evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
GÜNAYDIN
Ben, doguda cizre-nusaybin yolunda kardan mahsur kalan ve tam 27 saat donmaya karsi koymaya calisan, su icin kar yiyen ve acliktan kirilma noktasina gelen ve son durum itibariyle biri bebek digeri yetiskin iki kisinin yasaminin yitirilmesine yol acan insanlik ve vicdan dramina 27 saat kayitsiz kalan diktator devletini bu sabahin ilk haberi olarak ogrendigimde, kendim ulkem toplumum dunya ve insanlik adina kahroldum. O yuzden gun "aydin" degil, "karanlik" basladi.
-
Bilginin, Matematiksel / Mantıksal Kritiği ve Analizi
Yukaridaki mantiklar icin, asagidaki linke bakabilirsiniz. http://www.turkish-media.com/forum/topic/290369-netice-mana-cikarma-cikarsama-mantigi-sorgulamasi/
-
Mustafa Balbay' ın özgürlüğü Ne Anlama Geliyor?
Bence hala ozgur birey devleti olma ve her bir bireyinin sosyo-etik farkinin devlet olarak hak ve ozgurlugunu tanima ve koruma sansi T.C. devletinin var. Yeterki sosyo-etigin politik bir cikar konusu degil de, bir hak ve ozgurluk oldugu algilansin. Ozgur devlet ayni zamanda iktidarin gudumundae olmayan devlet demektir. Yani parti devleti ve hukumeti degildir.
-
İnsan Hakları'nın Neler Olduğunun, İnsanoğlu Farkında / Bilincinde mi?
Kusura bakmayin, yanlis algilandi isem ozur dilerim. Ben sadece o bolgenin genel dusunce ve davranis yapisi hakkinda sizden bilgi almak istemistim. Demekki on bilgi beni doyurmadi. Bana gelince, konu ile ilgili her turlu kavramsal baslik ve mesajlarim mevcut.
-
Bilginin, Matematiksel / Mantıksal Kritiği ve Analizi
Bunu tam olarak aciklamadan once, analojik ve ...e gore temelinde mana ve anlam cikarma masntigina bagli olarak, evrensel-insan zihniyeti herseyin tek algilanabilir temeli olan bilginin, baslik temelindeki detayli aciklamasini sunmaya calisacagim. Bilgi kavrami olarak elimizdeki en genis ozdeslik/esitlik Bilgi=Kavramsal harekettir. Burada basta hareketin kavramsalligi ile kavramin hareketselligi ters bir mantik ile ic icedir. Genelde her bir ikilem de isim ile onu niteleyen sifat ic ice ve ickin olarak yer degistirirken, anlam/mana da degisir. Mesela kavramsal harekette, hareketi niteleyen kavram iken, hareketsel kavram da, kavrami niteleyen harekettir. Iste yukasridaki esitligi daha detaylandirmak ve algilamak adina, hareketi ve kavrami ortaya koyan insanoglunu hatirlamamiz gerekir. Yine ayni sekilde insanoglunun fenomenonumenal ve numenofenomenal hareketini de hatirlamak gerekir. Bunun yaninda kavram ve harekete anlam ve icerik veren, algi ve gozlemi de unutmamak gerekir. Boylece bilgi=insanoglu, fenomen, numen, kavram, hareket, algi ve gozlem olarak 7'li temelde ortaya cikar. Iste bu temelde Bilgi=gozlemsel alginin/algisal gozlemin; kavramsal hareketi/hareketsel/kavrami temelinde bir esitlige ulasir. Tabi ki bilginin, fenomen, numen ve insanoglu ile olan bagini unutmamak kaydi ile. Yukarida ikilemlerdeki ickinlikten bahsetmis ve sifatin ismi nitelediginden ve isim ile sifatin yer degisiminden ve de bu degisimin getirdigi mana ve anlam farkindan bahsetmistik. Simdi bunu biraz daha detaylandiralim. Gozlemsel algi-alginin gozlem ile nitelenmesi Algisal gozlem-gozlemin algi ile nitelenmesidir. Iste bu ikilemdeki ickinlik, BILGININ IC VE DIS BILGI OLARAK FARKLILASMASINI GETIRIR. Buradaki "ic" kullanimi, kisinin kendine aldigi bilgi iken; "dis" kullanimi da kisinin disari verdigi bilgidir. Yani kisi gozlemsel algi ile KENDI KENDINE BILGI VERIRKEN, algisal gozlem ile DISARIYA BILGI VERIR. Cunku, gozlemsel algi, kisinin kendi adina kendine yaptigi iken, algisal gozlem, kisinin algiladigini davranis olarak gozleme yani disa sunmasidir. Iste bilimsellik ve bilissellik burada kendini gosterir. Bu ickin ikilemin kisi tarafindan kontrolu ve GOREV DEGISIMI ANCAK BILISSELLIK ILE MUMKUNDUR. Bu su demektir, genelde bilissel olmadan yapilan her turlu bilgi alimi ve sunumu, ideolojik inancsal temelde; etik, metafizik ve estetik temeldedir. Daha once kavram temelinde bilginin cesitlerini, fiziksel, sosyal ve matematiksel/mantiksal olarak ortaya koymustuk. Simdi de buna hareket temelinde, olgu, gercek ve dogru cesitlerini ekleyecegiz. Iste buradaki bilimsellik, bilindigi gibi; olgusal gecerlilik temelindeki bilgi cesitleridir. Akilciligin temeli ise, gerceksel ve dogrusal temelli bilgi cesitleridir. Basta bilissellik, bu iki felsefi ve bilimsel farki algilayacak bilinc ve farkindalikta olmalidir. Peki soralim, kavramsal hareket temelinde, algisal gozlem mi, yoksa gozlemsel algi mi bilimseldir? Bunun algilanmasi BILISSEL TEMELDE BILIMSELLIK ILE FELSEFILIK FARKININ ALGILANMASIDIR. Eger algi on planda ise, beyinde otomatikman yerlesmis ALGIYA YON VERECEK CORE FAITHLER, DOGMALAR VE SORGULANMAZLAR mevcuttyur. Iste bu temeldeki yapilandirilmis bir alginin gozlemi ne bilimsel, ne serbest, ne sinirsiz ne de teslimiyet disidir. Yani ortada ideolojik inancsal temelde bir sahiplik ve sabitlik taraf soz konusudur. Felsefi temelde, metafizik, etik ve estetik. Demekki bilimsellik, bilissel olarak; GOZLEMSEL ALGIDIR. Cunku alginin on yargisi devrede degildir ve gozlem tum sinirlardan arinmis olarak gozlem yapmakta ve burdan OLAN ALGIYA DEGIL, YENI BIR ALGIYA VARMAKTADIR. Iste ayni temel, KISININ KENDI KENDINE VERFDIGI BILGI TEMELIDIR. Yani gozlemsel algi. Yalniz hatirlarsak, "ifade iliski midir/celiski midir" basliginda; gozlem ile algi arasindaki ters oranti burada da sorundur. Yani bilissel olmayan beyinler, otomatikman disariya algisal gozlemini sunacaktir. Bu sunumun kisinin kendi gozlemsel algi bilgisini ne kadar yansitip yansitmadigi farkli bir yazisma konusudur. Iste buradaki bilissellik, ALINAN BILGININ AYNEN GOZLEMSEL ALGI TEMELINDE DISARI VERILEBILMESIDIR. Cunku bilimsel olarak bilissellik bilir ki, gozlemsel algi algi sartlanmisligindan ve yapilandirilmisligindan bagimsiz hareket edebilirken, algisal gozlem; algi sartlanmisliginin ve yapilandirilmisliginin temelinde gozlem sunmaktadir. Yani buradaki gozlem YALIN DEGILDIR, SUBJEKTIFTIR. Yani kisinin algi sartlanmisliginin temelinde ve bagimliligi altindadir. Iste kisilerin dogma olarak ideoloji ve inanclarina dogrui ve gercek olarak sahiplenmesi ve savunusu da, buradan kaynaklanir. Kisaca fenomenonumenal ile numenofenomenal farkjini da ortaya koyalim. Buradaki fark nitelik ve niteleme farkidir. Hangisi hangisini niteler? Iste buradaki niteleme de bilimsel olan, fenomenonumenal iken, bilissel olan numenofenomenaldir. Yalniz algi temelli gozlem ve bilgi de ise, bu tamamen birbirinden kopuk, temelde; ideolojik inancsal determinizm indirgemeci ve monist bir sahiplenme ve savunu icerir. Yani fenomen ile numenin ikili birlikteligi algisi yoktur, ya biri ya digeri algii ve hatta ikisiu de degil, kavram algisi mevcuttur. Insanoglu her turlu turetilmis bilgiyi, kavramsal hareket/hareketsel kavram olarak ogerenir, kullanir v.s. ayni sekilde kendi de turetir ve boylece yeni algisal temelde ideolojiler inanclar gercek ve dogru kaynakli olarak ortaya cikasrken, gozlem temelinde de bilissel olarak teoriler ve olgular ortaya cikar. Yalniz cagimiz artik, dogal/fenomenbal zihniyet temelinde hemen hemen algisal temelde ideoloji v e inanc temelli dogru ve gercek turetiminin sonuna gelmistir. Cunku insanoglu bu temelli bilgisi hem kapasitesini hem de miladini doldurmustur. Iste o yuzden cagimiz ve toplumumuz bilgi temellidir. Bu da ancak sartlandirilmis algi ile degil, yalin gozlem ile mumkundur. BU DA YENI ALGI UFUKU DEMEKTIR. Bu ufuk ta yeni kavramsal ufuklari ve hareketleri dogurur. Yoksa artik akilci ve algisal bilgi tikanmistir, butun yaptigi kendi tikanmisligini savunma, baska tikanmisliklara da karsi gelme temelindedir. Tek amac, "benim algimin dile getirdigi dogru ve gercektir" ikna inadi ve kisir dongusudur. Bu da guc ve otoriter temelli bireyci akilciligin mesru ve mubah kildigi ve dogal kalici v.s. olarak kabul ettirmeye calistigi teslimiyetten baska bir sey degildir. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
-
Mustafa Balbay' ın özgürlüğü Ne Anlama Geliyor?
Tamam da eger sen onun kurd varliginin hak ve ozgurlugunu tanimazsan, baska da bir secenek birakmiyorsun. Buradaki "sen" sahsina yonelik degil, bir yazi dili ve uslubudur.
-
İnsan Hakları'nın Neler Olduğunun, İnsanoğlu Farkında / Bilincinde mi?
Bilgiler icin tesekkurler. Yalniz madem bu kadar turkluklerine duskunler, diktatorun kurdculuk politikasindan rahatsiz olmuyorlar mi? Ya da iceri atilan Ataturkcu, ulusalci, milliyetci asker ve aydinlardan, rahatsiz olmuyorlar mi?
-
Davranışsal Bilgi, Düşünsel Olarak; Genetik / Doğal / Kalıcı Değildir
Bilindigi gibi, bilimsel / bilissel bilginin, olgusal gecerliligi gozlemsel yanlislanabilene kadardir. Buradan her turlu bilginin, insanoglu urunu oldugu ve belirleyici yonunun zihinsel oldugu ve de gozleminin de saglayici oldugu temeldedir. Bugun insanoglu kendini ve de kendine gozlem veren her bir fenomeni gozlerken, gozlemini FENOMENIN YANSITTIGI TEMEL UZERINDE YAPMAKTA ve fenomene yonelik her hangi bir varliksal kesinlik ilklik teklik ve akilcilik ortaya koymamaktadir. Insanoglu turu birinin dogan birinin gozlem veren davranislari ve bunlarin insanoglu temelinde ve eliyle kavramsal bilgiye donusmuslugu vardir. Bu insanoglu dogan birini daha da genisletir ve tum biyolojik yapi iceren canlilara tasirsak; bu canlilarin kendilerine ozgu fakat ne oldugunu bilmedikleri davranislari vardir. Bunlara genelde "yasam yetisi" diyoruz. Iste yazinin basligi, bu yasam yetisi olan ve gozlem veren ve davrananin bilmeden ogrenmeden yaptigi davranislarinin, DUSUNSEL OLARAK GENETIK/DOGAL/KALICI olmadigini soylemektedir. Ornekleyelim. Canlilarin bilinen ve gozlem veren yasam yetisi davranislari; Yasama, Beslenme, Ureme ve Iliski kurmadir. Iste yazimizi bu temelde degerlendirecegiz. Burada aciklanacak olan, butun bu davranislarin aslinda GENETIK/DOGAL/KALICI olmadigi ve ogrenildiginde ve bilincine varildiginda dusunsel ve zihniyet olarak degistirilebilecegidir. Aciklayalim Yasama-Bir canli eger isterse yasamina son verebilir, intihar edebilir. Yani bilincli olarak yasamini sonlandirabilir, bunu bir ideolojik inancsal ve etik degerler adina ve ugruna da yapabilir. Beslenme- Yine istenirse, cesitli nedenlerden dolayi aclik grevine ve olum orucuna kisi gidebilir. Beslenmeden oleceginin ya da uzun beslenmeme durumunda sagliginin bozulacaginin bilincindedir. Ureme-Bugun uremeyi onlemek isteyenler icin cesitli onleyiciler ve hatta isteyerek kisirlasma tibbi olanagi vardir. Ayrica cogu beyin, "ben bu dunyaya bir canli getirerek onun bu dunyada aci cekmesinden sorumlu olamam" dusuncesi ile uremeye karsidir. Iliski kurma- Yine bilindigi gibi kendi basina yasamak isteyen kimse ile iliski kurmadan yasamak isteyen kisiler vardir. Sosyal iliskiden kacarlar ya da antisosyaldirler. Gorundugu gibi, insanoglunun "yasam yetisi" denilen hic bir davranisinin ogrenildikten sonra kisi eliyle uygulamama olanagi mevcuttur. Yani her turlu davranis yasam yetisi de olsa, ogrenildikten sonra cesitli nedenlerle kisi tarafindan degistirilebilir. Kisaca yasam yetisi dahil, gozlem veren her turlu davranisin hic biri genetik/dogal/kalici degildir ve davranisin ne oldugu ogrenildiginde ve bilincine varildiginda da, cesitli dusunsel nedenlerden (kisisel, etik, ideolojik, inancsal v.s.) dolayi kisice degistirilebilir, ya da degisime acilabilir. Bu akla gelen her turlu davranis icin gecerlidir. Kisaca canli kavramsal bilgi ile dogmaz ve her turlu davranisini yasam yetisi bile olsa dusunsel olarak degistirebilir. Bu da bize davranisin yonlendireninin dusunce oldugunu gosterir.
-
İnsan Hakları'nın Neler Olduğunun, İnsanoğlu Farkında / Bilincinde mi?
Bayburt' ta hangi sosyo-etik deger agir basiyor? Dini/mezhepsel olan mi? Milliyetci olan mi?
-
Gösteriş mi / Seçim Yatırımı mı / Yargı mı?
Bilindigi gibi, M.Balbay'in tahliyesinden sonra, Kupa Macinda "yuce Ataturk" yazisi ile sahaya cikan, Fethiyespor'lu futbolcular, TFT'na sikayet edilmisti. Bugunku aciklama ile "disiplini gerektiren bir durum olmadigi" seklinde bir aciklama ile, futbolcular aklandi. Dusunmeden edilmiyor. Acaba disiplin kuruluna verilirken, bir ceza cikmayacagi bilinmiyor muydu? Biliniyorsa, neden disiplin kuruluna verildi? Son zamanlardaki bu ikili cikislara baktikca, akla sorular geliyor. Bu bir Ataturk "sirinligi" gosterisi mi? Gelecek secimlere yonelik bir yatirim mi? Yoksa hakikaten, diktator henuz yargiyi tumuyle eline geciremedi de; yargi diktatore biat etmeyecek kadar "cesur mu?" Bu uc sorunun yaninda, yine dusunmeden edilmiyor. Peki diktator, nasil oluyor da durmadan cikari oldugunda yargiya gonderme yapiyor, yol gosteriyor ve talimat veriyor? Acaba sansini mi deniyor, yoksa sonucun ne olacagini bile bile bu cikislariyla, aslinda kendine biat etmis yargiyi bir cesit "bagimsiz" mi gostermeye calisiyor? Yoksa yargi hala diger iktidar kanadinin elinde de, diktator ile olan kavgasini ona biat etmiyerek, verdigi diktatore aksi kararlar ile surduruyor mu? Ne dersiniz? B.Arinc ve C. Cicek'in disinda Balbay'a "hosgeldin" diyen de olmadi. Sahi onlarda cemaat yanlisi idiler. Bu arada Davutoglu'nun "hakkini yemeyelim." Balbay ile yaptigi aciklamada "Balbay'in tahliyesi 'demokratiklesme'nin bir sonucu" imis. Guler misin/aglar misin?
-
İnsan Hakları'nın Neler Olduğunun, İnsanoğlu Farkında / Bilincinde mi?
Bilgiler icin, tesekkurler.
-
İnsan Hakları'nın Neler Olduğunun, İnsanoğlu Farkında / Bilincinde mi?
Sahi nasil oldu da tum ulke bolgeleri gezi direnisinde yer aldi da, baybur bolgesinden bir kisi bile yer almadi?
-
Mustafa Balbay' ın özgürlüğü Ne Anlama Geliyor?
Iste oyle dusundugun zaman, o kabullenmeyen tarihte olan diger kabullenmeyenler gibi kendi milliyetinin milletini devletini hukumetini kurmak ister.
-
İnsan Hakları'nın Neler Olduğunun, İnsanoğlu Farkında / Bilincinde mi?
Hükümetin 'ileri demokrasi' dediği Türkiye'nin insan hakları karnesi Tarih10.12.2013 14:20 .................................... TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, Komisyonun diğer CHP’li üyeleriyle basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, Türkiye'nin 2013 yılı insan hakları karnesi veriler ile ortaya konuldu. Gök'ün açıkladığı bilgilere göre, yargısız infaz sonucu yaşamlarını yitirenlerin sayısı 33’e çıktı. Faili meçhul cinayetlerde 7 kişi yaşamını yitirdi. Levent Gök, bugün Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu hatırlatarak, insan hakları ihlalleri açısından ağır bir bilançonun yaşandığı 2013 yılının son günlerinde Yüksekova’daki yargısız infazlara tanıklık etmekten üzüntü duyduklarını söyledi. Gök "Yüksekova’da yaşananlar, yol boyunca gerçekleşen hak ihlallerinin prototipidir" diye konuştu. Levent Gök, "özel yaşam dahil olmak üzere yurttaşların hayatlarının her alanında yaşadıkları hak ihlalleri Türkiye’yi giderek daha otoriter ve baskıcı noktaya taşıyor" dedi. AKP iktidarının 2013 yılı insan hakları karnesi Levent Gök’ün verdiği bilgiye göre, 2013 yılında cezaevlerinde hastalık veya intihar sonucu en az 25 kişi yaşamını yitirdi. Yargısız infaz sonucu yaşamlarını yitirenlerin sayısı 33’e çıktı. Faili meçhul cinayetlerde 7 kişi yaşamını yitirdi. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerine yapılan müdahalelerin doğrudan veya dolaylı sonucu olarak bu yıl 9 kişi yaşamını kaybetti. 2013’ün ilk on ayında 52 şüpheli asker ölümü gerçekleşti. Reyhanlı, Cilvegözü, Ceylanpınar başta olmak üzere sınır hattında yaşanan patlamalar veya Suriye’deki çatışmalardan seken kurşunlar sonucu bu yıl 71 kişi hayatını kaybetti, 219 kişi yaralandı. Yıl boyunca Güneydoğu’da yaşanan çatışmalarda 27’si örgüt üyesi, 6’sı asker, 1’i polis olmak üzere toplam 34 kişi yaşamını yitirdi, 7’si asker ve biri polis olmak üzere 8 kişi yaralandı. Kara mayınlarının patlaması sonucu bu yıl 7 kişi can verdi, 18 kişi de yaralandı. İfade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar Levent Gök, temel insan haklarından ifade özgürlüğü konusundaki kısıtlama ve engelleme ve cezalandırmaların 2013 yılında da devam ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kasım sonu itibariyle 115 kişi çeşitli maddelerden toplam 200 yıl 6 ay 17 gün hapis cezası, 50 kişi 145 bin 374 lira para cezası aldı. 329 kişinin yargılanması 2014 yılına sanktı, 31 kişi için 3’ncü veya 4’ncü Yargı Paketi uygulandı, 153 kişi beraat ederken ilgili maddeler uyarınca gözaltına alınan 21 kişiden 8’i tutuklandı. 3’ü gazete/dergi olmak üzere 13 yayın toplatıldı, 35 bin 1 internet sitesinin de hala yasaklı olduğu ifade edilmektedir. Örgütlenme faaliyetleri nedeniyle 2013 yılında bin 280 kişi gözaltına alındı, bunların 445’i tutuklandı. Yine önemli bir kısmı KCK davaları olmak üzere bin 288 kişi toplam 2 bin 502 yıl 11 ay 15 gün hapis cezası aldı.” Toplantı ve gösteri özgürlüğüne kısıtlama Levent Gök, "AKP iktidarı toplantı ve gösteri özgürlüğünü tamamen rafa kaldırdı. Artık en küçük bir basın açıklaması etkinliği de kolluk güçlerinin sert müdahalesiyle engelleniyor, ilgili-ilgisiz tüm yurttaşlar biber gazına maruz bırakıyor" dedi. Gök, sözlerine şöyle devam etti: “2013 yılında eylemlere müdahaleler sonucu gözaltına alınan 6 bin 447 kişiden 217’si tutuklandı. Müdahaleler sonucu doğrudan veya dolaylı olarak 9 kişi öldü, 3 bin 97 kişi yaralandı. 52 kişi 184 yıl 6 ay 12 gün hapis cezası alırken 28 kişi 85 bin 318 lira adli veya idari para cezasına çarptırıldı, 53 etkinlik yasaklandı.” Cezaevleri, kadın ve iş cinayetleri Levent Gök’ün açıklamasına göre, ciddi hak ihlallerinin yaşandığı cezaevlerindeki hükümlü sayısı Ekim 2013 itibariyle 140 bin 716’ya yükseldi, halen bin 878 çocuk hapishanelerde bulunuyor. 526 tutuklu-hükümlünün ciddi sağlık sorunları bulunuyor. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri sayısı 11 ayda 191’e çıktı. Bin 145 işçi, tedbirsizlik sonucu yaşanan kazalarda hayatlarını kaybetti. Gezi olayları Türk Tabipler Birliği verilerine göre, 1 Ağustos 2013 itibariyle 8 bin 163 kişi yaralanarak veya kimyasal gazdan etkilenerek hastanelere başvurdu. Gezi olayları sırasında biri polis memuru olmak üzere 7 kişi yaşamını yitirdi. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre ise, Bayburt hariç 80 ilde Gezi Parkı eylemlerine destek amaçlı düzenlenen 4 bin 900 eyleme toplam 3 milyon 545 bin kişi katıldı, gözaltına alınan 5 bin 300 kişiden 185’i tutuklandı. Şu ana kadar hazırlanan toplam 30 iddianamede bin 204 kişinin yargılanması talep edildi. t24.com.tr
-
İnsan Hakları'nın Neler Olduğunun, İnsanoğlu Farkında / Bilincinde mi?
İnsan hakları evrensel beyannamesi Önsöz İnsanlık ailesinin bütün üyelerinde bulunan haysiyetin ve bunların eşit ve devir kabul etmez haklarının tanınması hususunun, hürriyetin, adaletin ve dünya barışının temeli olmasına, İnsan haklarının tanınmaması ve hor görülmesinin insanlık vicdanını isyana sevkeden vahşiliklere sebep olmuş bulunmasına, dehşetten ve yoksulluktan kurtulmuş insanların, içinde söz ve inanma hürriyetlerine sahip olacakları bir dünyanın kurulması en yüksek amaçları oralak ilan edilmiş bulunmasına, İnsanin zulüm ve baskıya karşı son çare olarak ayaklanmaya mecbur kalmaması için insan haklarının bir hukuk rejimi ile korunmasının esaslı bir zaruret olmasına, Uluslararasında dostça ilişkiler geliştirilmesini teşvik etmenin esaslı bir zaruret olmasına, Birleşmiş Milletler halklarının, Antlaşmada, insanın ana haklarına, insan şahsının haysiyet ve değerine, erkek ve kadınların eşitliğine olan imanlarını bir kere daha ilan etmiş olmalarına ve sosyal ilerlemeyi kolaylaştırmaya, daha geniş bir hürriyet içerisinde daha iyi hayat şartları kurmaya karar verdiklerini beyan etmiş bulunmalarına, Üye devletlerin, Birleşmiş Milletler Teşkilatı ile işbirliği ederek insan haklarına ve ana hürriyetlerine bütün dünyada gerçekten saygı gösterilmesinin teminini taahhüt etmiş olmalarına, Bu haklar ve hürriyetlerin herkesçe aynı şekilde anlaşılmasının yukarıdaki taahhüdün yerine getirilmesi için son derece önemli bulunmasına göre, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İnsanlık topluluğunun bütün fertleriyle uzuvlarının bu beyannameyi daima gözönünde tutarak öğretim ve eğitim yoluyla bu haklar ve hürriyetlere saygıyı geliştirmeye, gittikçe artan milli ve milletlerarası tedbirlerle gerek bizzat üye devletler ahalisi gerekse bu devletlerin idaresi altındaki ülkeler ahalisi arasında bu hakların dünyaca fiilen tanınmasını ve tatbik edilmesini sağlamaya gayret etmeleri amacıyla bütün halklar ve milletler için ulaşılacak ortak ideal olarak işbu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini ilan eder. Madde 1 Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler. Madde 2 Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir akide, milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin işbu Beyannamede ilan olunan tekmil haklardan ve bütün hürriyetlerden istifade edebilir. Bundan başka, bağımsız memleket uyruğu olsun, vesayet altında bulunan, gayri muhtar veya sair bir egemenlik kayıtlamasına tabi ülke uyruğu olsun, bir şahıs hakkında, uyruğu bulunduğu memleket veya ülkenin siyasi, hukuki veya milletlerarası statüsü bakımından hiçbir ayrılık gözetilmeyecektir. Madde 3 Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır. Madde 4 Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti her türlü şekliyle yasaktır. Madde 5 Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayriinsani, haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tabi tutulamaz. Madde 6 Herkes her nerede olursa olsun hukuk kişiliğinin tanınması hakkını haizdir. Madde 7 Kanun önünde herkes eşittir ve farksız olarak kanunun eşit korumasından istifade hakkını haizdir. Herkesin işbu Beyannameye aykırı her türlü ayırdedici mualeleye karşı ve böyle bir ayırdedici muamele için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır. Madde 8 Her şahsın kendine anayasa veya kanun ile tanınan ana haklara aykırı muamelelere karşı fiilli netice verecek şekilde milli mahkemelere müracaat hakkı vardır. Madde 9 Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz, alıkonulanamaz veya sürülemez. Madde 10 Herkes, haklarının, vecibelerinin veya kendisine karşı cezai mahiyette herhangi bir isnadın tespitinde, tam bir eşitlikle, davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından adil bir şekilde ve açık olarak görülmesi hakkına sahiptir. Madde 11 1.Bir suç işlemekten sanık herkes, savunması için kendisine gerekli bütün tertibatın sağlanmış bulunduğu açık bir yargılama ile kanunen suçlu olduğu tespit edilmedikçe masum sayılır. 2.Hiç kimse işlendikleri sırada milli veya milletlerarası hukuka göre suç teşkil etmeyen fiillerden veya ihmallerden ötürü mahkum edilemez. Bunun gibi, suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha şiddetli bir ceza verilemez. Madde 12 Hiç kimse özel hayatı, ailesi, meskeni veya yazışması hususlarında keyfi karışmalara, şeref ve şöhretine karşı tecavüzlere maruz bırakılamaz. Herkesin bu karışma ve tecavüzlere karşı kanun ile korunmaya hakkı vardır. Madde 13 1.Herkes herhangi bir devletin sınırları dahilinde serbestçe dolaşma ve yerleşme hakkına haizdir. 2.Herkes, kendi memleketi de dahil, herhangi bir memleketi terketmek ve memleketine dönmek hakkına haizdir. Madde 14 1.Herkes zulüm karşısında başka memleketlerden mülteci olarak kabulü talep etmek ve memleketler tarafından mülteci muamelesi görmek hakkını haizdir. 2.Bu hak, gerçekten adi bir cürüme veya Birleşmiş Milletler prensip ve amaçlarına aykırı faaliyetlere müstenit kovuşturmalar halinde ileri sürülemez. Madde 15 1.Her ferdin bir uyrukluk hakkı vardır. 2.Hiç kimse keyfi olarak uyrukluğundan ve uyrukluğunu değiştirmek hakkından mahrum edilemez. Madde 16 1.Evlilik çağına varan her erkek ve kadın, ırk, uyrukluk veya din bakımından hiçbir kısıtlamaya tabi olmaksızın evlenmek ve aile kurmak hakkına haizdir. Her erkek ve kadın evlenme konusunda, evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hakları haizdir. 2.Evlenme akdi ancak müstakbel eşlerin serbest ve tam rızasıyla yapılır. 3.Aile, cemiyetin tabii ve temel unsurudur, cemiyet ve devlet tarafından korunmak hakkını haizdir. Madde 17 1.Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olmak hakkını haizdir. 2.Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez. Madde 18 Her şahsın, fikir, vicdan ve din hürriyetine hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir. Madde 19 Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir. Madde 20 1.Her şahıs saldırısız toplanma ve dernek kurma ve derneğe katılma serbestisine maliktir. 2.Hiç kimse bir derneğe mensup olmaya zorlanamaz. Madde 21 1.Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir. 2.Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir. 3.Halkın iradesi kamu otoritesinin esasıdır; bu irade, gizli şekilde veya serbestliği sağlayacak muadil bir usul ile cereyan edecek, genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak olan devri ve dürüst seçimlerle ifade edilir. Madde 22 Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibariyle, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır. Madde 23 1.Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır. 2.Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. 3.çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır. 4.Herkesin menfaatlerinin korunmasi için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır. Madde 24 Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır. Madde 25 1.Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır. 2.Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar. Madde 26 1.Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır. 2.Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir. 3.Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler. Madde 27 1.Herkes, topluluğun kültürel faaliyetine serbestçe katılmak, güzel sanatları tatmak, ilim sahasındaki ilerleyişe iştirak etmek ve bundan faydalanmak hakkını haizdir. 2.Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır. Madde 28 Herkesin, işbu Beyannamede derpiş edilen hak ve hürriyetlerin tam tatbikini sağlayacak bir sosyal ve milletlerarası nizama hakkı vardır. Madde 29 1.Her şahsın, şahsiyetinin serbest ve tam gelişmesi ancak bir topluluk içinde mümkündür ve şahsın bu topluluğa karşı görevleri vardır. 2.Herkes, haklarının ve hürriyetlerinin kullanılmasında, sadece, başkalarının haklarının ve hürriyetlerinin gereğince tanınması ve bunlara saygı gösterilmesi amacıyla ve ancak demokratik bir cemiyette ahlâkın, kamu düzeninin ve genel refahın haklı icaplarını yerine getirmek maksadıyla kanunla belirlenmiş sınırlamalara tabi tutulabilir. 3.Bu hak ve hürriyetler hiçbir veçhile Birleşmiş Milletlerin amaç ve prensiplerine aykırı olarak kullanılamaz. Madde 30 İşbu Beyannamenin hiçbir hükmü, herhangi bir devlete, zümreye ya da ferde, bu Beyannamede ilan olunan hak ve hürriyetleri yoketmeye yönelik bir faaliyete girişme ya da eylemde bulunma hakkını verir şekilde yorumlanamaz. ohchr.org
-
İnsan Hakları'nın Neler Olduğunun, İnsanoğlu Farkında / Bilincinde mi?
Bugun 10 Aralik Dunya insan haklari gunu. Basta bu insan haklari olarak kabul edilen maddeleri siralamakta yarar var. On dan sonra, dogal/fenomenal zihniyetin her turlu egosal/akilci elbisesini kendi kendine giydirmis insanoglunun; Bakalim kendi turunun varliginin farkindaliginin ve bilincinin ne duzeyde oldugunu; ulkemizden sayilarla iletecegim. Kim kendine insan diyorsa (madde, mal, mulk, kul, kole, hayvan, maymun v.s. yerine) bu haklara bir goz atsin ve once kendini sonracevresini sonrada toplumunu ve ulkesini en sonunda da uzerinde yasadigi dunyayi bir degerlendirsin. Yaptigi gozlem sonucunda da, hem cikan tablodaki insandisiligi hem de bu tabloda kendi adina dusen payi, sorgulasin ve degerlen dirsin. Belki bu sayede sorgulanmazlarini sorgular ezberlerini bozar, insanoglunun neden zihinsel insanlasamadigi hakkinda, basta kendinden basliyarak; hem kendine hem de turune yanit verir.
-
Mustafa Balbay' ın özgürlüğü Ne Anlama Geliyor?
Evet dile katilirim. Yalniz unutmamak gerekir ki, bir dili konusabilen illa o dilin milletinden ya da kavminden olma durumunda degildir. Dil bas belirleyicidir, ama en azindan bir kisinin bulundugu cografya ve tarihte ve de toplumda tum yasam ve iliskileri, o bolge de bulunan ve hatta ayni dili konusmayanlari da kapsar. Bugun toplumumuzda icilen kahve, yunanistanda da icilmektedir. Demekki bu ayni kahve ayni tarih, cografya ve toplumun urunu. Bu da dogaldir, cunku Osmanli Imparatorlugu cografya olarak yunanistan'i da icermekteydi. Ayrica hic bir kavim, milet v.s. saf ve yalin degildir. Ayni cografyave toplumdaki her turlu evlilik iliskileri, bir icerikte kalmaz. Senin dedigin, tamamen bir hakimiyet ve ustunluk konusudur. Bu hakimiyet ve ustunluk kabullenildigi surece de sorun yoktur? Ya kabullenilmezse, o zaman ne olacak?
-
Mustafa Balbay' ın özgürlüğü Ne Anlama Geliyor?
Kasgarli Mamut'un zamaninda milli millet bilinci mi varmis? Sen turkic (turki) ile turkish arasindaki farki biliyor musun?
-
Mustafa Balbay' ın özgürlüğü Ne Anlama Geliyor?
Peki, madem bu senaryolar, cemaatin elinden cikmis, simdi Balbay'in tahliyesi de onlarin elinden cikti? Bu celiskiyi nasil acikliyorsun?
-
Mustafa Balbay' ın özgürlüğü Ne Anlama Geliyor?
Ben yanitlamaktan biktim, sen yanitla!
-
Mustafa Balbay' ın özgürlüğü Ne Anlama Geliyor?
Neymis bu olmayan ve politik olan milli vesayet? Ayrica T.C. devletinin millet devleti olmasi politik degil de, nedir?
-
Mustafa Balbay' ın özgürlüğü Ne Anlama Geliyor?
Hangi turklerin, o zamanlar milli algi ya da milliyet millet algisi mi vardi? Kimdi turkler, selcuklular mi, anadolu selcuklulari mi, osmanlilar miyadailhanlilar mi, gazneliler mi? Daha geriye gideyim, ister misin?
-
Mustafa Balbay' ın özgürlüğü Ne Anlama Geliyor?
Milli devlet kurulurken "kimin emri" yerine getirildi?
-
Mustafa Balbay' ın özgürlüğü Ne Anlama Geliyor?
Belli de olsa tarafli ve bilince kapali beyinler icin, zaten pek algilanamiyor. Hani neydi o kuran ayeti "kalpleri muhurludur, goremezler" v.s. iste ayni sey. Sonucta beyinlerin tarafi ve ezberi bilincleri maalesef kapatiyor.
-
Mustafa Balbay' ın özgürlüğü Ne Anlama Geliyor?
Gezi ister istemez zihinlerde ezber bozacak bir sekilde yerini almistir. Bunun "korkusu" her zaman yasanacaktir. Gezi ne orgutlu ne de organize bir hareket degildir, spontone fakat nitelikli cogalan bir harekettir. Maalesef canakkale savasi bir oz guven degildir. Ondan uc sene sonra canakkale gecilmis ve istanbul isgal edilmistir. Ayrica canakkale, T.C.'nin degil, Osmanli'nin savasidir. Gezide milli istek yok degildir, ama gezi'nin temeli degildir. Gezi'nin niteliginin temeli biata karsi bir direnistir ve ayristirmaya karsi da birlesimdir.