evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
Felsefe İle İlgili (Klasik/Modern Bilim Temelinde) Tartışmalar
Bilimin bilimselliginde suphe de kesinlik te yoktur. Bunlar felsefenin AKILCI SUPHECILIGININ AGNOSTIK TEMELDEKI "KARARSIZLIGI/BILINEMEZLIGI" DIR. Bilimin bilimselligi OLGUSAL GECERLILIK VE GOZXLEMSEL YANLISLANABILIRLIK UZERINERDIR. Herhangi bir olgunun gecerliligi ancak gozlem ile yanlislanabilir. Bilginin insanoglu tarasfindan turetildigi gozlem veren bir olgudur ve aksi gozlemsel olarak yanlislanabilmis degildir. O yuzden akilci suphecilik ancak felsefenin varliksal/ontolojik kararsizligi ya da agnostisizmin bilgisel akilci gozlem disina tasinan ideolojik inancsal dogrulamasidir. Her ikisi de bilimselk bir mutlak arama hatasindadir. http://www.turkish-media.com/forum/topic/290867-suphecilik-ve-kesinlikten-arinmis-bilimsel-yanasim/
-
Felsefe İle İlgili (Klasik/Modern Bilim Temelinde) Tartışmalar
Bilim bilimsel olarak bilginin insanoglundan geldigini gozlremlemekte ve bunun bir olgu oldugunu bilmektedir. Burada bilimin henuz bilmedigi ve uzerinde senin gibi akilci suphecilik yapmadigi "ya insanoglu disinda insanoglunun algisina gozlem veren bir fenomende de bilgi varsa!" supheciligidir. Bunun adi FELSEFEDE AGNOSTISIZMDIR. Ne bilim ne de bilimsel bir kavram degildir sadece akilciligin gozlem vermeyen temeldeki supheciligidir. O yuzden bilimsel gozlem veren ve olgu olan ve de yine gozlem ile yanlislanabilecek olan bir bilimsel aciklamayi felsefeye tasiyan sensin. Aciklamanin kendisi bilimseldir. Yani "Bilimsel olarak insanoglununun dogani dahil; insanoglu disindaki hic bir fenomende bilgi oldugu gozlemlenememistir" su an bilimin bilimsel geldigi nokta budur. Bu da OLGUSAL GECERLILIKTIR VE TARTISMA DISIDIR cunku AKSI BIR GOZLEM TEMELINDE YANLISLANABILIRLIK YOKTUR.
-
Felsefe İle İlgili (Klasik/Modern Bilim Temelinde) Tartışmalar
Turkiyede daha dogru durust metafizigin felsefenin varlik ile ilgilenen bir dali oldugu ve materyalizmin idealizmin ve pozitivizmin de bu dalin indirgemeci determinist ideolojik inanclareindan olduklarini bilen yok. Herkes metafizik deyince sadece aklina fizik otesi geliyor. Halbuki metafizik felsefenin varlik ile ilgilenen dali olarak uc koldan temel indirgemeci monist/dualist determinist ve biribirini inkar eden uc koldan tartisiliyor. Ontoloji iki cesit Mustakil var olan varlik-temeller-madde, dusunce yok Gercek varlik-temeller-nesnel, oznel ve isim Teoloji-tanrinin varligi ana gorusler Teizm-dinli tanri varligi Deizm-dinsiz tanri varligii Agnostisizm-tanrinin varliginin bilinemezligi Ateizm tanri yok Ignostisizm-teolojik noncognitivizm yani bu kavrami tartismak gereksiz luzumsuz ve anlamsiz Fizik otesi; Her turlu mitolojik, efsanevi, masal temelli aklin yarattigi gercek olmayan doga ustu ve de dunya otesi ve de bilim kurgu kahramanlarin varligi. Bunlara dinsel temelde, melek, seytan, cin, peri v.s. de dahil.
-
Tek TİB internet geliyor
Eee Diktator sanal dunyadan ve sosyal bulkusma alanlarindan hem gezi de cok cekti, hem de tum kirli camasirlari carsaf carsaf yayildi. Belki de kendi bile bir olayi ilk defa internetten ogreniyordu. Nihayet yasaklamalara, internette ekleniyor ve MIT temelli calisacak bir internet yasaklamasi geliyor. Torba kanun tasarıyla birlikte Türkiye’de internetin kaderi artık hükümetin kontrolüne geçiyor. 5651 sayılı kanuna eklenen maddelerle artık internet siteleri herhangi bir mahkeme kararı olmadan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (Tİ ve Ulaştırma Bakanlığı’nın emriyle 4 saat içinde kapatılabilecek. 11-01-2014 10:20:46 TORBA yasa tasarısıyla gündeme gelen internete yönelik kanun değişiklikleri büyük tartışma yarattı. Kanuna eklenen maddeyle artık internet sitelerinin herhangi bir mahkeme kararı olmadan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (Tİ ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından kapatılmasının önü açıldı. Böylece sanal alemdeki içerikler ‘özel hayatın gizliliği’ kapsamında mahkeme kararı olmadan bile engellenebilecek. Tasarıda dikkat çeken diğer bir noktaysa internetteki içeriklerin sayfa bazında engellenebilecek olması. Buna göre artık internet sitesi yerine internet sayfaları erişime engellenebilecek. Başka bir deyişle, ‘uygunsuz’ bulunan bir tweet veya YouTube videosu engellenecek, ancak söz konusu sitedeki diğer içerikler görüntülenmeye başlayabilecek. Eklenen kanun maddesine göre kurulacak Erişim Sağlayıcılar Birliği, tüm mobil ve sabit internet servis sağlayıcı şirketlerinin çatı örgütü olacak. Bu birlik TİB veya Bakanlık tarafından alınan engelleme kararını 4 saat içinde uygulamaya geçecek. Buna ek olarak Erişim Sağlayıcılar Birliği, abonelerin internet trafiği bilgilerini 2 yıl boyunca tutacak. Böylece Türkiye’deki 34 milyon internet abonesinin internette hangi sitelere girdiği veya akıllı telefonlardan hangi uygulamaları kullandığı tespit edilebilecek. İndeksleme ve süzgeç sisteminin kullanıcılacağı bir çalışma sayesinde internet abonelerinin profilleri oluşturulabilecek. Bu çalışmalar internet servis sağlayıcıların üzerine ek bir maliyet yükleyecek. Söz konusu sistem internet hem pahalandıracak hem de yavaşlatacak. İçerikleri kimler engellenecek? Daha önceki kanunda internet içeriklerinin veya sitelerinin engellenmesi mahkeme kararıyla gerçekleşiyordu. Tasarıdaki değişikliğe göre artık içerik engelleme işi mahkemelerin yanı sıra TİB ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapılacak. Nasıl engellenecek? Uygunsuz içeriklerin TİB veya Ulaştırma Bakanlığı tarafından tespit edildikten sonra bir ‘tedbir’ kararı alınacak. Bu karara göre internet servis sağlayıcı şirketler 4 saat içinde uygunsuz içeriği engelleyebilecek. Engelleme nasıl kaldırılacak? TİB veya Ulaştırma Bakanlığı tarafından engellenen internet içeriklerinin kaldırılabilmesi için site sahiplerinin veya kullanıcıların yargıya gitmesi gerekecek. Başka bir deyişle mahkemelerin engelenen içeriği suçsuz bulması sonucunda yasak kaldırılabilecek. Engelleme kararı neyi kapsıyor? Tasarıyla beraber internetteki ‘uygunsuz’ içerikler için engelleme kararı alınabilecek. Buna göre özel hayatın gizliliğinin ihlal eden yayın, kısım, bölüm, resim ve videolar kapsam dahilinde tutulacak. Hakaret gibi kişilik haklarıyla ilgili konularda da mahkeme kararı beklenmeyecek. Engellenmiş içerikler görüntülenebilecek mi? Yasa taslağında yer alan maddeye göre engellemeler artık IP adresi üzerinden yapılacak. Bu yüzden ‘DNS’ numarası veya VPN servisi kullanmak işe yaramayacak. Başka bir deyişle engellenmiş sitelere arka kapılardan bile girilemeyecek. İnternet siteleri filtrelenecek mi? Engellemeler internet sayfaları üzerinde yapılacak. Siteler açık görünse bile engellenen içerikler kullanıcılara gösterilmeyecek. Böyle engellenen içerikler kullanıcılar gizlenecek. Hangi internet siteleri engellenebilecek? Uygunsuz içeriklerin olduğu sayfalar ‘URL’ yani alan adı bazında engellenebilecek. Örneğin, YouTube’un tamamen kapatılmasın yerine söz konusu videoya erişim engellecek. Sosyal medyada ise kullanıcıların attığı tweetler de bu kapsam dahilinde tutulacak. İnternet servis sağlayıcıları ne yapacak? TTNET, Superonline, D-Smart, Turkcell, Vodafone ve Avea gibi mobil ve sabit internet servis sağlayıcılar Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne katılmak zorunda kalacak. TİB, Ulaştırma Bakanlığı veya mahkemede tarafından verilen erişim engelleme kararları birliğe bildirilecek ve en fazla 4 saat içinde erişim engellenecek. Fişleme yapılacak mı? Taslakta yer alan Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne yönelik maddede, abonelerin 2 yıllık internet trafik bilgisini tutmak zorunda kalacak. Yani kullanıcıların hangi internet internet sitelerine girdiği veya akıllı telefonlardan hangi uygulamaları kullanıdığı kaydedilecek. Böylelikle kullanıcılar hakkında bir profil oluşturulabilecek. İnternet pahalanacak mı? Tüm internet servis sağlayıcıları, 34 milyon abonenin 2 yıllık internet trafiği verilerini saklayacağından dolayı şirketlerin üzerindeki maddi yük artacak. Şirketler daha büyük kapasiteli sunucular satın almak zorunda kalacak. Bu yüzden kısa vadede olmasa bile uzun vadede son kullanıcılara ulaşan internet fiyatı artacak. Bakanın kararı yargılanamayacak KANUN değişikliği tasarısının en önemli maddesinin özel hayatla ilgili olan 9A maddesi olduğunu söyleyen Bilişim Avukatı Burçak Ünsal, başkan veya bakan tarafından verilen bir erişim engelleme kararının yargı dışına itilmeye çalışdığını dile getirdi. Ünsal, “Bu madde, mağdur kişiye mahkemeye değil, başkanlığa gitme imkanı sağlıyor. Bu karar verildikten sonra itiraz hakkı tanınıyor. Ama aynı madde içinde son bendte TİB başkanı veya Bakan erişime engelleme emri verebilir deniliyor. 4 saat içinde yerine getirilmek zorundadır deniliyor. Ve bu emre ilişkin bir itiraz öngörülmüyor. Bu hayati bir detay” dedi. Sansür aracı Erişim engellemelerinin kimin, neye göre karar vereceği meçhul olduğunu söyleyen Bilişim Avukatı Gökhan Ahi, yürütmenin yargıya müdahelece edeceğini ifade etti. Ahi, “Yürütme organı olan Bakanlığın kararı ile erişim engelleme yapılabilecek olan bu tasarı, yürütmenin yargıya müdahale etmesine açıkça imkan tanımış, imtiyaz niteliğinde bir tasarı düzenlenmiştir. Tasarıda ‘tüzel kişilerin’ de bu hakka sahip olacağından bahsedilmiştir. Ancak tüzel kişilerin özel hayatı olmadığı gibi, kanunla korunan bir hak da değildir. Bu bakımdan tasarı hukuken temel hatalar içermesi bir yana, sansür aracı olarak kullanılmaya da müsaittir” diye konuştu. Muhalif Gazete
-
Felsefe İle İlgili (Klasik/Modern Bilim Temelinde) Tartışmalar
Iste o yuzden bilimsel felsefe, bilimi temel alan felsefedir. KLASIK OLAN YANI METAFIZIGE/VARLIGA/ONTOLOJIYE DAYANAN ISE, felsefi bilimdir. Bir cesit dinin ilmi. O imansal inanca dayanirken, felsefi bilim; akilci ideolojiye dayanir.
-
Parlementer "Demokrasi“, Nasıl Otokrasi Olur?
Bilindigi gibi HSYK'daki degisiklik tamamen HSYK'nin tum yetkilerini parlemento'daki iktidarin adalet bakanina veriyor. Bu konuda yapilan toplantida, once salon yetersiz kaldi, sonra kahve kulturu temelinde kufurlesmeler ve yumruklasmalar yasandi. Aslinda bu olaylar, "kus beyinli" olmayanlara; egitim ile ilgili 4+4+4 yasasinin nasil apar topar degistirildigini hatirlatti. HSYK ile ilgili degisimdede ayni surec yasaniyor. Sonuc belli parlementer nicelik cogunluguna sahip AKP'nin oylari ile yasa gececek. Cunku ortada bir parlemento da meclis te yok, sadece "ben cogunlugum, ne dersem o olur" zihniyeti var. Peki sonra ne olacak? En fazla iki gun icinde HSYK alt ust edilecek, tum kadro degistirilebilecek, Adalet bakani istedigini istedigi yere atayacak, istedigi bassavci ya da savciya istedigi gorevi verecek istedigini gorevden alacak. Cumhurbaskani mi, tabiki once isterse veto hakkina sahip? Sonra karar tekrar meclisten gecer ve cumhurun basinin onayina sunulursa veto hakki da yok. An ayasa mahkemesinin de bir yetkisi yok. Cumhurbaskaninin belki bu gidisatin onune tas koyabiklecek girisimleri olasbilir ama; bunu hic simdiye kadar denemedi. Boylece yasam ve yurutmeden sonra da yargi da tek elde toplanacak; iste bir iktidar temelli parlementer "demokrasi" tek adamli otokrasiye boyle donusuyor. Rejimin teokrasiye donusmeye basladigi ise zaten ortada. Pardon yolsuzluklar mi, kim neyi sorgulayacak kim bu konu ile yurutmeyi baslatacak savci, savciya kim bu gorevi verecek ya da verdigi gorevi alacak, adalet bakani; adalet bakani kim, tam da yolsuzlugu yapan iktidarin bakanlarindan biri. "it itin kuyruguna basar mi? Ne yazikki T.C. devleti hic bir saglam temel uzerine insa edilememis. Cumhuriyet, Demokrasi, laiklik, sosyallik gibi kavramlarin ne oldugunu algilayamamis ve yasayamamis. Eeee AKP ne yapsin, yasamayan gibilerin rejim de hukumette devlette kalmasina ne gerek var, degil mi ama! En azindan ummet toplumunun minnet eden biatkarlarina tam da onlarin ne oldugunu bile algilayamadan bilmeden sadece kendilerine sunulan YASAMA GECIRILECEGI dusunulen, sivil vesayet, otokrasi, teokrasi, toplumu tek duze "dindar/kindar bir nesil" olarak yetistirecek olan ve parlementer bile olsa, sandiktan bile cikilmis olsa "taraf olmayanin bertaraf edilecegi" hipokritik, provakotif, ulke ve toplumu hivc dusunmeyen, sadece kendi ve etrafindakilerin cebini dolduracak bir otokratin "iki dudagi arasina s1k1sm1s" her sozu yerine getirecek guya yetkisi olan bakanlar kurumlar kuruluslar devlet ve hukumet bizleri bekliyor. "YETMEZ AMA, EVET" cilere hayirli olsun. Bu arada kimse ulke ve toplumun su anki orta dogu rejim ve yasamindan tarihsekl olarak daha geriye gideceginden de suphe duymasin. Yeni adimizi da koyalim. TURKIYE OTOKRATIK DIKTATORLUGU. T.C. bundan boyle T.O.D. olarak tarihte yerini alacak. Otokrasinin diktatorlugu mu, tabiki babadan ogula gececek te; hangi ogula. Bu da ulke gundeminde yeni "ogullar savasi" olarak medyada yerini alacak. "Yasasin turkiye otokratik diktatorlugu ve onun baskani RTE" demeyen diyemeyen, kendine baska bir ulke ve toplum bulsun. Yoksa gozaltilar tutuklamalar hapishaneler onu bekliyor. Doğdun Üç gün aç tuttuk Üç gün meme vermedik sana Adiloş bebem Hasta düşmeyesin diye Töremiz böyle diye Saldır şimdi memeye Saldır da büyü Bunlar Engerekler ve çıyanlardır Bunlar Aşımıza, ekmeğimize Göz koyanlardır Tanı bunları Tanı da büyü Bu, namustur Künyemize kazınmış Bu da sabır Ağulardan süzülmüş Sarıl bunlara Sarıl da büyü ......................................... Bu sofracık efendiler halkımızın varı yoğu hayatı Kan ağlayan can çekişen halkımızın Bekler sizi efendiler önümüzde titrer durur Ama sakın çekinmeyin yiyin yutun yiyin yutun şapur şupur Yiyin efendiler yiyin Bu iştah veren sofra sizin Doyuncaya tıksırıncaya patlayıncaya kadar yiyin Verir fukara bu memleket nesi var nesi yoksa hepsini Verir malını canını umudunu düşünü Rahatını sağlığını içinin bütün ateşini Hadi yuvarlayın düşünmeyin harammıdır helalmi Hepsi bu nazlı beylerindir ne varsa ortalıkta Soy sop onur düğün oyun konak saray caka Hepsi sizin efendiler konakta sarayda alayda gelinde Hepsi sizin hepsi sizin hem hazır lop kolayca Bu harmanın gelir sonu kapıştırın gider ayak Yarın sönmüş bakarsınız bugün çıtırdayan ocak Hazır mideler sağlam hazır mideler sıcak Atıştırın kapıştırın tıkıştırın kapış kapış kucak kucak
-
Felsefe İle İlgili (Klasik/Modern Bilim Temelinde) Tartışmalar
Bu baslik "Kedi" basliginda konunun felsefe ve bilime mesaj olarak donusmesi uzerine buraya alinmistir. Oyuzden mi gozlemi olmayan bir konu ya da kavramda akilci suphecilige sapip "fenomende bilgi olabilir" diye akil yurutuyorsun? Nerede buradaki somut olarak bilinen, akilci suphecilikten baska?
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Burada tek tarafli bir etkileme ya da degisim yoktur. Bu iki taraflidir. Beyin qualm olmak durumundadir. Yani kendi kendine rahatsiz olamaz. Iste bu yuzden bu qualmi saglama adina kisi ruyalar gorebilir, sorgulamalarinda korkulara kapilabilir, hatta aklini kaybedebilir v.s. Yani beyinin kendi qualmini saglama durumu fizikseldir ve bunu kisiye hissettirir. Insanoglu ise kendi beyninin varliginin farkinda ise, bu beyninde kendisine dogumdan itibaren verilen tum bilgileri tartismak kabul/red ikileminden birine tasimak yerine; neyi tartistigini bilmek ve o konuda bilinclenmek adina, kavrami sorgulayabilir. Bu sorgulamadan da kavram ile ilgile elde ettigi yeni bilgi temelinde tamamen kurtulabilir, kavrama kendini teslim etmek yerine, kavramin kontrolunu kendi ustune alabilir. Yani kavramin yaraticisinin kendi oldugu bilincinde olarak ona kendi beyin duzeyince bir anlam ve icerik verebilir. Bunu bir temele oturtabilir v.s. Kisaca kendisine verilen bikr degere teslim olmak yerine, onun kontrolunu kendi eline alabilir. "Evrimci ve devrimci aciklama" bunu anlatiyor. Tabi burda insanoglu varliginin farkindaligi birey bilinci ve tum bu degerlerin insanoglu eliyle adina icin yaratildiginin bilisselligi gerekir. Mesela namus kavrami ugruna canini feda edecegine, ya da baskasinin canini alacagina; bu kavrami sorgular ve kontrolu altia alabilir. Kendisi bu kavrama anlam ve icerik verebilir v.s. Buradaki algi soyutluk somutluk degil; insanoglu turu birinin uclu birlikteligidir. Fenemenonumerno kavramsal ve biyososyo psikolojik bir yapi. Burada mudahelenin sebebi zaten gozlemsel algisal bilgisel ve bilissel rahatsizliktir. Bu da kisinin yasam ve iliskisinden ortaya cikar. Burada mudahele edilen hem somut beyin hem de onun soyut soyutlamasi hem insanoglunun kendi somutu hem de kullandigi soyut kavram hem bunun somuta tasinmmasi yani davranis hem de dusuncesi. Kisaca uclu bir ic icelik soz konusudur. Yalniz insanoglu soyutlama yetisi ile ama sifir soyutlama (kavram bilgi) ile dogar. Vucutsal tum davranisinin da ne oldugunu v.s. yasamdan ogrenir. Zihniyet ise sadece yasam ve iliskide sekillenen beynin soyutlamasidir. Dogal/fenomenal zihniyet. Bilgi ve gorus te kullanilabilecek bir yeti olarak dogustan gelir, yalniz insanoglu bir gorus yada bilgi ile dogmaz. Bunlari da yasamdan ogrenir.
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Bilimsel yöntem, en basit haliyle aşağıdaki şekilde özetlenebilir: Evrendeki bir fenomenin gözlemlenmesi Bu fenomene dair, gözlemler ile tutarlı, ancak kesin olmayan, hipotez adında deneysel bir açıklama getirilmesi Hipotezin tahminlerde bulunmak için kullanılması Tahminlerin deneylerle veya ek gözlemlerle test edilmesi ve sonuçlar ışığında hipotezde gerekli değişikliklerin yapılması (3) ve (4) numaralı adımların hipotez ve deney arasında tutarsızlık kalmayana kadar tekrarlanması Tam tutarlılık sağlandığı zaman hipotez, gözlemlerin açıklanabilip yeni akil yürütmelerin yapılabileceği bir kuram haline gelir. Böylelikle bir fenomen türünü açıklayan kolay anlaşılır ve tutarlı bir onermeler grubu oluşturulmuş olunur.
-
Kedi
Oyuzden mi gozlemi olmayan bir konu ya da kavramda akilci suphecilige sapip "fenomende bilgi olabilir" diye akil yurutuyorsun? Nerede buradaki somut olarak bilinen, akilci suphecilikten baska?
-
Dusuncenin Insanoglu Yasamindaki Onemi
Osozmetafizik varliksal ontolojik temelde, dusunceyi one cikaran idealist bir soylemdir, "Varim oyle ise dusunuyorum" ise tam tersi varligi fiziksel olarak one cikasran materyalist bir soylemdir. Burada olmasi gereken soylem, metafizik varliksal ontolojik temelde degil; epistemolojik yani bilgisel temeldedir. Kisaca; "Gozlemledigim ve algiladigim fenomenimi; kavramsal bilgim ile ozdeslestirerek ortaya koyuyorum" Senin sozune gelince guven kavrami konusu duygusu v.s. kendi kendine gelen ya da olan bir sey degildir. Surec olarak iliskinin verdigi bir duygudur. Kandiriladabilir, yanilinadabilir. Bu konuda benim bir soylemim var. Eger bir arkadasin senden bir sey odunc/borc v.s. yani geri vermek kaydiyle, isterse ve vermek egilimindeysen, onu geri alamayacagin olanagini hic bir zaman unutmayacaksin ki, alamadiginda hayali sukuta ugramayasin.
-
Minnet Etmek, Mensubu Olmak, Birey Olmak-Qua Felsefesi
Bunyesinde yasam ve iliski surdugumuz cografyanin cagin gelmis oldugu bilgi toplumu duzeyinde, tarihsel kulturel ve etigin corefaith temelindeki, kisa ve oz iki ana toplumsal temeldeki corefaith temelli etik metafizik estetik mantiksal felsefi ve her turlu yasam ve iliski duzen ve sistem kurmadaki ve kurulan sistem ve duzenin kurum ve kurumsallasmasindaki gelisimini birbiri ile mukayeseli iliski ve farklarini ortaya koyacagim. Tarihimizi bir yerden baslatmak ve bugunku cografyayi temel almak adina; Osmanli tarihinden baslamak istiyorum. Yani 14. yuzyil ve 1299 yilindan. Osmanli imparatorlugu adi ustunde bir imparatorluktu ve babadan ogulka gecen bir krallik padisahlik sistemi idi. Iste yukarida baslikta ilk adi gecen toplumun olusumu "padisahina minnet eden" bir ummet toplumu idi. Ummet toplumu demek tek adamin idaresinde toplumun yonlendirilmesi ve yetistirilesiydi. Tum yetkiler padisahta ve hiyerarsik olarak bir paylasim temelinde idi. Tum toplum bir ummetti ve sadece padisaha "boyun egen/minnet" eden ve hic bir soz hakki olmayan bir toplumdu. Osmanli'daki bu gidisat; ilk defa 1700'lerdeki basta Avrupada egitim goren kisilerin ust duzeylere getirilesi ve soz sahibi olmalari donemine girdi. Toplumda ise degisen bir sey yoktu, sadece minnet etrmek ve "padisahim cok yasa" zihniyeti temelinde tamamen bir BIAT KULTURU HAKIMDI. 18. yuzyil ile bilhassa ust duzeyde kendine aydin diyenler ve padisahin yaninda yetki ve nufuz kazananlar, toplumu kendileri ile birlikte yeni bir toplumsal algiya tasimaya calisiyordu. Bu alginin adi MENSUBU OLMAKTI. Yani herkes kendini toplumsal ayrilmislik temelinde BIR SEYIN MENSUBU OLARAK TANITIYORDU. Iste bu mensubu olunan seyler arttikca kutuplasmalar ayrismalar otekilestirmeler distalamalar ve hatta dusmanliklar mucadeleler ve padisahin yaninda nufuz kazanma savaslari basladi. Iste bir yerde osmanli hem cagin gelisimini iskalamis, hem cagin teknik gelisimini iskalamis hem de artik padisaha biat etmek temelindeki ummet toplumu bu MENSUBU OLAN AYDINLAR ELIYLE ulke ici cikar savaslarina donnmustu. Bu savaslardan Ataturk onderliginde kurulan T.C devleti MILLI BIR DEVLET OLMAK VASFI ILE politik olarak en azindan ust yapida MILLI OLMA MENSUBIYETINI topluma yaymaya basladi. Artik amac herkesi MILLI DEVLETIN BIR MENSUBU YAPMAKTI. Tabi burada en buyuk karsi taraf ummet ve biat eden minnet kulturunden gelen dini kesimdi. Cunku onlarda DINI BIR MENSUBIYETE SAHIPTI. Boylece ulkede birbirine zit iki ana MENSUBIYET DOGMUSTU. MILLI MENSUBIYET VE DINI MENSUBIYET. Bu temelde aslinda milli mensubiyet mensubiyetini milliyet temeline indirgeyerek TURK MENSUBIYETINI SECMIS VE TURK MENSUBU OLMAYANLARA SAVAS ACMISTI. Aslinda burada ilginc olan TURK MENSUBIYETININ AYNI ZAMANDA MUSLUMAN MENSUBIYETI OLMASIYDI. Bu da kisaca TURK VE MUSLUMAN MENSUBIYETINDEN OLMAYANLARA acilmis bir savasti. Daha sonra 1960 lar ile IDEOLOJIK MENSUBIYET KUTUPLASMASI BASLADI. Bir tarafta SSCB MENSUBIYETI, diger tarafta ABD Mensubiyeti, SOL VE SAG MENSUBIYETI, SOSYALIST FASIST MENSUBIYETI v.s. Daha sonra milliyet temelinde ERMENI MENSUBIYETI VE KURD MENSUBIYETI ve de ALEVI MENSUBIYETI kendini hissettirmeye basladi. Bugune gelene kadar herkes kendi inanci ideolojisi felsefesi v.s. temelinde bilincsiz core faith olarak kendine FARKLI MENSUBIYETLER SECMEYE VE KENDINI O MENSUBIYETIN BIR FERDI OLARAK GORMEYE BASLADI. GEZI BILINCINE KADAR; herkesin kendince bir ya da bir den fazla mensubiyeti vardi. Felsefi, metafizik, ideolojik, inancsal, etik temelli; siyasal, sosyal, milli, dini, milliyetci, mezhepsel, ajlaki, toresel v.s. Kisaca her bir mensubiyet farki once kendi mensubiyetini kendi beyin duzeyinin algisinca, bilgisince, bilincince v.s. benimsiyor, sahipleniyor ve savunuyor; sanki bu mensubiyeti onun kisilik kimlik degeri haline geliyordu. Bu da ister istemez farkli mensubiyetler arasi sosyal temelde toplumsal bir kutuplasma, otekilestirme, distalama, kendi mensubiyetini savunurken, baska mensubiyete karsi cikma onu distalama ve oitekilestirme v.s. temelli bir mucadeleye giriyordu. Mensubiyeti olmus olan fakat biret olamamis olan kisinin yaptigi suydu. Sadece ve sadece kendi mensubiyetini korumak savunmak herkesi bu mensubiyetten olmaya ikna etmek, bunu yaparken diger mensubiyetleri catisma temelinde karsisina almak, kabul etmemek distalamak otekilestirmek ve herkesi sadece kenbdi aklinca inandigi kendi munasebetinden olmaya ikna etmek, tek dogrunun o olduguna inanmak diger mensubiyetleri ise yok saymak onlara savas acmak. Kisaca her bir mensubiyet; kendi inandigi savundugu mensubiyetin hakim ve ustunlugunu ortaya koymak ve onun guc ve otorite ve hatta iktidar olmasi icin savasiyor, bu temelde diger mensubiyetlere tambir cephe alarak onlarla catisiyordu. Tabi ki bunu her bir mensubiyet kendi sahiplendigi mensubiyet temelinde yapiyor ve boylece toplumda core faith temelinde HER KONU VE KAVRAMDA BIR MENSUBIYET HAKIMLIGI USTUNLUGU SAVASI surup gidiyordu. Buradaki onemli bir konu, ummet toplumundaki minnet etmenin ve biat kulturunun bir terde sadece MENSUBIYET BUNYESINDE OLMASI yani kimsenin KENDI MENSUBIYETI DISINDA KALAN MENSUBIYETLERE MINNET ETMEMESI VE BIAT ETMEMESI IDI. Iste su anki diktatorun basa gelisi ve ucuncu doneminde acikca tek adami tek yetkiyi tek otoriteyi ustlenmesi ve toplumu o eski ummet toplumu temelinde degerlendirerek tum toplumun kendisine minnet etmesini ve biat etmesini istemesi ve acikca bunu topluma kitlesel ve kamuoyu eliyle dayatmasi GEZIYI DOGURDU. Cunku gezi bilinci belki her bir geziyi destekleyen ve bu tek adam otoritesine isyan etme temelinde ORTAK BIR IDEOLOJIK INANCSAL FELSEFI ETIK SOSYAL v.s. MENSUBIYETE SAHIP DEGILDI ama; her biri KENDI MENSUBIYETININ GETIRDIGI DUSUNCE DAVRANIS YASAM VE ILISKI DE, bu zorlayici biat ettirici toiplumsal yonlendirmeye isyan etti. Iste gezi bilinci, FARKLI MENSUBIYET SAHIPLERININ ORTAK OLARAK KENDI MENSUBIYETLERINI ICERMEYEN durumlarda otokrat yonlendirime yonelik bir bas kaldiris ve isyandi. Iste bu ummet olmamak biat etmemek ve tek bir otoritenin farkli mensubiyetlere ayni yonlendirimi dayatmasi; MENSUBIYETLER FARKLI DA OLSA, TUM BU FARKLI MENSUBIYETLER KENDI ARALARINDAKI FARKLARI VE MUCADELESINI BIR KENARA BIRAKIP; ortak olarak bu ummet minnet eden ve biat eden kulture ve bunun getirdigi dayatmaya yonlendirmeye karsi cikiyorlardi. Gezinin ozu buydu. Bunun disinda gezi de goze batan BIREY OLMAK VE SOSYO-ETIK FARKI BILINCI TASIMAK DA COGRAFYAMIZDAKI ILK DEFA GOZE CARPAN bu direnisin bir yonu idi. Simdi tam da burda mensubu olmak ile birey olmak farkini aciklamak gerekiyor. Bir seye kendini mensup addeden, eger baska mensubiyetlere karsi sav as aciyorsa, onlari distaliyor kabul etmiyorsa, onlari otekilestiriyor ve tanimiyorsa ve sadece kendi mensubu oldugu deger her ne ise onu TEK MENSUBIYET OLARAK TOPLUMA HAKIM VE USTUN KILMAK ISTIYORSA; mensubiyetini sorgulamiyor, baska mensubiyetlerin varligini algilayamiyor tek dogrunun kendi mensubiyeti oldugunu dusuynuyor, diger mensubiyetleri kendi mensubiyetine ikna etme adina onlari sucluyor yargiliyor ve onlar ile gecinemiyor ve de catisiyorsa, core faith temelinde sabit fikirli bilincalti olarak ya da kendi sectigi temelde BIR YA DA BIRFEN FAZLA MENSUBIYET SAHIBI SAVUNUCUSU DESTEKCISI VE KENDINDEN OLMAYAN MENSUBIYETIN DE HALK DEYIMI ILE DUSMANIDIR. Iste boyle bir beyinde birey olmak isigi algisi bilinci ihtiyaci gereksinimi ve olamama rahatsizligi zarari ve sorunu yoktur. Simdi gelelim birey olmak farkina. Herseyden once birey olmak tabiki o bireyin de kendine has bir mensubiyeti oldugunun bir isafretidir. Buradaki fark, BIREY OLANIN KENDI DISINDA KALAN BASKA BIR MENSUBIYETLER OLDUGUNN DA FARKINDA OLMASI ONLARI OTEKILESTIRMEK DISTALAMAK VE CATISMAK YERINE; ONLAR ILE UZLASMAK VE BIR ARADA YASAMA VE ILISKI KURMA ADINA TEK MENSUBIYETIN KENDININKI OLMADIGININ FARKINA VE BILINCINE VARMAKTIR. Bu her turlu mensubiyet temeli icin gecerlidir. yani core faith temelindfe felsefi ve dallari metafizik mantik epistemoloji ve etik, ve de ulke cografyasinin her turlu tarihi kulturel mirasi cok sesliligi cok kulturlulugu farkli sosyo-etik (milli dini milliyetci mezhepsel siyasal toresel ananevi ahlaki teolojik teleolojik v.s. her turlu dogumdan itibaren verilen ve toplumu yonlendiren yapilandiran degerler) Iste gezi bilincinde goze carpan fark; bu birey bilinci farkindaligi ve bunun getirdigi farkli mensubiyetlerin varligi ve de her turlu sosyo-etik farkin ve de tarihin kulturel cok sesliligi ve mozayigi. Son olarak gelelim serbest dusunurlugun ve qua felsefesinin birey olmaktaki beyin duzeyinin algi bilgi bilinc farkindalik temelinin tursel bilisselligine. Evet herkesin bir kendine has mensubiyeti vardir ve olabilir. Iste buradaki kilit nokta "herkes" kelimesidir. Cunku bu kelime bir cografya ve toplumda farkli mensubiyetlerin farkli temellerinin varliginin algisidir. Iste buradaki ilk bilinc "benim nasilk bir mensubiyetim varsa, herkesin var. Ben nasil mensubiyetimi ortaya koyuyorsam savunuyorsam herkesinde kendi mensubiyetini ortaya koymak ve savunmak hak ve ozgurlugudur. Benim ulkem ve cografyamda yasam ve iliski demek; farkli mensubiyetlerin farklarinin farkinda olarak her bir mensubiyetin digerini icsellestirmesi algilamasi kabullenmesi ve onun ile mensubiyeti farkliliginda iliski kurmasidir. Mensubiyetler sonucta zihin urunudur ve kisilere verilmis ya da kisiler kendileri almistir. O zaman bunlar dusunce bazinda medeniyet temelinde catismadan otekilestirmeden tartisilabilir, dusunce ve bilgi alis verisi yapabilir. Kimse kimseyi kendi mensubiyetine cekme ikna etme ve kendi mensubiyetini digerleri ustunde hakim ve ustun kilma eyiliminden vaz gecmeli farkli mensubiyetlerin cok seslilik temelinde birlikte ve uzlasi uyum temelinde yasamasi ve iliski kurmasi olmasi gerekendir." Iste bir ozgur birey bu sekilde dusundugunde toplum bunyesinde MENSUP OLMA HAK VE OZGURLUGU HER BIR FARKLI MENSUBIYET ICIN SAGLANIR. Yalniz asil cagdaslik bu bilgi cagi ve toplumunda, bireyin serbest olmassidir. Yani mensubiyet sahibi olmak demek, BIREYIN KENDI SERBEST IRADESININ OLMAMASI SADECE MENSUBIYTIN BIR UYESI OLMASI DEMEKTIR. Halbuki serbest birey, sadece kendine aittir sadece kendi beyin duzeyi ve kendi degerleri vardir sadece kendi beyni kendi icin calisir. Birilerini ya da bir mensubiyeti takip etmek ve kendini ona adamak yerine, onu sorgular irdeler kendince yarar zararina bakar ve bilirki MENSUBIYET SERBEST BIREY OLMANIN ONUNDEKI EN BUYUK ENGELDIR. Diyelim sosyalizme mensup olacagina, sosyalizmi sorgular ve kendine has sosyalist fikirleri kendi turetir. Bu her turlu corefaith temelli ideolojik inancsal etik metafizik mensubiyet icin gecerlidir. Sosyalizm sadece bir ornektir. Yani kisi olan tarihteki sosyalizmi ezberleyecegine ve ona mensup olacagina sorgular caga uyarlar kendi sosyalist dusunce ve bilgisini kendi ortaya koyar. Mesela bu marxizmde de, ateizmde de her konu ve kavram da da boyledir. OLna mensubiyet yerine, olani sorgulamak ve kendi serbest temelli dusunce ve bilgini mensubiyetin cagdisi kalmis ortaya atanlarini tekrar etmek takip etmek yerine, kendine has algini bilgini bilincini dusunce ve bilgini ortaya koymak. Iste serbest bireyin bu temeldeki algisinin ikinci noktasi; o sadece kendine has hic bir mensubiyetin alisilagelmis sahipligine ve savunusuna taraf olmasi yerine; sorgulamasi irdelemesi bilgilenmesi ve caga uygun olarak o konu ve kavramdaki her turlu dile getirimin kendi urunu olmasi konusudur. Bu da bize diger bir noktasyi getirir. Serbest bir birey; mensubiyetin farkliliginin sahipliginin savunuldugunun farkinda ve bilisselliginde oldugundan; herkesi kendini tanittigi mensubiyeti ile kabullenir. Hic bir mensubiyeti yok saymaz, hic birine taraf ya da karsi tarasf olmaz, hic bir mensubiyetten rahatsizlik duymaz buyuk bir ihtimalle de o adi gecen mensubiyetten arinmis ve kurtulmustur. Unutmayalim, mensubiyet sahibi olmak ve savunmak ozgur birey olmanin onundeki en onemli engeldir. Istge tarihi temelde konuyu bugunlere getirdikten sonra kisaca ozetlersek; ulke ve toplumumuz geriye ummet olmaya minnet etmeye ve biat kulturune donusturulmeye calisilirken; ayni zamanda mensubiyet farklarinin biri birilerini kabul etmeyerek ve her mensubiyetin kendi mensubiyetini haskim ve ust kilmak savasi vermektedir. Gezi bilinci birey olmak ve mensubiyet farklarinin farkindfa olarak sosyo-etik bilinc sahibi oldugunu gostermek adina tarihsel bir donum noktasidir. Gezi bilincinin meyvelerini vermesi ya da baska bir gezinin yasanmasi oyle kolay degildir. Yalniz ister istemez toplumumuz biat etmekten ve mensubiyet savasiundan gezi ile kurtulusa gecmistir. Yalniz bu cok zor sancilli ve ne yazikki henuz ufukta gorunmeyen bir surectir. Cunku gezi bilinci patlamasi acik ummetlesmeye yoelik bir isyandi. Bu geri cekildikce gezi bilinci de ortaya cikmayacaktir. Cunku BILISSEL BIR GEZI BILINCI YASANMAMISTIR. Yani ne ozgur bireyler agirkliktadir ne de bu isyanin/direncin ortaya koydugu bir hedef ya da amac olmamistir. Bir cesit anarsizmdir demnek de dogru olur. Yalniz bu anarsizm, ister istemez "bu toplum artik ummet toplumu olamaz, minnet etmez ve biat etmez" mesajini en kor beyine bile acikca vermistir. Iste bundan sonraki asama mensup olunanin savunusu yaninda baska mensubiyetlerin farkina varmak ve catismak yerine mensubiyetlerin en az musterekte uzlasmasidir. En azindan bu uzlasma "ummet olmayacagiz, biat etmiyecegiz, minnet etmeyecegiz" uzlasmasi olmalidir. Bunun icin de kim bunu saglayacaksa ya da kimin bunu saglayacagi dusunuyorsa; tum mensubiyetlerin ortak noktasi bu mensubiyete destek vermek, ama o mensubiyete biat etmemek ya da minnet etmemektir. Son bir hatirlatma, mensup olmak yerine birey olmak ve en azindan neye neden ve nasil mensub oldugunu sorgulamak ve bunun cagdasligini olcmek ve gerekirse kendi bireysel beyin duzeyinin algisi bilgisi bilinci ile mensup oldugun mensubiyete kendi bireysel dusunce ve bilgini katmaktir. Yine orneklersek marxizm mensubiyeti marx lenin engels SSCB ile sinirli ksalmamasli ezberlenmek ve onlari tekrarlamak yerine, "ben neden bunas mensubum/ihtiyaclarimi karsiliyor mu/bugun hala gecerli mi/cagdas mi/ben birey olarak buna kendimden ne katabilirim/ bana verildigi gibi degil de, ben bunu kendim kendi beyin duzeyim ile kendime ve baskalarina nasil aciklayabilirim/acilamamdaki amac ne olacak?" v.s. bigi sorular en azindan mensub olunanin birey bilincine tasinmasi ve bireysel dusunce ve bilgi ile beslenmesi ya da uygunsuz olarak algilanirsa da bu mensubiyetten kurtunulmasi demektir. Kimse orneklere takilmasin. Ornekler her turlu corefaith temelli dali ne olursa olsun degeri icerigi ne olursa olsun; ideolijik inancsal izm temelli etik, estetik, metafizik varliksal teolojik fiziuk otesi tgeleolojik akla ne geliyorsa o olarak ele alinabilir. Bir kac ornek verelim. Ben turk milletine mensubum Ben kurd milliyetine mensubum Ben ermeni milliyetine/milletine mensubum Ben islama/hristiyanliga/musevulige/budizme/ v.s. mensubum Ben sunni mezhebine mensubum, Ben alevi/sii mezhebine nmensubum Ben toreme mensubum Ben teizme/deizme/agnostisizme/ignostisizme/ateizme v.s. mensubum Ben komunizme/sosyalizme/marxizme/leninizme/maoizme/fasizme/anarsizme v.s. mensubum Ben Ataturkculuge/turk milliyetciligine menbsubum Ben materyalizme/idealizme/pozitivizme mensubum Ben AKP'ye/CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye v.s. mensubum Ben isciye, memura, koyluye v.s. mensubum Ben laiklige, demokrasiye, sosyal sivil devlete mensubum Ben teokrasiye dine, otoriteye, otokrata mensubum Ben parlementer demokrasiye mensubum Goruldugu gibi mensubiyetler sinirsizdir. Sizler de kendi mensubiyetiniz adina corefaithin her bir dalini ve cesitlerini dusunebilirsiniz. Iste ulkemizin demokratikligi laikligi sosyalligi sivilligi vesayetsizligi kuvvetler ayriligi ve akla gelen ancak BIREY TOPLUMUNUN OZGUR BIREY DEVLETI ILE SAGLANABILECEK YUKARIDA SAYILAN HIC BIR SEYE topklumumuz ne bilgi ne algi ne de bilinc olarak sahip degil. Burada aslinda soyle bir ornek verelim. "Gibi" ornegi. Turkiye bir cumhuriyet, demokratik, laik, sosyal, sivil v.s. GIBI AMA DEGIL VE OLMASI DA BU SARTLARDA MUMKUN DEGIL. Cunku ne bir birey bilinci ne de bunun getirdigi bireye has dusunce ve bilgi ne de baska bireylerin kendine has dusunce ve bilgisi ya da dusunce ve bilgiler arasi alis veris, uzlasma, anlasma, anlayis, icsellestirme, kabullenis kisaca TURKIYE COGRAFYASININ TARIHSEL COK SESLI KULTURLU MIRASININ BILINCI VE FARKINDALIGI YOK. Herkes bunu kendi mensubiyeti hakimiyeti ve ustunlugunde guce otoriteye ve iktidara dayanarak toplumu da sadece nicelik olarak algilayarak KENDI INANDIGI SAVUNDUGU VE SAHIPLENDIGI MENSUBIYETI DIGERLERINE HAKIM VE USTUN KILMAK TEK DOGRU OLARAK TA TOPLUMU BU MENSUBIYET TEMELINDE YONLENDIRMEK ISTIYOR. Iste sorun bu "benim mensubiyetim hakli/dogru" bilincalti sorgulanmaz ezberlenmis takintida. Herkesin herkesin mensubiyetini farkini algilanmasi farkinin farkina varmasi ve catismadan mensubiyet dogalligindaki cok sesliligi ve mozayigi birbirini algilayarak icsellestirerek kabullenerek ve birini digerine ustun kilmayarak ve de MENSUBIYETIN BIR USTUNLUK HAKIMIYET DEGIL DE, SADECE HAK VE OZGURLUK OLDUGUNU ALGILASYARAK yasamasi ve liski kurmasi dilegiyle. Ben sadece ana hatlari ile basligi aciklamaya calistim. Gozden kacan aciklanmadigi dusunulen tamamlama adina bir ya da bir kac kavram zincirinin noksan oldugunu dusunen bildirebilir. Ya da deginilen kismi algilama adina yetersiz bulan onemseyen ilgilenen o bolum ile ilgili dusunce ve bilgisini ortaya koyabilir, katki saglayabilir ya da soru sorabilir. Konu ile ilgili Isteyenler baslik ve dile gelenler ile ilgili asagidaki basligi kullanabilirler. http://www.turkish-m...insana-sorular/ __________________ Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
-
Yapılandırılmışlığın Bilişselliği
Yapılandırılmışlığın Bilişselliği Herseyden once neden basligin bu sekilde oldugu da; neden bilisselligin yapilandirilmisligi olmadigini aciklamak gerekir. Birincisi zaten bilisselligin yapilandirilmisligi en buyuk sorun olarak dogal/fenomenalzihniyet sinirliliginda beyinlerin soyutlama ufkunu kapatmis ve zihinsel yetinin serbestligini onlemistir. Ikincisi eger bilisselligin yapilandirilmisligi sanki bir istenen ya da oneri olarak algilanirsa; bu da yapilandirildiginin tatmini dusunulen bilisselligin diger her sey gibi sabitlesmesine dogmalasmasina zamanla cag disi kalmasina inanca ve ideolojiye donusmesine yol acar. Bu tehlike devrimci sorgulama da detayli olareak aciklanmistir. Ayrica bu yapilandirilmisligin sabit kalici mutlak tek yapi ve isleyisinin ayni temel taban ve kokeninin her turlu cozumu analizi de evrensel insan zihniyetinin evrensel semboller x ve y nin cizimsel/sekilsel linear lateral ve yanlama yolu ile aciklanmistir. Diger onemli bir nokta bu baslik evrensel-insan zihniyetinin hedef ...e goresine (zihinsel/davranissal bireysellesmek, evrensellesmek, insansallasmak, bilimsellesmek, bilissellismek ve daimi bilgilenmek ve eski bilgiyi yenisi ile yenilemek) gore aciklanacak o temelde belki de her bir kavrami aciklamasi binlerce soru ve yanit iceren ciltlerce kitap haline getirilebilecek olan bir detay ve aciklikla derinlestiruilebilir. Bu temelde ben, degindigim her konu ve kavramin herhangibir dile geldiginden fazla aciklanmasini okura ve onun sorularina dusunce ve bilgisinin istemine gore yapacagim. Once yapilandirilmisligi kisaca aciklayalim ve bir kac soru ile yanitlayalim. Insanoglu zihninin ufkuna ne giriyorsa, o yapilandirilmistir. Yani YAPILANDIRMAMIS OLAN HENUZ BASKA BIR SEY YOKTUR YA DA YAPILANDIRILMISIN DISINDA KALAN BASKA BIR SEY YOKTUR. Simdi sorulara gecelim. Yapilandirilmis olan nedir? Yapilandirilmis olan fenomendir. Burada fenomenin metafizik ontolojik teolojik ve fizik otesi varliksal temeldeki ideolojik (materyalizm/idealizm/pozitivizm) detayina girmeyecegim. Cunku benim bu baslikta deginmek istedigim konu degil. Yalniz yapilandirilmis fenomenin varliksal tabaninin ne oldugunun tartismasini temeline ve indirgemeci determinist monist/dualist yapisina gore bir acilim istenirse deginebiliriz. Fenomen burada varliksal temeldeki bir felsefe olan fenemenolojinin fenomeni degil; bilimsel taban olan "observable occurance, turkcesi gorungu olandir. Ne/kim fenomeni yapilandirmistir? Kendini de yapilandirmis olan insanoglu fenomeni Ne ile yapilandirmistir? Fizigi zihni ve kavramsal/bilgisel yetisi ile Burada zihni yetiyi kisaca aciklayalim; Basta bu yeti insanoglu vucudu ve beyninin soyutlama ogeleridir. Zihin, zihniyet, zeka, dusunce, akil, hafiza, bilinc, farkindalik olarak adlandirilabilir. Bunlarin ne oldugu ya da biribirinden farki da bu basligin konusu degildir. Butun bu yapilandirilmisliklar mantik ve bilgi de toplanir. Bunun icinde insanoglu fenomeninin gozlem ve algi duyum ve duyusu devreye girer. Kisaca kavramsal bilgi ile yapilandirdigini anlamlamis ve iceriklendirmistir. Simdi burada adi gecen ve konu ile ilgili kavramlari aciklayalim. Mantigin daha once "olabilirlik olasiliginin olmus olmasi ya da olabilecek olmasinin olanagi olarak aciklamistik." Konunun onemi ve daha net algilanabilirligi acisindan bilissel bir mantik tanimi yapacagiz. Mantik-soyut yetiyi yani soyutlama ogelerini somut algiya baglamaktir. Burada somut algi onemlidir. Herseyden once bir alginin duyu ya da duyum olarak negatif olamayacagini negativitenin sadece alginin dilbilgisi ifadesinde gecerli oldugunu belirtelim. Burada alginin somutlugu onu pozitif yapar. Peki, bu somut algi nasil saglanir. Birincisi dogrulama, yani duyum yolu ile Ikincisi gozlem temelli duyu yolu ile. Iste burada mantik temelinde soyut yetinin algisini gecerli kilan baglanan somut algi temelinde; yine soyut yetinin algisini gecersiz kilan baglanan somut algi temelindedir. Iste burada soyut yetinin gecerliligi ya da gecersizligi yukaridabelirtilen dogrulama (duyum ile) ya da gozlem (bes duyu ile) kurulan baglantidir. Simdi bu somut algi dogrulama ve gozlemini detaylandiralim. Eger soyut yetinin algisinin gecerliligi somut algi dogrulamasina dayaniyorsa, bu IDEOLOJIK ETIK INANCSAL METAFIZIK, TEOLOJIK, VE FIZIK OTESI TEMELINDEDIR. Yani ortada gozlem temelli duyu ilk elde yoktur. Iste burada gozlem temelli indirekt bir duyum vardir. Bu da insanoglu dusunce ve davranisina verilen gozlemsel algi, ya da ideolojik inancsal soyut yeti degerinin, yasama iliskiye duzen sistem kurum kurulus yaptirim ve yonlendirim olarak yansitilmasidir. Buradaki sorun GERCEGIN NE OLDUGUNUN IDEOLOJIK ETIK INANCSAL v.s. yapilandirilmisliginin dogrulama sorunudur. Yani ideolojik inancsal olarak gercegin gozlemini alan icin dogrulanmis, alamayan icin dogrulanmamistir. Mesela demokrasi. Diger onemli bir konuda dogrulayan sadece kendine kendi ideolojik inancsal degerleri ile dogruladigi gibi, bu dogrulama IKINCI GOZLEM TEMELLI OLMADIGINDAN YANI BES DUYUYA DAYANMADIGINDAN yanlislanamaz. Her dogrulayan kendi dogruladigini savunurken, digerininkinin de yanlis oldugunu ispatacalisiir ki bu mantiksal bir bosa caba harcamadir. Cunku ortada GOZLEME DAYANAN BIR SOMUT ALGI YOKTUR. Yine mantiga yani soyut yetiyi somut algiyabaglamaya gelirsek; buradaki BILIMSEL BAGLAMA GOZLEM ILE OLAN BAGLAMADIR. Iste ayni sekilde soyut yetinin algisinin gozleme baglanan gecerliligi olgu olurken, soyut yetinin algisinin gozlem ile yanlislanan durumu da onu olgu olarak gecersiz kilar. Burada indirgemeci determinist monist ya da dualist; dilimizin kulaga/sese hitabeden TEK YANITLARINI burada vermek mumkun olmaz. Cunku insanoglu uclu bir birlikteliktir. Fenemenonumeno kavramsal ve biyososyo psikolojik. O yuzden "su, indirgemeci ve determinist olarak monist temelde sadece soyuttur/ozdur/ozeldir/ozneldir ya da somuttur/gorunustur/geneldir/nesneldir. Maddedir/dusuncedir/kavramdir" gibi sadece birini ortaya koyan bir kesinlestirme ya da ozdeslestirme yapamayiz. Cunku YAPILANDIRAN INSANOGLUNDA TUM BU OZELLIKLER OGELER YETILER BIRLIKTE MEVCUTTUR VE BIRIBIRINI TAMAMLAR. Kisaca yapilandirilmisligin bilisselligi, yani ne oldugunun bilincinin idraki kavranmasi algilanmasi budur. Dedigim gibi baslik icerdikleri kavramlar ile cok yogundur her biri ile ilgili binlerce soru/cevap verilebilir ve ciltlerce kitap yazilabilir. Ben sadece ana hatlari ile basligi aciklamaya calistim. Gozden kacan aciklanmadigi dusunulen tamamlama adina bir ya da bir kac kavram zincirinin noksan oldugunu dusunen bildirebilir. Ya da deginilen kismi algilama adina yetersiz bulan onemseyen ilgilenen o bolum ile ilgili dusunce ve bilgisini ortaya koyabilir, katki saglayabilir ya da soru sorabilir. Konu ile ilgili Isteyenler baslik ve dile gelenler ile ilgili asagidaki basligi kullanabilirler. http://www.turkish-media.com/forum/topic/292892-evrensel-insana-sorular/ __________________ Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
-
Teori Kanıtlanırsa Kanun Olur
Bir teorik bilgi test edilir kanitlanir ve gozlem verirse; olgu olur. Taki yeni bir gozlem ile yanlislanana kadar, Daha once boyle kimler dusunuyordu ki, belki teori yerine inanc ya da ideolojiyi koysan; bugun hasla boyle dusunen insanlar oldugunu gorursun. Cunku kanunu kendi inanci ya da ideolojisine gore uyarlasr tabiki kendi cikari temelinde. Teori ile bilimsel tabani olandir.
-
Adalet Mulkun Temelidir
Bu arada her soylenene "evet" demek biat kulturudur. Bunca biat kulturune karsi cikan yazilarim varken sizin bu dusuncenizi sadece duygusalliginiza veriyorum. Konu orta yol ya da su yol bu yol degildir. Kullanilan her turlu cumle ve kelimeye yuklenern anlam ve iceriktir. Bu da ...e gore temelindedir. Ben insanoglu adina ve onlarin her turlu varligi hak ve ozgurlugu adina anlam yuklerim, siz T.C. MILLIdevletinin milli politikasi adina anlam ve icerik yuklersiniz. Ustelik ben mulk kavramina oldugu gibi asnlam ve icerik yuklerken, siz milli politik temelde devlet ya da ulke anlami yukluyorsunuz. Iste politik olarak bir cumleyi politikaya uydurmak budur ve de mulk kelimesinin kendi karsiligini vermedigiunden "mulk burda devlet olarak kullanilmis olmali" demek te niyet okumaktir. Yni olani degil; olanin arkasinda sizce olani dile getirmek. Neyse uzattiysam ozur dilerim. Ben buraa sadece dusunce ve bilgi paylasiyorum ve kimse ile atisma ya da yazdiklarimi ona kabul ettirme gibi bir amacim hic olmadi olamaz da zaten. Cunku bir kisinin baska bir kisiyi ikna etmesi ve ona evet dedirtmeye ugrasmasxi "biat kulturudur". Eger sitedeki yazi ve basliklarim bakafrsaniz bu kulture ne kadar ters oldugumu algilarsiniz. Size sadece bir baslik ornegi verecegim. Okursaniz o zaman belki su cumlenizi " Herhalde "sizin her dediğinize evet "demek" bir daha sarfetmezsiniz. Ustelik ben kimsenin benim yazdigimi oldugu gibi kabul etmesine de karsiyim. Sonucta herkesin kendi beyni ve duzeyi var. Istedigini kabul eder istedigini etmez. Sizin burda algilatyamadiginiz bir noktada, BURADA YAPILANIN KABUL YA DA RED DEGIL; ADI GECEN CUMLENIN SORGULANMASI VE BU SORGULAMADA BIR TARAF OLUNMAMASIDIR. Biat kulturu ile ilgili link; http://www.turkish-media.com/forum/blog/1121/entry-7048-akp-ve-biat-eden-gencliksorgulayan-yaratici-ve-cagdas-genclik/
-
Adalet Mulkun Temelidir
Soru cok basit. Neden "Adalet devletin temelidir" denmemis? Mulk kelimesinin de daha once ne anlama geldigini soylemistim. Etken edilgen catidan da bahsetmistim. Bu sozu Ataturk kullanmadi mi? Konuyu baska taraflara cekmenin bir anlami yokm. Ben size yukarida koyulastirdigim kisimi soylediginizi de soylemedim. Oyuzden butun bu kirmizi renklendirilen kisimi sizin duygusalliginiza veriyorum. Iddia eden ben degilim hem sizsiniz hem de verdigim alintida mulkun devlet anlamina geldigi ile ilgili bir aciklama yok. O yuzden niyet okuma dedim. Son kez tekrarliyorum. Burada ADALET INSAN YERINE KONMAYAN VATANDASIN HER TURLU YASAM VE GUVENCESINI MULK TEMELKINDE DEVLETE bagislamistir. Vatandasin kendi yasami da fikri de yoktur. Sadece devletinin ulkesinin bir emir eridir ve kendi caninin hic bir onemi yoktur. Bence daha fazla uzatmayalim cunku yazismada ortak bir noktamiz yok. Acikca osmanlica olarak ner oldugunu aciklamis oldugum mulk kelimesinde devlet kavrami gecmedigi halde, sizin boyl bir anlam yuklemeniz zaten her seyi acikliyor. Mulk, malik olmak=sahip olmak Etken-sahip olan kim/ne? Neye kime sahip oluyor? Edilgen-Uzerine sahip olunan kim/ne; nesine kimine sahip olunuyor? Bu sorulara "Adalet MULKUN (devletin degil-sahipo olanin) temelidir" cumlesinden bir yanit verebiliyorsaniz, buyrun. Diger soru da aslinda cok basitti. Devlet kelimesi mevcutken neden mulk kullanilmis? Bir de yesile boyanlis kismi aciklarsaniz, nasil bir mantik yuruttugunuz de ortaya cikacak. Neymis mulkun "daha genis kapsami" ayrica buradaki "genislik" ne anlamda kullanildi? Devlet yerine ulkeyi de ekleyebilirsiniz, dediginiz buysa bu bir degisiklik arz etmez. Vatandas zaten HEM DEVLETIN HEM DE VATANININ MULKUDUR.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Yaalniz burada gelecek nesillerin ve gelecek insanligin dincligi adina; egitim/ogretim ve yetistirimin temeli cagdas bilimsel bilissel ve cocuklarin her turlu seyi dusunebilecegi temelde kritik/analitik olmalidir. Hatta yapilandirmaci egitim de; ayni cocugu bir konu kavram hakkindaki hem yarari hem zarari hem leyhte hem aleyhte nedenleri sorulur ki; cocuk tek tarafli tek duze ve inancli ezberci biatci yetismek yerine; sorgulayici ogrenici bilgilenici ve arastirmali yetissin. Bu yuzden egitim de hem gruplasma olarak hem de kisisel temelde zitligin beyin jimnastigi cok onemlidir. Mesela bir cocuk kendince "dini uygulamanin hem yararlarini hem de zararlarini siralayabilmelidir. Iki gruptan biri tanriyi savunurken digeri karsi cikabilmeli ve aralarinda dusunce ve bilgi jimnastigi yapabilmelidir. Bu her bir degerin biri birini icsellewstirmesini herkesi oldugu gibi kabul etmeyi ve farklarin bir arada farklari ile birlikte yasayabilmesini hemde hic bir inanc ve ideolojinin sorgusuz sualsiz kabul edilmemneini getirir. Haatta gruplar oyle ayarlanir ki, inanclilar inancsizligi savunur, inancsizlar da inancliligi; Iste gunumuzun cagimizin bilgi toplumu ve bilgi v e dusuncenin her yonu ile tartisilabilmesinin ve de bunun bilimsel temelde yapilabilmesinin temeli ozgur devlet ve birey olmaktan gecer. Boylece beyinler ezbere degil; sorgulamaya alisir. Iste yeni nesil boyle yetismeli ve yetistirilmelidir.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Ateist olunacaksa toplumsal degil, bireysel olmak gerekir. Yani kisi sadece kendi gorusunu kendi adina aciklar. Ideolojik teolojik degil; humanist ateist olmak gerekir. Cunku digeri bireyci akilcilik ile insanogluna kendi cikari adina her turlu zarari verir. Ayrica onemli olmak ateist olmak degil; ateizmi uygulamaktir. Yani ne bir dini uygulamayi ne de her turlu tanriyi yasam ve iliskiye sokmamak ve sadece birer kavram olarak degerlendirmek. Bu arazda hak ve ozgurlukcu olarak inanclinin kisisel uygulamalarina da saygi duymasi gerekir. Tartismayi da sadece dusunsel duzeyde ve karsi tarafa satasarak onu tahrik ederek degil. Ateist olmak bilinc isidir. Her dine kizan antidindar olan ve gununu dine satasmakla geciren ateist degil; antiteisttir. Tanri ile ilgili her bir bilgi konu ve kavram sadece bireyseldir sadece kisiyi ilgilendirir. Hak ve ozgurluk te karsiliklidir, inan cli inancliya inancsiz inancsiza. O onun camisine namazina karismaz, o onu camiye namaza zorlamaz. http://www.turkish-media.com/forum/topic/298724-teolojik-ve-ideolojik-ateizm-farki/ http://www.turkish-media.com/forum/topic/298682-ateizmin-iki-farkli-temeli-materyalizm-ve-humanizm/ http://www.turkish-media.com/forum/topic/321606-idealist-ateizm/ http://www.turkish-media.com/forum/topic/321607-dini-temeli-olan-ateizm/ Sec begen kendine uygununu al.
-
Adalet Mulkun Temelidir
Ben yazacaklarimi yazdim gereken alintilari da verdim. Siz politik olarak mulkun dev lete esit oldugunu dusunebilir ve soyliyebilirsiniz. Nitekim yazdiklarima zaten yanit vermemissiniz. O yuzden onemli degil. T.C. mulkun ne anlama geldigi tarihi ile ortada. Adaletin de neyin temeli oldugu. Etken edilgen cati farkini da algilayamamissiniz. Sadece kendi inandiginizi tekrar etmissiniz. Dolayisi ile yazisacak bir durum kalmadi. Cunku yazdiklarima hic bir yanitiniz yok, sadece kendinizi tekrarinizin yapilmasindan baska. Mulkun ne oldugu 9. mesajda yaziyor. Ayrica siz niyet okuyorsunuz. "Adalet DEVLETIN/ULKENIN temeli" demiyor. Sirf bunu dusunun yeter. Neden devlet/ulke kelimeleri varken mulk kullasnilmis? Bir seyde niyet okursaniz o politika olur, onemli olan bir seyi yazildigi gibi okumak ve oyle algilamaktir. Yoksa mulk kelimesinin ne oldugu bellidir ve bu tanimda ne devlet ne de ulke vardir, bu sadece politik tarafli oikumadan baska bir sey degildir. O yuzden farkli algilasrin ayni ortak noktada bulusamamasi halinde de tartismanin/yazismanin bir anlami yoktur.. Yine de katiliminiz icin tesekkurler.
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Hayir kisi buna mudahele ederek beynindeki zihniyeti degistirebilir. Çünkü insanoğlunun ilk gözlemlediği güçtü. Zihnindeki bilgi bu güç temelli gelişti. Diyalektik olarak ta olgunlaşmakta. Guc degildi, ona guc kavrami verdi ve bunu olumsuz yani hakimiyet ustunluk v.s. olarak algiladi ve kullandi Asil guc bilgidir. Biat ettirdigi surece dogallik kisvesi ile uyuttugu surece, caresiz biraktigi surece, yasamini elinden aldigi surece, yasam sonrasini ve her turlu degeri yasamdan daha degerli kildigi surece v.s. kisaca insanoglunu cikar temelinde kandirabildigi savastirabildigi ve kullanabildigi surece. Koministlere bir sor bakalim, mukun mu? Tabi ki bilimsel degil. Sorun somuru degil; somurunun politik duygu ve vicdan somurusu olarak kabul ettirilmis olmasi. Bende yeterki zihinsel devrimini yaspsin, sorunun farkina varsin. Yol gostermek baska, tum resmi ortaya koymak baska. Qua tum resmi ortaya koyuyor. Resmin icinde herkes kendi penceresini bulup cikarsin diye. Taktin quaya Qua kendi basina mumkun degil. Evrensel insan zihniyetinin sadece bir yonu. Kotu iyi goreceli ve degiskendir.. Buradaki olcut tum insanogluna olan yarari ve bilimsel olup olmadigi ve de gozlemi olup olmadigidir. Ilgisi yok. Materyalizmin temeli metafizik/varlik bilimin temeli bilgi epistemoloji. Burada onemli olan sucu insanoglu fiziginde aramamak zihniyetinde aramaktir. Burada yanlis olan bunu savunmayanlar uzerinde kurulan guc ve otorite baskisi. Oyle oldugu sanilir cunku oradaki ideoloji kendi inancsal cikarini ortaya atmistir. Tum insanlik icin degildir, zaten de olamaz. Mesela fasizm hangi ihtiyaca cevap vermis? Insanoglu ilerledikce insanlik geri gitmektedir burda bir ters isleyis vardir. Sebebi de gayet aci, cunku zihniyet insanligin zihniyeti degildir. Bilimselligin ogelerini ideolojiler degil; axiomlar, postulatlar, belgitler, maximler ve teoriler tezler antitezler barindirir. Bu da uc cesit bilimsel bilgidir.
-
Adalet Mulkun Temelidir
Beni ulke ya da devlet degil; miulk kokeninin malik olmak sahip olmak anlami ilgilendiriyor. Yoksa "Adalet ulkkenin/devletin temelidir" demek zor degildi. NEDEN FARKLI KOKU OLAN MULK KAVRAMI KULLANILMIS. Cunku mulkun hakimi olur sahibi olur. Ilk yaziyi, turk milliyetciligi milli politik temelde degilde, mulkun gercek anlami baglaminda okursaniz; nasil bir kavramin farkli anlanmlar olarak kullanildigini gorursunuz. Ottoman » Turkish Mulk Mal. Yer. Bina. * Hüküm ile bir şeyin zabt ve tasarrufu. * İzzet, azamet, şevket. * Bir şeyin dış yüzü. * İnsanın sahip ve malik olduğu şey. * Akıl sahiplerini tasarruf etmek. * Mâlik olmak.(Her şeyin bir mülk, diğeri melekut, yâni bir dış, diğeri iç olmak üzere iki ciheti vardır. Mülk ciheti bazı şeylerde güzeldir, bazı şeylerde de çirkin görünür; âyinenin arka yüzü gibi. Melekut ciheti ise, her şeyde güzeldir ve şeffaftır. Ayinenin dış yüzü gibi. Öyle ise; çirkin görünen şeyin yaradılışı, çirkin değildir, güzeldir. Ve aynı zamanda o gibi çirkinlerin yaradılışı, mehasini ikmâl içindir. Öyle ise, çirkinin de bir nevi güzelliği vardır. Binaenaleyh, bu hususta ehl-i İ'tizalin "Çirkin şeylerin halkı Allah'a âid değildir" dedikleri safsataya mahal kalmadı. İ.İ.) (Bak: Melekut) Beni kelienin kendi anlami ilgilendiriyor, niyet okuma degil. Bak burda ne dev let var ne de ulke. Bu sadece milli politik olarak cikar temelli uydurulmus yaskistirma. Yoksa cok basit "Adalet devletin/ulkenin temelidir" derdi? bence bir dusun neden dememis. Gordugun gibi konu Allah'a kadar dayaniyor.
-
Adalet Mulkun Temelidir
Kimin icin? etken ve edilgen catiyi karistiriyorsunuz. Adaleti saglamak baska, adaletin kimin icin oldugu baska" Milli politik bir anlam yukluyorum. Yani devlet vatan TOPLUMDAN HALKTAN ONCE GELIYOR. Bas yaziyi bir dahas okuyun. Benim cumleye bakis temelim insanoglu toplum ve farkli halklar, adalet bunlar icin var. Bakin, "Adaleti toplumun ve farkli halklarinin hic bir ayrim yapmaksizin her turlu hakve ozgurlugunu devlet saglar" cumlesine bir itirazim olmaz. Cunku ADALETI SAGLAYANDA UZERINE ADALET SAGLANAN DA ORTADADIR. "Adalet mulkun temelidir. Cok acik TOPLUMU VATANDASI VE FARKLI HALKLARINI VATANIN DEVLETIN MULKU YAPMAKTADIR. Bunun icin genclige hitabeye ve anda bakabilirsin. Cunmku birey bilinci yok, VATANDAS SADECE DEVLETE HIZMET ICIN VAR, YANI ONUN MULKU. Bunun boyle oldugunu algilamak icin T.C.tarihine bakmak yeterli. O soylem, sadece vatan devlet temelinde toplumu onlara mulk yapmaktir.
-
Adalet Mulkun Temelidir
TDK'da cikmaz degil, site cikmiyor. Zira diktator durmadan kelimelerin anlamini degistiriyor. Mülk=Ülke ; devletin hüküm sürdüğü ülke tam anlamı Linkini verir misin? Ayrica unutma bu tanim tamamen milli devlet temelli politik bir tanim. Bu ülkede kim hüküm sürer ? Devlet değil mi? Devleti kimler oluşturur ya da devlet kimler için var ? İnsanlar için değil mi? Devlet içinde vatandaşları olan bir ülke üzerinde hüküm sürer .Dolayısıyla bu ülke vatandaşlarımıza ve devletimize aittir. Bu ülkeyi devlet , adalet temelli yönetmelidir. Neden o zaman "Adalet devletin temelidir." denmemis? Haktan, hukuktan ,doğruluktan ayrılmama ,hak ve hukuku koruma gözetme. Ayrıca adalet te arapça kökenli bir sözcüktür. Kimin hak ve hukukunu gozetme, devletin mi vatandasin mi? Şimdi gerçek anlamları yerli yerine konduğunda sözümüzün anlamı ne oluyor:? Bir devlet hüküm sürdüğü ülkede hak ve hukuku koruyarak, gözeterek ve doğruluktan ayrılmayarak hüküm sürmek zorundadır. Kimin ustunde bu hukmu surecek? Sen hukum surecek olan ile uzerinde hukum surulecek olani karistiriyorsun? "Adalet mulkun temelidir" cumlesinde toplum nerde? Neden cunku "Adalet mulkun temelki oldugu icin. Yani INSANOGLUNA YONELIK OLMADIGI ICIN. Kafanıza göre sözcüklere anlam yükleyemezsiniz. "Ben yükledim oldu " böyle bir şey yok. Onu geçin bir kere. Sizde ideolojik politik anlamlar yukleyemezsiniz. Bu cumle milli devlet temelli vatandasi devletin mali yapan bir cumledir. Zaten bu genclige hitabede de var. Hayir, adalet sadece insanogluna aittir. Insanoglu uzerindeki adaleti kimin neyin saglayacagi farkli konudur. Her devlet milli devlet mi, ozgur birey devletlerinde adalet kimi/neyi koruyor, devleti mi? Sizde etken ve edilgen catiyi bir birine karistiriyorsunuz. Soryu adaleti kimin/neyin saglayacagi degil; adaletin kimin neyin icin saglanacagi. Adalet mülkün temelidir sözünün lafzı yorumu: "Adalet devletin yönettiği ülkede temel ilke olmalıdır" Yani sözün tam anlamı Ruhuyla yorumu ise : "Adalet gücün ve iktidarın ,sermayenin varolması ve hüküm sürmesi için vardır" Tabi bugünkü koşullar içinde Soru cok basit, bu cumle de insanoglu toplum halk vatandas nerde? Bulamazsin cunku yok, yani DEVLETIN MULKU?. "Varligim turk varligina armagan olsun" neden nerde bur da adalet? Benim bireysel hak ve ozgurluklerim nerde?
-
Adalet Mulkun Temelidir
Bir kavramin iki anlami vardir, biri politik cikar ve kandirmaca digeri ise felsefi insani ve sofrunu ortaya koyan. Ben mulkun devlet oldugu anlamini hic bir yerde gormedim. Bana alinti yapiniz ve gosteriniz. Hayir ben aksine mulku insanoglunun kendisi olarak an lamlandiriyorum. Dolayisiyle devlet insanoglunun temelidir algisindan devletin insanoglunu mulk yerine koydugunu soyluyorum. ADALET KIME Lazim. Insanogluna degil mi? Diger anlam zaten sizin dediginiz mal yani; inasanoglunun sahip oldugu meta. Buradaki mulk hangisi meta mi insanoglu mu? Ya da devlet nasil mulk oluyor? Bunun bana alintisini veriniz. Cunku bu anlam sizin cikariminiz Bak burda da ulkke denmis; Adalet Mülkün Temelidir Cümlesindeki Mülk Nedir? ÜLKE Anadolu Ajansı (AA Bu arada TDK cikmiyor. O yuzden onemli olan o kelimenin ne oldugudur ne yerine kullanildigi degil. Sizin dediginiz gibi olsa; "Adalet devletin temelidir" denirdi. Neden denmemis. Ayrica hangi devletin; vesayetci devletin mi? Malik olmaktan gelen bir kok. Kole devrinde kole sahibinin mulku degil miydi? Kole sahibi kolesine malik degil miydi? Malik olmak ta=sahip olmak Simdi cumlemize bir daha bakalim "Adalet sahip olmanin temelidir" Kim neye/kime sahip oluyor. Vatani icin canini veren vatandasina degil mi? Yani insanogluna degil mi? Halbuki adalet ne demek? hak 17 Herkesin hakkını tanıma; karşılıklı zıt yararlar arasında hakka uygun olan eşitlik ve denge Hak sahip olmanin temelidir? Neye sahip olmanin?
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Devlet kimleren olusur? Insanoglundan degil mi? Dolayisi ile adalet neyin temeli oluyor? Devleti olusturanlarin yani insanoglu degil mi? Bakin bu knunun felsefi ve mantiki basligi burda http://www.turkish-media.com/forum/topic/295680-adalet-mulkun-temelidir/?hl=%2Badalet+%2Bmulkun+%2Btemelidir Isterseniz konu ve kavrama ordan devam edebiliriz. Kisaca devlet eger adaleti saglayak ise, devleti de insanoglu olusturduguna gore; adaleti insanoglu insanoglu icin saglar. Yukaridaki baslikta bu detayli aciklaniyor. Bakin tanim burda; İnsanın sahip ve malik olduğu şey 28 Hüküm ile bir şeyin zabt ve tasarrufu Yukaridaki baslikta mulku ilgilendiren diger kavramlarda degerlendiriliyor. Insanoglunu cezalandiran hapse atan hatta olduren v.s. devletin kurumlarinda calisan insanoglu degil mi? Burada hapse atilan ya da cezalandirilan insanoglu mulk olmuyor mu? Devlet neyin adaletini sagliyor, insanoglunu yargilarken. Insanoglunu hangi kavram altinda yargiliyoir? Adalet kimin/neyin icin var?