evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
Amerikan Idealizmi/ Emperyalist Zihniyet
Yeni emperyalist zihniyetin, felsefi temeli nihilizme ve onun bireyci akilciliginin, adaleti, esitligi, hosgoruyu, demokrasiyi, hak ve ozgurlukleri, insan haklarini v.s. guc, otorite ve iktidar temelinde kendi algisinca ve her turlu insanlikdisi dusunce ve uygulamayi hayata gecirerek tarihsel doneminebaslamistir. Bu felsefi akimin her turlu bireyci akilciligi, politik bir cikara donuserek; 1. ve 2. Dunya savaslari, Vietnam, Kore v.s. ve nasyonel fasizm, Hitler, Mussolini, Stalin v.s. temelli ic ve dis politikalar ile surdurulmus "Taraf olmayan, bertaraf olmustur" Tarihin getirdigi diger bir donum noktasi, SSCB'nin Afganistan saldirisi Terorizmin olusturulmasi ve SSCB ve de Yugoslavya'nin parcalanmalariyla devam etmis ve ikiz kuleler saldirisiyla doruk noktasina ve yeni bir ivmeye gecmistir. SSCB'nin parcalanmasindan sonra, emperyalist zihniyetin tek amaci dunyayi ve toplumlari kontrolleri altina almak ve gozlerini diktikleri ulkelerin ve bolgelerin her turlu ekonomik zenginliklerini ele gecirmek olarak belirleniyordu. Bunun olabilmesi icin once ulkelerin iceriden karistirilmasi (soros ideolojisinin mikroayrimcilik calismasi) ve ulkelerde evengalist cemaat orgutlenmeleri ve de ulkelerin iktidarlarini ele gecirerek kendi amaclari dogrultusunda kullanmak ve yonlendirmek/yonetmek. Bunun icin bir dunya capinda ses getirecek bir olay gerekiyordu. Bu da bilindigi gibi ikiz kulelere yapilan saldiridir. Bundan sonra, amerikan idealizmi temelli emperyalist zihniyetin devlet eli ile gelecek her turlu terorunun ve el kaide temelli teror ile teror estirmenin zemini atilmis oluyordu. Ayrica emperyalist zihniyet, ulkeleri kaosa sokan ve her turlu antiemperyalist gorunumlu ideolojik hareketleri de bunyesine katiyordu. Hem taraflari bir biri ile carpistiriyor, hem carpisanlari destekliyor, hem teroru orgutluyor ve uyguluyor, uygulatiyor; hem de sanki butun bu olanlari kendi yapmiyormus gibi,bunlara "karsi" gozukup,dunyayi terorden "korumaya" soyunuyor, gozukuyordu. Insanoglunun bu tarihi donem oncesi tum insanlik kazanimlari olan, hak,hukuk, adalet, hosgoru, esitlik, demokrasi, ozgurluk ve bu amacla kurulan her turlu kurum tarihe karisiyor,yeni bir anlam ve icerige burunuyor ve guce, otoriteye ve onun mesru ve mubah saldirilarina yonelik bahane ve bir alt yapi olusturuyordu. Sonra gelsin, Afganistan, Irak saldirilari ve son guncelligini koruyan Suriye olaylari (Libya artik guncellikten dustu ve bir tarihi anlatim haline geldi) Emperyalist zihniyet basta Israil, ABD ve Ingiltere olmak uzere,kendisine Rusya, Cin ve Uzak Dogu ya yakinlik temelli bir yer edinmek amacinda. Bunun da en uygun cografyasi Orta Dogu ve Turkiye. Burada yer alan ulkeler, emperyalist zihniyetin istemi ve emirleri disina cikmazlarsa mesele yok. Yok eger cikarlarsa ve "bas kaldirirlarsa, Sonlari bir Saddam ve Usame Bin Ladin ve Irak gibi ic bolunmusluk ve ic bolgelerin birbiri ile uyumsuz kilinmasi ve bu uyumsuzlugun korunmasi ve de yardim alanin ulkesini bu emperyalist guclere konuclanma ve saldiri merkezleri olarak verilmesi. Bugun bir suru politik akim, izm ve ideoloji emperyalizmin bu yuzunu algilayamamakta ve ister istemez bu terorist havadan ve karadan saldirilari "demokrasi ikmali" olarak algilamakta ve bu insanlikdisi uygulamalari desteklemektedir. Ne yazikki Turkiye dahil, hemen hemen her ulke emperyalist zihniyetin bu oyunu temelinde kendi toplumu icinde bolunmekte ve birbirleriyle her turlu savasarak biribirlerini distalamakta ve emperyalist zihniyetin kaotik temeline yag surmekte ve emperyalist zihniyet icin calistigini algilayamamaktadir. Ulkelerin ve toplumlarinin kendi icindeki bu mucadele, hic bir zaman bir ortak emperyalist zihniyete karsi bir zihniyet ve orgutlenmeye donusememektedir. Her ulkenin aydini, ilericisi,devrimcisi, elit kesimi ve toplum oncusu medyasi, kitle orgut ve kuruluslari da bu bolunmusluk ve kutuplasmaya canak tutmakta, herkes kendi ideolojisinin cikari temelinde hareket etmekte ve kimse,ulkesini, toplumunu ve farkli halklarinin birlikteligini ve butunlugunu koruyabilecek bir dusunsel ve pratik girisimde bulunamamaktadir. Bunun bir nedeni de, suru psikolojisi ve korku felsefesi ve yandas ve taraf temelli algi ve anlayis ve de sadece taraf ve yandas temelli demokrasi hak ve ozgurluk anlayisidir. Bu anlayisin, vatandasligin her turlu farkli halkinin hak ve ozgurlugunun taninmasi, temsil edilmesi ve demokrasi olarak saglanmasina yonelisi yoktur. Kimse bunun icin degil; herkes sadece kendi inandigi ideolojik/politik dogrulari icin mucadele etmektedir. Bu da ulke toplumunun bolunmuslugu ve ayrimciligi anlamina gelir. Oyuzden emperyalist zihniyetin ne oldugunu, neleri hedefledigini ve neler yaptigini cok iyi algilamali ve ona gore verilecek savasimin ideolojik/politik degil; toplumu ve farkli halklarinin her turlu hak ve ozgurlugunun sivil hukuk guvencesini saglayacak bir ortakligi gundeme getirmek ve tek ses tek yurek olarak birlikte bu zihniyete karsi mucadele vermektir. Bunun da temeli insan haklari, evrensel hukuk ve hak ve ozgurluklerin esitlikci ve katilimci demokrasisinin yururluge konulmasindan gececegi unutulmamalidir.
-
Amerikan Idealizmi/ Emperyalist Zihniyet
Emperyalist zihniyet; diyalektigin ve mantiginin her iki birbirine karsit ucunu da kullanabilen, tek zihniyettir. O yuzden de zaten; dogal dusunce temelinde ve kokeninde rakipsizdir. Cunku tum antiemperyalist gorunumlu; ideolojiler, inanclar ve dogrular; bunlarin biribiriyle olan savaslari, tum tabulari ve verileri yaratan tam da bu zihniyettir. Soyle ornek verelim. Emperyalist zihniyet; Hem tanriya inanmaz; hem de inanilmasi icin calisir. Hem demokrasiyi uygular, hem ihlal eder. Hem hak ve ozgurluklerden yanadir; hem onlari ihlal eder. Hem dine karsidir, hem dini korukler. Hem baristan yanadir, hem savastan. Hem emperyalisttir, hem antiemperyalist. Hem emperyalizmi destekler; em antiemperyalizmi Hem milliyetciligi korukler; hem enternasyonalizmi Hem mikroayrimcidir, hem antiayrimci. Hem yurtseverdir; hem yurtyikar. Hem yenilikcidir, hem tutucu. Bu liste uzar, gider. Akliniza diyalektik hangi karsitlik geliyorsa, onu emperyalist zihniyete uygulayabilirsiniz. Cunku, DIYALEKTIGIN YARATICISI EMPERYALIST ZIHNIYETTIR. Terore; gecmeden once, emperyalist zihniyetin; hic bir dogal dusunce felsefesi veya bilimselligiyle algilanamayacagini, sadece epistemolojik mantigin gercekciliginin disaridan bakis acisi ve notr algisiyla algilanabilecegini de belirtelim. Cunku diyalektik, kendi bunyesindeki tarafinin disina cikamadigi icin; emperyalizmin; diyalektik yuzunu ve bu diyalektigin; hangi karsit ucu olursa olsun, icerdigini algilayamaz. Oyuzden de bugun tum ideolojiler ve inanclar dogru temelli bir yanasimla; kendi aralarindaki verdikleri dogru savaslariyla; tam da emperyalizmin istedigini yapmis olurlar. Cunku emperyalizmin amacinin cikari; bu karsit dogrulari desteklemek ve biri biriyle savastirmaktir. O yuzden hem fasizmi destekler, hem sosyalizmi. Gelelim terore; Terorun yaraticisida; karsi cikanida destekleyeni de; emperyalist zihniyettir. Cunku hangi durumda olursa olsun, yaratilan teror CANLI TUTULMAKTA VE CIKARIN GETIRDIGI DUZEYDE; OYLE VEYA BOYLE KULLANILMAKTADIR. Simdi; yukaridaki diyalektigin her iki karsit ucunu da destekleyen emperyalizmi daha iyi algilamak icin; teror ornegine deginecegim. Once dunyayi "parmaginda oynatmak isteyen ve ortak hareket eden, uc ulke sayalim. ABD, Israil ve Buyuk Britanya. Bu uc ulkenin, teorisyeni Israil, uygulayicisi ABD destekleyici veya, teorik/uygulayici yardimcisi Buyuk Britanyadir. Terorun yaratimini daha onceki yazilarimda deginmis ve tarih olarak 1960' lar oldugunu belirtmistim. ABD'yi ele alalim. Terorun ilk yaratilis amaci, SSCB icindir. Gorevini yapmistir. Terore olan karsilik ise; kendi ulke sinirlari icinde ve kendi toplumsal birlikteligi icindir. Gerci teroru kullanmak icin; bu birlikteligi bozmaktan da cekinmez, bakiniz ikiz kuleler. Terorun ne oldugunun bilincinde oldugu icin; kendi ulke sinirlari icinde buna izin vermez. Sonucta; disarida yarattigi kaosu; kendi ulkesinde kozmoz olarak gostermek zorundadir. Iste tum bu kozmotik goruntuler antiemperyalizm olarak kendi ulkesinde yansir. Ama; bilindigi gibi emperyalizmin ana amaci dis somuru ve ekonomidir. Iste bu temelde; teroru kullanir ve sanki kullanmiyormus gibi de, tavir alir. PKK'nin yaraticisi da; emperyalist zihniyettir. Kullanim ise; emperyalist zihniyetin epistemolojik amacinin cikari dogrultusunda kullanimdir. Oyuzden; bugun ulkemizin elit kesimi, kendi icin dogruladigi, sabitledigi, sahiplendigi ve savunarak; toplumsal cekime yoneldigi ideolojik inancini yeniden sorgulasin. Bilhassa; dogruluguna inandigi ideolojisinin antiemperyalist oldugunu dusunenler. Otursunlar, ideolojilerini tabudan cikararak; yeniden sorgulasinlar. Baksinlar, bu ideoloji gecmiste uygulandigi yerlerde, ne getirmis; ne goturmus. Ideolojilerinin, emperyalist zihniyet temelinde; nasil emperyalizme karsi oldugunu sorgulasinlar ve degerlendirsinler. Cunku sonucta; hem kendilerine, hem de hizmet etmek istedikleri amaca ihanet edebilirler. Ince eleyip; sik dokusunlar. Anti emperyalist olarak inandiklari ideolojik dogrularinin; acaba bir non emperyalist, yani emperyalizmi icermeyen bir icerigi varmi yokmu sorgulasinlar. Diyalektik mantik yerine; epistemolojik mantik kullanip; diyalektigi disaridan gormeye ve notr algilamaya yonelsinler. Savunduklari ideolojilerinin, hangi konu veya tabuyu; gundemde tuttuguna bir baksinlar ve neden gundemde tutmanin gerekliligini sorgulasinlar. Kisaca, emperyalist zihniyetin diyalektik karsitliginin iki yonlu kullanimi algilanmazsa; ve tum resmiyle gorulemezse; emperyalist zihniyetin disina ciktigini dusunenler veya ideolojilerin disinda oldugunu dusunenler, sadece kendilerini ve ideolojilerine cekmek istedikleri toplumlarini kandirmis olurlar. Cunku onlar bu mucadeleyi verirken; emperyalist zihniyet, her turlu nemalanmakta ve herturlu parseyi toplamaktadir. Zararin neresinden donulurse kardir. Daha fazla zarar gormeden ve is isten gecmeden; herkes ne yaptigini, neden yaptigini ve nasil yaptigini sorgulamalidir. Tabi eger; Turkiye'nin huzurunu ve selametini ve de uniter yapisini tum tarihsel Anadolu gerceginin her turlu tabusal farklariyle birlikte korumak istiyorlarsa!
-
Amerikan Idealizmi/ Emperyalist Zihniyet
Ronesanstan once; insanoglu tanrisina dokunamiyor, ona bahsettikleryle ugrasmiyordu. Ronesansla birlikte insanoglu; bir ilke imza atti. yani; tanriya bahsettiklerini sorgulamaya basladi, bilime yoneldi. daha sonra sosyal ve siyasal yasam ve iliskisine yoneldi. ama zihniyet ayniydi. Eskiden, tanri eliyle; ayiriyor, boluyor, yonetip yonlendiriyor v.s. cikarini bir zumreye, kesime v. tasiyor. Ronasansla beraber, bunu kendi insiyatifine aliyordu. Insanoglu; bugunku zihniyete, tanriya verdiklerini; kendi ustune almadan varamazdi. Oyuzden, dogal dusuncenin; tanrili ve tanrisiz iki asamasi vardir.Tanrili asama devrine;Tanri eliyle zulum; insanoglu asamasi devrinede; insanoglu eliyle zulum donemi diyebiliriz. Ama, her ikisinin kokenide; evrensel dogal dusuncenin; ayrimci, bolucu, bencil, erksel, cikarci v.s. temelinde yatmaktadir. EMPERYALIST DONEM; INSANOGLUNUN BU TEMELI KENDI UYGULADIGI DONEMDIR. Daha once bunu tanrilarina uygulatiyordu, kendini de; elci araci v.s. gosteriyordu. Artik, buna gerek kalmadi. Bu isi kendisi, kendine uygulayabiliyor. Elciler, aracilar da; devletleri, hukumetleri, orgutleri, kurum ve kuruluslari v.s. Bu donemin, insanoglu adina tam aleni ve acik baslangicida, nihilizmin cikisidir. Tanriya karsilik, birey ve onun cikarlari soz konusudur. Bu cikarlari elde etmek icin de; sadece guc, herturlu guc yeterlidir, cunku TANRI KORKUSU ORTADAN KALKMISTIR. Iste bu asamada, yani emperyalist zihniyetin; bireyci akilcilik asamasi; son asamadir. Bundan sonrasi geriye donustur. Ortacag karanligina, cemaat toplumlari icin din ve tanri kullanilarak; gelismin toplumlar icin; dusunce koreltilip; bireyler robot yapilarak. Kisaca, soyle aciklayabiliriz. Insanoglu dusuncesinin evrensel kokeni, ilkinsanoglunun dogal dusuncesinin; tanrisi ve tanrililigina; evrensel temelide; ronesans sonrasi; tanrisi ve tanrisizligina, yani emperyalist zihniyete aittir. Korkusu ise; temel, yani tanrililik veya tanrisizlik degil; koken tanridir. Yani, insanoglu dusuncesinin tanri korku ve kavramindan arinmasi ona yasam ve iliskisinin duzenlenisi ve sistemlenisinde ihtiyac duymamasi ve bu ozelligini de; ihtiyac duymadigi tanriyi; bir bolucu, ayirici, erksel ve cikarci bir arac olarak kullanmamasidir. Sonucta; insanoglunun dogal dusuncesi tanrisal dusuncedir. Bu dusuncedirki; insanoglunu, erksel, ayrimci, bolucu, savasci, kutuplayici v.s. kilar. Bu yapinin karakterininde Erkeksel oldugunu, soylemeliyim. Cunku, erkeksellik karakteride; tanriyi-tanrili veya tanrisiz- bir arac olarak kullanmaktan gecer. Tanri, dusuncesi; bir erkeksel karakter sonucudur. Her iki konudada; insanlik icermeyen ve insanligi temel almayan-insanlik disi bakis acisi- bu erkeksel karakterin bir urunudur. Buna atasal veya babasal da; denebilir. Cunku, disi ayrimi; sadece fizikseldir. Dusuncenin yapilanisinda ve karakterinde disi icerigi yoktur.O sadece, karsitlik ve butunu tamamlayici bir oge olarak; erkekselligin karakterinin; olusumsal sekillenisidir.
-
Amerikan Idealizmi/ Emperyalist Zihniyet
Emperyalist zihniyet; insanoglunun dogal dusuncesinin, en son; en karmasik ve en asamali zihniyetidir. Tarihsel olarak; Ronesanstan sonra baslamis; insanoglunun, dunyadaki; hakimiyeti kendi ustune mal etme dusuncesinin bir urunudur. Tum, kendi disina verdigi degerleri, yetkileri v.ss-ki buna tanri dahil-kendi ustune almasinin baslangicidir. Amaci cok basittir. Her turlu, kaotik ortami diri tutmak, yonetmek ve yonlendirerek; kendi cikari dogrultusunda, bundan beslenmek. En son asamasi; nihilizmin, bireyci akilciligidir. Amacina ulasmak icin; yapmayacagi sey; yaratamayacagi orgut, kurum, kurulus yoktur. Artik; herbir kisiyi; biribirine dusurecek kadar da; kaosun yaraticisi olmustur. Eskiden; dusunce sadece; kisileri ve toplumlari kontrol altinda tutmayla endeksliydi. Ama, emperyalist zihniyetle birlikte; buna bir de; toplumlari, duzene karsi cikmak icin kiskirtmak, orgutlemek, bu konuda gereken; kurum ve kuruluslari kurmak v.s. yasam ve iliskiye dahil edildi. Eskiden; toplumlari disiplin ve yonetim altinda tutanlar, rahatca gorunuyor, onlara karsi olanlar da dusunce ve davranislarindan algilanabiliyordu. Emperyalist zihniyet buna da care buldu; Hem, toplumlari kendi duzenine karsi ayaklandiracak; orgutlenmeleri uyarliyor, hemde-sanki bunlari kendi uyarlamamis gibi-bunlari karsisina alarak; onlarla mucadele eder gorunuyor ve boylece de halkin hem isyanini korukler, hemde onu kendi cikari ugruna ezerken; sanki onlari; bu duzene karsi ayaklanipta, halka zarar verenlere karsi koruyor, gorunuyor. Bugun, emperyalist zihniyete sahip olmak; iki kutuplu gibi gorunen kutuplarindan birini savunarak, kargasaya, savasa, katliamlara, silaha, guce paye vermektir. Bugun, emperyalizmin yaratmis oldugu; antiemperyalist gorunuslu; ideolojiler, orgutlenmeler, kurumlar ve kuruluslari savunmak; emperyalizmin zihniyetini savunmaktir. Bugun, anti emperyalist demek; hicbir ayrimciligi savunmadan; farklari koruyup kollayarak; insanoglunun; birligini, beraberligini ve butunlugunu savunmaktir. Her turlu, erksel, cikarci, bencil, ayrimci, bolucu, kiskirtici, kutuplandirici v.s. savas ve kaos yanlisi dusunce ve davranis, emperyalist zihniyettir. O ilk, cikisli ekonomik cikarin yerini artik; insanlik disi cikar almistir. Emperyalist zihniyetten, arinmak; onun bir parcasi olmak istemiyorsak; once kendimizi egitmeli; dusunce ve davranislarimizi; nedenleyip-sorgulamaliyiz. Emperyalist zihniyet; insanlik disi bir zihniyettir. Ayni tanri gibi; cunku tanri da; insanlik disi bir zihniyettir. Burada, soru; insanoglu; neden insanlik disi bir zihniyete gerek duyar?, insan olmadigi, ya da insan olamadigi icinmi? Buradaki insanlik disi; iki anlamdadir. Hem insana yakismayan, dusunce ve davranis; hem de insanoglunun disindaki bir guc hakkinda uretilen dusunce ve davranis. EMPERYALIST ZIHNIYET, HER IKI ANLAMDA DA; INSANLIK DISI BIR ZIHNIYETTIR.
-
Hristiyanilik - incil - Mesih
Cihad nedir?
-
"Laiklik" yerine "Siyasi tarafsızlık" geliyor
Evet, kavramlara ortak bir anlam ve icerik vermedigimizi ben de fark ettim. Unutmayalim ki dil "yasayan ve degisen bir iletisim aracidir." Kavramlarda tarih sahnesine ciktiklari cografya ve topluma gore farkli anlam ve icerik kazanirlar. Ya da farkli cografya ve toplumlar farkli tarihlerde ayni kavrama farkli anlam ve icerik yuklerler. O yuzden genelde ben kullasndiklarimi aciklarim. Size o yuzden "laik/sekuler farki" basliginin linkini vermistim. Benim bu kavramlara verdigim anlam ve icerik. Laiklik-Din ile devlet islerinin biribirinden ayrilmasi, dinin devleti olmamasi dini devletin olmamasi kisaca teokrasinin otokrasisinin ve demokrasinin soz konusu olmamasi. Bu temelde inancli, farkli inancli ya da inancsizin ayni toplumda hak ve ozgurlukleri ile birlikte yasamasi. Her kesimin her kesime saygili anlayisli olmasi ve mudahele etmesi ve de biribirlerinin bu durumlarini kisilik kimlik degerleri olarak algilamasi. Iste bu icerikteki laiklik ancak sekuler bir devlet yapisinda mumkundur. Yani devletin temelinin dunyevilik beserilik ve aklilik olma temeli. Bu da bilimin cagdasligin gelisimin birey hak ve ozgurlugunun one cikmasi demektir. Yani fizik otesi inanci sekuler bir zihniyette yoktur, ama ona hak ve ozgurluk tanir. Baska ulke derken, yururluge girmeyen misak-milli ya da bir kurd gozuyle kurdistan "baska ulke" olamaz mi? Yani ic ve dis somurudeki ayrim emperyalist zihniyeti degistirmez. Iste bu temelde anti emperyalizm den once antiemperyalist bir zihniyetin aslinda emperyalist bir zihniyetten pek de farkinin olmadigini algilamak gerekir. Cunku iktidar, guxc, otorite kendi ideolojik inancsal dogrusunun diktatorlugu ve bunun icin her turlu insanlikdisi uygulamayimubah ve mesru kilmak ortak noktadir. Soyle bir ornek verelim. Hitler de Stalin de kendi ideolojik inancsal dogrulari icin onca adam oldurmus ve insanlik sucu islemistir. Bu iki izmin fasizm/sosyalizm biribirine zit olmasi neyi degistirir? Ya da boyle bir zihniyertte sahip bir uygulamaya antiemperyalist zihniyet denebilir mi? Bu isin bir yonu, yani insan haklari yonu. Sistem duzen kurumlasma ollarak ise her turlu kapitalizmi yasatacak olan onun emperyalizme acilmasidir. Bu temelde emperyal guclere karsi savasim vererek, emperyalizm acilimini kendin saglamak anti emperyalist bir savasim midir? Aslinda Konular Ataturk'ten ziyade kavramlarda onem kazaniyor. Cunku benim algimda kapitalizmi destekleyen anti emperyalist olamaz. Yani emperyal guclere karsi ulusal savasim vermek emperyalizme karsi savasim vermek anlamina gelmez. Ataturk acisindan da uc yol vardi. Dogu teokratik otokrasisi, Sovyet sosyalizmi ya da denemesi ve bati emperyalizmi. Buradan onun sectigi bati emperyalizmidir. Tabiki bunu da bir ulke toplum olarak saglayabilir, o yuzden de isgal edenler ile savasmis ve anlasmistir. M.Suphi'yi kendi cagirtmis ve cagirttigi yere gelmemesi icin de tedbir almis ve onlari geri donmeye zorlamistir, neden? Ayrica bir dusunun bakalim bati emperyalizmi acisindan, amac zaten Osmanli'yi bitirmek degilmiy di ve bunu basarmadilar mi? Onlar acisindan iki yol vardi, hakimiyetlerini koruyarak olan cografya da ya bir paylasim yunan ordusu galibiyetinde, olmazsa da yeni dogacak bir direnis ile her turlu bati cikari temelinde bir anlasma. Yoksa tarihlerini ve ruyaslarini susleyen Istanbul'u her turlu ele gecirmisken; orayi birakip gitmek; pek de emperyalist cikar kari olmasa gerek. Bati yunan kuvayi savasiminda yunana destek verse bile tarafsiz kalmistir. Kim yenerse onun ile kendi cikari dogrultusunda anlasacaktir. Olan da budur. Yani kurtulus sadece bir savasdegil bir anlasmadir. Bu anlasmada batiya ne gibi imtiyazlar verildigi ise tarihten okunabilir. Umarim yazismamiz ayni cercevede devam eder. Cunku site kitlesi adina bilgi ve dusunce iceren bir sunum yaptigimizin farkinda ve bilincindeyim. Ayrica ben konulari degerlendirirken, qua felsefesi temelinde yani notr algi ve gozlem ile degerlendiririm. Ya ne Ataturk yanlisiu ne de karsiti olarak, sadece yapilanlar ve yasananlar olarak. Tabi ki ...e gorem "butun bu olanlardan cografi ve toplumsal olarak hak ve ozgurlukler olarak sistem duzen kurumlasma ve yasam standarti olarak cagdaslik bilim ve bilis olarak bu cografya toplumu ve farkli halklari ne kazanmis/kaybetmistir?" Osmanli'nin kalmasi ya da ulkenin bati isgalinde bir tarih gecirmesi ile mukayese edildiginde bugun gelinen nokta neresidir? v.s.
-
Tanrının Varlığı Konusunda Ortaya Atılan Teleolojik Kanıtlar
Yoo bak bu bilimsel bilissel acidan olmadi. Yani, ben "ama bunu yaparken yol gostericimin ne oldugunu merak etmemelisin-dennise-" bunu senden istemezsem ve sen gozlem veremezsen; zaten sorun biter. Cunku bilim ve bilmek meraklidir ve mutlaka bir aciklama bekler. Ustelik bu aciklamayi mantiksal olabilirlik olasiligi temelinde ve gozlem algisinda bekler. Sonunda senin kendi adina aklinda "tanrilastirma" eylemin "kolayina kacip" verileni almak ve teslim olmaktir. Halbuki tanrilastirma adina verilen Allah, Muhammed, Kuran yerine; soyle dunya cografyasinda ve tarihindeki binlerce alternatifi bir sorgulayabilirsin. En azindan bu sana senin neyi neden ve nasil tanrilastirdiginin kendine bir bilgisini izahini sunar. Ama "armut pis/agzima dus" yani dogumdan cografi ve toplumsal "hazira konmak" sadece ezberciliktir. Ezberi bozmak gerekiyor. En azindan "ben neden bana verileni tanrilastiriyorum da, baska tanrilastirilmislari es geciyorum?" sorusuna yanit bulabilmek icin.
-
Tüm dinler birdir
Peki dini her turlu yonlendirim ve yaptirimi olan ve guc ve otorite temelinde iktidara gelip herkesi ayni yonlendirim ve yaptirim altina almak isteyen her turlu izm olarak ta hic degerlendirdin mi? Yani politik metafizik etik v.s. her turlu eski yeni yasayan yasamayan ve sistemi duzeni kurumlasmayi, kurallari kanunlari v.s. degistiren her turlu idare seklinin bir din olabilecegini hic dusundun mu? Yani din kavramini anlam ve icerik olarak dini felsefe ve teoloji disina tasimayi. Kisaca kendi dogrularini baskalarina kabul ettirme zorlamasini, baskisini, mudahelesini ve hder turlu hak ve ozgurluk ihlalkini ve bunun ugruna her turlu insanlikdisi mucadeleyi mesru ve mubah kilmayi. Insanoglu yasaminin onune her turlu yine insanoglunun yarattigi degeri koymayi ve insanoglunu bu degerler eliyle teslim almayi ve savastirmayi v.s. bir din ve dini orgutlenme olarak dusundun mu? Din nedir?
-
Aferin mi, Aferim mi?
Bak iste buna katilirium. Soyle birisi "aferin yerine aferim " dese, onemsemem. Cunku verdigi anlam ve icerik algi olarak degismez. Sorun algi verilen anlam ve icerik temelli ifadededir. Iste dil ve kullanimi kullananin baskasina verebilmesi ve verdigi gibi algilanabilmesi ve de bir dialog olusturulabilmesi icin; dialogdakilerin ortak algisini gerektirir. Iste zaten dilin yasami ve degisimi de, bunu takip etmekte yatar. Yoksa bir onceki nesil bu nesli, bu nesil de bir sonraki nesli algilayamaz ve dialogkurulamaz. O yuzden dil "yasayan, yenilenen, degisen bir iletisim aracidir." Dili sabitlemek, cagibilimi, teknigi, degisimi v.s. sabitlemektir. Iste bizlerde dil ile ayni paralelde yasamak durumundayiz. Yoksa dil dialog ve iletisim yerine, inat suclama, karmasa satasma v.s. temelli dayatma ve kabul ettirmeli ikna olma/ertme araci haline gelir.
-
KEMALIZM
Turkiye bu literaturde "emperyalizmin zayif halkasi" dir. Yani hem emperyalist olmasina izin verilmez, hem de emperyalist cikarlar icin kullanip/harcanmaya musaittir. Zaten bugune kadar da olan budur. Burada aci olan emperyalizme bu firsati verenin ulkenin kendi bilinc duzeyi olmasidir. Yani eger ulke toplumu olarak etnik ve dini farklar sorununu hak ve ozgurlukler olarak kendi cozmus olsa; emperyalizme kullanim olanagi ortadan kalkar. Bir yerde her turlu kullanimin ve harcanimin temeli cagdisilik ve bilimdisilik temelindedir. Yani bireylesememe, normallesememe, sivillesememe, sosyallesememe tabi bunlarin olamamasindan dolayi; demokratiklesememe, ozgurluklesememe, haklasamama, gelisememe, adaletlesememe, kisaca insanlasamama. Iste "insanlasmak" ve bunun icin verilecek her turlu mucadele, tam da emperyalizme karsi verilecek mucadeledir. O ayristirir, sen birlestirirsin, o farki kullanir, sen farkina varirsin, o savastirir, sen baristirirsin, o tum insanlik degerlerini kendi cikarina alet eder, sen bunu desifre edersin; o gucu otoritesi ile her turlu insanlikdisini mesru ve mubah kilar, sen bunun bir insanlik sucu oldugunu ortaya koyarsin. O teroiru hem yaratir, hem besler hem de seni ondan korur gozukur, sen terorun kaynaginin o oldugunu ortaya koyarsin v.s. Iste bu anti emperyalist zihniyet degil; non emperyalist zihniyettir. Cunku emperyalizm hem kendi hem de karsitidir. Yani birbirine karsit gibi algilanan izmler aslinda emperyalizmin izmleridir. Cunku hepsinde insanoglu yasami yerine insanoglu kullanimi insanoglu niteligi yerine, insanoglu niceligi insanoglu bilinci ve sosyo-psikolojik yaspisi yerine; insanoglu kelle sayisi one cikar. Kisaca insanoglu varliginin bilisselligi yoktur. Cunku insanoglu ya bir kul ya da bir maddedir.
-
Modern Cagda Evrim !
Dedigim gibi her zaman her konuda her sartta ve her turlu duzenbazlik; iki turlu isler, ya bilimi ve bilimselligi karalamak; bu da ya icerden ya disardan yaptirilir, ya da karalanmis olani aciga cikarmak icin ortaya konani kullanmak ve kendine yontmak. Iste emperyaslist zihniyet ve her turlu yenilik bilim ve bilgi "dusmani" yani cikan bilgiden cikar kaybedecek olanin yaptigi iki turlu calisma sekli. O yuzden ne her bilim kisisinin her dedigi direk bilimsel olarak algilanmali, ne de her bilim kisisinin herdediginin bilimi ilgilendirdigi dusunulmesi. Bunun en son ornegi S.Hawkins'tir.
-
"Evrimci" Ne Demektir?
Oradaki aciklama iki turludur. Ilki lenin-trocki farki olan evrim/devrim aciklamasidir. Yani trocki sosyalizmin kendi kendine gelmesini onerirken, lenin bunun olani devirmek ve devrim ile getirilmesini onermis ve uygulamistir. Ayrica bu bir ornektir. Yani konuda gecen sahislarin dusunce ve yaptiklarinin dogrulugu/yanlisligi uzerine bir degerlendirme yoktur. Digeri de insanogluna gozlem veren yani mantiksal olabilirlik olasiligi olmus olan ve algilanan, kavramlanan ve yasanan yasatilandir. Iste buradaki devrim sadece zihinsdel yani numenaldir. Bu da bir ...e gore temelindedir. Bilim ve bilimselligin yaptigida bu gozlem vereni gozlemlemek algilamak sorgulamak, bulgulamak, deneylemek v.s. temelli bilgiye donusturmektir. O yuzden burada evrime bu anlamda bir teslimiyet varsa; bu metafizik varliksal ontolojik teslimiyet, kisaca bunun ilkligine tekligine mutlakligina inanmak ve daha da ileri giderek buna zihniyert teleoloji amac gaye yuklemek ve de sir gizem temelinde bakarak insanoglunu buna teslim etmek. Iste zaten dogal ve fenomenal zihniyetin sorunu da bu dogallik kisvesi altindaki teslimiyettir. Kisacabuna varolus ta diyebiliriz, bu katagoride, meditasyon, tasavvuf, mistisizm vahdet-i vucut, mevlana v.s. de bulunur. Kisaca teslimiyetiki turludur, ya evrim icerikli fiziksel ya tanri icerikli fiziksel her halukarda da kendini yine kendi zihniyetine teslim eden insanogludur. Zaten baska bir fenomenin de boyle bir sorunu yoktur. Iste bu iki kollu somut ve soyut teslimiyet, insanoglunu caresiz kilar, bosluga dusurur, elini kolunu baglar v.s. kisaca tum sosyo-psikolojik sorunlarin da temelidir. Temeli de tek bir ana nedene dayanir. Kenduilik bilisselligi yoksunlugu. Zatenb bu bilissellik olsa teslimiyet olmaz. Iste bu teslimiyet insanin kendi kendini kendi bilgisine teslim etmesidir. Yani kendi masalina kendi inanir.
-
Insanoglunun Kurgu/Olgu/Bulgu Uclemi
Iste bilim ile aklin farki; akil bu sorulari bir insanoglu ustu guce mahkum eder, bilim ise bilimsel yontemlerle yanitlarini bulmayi nedenini ve nasilini aciklamaya calisir. Ayrica bu aciklama hic bitmeyecek, her aciklama bir virgul olacak zaman sureci icinde eski aciklamalarin yerini yenileri alacak, eski aciklamalar gozlem ile yanlislanacak ve her zaman da epistemolojik olarak tum bu ve buna benzer sorular ile ilgili olgusal gecerli olan yanitlar bulunacak, gozlemeacilan teoriler olacak,bu teoriler test edilecek ya da yanlislanacaktir v.s. Iste bilimin bilimselligi bu sinirsiz sonsuz bilgi kavram algi v.s. surecidir. Inancise inanir ve noktayi koyar. Bilim gelistikce zaman gectikce de inancin noktasi curur inanc gerilesir, cagdisilasir, yobazlasir, tutuculasir ve hatta dusmanlasir. Sonra da kendini ayakta tutabilmek icin bin dereden su getirir, firsat kollar,her turlu alevere/dalevereye bas vurur. Sonucta butun bunlari sirf inandigi inancini kendine inandirmakicin yapar. Yoksa sittin seneden kalma ve bugun kimsenin artik mantiksal bulmadigi her turlu inancsal yaratimlar hala bazi beyinlerde yer bulur muydu?
-
Birisi Kahve Yapsa da İçsek Şöyle Hüpppppppppppppp Diye
Evet, gordum. "kahvenin hatirina" serefe!
-
"Laiklik" yerine "Siyasi tarafsızlık" geliyor
Ilk soru bu resmi tarih degil midir? Anti emperyalizmi tanimlar misin? Aslinda bu konuda baslik var. Ben sizin oyle bir sey dediginizi soylemedim "Ataturk bunlari yapabildi de neden sekuler laikligi getiremedi?" olarak o soruyu sordum. Nazim hikmet ile ilgili de baslik var. M.Suphi ve arkadaslarini SSCB'nin oldurdugune dair elinizde ne gibi bir tarihi delil vardir? Algilayabildigim tek sey yazilarinizdan, Ataturk taraftari olmaniz. Cunku "toz kondurmuyor sunuz" Bu konuda da Ataturk tarasfliligi/karsitliligi basligi var. Kuvay-i milliye orgutlenmesi ne zaman baslatilmistir? SSCB deneyimi derken, aciklar misiniz? neyin deneyimi? "Yabanci toprak/baska bir ulke" derken hangi sinirlari baz aldiniz. Tabiki devlet kapitalizxmi bir ulkeyi emperyalist yapmaz. Emperyalist olmak icin ulke disi somuru ve bu somuruden pay gerekir. Yalnizunutmamak gerekirki pasta paylasilmis ve kimseye pay verilmiyor. Sorulari "yanlis" algilamayin. Sadece sizin yazilarinizi daha iyi ve verdiginiz gibi algilamak adina soruyorum. Bir somurulen icin ve acisindan, onu somurenin kendi vatandasi olmasi ya da yabanci biri olmasinin farki nedir? 1919'da ordular arasi bir savas yoktur. Yani kuvay- milliye ile yunanlilar arasinda.
-
Tanrının Varlığı Konusunda Ortaya Atılan Teleolojik Kanıtlar
Sen bana Muhammed, Allah ve Kuran uclemi disina cikarak, inancini dile getirebilir misin? Allah nerede-Kuran'da Kuran'i Allah'in yazdigini soyleyen kim-Muhammed Yani bir insanoglu olan Muhammed, Allah'in Kuran'i indirdigini soyluyor. Allah'i dogrulayan kim-Kuran Kurani dogrulayan kim-Allah Allah ile kurani ozdeslestiren kim-Muhammed.
-
Birisi Kahve Yapsa da İçsek Şöyle Hüpppppppppppppp Diye
Bu sadece bana mi, seninki nerde?
-
Birisi Çay Yapsada Şöyle Sıcak Sıcak İçsek
Tamam, sagol, simdiden ve gormeden ellerine ve becerine saglik.
-
Birisi Çay Yapsada Şöyle Sıcak Sıcak İçsek
Bu baslikta mi geliyor? Caya "ayip ve saygisizlik" olmasin?
-
Birisi Çay Yapsada Şöyle Sıcak Sıcak İçsek
Turk kahvesi mi/nescafe cinsi kahve mi? Kahve icilecek ise, diger basliga. Caya "haksizlik" olmasin!
-
Bilmek iyi midir ?
Bilmek, bilmemek, bilebilmek v.s. aslinda olan bilginin bilinebilmesi tamamen kisinin ona ulasmak istemesinin azmi ile mumkundur. Bilinmeyen ise bilinecek olandir. O yuzden bilimde bilinmeyen yoktur, sadece bilinenler temelinde yeni bilme ve bildirmelere acilim vardir. Iste bu da bilgiyi kavrami bilgi kaynagi fenomeni ve bilgi ureticisi insanoglunu ve onun gozlemini algisini bu temelde bilinc ve farkindaligini sinirsiz ve sonsuz kilar. Eger konu "bilinenlerile yetinmek/bilmek istememek" ise burada aklin inancsal siniri var demektir. Cunku bilmek bilgiye yonelmek ile olur. Bu temelde de bilgi ve bilinen degisken, yenilenen, yasamakta ve olmus olan, yanlislanabilendir. Yani her turlu inancsal tekligin mutlakligin ilkligin v.s. kisaca varligi varlik olarak sinirlamanin akilciligidir. Iste bu sinirlama zaman ile cagdisiligini, yobazligi, gericiligi, tutuculugu muhafazakarligi ve yeniye direnmeyi getirir. Yalniz eski yeniye yenilmeye her zaman mahkumdur. Ben de bir soylevi dile getireyim. "Ben babamdan ileri oglumdan geriyim" iste bu olgusalgozlem, ancak kisinin kendisini cagas uydurmasi ve yenilemesi ile mumkundur.
-
Birisi Çay Yapsada Şöyle Sıcak Sıcak İçsek
Eh peki oyler olsun, seni mi "kiracagim?" Ben aslinda tatliyi suyun disinda baska bir icecek ile yiyemem. Ictigin cay ya da kahvenin damak tadini bozuyor. Tabi soguk bir icecek olur, mesela gazoz, limonata v.s. Benim kucuklugumde caya "bati/bati" yapardik yani buskuit batirir yerdik. Coffee anlamindaki kahve cesitleri benim zamanimda pek yoktu. Sadece turk kahvesi vardi, onu da annem "cocuklar icmez" diye icirmezdi. Aslinda simdi dusunuyorum da, neden cocuklar turk kahvesi icmesin? Simdi ise sallama cay, sutlu cay, nescafe v.s. revasta.
-
Birisi Çay Yapsada Şöyle Sıcak Sıcak İçsek
Eh ne yapalim, misafir umdugunu degil;buldugunu yer. Aslinda soyle tuzlu kurabiye ya da kiymali borek daha bir guzel olurdu. Ben de amma "yuzsuzum" degil mi?
-
"Laiklik" yerine "Siyasi tarafsızlık" geliyor
Bende tek tek yanitlayalim. Fransizlarla olan savaslar bolge halkinin savaslariydi. Yani savastan ziyade ayakjlanmalar ve mufredit cikislar. Ben ordularin biri biri ile savasmasindan bahsediyorum. Bu temelde bilinen tek savas yunan ordusu ile osmanli ordusu ile de bir savas olmadi. Ayrica kurtulus savasi 1920-22 arasindadir. Oncesi osmanli ordusudur. Seni isgal eden ile kendin hakimiyeti almak adina yapilan savas baskadir, bir savasin amacinin yani iktidarin emperyalist bir icerik gelecek tasimamasi baskadir. Antiemperyalizm, emperyalistler ile fiziki savas degildir, dusunce olarak verilen savastir. Ayni teroristlere karsi verilen savasin terorizm ile ilgili bir savasim olmadigi gibi. Yani biri fizikidir, digeri zihinseldir. Yani Ataturk'un zihninde ulkeyi emperyalist yapmama gibi bir dusunce yoktu. Soyle dusunun. Bir dukkan birilerinin elinde, siz o dukkani ele gecirmekicin savasiyorsunuz. Ama dukkani aldiginizda ayni savastiginiz gibi dukkani yapacaksiniz. Yani emperyalizmi emperyalistler altinda degil; kendi iktidarinizda getireceksiniz. Ataturk bunu ongoremezdi, cunku kendisi birey bilincine sahip degildi. Dikkat edin Ataturk nerede ne zaman kendi dusuncesini aciklamistir. Herseyi kendi algisinca ulke ve toplumun yararciligi adina yapmistir, yani pragmatisttir. Bunun icin Lenin'i bile kullanmistir. Ayrica demokratta degildir, cunku rakiplerine soz hakki tanimamistir. Gelelim yaptiklarina; siz toplum ve farkli halklarinin padisahligin, halifeligin, kadiligin, imparatorlugun v.s. kaldirilmasina razi oldugunu dusunuyorsunuz da, neden sekulerlige razi olmasin. Yani Ataturk sekuler bilince sahip degildi. Kendi duzeyi her ne ise onu topluma vermek istedi. TC hic bir tarihte birey yetistirme bilincine devlet ve iktidar olarak ulasamamistir. Zaten birey yoksa demokrasi de haklar da ozgurlukler desadece iktidarin getirdigi temeldedir, halkin talebi temelinde degil. Peki 1923-38 arasi mesela N.Hikmet'e yapilanlari nasil karsiliyorsunuz, M.Suphi ve arkadaslari olayini A.Kemal olayini nasil acikliyorsunuz? Kisaca TC hangi doneminde milli ve dini teklestirme politikasi gutmemistir? bu nasil bir laiklik anlayisidir? Benim bu konudaki tarihi algim, Ataturk yapabildigini degil; ancak bilebildigini yapmistir. Zaten pragmatist olmasi da buirdan gelir. Cunku her bir ideolojik inancsal izm kendine Ataturk'te yer bulur. Bunun fasizm ya da sosyalizm olmasi ya da ateizm teizm ya da deizm olmasi fark etmez. Yani herkes kendi ideolojik inancsal dogru penceresinden bakarak kendinde Ataturk'e yer bulur. 1938-50 donemini yani cok partili sisteme gecis ve CHP'nin kaybedisi donemini nasil acikliyorsunuz?
-
"Laiklik" yerine "Siyasi tarafsızlık" geliyor
Ben ornekleri verirken, herhangi bir seyi ima etmedim. Sadece Ataturkun bilgi bilinc ve farkindalik duzeyini belirtmek icin o ornekleri verdim. Ataturk'un birey bilinci olmadigina ve pragmatist olduguna ne diyorsunuz? Ayrica sen hangi TC doneminde devletin dine "notr" baktigini soyleyebilirsin. Ya da TC hic bir zaman bir devlet oldu mu? Yani iktidarin tamamen emri altinda olmayan bir devlet donemi yasandi mi? http://www.turkish-media.com/forum/topic/292117-laik-sekuler-farki-uzerine/ Ataturk emperyalizme karsi mi/yoksa emperyalist guclere karsi mi savas verdi? Ayrica yunanlilar disinda hangi isgal devleti ile savasti?