evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
Zorunlu İftar
Bak bakalim ilan kime ait; Adalet Bakanlığı, personellerine ilginç bir ilanla, 'bahanesiz' iftara gelme çağrısında bulundu. Simdi hukumetin bir bakanliginin boyle bir ilan vermesindeki katilacaklar acisindan "amma mizahi/katilmasak bir sey olmaz" diye dusunecek perrsonel % kactir? Diyelim katilmadi, sonucu ne olur? Yani ilanin resmilik acisindan baglayiciligi nedir?
-
İyi ve Kötü İnsanlar
Insanoglunun dogumdan sonra aldigi her turlu egosal ve akilci cikarci degerler ve vicdan olgusunun yoklugu. Aksine inanilmis ve sorgulanmaz temel degerler veriler ve tabular ile hareket.
-
Bilim insanları ölümün ışığını görüntüledi
Beynin fonksiyonu oldugunu soyledigin bu ruhun ne oldugunu aciklar misin?
-
Zorunlu İftar
Sence mizah olan bu soylemlere kimin neden gerek duydugunu aciklar misin?
-
VİCDAN NEDİR ?
Constructivist epistemology is a branch in philosophy of science maintaining that natural science consists of mental constructs that are constructed with the aim of explaining sensory experience (or measurements) of natural world. According to it, scientific knowledge is constructed by the scientific community, seeking to measure and construct models of the natural world.
-
İyi ve Kötü İnsanlar
Bunlar bahsettigin sahsin fenomenal yapisi degil; onun dusuncesidir. Burada olan insanogluna zarar verme, yasam hak ve ozgurluklerini ellerinden alma, adina bir insanlik sucu vardir. Tum insanlikdisi dusunce ve davranislar hak ve ozgurluk ihlali ve insanlik sucudur.
-
Telekinezi Nedir?
Bir ust mesajdaki soruya yanit bekliyorum. Bilim kisisinin bilimsel aciklamasi baskadir, kisisel aciklamasi baskadir. Kisisel aciklamasi da bilimi baglamaz. Cunku bilimin kisiselligi olmaz.
-
Iktidar Koltuğu
Hic dusundunuzmu, T.C.Tarihinde bir anlayisin neden gecerli oldugunu? Nedir bu anlayis, bu anlayis "iktidar koltugunu ele gecirmek" Ustelik bu ele gecirilen iktidar koltugunu mumkun olsa da olene kadar korumak. Peki neden? Aslinda nedeni gayet aciktir. Cunku Turkiye cografyasi her bir tarihinde bir "tek adam" a mahkum edilmistir ve bu tek adam genelde iktidar koltugunda oturandir. Peki neden bu tek adam bu koltugu birakmaz. Neden biraksiun ki hukumeti devleti ele gecirir, tum kurum ve kuruluslari ele gecirir, tum fiziki gucu ve otoriteyi ele gecirir ve ulke ve toplumu sadece onun agzindan dokulecek kelimelere kilitlenir, o kelimeler de saga sola emirler vardir, tek adamin istekleri elde etmek istedikleri vardir, taraf olmayanlari bertaraf edecekleri vardir, ona karsi sesi yukselenler vardir, ona karsi orgutlenenler hareket edenler vardir. Bu tek adamin amaci hem elindekilerini birakmamak hem de mumkunse her bir yetkiyi ele gecirmektir. Mantiken dusunursek, boyle bir tek adamin tum toplumunu ve her bir farkli kesimini memnun etme adina; belkide o toplumun en bilinclisi, en okumusu, en tecrubelisi, en bilgilisi, en aydini, en cagdasi, en adaletlisi, en hosgorulusu, en arkadascasi, en dost, en yardimci, en iyiliksever, en...en....en olmasi gerekir ki; tum toplumu farklari ile kucaklayacak bir beyne ve zihniyete sahip olsun ve yasaminda da kendini bu yonde yani en olmak ve en kalmak yonunde gelistirsin egitsin bilgilendsin ve bilinclensin. Ama ne yazik ki hic bir sey mantikli olmadigindan bu tek adam, sadece siradan bir kisi oluyor. Iste sorun da burda, cunku bu siradanlik bu tek adamin enlere soyunmasi ile bertaraf ediliyor. Bir bakiyorsunuz hic bir konuda en olmadigi halde; toplumun muhendisligine, mimarligina, valiligine, emniyetine, sanatina, yasamina, iliskisine, kisaca aklina esen herseye "maydonoz oluyor." Dedimya, mantiken maydonoz oldugu konu ve kavramda en olsa; sorun yok. Ama o sadece tek adamligin en olamamis halini elindeki her turlu yetki iktidar guc ve otorite ile her konu ve kavramda ene tasiyor. Bu tek adam sadece yetiskine degil; yetisecek olana da maydonoz oluyor. Egitime ogretime ogrenime bilime felsefeye akla ne gelirse hepsine maydonoz oluyor ve "ben tek adamim, bir tek ben der/bilir ve yaparim" edasi ile o koltugunda kasim kasim kasiliyor ve etrafina emirler yagdiriyor. Ona is veriyor bunun isini elinden aliyor, onu yasatiyor bunu olduruyor, ona tesekkur ediyor buna kiziyor, onu savunuyor buna ates puskuruyor, onu tarafina aliyor bunu bertaraf ediyor, onu bunu satiyor, onu bunu zengin ediyor, ulkeyi istedigi gibi kullaniyor. "hersey her yer benim" diyor. Kendini ekonomik olarak zenginlestiriyor, dunyayi bedava geziyor, bedava harciyor, harcatiyor. Onu bunla savastiriyor, onu bunla kusturuyor/baristiriyor. Teror estiriyor, her turlu yalan soyluyor. Kisaca kendi yasamini kendi ozgurce yasarken, herkesin yasamini karartiyor. Iste boyle bir tek adamin, mantiksal olarak oturdugu iktidar koltugunu birakmasi soz konusu olabilir mi? Ne yani elindeki butun nimetleri basta kendi ozgurlugunu nasil biraksin? Iste bu adamin beyin duzeyi ne olursa olsun, neye inanirsa inansin ideolojisi ne olursa olsun, kendince cikari ne olursa olsun ve kendince ne yaparsa yapsin v.s. bunlar onemli degil; peki nedir onemli olan? Onemli olan bu tek adamin toplum ulke ve her turlu yasami iliskisi kurumlari devleti ve hukumeti ve de her turlu sistemi idare sekli v.s. adina; YAPTIGININ OLANIN VE YASANMAKTA OLANIN BIR TEOKRASI OLDUGUDUR. Isteyen bu tek adama "demokrat, diktator, sah, kral, padisah, aga, hukumdar" v.s. der; aslinda fark etmiyor. O bir TEK ADAM TEOKRASISININ TEOKRATI OLUYOR. T.C.Tarihi tarihinde tum iktidarlar ve tek adamlar olarak simdiye kadar boyle bir teokrat gormedi, teokrasui yasamadi. Cunku hic bir tek adam bugune kadar bu duzeyde her bir seyi gucu ve otokrasisi ile ele gecirememisti. Bugunku iktidarin tek adami, ulke ve toplumumuzun tarihinde elde ettikleri acisindan da bir ilktir. Bugune kadar hic bir tek adam ulkemizde, bugunkunun elde ettiklerini elde etmeyi basaramamistir. Hekes bu konuda iyi dusunmeli ve ulkenin boyle bir teokrati nasil yetistirdigine ve ona tek adamligi nasil verdigine kendine dusen payin ozelestirisini yapmali. Simdi, mantiken dusunelim; bu durumdaki hangi teokrat vetek adam iktidar koltugunu birakir. Onun o koltugu birakmak istememesindeki kendi payi kadar, onu o koltuga oturtanlarin ve o koltuktan inmemesi icin elinden geleni kendi cikari adina yapanlarin da o kadar payi vardir. Yalniz mantigin da ikiyonu vardir. Onun o iktidar koltugunu birakmamasi ve birakmamak istemesine elinden geldigince yardimvci olanlari yaninda; onu o koltuktan indirmek isteyen ve bunun icin de her seyi goze alanlar da vardir. Zaten teokrasi boyle degil midir "Kral oldu, yasasin kral" Iste umudumuz bu gezi parki halk direnisi ile ARTIK TEK ADAM YETISTIRMEYEN VE TEK ADAMA KOLTUGU VERMEYEN bir devletin hukumetin olmasi icin mucadele etmektir. Iste belki o zaman adaletten, hukuktan, hak ve ozgurlukten, demokrasiden her turlu sosyo-etik mozayigin yasamindan her turlu dusuncenin dile gelebilmesinden ve herkesin herkesi yani kendi gibi olmayani icsellestirebilmesinden bahsedebilir. Gercekte olabilecek devleti hukumeti ve her turlu kurum ve kurulusu kurabiliriz. Tabi tek adama teslim etmeden.
- Kedi
-
İyi ve Kötü İnsanlar
Insanoglu fenomeni dahil, fenomenin iyisi/kotusu olmaz. Iyi/kotu sadece beynin soyutlamasinin goruntuye dusunceye davranisa konu ve kavrama kendi degerleri ile deger bicmesidir. Evrensel olarak etik ve estetik temelde olgular yoktur. Sadece ...e gore temelinde insanoglu icin ve adina en yararlisi ve zararsizi vardir. Bu da genelde bilimsel ve bilissel bakis acisinin gozlemi ve verileridir. Yalnizne mutlaktir ne tektir ne kisisel duygu ve aklin inanc ve ideolojisini tasir. Bu temelde de insan haklari evrensel hukuk hak ve ozgurluklerin tum insanoglunu kapsamasi gerekir. Yani bir cikar taraf yan ya da belirlenmis bir etik yoktur. O yuzden bir kisinin bir seye ya da degere uygulamaya inanca v.s. karsi cikisi bu temeldedir. Yarar bilimsel bilissel hak v e ozgurluk temelinde.
-
Bilmek iyi midir ?
Butun bunlar insanoglunun kediyi gozleminden elde ettigi algisinin kavramsal bilgisidir. Yani kedi yerine insanoglu konusmaktadir. Bu da kediyi baglamaz. Burada devreye vicdanin "kendisine zarar vermemek" algisi devreye girer. Yani kisi beyin olarak hazir degilse, zaten o bilinci alamaz ve almaya ugrasmasi da ona rahatsizlik verir. Mesela "karabasan" olayi bilinen beynin kisiye konu ve kavramdaki inancini percinlestirsin diye, tattirdigi bir olaydir. Cunku beyin o konu ve kavrami asmaya hazir degildir. Burada kisi ya beyninin zittina gider, ya da beynine uyar. Konu psikolojiktir. Mutluluk bir algidir ve duygudur. Kisi buna kendi karar verir. Yani senin onu mutlu etmek ixcin yaptigin girisim, onu mutlu etmeyebilir. Iste bu mutluluk konu ve kavramdaki bilincsizliktir. Cunku bilinc o konu ve kavramda mutsuzluk verir ve kisinin onu asmasini saglar. Bir inanir inancindan mutludur ve inancin sorununun bilincinde degildir. Oldugunda da acabalar supheler ve rahatsizlik baslar. Ya bilinc kazanilir inancsiz olunur, ya da geri teper inancli kalinir. Ya da ikisi arasi bir yerlesim/oturum/duralim sureci baslar. Yani kisinin beyni her zaman bir olusum, degisim donusum ve baskalasim icindedir. Iste bu degersel verisel ve tabusal durumun getirdigi dusunce ve davranislar konu ve kavramina degerine gore degiskendir. Mesela dinsizdir ama milliyetcidir. Mutlu olmak bir hedef degil; yasanan bir algi ve duygudur. Ayrica degiskendir ve gorecelidir. Bir konu ve kavramda mutlu iken baska konu ve kavramda mutsuz olunabilir. Kisi kendini mutluluga sartlarsa, zaten yasamini yasayamaz sadece yonlendirilir. Birisi sicaktan mutlu olurken, baskasi mutsuz olur. Bir baskasi da sicakligin bilincinde olarak sicagi mut kokenine tasimaz. Yani sicagi akil ve duygusuna tasimaz. Sadece sicagi yasar.
-
Bilim insanları ölümün ışığını görüntüledi
Psikoloji fenomenlerin davranislarini inceler. Davranis ta kisinin vucudu ve beyninin soyutlamassinin fenomen uzerindeki etkisidir ve gozlem verir.
-
Mantıksal Olabilirlik Olasılığı şeklinde bir kullanım doğru mudur ?
Bilim kisisel degil; bilimseldir. Yani bir bilim adaminin bile inanci ideolojisi olabilir cunku kendi beyni vardir. Burada onemli olan ortaya koyanin degil; konanin bilimselligidir. Burada onemli olan "bu alarmin verildiginin" gozlemidir. Nedeninin ve nasilinin sorgulanmasi arastirilmasi zaten bilimin yapmasi gerekendir. Buradan bilimsel bir sonuc cikmadigi surece de aciklanan her bir neden ve nasil; sadece spekulatif kisisel inancsal ve belki de ideolojiktir.
-
Zorunlu İftar
Bir katilimda gonulluluk baskadir, zorunluluk baski santaj ve cikar baskadir.
-
VİCDAN NEDİR ?
Yapilandirmaci epistemoloji bilimsel felsefedir. Yani "bilim felsefesi" olarak, BILIME FELSEFEYI TASIR;IDEOLOJIK/INANCSALLAR ISE FELSEFEYE BILIMI TASIR. Yani yapilandirmaci epistemoloji de-temel epistemoloji/yapilandirlimislik/bilgi/ bilimdir Materyalizm de-temel metafizik/ontolojik/varlik/ felsefedir.
-
Telekinezi Nedir?
Telekinezi ile ilgili gozlem veren bir olgu var mi? Var ise hangibilimsel yontem ve deney ile bu gozlem saglanmis ve ortaya cikan olgu nedir?
-
Dikkatli olanları görelim
Evet bu da ilginc. Ustelik matematiksel +11 ile de uyusuyor. Su ana kadar uc yol ve iki farkli rakam cikti. Yollar 6.sira ve sayilarin toplami-69 +11 artis=79 Ucuncu yol-yukarida aciklanan-79 Var mi yeni yollar bulacak olan?
-
Mantıksal Olabilirlik Olasılığı şeklinde bir kullanım doğru mudur ?
Bilimde bilinemiyen yoktur. Cunku epistemolojik olarak her an bilimin bilinen siniridir. Bilim gecerlilik olarak herkesi baglar ve kesindir. O yuzden bilimde agnostisizm yoktur. Bilinen ve bilinecek olan vardir. Dolayisi ile an itibariyle bilinir, gerisi spekulasyondur. Yani tanri var mi? Sorusuna bilim "fenomenal goruntu olarak yoktur" der. Cunku bir seyin gozlemi an olarak ya vasrdir, ya da yoktur.
-
Bilim insanları ölümün ışığını görüntüledi
Ne o, butun serisini ezbere mi biliyorsun?
-
Bilim insanları ölümün ışığını görüntüledi
Neden bir bilim kurgu da, fizik otesi de olamaz mi? Olmaz diye bir kural mi var?
-
Mantıksal Olabilirlik Olasılığı şeklinde bir kullanım doğru mudur ?
Su an icin boyle bir gozlem ve olgusal gecerlilik olmadigi bilimseldir. Ben de su an icin konusabilirim. Cunku gecerlilik gozlem ile yanlislanabilir. Yanit yukarda. Tamam, oyle olsun.
-
VİCDAN NEDİR ?
Konu tek bir pencereden bakmak degildir, tum pencerelerin sahibi olan insanoglunun resminden bakmaKtir. Tabi ikili karsitlikta her zaman biri ustundur kimse "kotuyum, yanlisim v.s. demez. Meseladin bile bilimsel oldugu iddasindadir. Kimse fasizmi savunmaz v.s. Cunku herkes kendine gore dogruyu iyiyi guzeli v.s. savunur. Sorun da bunlarin goreceliligi ve degiskenligidir. Birinin iyisi digerinin kotusudur. Yani iki tarafta dogruluktan yola cikar, her ikisi icinde dogrudur, ama; birinin dogrusu digerinin yanlisidir. Cunku pencereler farklidir ama ikisi de insanogludur. Dolasyisi ile sorun pencerelerde degil; insanoglunun yapilandirisindadir.
-
Bilim insanları ölümün ışığını görüntüledi
Evet "bir kurgu hem de bilim kurgudur" demek.
-
Bilim insanları ölümün ışığını görüntüledi
Yine ayni seyi yapiyorsun. Ben "her kurgu bilim kurgudur" demedim. Fiction-kurgu Science fiction-bilim kurgu
-
VİCDAN NEDİR ?
Sorun da orda. Cunku amac o degil. Amac ayrimci bir ideolojik inancsal temelde insanoglunu bolmek ve biri biri ile savastirmak. Tabi bunun bilinclilikten ziyade, yapilandirilmislik ile bagi var. Yoksa kimse bilerek canavar olmuyor. Kendince bir ayrimci cikari var. Bu cikar da tum turu kapsamiyor. En basitinden neden bir beyin hak ve ozgurluklerin verilmesine karsi cikar, burada onun hak ve ozgurlugunu elinden almak ta soz konusu degil. Yalniz illa kendi ideolojik inancsal dogrularini karsi tarafa dayatmak istiyor ve bunu bilincli yapmiyor, sadece "benimki dogru, o yanlis yapiyor bari dogruyu yapsin" gibi bir bilincalti soz konusu. O yuzden de yaptigi ihlalin farkinda degil. Cunku dogru yaptigini dusunuyor, karsi tarafta ayni seyi dusununce iki dogru savasiyor ve biribirine ustun gelmeye calisiyor.