan bir efsane. Kuran'da bilim ile alakalı tek kelime yoktur. Tersine çağının bilgisinin bile gerisindedir. Muhammed'in ancak yaşlı bir dul ile evlenebilmesi, onun kızlarına kızım demesi ve dağlarda, mağaralarda gezmesi, otistik bir insan olduğu içindir. Bunun iffetle filan alakası yok. Kendi dengi bir kızla evlenmek iffetsizlik olacak değil. Kader diye ise bir şey yoktur. Çünkü yaratılış değil, evrim vardır. Dolayısıyla evrimin en son ve en gelişkin ürünü biz veya bizim gibi evrimleşmiş başka gezegenlerde olması olası canlılardır. Bundan daha üst bir bilinç yoktur. Biz evet güneşin doğup batışını, hava durumunu önceden bilebiliriz. Başka bizden iyi bilebilecek kimse yoktur. Tüm daha üst bilinçler iddiaları hurafe ve efsanedir.
-
Kuran'ın Tarihsel Geçerliliği Hakkında Bir Deneme
democrossian şurada cevap verdi: _bahadir82_ başlık İslam ve Şeriat
Kuran'da Yahudi düşmanlığı olması sürpriz değil. Çünkü zaten İslam dini Yahudileri yarımadadan temizlemek ve yarımadayı Araplaştırmak için icat edildi. İslam dinini icat eden Mekke muhalefeti, Arap kabileleri birleştirmeden Yahudiler üzerine gidemeyeceklerini biliyorlardı. Birleştirmenin en kestirme yolu da bir din icat edip tek tanrı fikri ortaya atmaktı. Böylece tüm Arapları bu tek tanrıdan geldiğini iddia ettikleri buyruklar altında itaat ettirebileceklerdi. Bu fikir kendi akıllarının icadı da değildi. Bunu Mısır firavunlarından Akhenaton denemişti. Bir din yaratmak için bir kitap da ortaya atmak gerekiyordu. Bu kolaydı, çünkü ellerinde kopya çekebilecekleri bir Tevrat vardı. Ancak bu kitabın "indiğini" iddia edecekleri bir de peygamber gerekliydi. Çocukluğu uzakta geçmiş ve otistik, mağaralarda dağlarda dolaşan, kendinden yaşlı bir dul ile ancak evlenebilmiş, onun hizmetini gören ve onun kızlarına kızım diyen Muhammed bu işe uygundu. Çocukluğunu, altsız gezdiğini, burnunun aktığını, arkadaşlarıyla dövüştüğünü gören yoktu. Onu kutsal kişi diye lanse edebilirlerdi. Karşılığında ona hiç sahip olamadığı bol kadın, ganimet, köleler vaadettiler. O da teklifi kabul etti. Onu, kendi ısmarladıkları dışında bir ayeti kafasından söylememesi için uyarıp, bunu yaparsa kendisini öldürecekleri tehdidini savurmayı da ihmal etmediler. Kuranda Muhammed çokça azarlanır. Bu azarlamaların nedeni onu hizaya sokmak ve muhalif ekibin isteği dışında kafasından ayet üretmemesi içindir. Yahudiler ise bir dönem Mısır'a göç etmişlerdi. Fakat sonra Mısır'da işleri kesat gidince anavatanlarına döndüler. Fakat dönüşte çok kötü karşılandılar. Aynı soydan oldukları Arap kardeşleri onları şiddetli bir şekilde anayurtlarına geri dönmemeleri için iteklediler. Halbuki zaten düşmandan kurtulup gelmişlerdi. Savaşmaktan başka çareleri yoktu. Araplarla savaştılar. Bu onları agresif, öfkeli ve tepkili yaptı. Uzun savaşlardan sonra yarımadanın sakinlerinden olduklarını Araplara kabul ettirdiler. Fakat bunu içine sindiremeyen Araplar vardı. Mekke iktidarı Yahudilerle iyi geçiniyordu. Hac ticareti ile zengindiler ve Yahudilerin zenginliği gözlerine batmıyordu. Araplar kumda yatarken Yahudiler ileri bir tekniğe sahiplerdi. Olasılıkla piramitleri inşa etmişlerdi. Zaptedilemez kaleler yapıyorlardı. Yahudilern gelmesini içine sindiremeyen Mekke muhalefeti, bu yüzden Mekke iktidarını ele geçirmeliydi. Böylece tüm zenginliklere, hac ve mal ticaretine, hurmalıklara, su kuyularına, el koyacaklar, Yahudi kızlarını cariye yapacaklardı. Amaçlarına ulaştılar. Tek tanrının buyrukları iddiasına boyun eğen Araplar yeni dine katılmaz ve Yahudilerle savaşmazlarsa öldürülmekle tehdit edildiler. Araplar hem öldürülme korkusundan, hem Yahudileri yağmalayıp zengin olmak için bu yen dini kabul etmiş göründüler. Yahudiler bu kadar kalabalık bir orduya kalelerde olsalar da karşı koyamazlardı. Soykırıma uğratıldılar. Öldürüldü, malları yağmalandı, kızları cariye yapıldı. Mekke'yi ele geçiren eski muhalif, yeni iktidar ekibi, Muhammed'i kullanıp amaçlarına ulaştıktan sonra onu önce Medine'ye haremine geri yolladılar, kısa sürede de çocuk yaşta bu yaşlı adama verilip hayatı kararan, Safvan ile aşk dedikoduları yüzünden zor zamanlar yaşayan Ayşe'ye kinini tatmin etmesi fırsatını verdiler. Ayşe Muhammed'i zehirleyerek öldürdü. Ölürken yeni bir ayet uydurmaması için Ömer başını bekledi, söylediklerinin yazılmasını engelledi. Ölünce de yatağında öylece bırakıp halife seçmek için görüşmelere başladılar. Muhammed'e toplu bir cenaze namazı dahi kılınmadı. Cesedi kokmaya başlayınca gece vakti aceleyle gömüldü...- 25 cevap
-
- Kuran
- materyalizm
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
'Türkiye’deki dindar cemaatler aslında gizli eşcinseldir'
democrossian şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Dini Konular - Din - Dinler
Bakın çok önemli bir inanç özgürlüğü sorunu ile karşı karşıyayız. Bu sorun halkımızı yeyip bitiriyor. Korku belasına, herkes gerçeklere gözünü yummuş, yalanlarla aldatılmaya boyun büküyor. İnsanımız hayatını hiçe sayarken, ateşle azap tehditlerinden ödü patlarcasına korkuyor. Bu korku, inanç özgürlüğünü tümüyle yok ediyor. Bu korkaklık, ahlakı da yerle bir ediyor. Sadece aklı mantığı yok etmekle kalmıyor. Gerçekleri çarpıtıp yalanları ezberleterek nasıl bir ahlak kurabilirsiniz ki? Bakın bu başlıkta ortaya çıkmış. Karşı cinsten şeytan gibi kaçarken, eşcinsellik girdabına düşmek, üstelik bu konuda dinde çifte standartlı, erkekleri kayıran bir anlayışın egemen olması... Ne yana baksanız, din ezberlerinde takılıp kalmanın zararları görülüyor. Bu çıkmazda bocalama daha ne kadar sürecek böyle?