evrensel-insan

Ben gosterir demedim. Hiyerarsi her zaman somuruye aciktir. Ayni hata ve cagdisilik. Society, social; community, communal. Bir toplum farkli sosyo-etik birliktelikler icerir. Toplumsal sayisal ve nicelik icerir. Sosyal nitelik ve fark icerir. Toplumsal yapi tasimasi, onun sosyal fark tasiyip tasimadigini aciklamaz. En azindan karsi bir dusunce ve davranis icerebilir. Illaherkes bir degere biat edecek diye bir kural da yok. Son iki cumlede zaten oyle bir iddia yok. Yalniz hiyerarsi vardir ve bu babaya bir reislik getirebilir ve evlat kazancini babasina verebilir. Babasi da burdan kendine maddi cikar saglarsa somuru olur.

Hayir bilimin elde ettigi olgular, ya fiziksel ya sosyal ya da matematiksel/mantiksaldir; icerigi de ya bilimsel inancsal ideolojik dilsel felsefi etik v.s. dir. NESNEL BILGI YOKTUR, FIZIKSEL BILGI VARDIR. Cunku INSANOGLU HEM NESNEL HEM DE OZNELDIR VE BILGIYI ORTAYA KOYANDIR.

Yarardan ziyade zarardir. Hem cagdasligi hem beynin gelisimini onler hem beyne inanc ideoloji olarak set ceker hem de tutuculasir, gerilesir, yobazlasir ve cag disi kalir. En onemlisi sabitlenen bir bilgi teslimiyeti ve biatciligi getirir. Bu da ya kulluk ve kolelik ya da maddelik metalik mmulkluktur. Zaten insanoglu bilinc ve farkindaligi da bilissellik te bilimsellikte icermez.

Neden olamiyormus? Nesnel bilgi ne demek, bilgiyi ortaya koyan insanoglu bilgi ortaya koyarken, kendi subjektivizmini katmiyor mu? Bir seyi var saymak onun var oldugu anlamini vermez ve bilim genelde olgular ve gozxlemler uzerinde ilerler. Bi varsayim da olgu ve gozlem olana kadar varsayim olarak kalir. Numen degil; numenasl yeti gozlem verir ve her turlu numenal deger de insanoglu dusunce ve davranisina yansir ve gozlem verir. Son cumle tam da senin yaptigin.

Yeri geldiginde o kadar acikladim ki, boyle bir baslikta gunesin altinda ne varsa sorulmaz. Cunku buinlarin her biri insanoglu tarihinin yasadigi ve farkli anlam ve icerik verdigi kavramlardir. Ya da once kendi algini belirtirsin, onun uzerine yazisiriz.

Bu bir algidir ve bilinctir. Korku algi ve bilinc degil; bilincaltiliktir. Ayrica ben "nihilizmden once somuru yok" demedim. Tamam da sen Allah'a verilen anlam ve icerikten korkarak ona inanan bir deistin, vahiyi red etmedigini nerden biliyorsun? “ Kel alaka

Biat etmek isteyenler icin teslim olmak isteyenler icin kendi yerine baskalarinin verdigi yasami yasamak isteyenler icin, olabilir. Aksi icin ise yasaklarin sorgulanmasidir.

1 Ağustos 2013 İşçilerin haklarını çiğneme konusunda rakip tanımayan ve AKP’nin doğal uzantısı gibi çalışan THY yönetimi, şimdi de polisle birlikte Gezi direnişine katılanların görüntülerini incelemeye koyuldu Havayolu işçilerinin verdiği bilgilere göre, polis Gezi Direnişi sırasında kaydettiği görüntüleri Türk Hava Yolları (THY) yönetimiyle paylaştı. İşçiler THY’nin elinde görüntü eşleştirme sistemi bulunduğunu ve polisten elde edilen görüntülerin eylemcilerin kimlik tespiti için kullanılabileceğini belirtiyor. AKP’nin çiftliği AKP’nin özel bir ilgi gösterdiği ve grev hakkının gaspı dahil olmak üzere pek çok işçi düşmanı uygulamayı bizzat örgütlediği THY’de, işveren hak hukuk tanımadan işçilere ve havacılık işçilerinin sendikası Hava İş’e saldırıyor. THY özellikle son yıllarda AKP’nin doğal bir uzantısı gibi çalışıyor. Hükümet ve yönetim, işçilere karşı ittifak halinde. Uçuş noktaları yolcu talebiyle değil AKP’nin ve cemaatin özel ilgi gösterdiği yurtdışı merkezlerle “ulaşım ihtiyacı” gözetilerek düzenleniyor. Kendi çalışanına düşman Geçen yıl grev yasağı girişimine karşı eyleme geçen 305 işçi işten çıkarılmış, uzun süredir direnişte olan işçiler işe iade davalarını kazanmalarına karşın işveren adım atmadı. TİS görüşmelerinde de uzlaşmayan işveren, atılan işçilerin işe alınması talebiyle aylardır grevde olan Hava İş’le uzlaşma yoluna gitmek yerine, angarya ve grev kırıcılığı dahil çeşitli hukuk dışı uygulamalara başvurarak işçilerin hakkını tanımama inadını sürdürdü.

TMMOB’ye ilişkin düzenleme ne getiriyor? 13 Temmuz 2013 AKP’nin meclisten gece yarısı operasyonu ile geçirdiği torba yasayla TMMOB’nin vize ve onay yetkileri kaldırılarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredildi. Peki tüm bunlar ne anlama geliyor? Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı meslek odalarının yetkilerini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devreden yasa, AKP’li milletvekillerinin oylarıyla 9 Temmuz gecesi meclisten geçti. “Torba yasa” ile geçen önergeye göre, “harita, plan, etüt ve projeler, idare ve ilgili kanunlarda açıkça belirtilen yetkili kuruluşlar dışında meslek odaları dahil başka bir kurum veya kuruluşun vize veya onayına tabi tutulamayacak, tutulması istenemeyecek.” Bu değişiklik hamlesine ilişkin olarak Politeknik’ten Pınar Hocaoğulları’nın görüşlerine başvurduk. Hocaoğulları AKP’nin TMMOB’ye yönelik saldırılarının yeni olmadığını ve AKP’nin mimar ve mühendislerin örgütlü mücadelesini kendi talan politikaları karşısında ortadan kaldırılması gereken bir engel olarak gördüğünü vurguladı. TMMOB’ye yapılan hamle yeni değil AKP’nin TMMOB’yi fiilen etkisiz kılma çabası yeni değil, 2012 yılında 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu’nun değiştirilerek, TMMOB’nin “yeniden düzenlenmesi” AKP’li yetkililerce farklı zeminlerde dile getirilmişti. Gece yarısı operasyonu ile geçirilen İmar Kanunu değişikliğiyle TMMOB’nin kamu yararı doğrultusunda kullandığı mesleki denetim yetkisini elinden almış oluyor. Neoliberal politikaları kurumsallaştırmak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, AKP’nin, üçüncü iktidar döneminde kamuyu sermaye karşısındaki bütün savunma araçlarından yoksun bırakan neoliberal politikaları daha da kurumsallaştırmak için kurduğu bakanlıklardan biri. 2011 yılında bu bakanlığa bağlı olarak kurulan Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü, TMMOB’nin yetkilerini de barındırarak örgütlenmişti. AKP hükümetinin yürüttüğü talan politikalarının bir devamı niteliğinde olan TMMOB yasası ile, sermaye lehine kolaylıkla düzenlenen bir mekanizma yaratılmış olacak. Mühendisliği vasıfsızlaştırma hamlesi Hocaoğulları’na göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın TMMOB’den aldığı yetkileri antidemokratik bir şekilde tek merkezden yürütecek olması, mühendislik mesleğine bir saldırıyı da işaret ediyor: “Piyasa kurallarına ve siyasal iktidara bağımlılık esas alındığında mühendis de bilimi ve tekniği halkın değil siyasal iktidarın ve piyasanın çıkarları doğrultusunda kullanacak. Mesleğinin bilimsel, etik gereklerini yerine getiremeyecek. Kamusal sorumluluklarından iyice uzaklaşan mühendis, ücretliyse piyasada bir maliyet unsuru olarak ya da serbest çalışıyorsa işi iktidarla iyi geçinmesine tabileşerek her alanda güvencesizleşecek.” Toplumsal muhalefete saldırı “TMMOB, bilimi ve tekniği sermayenin değil halkın yararına sunma konusunda çaba sarf eden toplumsal muhalefetin etkin bileşenlerinden biri olarak AKP’nin saldırıları ile itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.” Hocaoğulları, söz konusu yasanın AKP’nin kent aleyhine yürüttüğü talan politikalarından bağımsız değerlendirilemeyeceğini belirterek, denetimin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda olması durumunda kente dair politikaların “kapalı devre” yürüyeceğinin de altını çizdi.

Gül, TMMOB yasasını onayladı 2 Ağustos 2013 Abdullah Gül, AKP’nin gece yarısı operasyonuyla meclisten geçirdiği TMMOB’nin vize ve onay yetkilerini kaldıran torba yasayı onayladı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TMMOB’nin yetkilerini Çevre Şehircilik Bakanlığı’na devreden yasanın 9 Temmuz’da meclisten geçmesinin ardından “Torba Kanun” olarak bilinen 6495 sayılı “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u onayladı. TMMOB Yönetim Kurulu, söz konusu düzenlemenin onaylanmaması için birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Gül ile Tarabya Köşkü’nde görüşmüştü.

Halkevleri Yaz Okulları İstanbul’da bölge şenlikleriyle sona erecek 1 Ağustos 2013 6 yıldır yaz aylarında binlerce çocuğa gönüllüler ve “Okumuş İnsan Halkın Yanındadır” diyen üniversiteliler ile umut olan Halkevleri Yaz Okulları, İstanbul’da 3 bölgede yapacağı şenliklerle çocukların üretimlerini halkla buluşturuyor Gezi direnişi ile açığa çıkan dayanışma, paylaşım ve üretkenliğin bir kez daha hayat bulduğu Halkevleri Yaz Okulu, İstanbul’da 3 bölgede yapılacak olan şenliklerle sona eriyor. Gezi direnişinden gönüllülerin de eğitimler verdiği yaz okulları şenlik duyuruları forum alanlarında yapılıyor. 4 Ağustos tarihinde Beşiktaş ve Kadıköy’deki şenlikler forumların gerçekleştiği parklarda yapılacak. 3 Ağustos tarihinde ise çocuklar Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda şenliklerini gerçekleştirecek. Çocukları bilimle, sanatla, parasız eğitimle tanıştıran yaz okulu bölge şenliklerine herkesi davet eden Halkevleri, “Geleceği karatmak isteyenlere inat yaz okulları bir umuttur” diyor. Şenlik programları şöyle: BEŞİKTAŞ: Yer: Beşiktaş Çarşısı (Çarşı’daki atölyelerin ardından Abbasağa Parkı’na geçilecek ve program burada devam edecek.) Tarih – Saat: 4 Ağustos Pazar 16.00′da Beşiktaş Meydan’da (Mc Donalds önü) buluşulacak, 17.00′de Abbasağa Parkı’na geçilecek. Program: Çarşı’da yürüyüş, çocuklarla atölyeler. Abbasağa Parkı’nda atölyelere devam edilecek. Beşiktaş Çarşı tarafından düzenlenen konser öncesi yaz okulunda kurulan çocuk korosu sahne alacak. BAKIRKÖY: Yer: Bakırköy Özgürlük Meydanı Tarih: 3 Ağustos Cumartesi Saat: 16.00 Program: Düzenlenecek atölyeler: Origami, kukla, yüz boy ama, halk dansları, drama, balon kaplama, çocuk oyunları, eğlenceli bilim. Çocuk ritm grubu ve çocuk korosu da sahne alacak. KADIKÖY: Yer: Yoğurtçu Parkı Tarih: 4 Ağustos Pazar Saat:15.00 Program: Düzenlenecek atölyeler; Arkeoloji, bilim, ebru boyama, çocuk hakları, tuval ve yüz boyama, kukla, geri dönüşüm atölyeleri Atölyelerin ardından çocuklar sahneye çıkacak. Sahneden izleyicilere origami ile Lice’ye gönderilmek üzere turna kuşu yaptırılacak. Son olarak Mavi Göç ve Düşbaz müzik grupları sahne alacak.

Genç Çapulcular, KYK’ya karşı dayanışmaya çağırıyor 2 Ağustos 2013 “Öğrenci arkadaşlarımıza çağrımızdır; evinize koyacağınız bir yatak size bir şey kaybettirmeyecek, ancak üniversitede büyüttüğümüz direnişe güç katacak” Kredi Yurtlar Kurumu’nun (KYK) direnişe, boykota, eyleme katılanları “suçlu” sayıp burs verilmeyecekler listesine alması üzerine bir açıklama yapan Genç Çapulcular, herkesi KYK’ya karşı dayanışmaya çağırdı. Genç Çapulcular’ın açıklaması şöyle: Haziran Direnişi ile iktidarı sallantıya giren Tayyip Erdoğan direnişin öncüsü olan gençlere saldırmaya devam ediyor. Kredi Yurtlar Kurumundan yapılan son açıklamaya göre; direnişe katılan üniversiteliler burs ya da kredi alamayacak, devlet yurtlarında kalamayacak. Tayyip’in amacı ortada, bir yandan kampüslerine polis sokmaya hazırlandığı üniversitelilere gözdağı veriyor, bir yandan üniversitelilerin en temel haklarından olan barınma hakkını gasp edip cemaat yurtlarını adres gösteriyor. Zaten yıllardır tek bir yurt yapmayan, var olanları niteliksizleştiren, gericileştiren AKP üniversitelileri cemaat yurtlarına gitmek zorunda bırakıyor. Üniversitelilerin barınma hakkını göz göre göre gasp ediyor. Son politikasıyla da amaçladığı “yola getirebildiği” üniversitelileri cemaat evlerine-yurtlarına almak, getiremediklerini de sokağa atıp cezalandırmak. Tayyip Erdoğan’ın gözden kaçırdığı nokta şu ki 31 Mayıs’tan beri bu ülkede barikatların ardında yeşeren yoldaşlık, dostluk, dayanışma bu gençleri evsiz bırakmayacaktır. Halkımıza çağrımızdır sofranıza koyacağınız bir tabak sizden bir şey kaybettirmeyecek, ancak kazanan AKP’ye karşı halkın direnişi olacak. Öğrenci arkadaşlarımıza çağrımızdır; evinize koyacağınız bir yatak size bir şey kaybettirmeyecek, ancak üniversitede büyüttüğümüz direnişe güç katacak. Bu çağrımızla hedefimiz direnişi büyütmek, dayanışmayı güçlendirmek, isyanı sürdürmektir. Ancak unutmasınlar ki barınma hakkımızı onların ellerine bırakmayacağız. Üniversitelerde yükselen mücadelenin en önemli başlıklarından biri barınma hakkı olacaktır. Yıllardır verilen parasız eğitim mücadelesinin sac ayaklarından biri olan barınma, üniversitelilerin en temel haklarındandır. Devlet, üniversiteyi kazanan her gence parasız, nitelikli barınma olanağı sağlamak zorundadır. Parasız barınma hakkımız için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizim olandan vazgeçeceğimiz düşünülmesin; yurtlarımızı cemaate terk etmeyeceğiz. Ülkedeki tüm Kredi Yurtlar Kurumlarının bahçelerine iyi bakın, bir anda dikeriz çadırlarımızı.

Komunal toplumsal demek. Simdi bu toplumun bir basi var miydi, ya da birisi baskasi adina emek harciyor ve calisiyor muydu? bu calismadan calisan degil de, calistiran maddi bir cikar sagliyor muydu? Bunlar varsa, somuru vardir.

Somurunun en ilkel hali, bir kisinin baska bir kisiyi calistirarak onun emeginden kendine maddi cikar saglamasidir.

Olabilir tabiki. Oyuzden mi mitolojide yenmemesi onerilen elma yendi diye cennetten kovuluyorlar. O agac literaturde "tree of knowladge" olarak gecer. Bu da zaten "benim dedigimi yap, yapmazsan cezani cekersin" temelli karsi tarafi guc ve otorite ile teslim alma ve kendine biat ettirmedir.

func·tion (fngkshn) n. 1. The action for which a person or thing is particularly fitted or employed. Burada "thing fitted" beyin oluyor, "the action" da beynin soyutlamasi. Wallahi bu yanitina sapkacikardim. Ama bazen yazdiklarin bunun ile celisiyor. Dini degerleri bilime mal etme gibi. Buyu v.s.

Polis senin de canini her gun guvenlik acisindan koruyacagina tehlikeye soksa; sen de guvenmezsin.

Onyargilarin kirilmasi bilhassa inanirlarin imanli biat etmesinde yasanmamistir. Bir seyi zorunlu kilmanin anlami nedir?

Seytanin bilimsel aciklamasi, merak ettim dogrusu. Bir sey "bilimsel olarak aciklanmaz" bilimselligi varsa bilimsel olarak aciklanir. Aksi bilimsel olmadigi aciklanir. Sen pseudoscience i bilimsel zannediyorsun, galiba.

Ben degil diktator kuruyor, su soylemi ile "Dindar ve kindar nesil yetistirecegiz" iste 2023 hedefi bu. Capulcu kullanimi diktatore aittir. Onlarin hepsinin tahsili bilgisi bilinci diktatorun ilahiyat bilgisinden cok cok ustundur. Kimse capulculari bir sey ilan etmiyor. Cunku gezxi parki halk direnisi bunyesinde sosyo-etigin ve teolojinin her bir farkinin bilinci ve bir arada yasayabilirligi mevcut. Ayrica din olgularina sahip cikan kim, diktator mu? Din olgularina ideoloji ve politika ile degil; inanc ile sahip cikilir. Diktator din olgularina sahip cikmiyor, sadece dini kendi politik ve ideolojik cikari icin kullaniyor. Ustelik bin bir yalan ile.

Islamin sartlarini dini uygulama olarak yerine getirmeyen, imanin sartlarindan da sadece Allah'a inanan bir musluman teolojik olarak hangi tanrinin varligi durusuna girer? Burada bir geri donus yoktur, sadece yetkisiz bir tarihi korumak vardir. Ben cevap veriyorum da, sen onu algilayacagina kendi dogruna oturtamiyorsun. Bu da dogal, sinirlari olanlar oturtamaz. Dunya otesi fizik otesi aklin yarattigi varliklara inancta. Alintin burda; Canraşit, 01 Eyl 2013 - 06:24 tarihinde , dedi ki Ben bizden bahsettim. Zaten evengelistler uc dini birlestirmeye calisiyor.-e.i.- Yanit ta yukarida. Bu temelde sorundaki "Dini bozma" derken neyi kast ediyorsun? Bu arada ben senin bir kac mesajinatek mesajla yanit verdigim icin; bazi sorular gume gidiyor. Aciklama gelmiyor.

Bilemiyorum. Yalniz en kisa zamanda size bir yanit vermeye calisacagim.

Eee varsa ne olmus, yok diyen mi oldu. Emperyalist zihniyet zaten bilimi inanca/ideolojiye bulamak icin elindeki her turlu gucu ve otoriteyi kullaniyor. Buna da zaman zaman bilim kisileri ya bilerek ya bir cikar karsiliginda ya da bilmiyerek alet oluyor. Korku bencillik degildir. Bencillik baskasindan kendine cikar elde etmektir. Turkiyede bir seye anlam ve icerik verirken bakis acisi teolojiktir. Bilimsel degildir. Bilhassa yabanci kokenli kelimelerin tercumesi yorumludur. Ustelik tam anlamini vermez. Deizm de din yonu yoktur. Bir musluman islamin sartlarini uygulamiyorsa, islamin din yonunu uygulamis olur mu? Bu temeldeki bir musluman yani islamin dini sartlarini uygulamayan bir musluman teolojik olarak Allah'a inanir. Bir deist te ya isimlendirdigi ya da isimlendiremedigi bir yaraticiya inanir. Iste birlestikleri nokta burasidir. Yine laf-i guzar. Lafla peynir gemisi yurumuyor.

Bilim felsefeleri icinde, bilimsel olan da vardir, bilimsel olmayanda. Burada bir felsefenin bilimselligini cagdas bilimsel yontem ve bu yontem ile gozlem veren olgu ortaya koyar. Ya da bir teorinin gozlem verebilecek olan teoriler icinde en olanaklisi bilimsel olur. Yapilandirmaci epistemolojinin bilimselligi ise; bilginin yapilandirilmis oldugu yanlislanabilir oldugu olgusal oldugu ve gozlem verdigidir. Bunlari ortaya koyabilen bir felsefe, bilimseldir. Burada bilginin bilimselligi onemlidir.

Olabilir, burada bencillik soz konusu degil. Simdi dersin "ben soz konusu" demedim. Yalniz konumuz bencillikve nihilizm oncesi yoklugu idi, hatirlatayim dedim.