evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
İslam Toplumları Olarak Nerede Yanlış Yapıyoruz
Demokrat olunur cunku demokrat demokrasidn yana demektir. Eger laiklikten ya da laik duzenden yana isen, SEKULER OLURSUN. Dayatim yapip yapmama kisisel yanasim ve yetistirim tarzidir. Bir sey olmak ya da bir duzenden yana omak ise, KISININ O KMONUDAKI KENDI ISTEMI DUSUNCESIDIR. Yana baskasina karismayi icermez, sadece kendi dusuncesini/istemini dile getirir. Ayni ateist gibi. Ateist demek, tanrisal temeldeki teolojik bakistaki KISININ KENDI BAKISIDIR. Antiteist demek seenin dedigiun yani TEIST ILE CATISAN KISIDIR. Kisac a fark "kendi dusunceni istemini ortaya koyma" ile "kendi dusunceni baskasina kabukl ettirme" farkidir. Yaani toplumsal kisilik ile birey farki. Bu her bir dusunce ya da istem icin gecerlidir. Cunku "kendi dusuncesini ortaya koyma" baskasinin dusuncesi ile ilgilenme v.s. degil; sadece "ben bu konuda boyle dusunuyorum" demektir. Oteki ise ""bu konuda benim gibi dusun" baskisini bilincalti yapandir, cunku birey bilinci yoktur. Herkesi toplumsal olarak kendi gibi olmaya dusunmeye zorlar. Yani toplumumuzun her konudaki karsilikli dogrularini catistiran toplumsal kisileri. KENDINI DEGIL; BIR DEGERI TEMSIL EDER. KENDI YOKTUR, DEGERI (dusunce ideoloji inanc etik v.s.) vardir ve onun dogruluguna kendini inandirmis inancini sabitlemis herkesi de kendisinin bu sabit inancina uymak icin ugrasir. Bu sitede baska sitede yasamda ornekleri coktur. Tabi bunu politik olarak ya da cikar olarak ya da meslek olarak yapiyorsa; o zaman bireylikten konu cikar, bireysel dusuncenin kitlesel yayilimi icin is ugrasiyadonusur. Richard Dawkins'in ateizm mucadelesi gibi.
-
İslam Toplumları Olarak Nerede Yanlış Yapıyoruz
Konu laiklik temelinde bakmak degildi, bu tarafli bakistir. Karsi tarafta teokratik bakar ve z\aten birlik butunluk birliktelik olmnaz uzlasama andlasma olmaz, ustunluk hakimiyet mucadelesi distalama otekilestirme olur. Burada onemli olan farkli sosyo-etik degere sahip sosyal grupolasrin ve hatta kisilerin ayni toplumda birlikte yasayabilmeleri eger hedef ise; evrensel hukuk insan haklari temelinde herkes herkesin sosyo-etik farkinin farkina varacak kendininkini hak ve ozgurluk olarak talep edecek, baskasininkini destekleyecek ve hem kendi hem de baskasininkini savunacak. Yani hic bir sosyo-etik degerin etik icerigi ne olursa olsun digerleri ustunde hakimiyet ve ustunluk kurmasina da izin vermeyecek. Yani farklar esitligi ve antiayrimcilik. Bu ancak her bir beynin sosyo-etik farklari KENDI FARKININ DIGERLERINE HAKIM VE USTUNLUGU temelinde degerlendirmezse mumkundur. Yoksa zaten ortada olan catismadir ve guc ve otorite temelli iktidar savasidir. Cunku iktidara gelen her turlu devleti hukumeti ele gecirecek ve sadece kendi politik degeri cikarina tum toplumu yonlendirmeye zorlaamaya girisecektir. Turkiyenin bu temelde iki zayif karni vardir ve catisma temelinden dolayi cozume ulasmaz. Biri milli/etnik digeri dini/mezhepsel iste her iktidara gelen bu konudaki kendi DEGERINI DIGERLERINE HAKIM VE USTUN KILMAK ICIN TOPLUMU TEKLESMEYE ZORLAR VE BASKA ETIK FARKLARI YA AYIRIR YA DA KENDI FARKI BUNYESINDE YOK SAYAR. Ikisi de ayni ayrimci kapiya cikar. Ben bu TOPLUMU IKTIDAR ELIYLE TEK BIR NITELIGE YONLENDIRME VE ZORLAMA BASKI KURMA v.s. ile ilgili bir kac baslik actim. Isteyen olursa link verebilirim. Bakin ornek sudur. Ornegi zayif karnimiz milli ve dini temelden verecegim. "Herkes turktur/sen turk degilsin" ile "herkes sunnidir/sen sunni degilsin" ayni ayrimciliktir sadece etik dallari farjklidir. Fakat her ikiside sunu denmektedir. YA TURK SUNNI OLACAKSIN YA DA DEGILSEN AYRILIP GIDECEKSIN" Iste zaten emperyalizmin yaptigi daaslinda polituika ile ilgisi olmayan bu etik hak ve ozgurlugu politik cikara ve duygu somurusune tasiyip; yerine gore birini yeriner gore digerini one surmus ve toplumu hep catisma temelinde tutmayi basarmis ve de burdan her iki tarafi da birbiri (mesela turku once ermeni sonra kurd ile, sunni yi alevi ile, dinliyi dinsiz ile bir dini diger din ile v.s.) ile catistirarak "kaybet kaybet politikasi" ile iki tarafi da gucsuz birakip, kendi her iki tarafa da istedigini kendi cikari dogrultusunda yaptirmistir. Iste bizim biribirimizi farkimiz ile kabullememiz ve icsellestirmemiz bir daha emperyalizmin eline boyle koz vermez ve bolunme tehlikesi de ortadan kalkar. Cunku etik olarak her bir sosyal grup ve farkli inanis hak ve ozgurluk olarak kendini yasar tanitir ve temsil eder ve hic biri digerine kendi farkinin hakimiyet ve ustunlugunu dayatmaz. Devlet te bir baba gibi farkli olan her bir evladini farkli etik degerlerin farkli sosyallesmesi temnelinde HIC BIRINDEN YANA/TARAF OLMAYARAK HEPSINE ESIT MESAFEDE HEPSINI KORUR KOLLAR VE YASAM VE ILISKISINE IZIN VERIR. Bizlerin bu duruma gelmesi bilinc farkindalik birey olma v.s. temelli gerekenleri saglayamadigimizdan, simdilik uzak gozukuyor. Ama unutulmamasi gereken de eger gercek demokrasi yani cok seslilik ve her sesin sesini cikarmasi ve diger sese baski zorlama yapmamasi yasak koymamasi temelli bir OZGUR BIREY DEVLETI KURULMADIKCA ve devlet dusunebilen bireyler olarak egitim ogretim ve yetistirim vermedikce; bu olanagin olusmasi mumkun degil. Haani iki inatci koprude karsi karsiya gelir ve sadece bir kisinin gecme olanagi vardir ve ikisi de inat edip digerine yol vermez ve kendine yol verilmesini ister. Iste bizim durumumuz da budur. Halbuki o kopru kimsenin mali degildir, kimse kimseye yasak koyamnaz. Kimse kimsenin kopruden gecmesine karisamaz ve her bir gecen digerine saygi gostermek zorundadir. Kisaca uzlasma andlasma ve BU HER NE OLACAK ISE AZAMI MUSTEREK TE BIRLESME. Yoksa bugune kadar yasadigimiz tarihi hic yasamamis gibi bir dahabir daha yasariz. ya yok olana kadar ya da herkesin akli basina gelene kadar. Hangisi olur ya da kim bunun olmasini ister v.s. tum bunlar ilerdebelli olacaktir. SSCB ve Yugoslavya ornegi ve O.Dogu'da guya ayni dinden olanlarin birbirini katletmesi onumuzde ornektir. Tabi bizde bu durumlarta dusmek istemiyorsak. Yalniz ben kendi adima bu iktidar temelinde kotumser, gezi bilinci temelinde iyimserim. Tarihin de ne getirecegini hep beraber gorecegiz.
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Dilin sorunu dilin ayni dil olmamasindan degil; ayni dilde kullanilan kelimelere her beynin kendince verdigi kavramsal anlam ve icerikten kaynaklanir. Eger hatirlarsaniz S.Sen'in "Namuslu namussuz" diye bir filmi vardi. Bu filmde kimi bir dusunce ve davranisa "namuslu" kimi ayni dusunce ve davranisa "namussuz" diyordu. Cunku basta cogu namusun ne oldugunu bilmiyor acikliyamiyor, ne uzerinde bu kavrami kullandiginin farkinda degil. Sadece dogumdan kendisine verilen sekli ile kendince namusun ne oldugunu bilmeden algilamadan ve hatta kavramsal anlam ve icerik vermeden, ya da hangi konu ve temelde (neyin namusu, kimin namusu; cinsi icerikli mi ahlaki icerikli mi v.s.) kullandiginin bilicinde olmadan ogrendigi sekilde sadece YORUM YAPIYORDU. Yani "namuslu ya da namussuz" Iste o yuzden kimse de ortak bir namus algisi neyin namusu ya da ne temeldeki namus algisi olmadigindan da; filmin kahramaninin yaptigi her hangibir davranisiu ya da uyguladigi dusunceyi kimi "namuslu" kimi "namussuz" degerlendirdiginden; ustelik filmin kahramanina ve kendi algisina gore soyledigi ya da yaptigi hersey onun icin "namuslu" algilandigindan, saskinliga dusuyor, kime neye gore dusunup davranacagina da karar veremiyor, birey bilinci olmadigindan da kendini kendi adina ortaya koyamiyor ve durmadan gelen tepki elestiri temelinde dusunce ve davranisini "herkes namuslu desin" dusuncesi ile durmadan degistiriyor ve namus koinusunda istikrarsiz tutarsiz bazan anlamsiz ve hatta luzumsuz gereksiz durumlara yani "gulunc/haline acinasi" durumlara dusuyordu. Sonunda aklini oynatti yani deli gomlegi giydi. Ondan once de kimsenin yapmaya ya da soylemeye toplumsal tepki ya da distalanma bilincalti yonlendirimiyle "cesaret edemeyecegi" seyleri soyluyor ve yapiyordu. O yuzden filmin adi "Namuslu/namussuz" du. Bir ornek te benim bundan yillar once bir Televizyonda acik oturum yapiliyordu. Konu "SSCB'N DE DEMOKRASI VAR MI/YOK MU?" tartismasiydi. Tartisma uzadikca ve duygusal hal aldikca ve herkes kendi dogrusunu karsi tarafa kabul ettirme cabasina girince; toplantiyi yoneten sunu farketti ve acik oturumu durdurarak "anlasilan o ki biz SSCB'n de demokrasi var mi/yok mu?" tartismasindan once "demokrasi nedir?" tartismasinki yapmamiz ve bu kavram hakkinda ortak bir anlam ve icerikte bulusmamiz gerekiyor. Gorunen o ki herkesin aklindaki demokrasiu kavrami fasrkli anlam ve icerikte ve herkes kendi penceresinden demokrasiyi degerlendirerek "var ya da yok" diyor. Dedi ve toplantiyi sonlandirdi. Cunku sorun ayni dili konusmakta degil, konusurken kullanilan KELIMEYE KAVRAMSAL OLARAK AYNI ANLAM VE ICERIGI YUKLEMEKTE. Ya da ortak bir yerde bulkusmakta. Aksi ayni dili konusmak bir seyi degistirmiyor. Cunku kullanilan kelimenin kavramsal degeri her bir beyinde "ayri havadan caliyor."
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Burada sorun iki turludur. Ilki dilimizin kelime ve ifade kisirligi ve dunya akili olasn 20. yuzyil ile baslayan ve her konuda tum insanoglu dile getirimini saglayan dil devriminden nasibini almamis olmasi "bu dudur/degildir" inancinda diretip; bir beynin kendi ..e goresi temeli bunyesinde kendinin bir kavrama farkli anlam ve icerik yukleyebilecegini bilmemesi ve algilamamassi ve de cag adina dunya dil be kavram gelisimini takip etmemesi. Hatta TDK gibi diktator ne diyorsa, sozlugundeki eski anlami tanimi silip yerine diktatorunkini eklemesi. Digeri de yabanci kokenli kelimelerin verildigi gibi kendi contextinde algilanamamasi, yabanci kelimeyi turkceye cevirenin kendi subjektif algisi ile cevrmesi ve kavramsal olarak o yabanci kelimeye orijinal verilen anlam ve icerigi algilayamadigindan da kendi subjektif algisi ile kelimeye kavramsal anlam ve icerik vermesi. Kisacasi hem kelime hem de kavramin "icine etmesi" Oyuzden benim onerim basta yabanci kokenli kelimelerin linquistik ve etimolojik temellerini bilmek ve algilamak, daha sonra kullanilan kelime ve kavramsal anlam ve icerigini once yabanci dil bilenler acisindan kendi orijinalinden ogrenmek ve de turkce kullanimda bu yabanci kelimeyi kavramsal temelde hangi anlam ve icerikte kullandigini aciklamak. Yoksa diyelim teorinin ne oldugunu yazisirken, yazisanlarin beyinlerindeki kavramin anlam ve icerigi farkli ve de bakis temelleri farkli ise, zaten ortak bir noktalari olmadigindan ayni kelimeyi kullansalar bile, farkli anlam ve iicerik yuklediklerinden ve ustelik biribirilerini sanki ayni kavrama ayni anlam ve icerigi verdigini dusunduklerinden kavram ile ilgili dusunce ve bilgi ortaya koymak yerine; kavram anlam ve icerik catismasi yasarlar. Cunku her biri digerini kendi verdigi anlam ve icerigi verdigi zannindadir ki bu bastan zaten sorundur. O yuzden biur seyi ifade etmeden ve hatta "var mi/yiok mu-dogru mu/yanlis mi v.s." temelli degerlendirmeden ve karsi tarafa da itiraz etmeden once, kavramdaki ortak anlam ve icerikte bir ortak nokta bulmak gerekir. Mesela teori sadece bilimde gecmez, felsefede de gecer, mantikta da gecer v.s. Herbirinin teoriye yukledigi anlam ve icerikte farklidir. Hatta ideoloji bile teori olarak algilanir. Cunku farki genelde bilinmez.
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Kuran'dan; (2-191)öldür,(4-34)döv,(4-89 ve 91)öldür,(5-33)öldür-as-kes,(5-38)kes,(8-12)doğra-parçala,(9-5)öldür,(24-2)sopala-değnekle-kırbaçla,(47-4)boyunlarını vur...
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Algiladigin icin tesekkurler. Cunku ben yazdiklarimi qua felsefesi ile yaziyorum. Yani disaridan bakis acisi ve notr algi. Bir de kendi bireysel yorumum ya da degerlerim yazida yer almiyor (cogundan arindim zaten ) http://www.turkish-media.com/forum/blog/1121/entry-7005-qua-felsefesi/ Qua felsefesi ile ilgili dusunce bilgi gorus katki soru v.s. yazmak istersen; Yanit vermek istedigin kismin asagidaki baslikta alintisini yapiip, mesajini iletebilirsin. http://www.turkish-media.com/forum/topic/292892-evrensel-insana-sorular/
-
Kedi
Sikayet etme o zaman! Cunku ben kediden yanayim.
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Tanimini degil, olgunun gecerliligini gecersiz kilar.
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Anladim peki ayni dugmeye basip aktifligi kaldirabilir miyim?
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Buradaki "determinist" ve "kaotik" sifatlarini surec icin kullandin, degilmi? Aciklar misin? Yani determinizmini ve kaotikligini. Cunku buinlar klasik bilim algisi ile ifade edilmis. Ayrica determinism determine eden bir ozne gerektirir. Senin orneginde bu yer cekimi oluyor. Hatirlarsan naturalizmkonusunda sana epistemolojikal ve metafizik naturalizmi aciklamistim. Tum bu tanimlar metafizik naturalizme giriyor. Cunku yer cekimini ozne yapiyor yani ona oznellik ekliyor.
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Anladim yanit zaten klasik bilimin yaniti. Sonucta olgunun sureci onun gecerliligidir, o da gozlem ile yanlislanabilene kadardir. Ondan sonra da gecerliligini kaybeder. Senin bahsettigin surecte ise gecerliligini kaybetme konusu yok. Cunku klasik bilim algisi ile wiki yazmis.
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Yapamiyorum iste, ayni simdi oldugu gibi tum mesaj tek bir kutu olarak cikiyor. Kutuyu nasil alintilara bolecegim kutudan cikarmiyor. Aralara yazinca da alinti ile benim yazdigim karisiyor. Bunu bazan bold yaparak hallediyorum. Bundan sonra da oyle yaparim. Eger olgusal gecerlilige sahip ise, sol ust kose dugmesinden mavi kismi aktif etmeyi ogrendim. Umarim her seferinde gecerli olur.
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Bunu hallettim ve sana bildirdim ben kutu disina cikmayi soruyorum. Yani alinti tek bir kutu olarak cikiyor ve ben kutuyu alintilara bolemiyorum.
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Sence insan haklari hukukunu algilar mi, hele seriati hukuk olarak benimsemisse! O yuzden bence yapilanin vicdani rahatsizligi ve haram yonune deginmek daha hayirlidir. Cunku haramin hesabinin oteki tarafta sorulacagini bilir. Taabi bu haram genis bir kavramdir. Burada "baskasinin (gavurun degil) malina haksiz yere el uzatmak, tuyu bitmemis yetim hakki yemek, baskasinin rizkindan calmak v.s. Ayrica bizim bahsettigimiz arap muslumanliginin nicelik olarak sence sayisi kactir ve oy orani olarak nedir? Kimleri bu gruba dahil edebilirsin?
-
Kedi
Istemiyorsa sevemezsin, tirmalar. Kendini sanas sevdirmesi icin bir seyler yap!
-
İslam Toplumları Olarak Nerede Yanlış Yapıyoruz
Iste o yuzden kisiseldir ve uygulamave inanctir. Yani tum toplumu kapsamaz, tabi politik iktidar icerigi yoksa.
-
İslam Toplumları Olarak Nerede Yanlış Yapıyoruz
Islam ve imanin sartlarina inanan ve uygulayan kisi din kuralina bagli degil midir, T.C. kuruldugundan beri de turkiye'de yasamiyor mu? Ayrica laik olunmaz, laiklik bir duzen seklidir. Laik duzen savunulur ya da karsi cikilir. Sekuler olunur ve zaten musluman sekuler olamaz islamin sartlari buna izin vermez. Cunku dunya otesidir. Sekuler ise dunyevidir. Zaten layikiyle laiklik te ancak sekuler zihniyette bir devlet eliyle olur. Turkiye'de sekuler olan bile azdir. Cunku islama ve muslumanliga terstir. Ama laiklikte ustelik carpiginda diyanet bile vardir ustelik devletin milli/etnik temeli gibi o da dini/sunni temele sahiptir.
-
İslam Toplumları Olarak Nerede Yanlış Yapıyoruz
Iste bu dine bir sistem olarak bakmaktir, bir inanc olarak degil; yani kisisel ve kisinin inanci olarak degil. Halbuki ulkemizde din T.C. eliyle sadece kisi temelinde o da her kisinin kendi algisinca din bir uygulama Allah'in varligi da bir inasnctir. Kisaca islamin ve imanin sartlari hem toplumsalligi hem de duzeni din yapmayi icermez. Bunu ben "dine inanilmaz din uygulanir" basliginda acikladim. Cunku eger biz sorunu inanc olarask degil de bir toplumsal duzen olarak gorursek zaten arap temelli bu muslumanlik anlayisinda onlardan olmayanlar olarak beraber yasayamayiz. Cunku onlar dini devlet ve otokratik bir duzen isterler. Zaten diktatoru de geldigi Erb akan'dan ayiran ve kankasi Gul'den ayiran kismi da bu. Dini politik bir toplumu tonlendirir sisteme donusturmek. 1980'e kadar toplum boyle degildi. Bu istem ve yetistirim 80 ile basladi ve de Erbakan temelli partilerde yetisen gencler ordan ayrildi. Iste AKP'de boyle kuruldu.
-
İslam Toplumları Olarak Nerede Yanlış Yapıyoruz
Aslinda dinin bilisselligine eren kisi artik dindar kalamaz. Cunku dinin ne oldugunun bilincini kavramisve zararini gormustur. Buradaki bilissellik belki cikar temelinde bu isten cikar saglayan dinciler icin gecerli olabilir. Yani dini cikarina alet etmek. Diktatorun yaptigi gibi de, ben diktatorun bunu bilincli yaptigini sanmiyorum, sadece akil hocalari ne diyorsa onu yapiyor. Ama ayristirmayi politik cikar gordugu icin yapiyor.
-
İslam Toplumları Olarak Nerede Yanlış Yapıyoruz
Algilasam sormazdim, tahmin yurutup yanlisalgilamak ta istemiyorum. O yuzden ne dedigini aciklar misin? Bende senin verdigin gibi algilayayim, tahmin yurutmeden.
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Buradaki surec aciklama gerektirir cunku bu tanim felsefenin metafizigini temel alan tanimdir. Mesela somut olarak ornek ver ve sureci goster. Olay surec gosterir, dogrudur da olgunun buradaki sureci acaba benim "gecerlilik" temelinde mi alinmis, yanmi gozlem ile yanlislanana kadar. Ornegi ben vereyim. "Bir ucgenin ic acilari toplami 180 derecedir" cumlesinde surec nerde. Ya da "ipana bilimsel olarak kanitlanmis en iyi dis macunudur" cumlesinde surec nerde? Benim tahminim burada "gecerlilik sureci" n den bahsediyor. yani gozlem ile yanlislanana kadar.
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Bir de bana hayrina su ayni mesajdan coklu alinti yapmayi gostersen: Cunku ben alintiya basinca butun alinti bir kutu icinde cikiyor ve ben kutuyu alinti olarak bolemiyorum. Ya qute seklinde ayni kutu icine yaziyorum, ya da kutu disina yazmak durumunda kaliyorum. Ayni kutuya yazinca alinti ile benim yazdigim karisiyor, kutu disina yazinca da hangi cumlenin yazinin hangi kismina yonelik yazildigi anlasilamiyor ve kargasa cikiyor. Bazan kutu icinde benimkini bold yapiyorum, o da mavi kisim aktif ise.
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Cizimsel/sekilsel gosterebilir misin? Eger sen de benim gibi bilgisayar "ozurlu" degilsen! Calisti bu her zaman gecerli mi yani olgusal gecerliligi var mi?
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Olgu sadece surec belirmez. Mesela bilgi cesidi olarak fiziksel, sosyal ya da matematiksel/mantiksal olabilir. Ayrica olgusal gecerlilik gozlemsel yanlislanabilirlik bir teorinin cag disi kalmasini eskimesini dogmalasmasini onler.
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Buradaki yanit gene klasik bilimsel. Cunku GOZLEMSEL YANLISLANABILIRLIGIN teoriyi gecersiz kilacagindan bahsetmemis. Yukaridaki alinti da teori, mutlak sorgulanmaz degismez v.s. gibi algilanabilir. Bilimselligin sihhati adina yanlislanabilirlik ile gecerliligi her zaman katmak lazim. Yukaridaki klasik bilimtan iminda ikisi de yok. O yuzden ispat ve de ksinlik uzerine verilmis bir tanim ve temeli epistemolojik degil; metafizik yani ispata dayali, degisime degil.