Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

evrensel-insan

 Saygıyla Anıyoruz
  • Katılım

  • Son Ziyaret

evrensel-insan tarafından postalanan herşey

  1. "Olmamistir" derken, "Islam da yoktur" mu demek istiyorsun? Bunu aciklar misin? Ayrica yeni bir felsefe olmasi da gerekmez. Cunku her felsefe konu ve kavramda kendine benzer felsefeleri taklit eder. Herhangi bir ideolojik inancsal dogru yapilanmasi din ya da degil; zaten iktidar temelli guc ve otoriteye dayandigindan zorlayicidir. Bunu ortadan kaldiracak olan sosyo-etik bilinctir. Mesela "devrimci/antikapitalist muslumanlart" kendilerinde bu bilinc oldugunu gozlemsel olarak gezi parki halk direnislerinde ortaya koymuslardir. Sonucta bir seyin ne olarak ortaya kondugu degil; ondan kisinin ne algiladigi ve onu nasil uyguladigi onemlidir. Astroloji pseudo science, yani inancsal/metafizik icerikli sozde bilimken; astronomi bir bilimdir ve bilimsel verilere dayanir.. O yuzden ikisini biribirine karistirmamak lazim.
  2. Insanoglu kendi yarattigi kavramsal bilgi deger veri ve tabusuna; hem kendi varligi hem de birsel varligi bilincsizligi yuzunden; kendini teslim etmistir. Yani ve mersala bir namus kavrami kisiyi esir alir. Iste serbest irade basta bu kavramlari kisinin kontrol edebilecegi asamasidir. Yani kavram kisiyi degil; kisi kavrami kontrol eder. Boylece kavramlar tarafindan yasatilmak yerine, kavramlar ile birlikte kisi kendi yasamini kendi yasar. Burada olmasi gereken "Kime/neye gore?" insanoglunun insanligina bilimsellige ve bilissellige goredir. Bu ..e goreyi saglayacak olan da birey bilinci kazanmis bireyin ta kendisidir. Cunku bu birey, kendisinin bir insanoglu turunun biri oldugunun farkinda ve bilincinde olarak; kendini mal meta mulk ya da kul kole olarak gormez ve teslim etmez.
  3. Ne o, begenemedin mi? Insanoglu evrimsel surecte soyutlama yetisini kazandiktan sonra; fenomene iki turlu yanasmistir. (Kendi disindaki fenomene, cunku kendi fenomenini diger fenomenler ile ozdes tutmus, farkina ve bilincine varamamis; bu varamama kendisini de fenomene teslim etmesini caresiz birakmasini biat etmesini ve mahkum kilmasini saglamistir. Taki bireysel/bencil/ben temelli egoizme kadar). Ilki fenomene bir akil yuklenmesi ve bu akla kulluk kolelik metalik mallik ve mulkluk bakis acisidir. Ikincisi fenomeni gozlem algi ile fenomeni ortaya koyma iletisim kurma onu kendine tanitma bakis acisidir. Iste bu temelde ne oldugu insanoglu aklinca algilanamayan fenomenler tanrilassmis (mesela gunes, ay, agac, doga v.s.) ve bu tanrilar yeryuzune bir dini sistem olarak indirilmistir. Bunun felsefi temeli sokrates oncesi gozlem iken ve "hersey tek bir seyden meydana gelmistir" temelli en azindan bilimsel icerik tasirken; Sokrates ile birlikte gercegin ne oldugu, truth ve akil temelli metasfizige donusmus ve sokrates bunun ilk peygamberi olmustur. Bu ayrim ronesans ile birlikte teknik ve bilimsel icerik kazansa da Kant'a kadar karmasa olarak ilerlemis ve ilk defa kant tarafindan fenomen numen ayrimina tasinmistir. Hegel ile de ilk defa aristoi mantigi 2000 yil sonra diyalektige yonelmistir. Iste insanoglunun fenomene akil yuklemesi ve onu tanrilastirarak ona kendini kul etmesi zaten dinlerdir. Dinler de tanriya kul olani kendilerine kole etmislerdir. Iste bu spiritual icerikli din algisinin temeli hemen hemen insanoglu ile birlikte yasittir. Bugun bile insanoglunun bu ikili yanasimi (fenomene akil yukleme ve fenomeni gozlemleme) hala devam etmektedir. Oyle gozukuyorki, fenomene akil yuklendikce de yaraticilar ve de dinler insanoglu yasam ve iliskisinde yer almaya devam edecektir. O yuzden insanoglu tarihte ilk defa kendi varliginin (irkcilik v.s) ayriminas degil; toplu olarak din ve tanriya yonelmistir. Kendi icindeki yoneten/yonetilen temelli ayrim dinlerden sonradir. Iste bu da etik yonlendirim ve yaptirimlardir. Kisaca metafizik yonlendirim ve yaptirimlar etik yonlendirim ve yaptirimlardan oncedir ve bu ikisinin birlesimi de dini dogurmustur. Burada sistemli dinden bahsediyorum. Mesela olenin gomulmesi hem metafizik hem de etiktir. Bir yapilanmada METAFIZIK VE ETIGIN IDEOLOJIK INANCSAL BIRLIKTELIGI BIR ARADA OLMAZSA, BU DIN YA DA SISTEM DUZEN OLAMAZ. Bu temelde iktidar icin guc ve otorite kazanarak duzen ve sistem kurmak isteyen her turlu izmin ayni din temelli algidan kaynaklandigi ortadadir. Dolayisi ile din en genis olarak METAFIZIK VE ETIK TOPLUMU YONLENDIRME VE YAPTIRIMA KOYMA OLARAK TOPLUMU BIR DUZEN/SISTEM VE KURUMLASMA TEMELINDE YONETMEK VE YONLENDIRMEKTIR. Iste bu olmadan etik yonlendirim yani irkcilik, milliyetcilik ve her turlu siyasal, kulturel ahlaki v.s. yonlendirim ve yaptirim mumkun degildir. Tabiki bu zaten ABD'nin disa acilimli emperyalist politikasi. Yoksa el kaide nasil dogar, Afganistan'a, Irak'a, Libya'ya v.s. nasil saldirilirdi? Ayrica ABD din konusunda toplum olarak bati ulkelerinden daha tutucudur. Meselaevrimi bilimsel olarak one cikarmayan ulkeler arasindadir, hala idam vardir v.s. B.B'da zaten boyle bir istem oldu. Bu topumu devleti hukumeti ve ulkeyi hukuk olarak bolmek olur ve buna izin verilmez. Cunku boyle bir bolum hak ve ozgurluk ihlalidir ve tarafliliktir. Yasam ve iliski olarak ta; isleyen sudur. Bir kisi birey olarak birsikayette bulunmadigi surece devlet onu koruyamaz. Mesela "beni zorla evlendiriyorlar." Temelli bir algida evlenecvek kiz bunu sikayet ederse, devlet korur; etmezse zaten zorla evlendirilir, cunku devlet o kisinin hak ve ozgurlugunu talep temelinde korur. Iste bu da bireysel bilinctir. Toplumun gelismislisi sosyo-etik degeri devletin tutumu evrensel hukuk insan haklari hak ve ozgurlukler bugun B.B.'da dunyanin en uygulanir ulkesidir. ABD ile kiyas bile edilemez. Marxizm bir ideolojik inancsal dogrudur, bilimsel degildir ve dogrulugu herkes icin degil; sadece dogrulayan icin gecerlidir. Ayrica bakis acisi nicelikseldir ve niteligi sosyo-etigi ve bireysel bilinci icermez. Sence bu siralama tum insanoglu icin gecerli mi? Neden ve nasil? Bu sadece belirli bir ideolojik inancsal dogrunun bakis acisidir ve dogrulanmasi sadece bu inanci gerceklestiren icin gecerlidir.
  4. Buradaki "felsefenin" anlami "her bir dinin kendine has sartlari karakterleri kitabi gecmisi, tarihi cografi ve kulturel yapisi vardir" anlamindadir. Sonucta bir dinin "felsefesi" olmasi; "kendine has felsefi dallari olmasi" demektir. Metafizigi, etigi, estetigi, mantigi , yaraticisi, kitabi, v.s. kisaca bir toplumu yonlendirim ve yaptirim adina yonetmesi. Dogma olmasinin nedeni ise, bilimsel olmamasi , bilissel olmamasi, cagdas olmamasi, tarihe gore uyarlanamamasi, fizik otesi mitoloji , efsane, hayali degerler, yasam otesi icermesi. Dogma demek; "degismeyen, mutlak, sabit" v.s. olarak cagdisi kalan gerileyen yobazlasan, tutuculasan ve gelisen dunya ve insanoglu yasam ve iliskisine ayak uyduramayan" demektir.
  5. makyavelist "amaçlar araçları meşru kılar" görüşünü savunan ve amaçlara göre yönetim felsefesini benimsemiş kişilerin ortak adı. bir çoğu narsisist de olmaktadır bonus olarak. Makyavelizm Siyasette amaca varmak için bütün yolların kullanılması gerektiğini söyleyen ve her yolu meşru gören fikir akımıdır. Ünlü İtalyan siyasetçi Tarihçi ve yazar mahciavelli (1469-1527) nin geliştirmiş olduğu siyaseti ahlaktan ve dinden ayıran ve her türlü din kuralı ile ahlak kuralını hiçe sayan teorisi ile dürüstlük ve ahlaktan yoksun siyaset düşüncesine Makyavelizm denir. Siyaset biliminin gerçek anlamdaki ilk teorisyenlerinden biri olan Makyavel 1513te yazdığı principe (hükümdar) adlı eserinde açıkladığı TEMEL SİYASET teorisinin özünü siyasetin ahlaktan bağımsız bir alan olması oluşturmaktadır. Siyasetin ahlaktan bağımsız olması normsuz ve ve kanunsuz bir siyaset anlamına değil siyasetin ahlaktan ayrı kendisine özgü farklı ve özerk bir alana sahip olması anlamına gelmektedir. İktidar ile erdemi birbirinden ayıran Makyavel prensin iktidarı kullanmada gösterdiği kurnazlık sayesinde toplumu yönettiğini söylemiştir. Devlet adamlığı ve diplomatlık görevlerinde bulunan Makyavel düşüncelerini genelde gözlemlerine dayandırmış siyaset alanında çıkarlarının belirleyici olması gerektiğini savunmuştur. Bu amaçla prensin her türlü ahlak kurallarından bağımsız olarak sert siyasal yasaları kabul etmesini gerekli görmüştür. Bu manada günümüzde hedefe varmak için her yolu mubah gören ve hiçbir kural tanımayan her türlü yolu mubah gören politikalar için Makyavelizm tabiri kullanılır. Ahlaktan değerden ve toplumun varlık anlayaşınıdan bağımsız bir siyaset alanının olabileceği tartışma götürür bir önerme olarak değerlendirilebilir. HERHANGİ BİR Toplum yapısında ortaya çıkan siyasetin o toplumun ahlak değer ve varlık dünyasına olamayacağı ve entegre olduğu kesimlerden bağımsız kalamayacağı düşüncesi reci gerçeğe uygun düşmektedir.bu itibarla makyavelin erdem ve değer dünyasından ayırmış olduğu siyaset yorumu reel gerçeği olduğu gibi yansıtmamaktadır. 19.Ncü yüzyıldan beri gelişme gösteren pozitivist, materyalist, pragmatist ve emperyalist teori ve politikalar makyavelist anlayışı güçlendirmişlerse de 20.nci yüzyılın sonlarına doğru batı medeniyetinin içine düştüğü ‘Değer Krizi’ makyavelizme karşı gelenekçi ve entegrist akımların öne çıkmasında etkili olmuştur. makyavelist yaklaşım 1. makyavelist yaklaşımda, değişmenin gerçekleştirilmesinde demokratik süreçler ve yakın ilişkiler temel alınmaz. Bu yaklaşıma göre enerji, zaman ve çabalar tüm seçenekler için işe koşulmalı, az sayıda etkinlik belirlenip çabalar onlar için harcanmalıdır. Çünkü tüm seçenekler için harcanan emek, zaman ve madde, asıl etkinlik için gereken çabayı etkiler ve değişmenin yönetiminde başarısızlıklar ortaya çıkarabilir. Ayrıca değişimin neden olduğu olumsuzluklara karşı koymanın zamanı iyi seçilmelidir. ikinci kez karşı koymak için koşullar değişebilir ya da olanaklar yeterli olmayabilir. Gerekmiyorsa karşı koymanın bir anlamı yoktur. O nedenle mücadele zamanı iyi ayarlanmalıdır. Örgütün geçmiş yaşantısı, geçmişte karşılaştığı değişim sorunları ve kullanılan çözüm yolları bilinmelidir. Ayrıca bu yaklaşımda; gereksinim duyulan destekleyiciler için politik temel oluşturulmalıdır. örgütün dışındaki ailelerle, örgütte daha önce çalışmış olanlarla, çeşitli nedenlerle örgütten ayrılmış olanlarla, örgütün müşterileri ve hammadde gereksinimini karşılayanlarla, diğer kurum ve kuruluşlarla olan ilişkiler geliştirilmelidir. Örgütle yakından ilgili olan gruplar değişim sürecinde etkili kullanılmalıdır. Örgüt amaçlarının gerçekleşmesinde sorumluluğu bulunan alt ve üst sistemler değişimin gerçekleştirilmesinde etkili olarak kullanılmalıdır. Verilen kararların uygulanmasını sağlayacak yapının oluşturulması ve izlenmesi değişimin gerçekleşmesine olumlu katkılar sağlar. Değişim tamamlandığında değişim süreci boyunca yapılan etkinlikler, kullanılan strateji ve yöntemler değerlendirilmeli, bundan sonraki değişimler için bir yol gösterici olmalıdır. şeklinde değişim sürecinin yönetilmesi ile ilgili bize yol haritası sunan bir yaklaşımdır. En guzel ornek Churchill'dir. "Bir damla petrol, bir damla insan kanindan daha degerlidir" cumlesi, ona aittir. Bunlari aslinda bilincli biatci olarak degerlendirebiliriz. Tabi ki intiharin nedeni hersey olabilir. Sence Hitler neden intihar etti?
  6. Animism (from Latin animus, -i "soul, life")[1] is the religious worldview that natural physical entities—including animals, plants, and often even inanimate objects or phenomena—possess a spiritual essence.[2][3] Specifically, animism is used in the anthropology of religion as a term for the religion of some indigenous tribal peoples,[4] especially prior to the development and/or infiltration of colonialism and organized religion.[5] Although each culture has its own different mythologies and rituals, "animism" is said to describe the most common, foundational thread of indigenous peoples' "spiritual" or "supernatural" perspectives. The animistic perspective is so fundamental, mundane, everyday and taken-for-granted that most animistic indigenous people do not even have a word in their languages that corresponds to "animism" (or even "religion");[6] the term is an anthropological construct rather than one designated by the people themselves. Largely due to such ethnolinguistic and cultural discrepancies, opinion has differed on whether animism refers to a broadly religious belief or to a full-fledged religion in its own right. The currently accepted definition of animism was only developed in the late 19th century by Sir Edward Tylor, who created it as "one of anthropology's earliest concepts, if not the first".[7][note 1] Animism encompasses the belief that there is no separation between the spiritual and physical (or material) world, and souls or spirits exist, not only in humans, but also in all other animals, plants, rocks, geographic features such as mountains or rivers, or other entities of the natural environment, including thunder, wind, and shadows. Animism may further attribute souls to abstract concepts such as words, true names, or metaphors in mythology. Examples of animism can be found in forms of Shinto, Serer, Hinduism, Buddhism, Jainism, Pantheism, Paganism, and Neopaganism. Some members of the non-tribal world also consider themselves animists (such as author Daniel Quinn, sculptor Lawson Oyekan, and many Neopagans) and not all peoples who describe themselves as tribal would describe themselves as animistic. ABD'yi detayli bilmiyorum, ama B.B'da sadece ses rahatsizligina izin yok. Itiraz bilinc asmak. Ortada etigin iki farkli bilinci vardir. Bu da biribirinin asimi degildir. Mesela ulkemizde dinsiz hatta tanrisiz milliyetcilik vardir. Ya da milli bilince ya da etnik bilince erismemis dini inanirlar vardir. Osmanli'da etnik bilinc ve yapilanma yoktu. Sadece muslim ve gayri m uslim ayrimi vardi. O yuzden biri birinin asamasi degildir. Ikisi etigin farkli deger veri ve tabularidir. Ayrica insanoglu tarihi olarak din inanci milliyet ve etnisiteden once gelir. Ustelik daha genis toplumu kapsar. Yani dini birliktelik milli ya da etnik birliktelikten nicelik olarak daha coktur. Bak AKP ulus toplumunu ummet toplumu yapmak icin cabalamaktadir.
  7. Oyuzden sadece metafizik degil; etik icerik te tasir.
  8. Dinin bir felsefesi vardir, o da din felsefesidir.
  9. Dunya halklarinin dinler tarihi Sergei Aleksandrovic Tokarev Ceviri-Rauf Aksungur Ozon Yayincilik Sinifsiz toplumun ve sinifli topluma gecis doneminin dinlerini anlatiyor. Kabile Tapinclari Degildir. Cezayir kokenli olanlar uzerindeki baskilar ve asimilasyon ve de Ermeni soykirimi yasa kabulu zorlamasi orneklerdir. Ayrica ses rahatsizligi yerine, hala gorsel rahatsizlik ve bunun ile ilgili yasalar gecerlidir. Tum toplum fransizdir ve etnik koken ya da etnisite farki gozetilmez. Mesela birisinin "ermeni soykirimi yoktur" demesini savunamaz. Bu sadece bir dayatmadir. Bunu bilip bilmemekonusu sosyo-etik bilinc degildir. Bu vatan ve ulus bilinci olabilir.
  10. Tanri, din ve inanc konusu, felsefe de iki ana fark altinda degerlendirilir. Bunlardan birincisi "Dinin felsefesi (Philosophy of Religion)", digeri ise "dini felsefe (Religious Philosophy)"dir. Tek duzelik, dinin felsefesi uzerinedir. Dinin felsefesi, INANCIN AKILCILIGI TEMELINDE, Tanrinin varligini tartisan ve BUNA DAYANARAK DININ FELSEFESI UZERINDEKI AKILCILIKTIR. Bu akilciligin, temeli THEOLOGY basligi altindadir. Theologyde de birbirine zit iki farklilik gozukur. ya TEIZM, ya da ATEIZM. Genelde konu din ve inanctan ziyade, tanrinin varliginin vari/yoku agirliklidir. Ozetlersek; Theology, tanri ve tanrilari ve onlarin dogal/tabi tanrisal KONUMLARINI konu alir. Ya tek bir tanri (monoteizm), ya cok tanri (politeizm), tanri veya tanrilarin bilinebilir/bilinemezligi (agnostisizm), tanri ve/veya tanrilarin dunyaya direk mudahele edip, etmedigi (teizm), ya da tanrinin ilk nedeninin evren oldugu (deizm), tanri ve/veya tanrilarin ve de dunyanin farkli seyler oldugu (panenteizm ve dualizm), ya da ayni, ozdes oldugu (panteizm), son olarak ta yukaridaki iceriklere uyan bir tanrinin ve tanrisal konumun olmadigi/yoklugu (ateizm), DININ FELSEFESIDIR. Akilcilik, HEM BILIMIN KONUSU DEGILDIR, HEM DE BILIMSEL DEGILDIR. Cunku yukaridaki aciklanan konumdaki tanri, tanrisallik; ne bir gozleme, deneye, dayanir; ne de GERCEKCIDIR. Sadece, metafizigin tanri ve onun konumu hakkinda ortaya atilan akilci, ideolojik inancsal dogrulardir. Dolayisiyle, dini sistem ve inanislarin INANCI DEGIL; YA AKILCI SAVUNUSU, YA DA AKILCI ELESTIRISI SOZ KONUSUDUR. Diger konu ise, DINI FELSEFE konusudur. Yani, dunyada mevcut olan her turlu dini uygulanis ve zihniyetin, yerlesmis ve islerlikte olan sistem ve duzenin, her dini olusumun yasama gecmis yonlendirim ve yaptirimlarinin AKILCILIK ILE DEGILDE, BILIMSEL METHOD, YANI DENEY, GOZLEM, v.s. ile GERCEGININ NE oldugunun ortaya konumudur. Iste burad da, inanc, ya bu dini gerceklige, cografi, toplumsal, etik temelde INANMAK, ya da bu dini gercekligi, TUM DINI FELSEFENIN TEMELI, ISLEYISI VE YAPILANISI TEMELINDE GOZLEMLEYEREK; DINI FELSEFE INANCI TASIMAMAK, BESLEMEMEKTIR. Bunun adi, SERBEST DUSUNURLUK VE INANC TASIMAMA/BESLEMEMEDIR. Dolayisiyle, dini felsefe konusunda ve tum bilinen ve ortada olan dinlerin bunyesinde serbest dusunurluk, ve inanc beslememe/tasimama ayni zamanda, yukarida izah edilen, dinin felsefesini de icerir. Cunku burada AKILCILIGA GEREK YOKTUR. Dinin felsefesindeki tum farkliliklar ne olursa olsun, dini felsefenin ortaya attigi tanri, ve tanrisal konumu icerir. Dolayisiyle, serbest dusunurluk, inancin epistemolojik gercekligi olarak hic bir dini felsefeye, inanc beslemediginden ve herhangibirinin inancini tasimadigindan, onlarin ortaya attigi tanri ve varliginin var/yoklugunun tartismasi ve bu konuda bir fikir belirtmek, mantiksizlasir. Bir ornek verirsek, ben bir serbest dusunur olarak, islam dini iman ve inancina yonelik bir inanc beslemiyor ve tasimiyorsam, otomatik olarak Islam imaninin ortaya attigi Allah'i ve onun varliginin vari/yogunu tartismamin bir anlami kalmaz. Iste, Akilci olmayan, epstemolojik gercekligin gozlemie dayanan, bu gozlem temelinde de herhangibir dini felsefeye yonelik inanc tasimayan ve beslemeyen biri olarak, bu dini felsefe hangisi olursa olsun (islam, hristiyanlik,musevilik, budizm, hindizm, tasavvuf, mistisizm v.s.) onun din felsefesinin ortaya attigi tanrisi ve tanrisal konumu otomatikman tartisma disi kalir. Ustelik, bu epistemolojik gerceklik, bu temelde sadece neden dini felsefeye inanc tasimadigini degil; onlarin herbirinin tanrilarini ve tanrisal konumlarini da tanri, tanrisal olumlu/olumsuz dusunce ve tanrisal zihniyetin temeli ve kokeni olarakta hic birinin ozeline inmeden genelde sorunsal tum resmini ortaya koyar. Iste dini felsefe ve din felsefesinin, akilcilik ile gozlem, dogruluk ile gerceklik inancsalligin olumlu/olumsuzu ile inanc tasimama/beslememe, tanrinin varliginin var/yoku ile tanri, tanrisal dusunce ve tanrisal zihniyet, inanc ile epistemoloji farki budur. Dini felsefenin ne oldugu, akilciligin soyutlugunu degil, gozlemin somutlugunu, bunun dile gelisindeki bilinc ve farkindaligi ortaya koyar. Yani, INANC TASIMAMAK/BESLEMEMEK, BIR BILINC VE FARKINDALIK ISIDIR. Fakat, inanci ve tanrinin varligini inancsal temelde olumlu/olumsuz tartismak ise, bilinc altinin yonlendirdigi, akilciliktir. Iste bir kisi bir din felsefesine sahip ise, tum yaptigi bunu savunmak ve digerlerine ise karsi cikmaktir.
  11. Her bir dinin bir din felsefesi vardir. Islam da bir din felsefesidir. Kendine has sartlari kitabi karakteri yapilanisi isleyisi mezhepleri v.s. vardir. Din felsefesinin/felsefelerini dini felsefenin ne olarak aciklanmasi ise farkli bir konudur. Kisaca kisilerin savundugu din felsefeleri vardir. Bir de dini felsefenin ne oldugunun aciklanmasi. Yani "Philosophy of religion" ile "religious philosophy" farki.
  12. klan Fr. clan a. (l ince okunur) top. b. Boy (II): “Belli bir klandan olan, o klanın geleneklerine göre davranmaktan başka türlüsünü düşünemezdi.” -M. C. Anday. Güncel Türkçe Sözlük -------------------------------------------------------------------------------- klan İng. clan Ortak bir atadan geldiklerine inanan, kendi aralarında evlenmeyen, hem ana, hem de baba çizgisine göre düzenlenmiş, birbirleriyle akraba, birden çok büyük ailenin bir araya gelmesi sonucu oluşan toplumsal birlik. BSTS / Budunbilim Terimleri Sözlüğü 1973 kabile Ar. ®ab³le a. (kabi:le) top. b. Boy (II). Güncel Türkçe Sözlük ilkel sf. 1. İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif: ilkel İng. primitive (Lat. primitivus < primus - ilk) : 1. Zaman bakımından en eski olan, ilk olan. 2-Gelişmesinin başında bulunan; daha gelişmemiş olan. ilkel İng. primitive, native, nonliterate, preliterate Kültürel evrimin alt basamaklarında bulunan, doğaya büyük ölçüde bağlı olan, geleneklerle göreneklerin oluşturduğu bir düzen içinde yaşamını sürdüren ve tarihöncesi insanınkine benzer kültürel ve toplumsal bir yapıda varlığını yönlendiren birey. bk. ilkel toplum. Toplumunun her turlu sosyo-etik farkinin farkinda olarak toplumun her bir bireyinin evrensel hukuk ve insan haklari temelindeki sosyo-etik hak ve ozgurlugunu koruyan kollayan devlettir. Once ulus nedir? ulus İng. nation Belli bir sınır içinde yaşayan ve halk kültürüyle seçkin kültürünü yaratan insanların oluşturduğu siyasal toplum, bk. halk kültürü, seçkin kültürü, ulusal kültür. BSTS / Halkbilim Terimleri Sözlüğü 1978 -------------------------------------------------------------------------------- ulus İng. nation Derebeylik düzeninin yıkılışı ve anamalcı düzenin oluşumu döneminde ortaya çıkan, toprak, ekonomik yaşam, dil, ruhsal yapı ve ekinsel.özellikler yönünden ortaklaşalık gösteren en geniş insan topluluğu biçimi. Ulus bilinci milli bilinctir. Millet: Ortak bir dil, kultur, etnisite koken ve tarih paylasan halk toplumu/toplulugu. Yine ayni zamanda, toplulugun/toplumun etnisite farkina bakilmaksizin ortak sinir ve hukumet paylasan halk anlamina da gelir. Milliyet : Tek bir kisinin millet devlet ile kanuni iliskisidir. Milliyet, normalde kisinin devlet tarafindan korunmasini icerir ve kisinin devlete bazi yukumluluklerini icerir. Bu korunma haklari ve yukumluluk gorevlerinin ne oldugu ulkeden ulkeye degisim gosterir. Milliyet teknik ve kanuni olarak vatandasliktan farklilassa bile, cogu modern ulkede butun milliyetler, devletin vatandasidir ve butun vatandaslar devletin millilerindendir (milli takim, milli egitim v.s.) Millet Devleti :Kendi tanimladigi Politik kanuniyetini milletin ustunde hakim kilan uniter devlettir. Devlet politik ve cografi butundur. Millet kulturel ya da/ve de etnik temeldedir. Buradaki fark mukayese olarak cok milli devlet, sehir devleti, imparatorluk,konfederasyon ve buna benzer devletler ile ters duser. Buradaki anahtar fark, halkin ve tek adamligin (kral, padisah, imparator v.s.) farkidir. Vatandaslik : Kisi ile devlet arasindaki baga isaret eder. Milliyet ile esanlamli olabilir, fakat milliyet etnisiteyi de icerir. Vatandaslik genelde ulkede calisma ve yasam hakki ve politik yasamda yer alma ile bagintilidir. Birbiri ile celisen iki turlu vatandaslik vardir. Ozgur birey icerikli vatandaslik ve sivil cumhuriyetci icerikli vatandaslik. Ozgur birey : Bireyin ekonomik durumuna odaklanir. Burada devlet bireyi icin vardir. Bireyin gorevi kanunlara uymak, iste calismak, vergilerini odemek ve gerekirse de milletini savunmak. Politik olarak bir pasiflik soz konusudur. Vatandaslik kisinin kendi secimi temelinde yetistirmesini/aydinlatmasini ongorur. Bunun icin bireye gerekenleri devlet saglar. Sivil cumhuriyetci : Kisinin politik durumuna odaklanir. Hersey ortak bir politikanin baskisi altindadir. Kanuni rahatsizliklar sikintilar kisiyi etkisi altina alir. Kisiler hep bir noktada tutulmaya calisilir. Yani suru psikolojisi ve korku felsefesi. Vatandaslik genel ve toplumsal kisilik temelindedir. Kisi politik olarak aktiftir. Kisinin gorevleri konusunda bosluklar dogabilir. Buradaki politik aktiflik, kisinin politik bilinci degil; yasam ve iliskisinde politika uzerine fikir yurutmesi ve tartismasi anlamindadir. Cunku politik toplum kutuplasmasi baskisi altindadir ve politik secime zorlanir. Etnisite : Etnik koken ya da etnik grup, ortak kultur yada milliyet temelindeki sosyal katagoridir. Etnik kimlik grubun ortak karakteristiklerini diger gruplardan farkli kilandir. Bunlar zorunlu olmamak sartiyla, ortak: nesil/soy , gorunus, giyim/kusam, mutfak/ascilik, miras/kalitim, tarih, dil, sive, din, gelenek, simge/imge ya da etik/kulturel faktor farki icerebilir.
  13. Islam fizik otesi teolojik varlik iceren bir din felsefesidir. Tum din felsefeleri inanca dayandigi icin birer dogmadirlar.
  14. Evet ilkelkabilenin de kabile olarak o devirde toplumsal olarak neyi one cikardigina baglidir. Bu da her ilkel kabileye cografi tarihselyer ve konumuna gore degisir. Bence degil. Sadece olan temelde baskici degil. Baskici olup olmamasi da duruma bagli. Likligi din ve devlet iliskisidir. Sosyallik ise sadece bu degildir. Bence yoktur. Din ya da milliyet toplumsal baskinlik icerir.
  15. Teleferik için ağaçların kesilmesine karşı çıkan Yenimahallelilere polis saldırdı 24 Temmuz 2013 Seçim yaklaştıkça ulaşım planlarını yeniden ortaya çıkaran Ankara Büyükşehir Belediyesi, Yenimahalle-Şentepe teleferik hattı için Yunus Emre Parkı’ndaki ağaçları katletmeye başladı. Halk, parkına sahip çıkınca polis gaz bombalarıyla halka saldırdı Melih Gökçek başkanlığındaki Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yıllardan bu yana her yerel seçim öncesi gündeme getirdiği Ankara Ulaşım Ana Planı kapsamında Yenimahalle-Şentepe arasına yapılmak istenen teleferik çalışması direnişle karşılaştı. Teleferik çalışmaları için Yenimahalle’deki Yunus Emre Parkı’nda 40-50 yıllık ağaçlar katledilmeye başlandı. Ağaçların kesilmek istenmesine karşın iki günden bu yana parkta buluşan Yenimahalleliler, bu akşam kitlesel bir buluşma gerçekleştirdi. Saat 21.00 sularında Yunus Emre Kavşağı’nda bir araya gelen halk, akşam saatlerinde tahta paravanla kapatılmak istenen alanın üzerine pankartlar astı. Eylemin bölgede ses getirmesi ve katılımın her geçen dakika artması üzerine çevik kuvvet polisleri ve TOMA’lar halkın karşısına dikildi. Saat 22.50′de polis halka eylemin yasadışı olduğunu ve dağılmaları gerektiği yönünde anonslar yapmaya başladı. Halk da megafonlarla polise eylemin meşru bir hak olduğunu, polisin müdahalesinin hukukdışı olduğunu haykırdı. Polis saldırdı, halk direndi Yaklaşık 20 dakika süren gerginlikten sonra iki TOMA ve bir akreple saldırıya geçti. Tazyikli sular ve gaz bombalarıyla yapılan saldırılara halk yanıt verince çatışma çıktı. Saldırıda gaz bombaları nedeniyle fenalaşanlar ve bayılanlar oldu. Çatışma ile birlikte polis parkın içine girdi ve alanı işgal etti. Halk ise polise “Polis simit sat, onurlu yaşa”, “Polis defol parklar bizimdir”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganlarıyla karşılık verdi. Saat 00.10 sularında Yenimahalleliler, ertesi gün tekrar buluşmak üzere bölgeden ayrılmak üzereyken Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı yıkım ekipleri tekrar parka geldi. Ekibin gelmesine tepki gösteren halka polis ikinci bir saldırı gerçekleştirdi. 24 Temmuz 21.00′da yeniden buluşulacak Polis saldırılarına karşı direnen halk, 24 Temmuz Çarşamba saat 21.00′da 202 numaralı Yenimahalle otobüslerinin son durağında ve parkta buluşmak üzere eylemine son verdi. Sendika.Org/ Ankara
  16. Ankara'da polis, Yunus Emre Parkı'ndaki ağaç katliamına tepki gösterenlere saldırıyor. Ankara Yenimahalle'de vatandaşlar Büyükşehir Belediyesi'nin Yunus Emre Parkı'nda yaptığı ağaç katliamına tepki göstermeye devam ediyor. ANKARA- Polis akrep ve TOMA'larla saldırıya geçti. Vatandaşlar "Polis simit sat onurlu yaşa" sloganını atıyor. Polis vatandaşlara dağılmaları yönünde anons yaparken vatandaşlar da polise karşı bir anonsta bulunarak eylemin meşru olduğunu ve kolluk kuvvetlerinin hukuk dışı müdahalede bulunmamalarını istedi. soL
  17. Diktatorun emrindeki devlet ve hukumetin yetkilileri olarak, devletin ve hukumetin tum toplumu kucaklama adina bir bakaninin hem de polis saldirilarindan sorumlu bir bakaninin; diktatorune ters duserek boyle bir aciklama yapmasi; Diktator ve guruhu acisindan ve insanlik ve vicdan adina verilmis ilk onemli tepkidir. Iki aya sayili gunler kala ve onca olu ve yuzlerce yarali ve tamir edilmez yaralar almis olanlardan sonra; boyle bir aciklama her acidan onem tasimaktadir. Bundan sonra basta diktatorun kendisi ve emrindeki her turlu devlet ve hukumet yetkilisinin bu tepkiden sonra nasil bir tutum gosterecegi merak konusudur. Ilk terstepki valiyi gorevden almak olabilir. Bunun disindaki her turlu yanasim ise toplumdan direnenden yana olarak tarihe gececektir. Ben bakanin bu karari almasindaki ana etkinin, AIHM'in verdigi cezalar ve uyarilar oldugu dusuncesindeyim. Daha bugun gecmiste bir kisi polis saldirisina ugramaktan AIHM karari ile hakli bulundu ve uyari geldi. Darisi diger sagduyu gosterebilecek cesarat gosteren devlet ve hukumet yetkililerine.
  18. İçişleri Bakanı Muammer Güler, Gezi Parkı olaylarında polisin hukuksuz ve aşırı güç kullandığını genelgesinde kabul ederek, polise 'yeleği giy', 'sopa kullanma', 'şahısları hedef alarak gaz fişeğini atma' uyarılarında bulundu T24 İçişleri Bakanı Muammer Güler, Gezi Parkı olayları sırasında ölümlere ve binlerce kişinin yaralanmasına yol açan polisin hukuksuz ve aşırı güç kullanımını yayınladığı genelgeyle kabul etti. Güler, polislere "Olaylarda sivil personelimiz, polis olduğunu gösteren polis yeleğini mutlaka giymeli", "mevzuata uygun araç gereçlerle görev yapmalı", "göz yaşartıcı gaz fişekleri direkt olarak şahıslar hedef alınarak kullanılmamalı" uyarılarında bulundu. Güler, polisleri, palalı ve sopalı kişilere karşı da uyardı. radikal.com.tr'nin haberine göre Bakan Güler, dün akşam saatlerinde toplumsal olaylara müdahale sırasında polislerin uyması gereken kurallara ilişkin dikkat çekici bir genelge yayınladı. Gezi Parkı protestoları sonrası sık sık gündeme gelen ancak özellikle iktidarın aynı fikirde olmadığı "polis şiddeti" Bakan Güler’in genelgesinde açıkça kabul edildi. Güler, polisleri müdahale şekilleri konusunda uyardığı 81 il valiliğine gönderdiği genelgesinde, “temel hak ve özgürlükler kapsamında, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkını kullanmak isteyen vatandaşların değişik adlar altında gerçekleştirdikleri eylem ve etkinliklerde, gösterilerin yapıldığı yer ve çevresinde güvenliği sağlamanın yanı sıra, eylem ve etkinlikleri gerçekleştirenlerin ve diğer vatandaşların güvenliklerini sağlama ve etkinliklerin hukuk kuralları içerisinde yapılması ve sonuçlandırılmasının” güvenlik birimlerinin başta gelen görevi olduğuna dikkat çekerek, şunları dedi: Sivil polissen yeleğini giyeceksin “Ancak son günlerde meydana gelen olaylara müdahale eden bazı sivil polis memurlarımızın, mevzuatta sayılmış araç ve gerecin dışında farklı araç ve materyaller kullanmak suretiyle teşkilatımıza yakışmayan tutum ve davranış içerisinde bulundukları, ayrıca, eylemci kişi ve gruplara tepki gösteren bazı kişi ve grupların da ellerinde sopa, pala gibi materyallerle eylemcilere saldırıda bulundukları görülmüştür. Bu ve benzeri olayların ve görüntülerin tekerrür etmemesi amacıyla toplumsal olaylarda görev alan ve cop taşıyacak olan sivil personelimizin, polis olduğunu gösteren polis yeleğini mutlaka giymeleri ve mevzuata uygun araç gereçlerle görev yapmalarının sağlanması gerekmektedir. 'Palalı'ya izin verme Eylem ve etkinlik yapan gruplara karşı tepki gösteren kişilerin, sopa, pala gibi materyallerle müdahale etmelerine müsaade edilmemesinin altı çizilerek şu uyarı yapıldı: Gaz fişeğini hedefleyerek atmayacaksın “Yeteri kadar kuvvetle çevre emniyeti alınarak bu tür girişimde bulunan kişilere de derhal müdahale edilerek, adli mercilerce haklarında yasal işlem yapılmasının sağlanması, göz yaşartıcı gaz kullanılarak müdahale edilmesi gereken ve 40 metreden daha kısa mesafede bulunan gruplara karşı, öncelikli olarak gaz el bombaları, OC gaz püskürtücü tüpler, namlu ağzı fişekleri ve el spreyleri kullanılması, gaz fişeklerinin ise belirtilen mesafelerde (Tip1-Tip2) kullanılmamasına özen gösterilmesi, göz yaşartıcı gaz fişeklerinin direkt olarak şahıslar hedef alınarak kullanılmaması ve müdahalelerin kamera ile kayıt altına alınmasının sağlanması, yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda hareket edilerek, sıralı amirlerce konunun hassasiyetle takibinin yapılmasını, bütün personelin belirtilen esaslara göre daha dikkatli ve duyarlı davranmalarını ve herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesini önemle rica ederim.”
  19. Burada bireysel bilinc yoktur, sadece "kaderine razi ol, ilahi guc adaleti saglar" aldatmacasi vardir. Kisaca kisiyi pasifize etmeye ve olana boyunegdirmeye yoneliktir. Mesela gezi parki halk direnisine karsi cikanlar, bundan olabilir. Cunku onlar daha bireysel bilinc olarak; karsi cikmak/katilmak tan once kendi hak ve ozgurluklerini talep etme bilincinde degildirler.
  20. Nerden biliyorsun? Mesela neden intihar eder? ya da mafyadan ayrilmak ister? Kisaca tepkisini istenen yonunde gostermez?
  21. Onemli olanb etki degil; sekuler olamamaktir. Etkisi ise, yasamini bu dunya da yasamak yerine; obur dunya adina yasatilmak ve bu dunyanin tek yasam oldugunu algilamamak olur.
  22. Bu durum kisisine toplumuna sosyo-etik farkin onceligine, cagina, cografyasina, tarihine v.s. olarak sekillenir. Mesela bir kurd alevi ve teror ideolojik inancinda, ayni toplum ve sosyal yapida; Birinin kurdlugu, digerinin aleviligi ve baskasinin teroristligi on plana cikabilir. Alevi icin etnik koken farki onemsenmezken, kurd icin dini mezhep farki onemsenmez, terorist icin de belki her ikisi de onemsenmez. O yuzden biri toreyi, digeri dini inanci, baskasi etnik kokeni v.s. one cikarabilir. Ayni sey turk ve sunni icinde gecerlidir. Yani sosyo-etik inanc core faith temellerinden hangisinin hangisine gore one cikacagi bir suru temelde degiskendir. Oyuzden kimin neden ne icin savastigi ya da mucadele verdigi; degiskendir. Yalniz surasi da bir gercektir ki; olmayan bir deger icin kimse mucadele vermez. Mesela tanricalar sokak kadini olarak algi olmadigindan bunun mucadelesini vermezler. Ya da anaerkil toplumdaki kadin haklari baskindir ve mucadele vermez. Mesela bir batili kizinin evlilik oncesi ya da disi cinsel iliskisini normal karsilarken, bir dogulu bunu namus cinayetine tasir. O yuzden kimin ne icin savastigi sartlara topluma v.s. baglidir ya da kisisel deger siralamasina. Cunku devlet sosyal bir devlettir, toplumun tum sosyo-etik farkini kucaklar ve devletin dini yoktur. Ya da devlet bireyi adina tum dinlere yonelik adildir hak ve ozgurlukcudur. Bilmem sen oyle almis olabilirsin. Ben genel degerlendirdim. Boyle bir asim yoktur. Devletin tum toplumunu tek bir etik fark temelinde yonlendirmesi zaten devletin sosyal olmadiginin bir delilidir. O yuzden devletin milli ya da dini temelde bu yonlendirimi yapmasi pek bir seyi degistirmez. Nitekim T.C.Devleti iktidar politikasi olarak once milli tekligin sonra da dini tekligin elinde oyuncak olmustur. Bu temelde zaten sosyallik ve bireysellik yoktur ve toplumsal kisilik vardir. Yani toplumsallik ondedir. Bunun cemaat ummet v.s. olmasi sonucta toplumun tek yonlendirilmeye biat etmesidir. Oyuzden ne din ne de etnik temel devreden kaslkmaz. Sadfece iktidarin politikasi ve ideolojisi temelinde biri digerinden daha on plandadir. O yuzden de laiklik ancak sekuler olarak layikiyle saglanir.
  23. evrensel-insan şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    Maalesef tum egoya dayali dogal/fenomenal zihniyet; soyutlamanin ve zihinsel faaliyetlerin etik gibi, estetik gibi dogustan olduguna inanirlar. Cunku onlar icin insanoglu ya bir meta mal mulk ya da bir kul koledir. Yani beynin fonksiyonu ve yetilerini hic hesaba katmaz, herseyi evrim biyoloji v.s. temelde fenomen ile aciklamaya calisirlar ve insanoglu davranisinin cesitliligini ve neden ideolojik inancsal dogru farklari tasidigini, ya da bir farktan baska bir farka gecisini v.s. acikliyamazlar ve insanoglunu dogaya teslim ederek dogal kaderci olurlar. Halbuki bilimde kaderciligin hic bircesidi yoktur, cunku kadercilik inanctir. Bilim ise gozlem ve algidir.
  24. evrensel-insan şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    Information, inform fiili ile gecerlidir. Inform fiili de yasamdan ogrenilir.
  25. evrensel-insan şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    Kimin yanildigi ortada

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.