evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
VİCDAN NEDİR ?
Tepki etkiye yoneliktir, bilgi ile ilgisi yoktur. Etkiyi alan tepki gosterir. Bu cansizlar icin de gecerlidir.
-
VİCDAN NEDİR ?
Neyse ben sana gereken yanitlari verdim. Bir bebegin herhangi bir soyutlama ile dogmasi kavrasmsal bilgi ile dogmasi ve buna inanmak; bebegi dogalliga mahkum etmektir ve bunun sonu yoktur, kalitimsal olarak yaratilisa kadar varir. Daha once izah ettim. Yaratilissal, fiziksel ve dogal kadercilik. Freud dogal kadercidir.
-
VİCDAN NEDİR ?
Uyanmayan olabilir. Bazilari ne gurultu olursa olsun uyariyi almayabilir. Ben kafasini disco'da bangir bangir bagiran operrlora dayayarak uyuyani bilirim. Ya da ezan her kesi uyandirmayabilir. Bilse bile uyanadabilir uyanmayadabilir. Hatta bizim bir deyimimiz vardir; "Top atsan, uyanmaz" diye.
-
VİCDAN NEDİR ?
Tepkiye kaynaklik edenin ne oldugunu bunu ogrenmemis olan bilmez. Ne zaman yasamdan ogrenir, o zaman adini da ogrenir. O yuzden her turlu etki tepki verir. Bu tepkinin ne oldugu da onu gozlemleyen ve algilayanin verdigi anlam ve iceriktir.
-
VİCDAN NEDİR ?
Iste orada "bilginin aktivitesi" degil; bilginin ogrenilmemisligi gecerlidir. Cunku bilgi dogum ile gelmez. Oyuzden orada bir atillik yoktur. Sadece ne yapacagini bilmemenin bilgisizligi ve ogrenilmemisligi vardir.
-
VİCDAN NEDİR ?
Organlarin canliligindan. Burada bilgi yok uyari var. Bu uyari da fiziko biyolojik nurokimyasal. Algi ve gozlem varsa, zaten hazirliklilik var. Algi da uyari degil.
-
VİCDAN NEDİR ?
Calarsaat zaten bir uyaridir ve onu kuran neden kurdugunu bilir. Uykuda iken algi ve gozlem hazirligi yoktur, sadece etkiye tepki vardir. Burada da calar saat bir uyandirma etkisidir, tepki de uyanmaktir. Ya da belirli bir sure susturmak, bir kac kere caldirmak ve de uykuda kapatmaya calisip kapatamamak ve saati alip firlatip atmak.
-
VİCDAN NEDİR ?
Irkilmesi algi ve gozlem olarak hazirlikli olmadigindan ani gelen sesssel degisim ve ona tepkidir. Zaten uyanikken de bunu yapmiyor, nedeni bu degisime algi ve gozlem olarak hazir. Buna etki tepki birlikteligi diyebiliriz. Korku ise gozlem ve alginin oldugu yerde verilen bir vucutsal sessel tepkidir. Yani uykuda ise ve algi gozlem olarak bi haberse, buna korku denmez. Sadece etkiye tepkidir.
-
VİCDAN NEDİR ?
Demekki cocugun boyle dogduguna hangi akla hizmet ise karar veren ve onu olduren, resmen cinayet isliyor.
-
VİCDAN NEDİR ?
Ayrica gurultu uyuyan bir kisiyi irkiltir. Uyanikken de irkilmemeyi ogrenir. Yani uykuda iken algi calismaz. Uyanikken ise algilayarak irkilmemeyi ogrenir. Mesela cocuklarin kundaklanmasinin ve ellerine eldiven gecirilmesinin bir nedeni de, kendi vucuduna zarar vermesin diyedir. Mesela tirnagi ile yuzunu cizebilir. Bir cocuk atesten kacmaz. Taki onun tecrubesini yasayana kadar. Ya da anne/baba olarak "cis" ve onlem ile. Kisaca her turlu duyum duyu kavram bilgi dusunce davranis kisaca vucudun her turlu fiziksel sessel ve zihinsel hareketi yasamdan ogrenilir. Soyle bir ornek vereyim. Mesela birisinden habersiz bir kesekagidi patlatirsan, irkilir. Cunku gozlem ve algi yoktur. Yalniz onun gozu onunde yap, ya da o yapacagini algilasin; o zaman irkilmez. Cunku gozlem ve algi farkindalik olarak vucudun ve zihnin kendini hazirlamasini saglar.
-
VİCDAN NEDİR ?
Iste sorun da tam burda. Burada zaten bir ayrimcilik ve onun dogal kalitimsal ve kisiyi dogaya kader olarak teslim eden bir kadercilik var. Ayni seyler, organlar uzerine de yapiliyor. Kafatasi irkciligi, genm bencilligi, asil kan, ve her turlu ayrimcilik ve de bunun kabullenilmesi adina ortaya atilan dogalik kisvesi. Hattea bu kisve oyle bir durum aliyor ki; Estetik "cocuk guzel/cirkin dogar" ki ustelik bu bir sadece zihinsel algidir. "Cocuk katil/yalanci/hirsiz" v.s. dogar. Ornekler cogaltilabilir. Ya da "bunun kafatasi geri zekali" v.s. Butun bunlar ayrimciligin kaderciligin ve teslimiyetin bir tezahurudur.
-
VİCDAN NEDİR ?
Bir hayvanin olumcul bir tepki ile karsilasmasi ve ona hizli bir sekilde tepki verebilmesi; Yasamindadir Bunun korku ile bilgilendirilmesi ve kavrama tasinmasi ise onu gozlemleyene aittir. Yine bir ceylan neye ve nasil tepki verecegini yasamdan ve diger ceylanlardan ogrenir. Zaten yeni dogmus bir ceylan hem bunu yapamaz hem de boyle bir on bilgi tasimaz ve yem olur. Bilgi ve duygunun ne oldugunun aciklanmasi ise, onu gozlemleyene aittir, gozlemi verenin algisi degildir. Dolayisi ile korku yasamdan ogrenilen bir kavram bir duygu ve korku kavrami uzerine turetilen bilgidir.
-
VİCDAN NEDİR ?
Verdigin alintida ben "insanoglu korku on bilgisi ile dogar" seklinde bir algi almadim. Bu sadece "insanoglu yasam ve iliskisinde korkuyu algilayabilecek yetiye sahiptir" anlami cikar. O da ogrenirse, mesela bir olay olur; cocugun davranisindan dolayi annesi sorar "ne o evladim, korktun mu? diye boylece cocuk ogrenir. Hatta cocuklari korkutmak icin toplumumuzda "ocu, bir dudagi gokte bir dudagi yerde dev, gulyabani" v.s. temelli hayali kahramanlar yaratilir ki, cocuk "ebeveyninin dedigine uysun" diye. Saglik bakani'nin linki burda; http://www.turkish-media.com/forum/topic/312314-saglik-bakani-mehmet-muezzinoglu-hipnozla-dogum-gundeme-gelebilir/
-
AntiKapitalist/Devrimci Müslümanlık
Hayir "sekulerite ile dunya otesi inancin farkini bilmeme" olacak. Cennet ve cehennem v.s. dunyevi degildir. Oldukten sonra gidilecegine inanilan yerlerdir. Dunyevilik demek, yasam demektir; yasam sonrasi bir inanci icermez. Icerirse de sekuler olmaz. Tanri ise farklidir. Mesela bir deist sekuler olabilir. Ya da bir panteist ya da teolojik inanci olan ama dunya otesi inanc tasimayan her bir kisi.
-
Ateist aile müslüman olmaya karar verdi
Bilmem , bak bu cumle sana ait. "Kabile nedir ? Açılır, bakılır. Kan bağlılığına mı dayanıyor, yoksa din bağlılığına mı ?" Gayet basit. Toplumsal yonlendirim ve yaptirimlarin gonullulugu ya da zorlamasi ile. Her ikisi icin de savasir. Cunku savas hem savunu hem de saldiridir. Hangi cikisi itibariyle, Diyanet ne zaman kuruldu? Laik ve sekulerite hem birey hem de devlet bazinda ayridir. Birey sekuler ya da dunya otesi inancli olabilir. Devletin de ayni bizde oldugu gibi dini desteklemesi olabilir, ya da dini olmayabilir. Tabiki layikiyle laik devlet, sekuler sekilde yonetilen devlettir. Baglilik ta bagimlilikta sadece bir etik degere indirgenemez. Bir kisi ailesine hem bagimli hem de bagli olabilir. Mesela ailesi ile birlikte yasayarak her turlu ekonomi dahil ailesine bagimlidir. Ailesine baglilik ise kisi baska bir yerde de olsa, ailesi ile olan iliskisini kesmemesidir. Bagimlilik bagliligi kopardiktan sonra biter, cunku baglilik bagimliliktan daha serbesttir. Baglilik olmazsa bagimlilikta olmaz. Bagimli olan o yuzden baglidir da. Bagli olan bagimli olmayabilir. Bagimlilik aliskanliktir. Baglilik ise secimdir. Bir kisi aliskansa zaten secim soz konusu degildir.
-
AntiKapitalist/Devrimci Müslümanlık
Ozaman bana islamin sarti olarak "Cennete/cehenneme, meleklere seytana" olan inanci kabullenen bir kisinin; nasil sekuler olabilecegini acikla.
-
VİCDAN NEDİR ?
Bilimsel olarak "bir bebegin korku on bilgisi ile birlikte dogmasini" link vererek acikla. Ben "bilim boyle soylerse dogrudur" demiyorum, "bilimsel olarak bebegin korku on bilgisi ile dogmus olmasinin gozlemi ya da teorisinin test edilmisligi yoktur". diyorum. Ayrica saglik bakaninin aciklamasina ne diyorsun? Bilimsel yani nedir?
-
Ateist aile müslüman olmaya karar verdi
Kan bagliligi irkcilik degildir, deri farkinin zihinde ayristirilmassi irkciliktir. Animist oldukjlarinin bilincinde olmadiklari icin, olabilir mi? Dinin varligi zaten onu uygulamayanlar olmazsa bir anlam tasimaz. Olulerin gomulmesi dini bir ritueldir ve kabile/klan v.s. icin baglayicidir. Cunku toplumsal bir uygulamadir. Hayir ne birey ne de devlet bazinda aynidir. Turkiye de genelde sekuler bilinc yoktur. Devlet ise laik degildir. Laik olan devletin dini olmaz. Bir kisi ise yasekuler olabilir, ya da dunya otewsi inanci tasir. Bir kisi sekuler de olsa dunya inanci da tasisa, laik bir duzende birlikte yasayabilir. Bagli olan, bagliligini surdurdugu surece; bagimlidir. Bagimliligi, bagliligini kopardiktan sonra biter. Olulerin gomulmesi ise homolarda toplumsal olarak her ferdi baglar.
-
'Hitler seçimle işbaşına gelmedi'
Akçam: Hitler’in, tüm baskılara rağmen yüzde 43 oy alabildiği bu seçim, serbest bir seçim değildir. Sıradan herhangi bir diktatörün organize ettiği bir seçimdir. T24 Tarih Pröfesörü Taner Akçam, Nazi lideri Adolf Hitler'in seçimle iktidara geldiğine ilişkin tartışmalara yönelik kaleme aldığı yazısında "Hitler seçimleri kazanarak işbaşına gelmedi ise, nasıl işbaşına geldi? Siyasetçilerin, asker-sivil elitlerin basit ayak oyunları ile. Ve Hitler işbaşına geldikten sonra da ilk iş olarak sandığı, yani demokrasiyi iptal etti" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dillendirdiği "Hitler de başa seçimle geldi diyorlar. Sandıktan Hitler çıkacak diye sandığı iptal mi edeceğiz" sözleri üzerine ivme kazanan tartışmaya ilişkin olarak, "doğrudur, Hitler iktidarı aldıktan sonra Mart 1933’te yapılan seçimleri kazandı. Ama bu seçim artık serbest seçim değildir. Hitler işbaşına gelir gelmez, 27 Şubat 1933’te meşhur Alman Parlamentosu yangını provokasyonu organize edildi; bu olay bahane edilerek Olağanüstü Hal Kanunu çıkarıldı" dedi. Taner Akçam'ın Taraf gazetesinde yayımlanan, "Hitler’in seçimle işbaşına geldiği efsanesi" başlıklı yazısı şöyle: Türkiye tuhaf bir ülke; birçok söz bilinmeden söyleniyor. Bu sözlerden bir tanesi de Hitler’in seçimle iş başına geldiği. Son sıralarda Başbakan dâhil herkes bu bilgiyi tekrar ediyor. “Hitler sandıktan çıktı ama bu nedenle sandıktan vazgeçemeyiz; Hitler’i çıkartmış olsa bile, demokrasiden ve sandıktan vazgeçilemez.” Bu iddiaya göre, Almanya’da seçimler olmuş, Hitler bu seçimleri kazanarak işbaşına gelmiş ve sonra da iktidarda kalmış. Bu bilgi büyük bir hakikat olarak tekrar edilip duruyor. Oysa bu bilgi doğru değil! Hitler seçim sonucu, sandıkla iş başına gelmedi. Tamam, kabul, bir tek Türkiye’de değil, dünyanın birçok yerinde de bu yanlış bilgi tekrar ediliyor. Ama düzeltmek gerek. Peki, Hitler seçimleri kazanarak işbaşına gelmedi ise, nasıl işbaşına geldi? Siyasetçilerin, asker-sivil elitlerin basit ayak oyunları ile. Ve Hitler işbaşına geldikten sonra da ilk iş olarak sandığı, yani demokrasiyi iptal etti... Yani sandık (serbest seçimler) kalsaydı, Hitler iktidar olamazdı. Gerçek, 1932 ve 1933 yıllarında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçim sonuçlarında yatıyor. Almanya’da geniş yetkilerle donatılmış Cumhurbaşkanlığı için her yedi yılda bir, doğrudan halkoyuyla seçim yapılıyordu. En son seçim 1932 yılında yapıldı. 13 mart ve 10 nisan tarihlerinde iki aşamalı olarak yapılan bu seçimi Hindenburg kazandı. Hitler seçimi açık farkla kaybetti (Hindenburg yüzde 53, Hitler yüzde 36). Alman demokrasisinin son serbest genel seçimleri ise 1932’nin temmuz ve kasım aylarında, iki defa yapıldı. Temmuz 1932 seçimlerinde Naziler yüzde 37,2 oy alarak birinci parti oldu. Aynı seçimlerde Sosyal Demokratlar yüzde 21,6 ve Komünistler ise yüzde 14,3 civarında oy aldılar. Son serbest genel seçim Kasım 1932’de yapıldı. Nazi oylarında büyük bir düşüş yaşandı ve oylar yüzde 37,2’den yüzde 33’e düştü. Sosyal Demokratlar yüzde 20,4; Komünistler ise yüzde 17 civarında oy aldılar. Bu seçimde “sol” oylar artmıştı ve Nazi oylarından daha fazla idi. Ama maalesef Komünistler Sosyal Demokratları sosyal faşist olarak adlandırıyor ve Nazilerden daha tehlikeli buluyorlardı. Oysa bu iki parti, birbirlerine saldırmak yerine ortaklık yapsalardı, Almanya’da Nazizm iktidara gelemeyebilecekti. Kasım 1932 seçiminden sonra Hitler başbakan olarak atanmadı. Hindenburg, Kurt von Schleicher adlı başka bir kişiyi hükümeti kurmakla görevlendirdi. Bundan sonra, Hindenburg’un Ocak 1933’te Hitler’i başbakan olarak atamasına kadar geçen sürede bir sürü ayak oyunları yaşandı. Sonuçta Hitler, sandıktan çıkmadı, Hindenburg ve çevresinin iktidarı ona teslim etmesi ile iktidara geldi. Doğrudur, Hitler iktidarı aldıktan sonra Mart 1933’te yapılan seçimleri kazandı. Ama bu seçim artık serbest seçim değildir. Hitler işbaşına gelir gelmez, 27 Şubat 1933’te meşhur Alman Parlamentosu yangını provokasyonu organize edildi; bu olay bahane edilerek Olağanüstü Hal Kanunu çıkarıldı. Yangın Komünistlerin üstüne atıldı ve muhalefete yönelik sistematik saldırılar başladı. Hak ve özgürlükler askıya alındı; 20 civarında gazetenin yayınına son verildi; merkez sağ ve sol partilerin faaliyetlerine ciddi kısıtlamalar getirildi ve Sosyal Demokrat ve Komünist Parti liderleri tutuklandı. Yani Hitler’in, tüm baskılara rağmen yüzde 43 oy alabildiği bu seçim, serbest bir seçim değildir. Sıradan herhangi bir diktatörün organize ettiği bir seçimdir. Demokrasi değil, diktatörlük seçimidir. 1934 yılında Hindenburg’un ölmesi ile birlikte Hitler Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığını birleştirdi ve diktatörlüğünü perçinledi. Özetle, Hitler’in seçimle işbaşına geldiği bilgisi doğru değildir. Hitler’in iktidara gelmesi ve kalmasının nedeni sandık değil aksine sandığı iptal etmiş olmasıdır. Sandık kalsaydı, Hitler belki de başbakan olamayacak ve iktidarda kalamayacaktı.
-
VİCDAN NEDİR ?
Bunun aksini bilim ispatlear. Bilimsel olarak bir bebegin korku ile dogacagi diye bir acciklama yoktur. Yoksa saglik bakaninin aciklamasini kabul mu ediyorsun? Yani "cocuk korkak dogmasin, cesur dogsun"
-
AntiKapitalist/Devrimci Müslümanlık
Burada bir dayatim yoktur. Sekuler bir kisi dunyevidir ve dunya otesi inanci yoktur. Bu da muslumanliga terstir. Basta cennet/cehennem. Ben zaten "gereklilik" demedim. Ama kendini sekuler olarak lanse eden bir kisi musluman olamaz. Cunku muslumanlik dunya otesi inanclari kapsar. Cennet/cehennem, seytan, melek, dort "il"(Azrail cebrail esrafil mikail-yanlis hatirliyor olabilirim.) Ayrica olum sonrasi yasam sekularite de yoktur. Yani bir kisi ya sekuler olur ya musluman. Yalniz onun sekuler olmamasi sekuler biri ile gecinemeyecegi anlamina gelmez. Zaten laik musluman da gecinen muslumandir.
-
Ateist aile müslüman olmaya karar verdi
Hangi kabile dinden once irk bagimliligi almistir? Tarih nedir? Homosapienslerden onceki homolarin dini rituelleri oldugu aciklanmistir Iste bu homo tarihini bilmeyenin bir algisidir. Olulerin gomulmesi irkciliktan fersah fersah geridedir. Ben oyle bir sey demedim. Ilk ulusalcilik algisi ingiltere ic savasindan sonra gelisen "yurtseverlik/patriotizm" dir. Fransa da ise sehirlesme soz konusudur. Burjuva kavrami da burdan gelir. Hatta turkce de "Hemseri" kullanimi "ayni sehirden" olarak gecerlidir.Laiklik ve sekularite ayni seyler degildir. Tabi ki, ama din bagimliligi da bitmemistir. Yoksa bugun dunyada milyarlarca dindar olmazdi. Amerikada'ki "Kuzey/guney" savaslari ve "zenci/beyaz" savaslarindan once din bagimliligi vardi. Feodalizmde irk savaslari yoktur, ama din bagimliligi vardir.
-
hoş bulduk
evrensel-insan şurada cevap verdi: crespo2014 başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımSitemize ve aramiza hosgeldin.
-
bende varım
evrensel-insan şurada cevap verdi: serapguner başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımSitemize ve aramiza hosgeldin.
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Ozgur irade ile tanriya kul olmak celisir. Bir kisi kendini tanrisina kul olarak goruyorsa; serbest iradesi yoktur. Cunku onun kendi yasami yoktur. Herseyi onu kul yapan tanrisi onun icin yapiyordur. Kaul olan da birey bilinci de bireysel bilinc te olusmaz. Bunlar yoksa, irade de serbest olamaz. Tanriya kul olur.